SÖZCÜKTE ANLAM. Türkçe Ders Notu

Benzer belgeler
Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

Tek Anlamlılık: Tek bir kavramı karşılayan, başka anlamlar kazanmayan sözcüklerdir.

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

gösteren gösterilen biçim anlam

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT)

İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz.

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir.yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir?

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

A) Eş anlamlı B) Eş sesli C) Deyim anlamlı D) Mecaz anlamlı. A) Kapıcı,yağmurun dinmesini bekliyordu. B) Uyandığında karşısında babasını gördü.

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Müdürlük Seçme Sınavlarına Hazırlık El Kitabı

ISBN :

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

3) Bir gün bu delikten bir tarla faresi çıktı. cümlesinde aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Cümlede Anlam TEST 39. 1) Bu güzellikleri görmek için Uzungöl e gün doğarken gelmelisin. Bu cümlede aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı yoktur?

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

A. BENZETİŞİM. Benzetişim, nesne ya da kavramlar arasındaki benzerliği veya zıtlığı görmek için yapılan zihinsel işlemdir. Örnek 3.

Gerçek, Mecaz, Terim Anlam SÖZ VARLIĞINI ZENGİNLEŞTİRME - 1 Eş ve Zıt Anlam Eş Seslilik GENEL AÇIKLAMA

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?


En güzel 'Anneler Günü' şiirleri

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU SINIFI ŞİRİNLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI

3. Sınıf Türemiş Kelimeler ( Sözcükler ) 1. Barış Manço,nerede doğmuştur?

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "soğuk" sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır?

ezberbozan Sözel Man k KPSS Ders Notları serisi KPSS özetlenmiş içerik pra k bilgiler kri k notlar ilgi çekici görseller en güncel veriler Eğitimde

5. HAFTA TÜR 101 TÜRK DİLİ-1

MEB. Görevlendirilecek Öğretmenlerin Mesleki Yeterlik Sınavlarına ve Temsil Yeteneği Mülâkatına Hazırlık El Kitabı

4. Demiryolu ile tren arasındaki ilşki vapur ile aşağıdakilerden hangisi arasında vardır? A) Karayolu B) Gökyüzü C) Denizyolu D) Yeraltı

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

A) servis B) seyis C) başarı. 7. k,u,k,a,l Yukarıdaki harflerin hepsi kullanılarak aşağıdaki sözcüklerden. Al Semender

3. Sınıf Varlıkların Özelliklerini Belirten Sözcükler ( Ön Ad Sıfat )

SÖZCÜKTE ANLAM. Türkçe konularını ilk başta iki gruba ayırabiliriz. Anlam soruları ve dil bilgisi diye yılı

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

Bu dörtlükte geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisinin eş seslisi yoktur?

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

ç- Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler: İçerdikleri anlamlar açısından tezat içeren sözcüklerdir. Örnek: ileri geri, sık seyrek, iyimser kötümser

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

FORUM EGE GÜNESI ANAOKULU GÜNESLER SINIFI MAYIS AYLIK EGITIM PROGRAMI. Tekerlemeler: Tümden gelim yöntemi ile Arabam Geliyor, El El Emek

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


Sıfat Tamlaması Tanımı. Sıfat Tamlamalarının Özellikleri. Yazı Menu. - Sıfat Tamlaması Nedir. - Sıfat Tamlamalarının Özellikleri

KTS SAYISAL BÖLÜM KONU TARAMA SINAVI - 1 ÇÖZÜM. 12 y y=1 için x= 4 olamaz. y=2 için x=2 y=3 için x=4 y=4 için x=5. 2t = s + r

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Test 6 TÜRKÇE. İSİMLER-İSİM TAMLAMALARI 1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde topluluk adı yoktur?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ

SÖZCÜĞÜN ANLAMINI DEĞİŞTİREN EKLER TESTİ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

5. ) Yıkmak sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

FORUM EGE GÜNESI ANAOKULU NEŞELİLER SINIFI MAYIS AYLIK EGITIM PROGRAMI. Tekerlemeler: Tümden gelim yöntemi ile Arabam, Anne Karnım Acıktı

Bu cümledeki boşluğa aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI

TÜRKÇE. Değerlendirme 1 Harf Bilgisi. A. Seviyorum B. Süt. A. Anne B. Dede. C. Baba. A. Kaplumbağa B. Tavşan C. Kurbağa. A. Okul B.

