BRIAN FAY Connecticut Wesleyan Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Yayımlanmış kitapları Social Theory and Political Practice (1976); Critical



Benzer belgeler
SİBEL A. ARKONAÇ 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü nden mezun oldu ve aynı bölümde Gecekondulu ve İstanbullu Kimliği üzerine

BERNARD SUITS Çekirge: Oyun, Yaşam ve Ütopya kitabıyla bütün dünyanın tanıdığı Prof. Bernard Suits, Kanada da Waterloo Üniversitesi nde Felsefe

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

1995 by Otto F. Kernberg

RAYMOND GEUSS University of Cambridge de felsefe profesörü olan Raymond Geuss, ABD ve Almanya daki çeşitli üniversitelerde de ders vermiştir.

GEORGE RITZER 1940 ta New York ta doğan George Ritzer, 1958 de Bronx High School of Science ı bitirip City College of New York ta yüksek öğrenim

JOEL SPRING 1940 larda San Diego da doğan ve Kızılderili bir aileden gelen Joel Spring, Cleveland, Case Western Reserve Üniversitesi nde pedagoji

BARRY SANDERS Barry Sanders, Öküzün A sı-elektronik Çağda Yazılı Kültürün Çöküşü ve Şiddetin Yükselişi nin yanı sıra Ivan Illich le birlikte yazdığı

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

ERBATUR ÇAVUŞOĞLU 1974 yılında Konya da doğdu yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü nden mezun oldu,

Ayrıntı: 797 İnceleme Dizisi: 259 Vahşi Hukuk Bir Yeryüzü Adaleti Bildirgesi. Cormac Cullinan Kitabın Özgün Adı Wild Law A Manifesto for Earth Justice

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

ZÜLKÜF KARA 1976 yılında Van da doğan yazar, 1998 yılında Yüzüncü

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

CATHERINE BAKER ZORUNLU EĞİTİME HAYIR!

ALAIN FINKIELKRAUT 30 Haziran 1949 da Paris te doğdu. Modern edebiyat doçenti. Ecole Polytechnique de, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü nde öğretmen.

JOHN TOMLINSON 1985 yılında Bradford Üniversitesi nde Eleştirel Teori alanında doktora yaptı. John Tomlinson şu anda Nottingham Trent Üniversitesi

KATHI WEEKS Duke University de Kadın Çalışmaları Bölümü nde öğretim görevlisidir. Politika alanında doktorasını University of Washington da

KATHRIN HARTMANN 1972 Ulm doğumlu Kathrin Hartmann, Frankfurt ta Sanat Tarihi, Felsefe ve İskandinavya Filolojisi okudu. Yüksek öğrenimi sırasında

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

ISBN Sertifika No.: 16061

KEVIN ROBINS Londra Üniversitesi, Goldsmith Koleji nde iletişim profesörüdür. Geografia dei Media (Basherville, 1994) ve bu kitabın yanı sıra David

GUY DEBORD 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli düşünürlerinden. Filozof, yazar, sinemacı de yıkıcı bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış

MICHAEL HARDT: Duke Üniversitesi nde edebiyat profesörüdür. Kendi yazdığı Gilles Deleuze: An Apprenticeship in Philosophy (1993) [Gilles Deleuze:

Nuri Bilge Ceylan ın arşivinden. Kapak Düzeni Gökçe Alper

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

COLIN CREMIN Londra da doğan Colin Cremin, Leeds Üniversitesi nde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra Britanya da çeşitli

SANDRA MICHELLE LYNCH Sandra Lynch, 1950 yılında Avustralya nın küçük bir kasabasında doğdu. Sydney de eğitim görerek ilkokul öğretmeni oldu.

IVAN ILLICH 1926 da Viyana da doğdu. Salzburg ve Roma da tarih ve dinbilim konularında eğitim gördükten sonra papaz oldu. Beş yıl New York ta Puerto

TERRY EAGLETON 1943 te Salford da doğdu. Yoğun bir Katolik eğitimi aldıktan sonra, Raymond Williams tan da dersler alacağı Cambridge Üniversitesi ne

Roger Stahl Georgia Üniversitesi Sözlü İletişim Bölümü nde Yardımcı Doçent tir. Çalışmaları, Rhetoric and Public Affairs, The Quarterly Journal of

CAROL J. ADAMS 1951 yılında doğan Carol Adams, 1970 yılı başlarında University of Rochester da kadın çalışmaları üzerine eğitim görmüş, Vietnam

Kapak Düzeni Gökçe Alper. ISBN Sertifika No.: 10704

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

Ayrıntı: 128 İnceleme Dizisi: 66. Sağlığın Gaspı Medical Nemesis Ivan Illich

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ANDRÉ GORZ Avusturya asıllı bir Yahudi olan Fransız gazeteci/yazar André Gorz, 1924 yılında Viyana da doğmuştur. Gorz, Les Temps Modernes dergisinde,

ANTHONY GIDDENS Uzun yıllar Cambridge Üniversitesi nde sosyoloji profesörlüğü görevinde bulunan Anthony Giddens, daha sonra bir dönem London School

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

Ayrıntı: 794 İnceleme Dizisi: 258. Benlik Yanılsaması: Sosyal Beyin, Kimliği Nasıl Oluşturur? Bruce Hood. Kitabın Özgün Adı The Self Illusion

SAUL NEWMAN Saul Newman, University of London, Goldsmiths College da Siyaset Teorisi bölümünde öğretim görevlisidir. İlgi alanları çağdaş ve

