İdiyopatik Maküla Deliğinin n Cerrahi ra Tedavisinde Tamponad Olarak Kullanılan C 3 f 8 ve Silikon iko Yağının Karşılaştırılması

Benzer belgeler
İdiopatik Makula Deliği Cerrahisi Sonuçlarımız*

Maküla Deliği Cerrahisi Sonuçlarımız*

İdiyopatik Maküla Deliği Cerrahisi Sonrası Üç Günlük Yüzüstü Yatış Pozisyonunun Anatomik ve Fonksiyonel Sonuçları

Makula Deliği Tedavisinde Brilliant Mavisi Yardımı ile İnternal Limitan Membran Soyulması

Evre 3 ve 4 Maküla Deliği Tedavisinde Vitrektomi ve İnternal Limitan Membran Soyulmasının Anatomik ve Fonksiyonel Sonuçları

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi

Drusenoid Madde Birikimi Eşliğindeki İdiyopatik Maküla Deliği Olgularında Cerrahi Tedavi Sonuçları

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Makula Deliği Cerrahisi

Maküla Deliği Olgularında Klinik Seyir ve Prognoz

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

Katarakta Eşlik Eden Retina Hastalığı Olan Olgularda Aynı Seansta ve Ayrı Seanslarda Uygulanan Girişimlerin Karşılaştırılması

Katarakt cerrahisi sırasında ve travmaya bağlı vitreusa disloke olan göz içi lens ve nükleuslarda pars plana vitrektomi

Komplike Retina Dekolmanlarında Pars Plana Vitrektomi ile Birlikte 5000 cs Silikon Yağı Kullanımı

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

KROMOVİTREKTOMİ. Dr.Gaye Dişli Dr.Şengül Özdek. Mart 2011

Travmatik Maküla Deliğinin Cerrahi Tedavisi

İdiyopatik Maküla Deliği Olgularının Tedavisinde 23 Gauge Transkonjonktival Pars Plana Vitrektomi Yönteminin Etkinliği ve Güvenirliği

Anah tar Ke li me ler: İdiyopatik epiretinal membran; sekonder epiretinal membran; görme keskinliği; merkezi maküla kalınlığı

Vitreo - Retinal Cerrahi, Dünü - Bugünü...

Diabetik Makula Ödeminde Kombine Tedavi

Alt Kadran Yerleşimli Retina Yırtıklarına Bağlı Dekolmanlarda Cerrahi Sonuçlarımız

Turkish Title: İdiopatik Parafoveal Telenjiektazide Epiretinal Membrana Bağlı Diffüz Retinal Kalınlaşma

Hemisantral Retinal Ven Tıkanıklığının Uzun Dönem Sonuçları LONG-TERM OUTCOMES OF HEMICENTRAL RETINAL VEIN OCCLUSION

Raşit KILIÇ 1, Ayşe ÖNER 2 ABSTRACT

Katarakt Cerrahisi Sırasında Vitreusa Lens Parçası Düşen Gözlerin Klinik, Cerrahi Özellikleri ve 6 Aylık Takip Sonuçları

Çocuk Yaş Grubunda Pars Plana Vitrektomi Endikasyon ve Sonuçları*

Katarakt Cerrahisi Sonrası Retina Dekolmanında Tedavi Seçenekleri*

Diyabetik traksiyonel retina dekolmanlı olgularda 23-gauge pars plana vitrektomi cerrahisi sonuçları

Psödofakik Retina Dekolmanlarının Tedavisinde Farklı Cerrahi Tekniklerin Karşılaştırılması

Nüks Retina Dekolmanlarında Primer Cerrahi Tekniğin Etkinliği*

Diabetik Makula Ödeminde Florosein Anjiografi ve Optik Koherens Tomografi Bulgularının İlişkisi

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ. Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

Oftalmik Mikroendoskobinin Güncel Vitreoretinal Cerrahiye Olan Katkıları

Penetran Göz Yaralanmaları

Yırtıklı Retina Dekolmanlarında Pnömatik Retinopeksi*

Vitreoretinal Cerrahide Xenon Işık Aydınlatmanın Etkileri

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

Özgün Araflt rma / Original Article

a) Başlangıç tedavisine göre görme keskinliğinde artış olmaması veya görme keskinliğinin azalması veya

Epiretinal Membran Cerrahisi Uygulanan Hastalarda Görsel Prognozu Etkileyen Faktörler

(3) Tedavinin etkinliğine (tedaviye cevapsızlık/yetersiz cevap) yönelik değerlendirme kriterleri aşağıdaki gibidir:

Fakoemülsifikasyon Cerrahisi Sırasında Vitreus İçine Düşmüş Lens Parçaları Olgularında Pars Plana Vitrektomi Sonuçları*

Maküler Hol Cerrahisi Sonrası Fotoreseptör Hücre Tabaka Bütünlüğünün Görsel Prognoz Üzerine Etkisi

Transkonjonktival Sütürsüz Yöntem ile Aktif Silikon Alınması: 23-Gauge Sistemi Güvenilir ve Etkin mi?

