ESKİ UYGURCA ALTUN YARUK SUDUR DAN AÇ BARS HİKÂYESİ Gulcalı, Zemire (2013), Eski Uygurca Altun Yaruk Sudur dan Aç Bars Hikâyesi, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 445 s., ISBN: 9751625854 Muhammed DORUK * Gazi Türkiyat, Güz 2015/17: 237-241 Çin in kuzeyinde yaşayan ve tarihî kaynaklarda Dokuz Oğuzlar olarak da bilinen Uygurlar, Karluklar ve Basmillerle birleşip II. Kutluk devletini yıktıktan sonra Türk tarihinde Uygurlar dönemini başlatmışlardır. Uygurların, yerleşik hayata geçen ilk Türk kavmi olması siyasi, içtimai ve kültürel değerlerini Göktürklerden farklı hâle getirmiştir. Uygurların, IV. asırda yüksek bir kültüre ulaşmış olduklarını, diğer Türklerden önce büyük kültürlerle temas kurduklarını ve bilgi, kültür, ticaret gibi birçok yeni şeyler öğrendiklerini Çin kaynakları bildirmektedir (Ögel 1971:86). Din olarak Budizmi ve Manihaizmi benimseyen Uygurlar, bu dönemlerde altın çağlarını yaşamışlardır. Bu dönemlerde yazılan eserler daha çok dinî nitelikte olup Toharcadan ve Soğudcadan Çinceden tercüme şeklindedir. Çoğu çeviri mahiyetinde olan ilahiler, hikâyeler, fal kitapları ve şiir mecmuaları bu dönemin zengin muhtevasını teşkil etmektedir. Özellikle Buda nın hayatını ve Budizm in felsefi dünyasını anlatan ve Sanskritçe adı Suvarnaprabhasa-sutra olan Altun Yaruk Sudur da dönemin önemli eserlerindendir. Altun Yaruk, Çin'in Gansu bölgesinde Su-cou şehri yakınındaki Wun-fi-gu (- Wunşi-gu) adlı küçük bir köyün yakınlarında bulunan Budistlere ait bir tapınakta Rus Türkolog Sergey Malov tarafından bulunmuştur (Ölmez 1991:7). Altun Yaruk Sudur, Uygur âlimi Beşbalıklı Şingko Şeli Tutung tarafından 11. yüzyılın başlarında Çinceden Uygur Türkçesine çevrilmiştir (Ölmez 1991:7). Altun Yaruk Sudur 10 kitaptan oluşur ve 10. kitap Aç Pars Hikâyesidir. Aç Bars hikâyesi Prof. Dr. Mehmet Ölmez in danışmanlığında Zemire Gulcalı tarafından 2013 yılında yüksek lisans tezi olarak çalışılmıştır. Daha sonra bu tez 2013 yılında Türk Dil Kurumu Yayınları tarafından basılmıştır. Eser, 445 sayfadır ve 5 bölümden meydana gelmektedir. Kısaltmalar ve diğer işaretler eserin başında verilmiş olup Sunuş bölümde Mehmet Ölmez, Uygur Türkçesi üzerine yapılan çalışmalardan bahsederek buna benzer yeni çalışmaların devamının geleceğini bildirmektedir. Önsöz bölümündeyse Gulcalı, eserin metodu hakkında bilgi verdikten sonra Çağdaş Uygur Türkçesiyle yazdığı Giriş Söz metninden sonra Giriş bölümüne geçmektedir. * Yüksek Lisans Öğrencisi, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Dili Anabilim Dalı. Kayseri / TÜRKİYE, mdoruk209@gmail.com
238 Muh a m m e d D o r u k / G a z i T ü r k i y a t, G ü z 2015 /17 : 237-241 Giriş (s. 15-45) 13 bölümden meydana gelmektedir. Altun Yaruk ve Üzerine Yapılan Çalışmalar (s.15) başlığında, Uygur Türkçesi üzerine yapılan Türkiye den ve yurtdışından 50 ye yakın çalışmanın künyesi verilmektedir. Aç Bars Metni ve Metnin İçeriği (s. 29) başlığında eserin muhtevası ve hikâyenin felsefî dünyası hakkında bilgi verilmektedir. Aç Pars hikâyesi, Budizmin Mahāyāna mezhebinin temel ilkeleri olan önce