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

MIKE FEATHERSTONE Halen Teesside Polytechnic Üniversitesi nde öğretim görevlisi olan Featherstone Anglosakson akademi dünyasında son dönemlerin en

IAIN CHAMBERS Iain Chambers, Napoli deki Istituto Universitario Orientale de edebiyat ve felsefe dersleri vermektedir. Kültürel çalışmalar alanının

EDWARD W. SAID Filistinli Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak 1935 te Kudüs te doğan Said, Kudüs ve Kahire de eğitim gördü. On beş yaşında ailesiyle

JAMES C. SCOTT Scott 1936 da New Jersey de doğdu. Siyaset Bilimi ve Antropoloji profesörü olduğu Yale Üniversitesi nde Güneydoğu Asya Siyaseti, Köylü

ANNEMARIE PIEPER 1941 de Düsseldorf ta doğdu ve liseyi burada bitirdi yılları arasında Saarland Üniversitesi nde felsefe öğrenimi görerek

ZYGMUNT BAUMAN: 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi yaşamış ancak hepsine eleştirel bir mesafede durmuş ve

MICHEL FOUCAULT Michel Foucault 1926 da Poitiers de doğmuştur da Fransa nın en önemli eğitim kurumlarından École Normale Supérieure e kabul

JEAN BAUDRILLARD Çağımızın önde gelen entelektüel figürlerinden, Fransız felsefeci ve toplumbilimci, postmodern yönelimleriyle dikkat çeken toplum ve

EMMANUEL LÉVINAS 1906 yılında Litvanya nın Kaunas kentinde dünyaya geldi. Anne ve babası Yahudiydi ve gençliğinde Kutsal Kitap ı İbranice olarak

GÜLAY ER PASİN 1975 yılında Bursa da doğdu. Bursa Anadolu Lisesi nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve

PAUL KARL FEYERABEND 13 Ocak 1924 te Viyana da doğdu. Avusturya asıllı ABD li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman

JOHN KEANE Doğumu Londra da yaşamaktadır. Monash Üniversitesi nde, Toronto Üniversitesi nde, Berlin deki Freie Universitæt te ve Cambridge

JACQUES DERRIDA 1930 yılında Cezayir in El-Biar kasabasında doğmuş, on dokuz yaşında, Althusser, Foucault gibi dönemin belli başlı aydınlarını

GIORGIO AGAMBEN Verona Üniversitesi Felsefe Bölümü nde öğretim üyesidir. Yayımlanmış çalışmalarından bazıları şunlardır: Language and Death: The

ERIC J. HOBSBAWM 9 Haziran 1917'de M s r n skenderiye kentinde do an Hobsbawm Viyana, Berlin, Londra ve Cambridge Üniversitelerinde ö renim görür.

KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

WILLIAM E. CONNOLLY Amerika nın son dönemdeki en önemli siyaset bilimcilerinden olan ve postyapısalcı düşüncenin önde gelen düşünürlerinin (Foucault,

Ian Craib, 1994 ISBN

RAY BILLINGTON University of the West of England da öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. East of Existentialism; The Tao of the West ve

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

Derleyen: Hüseyin KÖSE (Doç. Dr.) 8 Mart 1970 te Gaziantep te doğdu yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü nden mezun

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

SAYISAL YÖNTEMLERDE PROBLEM ÇÖZÜMLERİ VE BİLGİSAYAR DESTEKLİ UYGULAMALAR

Judith Butler ISBN

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE TEORİK TARTIŞMALAR

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ LİSANS MÜFREDATI I. ÖĞRETİM (GÜNDÜZ) ZORUNLU DERSLER

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Tarcan Matbaacılık Yayın San. Zübeyde Hanım Mah. Samyeli Sok. No: 15. İskitler-Ankara Tel:

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307)

Yayına Hazırlayan: Hüsnü Bilir Türkçe Söyleyenler: Eren Kırmızıaltın- H. Alpay Öznazik Redaksiyon: Hüsnü Bilir Dizgi: İsmet Erdoğan Kapak: Ali İmren

Felsefe 1 N.Ö. Klasik Mantık II. Sema Önal Z-08 Z-08. Erken Dönem Türk Düşüncesi. Erken Dönem. Felsefesi. Kamil ŞAHİN Z-08. Ruh Sağlığı Psikolojisi

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI

İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ)

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Prof.Dr. ÜMİT TATLICAN

Transkript:

BRIAN FAY Connecticut Wesleyan Üniversitesi nde felsefe profesörüdür. Yayımlanmış kitapları Social Theory and Political Practice (1976); Critical Social Science (1986) ve Contemporary Philosophy of Social Science: A Multicultural Approach dur (1996); editörlüğünü yaptığı kitaplarsa Louis Mink: Historical Understanding (1987) ve yakında yayımlanacak olan Contemporary History and Theory: The Linguistic Turn and Beyond dur. 1992 senesinden beri History and Theory dergisinin yayın yönetmenliğini yapmaktadır. Temel ilgi alanları, sosyal bilim incelemelerinin doğası ve bunun siyaset ve etikle ilişkisidir.