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı

Pars Plana Vitrektomi ile Kombine Fakoemülsifikasyon ve Göz İçi Lens İmplantasyonu Cerrahisi Sonuçlarımız*

Diyabetik Epiretinal Membranlar Nedeniyle 23 Gauge Pars Plana Vitrektomi Ameliyatı Geçiren Hastaların Klinik Sonuçları

Regmatojen Retina Dekolmanı Tedavisinde Pnömatik Retinopeksi Başarısına Etki Eden Faktörler

Kronik Üveitlilerin Arka Segment Komplikasyonlarının Tedavisinde Vitroretinal Cerrahi Sonuçları

Fakoemülsifikasyon Cerrahisine Bağlı Nükleus Dislokasyonu Nedeniyle Pars Plana Vitrektomi Yapılan Olgularda Görme Keskinliğini Etkiyen Faktörler

The Effect of Intravitreal Triamcinolone Acetonide on Postoperative Success in Rhegmatogeneus Retinal Detachment with Proliferative Vitreoretinopathy

Suprakoroidal Hemorajilerde Yaklaşım

Çift-Boyama Yöntemi Kullanılarak 23-Gauge Transkonjonktival Sütürsüz Vitrektomi ile Epiretinal Membran Cerrahisi

Psödofakik Regmatojen Retina Dekolmanı Olgularında Konvansiyonel Skleral Çökertme Cerrahisi

MAKULA HASTALIKLARI. Prof.Dr. Solmaz AKAR

İdiyopatik Peripapiller Subretinal Neovasküler Membranın Cerrahi Çıkarılması*

RETİNA DEKOLMANI PROF. DR. ŞENGÜL ÖZDEK

Diyabetik Vitreomaküler Traksiyon Nedeniyle 23 Gauge Pars Plana Vitrektomi Geçiren Olguların OKT Bulguları ve Cerrahi Sonuçları

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Retina Ameliyatlarından Sonra Oluşan Refraksiyon Değişimleri

23 Gauge Transkonjonktival Sütürsüz Pars Plana Vitrektomi Uygulanan Gözlerde Göz İçi Tamponadların Göz İçi Basıncına Etkisi*

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Ciddi Hipotoniyle Seyreden Vogt-Koyanagý- Harada Sendromlu Bir Olguda Cerrahi Tedavi

Göz İçi Yabancı Cisimlerinin Eşlik Ettiği Açık Glob Yaralanmalarında Kombine Fakoemülsifikasyon ve Pars Plana Vitrektomi*

Dev Yırtıklı Retina Dekolmanlarında Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız

Primer Açık Açılı Glokom (İlk Değerlendirme)

Proliferatif Diyabetik Retinopatili Hastalarda Vitreoretinal Cerrahi Sonrası Nüks Vitre İçi Kanamaları

Üç Yıllık Anti-VEBF Tedavisi Sonrası Klinik Değiştiren Bir Yaş Tip Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastası

Prof.Dr. A. Hakan Durukan GATF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

Proliferatif Diabetik Retinopatide Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Kronik Üveitlere Baðlý Arka Segment Komplikasyonlarýnda Vitreoretinal Cerrahi*

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Çocukluk Yaş Grubunda Travma Sonrası Uygulanan Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Göz İçi Yabancı Cisim Olgularında Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız*

Arka Segment Göz İçi Yabancı Cisimleri nin Tedavisinde Vitreoretinal Cerrahi ve Sonuçları

Vitreoretinal Cerrahide Ağır Silikon Yağı Tamponatının Etkinliği*

Arka Segment Göz İçi Yabancı Cisimlerinde Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız

Proliferatif Diyabetik Retinopati Tedavisi

Retina ven dal tıkanıklıgı yaş arası en sık Optik diskten 1-2 DD mesafede, çarprazlaşma bölgelerinde %77,7 temporal dal

Yrd.Doç.Dr. İbrahim Arif KOYTAK

Katarakt Cerrahisi Sonrası Maküla Kalınlık Değişimlerinin Optik Koherens Tomografi ile Değerlendirilmesi

Primer ve Sekonder Epiretinal Membranların Optik Koherens Tomografi Bulgularının Karşılaştırılması*

Proliferatif Diyabetik Retinopatisi olan Tip 2 Diyabetik Olgularda Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız*

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2008 : 6 (2) : Geç Dönem Travmatik Olmayan Çocukluk Çağı Kataraktlarında Cerrahi Sonuçlarımız

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Glokom Hastasının Kataraktı. Prof. Dr. Ahmet Akman, FACS Başkent Üniversitesi