DENİZYILDIZI GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ 2015

BİZE KATILIR MISINIZ?

LİSE ÖN LİSANS. Konu Anlatımlı TEK KİTAP. Genel Yetenek Genel Kültür KPSS 2018 ÖNCE BİZ SORDUK. 120 Soruda 85 Soru

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

UĞURBÖCEĞİ GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI. Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum.

Mecazlar. mecaz vardır? 1. Benzetme (Teşbih)

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

ÖZEL YAKACIK BALKANLAR KOLEJİ Eğitim Öğretim Yılı. Etkinlik Havuzu ARALIK AYI +4 YAŞ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

Seç Bakalım. ... / 24 Puan. Aşağıdaki sözcüklerin doğru hecelenmiş biçimlerini yuvarlak içine alın.

II. başarıya III. çalışmıyorsanız IV. ulaşmanız

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

DİKKUYRUKLAR. 4. Sınıf Dikkuyruklar- İsmin Hal Ekleri

Transkript:

SÖZCÜKTE ANLAM Türkçe Ders Notu

SÖZCÜKTE ANLAM Anlamı olan ya da cümle kuruluşunda görev alarak, anlamı sezilen ses birliklerine sözcük denir. Örneğin; "Sahildeki kasaba cennet kadar güzeldi. cümlesindeki "sahildeki, kasaba, cennet, güzel" sözcükleri belirli kavramları karşıladığı için anlamlıdır. "kadar" sözcüğü ise tek başına bir anlam taşımadığı halde diğer sözcükler arasında "benzerlik ve eşitlik" ilgisi kurarak belirli bir görevi üstlenmiştir. Sonuç olarak, belirli bir anlamı ya da görevi üstlenmiş, ses birliklerinin her birine sözcük diyoruz. Bütün sözcükler başlangıçta tek anlamlı kullanılmıştır; fakat daha sonraki dönemlerde, yeni nesneler ve kavramlar için kullanılmaya başlanmıştır.

Tek Anlamlı Sözcükler Başlangıçtan beri gerçek anlamıyla var olan, bir tek kavramı karşılayan sözcüklerdir. Oksijen, tebeşir, kireç, amaç, makale... Çok Anlamlı Sözcükler Başlangıçta tek anlamlıyken, zamanla gerçek anlamının dışında yan ve mecaz anlam kazanarak birden çok kavramı anlatır duruma gelmiş sözcüklerdir: ÖRNEK l. Dilinde kabarcıklar oluşmuştu. (Tat alma organı) Onun dili çok etkileyici ve anlaşılır. (Edebiyatta üslup) Kapının dili çalışmıyor. (Bir nesneye ait parça) ll. Çocuğu okula yazdılar. (Kaydetmek) Günlük gazetelerde yazıyor. (Yazar olarak görev yapmak)

ÖRNEK Aşağıdakilerden hangisinde "barınmak" sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?

ÇÖZÜM A'daki kullanım; yapılan açıklamaya uymuyor. "Yaşamak, yaşamını sürdürmek" canlılar, özellikle insan ve hayvanlar için söz konusudur. Geminin yaşaması söz konusu olamaz. "Geminin barınması", D'deki açıklamaya daha uygundur. Gemi için limana ihtiyaç duyulmasının nedeni doğal etkilerden onu koruma düşüncesidir. Doğru Seçenek A

ÇOK ANLAMLI SÖZCÜKLERDE ANLAM DEĞİŞMELERİ 1. GERÇEK ANLAM Bir sözcüğün, tek başına, aklımıza getirdiği ilk anlamına gerçek anlam denir. Kimi zaman ilk anlam, temel anlam, konuluş anlamı da denir. ÖRNEK Çocuk, ağzını bir peçeteyle sildi. Bütün gücüyle sırtına vurdu. Bu iki cümledeki ağız ve sırt sözcükleti gerçek anlamda kullanılmıştır.