Ayrıntı: 327 İnceleme Dizisi: 170 Çağdaş Sosyal Bilimler Felsefesi Çokkültürlü Bir Yaklaşım Brian Fay Kitabın Özgün Adı Contemporary Philosophy of Social Science A Multicultural Approach İngilizce den Çeviren İsmail Türkmen Yayıma Hazırlayan Pınar Kaynar Son Okuma Mehmet Celep Blackwell Publishers/1996 basımından çevrilmiştir. Blackwell & Akcalı Ajans Bu kitabın Türkçe yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak İllüstrasyonu Sevinç Altan Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Yetiş Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. C Blok No.:244 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım 2001 İkinci Basım 2005 Üçüncü Basım 2012 Baskı Adedi 2000 ISBN 978-975-539-327-7 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Brian Fay Çağdaş Sosyal Bilimler Felsefesi Çokkültürlü Bir Yaklaşım

İNCELEME DİZİSİ İMKÂNSIZIN POLİTİKASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER İÇİN HAYAT BİLGİSİ EL KİTABI/R. Vaneigem Ë EKO- LOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU/M. Bookchin Ë İDEOLOJİ/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKA- CINDA TÜRKİYE/A. İnsel Ë AMERİKA/J. Baudrillard Ë POSTMODERNİZM VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL İNSANIN ÇÖKÜŞÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLEĞİNİ YİTİREN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARŞI HAYAT/N. O. Brown Ë SİVİL İTAATSİZLİK/Der.: Y. Coşar Ë AHLÂK ÜZERİ- NE TARTIŞMALAR/J. Nuttall Ë TÜKETİM TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK BİR ŞEYLERİ OLMAYAN- LARIN ORTAKLIĞI/A. Lingis Ë VAKİT ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AŞKI/M. Viroli Ë KİMLİK MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZERİNE/S. Lynch Ë KİŞİSEL İLİŞKİLER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë İTİRAF EDİLEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZERİNE/A. Phillips Ë FELSEFEYİ YAŞAMAK/R. Billington Ë POLİTİK KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHURİYETÇİLİK/P. Pettit Ë POSTMODERN TEORİ/S. Best-D. Kellner Ë MARKSİZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHŞETİ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJİK DÜŞÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ETİK/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAŞLIK/W. Kymlicka Ë KARŞIDEVRİM VE İSYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ CİNAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAŞTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ NİHİLİST/K.A. Pearson Ë HOŞGÖRÜ ÜZERİNE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANAR- ŞİZMİ/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ETİĞİ/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZE- TECİLİKTE ETİK SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DEĞERİ/J. Harris Ë POST- MODERNİZMİN YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ÜZERİNE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YENİDEN DÜŞÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJİ/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPSİZLİK, ANARŞİ VE GERÇEKLİK/G. Sartwell Ë KENTSİZ KENTLEŞME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARŞI/P. Feyerabend Ë HAKİKAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. İnceoğlu Ë ANARŞİZ- MİN BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOLİ KADINDIR/D. Binkert Ë SİYAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERNİZM, EVRENSELLİK VE BİREY/Ş. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYALİZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN VİCDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEŞME/Z. Bauman Ë ETİĞE GİRİŞ/A. Pieper Ë DUYGUÖTESİ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEBİYAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë İMAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAŞAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇAĞI/J. Kovel Ë KOLON- YALİZM POSTKOLONYALİZM/A. Loomba Ë KREŞTEKİ YABANİ/A. Phillips Ë ZAMAN ÜZERİNE/N. Elias Ë TARİHİN YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAŞLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARŞİZMİN SİYASET FELSEFESİ/T. May Ë ATEİZM/R. Le Poidevin ËAŞK İLİŞKİLERİ/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNLİK VE HOŞNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE DİĞER HAYAT STRATEJİLERİ/Z. Bauman Ë TOPLUM VE BİLİNÇDIŞI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUŞ DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFERİ/B. Sanders ËEDEBİYATIN YARATILIŞI/F. Dupont Ë PARÇALANMIŞ HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKSİZM VE DİL FELSEFESİ/V. N. Voloşinov Ë MARX IN HAYALETLERİ/J. Derrida Ë ER- DEM PEŞİNDE/A.MacIntyre Ë DEVLETİN YENİDEN ÜRETİMİ/J. Stevens Ë ÇAĞDAŞ SOSYAL BİLİMLER FELSEFESİ/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë PİYASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK Mİ, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL İNSAN/G. Agamben Ë BİLİNÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAŞA- DIĞIMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAŞAMA SANATI FELSEFESİ/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë EĞİTİMDE ETİK/F. Haynes Ë DUYGUSAL YAŞANTI/D. Lupton Ë ELEŞTİREL TEORİ/R. Geuss Ë AK- TİVİSTİN EL KİTABI/R. Shaw Ë KARAKTER AŞINMASI/R. Sennett Ë MODERNLİK VE MÜPHEMLİK/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: BİR AHLÂK KARŞITININ ETİĞİ/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, KİMLİK VE SİYA- SET/Nafiz Tok Ë AYDINLANMIŞ ANARŞİ/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLERİ/D. Crane Ë Bİ- LİM ETİĞİ/D. Resnik Ë CEHENNEMİN TARİHİ/A.K. Turner Ë ÖZGÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEŞME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë SİYASAL İKTİSADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ETİĞİ/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ/P. Singer Ë MODERNLİĞİN SOSYOLOJİSİ/P. Wagner Ë DOĞRUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Başaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë İKTİDARIN PSİŞİK YAŞAMI/J. Butler Ë ÇİKOLATANIN GERÇEK TARİHİ/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVRİMİN ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOP- YA TARİHİ/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, KİMLİK/I. Chambers Ë ATEŞ VE SÖZ/G.M. Ramírez Ë MİL- LETLER VE MİLLİYETÇİLİK/E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga Ë MODERN DÜŞÜNCEDE KÖTÜLÜK/S. Neiman Ë ÖLÜM VE ZAMAN/E. Lévinas Ë GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİĞİ/K. Silverman Ë BAKUNIN DEN LACAN A/S. Newman Ë ORTAÇAĞDA ENTELEKTÜELLER/J. Le Goff Ë HAYAL KIRIK- LIĞI/Ian Craib Ë HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK/B. Williams Ë RUHUN YENİ HASTALIKLARI/J. Kristeva Ë ŞİRKET/J. Bakan Ë ALTKÜLTÜR/C. Jenks Ë BİR AİLE CİNAYETİ/M. Foucault Ë YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ/Richard Sennett Ë DİNİN GELECEĞİ/Santiago Zabala Ë ZANAATKÂR/Richard Sennett Ë ME- LEZLİĞE ÖVGÜ/Michel Bourse Ë SERMAYE VE DİL/Christian Marazzi Ë SAVAŞ OYUNLARI/Roger Stahl Ë BİR İDEA OLARAK KOMÜNİZM/Alain Badiou & Slavoj Žižek Ë NİHİLİZM/Bülent Diken Ë MADDESİZ/ André Gorz Ë BİLGİNİN ARKEOLOJİSİ/M. Foucault Ë TÜKETİM TOPLUMU, NEVROTİK KÜLTÜR ve DÖVÜŞ KULÜBÜ/H. Övünç Ongur Ë ANTİKAPİTALİZM/Jeremy Gilbert Ë ÇALIŞMAK SAĞLIĞA ZARA- RLIDIR/Annie Thébaud-Mony Ë BERABER/Richard Sennett Ë HAYATIN ANLAMI/Terry Eagleton Ë DUYU- RU/Michael Hardt-Antonio Negri Ë KÜRESELLEŞMENİN SONU MU?/Arif Dirlik