Ýdiyopatik Makula Deliklerinin Tedavisinde Ýndosiyanin Yeþili Yardýmý ile Retina Ýç Limitan Membranýn Soyulmasý

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

VİTREORETİNAL CERRAHİDE YENİ UFUKLAR... Aksesuar

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

KATARAKT CERRAHİSİ VE/VEYA GÖZİÇİ LENS İMPLANTASYONU İÇİN ONAM FORMU

Effect of cataract surgery on postoperative macular edema in patients with diabetic macular edema

Transkript:

3 ISSN:2149-455X Makale / Article İdiyopatik Maküla Deliğinin n Cerrahi ra Tedavisinde Tamponad Olarak Kullanılan C 3 f 8 ve Silikon iko Yağının Karşılaştırılması Faruk Kaya 1, İbrahim Koçak 1, Ali Aydın 1, Hakan Baybora a 1, Hacı Koç 2, Salih Bozkurt 2 1 İstanbul Medipol Üniversitesi; i; Tıp Fakültesi; Göz Kliniği; İstanbul 2 İnci Göz Hastanesi, Sakarya Özet Amaç Maküler delik cerrahisinde tamponad olarak kullanılan silikon yağı (SY) ve C3F8 i anatomik başarı ve görme keskinliğinde artış açısından karşılaştırmak. Gereç ve Yöntem: Retrospektif, karşılaştırmalı çalışmamıza maküler delik nedeniyle pars plana vitrektomi ameliyatı uygulanan 39 hastanın 39 gözü dahil edildi. Göz içine tamponat olarak SY veya C3F8 konulan iki grup oluşturuldu. Cerrahi sonrası erken dönem ve nihai kontrolde anatomik olarak maküla deliğinin kapanma oranı ve görme keskinliğinde artış miktarları ölçüldü ve iki grup arasında anlamlı fark olup olmadığı değerlendirildi. İki grup (SY ve C3F8) arasındaki karşılaştırmalar, Man-Whitney U testi ve kikare testi kullanılarak yapıldı. P değerleri 0,05 altında istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: SY grubunda erken dönem maküla deliğinin anatomik olarak kapanma oranı %94.4 (17/18) iken, C3F8 grubunda bu oran %95.2 (20/21) olarak belirlendi (p=0.54).ikinci ameliyatlar sonrasında; son kontrolde maküla deliğinin anatomik olarak kapanma oranı SY grubunda %94.4 (17/18), C3F8 grubunda 100% (21/21) olarak belirlendi (p=0.29).son kontroldeki görme keskinliği ile PPV öncesi görme keskinliği arasındaki fark, SY grubunda 0.74±0.39 logmar iken C3F8 grubunda 0.72±0.35 logmar olarak belirlendi (p=0.91). Bütün karşılaştırmalar için iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı ( p>0.05 ). Sonuç Çalışmamızda maküla deliği için yapılan PPV ameliyatında tamponad olarak kullanılan SY ve C3F8 arasında, son kontroldeki anatomik başarı ve görme keskinliğinde artış açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştı Anahtar Kelimeler: Maküla deliği, pars plana vitrektomi, silikon yağı, C 3 Abstract Purpose: Materials and Methods: Results: Conclusion: To compare anatomic and visual outcomes of silicone oil and C3F8 as tamponade in macular hole surgery. In this retrospective and comparative study 39 eyes of 39 patients who underwent pars plana vitrectomy for idiopathic macular hole were included. Two groups were made up according to the tamponade (silicone oil or C3F8). Postoperative increasing in visual acuity, initial and final hole closure rate were evaluated and two groups were compared. Man-Whitney U and Chi-square test were used for statistical analyses. Results were considered statistically significant as p<0.05. The rate of hole closure in early period with oil tamponade was %94.4 (17/18) and%95.2(20/21) in C3F8 group (p=0.54). The final rate of hole closure after reoperations was 100% in C3F8 group and %94.4, in silicone oil group (p=0.29). In final examination, the change in amount of visual acuity for silicone oil group was 0.74±0.39 logmar and 0.72±0.35 logmar for C3F8 group (p=0.91). In our study, there was no statistically difference between silicone oil andc3f8 tamponade in macular holesurgery when comparing for final closure of macular holes and rates of increase in visual acuity Keywords: Macular hole, pars plana vitrectomy, silicone oil, C 3 Corr. Author: Dr. Faruk KAYA Nisa Hastanesi, Fatih caddesi, Okul Sokak, No: 1 Bahçelievler/İstanbul GSM: 0533 430 25 50 E-mail: drfarukkaya@yahoo.com makale3