2. YAN ANLAM Bir varlığın adı, o varlığa benzeyenlere de verilir. Bu anlamlara yan anlamlar denir. Dilimizdeki pek çok sözcüğün birden çok yan anlamı vardır. Mağaranın ağzını kayalarla kapattı. Kitabın sırtını iyice tutkalladı. Dikkat edilirse ağız ve sırt sözcükleri, diğer varlıkların benzer tarafları için kullanılmış; yani yan anlamı kapsamaktadırlar. "Kalabalığın içinde, önce amcamı tanıdım:" cümlesinde "o olduğunu anlamak" temel anlamıyla kullanılan "tanımak" sözcüğünün, aşağıdaki cümlelerde değişik yan anlamlarda kullanıldığına dikkat ediniz. Kardeşini uzun süredir tanıyorum. (görmüş olmak, ilişkisi olmak) Artık insanları iyi tanıyordu. (doğru ve tam bilgisi bulunmak)

Hayvan kendisine zarar verecek otları tanır. (seçmek, ayırt etmek) Hakim, gösterilen şahitleri tanımadı. (hukuki varlığını kabul etmek) İşi bitirmen için sana on gün tanıyorum. (süre vermek) Alacaklarım için sadece seni tanırım. (sorumlu tutmak)

ÖRNEK Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi gerçek anlamda kullanılmıştır? A) Ayağında burnu aşınmış eski bir kundura vardır. B) Dikiş makinesinin kolunu koparacakmış gibi çeviriyordu. C) Çok uzaklardan atıldığı belli iki el silah sesi duyuldu. D) İri, hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi. E) Ninem, yorganımıza kırmızı çiçekli, basma bir yüz geçirdi. (1984)

ÇÖZÜM Altı çizili sözcükler, A, B, C, E seçeneklerinde yan anlamlarında, D seçeneğinde ise gerçek anlamda kullanılmıştır. Doğru Seçenek D

3. MECAZ ANLAM (Değişmece Anlam) Bir sözcüğün, gerçek ve yan anlamı dışında çok farklı bir anlamda kullanılmasıdır. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler, genellikle soyut bir anlam kazanır. Evine bağlı bir adamdı. (Ev:Aile) Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğindeydi. (Eşik: Başlangıç noktası, yakını) Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. (Erimek: Yok olmak, bitmek, tükenmek) Kardeşimin eliyle arkadaşıma mektup yolladım. (El: Aracı, vasıta)

Mecazlı anlatım sadece sözcük düzeyinde değil tamlama, deyim, argo ve cümle düzeyinde de görülebilir. Ölçülü davranışları severdi. (Sözcük düzeyinde mecaz anlam) Ham beyinleri aydınlatmalıyız. (Tamlama düzeyinde mecaz anlam) Her işte kılı kırk yarardı. (Deyim düzeyinde mecaz anlam)

ÖRNEK I. Onun bu pişkinliğine bir anlam veremedik. II. Çoğunluk sağlanamadığı için toplantı ertelendi. III. Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun. IV. Çevre temizliğine önem vermek gerekir. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcükler gerçek anlamı dışında (mecaz anlamıyla) kullanılmıştır? A) l. ve ll. B) l. ve lll. C) ll. ve lll. D) ll. ve lv. E) lll. ve lv. (1991)

ÇÖZÜM pişkinlik:olgunluk ( mecaz anlam) kırılmak: azalmak, kaybokmak ( mecaz anlam) çoğunluk:sayı üstünlüğü (gerçek anlam) temizlik:kirli olmama (gerçek anlam) Doğru Seçenek B

SÖZCÜĞE MECAZ ANLAM KAZANDIRMA YOLLARI A - TEŞBİH (Benzetme) Anlatıma canlılık ve hayal değeri katmak için aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan zayıfını kuvvetlisi gibi göstermeye teşbih (benzetme) denir. "Kartal gibi yırtıcı bir kuş" sözünde iki varlık arasında benzerlik ilgisi kurulmuştur. Teşbihte dört öğe bulunur: Benzeyen, güçsüz olan: kuş Kendisine benzetilen, ortak özellikte güçlü olan: kartal Benzetme yönü, ortak özellik: yırtıcılık Benzetme edatı: gibi Yukarıdaki maddelerde verilen ilk ikisine teşbihin temel öğeleri, son ikisine de teşbihin yardımcı öğeleri denir.