CSS 273 dersindeki tüm öğrencilerime

İçindekiler Giriş: Sosyal Bilimler Felsefesine Çokkültürlü Bir Yaklaşım... 11 1. Birisini Bilmek İçin O mu Olmalısınız? A. TEKBENCİLİK (SOLIPSISM)... 21 B. DENEYİMLERİN BİLİNMESİ VE PAYLAŞILMASI... 26 C. BİLMEK VE OLMAK... 32 D. BİLME VE ANLAM... 41 E. ÖZET... 44 2. Kendimiz Olmak İçin Ötekilere Muhtaç mıyız? A. ATOMCULUK (ATOMISM)... 48 B. BENLİK... 51 C. BENLİK VE ÖTEKİLER... 60 D. ÖZET... 70

3. Bizi Biz Yapan Şey Kültürümüz ya da Toplumumuz mudur? A. BÜTÜNCÜLÜK (HOLISM)... 73 B. FARKLILIK VE GRUP ÜYELİĞİ... 78 C. KÜLTÜR... 79 D. TOPLUM... 90 E. BELİRLENİM VE EYLEMLİLİK... 93 F. ÖZET... 96 4. Farklı Kültürlerdeki İnsanlar Farklı Dünyalarda mı Yaşıyor?1 A. PERSPEKTİFÇİLİK (PERSPECTIVISM)... 101 B. GÖRECİLİK (RELATIVISM)... 106 C. ÇEVİRİ SAVI... 113 D. ÖZET... 121 5. Ötekilerin Rasyonel Olduğunu mu Varsaymalıyız? A. RASYONALİZM (RATIONALISM)... 125 B. GEREKÇELER VE NEDENLER... 129 C. GEREKÇE AÇIKLAMALARI VE İRRASYONEL EYLEMLER... 133 D. GEREKÇE AÇIKLAMALARINDA RASYONALİTE... 139 E. İNSANLIK İLKESİ... 141 F. ÖZET... 147 6. Ötekileri Anlamak İçin Onların Bakış Açısını mı Benimsemeliyiz? A. YORUMLAMACILIK (INTERPRETIVISM)... 150 B. NEDENSELLİK... 159 C. YETERLİK... 164 D. ELEŞTİRİ... 169 E. ÖZET... 176 7. Ötekilerin Davranışları Onların Kastettiği Anlama mı Gelir? A. MAKSATÇILIK (INTENTIONALISM)... 180 B. GADAMERCİ YORUMBİLGİSİ... 187 C. ANLAMIN İKİ BOYUTU... 194 D. ÖZET... 200

8. Ötekileri Anlayışımız Özde Tarihsel midir? A. YASABİLİMSELCİLİK (NOMOLOGICALISM)... 204 B. SOSYAL BİLİM YASALARI... 210 C. YASABİLİMSEL AÇIKLAMALARIN YETERSİZLİĞİ... 219 D. TARİHSELCİLİK (HISTORICISM)... 223 E. GENETİK AÇIKLAMALARIN YETERSİZLİĞİ... 226 F. ÖZET... 229 9. Öyküler Yaşanıyor mu Yoksa Anlatılıyor mu? A. ANLATISAL GERÇEKÇİLİK (NARRATIVE REALISM)... 233 B. ANLATISAL İNŞACILIK (NARRATIVE CONSTRUCTIVISM)... 249 C. ANLATICILIK (NARRATIVISM)... 254 D. ÖZET... 257 10. Ötekileri Nesnel Olarak Anlayabilir miyiz? A. NESNELCİLİK (OBJECTIVISM)... 260 B. DOĞRULANAMAZCILIK (FALLIBILISM)... 267 C. ELEŞTİREL ÖZNELERARASILIK... 277 D. SORUMLULUK... 282 E. ÖZET... 287 OKUMALAR... 289 11. Sonuç: Çokkültürlü Sosyal Bilimler Felsefesinden Neler Öğreneceğiz? A. TEHLİKELİ İKİCİLİKLERİN ÖTESİNDE... 291 B. ETKİLEŞİMCİLİK (INTERACTIONISM)... 298 C. DEĞER-İLGİLİLİK VE ANGAJMAN... 307 D. ÖZET... 315 Kaynakça... 322 Dizin... 335