84 J hum rhythm - June 2016;2(2):81-86 Makale / Article Giriş Evre 2-4 arası maküla deliği tedavisinde klasik olarak pars plana vitrektomi (PPV) ve gaz tamponadı ameliyatı uygulanmaktadır. 1-3 Ancak ameliyat sonrası yüz üstü pozisyonunda uzun süre kalma mecburiyeti ameliyat başarısının önemli bir parçasıdır. 4 Fiziksel, medikal veya sosyal nedenlerle bu pozisyonda kalamayan hastalarda sorun ortaya çıkmaktadır. Gaz tamponadı kullanılan hastalarda uçakla seyahatin; gazın göz içerisinde genişleyerek, göz içi basıncını arttırması sonucu retinal ve koroidal kan akımını bozması nedeniyle kısıtlanması başka bir sorundur. Bu nedenle gaz tamponada karşı güvenilir bir alternatif olarak silikon yağı (SY) kullanımı gündeme gelmiştir. 5,6 Silikon yağı kullanılan hastalarda pozisyon verme süresi kısalmakta, ameliyat sonrası uçakla seyahat kısıtlaması olmamaktadır. Ancak tamponad olarak SY kullanılan hastalar ilerleyen aylarda SY çıkarılması amacıyla ikinci kez ameliyat olmak durumundadır. Biz de bu çalışmamızda; idiyopatik maküla deliği için yapılan PPV cerrahisinde, SY ve gaz tamponadı kullanımının ameliyat sonrası anatomik başarı ve görme keskinliği üzerindeki etkisini değerlendirdik. YÖNTEM ve GEREÇ Retrospektif çalışmamıza, Özel Nisa Hastanesi Göz Kliniğinde Mayıs 2008-Eylül 2014 tarihleri arasında maküler delik tanısı ile PPV cerrahisi uygulanmış 39 hastanın 39 gözü dahil edildi. Tüm hastalarımızdan yazılı bilgilendirilmiş onam formu alındı. Medipol Üniversitesi Etik Kurulu onayı alınarak çalışma başlatıldı. Çalışmamızı Helsinki Deklarasyonu kriterlerine uygun olarak gerçekleştirdik. Çalışmaya evre 3-4 arasındaki idiyopatik maküla deliği hastalarını dahil ettik. Kornea opasitesi, aktif oküler inflamasyon ve sistemik enfeksiyon bulunan, bağ dokusu hastalığı olan ve psödohol tespit edilen hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Bütün hastalar tashihli en iyi görme keskinliği (logmar olarak ifade edildi.), göz içi basıncı, ön segment muayenesi, dilate pupilden fundus muayenesi içeren tam bir oftalmolojik muayeneden geçirildi. Bütün hastalara optik koherens tomografi (OKT) ile maküla görüntülemesi yapıldı.<400 µçaplı maküla deliği evre 2, 400µ. çapındaki maküla deliği evre 3, tamamlanmış arka vitreus dekolmanı olan hastalar evre 4 maküla deliği olarak değerlendirildi. Maküla deliği cerrahisi geçiren ve yeniden maküla deliği oluşanlar rekürren delik olarak değerlendirildi. Hastalara tamponad olarak C 3 veya SY kullanımının avantaj ve dezavantajları anlatıldı ve tamponad çeşidi hastanın tercihine ve fiziksel-medikal durumuna göre belirlendi. PPV cerrahisi öncesinde subtenon anestezi uygulandı. Kataraktı bulunan hastalara, PPV öncesi katarakt cerrahisi yapıldı. Bütün hastalara standart 3-port PPV uygulandı. Evre 3-4 maküla deliği olgularında arka kortikal vitreusun optik sinir başından ayrışması yumuşak uçlu aspirasyon kanülü veya aspirasyon modundaki vitrektomi probu yardımı ile sağlandı ve maküla boyunca perifer retinaya doğru sıyrıldı. Mümkün olduğunca bütün retina periferine 360 tam bir vitrektomi uygulandı. Periferik retina, retinal yırtıklar açısından tarandı ve varsa endolaser fotokoagülasyon ile tedavi edildi. Sıvı-hava değişimi sonrası makula triamsinolon veya ILM boyası ( Brillant G) ile boyanarak internan limitan membran (ILM) daha iyi görünür hale getirildi. Hava-sıvı değişimini müteakiben elmas uçlu membran scraper yardımı ile ILM retinadan gevşetildi ve vitreoretinal forseps yardımı ile maküla boyunca 360 ve 2 optik disk çapı büyüklüğünde, retinadan sıyrıldı (maküloreksis). Daha sonra C 3 kullanılan hastalarda sıvı-hava ve hava-gaz (%12C 3 ) değişimi uygulanırken, SY kulanılan hastalarda sıvıhava ve hava-silikon (1000cs) değişimi uygulandı. Uygulanan C 3 veya SY miktarı ameliyat sonrası GİB artmayacak şekilde ayarlandı. Skleral giriş yerleri 7/0 vicryl, konjonktiva 8/0vicryl ile sütüre edildi. C 3 uygulanan hastalar 1 hafta boyunca yüzüstü yatmaları konusunda uyarılırken; SY uygulanan hastalara 1 gün yüz üstü pozisyon verildi, müteakip günlerde sırt üstü yatmaktan kaçınmak şartıyla istedikleri pozisyonda yatabilecekleri söylendi. SY kullanılan hastalarda cerrahi sonrası 3. ayda SY çıkarılması esnasında, katarakt gelişmişse, aynı seansta, fakoemülsifikasyon cerrahisi de uygulandı. Bu hastalara, göz içi lens implantasyonu aşamasının öncesinde, arka kapsüloreksis uygulanarak, ön kamara maintainer altında, translimbal silikon yağı ekstraksiyonu uygulandı. Önceden psödofak olan hastaların silikon yağı ekstraksiyonu sklerotomiler yardımı transskleral yoldan uygulandı. Hastaların ameliyat sonrası; 1. hafta, 1. ay, 3. ay, 6. ay ve son kontroldeki tashihli en iyi görme keskinliği, erken dönem ve