ÖRNEK (I) Toroslar, Çukurova'nın bereketli topraklarını İç Anadolu'nun bozkırından ayırır. (II) Çukurova yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere ağzını andıran tepeler, yaz kış ışıl ışıldır. Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V)Tren bile Toroslar'ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır. A) I. ve II B) l. ve lll. C) ll. ve lll. D) II. ve IV E) lv. ve V. (2000)

ÇÖZÜM ll numaralı cümlede "Toroslar", "Çukurova'yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardı sanki" benzetmesiyle "duvar"a; lll numaralı cümlede ise "tepeler", "çelikten dev bir testere ağzı"na benzetilmiştir. Doğru Seçenek C

Teşbih Çeşitleri a) Ayrıntılı (Tam) Benzetme Benzetmenin dört oğesinin de söylenmiş olduğu benzetmedir. Evimiz kutu gibi küçüktü. Benzeyen kendisine benzetme benzetme benzetilen edatı yönü Beli kurt beli gibi ince ve kıvrak. Benzeyen kendisine benzetme benzetme benzetilen edatı yönü

b) Teşbih-i Beliğ (Güzel Benzetme) Benzetmenin ana öğeleriyle (benzeyen ve kendisine benzetilen) kurulan benzetmedir. kalem kaş, elma yanak ay yüz, sırma saç Bu dil, ağzımda annemin sütüdür. Bir benzetmede benzetme yönü kullanılmayıp diğer üç öğe kıllanılmışsa buna kısaltılmış benzetme, benzetme edatı kullanılmayıp diğer üç öğe kullanılmışsa bunda da pekiştirilmiş benzetme denir. Tilki gibi adam (Kısaltılmış benzetme) Saçların siyahlıkta gecedir. (Pekiştirilmiş benzetme)

KURAL : Sanki, benzemek, dönmek, andırmak, örnek, kadar sözleri ve -den eki de benzetme edatı olarak kullanılabilir: Türkiye, güzellikleriyle bir cenneti andırıyor.

B. İSTİARE (Eğretileme) Teşbihin (benzetmenin) asıl öğelerinden yalnız biriyle yapılan benzetmeye istiare denir. Bir başka deyişle istiare, benzetme amacıyla, bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasıdır. İstiarenin Çeşitleri a) Açık İstiare Teşbihin asıl öğelerinden sadece kendisine kendisine benzetilenle yapılır. Burada bir şey kendi adıyla değil, benzetildiği başka bir şeyin adıyla anılır. İki kapılı handa Gidiyorum gündüz gece Kendisine benzetilen: İki kapılı han Benzeyen : dünya (Söylenmemiş.) Milli takım teknik direktörü, on bir aslanına güveniyor. Kendisine benzetilen: aslan Benzeyen: futbolcular (Söylenmemiş.)

b) Kapalı İstiare Teşbihin asıl öğelerinden sadece benzeyenle yapılan istiaredir. Mor menevşe boynun eğmiş Gül kızarmış hicabından Benzeyen: Mor menevşe Kendisine benzetilen: İnsan (Söylenmemiş.)

c) Temsili (Yaygın) İstiare Bir şiirin ya da öykünün bütününe yayılmış istiaredir. Genellikle açık istiare biçimindedir. Okurken, ilk bakışta karşılaştığımız varlıkların bir simge olduğunu sezer, belirtileri değerlendirerek asıl anlatılmak istenen varlıkları çıkartırız. Bazı masallarda ve fablların hemen hepsinde uygulanır. "Karga ile Tilki" öyküsünde "alık" ve "kurnaz" insanların temsil edilmesi gibi. Eğretileme (Deyim Aktarması) Yapılış Yolları I. İnsana Özgü Kavramların Doğaya Aktarılması Ovadaki bütün çiçekler el ele tutuşmuş hep bir ağızdan şarkı söylüyorlardı.

KURAL: Bu tür aktarmalarda; aynı zamanda kişileştirme (Teşhis) sanatı vardır. Nereye böyle bulut abla? Az bekle beraber gideriz. Ben de buralı değilimdir.

II. Doğaya Özgü Kavramların İnsana Aktarılması Kalbim yırtılıyor her nefesimde Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Dalgalanır deli gönül şafakta. III. Doğayla İlgili Kavramların Doğaya Aktarılması Karlar uçuşurdu camlarda. Rüzgârlar ulurdu sabaha kadar. IV. Bir Duyunun Diğer Duyuya Aktarılması Hâlâ aklımda onun sıcak gülüşü tatlı bakışı. Nasıl unutabilirim o yumuşak konuşmayı?