TEŞEKKÜR Bu kitaptaki düşüncelerim, büyük ölçüde, Wesleyan Üniversitesi Toplumsal Çalışmalar Fakültesi nde (CSS, College of Social Studies) yaklaşık yirmi yıl boyunca verdiğim Junior Colloquium (CSS 273) dersinde gelişti. 1994 güz dönemi öğrencileri kitabın bazı bölümlerinin bir versiyonunu okudular ve bunların zayıf noktalarını görmeme yardımcı oldular. Onlar özel bir teşekkürü hak ettiler. Ancak bütün dönemlerdeki öğrenciler bana meydan okuyup beni eğittiler. Bundan dolayı kitabı onlara ithaf ediyorum. Wesleyan daki bazı meslektaşlarım ve dostlarım Don Moon (Yönetim Bölümü), Joe Rouse (Felsefe Bölümü), Victor Gourevitch (Felsefe Bölümü), Linc Keiser (Antropoloji Bölümü), Lydia Goehr (şimdi Columbia Üniversitesi Felsefe Bölümü nde) ve Barry Gruenberg (yakın zamana dek Wesleyan Sosyoloji Bölümü ndeydi) yıllar boyunca yürüttüğümüz neredeyse sürekli diyaloglarda anlayışımı zenginleştirdiler. Entelektüel ve şahsi hayatımda böyle canlı ve zeki insanlarla birlikte olmak benim için büyük bir mutluluktu. Marc Perlman (önceden Wesleyan da Etnomüzikoloji Bölümü ndeydi, şimdi Brown Üniversitesi nde) kitabın son bölümünü okudu ve birçok faydalı öneride bulundu. Gerçekten de Perlman ın çokkültürcülük hakkındaki düşünceleri benim bu konudaki düşüncelerimi derinden etkilemiştir. Arizona Üniversitesi İngilizce Bölümü nden Charlie Scruggs da, yıllar boyunca yaptığı keskin gözlemleriyle ve entelektüel meselelerin sıradan deneyimlerden doğduğu ve bunları aydınlattığına dair düşünceleriyle bana yol gösterdi. Son olarak History and Theory dergisindeki editör dostlarım Dick Vann, Dick Buel, Rick Elphick, Phil Pomper ve Ann-Louise Shapiro on beş günde bir yaptığımız editör toplantılarında beni eğittiler. Bana verdikleri şeyler için bütün bu dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca kendilerini utandırabilecek bir şey yazdıysam da özür diliyorum. Her zamanki derin anlayışıyla kitabın bütün müsveddesini okuyan ve kitabı geliştiren çok sayıda eleştirel öneri getiren Joe Rouse a özellikle teşekkür ediyorum. 10. Bölüm D başlığının ortaya çıkmasında onun teşviklerinin özel bir etkisi oldu. Bu kısım, nesnellik konusunda ondan öğrendiklerimi yansıtıyor. Don Moon, bütün yazı çalışmalarımda olduğu gibi, bu kitabın da bütün taslağını okudu ve üzerinde kapsamlı ve içgörülü değerlendirmelerde bulundu. Çalışmalarım onunla yaptığım işbirliğinin ürünüdür ve bu işbirliği için kendisine derinden minnettarım. Gerçekten de bu kitabın çıkış noktası kendisiyle birlikte kaleme aldığımız Yeterlikli Bir Sosyal Bilimler Felsefesi Nasıl Olmalıdır? makalesidir. Bu makaleden yararlanmama izin verdikleri için Philosophy of Social Science dergisinin editörlerine minnettarım. Aynı şekilde, Pratik Uslamlama, Rasyonalite ve Maksatlı Eylemin Açıklaması ve Eleştirel Gerçekçilik? makalelerinin malzemesini kullanmama izin verdikleri için Journal for the Theory of Social Behaviour editörlerine ve Daniel Sabia ile Jerald Wallulis in derledikleri Değişen Sosyal Bilimler (Changing Social Science) kitabında yayımlanan Genel Yasalar ve İnsan Davranışlarını Açıklamak adlı makalemi yeniden işlememe izin verdikleri için New York Eyalet Üniversitesi yöneticilerine de minnettarım. Blackwell in girişimi olarak yayımından önce kitabı okuyan isimsiz bir okuyucunun yorumları, kitabı keskinleştirmeme ve yoğunlaştırmama yardımcı oldu. Bu kişi kimse ona çok şey borçluyum. Nihayet, Blackwell den Steve Smith bu projeyi üstlenmem için beni teşvik etti, malzemeleri çokkültürcülük konusu etrafında örgütleme önerisiyle projeyi netleştirdi ve bunu eleştiri ve gözlemleriyle geliştirdi. Ancak en önemlisi de bütün bu süreçte bana o kadar destek oldu ki asla yeterince teşekkür edemeyeceğim. Kısacası Smith olağanüstü bir editördü. 10