Makale / Article J hum rhythm - June 2016;2(2):81-86 85 geç dönem maküla deliği kapanma oranı, kapanmayan (persistan) veya kapanıp nüks ederek yeniden oluşan maküla deliği vakaları 1. ay, 3.ay ve 6. aydaki OKT çekimleri ile tespit edilerek not edildi. 1. ayda C 3 nedeniyle kaliteli çekim yapılamayan hastalarımıza OKT çekimi yapılmadı. Görme keskinlikleri istatistiksel analiz amacıyla LogMAR cinsinden not edildi. Maküla deliğinin kapanıp kapanmadığı klinik muayene ve OKT görüntülemesi ile değerlendirildi. Delik köşeleri silikleşip görünmez hale gelmişse, deliğin olduğu bölge subretinal sıvı olmaksızın RPE ile paralel hale gelmişse delik kapanmış olarak değerlendirildi. İstatistiksel hesaplamalar statplus (Analysoft, USA) kullanılarak yapıldı. İki grup (SY ve C 3 ) arasındaki karşılaştırmalar, Man- Whitney U ve kikare testi kullanılarak yapıldı. P değerleri 0,05 altında istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. BULGULAR Mayıs 2008-Eylül 2014 tarihleri arasında maküler delik tanısıyla PPV ameliyatı olmuş 39 hastanın 39 gözü retrospektif olarak incelendi. 18 hastaya tamponad olarak SY kullanılırken 21 hastaya %12 lük C 3 kullanılmıştı. Hastaların ortalama yaşı 64.7±8.9 (47-74 yaş) idi. SY ve C 3 grubunda hastaların tamamının şikayet süresi 1 yıldan azdı. Hastaların ortalama takip süresi 9.45±4.1 ay (7-22 ay) idi. SY grubu ortalama 9.85±5.15 ay (7-22 ay) takip edilirken, C 3 grubu ortalama 8.75±1.13 ay (8-11 ay) takip edildi. Hastaların ameliyat öncesi özellikleri ve hastaların sahip olduğu maküla deliğinin özellikleri ve evreleri tablo1 de verilmiştir. SY grubunda erken dönem maküla deliğinin anatomik olarak kapanma oranı %94.4 (17/18) iken, C 3 grubunda bu oran %95.2 (20/21) olarak belirlendi. Erken dönem maküla deliğinin anatomik olarak kapanması açısından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0.54). C 3 grubunda erken dönemde kapanmış olan 1 vakada ise ilerleyen kontrollerde yeniden delik teşekkül etti (4.76%). C 3 grubunda tekrar ameliyat gereken toplam iki maküla deliği vakasının ( 1 persistan, 1 nüks) ikisinde de, maküla deliği ikinci ameliyat sonrası kapandı. SY grubunda erken dönemde kapanmayan (persistan) 1 hastaya, fundus bulgularına göre başarı şansı düşük olarak değerlendirilerek 2. ameliyat önerilmedi. SY grubunda 1 hastada, maküla deliği kapanmış olmakla beraber, Tablo 1. Ameliyat öncesi hasta özellikleri Parametre SY grubu(n=18) C3F8 grubu (n=21) P değeri Cinsiyet Erkek, n(%) 8 (%44.4) 9 (%42.8) 0.41* Kadın, n(%) 10 (%55.6) 12 (%57.2) Yaş (yıl), 63.71±8.58 65.75±9.58 0.21** PPV öncesi lens durumu, n(%) Fakik 12 (%66.6) 18 (%85.1) 0.50* Psödofak 6 (%33.4) 3 (%14.9) Viteomaküler traksiyon,n(%) 1 (%5.5) 2 (%9.5) 0.39* Epiretinal membran,n(%) 3 (%16.6) 4 (%19) 0.48* Maküler deliklerin ortalama bazal çapları(mic.) 550±92 582±89 0,38* Maküla deliği evresi, n(%) Evre 3 5 (%27.7) 5(%31.2) 0.41* Evre 4 13(%72.3) 16 (%68.8) n=sayı, SY= Silikon Yağı *Kikare testi ile**man-whitney U testi ile ön kamarada silikon yağı tespiti nedeniyle SY-C 3 değişimi uygulandı. İkinci ameliyatlar ilave edildiğinde; SY grubunda maküla deliğinin anatomik olarak kapanma oranı %94.4 (17/18) olurken, C 3 grubunda da bu oran % 100 (21/21) olarak belirlendi. Bütün hastalar göz önüne alındığında maküla deliğinin anatomik olarak kapanma oranı son kontrolde %97.4 (38/39) idi. İki grubun anatomik başarı karşılaştırması tablo 2 de verilmiştir. Tablo 2. İki grubun anatomik başarı bakımından karşılaştırması C3F8 SY grubu P değeri grubu İlk ameliyat sonrası erken dönem anatomik başarı oranı 17/18 (%94.4) Nüks maküla deliği oranı 0/18 (%0) Persistan maküla deliği oranı İkinci ameliyat sonrası anatomik başarı oranı SY= SilikonYağı *Kikare testi ile 1/18 (%5.5) 17/18 (%94.4) 20/21 (%95.2) 1/21 (%4.7) 1/21 (%4.7) 21/21 (%100) 0.54* 0.17* 0.54* 0.29*