ÖRNEK (I) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaşatıyor doğaya. (II)Amasra da bir Roma yapıtı olan Kuşkayası Yol Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. (III) Hasankeyf'teki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor. (IV.) Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapmaya başlıyor. (V)Bolu Dağları'nda, lstrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde insana özgü bir nitelik doğaya aktarılmamıştır? A) I B) ll. C) lll. D) lv. E) V. (2001)

ÇÖZÜM l. cümlede "kış; lll. cümlede Hasankeyf'teki cami, lv. cümlede yağmur, V. cümlede ağaç gövdeleri kişileştirilmiş; insana mahsus özellikler bu varlıklara aktarılmıştır. ll. cümlede Kuşkayası Yol Anıtı" sarı bir örtüyle kaplanıyor" ifadesiyle, sonbahar yapraklarının anıtı örtmesi anlatılıyor. İnsandan özellik aktarması (kişileştirme) yoktur. Doğru Seçenek B

C. TEŞHİS (Kişileştirme) İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkları, düşünen, duyan ve hareket eden bir insan kişiliğinde gösterme sanatıdır. Kaldırımlar, ıstırap çekenlerin annesi. Kaldırımlar, ıstırap çeken anneye benzetilerek bir teşhis sanatı yapılmıştır. Atakule boynunu uzatmış, Ankara'nın trafiğini izliyordu. Atakule, boynunu uzatıp Ankara trafiğini izleyen bir insana benzetilerek kişileştirme yapılmıştır. KURAL: Kişileştirme, genellikle kapalı eğretileme biçiminde uygulanır.

D. İNTAK (Konuşturma) İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkları insan gibi konuşturma sanatıdır. Demişler kurda: "Boynun neden kalın" Demiş ki: "Kendi işimi kendim yapanm da ondan." Burada şair, kurdu insan gibi konuşturduğu için intak sanatı yapmıştır. KURAL: İntak sanatının bulunduğu her sözde teşhis sanatı vardır.

E. MECAZ-I MÜRSEL (Ad Aktarımı, Düz Değişmece) Bir sözün benzetme amacı olmaksızın, çeşitli anlam ilgileriyle başka bir sözün yerine Kullanılmasıdır. Günlük konuşmalarda da sıkça kullandığımız söz sanatının en çok görülen biçimleri şunlardır: İç - dış ilişkisi: Bir varlığın dışı söylenerek içi ya da içi söylenerek dışı kastedilir. Evi gelecek hafta taşıyoruz. (evdeki eşyalar) Çayı ocağa koyuver. (çaydanlık) Bütün - parça ilişkisi: Bir varlığın bütünü söylenerek parçası, parçası söylenerek bütünü kastediıir. Sokağın girişindeki ilk apartmanda oturuyorum. (apartmanın bir dairesi) Herkes, başının üstünde bir çatı, olmasını ister, (ev)

Soyut-Somut İlişkisi: Soyut bir kavram söylenerek somut bir varlık kastedilir. Düşük bir maaşla beş canı besliyor. (insan) Sanatçı - Eser İlişkisi: Sanatçının adı söylenerek eseri ya da eserleri kastedilir. Mozart'ı kendisinden geçerek dinleyenler var. (Mozart'ın bestelediği parçalar) Yer (şehir, kasaba, köy vb.): İnsan ilişkisi: Yer adı söylenerek orada yaşayanlar kastedilir. Takımı şampiyon olunca tüm Trabzon bayram etti. (Trabzon'da yaşayan insanlar) Şehir (Başkent) - Yönetim İlişkisi: Bir ülkenin başkentinin ismi söylenerek, yöneticiler kastedilir. Ankara; Bosna ve Çeçenistan olaylarında çok duyarsızdı. (Ankara'daki yöneticiler, hükümet) Yön - yer, bölge, insan ilişkisi: Yön adı soylenerek o yöndeki bir yer, madde ya da insanlar kastedilir. Komşu apartmana yandan giriliyor. (yandaki kapı) Buradan güneye inildikçe hava ısınıyor. (güneydeki bölge, yer) Batı, bize ne zaman dost oldu ki? (batıda yaşayan insanlar, Avrupalılar)

Sayı - para ilişkisi: Sayı söylenerek, onun karşılığı olan para kastedilir. Evi iki yüz milyondan aşağı kiraya vermiyor. (ikiyüz milyon Türk lirası) Sonuç - neden ilişkisi: Bir olayın sonucu söylenerek, o sonucu hazırlayan neden kastedilir. Çocukların gözyaşlarına dayanamam. (ağlama) Rahmet yağmazsa ürün bol olmaz.