canlıları sonra kendisini kurtarmak felsefesiyle yazılmıştır. Doğaya ve canlılara önem veren bu düşünce tarzında kalem alınan eseri şöyle özetmek mümkündür. Aç Bars Aç Kaplan hikâyesinde üç prens ile bir aç kaplan arasında yaşanan olaylar anlatılmaktadır. En küçük prens Mahāsattva nın, yedi gün önce yavrulamış olan ve yaralanmış olduğu için yavruları ile kendisine yiyecek bulamayıp, hayatta kalmak için kendi yavrularını yemek üzere olan aç kaplanı ve onu yavrularını kurtarmak için ona yem olarak kendisini kurban etmesini anlatır. (Gulcalı 2013: 29) Metnin Yazım Özellikleri nin (s. 29-31) verildiği bölümde ise bugüne kadar yapılan çalışmaların üzerine eklenecek farklı bir yazım özelliğinin olmadığını araştırmacı bildirmektedir. Eserde yer alan yazım özellikleri başlıklandırılmıştır. Bunları şöyle gösterebiliriz: Bazı kelimelerde ünlülerin yazılmaması, Uzun ünlülerin bulunmaması, Kapalı e sesinin i veya ii olarak gösterilmesi, t-d, d-t, s-z, z-s harflerinin birbirinin yerine kullanılması, Üste iki nokta ile yazılan q, altta iki nokta ile yazılan ş veya z lerin bulunması, Çoğul eklerinin kullanılması. Çeviri Yazı ve Harf Çevirisinde Tutulan Yol (s. 31) bölümünde UW ve HT yayımlarının esas alındığı, ayrıca eserde bazı harflerin fazladan yazılmış olanlarının doğru biçimde çeviri yazıda gösterildiği ifade edilmektedir. Türkçe Yapılan Çeviri Üzerine (s. 31) başlığında metnin Türkiye Türkçesine aktarımı yapılırken cümle düşüklüğü gibi sorunların eklemelerle giderilmeye çalışıldığı ve metne olabildiğince sadık kalındığına değinilmektedir. Dizinler Üzerine (s. 31) başlığında araştırmacı, dizinleri hazırlarken uyguladığı metottan bahseder. Aşağıda daha geniş şekilde verilen dizinlerin ardından Çeviri Yazı İşaretleri (s.32) gösterilmektedir. Çeviri yazı işaretlerinden bazıları şu şekildedir: a: iki veya tek elif li a ( iki ya da tek elif olduğu harf çevirisinde gösterilmiştir). ä: tek elif le yazılan e. ä: iki elif le yazılan e. ḍ: d yerine yazılan t.
D e ğ e r l e n d i r m e / E s k i U y g u r c a A l t u n Y a r u k S u d u r d a n A ç B a r s H i k â y e s i 239 Aç Bars Metni Üzerine Yapılan Çalışmalar (s. 32) bölümünde Aç Bars ın Altun Yaruk Sudur un 26. bölümünde (10. kitap) yer aldığı belirtilirken hikâyenin yazılış amacı ve muhtevasının Buda ya yöneltilen bir soruya cevap mahiyetinde olduğu belirtilmiştir. Altun Yaruk Sudur, Eski Türkçe sahasında çalışan Türkologlar tarafından çeşitli yayınlarda yer aldığı için bu künyeler bir başlık altında verilmiştir bunlar: A.V. Gabain (1941), S. Çağatay (1945), Malov (1951), Kaya (1991), Raschmann (2005), Toplu çalışmalar yer alan yayınlar. Farklı Okuyuşlar (s.35) bölümünde Ceval Kaya nın yayınından farklı olarak okunan kelimeler verildikten sonra bu kelimelerdeki hususiyetlerin daha çok çeviri yazıdaki i veya e tercihine dayandırıldığı belirtilmektedir. İkilemeler (s.39) bölümünde Uygur edebiyatında ikilemelerin oldukça önemli olduğu vurgulanır. Eserde tespit edilen ikilemelerin bazıları şöyledir: agır ayag: saygı, hürmet (523); çog yalın: ışık, parlaklık (71,267); buluŋ yıŋak: her