86 J hum rhythm - June 2016;2(2):81-86 Makale / Article SY grubunda ameliyat öncesi görme keskinliği ortalaması 1.41±0.40 logmar (1-2) iken, C 3 grubunda 1.15±0.27 logmar(0.69-1.3) idi (p=0.28). SY grubunda PPV sonrası son kontrolde görme keskinliği ortalaması 0.60±0.27 logmar (0.22-1) iken, C 3 grubunda 0.55±0.28 logmar (0.39-1) olarak belirlendi (p=0.79). Son kontroldeki görme keskinliği ile PPV öncesi görme keskinliği arasındaki fark (görme keskinliğinde artış) SY grubunda 0.74±0.39 logmar iken, C 3 grubunda 0.72±0.35logMARolarak belirlendi (p=0.91). Bütün hastalar göz önüne alındığında görme keskinliğinde artış 0.71±0.38 logmar oldu. Hastaların ameliyat sonrası zamana göre değişen görme keskinliğindeki değişim tablo 3 tedir. Tablo 3. Hastaların ameliyat sonrası zamana göre değişen görme keskinlikleri (GK) ortalaması SY grubu GK C3F8 GK P değeri PPV öncesi GK (logmar) 1.41±0.40 1.15±0.27 0.28* Son kontrolde GK (logmar) 0.60±0.27 0.55±0.28 0.79* Son kontrolde GK-PPV öncesi GK farkı (logmar) 0.74±0.39 0.72±0.35 0.91* SY= Silikon Yağı * Man-Whitney U testi ile Son kontrolde SY grubunda metamorfopsi şikayetinde düzelme olan hasta oranı 14/18 (%77.7 ) iken, bu oran C 3 grubunda 17/21 (%80.9) olarak bulundu. Son kontrolde yakın görmesinde düzelme tespit edilen hasta oranı SY grubunda 15/18 (%83.8 ) iken, C 3 grubunda bu oran 18/21 (%85.7) idi. SY grubunda başlangıçta %66.6 (12/18) olan fakik hasta oranı, PPV ile kombine veya silikona bağlı katarakt gelişimi nedeniyle ilave katarakt cerrahisi sonucunda son kontrolde %0 (0/18) olarak oluştu. C 3 grubunda, 2 hastada katarakt nedeniyle PPV ile kombine katarakt cerrahisi uygulandı ve ameliyat öncesi %85 (18/21) olan fakik hasta oranı son kontrolde %76.1 (16/21) bulundu. TARTIŞMA Maküla deliği; tedavisi cerrahi olan bir hastalıktır. Uygulanan pars plana vitrektominin başarısı bazı faktörlere göre değişmektedir. Maküla deliğinin çapı ve hastalığın süresi, 8,9 kullanılan adjuvan tedaviler, 10 ILM nin cerrahi esnasında soyulup soyulmaması, 11 ameliyat sonrası hastaya doğru şekil ve sürede pozisyon verilmesi 12 bu faktörlerden bazısıdır. Cerrahi tamponad olarak SY veya gaz kullanımı da anatomik ve görsel başarıyı etkileyebilecek bir diğer faktördür. Goldbaum ve ark. Evre 3-4 maküla deliği cerrahisinde SY kullanımı ile, cerrahi sonrası pozisyon vermeden %83 anatomik başarı, görme keskinliğinde ortalama 3.4 sıralık artış bildirmişlerdir. 5 Pertile evre 3-4 maküla deliği cerrahisinde SY kullanımı ile %97 anatomik başarı, gaza göre daha yüksek görsel başarı bildirmiştir. 6 Buna karşılık Voo ve ark. SY kulanımı ile %50, gaz tamponadı kullanımı ile %75 lik anatomik başarı bildirdi. 7 Tafoya ve ark. anatomik başarı olarak SY (%81) ve gaz tamponad (%83) için yakın sonuçlar bulurken; görsel başarı açısından, birinci yıl değerlendirmesinde gaz tamponadı (2.4 sıralık artış) silikon yağına göre (1 sıralık artış) daha üstün buldular. 13 Anatomik başarıdaki yakın oranlara rağmen, görme keskinliğinde artışın gaz tamponadında daha yüksek olması irdelenebilir. SY toksik etkilerle RPE iyileşmesini sınırlandırabilir. Retina dekolmanında da SY kullanılır, ancak bu vakalarda SY maküla deliği vakalarının aksine direkt olarak RPE ve fotoreseptörler ile temas halinde değildir. Silikon yağının RPE ve fotoreseptörler için toksik olduğunu bildiren çalışmalar vardır. 14,15 Ayrıca SY kullanılan hastalarda yüz üstü pozisyonlama yapılmaması, eser miktarda subretinal sıvı kalıntısına yol açarak, delik kenarlarının tam yatışmasının gaz tamponada göre daha başarısız olmasına yol açabilmektedir 13. SY kullanılan hastalarda cerrahinin birinci günü yüz üstü pozisyon önerilip, müteakip günlerde sırt üstü yatış önlenmesi şartıyla, pozisyonlamada daha rahat davranılabilir. Cerrahi esnasında da 35 gaugekanül yardımı ile, foveada kalması muhtemel minimal subretinal sıvı ekarte edilerek, delik kenarlarının tam yatışması sağlanmalıdır. 13 Gaz tamponadın üstünlüğüne yönelik bir diğer teori; gaz kullanımı ile maküla deliği üzerinde adezyonu arttıran glial hücre reaksiyonu oluştuğu şeklindedir. 16 Aynı cevabın SY ile oluşup oluşmadığının araştırılmasıgerekir. Gaz tamponadın üstünlüğünü açıklamak için ortaya atılan bir diğer teori, gaz tamponadın silikon yağına göre çok daha yüksek basınç etkisi oluşturarak; delik kenarlarını mekanik olarak ittiğini, retinayı, RPE ye daha güçlü yapıştırdığı yönündeki görüştür. 17 Lai ve ark. gaz kullanılan hastalardaki anatomik ve görsel başarılarının SY kullanılan hastalara göre daha yüksek olduğunu bildirdiler. 17 Değişik çalışmalarda tamponad olarak SY kulla-