ÖRNEK Marmara'da her yelken Uçar gibi neşeli Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi, kimi sözler benzetme amacı gütmeden kendi anlamları dışında kullanılır. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu örnektekine benzer bir kullanım vardır? A) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilâl B) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım C) Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda (1995)

ÇÖZÜM Dizelerde "yelken" sözcüğü, "yelkenli kayık, gemi anlamında kullanılmıştır. Parça söylenmiş, bütün anlatılmıştır. O halde mecaz-ı mürsele bir örnektir. Aynı kullanım A seçeneğinde de vardır: "Hilâl" sözcüğüyle bayrak anlatılmıştır. Doğru Seçenek A

F. TÂRİZ (İğneleme, Dokundurma) Alay etmek ya da eleştirmek amacıyla bir sözü karşıt anlamını kastederek söylemektir. Sekreterimiz ne kadar becerikli, hiçbir işe elini sürmemiş. (beceriksiz) Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden. (yeteneksizlik, cehâlet) Öyle dürüsttür ki yalana hile katmaz. (hilekârdır) G. KİNAYE (Değinmece) Bir sözü aynı yerde hem gerçek, hem de mecaz anlamını taşıyacak biçimde kullanmadır. Asıl anlatılmak istenen mecaz anlamdır. Kinayeli söyleyişe atasözlerinde sıkça rastlanır. "Zavallı kadının hiç yüzü gülmedi." sözünde kadının yüzünün gerçekten hiç gülmediği; ama daha çok mutsuz olduğu vurgulanmıştır. Dağ başından duman eksik olmaz. (Büyük işlerle uğraşanların sıkıntısı bitmez.) Kesilen baş yerine konmaz. (Kesin sonuca bağlanan iş, eski haline getirilemez.) Tek kanatla kuş uçmaz. (Bazı işler, ancak başkalarının yardımıyla yapılabilir)

H. MÜBALAĞA (Abartma) Duyguların, düşüncelerin abartılarak anlatılmasıdır. Daha çok övgüde ve yergide başvurulur. Ben gurbette değilim Gurbet benim içimde Şiirde gurbet benim içimde dizesiyle abartma yapılmıştır. İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık Şühedafışkıracak, toprağı sıksan, şüheda Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.

I. GÜZEL ADLANDIRMA İnsanları rahatsız edecek bazı kavramların yerine daha güzel sözlerin kullanılmasıdır. sağır : işitme engelli gömmek: toprağa vermek cin,peri: iyi saatte olsunlar I. DOLAYLAMA Bir sözcükte anlatılabilecek yer, kişi, ülke, nesne vb. şeyleri özel bir isimlendirmeyle birden fazla sözcükle anlatma yoludur. Dolaylamanın kökeninde, isimlendirilen şeyi daha üstün, sevimli ve çarpıcı gösterme arzusu vardır. Bu da, mecazın değişik bir biçimidir. kara elmas (kömür) beyaz altın (pamuk) beyaz perde (sinema) yavru vatan (Kıbns) Türkiye'nin kalbi (Ankara)

J. TERİM Sözcüklerin bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili kazandığı özel anlamdır. Sözcüğün terim anlamı kazanıp kazanmaması kullandığı cümleye bağlıdır. Doğru haber veren gazeteler de var. (gerçek anlam) İki noktadan tek doğru geçer. (terim - matematik) Yere düşen kalemin ucu kırıldı. (gerçek anlam) lşık sudan geçerken kırılır. (terim - fizik) Olaya bir de şu açıdan bakalım. (mecaz anlam) İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (terim - matematik) uyak, hece; açı, küme, eleman; ekvator, nota, solfej, ülser, miyop...

İLİŞKİLERİNE GÖRE SÖZCÜKLER I. EŞ ANLAMLI SÖZCÜKLER Cümledeki kullanımıyla anlamları birbirinin yerini tutan sözcüklerdir. Eş anlamlılık, çoğunlukla, Türkçe sözcüklerle yabancı dillerden dilimize girmiş sözcükler arasında görülen bir ilişkidir. Türkçe Sözcükler pay kavram bencil yöntem Yabancı Sözcükler hisse mefhum egoist metot

II. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER Anlamları birbiriyle tam olarak örtüşmese de birbirine yakın olan sözcüklerdir. Eş anlamlı sözcükler, bir cümlede birbirinin yerine kullanılabilirken yakın anlamlı sözcükler sadece birbirine yakın anlamda kullanılabilirler. Tabii, bir sözcüğün yakın anlamlısı kullanıldığı cümleye göre değişebilir. Çocuk ailesinden ayrıldı. Çocuk ai esinden uzaklaştı. Bu cümlelerde altı çizili sözcükler birbirine yakın anlamlıdır, fakat eş anlamlı değildir; çünkü 'ayrılmak' ve 'uzaklaşmak" sözcükleri farklı anlamları karşılamaktadır.