taraf (286,318). Berlin Fragmanlarının Konkordansı / Uyum Tablosu (s.43-44) verildikten sonra Giriş bölümü bitmiştir. Eserin ikinci bölümü olan Berlin Fragmanlarının Harf Çevirisi (s. 45-72) nde Almanya da (Berlin, Mainz) bulunan Uygurca fragmanlar kataloğundaki nüshalar ile St. Petersburg da bulunan el yazmasının birbirine paralel olduğu belirtilip eserin bu nüshalara bağlı kalınarak harf çevirisinin yapıldığı vurgulanmaktadır. Daha sonra bu fragmanların R-M den ayrılan tarafları dipnot şeklinde gösterilerek sadece transliterasyonun verildiği bölümden sonra metin ve çevirisine geçilmektedir: Mz 257 a (54-64;607,3-13) (1) /// trwtwyzwn n ntt klymtnkrymkynkw// //// //// (2) nwml ywyr/yq zwntyp wytwnty,, nt wutrw //// //// // (3) pwrq n y/// typyrlyq dy// // n nt wynkr ////// (s.45) Metin ve Çeviri (s. 73-122) bölümde, metnin hem transkripsiyonu hem de transliterasyonu sunulmakta ardından Türkiye Türkçesine aktarımı yapılmaktadır. Bölüm, iki alt başlıktan oluşmaktadır. Bunlardan ilki olan Metin Çeviri Yazısı ve Harf Çevirisi (s. 73) başlığında, St. Petersburg da bulunan yazmanın esas alındığı belirtilerek eserin R-M yayının tıpkıbasımından farklı olan tarafları giriş kısmında gösterilmektedir. Metnin Çince metin karşılaştırması ise, açıklamalar kısmında verilmiştir. Eserin Uygurcası ile Çince şekli paralel olduğu için çalışma, Taishō daki satır numaralarına göre hazırlanmıştır. 2008 yılında Raschmann-Semet, Altun Yaruk üzerine yaptığı çalışmasında, bugün St. Petersburg da bulunan yazmadaki eksik bölümlerin Çince metinden karşılıklarını bulup metni bir bütün halinde yayınlamış olduğu için yazarın Raschmann-Semet in çeviri yazısını esas aldığı görülmektedir. Metnin Tercümesi (s. 105) bölümünde ise metnin günümüz Türkçesine aktarımı yapılırken bazı dil hususiyetlerine değinilmektedir: Eserde geçen bökünki kün ibaresi için yalnız bugün sözcüğünün tercih edildiği, metne sadık kalmak için gerektiği kadar
240 Muh a m m e d D o r u k / G a z i T ü r k i y a t, G ü z 2015 /17 : 237-241 ekleme ve çıkarmalardan uzak durulduğu ifade edilmektedir. Metinde şiirlerin yer alması, çokça diyalogların geçmesi, bazı kalıp ifadelerin bulunması dikkat çekicidir. Çince Metnin Karşılaştırılması, Açıklamalar (s. 123-177) bölümünde metnin Çince karşılıkları verilmektedir. Sanskritçe yazılıp daha sonra Çinceye çevrilen eser, Uygurca biçimine gelene kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Çince karşılıkları daha önceden yapılan çalışmalarla tespit edilmiş olan kalıp ifadelerin ve sözcüklerin anlam dünyalarına inen yazarın, Uygurca metinde olup Çince metinde olmayan aynı şekilde Çince metinde olup Uygurca metinde olmayan bölümleri göstermiştir. (277; 616.22) akuru akuru barṣka yakın bardı: yavaş yavaş kaplana yakın vardı. Karşılığında Çince metinde 漸近虎邊 jiànjìn hǔ biān (G 1629, 2021,4920, 9192) yavaş yavaş kaplana yaklaştı. ibaresi geçer (Taishō: 452a07). akuru akuru yavaş yavaş ikilemesi için Çince metinde yalnız 漸 jiàn sözcüğü vardır. (278; 616.23) kaçan barṣ öskintä tägdüktä: kaplanın yanına vardığı zaman ifadesi için Çince metinde bir karşılık yoktur, Uygurca metinde eklemelidir. (279-280; 617. 