Giriş: Sosyal Bilimler Felsefesine Çokkültürlü Bir Yaklaşım B u kitap, sosyal bilimler felsefesine yeni bir biçimde; birbirlerinden önemli farklılıkları olan insanların yaşadıkları dünyayı paylaşma deneyimini merkez alarak yaklaşıyor. Bu yaklaşımı en iyi tanımlayan şey çokkültürcülük tür; çünkü çokkültürcülük, farklılıklardan oluşan bir dünyanın fırsat ve tehlikelerine dikkat çekiyor. Çokkültürlü bir sosyal bilimler felsefesi, yeni sorular soruyor ve beşeri araştırmaların içkin sorunlarına yeni kavramlarla yaklaşıyor. Ayrıca sosyal bilimler felsefesindeki eski soru ve kavramları da yeni bir ışık altında sunuyor. Yeni bir sosyal bilimler felsefesi neden gereklidir? Sosyal bilimler felsefesinin bütün tarihi boyunca sorulan temel soru şu oldu: Sosyal 11

Çağdaş Sosyal Bilimler Felsefesi bilimler bilimsel midir ya da olabilir mi? Tarihsel olarak, sosyal bilimciler bilimsel olma iddiasında bulundular ve çalışmalarına model olarak doğa bilimlerini aldılar. Dolayısıyla sosyal bilimler felsefesi de, geleneksel olarak, sosyal bilimlerin bu iddiasındaki başarısına ve sosyal bilimlerin doğa bilimlerine benzeyen ve benzemeyen yönlerine ilişkin değerlendirmelere dayanıyordu. Ancak, her ne kadar bu yaklaşım insani araştırmalara önemli içgörüler kazandırdıysa bile, sosyal bilim felsefecileri ya da pratisyenleri bugün artık bu yaklaşımın pençesinde bulunmuyor. Bugün, mevcut entelektüel ve kültürel kaygılarla daha ilintili yeni bir yaklaşıma gereksinim var. Toplumsal araştırmaların bilimselliği meselesi popülaritesini yitirdi. Bunun sebeplerinden biri, doğa biliminin bir zamanlar birçok kimsede yarattığı hürmeti artık yaratamaz olmasıdır. Eskiden toplumsal araştırmalar felsefesinin dayandığı önvarsayım, doğa bilimlerinin bütün bilişsel girişimleri ölçen bir mihenk olduğuydu. Ancak bugünkü entelektüel iklimde doğa bilimleri bu ayrıcalıklı konumunu yitirdi. Bunun nedenleri karmaşık: Bunlar arasında, Temel Bilimlerin yönetimler ve endüstri tarafından nükleer silahlanma gibi alanlarda suiistimali, doğa bilimlerinin esinlediği teknolojinin tehlikeleri, ekolojik felaketleri haber veren tehlikeler, alternatif bilgi biçimleri konusundaki yaygın bilinç ve bilimlerin çizdiği, soğuk ve kayıtsız bir evrende yaşayan insanlık portresi bulunuyor. Fakat entelektüel etkinliğin paradigması olan bilimin felsefe alanında çöküşü, pozitivizmin ölümü ve bunun doğal sonucu olarak da perspektifçiliğin doğuşuyla bağlantılıdır. İleriki bölümlerde pozitivizm ve perspektifçiliği ayrıntılı olarak ele alacağız; çünkü bu kitabın ana ereklerinden biri, perspektifçiliğin öne sürdüğü meseleleri araştırmak ve bunları bir sonuca bağlamaktır. Şimdilik şunu söylemekle yetineceğiz: Perspektifçilik, bilimi Gerçekliği doğrudan görmenin eşsiz yolu sayan pozitivizmin tersine, şunu diyor: Her epistemik girişim ki buna bilim de dahildir kendi entelektüel ve siyasal bağlılık ve çıkarları tarafından tanımlanan bir bakış açısından doğar. Perspektifçiliğe göre biz, bırakın bütün Gerçekliği, hiçbir şeyi doğrudan göremeyiz. Her görme, belli bir perspektiften görmedir. Hatta doğa bilimlerinde bile teorik ve kültürel bakış açılarının etkisi bugün artık sorgulanamayacak biçimde açık görünmektedir. 12