ÖRNEK Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altıçiziii sözcükler anlamca birbirine en yakındır? A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer almıştı. B) Bi kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin ayırın. C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine sindiremiyordu. D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler düzenliyordu. E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı daha pahalıdır. (2001)

ÇÖZÜM B'deki, "seçin" ve "ayırım" sözcükleri birbirinin yerini tutabilecek kadar yakın anlamlıdır. Örneğin: "kitaplardan istediğiniz seçin." de denebilir "... ayırın da D'deki "yerine geçmek", "önüne geçmek" sözleri de, cümledeki konu dolayısıyla, birbirine yakın görünüyor. Ancak, "yerine geçmek" "söz konusu kişiyi devre dışı bırakıp hedeflenen yere, " makama geçmek" antamındadır. Önüne geçmek ise "devre dışı bırakmaksızın, ondan önce tercih edilecek konuma yükselmek" anlamını taşımaktadır. Doğru Seçenek B

ÖRNEK

ÇÖZÜM Örnek cümlede altı çizili sözcüklerden "eksik, noksan" sözcükleriyle eş ya da yakın anlamlılık ilişkisi içinde bulunan sözcük "kusur" sözcüğüdür. Bu sözcüğün yerine "eksik" veya "noksan" sözcüğü getirilebilmektedir. Doğru Seçenek B

ÖRNEK

ÇÖZÜM Sözcükleri, kullanıldıkları cümlelerde kazandıkları anlama göre değerlendirirsek "iyice" ve "çok" sözcüklerinin cümleye "normalin üstünde" anlamı kattıklarını görürüz. Bu sözcükler birbirlerinin yerinde de kullanılabilmektedir. Doğru Seçenek A

III. KARŞIT ANLAMLI SÖZCÜKLER Anlamları birbirinin karşıtı (zıddı) olan sözcüklerdir. Bunlar varlıklarını birbirine borçlu olan sözcüklerdir. İsmi var, cismi yok. Ağlama ölü için ağla diri için. Alçak uçan yüce konar. KURAL: Bir sözcüğün karşıt anlamlısı, kullandığı cümleye göre değişebilir. Sakin bir kent X kalabalık bir kent Sakin bir çocuk X yaramaz bir çocuk KURAL: Şiirde sözcüklerin oluşturdukları anlamlar birbirine ters düşerse tezat sanatı meydana gelir. İçimde bir çığlıktır dudaklarımdaki sükut.

IV. EŞ SESLİ (sesteş) SÖZCÜKLER Yazılışları ve söylenişleri aynı olan, fakat aralarında hiçbir anlam bağıntısı bulunmayan sözcüklerdir. Sesteş sözcükler arasındaki ses özelliği tamamen rastlantıdır, anlamla ilgili değildir. Böyle bağlar Yâr başın böyle bağlar Kuş uçmaz kervan geçmez Yıkılsın böyle bağlar Bu dörtlükte geçen I ve ll numaralı sözcükler lll numaralı sözcükle sesteştir.

KURAL: Eş sesli sözcüklerle çok anlamlı sözcükler karıştırılmamalıdır. Çünkü çok anlamlı sözcükler arasında anlam bağıntısı söz konusudur: Ayağı masanın ayağına çarptı. ( Çok anlamlılık) Kırılan dal sulara daldı. (Sesteşlik) KURAL: Dilimizde düzeltme işareti (^) almış söcüklerin sesteşi yoktur. Bu sözcükler arasındaki okunuş farkı sesteşliği ortadan kaldırır: âlem alem kâr kar âşık aşık

GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER Ortak nitelikli sözcükler, anlam içeriklerine göre karşılaştırıldığında, bunlardan anlam içeriği geniş olanına "genel anlamlı"; anlam içeriği dar olanına ise "özel anlamlı" sözcük denir. Bu özellikteki sözcükler anlam içeriklerine göre sıralandığında ortaya genelden özele ya da özelden genele bir sıralama çıkar Önce harfleri, sonra heceleri, daha sonra da sözcükleri tanımıştık. Bu cümledeki kavramların sıralanışında özelden genele doğru bir anlatım gözetilmiştir.