1-2) ötrü ol üḍün bo agırulug yagız yer altı törlügin täprädi kabşadı: sonra o zaman bu ağır büyük kara toprak, altı türlü titredi. ifadesi için Çince metinde 是時大地六種震動 Shì shí dà dì liù zhǒng zéndòng (G 9940, 9921, 10470,10956, 7276, 2886, 642, 12256) o zaman büyük yer altı türlü titredi. ibaresini karşılamaktadır. (Taishō: 452a07). Uygurca metinde geçen ötrü, bo, agır ve yagız sözcükleri Çince metinde geçmez. (s. 154) Dizin (s. 179-294) bölümü dönemin söz varlığının tespiti açısından oldukça önemlidir. Metnin dizini dört farklı dilden meydana gelmektedir. Dizin hazırlanırken hem Çince hem de Uygurca metin karşılaştırılmaktadır. Metinde geçen Uygurca sözcüklerin Çince karşılıkları verilirken bu kelimelerin Çince metindeki yerleri tespit edilmektedir. Metinde bu kelimeler yer almadıysa diğer kaynaklardan yararlanıldığı görülmektedir. Metnin ilk dizini Uygurca- Türkçe-Çince-Çağdaş Uygurca (s. 179-244) şeklinde olup bu dizin diğer dizinlere oranla daha büyük hacme sahiptir. Madde başında Uygurcası verilen sözcüğün ilk olarak Türkiye Türkçesi sonra Çince ardından da Çağdaş Uygurca karşılığı verilmektedir. Çince-Uygurca Dizin (s. 245-274) inde pinyin alfabesi esas alınarak öncelikle ana madde başlıklarının daha sonra alt madde başlıklarının Uygurca metindeki karşılıkları verilmektedir. Çağdaş Uygurca- Eski Uygurca Dizin (s. 276-294) i Yeni Uygur alfabesinin sistemine göre hazırlanmış olup madde başlarından önce Latin harfli şekilleri verilmiştir. Daha sonra da Yeni Uygur harfli şeklileri verilmiştir. Dizin den sonra Kaynakça (s. 295-299) Ekler (s. 302-305) ve Fragmanlar bölümü gelmektedir. Özellikle Ekler bölümünde Klaus arşivinden faksimileler, A.v Gabain in el yazısından örnek sayfalar ve yine aynı Türkoloğun daktilo çalışması ve Almanca çevirisinden örnek fotokopiler sunulmaktadır. Fragmanlar (s. 308-410) bölümünde eserin çeşitli parçaları internet adresleriyle beraber kitabın arka kısmında yer
D e ğ e r l e n d i r m e / E s k i U y g u r c a A l t u n Y a r u k S u d u r d a n A ç B a r s H i k â y e s i 241 almaktadır. Radloff-Malov Yayının Fotokopisi (s.413-435) ve Taishō Yayının Tıpkıbaskısı (s. 438-445) ile eser bitirilmiştir. Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu eser, Uygur sahası çalışmalarının önemli adımlarındandır. Önsözde belirtildiği gibi buna benzer yeni çalışmaların gelecek olması, Altun Yaruk Sudur la ilgili birikimlerimize yeni şeyler katacaktır. Zemire Gulcalı ya bu titiz çalışmasından dolayı teşekkür ederiz. KISALTMALAR VE ÖZEL İŞARETLER G: Giles Mz: Mainz s: Sayfa T: Türkçe U: Berlin fragmanları UW: Uigurisches Wörterbuch (Röhrbörn, Klaus, 1977-1996) ///: Okunması mümkün olmasa da ne kadar harf olduğu belli olanlar için kullanılır. KAYNAKÇA GULCALI, Zemire (2013), Eski Uygurca Altun Yaruk Sudur dan Aç Bars Hikâyesi, Ankara: TDK Yay. ÖLMEZ, Mehmet (1991), Altun Yaruk III. Kitap (5. Bölüm), Ankara: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi 1, ÖGEL, Bahaeddin (1971), Türk Kültürünin Gelişme Çağları, İstanbul.