13 Brian Fay Birçokları için perspektifçilik, pozitivizm ile görecilik arasındaki bir orta noktadan başka bir şey değildir. Her biliş edimi, her halükârda belli bir perspektif içinde gerçekleştiği için, görecilik, bir perspektifi ötekinden daha iyi saymanın hiçbir rasyonel temelinin olmadığını iddia ediyor. Örneğin modern Avro-Amerikalıların çoğu, hastalıklarla mücadelede Batı tıbbının voodoodan üstün olduğunu söyleyebilir. Ancak bu, tarafsız bir değerlendirme ölçütü temelinde yapılıyor değildir. İnanç ve eylemlerin değerlendirilmesinde kullanılan ölçütlerin kendileri zaten daha genel bir perspektife bağımlıdır. Nitekim, Batı tıbbı yüceltilirken söylenen şey, bunun, Avro-Amerikalı anlayış ve önvarsayımlara voodoodan daha fazla uyduğu iddiasından (ki kendi bağlamlarında çerçevelenen bir şey için bunun söylenmesi hiç de şaşırtıcı değildir!) başka bir şey değildir. Başka, daha az bilimsel bir perspektiften bakıldığında voodoo daha iyi sayılabilir. Göreciliğe göre, bilim, diğer olası perspektiflerden ne daha iyi ne de daha kötü olan herhangi bir perspektiften başka bir şey değildir. Evet doğru, bilim, hegemonya kazandığı ve bu süreçte de birçok alternatifi susturduğu Batı da tercih edilen yaklaşımdır. Ancak bunun gösterdiği tek şey, Batı daki insanların, bilimin mümkün kıldığı başarıları (özellikle de doğanın teknik denetimini) yücelttikleridir. Bu ise bilimin, bir bilme biçimi olarak içkin üstünlüğü olduğunu kanıtlamaz. Görecilik, bilimin özel olma iddialarını yıkarak onun geleneksel öncelikli duruşunu baltalıyor. Ayrıca bilime olan inancı bir başka yolla da zayıflatıyor: Görecilik, siyasal erkin, düşünce ve eylemlerimizi içinde bulunduğumuz çerçeveler de dahil olmak üzere şekillendirmede oynadığı rol konusunda keskin bir eleştiri sunuyor. (Bu bağlamda Gramsci (1971) ve Foucault (1977 ve 1981) adları öne çıkıyor.) Bu tesadüfi bir şey değildir. Bir çerçeveden ötekine geçişler rasyonel olarak haklı çıkarılamayacağı için, bu geçişler ekstra-rasyonel araçlarla yaratılmalı ve dayatılmalıdır. Nitekim, bir pozitivist, bilimcilerin iktidarda olmalarının sebebinin, onların düşüncelerinin doğru olması (ya da öyle görünmesi) ya da onların kendilerini doğruya götürecek en uygun yolu izlemeleri olduğunu düşünebilir. Ancak, doğruluk değeri hakkındaki değerlendirmelerin belli bir perspektifte oluşması gerektiğini bildiğimiz için, şunu sormamız

Çağdaş Sosyal Bilimler Felsefesi gerekiyor: Neden öbürleri değil de bu perspektif egemen oluyor? Perspektiflerin kendileri de bir perspektife dayanan değerlendirme ölçütlerine başvurularak doğru ya da daha iyi sayıldıkları için, burada, bazı değerlendirme ölçütlerinin tatmininden başka nedenler de olması gerekiyor. Bundan dolayı, son zamanlardaki birçok bilimsel çalışma, bilimsel ortodoksiyi dayatan ekstra-rasyonel mekanizmalar üzerinde yoğunlaşıyor. Nitekim (Gramsci nin, içi boşaltılan ifadesiyle) bilimin hegemonyası, göreciler için, bilimin entelektüel önceliğini değil, belli grupların entelektüel ve siyasal kurumlara tahakküm etme güçlerini gösteriyor. Erk üzerindeki bu yoğunlaşmanın sonucunda bilimin maskesi kaçınılmaz olarak düşüyor. Aşırı görecilik için, bilim ile propaganda arasında çok az fark vardır ya da hiç fark yoktur. Ancak ılımlı görecilik için bile, temel epistemik bağlılıklar (bilimsel bağlılıklar da dahil olmak üzere) her halükârda rasyonalite-dışıdır. Bu ise, toplumsal incelemenin doğa bilimlerine benzeyip benzemediği ya da benzeyebilip benzeyemeyeceği sorusunu ki bu, doğa bilimlerinin, rasyonel etkinliğin kusursuz örneği olduğu önvarsayımına dayanan bir sorudur anlamsız kılıyor. Böylece görecilik, doğa bilimlerinin insan dünyası için güvenilir bir bilgi modeli sunduğu savını baltalamakla kalmadı, bu bilimlerin fiziksel dünyanın doğru bir resmini çizebileceği inancını da zayıflattı. Gerçekten de görecilik, hakikat ve güvenilir bilgi gibi kavramları kuşku alanına çekti. Bunun sonucunda, beşeri bilimlerin bilimsel karakteriyle ilgili kaygıların yerini görecilik takıntısı aldı. Görecilik, kendi müritleri için (en azından modern Avro- Amerikan perspektifinden!), iyi bir şeydir. Birincisi, görecilik bizden farklı olan ötekiler hakkında konuşma yolunu sunuyor ve böylelikle de bizi bu farklılıklara karşı duyarlılaştırıyor. Hepimiz dünyaya kendi özel çerçevemizden baktığımız ve bu çerçevede yaşadığımız için, ötekiler Gerçekliği bizden farklı olarak tecrübe etmelidir. Bu bağlamda görecilik, etnosantrizme (herkesin bizim gibi olduğu görüşüne) karşı koyuyor. İkincisi, göreciliğe göre ötekilerin düşünme ve eyleme biçimlerini eleştirmede bağımsız bir temele sahip olmadığımız için, insani düşünce ve pratiği çoğunca yaralayan yargılayıcılığı değil, hoşgörü ve takdir tutumunu benimsemeliyiz. Bu anlamda ise görecilik şovenizme karşı koyuyor. 14