ÖRNEK Düşüncenin sıralanışı bakımından; "Annesini, babasını, kardeşini, herkesi sürekli özlüyordu. " cümlesi ile aşağıdakilerden hangisi arasında bir benzerlik yoktur? A) Yaşlıları, hastaları, çocukları, yardıma ihtiyacı olan herkesi arabalara bindirdiler. B) Masaları, sandalyeleri, koltukları, evdeki bütün eşyayı onardılar. C) İlk öğretmenini, bütün arkadaşlarını, yazları yaylada ailece geçirdikleri güzel günleri unutamıyordu. D) Saz çalmayı, şarkı söylemeyi, konser vermeyi, her türlü müzik çalışmasını çok severdi. E) Çimleri, çiçekleri, ağaçları, bahçedeki her şeyi sulamalısın.

ÇÖZÜM "Annesini, babasını, kardeşini, herkesi sürekli izliyordu." cümlesinde düşüncenin sıralanışında önce özel anlamlı benzerler sıralanmış, sonra da bunları bütün olarak anlatan genel bir kavram kullanılmıştır. Bu özellik, C seçeneğindeki cümlede yoktur. Fakat A, B, D, E seçeneklerinde vardır. Örneğin; "Çimenleri, çiçekleri, ağaçları, bahçedeki her şeyi sulamalısın." cümlesinde "bahçedeki her şey" sözü kendinden önce sıralanmış olan "çimen", "çiçek" ve "ağaç" kavramlarını içeren genel bir ifadedir. Doğru Seçenek C

NİCELİK ve NİTELİK ANLAMLI SÖZCÜKLER Sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumları belirten sözcükler nicelik anlamlıdır. Dar sokaklardan geçtik. Yüzlerce görevli vardı. Yüksek dağlar karlıydı. Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özelliklerini bildiren sözcükler nitelik anlamlıdır. Güzel bir filmdi. İçli bir çocuktu. Kötü alışkanlıkları yoktu. KURAL: Sözcük kullanımına göre nicelik ya da nitelik anlamı bildirebilr: Merkeze yakın bir semtti. (Nicelik) Yakın arkadaşımdan biriydi. (Nitelik)

SOMUT ve SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER 'Çocuk, kuş, yaprak, esinti, şırıltı, ekşi, soğuk" gibi beş duyumuzdan biri ya da birkaçıyla algılayabildiğimiz kavramları karşılayan sözcükler somut anlamlı sözcüklerdir. "Çocuktuk, güzellik, iyilik, sevgi, özgürlük, ruh'gibi, duyularımızla değil de düşünce yoluyla algılayabildiğimiz kavramları anlatan sözcükler soyut anlamlı sözcüklerdir. KURAL: Bir sözcük gerçek anlamıyla somutken, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir. Sorunu bu yolla çözemezsin. (yöntem) Böyle yaşamak yürek ister. (cesaret)

KURAL: Gerçek anlamıyla soyut olan bir sözcük, aktarma yoluyla somut anlam kazanabilir. Kötülerle konup geçici olma. (Kötü insanlar) Somut Soyut İyilerde ham süt olmaz. (İyi insanlar) Somut Soyut

SOMUTLAŞTIRMA Soyut bir kavramın ya da durumun, duyularımızla algılayabildiğimiz kavramlar aracılığıyla örneklendirilerek anlatılmasıdır. Somutlaştırmanın arka planında çoğunlukla soyut kavramın somut kavramlara benzetilmesi söz konusudur. Amaç anlatılmak isteneni belirgin hale getirmektir. Savaşla solan umutlarımız,barışla yeniden yeşerdi. Bu örnekte "umut'gibi soyut bir kavram solan ve yeşeren bir ağaca benzetilerek somutlaştırılmıştır. Sabır acıdır, ama meyesi tatlıdır. Sabır, meyveli bir ağaca benzetilmiştir. Kültürümüz bu topraklara kök salmıştır. Kültür, kök salan bitkiye benzetilmiştir. Adam bizim cesaretimizi ölçmek istedi. Cesaret ölçülebilen somut bir varlığa benzetilmiştir. Benim yaptığım iş uçak kullanmaya benzer. Birçok iş yaparsınız; ama başarısız olduğunuz tek bir iş, sonunuz olur. Son cümlede başarısızlık kabul etmeyen bir iş türünden söz edilmektedir. Ne olduğu tam olarak anlaşılmayan bu iş türü, uçak kullanmak gibi asla başarısızlık kabul etmeyen bir işe benzetilerek somutlaştırılmıştır.