Makale / Article J hum rhythm - June 2016;2(2):81-86 87 nılan hastalar değerlendirilirken, karşılaşılan bir zorluk; hasta özelliklerinin ve cerrahi yöntemin farklılığıdır. Lai ve ark cerrahi prosedüre ILM soyulmasını eklerken 17, Goldbaum ilaveten ILM soyma işlemi yapmamıştır. 5 Lai ve ark. cerrahiye ilaveten adjuvan tedavi eklemezken, Voo bazı hastalarında adjuvan ilaç (otolog tam kan) kullanmıştır. 7 Dikkat edilmesi gereken bir diğer faktör cerrahi esnasında vitreus kavitesinin SY ile yetersiz doldurulmamasıdır (80% altında). 5 Çalışmaları değerlendirirken bu tarz farkılıkları göz önünde bulundurmak gerekir. Biz cerrahi prosedürümüze ILM soyulmasını eklerken, herhangi bir adjuvan ilaç uygulaması eklemedik ve vitreus kavitesini göz içi basıncını arttırmayacak şekilde tamamen doldurmaya çalıştık. SY ve gaz tamponadı görsel açıdan karşılaştırırken, gaz tamponadı kullanılan hastalarda erken dönemde görme keskinliğinde artışın daha yüksek olması beklenir. Çünkü SY kullanılan hastalarda, 3. ayda silikon yağı çıkarılması gerekecektir. Bu süre boyunca bu hastalarda çok iyi düzeyde görsel iyileşme beklenmemelidir. Ayrıca SY kullanılan hastaların çoğunda silikon yağına bağlı katarakt gelişecek ve prosedüre fakoemülsifikasyon cerrahisi de eklenmesi gerekecektir. Bu nedenle geç dönem görme keskinliği seviyeleri ile yapılan karşılaştırmalar daha sağlıklı olacaktır. Biz de çalışmamızda görsel sonuçları karşılaştırırken, göz içinde silikon yağı ve gaz varlığı, katarakt gelişimi ve fakoemülsifikasyon cerrahisi gibi, görme keskinliğini etkileyebilecek faktörleri ekarte etmek için son kontroldeki görme keskinliği seviyelerini dikkate aldık. Ayrıca daha önceki çalışmaları dikkate alarak, 5,13,17 SY kullandığımız hastalarda, birinci gün yüz üstü pozisyon önerdik, sonraki günlerde sırt üstü yatmaktan kaçınmak şartı ile yüzüstü pozisyonlamada katı davranmadık. olarak değerlendirilebilir. Benzer çalışmaların daha fazla hasta sayıları ve daha uzun takip süreleri ile tekrar yapılıp değerlendirilmesi önerilebilir. SONUÇ Çalışmamızda erken dönem anatomik başarı ve görme keskinliğinde artış açısından SY, C 3 e göre daha yüksek değerler sunsa da, istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Tekrar PPV ameliyatı gereksinimi açısından silikon yağı, C 3 e göre daha başarılı bulundu. İkinci ameliyatlar sonrasında, son kontroldeki anatomik başarı açısından C 3, silikon yağına göre daha yüksek yüzdeler sunsa da, fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ayrıca tamponat olarak SY kullanılacaksa, ameliyat öncesinde hastalar; 2-3 ay sonra silikon çıkarılması amacıyla ikinci bir ameliyat gerekeceği konusunda uyarılmalıdır. Çalışmamızda hasta sayılarının az olması bir handikap