15 Brian Fay Böylelikle görecilik çokkültürcülüğü teşvik ediyor. Çokkültürcülük terimi son zamanlarda her yerde karşımıza çıkan bir sözcük oldu. Bu hiç de sevindirici bir durum değil; çünkü çokkültürcülük, çağdaş dünyada yaşamsal bir şeye, birbirlerinden önemli biçimde farklı olan insanların birbirleriyle temasta olduklarına ve birbirleriyle iş yapmaları gerektiğine işaret ediyor. Bütün çokkültürcüler, kültürel ve toplumsal farklılığı anlama ve bununla yaşamaya vurgu yapıyor. Ancak bu cansız bağlılığın ötesinde, çokkültürcülüğün doğası ateşli biçimde tartışılan bir konudur. En yaygın versiyon, farklılığın kutlanması diyebileceğimiz şeydir; buna göre, çeşitli insan grupları arasındaki farklılıklar vurgulanmalı ve yüceltilmelidir. Bu şekilde anlaşılan çokkültürcülük, beşeri araştırmaların önüne derin sorunlar getiriyor. İzin verirseniz nasıl olduğunu açıklayayım. Kültürel ve toplumsal farklılığı kutlayan çokkültürcülük yorumuna göre, her toplum ya da kültür, kendisini, kısmen öteki birimlerden farklılaştırarak tanımlayan sınırlarla onlardan ayrılan tekil bir birimdir. Dahası, bireyler, ait oldukları kültürel ve toplumsal birimlerin yansımalarıdır. Kişisel kimlik, üyelerini kültürleyen ve toplumsallaştıran kültürel ve toplumsal birimler tarafından belirlenir. Bu kültürel ve toplumsal birimler, birbirlerinden farklı oldukları için, çoğunca birbirleriyle çatışma içindedirler. Gerçekten de bunlardan bazıları, kaçınılmaz olarak ötekileri baltalama ya da onlara tahakküm etme çabasına girecektir. Güçlü birimler zayıf birimleri bastırmaya ve sonuçta da zayıf birimleri kendileri gibi yapmaya çalışırlar. Bunda başarılı oldukları ölçüde gruplar arasındaki farklılıkları ortadan kaldırırlar. Nitekim farklılıkların dünyasında geçerli olan doğal itki, bu farklılıkların silinmesidir. Farklılığın kutlanması olarak yorumlanan çokkültürcülük, bu doğal itkiye bir tepkidir. Çokkültürcülük, kültürel ve toplumsal bütünlüğe ve öteki birimlerin bütünlüğüne saygı duyulmasına vurgu yapıyor. Her grubu, bir yandan kendi merkezini bulma ve beslemeye teşvik ederken, öte yandan da farklı birimlerin de bu yöndeki çabalarını tanıma ve desteklemeye itiyor. Her birimiz, başka bazı insanlarla paylaştığımız ve ötekilerin çerçevelerinden farklı olan bir çerçevede yaşıyoruz. Burada bize düşen görev, bu olguyu tanımak

Çağdaş Sosyal Bilimler Felsefesi ve kutlamak, yeryüzündeki insan yaşamını oluşturan renk ve şekil mozaiğini alkışlamaktır. Ancak bu şekilde anlaşılan çokkültürcülük, epistemik bir soru ortaya çıkarıyor: Eğer biz kendi çerçevemizde ve ötekiler de kendi çerçevelerinde yaşıyorlarsa, onları nasıl anlayabileceğiz? Biz kendi çerçevemiz bağlamında düşünüyor ve davranıyoruz, ötekiler de kendi çerçeveleri bağlamında düşünüyor ve davranıyorlar; öyle ki, onları kendi bağlamlarından başka bir bağlamda mülahaza etmeye mecbur kalıyoruz. Onların bağlamı bizim bağlamımızdan özde farklılaştıkça biz onları o derece yanlış anlamaya mahkûm oluyoruz. Etnik, cinsel, ırksal, dinsel, sınıfsal ve kültürel farklılıkları vurgulayan ve insanların kendi tikelliklerini keşfetme ve koruma çabasında oldukları çokkültürlü bir dünya, toplumsal bilginin parçalanmasına yol açıyor. Nihayetinde, bir türden insanların yalnızca aynı türden insanlar tarafından bilinebileceği noktasına varılıyor. Kadınları ancak kadınlar anlayabilir, Afro-Amerikalıları ancak Afro-Amerikalılar bilebilir. Özetle söylemek gerekirse çokkültürcülük, olmakla bilmeyi eşitliyor. Fakat bu, toplumsal incelemenin ciddi biçimde kısıtlanması demektir. Çünkü eğer kadınlar hakkında sadece kadınlar yazabilir ya da kadınlar hakkında yazılanları yalnızca kadınlar yargılayabilirse (aynı şey Katolikler, Azandeler, eşcinseller,... için de geçerlidir), o zaman, kamusal doğrulama bağlamında diyalog geliştiren açık bir bilimciler topluluğu kavramı tamamen bozulur. Hem farklılığın kutlanması olarak anlaşılan çokkültürcülük hem de bunun arkasındaki görecilik, ötekileri anlama arayışına önemli biçimlerde meydan okuyor. Bu, çokkültürcülük ve göreciliğin kendileri için de daha az rahatsız edici bir şey değildir. Bu görüşlerin gücü, insanların farklılaşmalarını anlama kabiliyetlerine dayanıyor. Fakat eğer böyle bir anlayışın imkânsız olduğunu ima ederlerse, o zaman bu kendi sonlarına yol açar. Bu bağlamda düşünüldüğünde çokkültürcülük ve görecilik özyıkıcı görünüyor. Çokkültürcülük ve göreciliğin çağdaş entelektüel ve siyasal yaşamdaki etkin konumları ve bunların, ötekileri anlamanın olabilirliğine ilişkin yol açtıkları sorular göz önüne alındığında, bugünkü sosyal bilimler felsefesinin temel sorusu, toplumsal araştırmaların bilimsel olup olmadığı değil, ötekileri özellikle de farklı olanları anlamanın 16