88 J hum rhythm - June 2016;2(2):81-86 Kaynaklar 1. Kelly NE, Wendel RT.Vitreous surgery for idiopathic macular holes. Results of a pilot study. ArchOphthalmol. 1991;109(5):654-9. 2. Freeman WR, Azen SP, Kim JW, el-haig W et al. Vitrectomy for the treatment of full-thickness stage 3 or 4 macular holes. Results of a multicentered randomized clinical trial. TheVitrectomy for Treatment of Macular Hole Study Group. Arch Ophthalmol. 1997;115(1):11-21. 3. Kim JW, Freeman WR, Azen SP, el-haig W et al. Prospective randomized trial of vitrectomy or observation forstage 2 macular holes. Vitrectomy for Macular Hole Study Group. Am J Ophthalmol. 1996;121(6):605-14. 4. Thompson JT, Smiddy WE, Glaser BM, Sjaarda RN et al.intraocular tamponade duration and success of macular hole surgery.retina. 1996;16(5):373-82. 5. Goldbaum MH, McCuen BW, Hanneken AM, Burgess SK et al.silicone oil tamponade to seal macular holes without position restrictions. Ophthalmology. 1998;105(11):2140-7 6. Pertile G, Claes C.Siliconeoil vs. gas for the treatment of full-thickness macular hole. BullSoc Belge Ophtalmol. 1999;274:31-6. 7. Voo I, Scott WS, Kent WS Silicone oil tamponade to seal macular holes Op hthalmology.2001;108:1516-1517 8. Ryan EH Jr, Gilbert HD. Results of surgical treatment of recent-onsetfullthickness idiopathic macular holes. Arch Ophthalmol. 1994;112(12):1545-53. 9. Willis AW, Garcia-Cosio JF.Macular hole surgery. Comparison of long standing versus recent macular holes. Ophthalmology. 1996;103(11):1811-4. 10. Thompson JT, Smiddy WE, Williams GA et al. Comparison of recombinant transforming growth factor-beta-2 and placebo as an adjunctive agent for macular hole surgery. Ophthalmology. 1998;105(4):700-6. 11. Brooks HL Jr.Macular hole surgery with and without internal limiting membrane peeling. Ophthalmology. 2000;107(10):1939-48; discussion 1948-9. 12. Tornambe PE, Poliner LS, Grote K.Macular hole surgery without face-down positioning. A pilot study. Retina. 1997;17(3):179-85. 13. Tafoya ME, Lambert HM, Vu L, Ding M. Visual outcomes of silicone oil versus gas tamponade for macular hole surgery. SeminOphthalmol. 2003;18(3):127-31. 14. Gonvers M, Hornung JP, de Courten C. The effect of liquid silicone on the rabbit retina. Histologic and ultrastructural study. ArchOphthalmol. 1986;104(7):1057-62. 15. Gray RH, Cringle SJ, Constable IJ. Fluorescein angiographic findings in three patients with long-term intravitreal liquid silicone. Br J Ophthalmol. 1989;73(12):991-5. 16. Funata M, Wendel RT, de la Cruz Z, Green WR.Clinicopathologic study of bilateral macular holes treated with pars plana vitrectomy and gas tamponade. Retina. 1992;12(4):289-98. 17. Lai JC, Stinnett SS, McCuen BW. Comparison of silicone oil versus gas tamponade in the treatment of idiopathic full-thickness macular hole. Ophthalmology. 2003;110(6):1170-4.