3. GENÇLİK YILLARI. Haydarpaşa Lisesi'ndeki öğrencilik yıllarına ait iki küçük hatıramı nakletmek isterim: Fikret Yücel in Anıları 7



Benzer belgeler
OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

İTALYAN OKULLARI NASIL DÜZENLENMİŞTİR?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

Öğrenci Memnuniyet Anketi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ege Ünv. Evrak Tarih ve Sayısı: 28/09/2017-E

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

MADAM CURIE VE 2011 KİMYA YILI

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI Öğrenci İşleri BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANLIĞINA

T.C. YEŞİLHİSAR ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ YGS REHBERİ 1 YGS (YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI) HAKKINDA

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI Spor Hizmetleri Şube Müdürlüğü EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

ilk yar'larımızın sevgili dostları

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Onların minneti sadece Allah a ve millete ve millete hizmette araç olarak gördükleri devletlerinedir.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

İŞİTME ENGELLİLERDE EVLİLİKTE DAHA AZ SORUN YAŞIYOR! - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ELGİNKAN VAKFI BURSU DUYURUSU


TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ BİLGİ ANKETİ SORULARINA VERİLEN YANITLARIN DAĞILIMI Eğitim-Öğretim Yılı

Đsmail Hilmi Adıgüzel

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 17. VELİ BÜLTENİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Beslenme Hizmetleri Şube Müdürlüğü FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

KISMİ ZAMANLI ÖĞRENCİ / BURS BAŞVURU FORMU ( )

KİŞİLİĞİNE UYGUN İŞİ BULMAK İÇİN KİŞİLİK ENVANTERİ UYGULAMASI ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ NİSAN 2017

ÇAYIRHAN TURGAY CİNER MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

Uşak ÜnİversİteSİ. Aklın ve Bilimin Işığında Saygın Bir Üniversite...

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ ΔΠΣΑ (7) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BURS VE KISMİ ZAMANLI ÇALIŞMA BAŞVURU FORMU

Ege Ünv. Evrak Tarih ve Sayısı: 19/10/2016-E

Kendi Kaleminden öğretmen özgeçmişleri. Muharrem NAZLI TD ve Edebiyatı/ Müdür Başyardımcısı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı


T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BURS VE KISMİ ZAMANLI ÇALIŞMA BAŞVURU FORMU

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Mühendislik Fakültesi Dekanları Matematik Anketi Sonuçları. Yrd. Doç. Dr. Necdet GÜNER 14 Mayıs 2010, Trakya Üniv. Edirne

BURS BAŞVURU FORMU İMAM-HATİP LİSELERİ MEZUNLARI VAKFI BAŞKANLIĞINA YOZGAT

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

Burada Hiçbir Balık Uçmaya, Hiçbir Kuş Yüzmeye Zorlanmaz... - ENDERUN MEKTEBİ -

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

( ) FOTO 1: Cezmi SEVGİ hocamız, bölümümüzün değerli hocaları, Asaf KOÇMAN, İbrahim ATALAY ve Erkan ŞEN

BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

H.CAHİT DERMAN 18. KİŞİSEL RESİM SERGİSİ 30 MART-13 NİSAN

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

ÖSYM sitesinde yayınlanan ALES hakkında yer alan bilgilere göre ; Sınavda 4 ayrı grupta soru çıkacaktır. Bunlar:

FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME YÖNERGESİ

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ Hizmet Standartları

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

S. 115 ARTI YÖN. Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel. Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız?

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Prof. Dr. Cengiz Çokluk

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANTISI

No :... Sınıfı :... Adı ve Soyadı :...

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI YARI ZAMANLI PROGRAM YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖZLÜCE ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI PROJESİ İNEBOLU GENELİ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ OKUMA ALIŞKANLIĞI ANKETİ

Dershane Algısı Araştırması Mayıs 2012

T.C. AĞRI VALİLİĞİ AĞRI GÜZEL SANATLAR LİSESİ BRİFİNG DOSYASI

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYET ANALİZİ

TED Kayseri Koleji Vakfı Okulları Öğretim Yılında Uygulanacak Akademik Etüt Programı için tıklayınız

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Diğer: Diğer:... Diğer:...

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAV SİSTEMİ İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Ege Ünv. Evrak Tarih ve Sayısı: 08/09/2016-E

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

Transkript:

Fikret Yücel in Anıları 7 3. GENÇLİK YILLARI Fikret Beyden gençlik yılları ile ilgili çok az anılar dinleyebildim. Anladığım kadarı ile; varlıklı olmayan bir ailenin 2. Dünya Savaşı yıllarında geçen zor günleri, bilgisinden başka bir sermayesinin olmayışı ve çok genç yaşta olağanüstü bir eş ile yaşamlarını birleştirmesi sonucu doğan evliliğin ekonomik zorluklarının üstesinden gelebilmek için, daha öğrenci iken mesleğine dört elle sarılması bize böyle bir kişiyi kazandırdı diyebilirim. Aşağıdaki satırları okuduktan sonra kararı sizlere bırakıyorum. 25 Ağustos 1928 de Köyceğiz (Muğla) da doğmuşum. Memur ailelerinin kaderi, kardeşlerin doğum yerlerinin birbirinden farklı olması sonucunu doğurur. Biz altı kardeş için de durum böyle olmuştur. Kaymakam olan babam, benim doğumumdan sonra; o zamanın koşullarıyla, aralarındaki nakil ay mertebesinde zaman alan bir kaç yerde daha kaymakamlık yapıp emekli olmuş ve aile İstanbul a yerleşmiştir. Ayrıldığımızda bir yaşlarında olduğum için Köyceğiz i hiç hatırlamam. Doğum yerimi bundan yaklaşık 45 yıl sonra tekrar ziyaret etmek imkanını bulabildim. Marmaris e olan sevgim ve oraya kısmi yerleşmemin, doğum yerimin Köyceğiz olması ile ne kadar ilgisi olduğunu bilemiyorum. Bundan sonraki bütün tahsil ve iş hayatım, kısa ve uzun seyahatler ve görevler dışında, hep İstanbul da geçti. Babamı 2. Dünya Harbi sırasında, 1942 yılında kaybettik. O sırada Haydarpaşa Lisesi nin (şimdi Tıp Fakültesi olarak kullanılan bina) IV-İ. sınıfında, yani 9. sınıfta bulunuyordum. Bir yandan harbin yarattığı yokluklar, diğer yandan dul ve yetim maaşının yetersizliği dolayısıyla oldukça sıkıntılı günler geçirdiğimizi hatırlıyorum. Biraz da bu nedenle özel matematik ve fizik dersleri vermeye başladım. Bunu öğrencilerin evlerine gitmek, ya da onları evimde kabul etmek suretiyle yapıyordum. Üniversite yıllarında da devam eden bu uğraşın bana zevk verdiğini itiraf etmeliyim. Küçük yaştan itibaren yüzme, koşma dallarında atletizm ve futbola olan ilgim lisede de devam etti. İlkokul öğretmenlerimden birisinin bana piyano dersi verme hususundaki girişimi, birlikteliğimiz uzun sürmediği için pek faydalı olamadı. Daha sonra, lise sıralarında iken, bir arkadaşımın annesinin keman dersleri verme önerisini kıramayarak bir kaç ders aldımsa da, zannediyorum, onu kendi oğlu kadar hayal kırıklığına uğrattım. Haydarpaşa Lisesi'ndeki öğrencilik yıllarına ait iki küçük hatıramı nakletmek isterim:

8 Fikret Yücel in Anıları Ortaokul sıralarında iken Haydarpaşa Lisesi çok kötü bir şöhrete sahipti. Haydarpaşa Palas adı ile anılan okul, giren çıkanın belli olmadığı, öğrencilerin her yerde sigara içebildiği, temizliğe hiç önem verilmediği bir ortama dönüşmüştü. Yeni atanan müdür büyük bir gayretle kısa sürede herşeyi düzene soktu. Gelgelelim asıl mesleği kimya öğretmenliği olan müdürün özrü alkole düşkün olması idi. Laboratuarda yapılan kimya derslerinde seçtiği uygulama konusu hep şarap yapımı olurdu. Üzüm sıkıldıktan sonra posa, çekirdek vs. den arındırılır ve mayalanmaya bırakılırdı. Bu işlerde kullanılan laborant, tesadüf eseri, yaşlı bir alkolik idi. Gerek kimya hocamız, gerekse laborant birbirlerinin alkole düşkünlüğü konusunu bizlere açmaktan kaçınmazlardı. Mayalama süresi dolup da sıra şarabın tadılmasına geldiğinde, şarabın büyük kısmının eksik olduğu tespit edilir, bu da kimya öğretmenimizi çileden çıkarırdı. Laborantı suçlar ve onu öğrenciler önünde azarlardı. Dersten sonra ise laborant bizlere şarabın hocamız tarafından içildiğini iddia ederdi. Zannediyorum, 10. sınıfta bulunduğum sene içinde idik. Soğuk almış ve ateşim yükselmişti. Önemli bir imtihan olduğu için, velim olan ablamdan imtihandan sonra eve dönmeme izin isteyen bir tezkere alarak okula gittim. İmtihan sonrası tezkereyi okul idaresine götürdüğümde, bunu inceleyen memur imzanın kendi kayıtlarındaki imzaya benzemediğini ifade ederek okuldan ayrılmama izin vermedi. Ben de okul kapısından çıkmayı denedim, bu defa kapıcı önümü kesti ve beni idareye götürdü. Bereket versin idarede beni tanıyan kimse yoktu. Öğrenci olmadığımı ve arkadaşlarımı ziyarete geldiğimi iddia ettim. Selimiye Karakolu na telefon edilerek bir polis istendi. Polisin gelmesini her an beni tanıyan birisinin, özellikle müdür yardımcılığı görevini yapan fizik öğretmenimin, odaya girmesi endişesi ile bekledim. Polisle birlikte karakola gittik. Herkes benim Haydarpaşa Lisesi öğrencisi olmadığıma inanmıştı. Üzerinde durdukları, öğrenciler arasına karışarak komünizm propagandası yapan kişilere karşı tedbirli olmak idi (yıl 1943). Karakolda babacan bir komiser beni ikamete rapten bıraktı. Bu macera sonunda eve varışım, normal okul dönüşümden daha geç oldu. Lisede okuduğum yıllarda İstanbul da gençler arasında danslı toplantılar pek yaygındı. Çay tabir edilen bu toplantılar, evleri uygun olup da ailelerinin de müsaadesini alabilen arkadaşlar tarafından düzenlendiği gibi 3, bazı gazino ve salonlarda da yapılırdı. Ayrıca Kalamış da Belvü, Moda da Küçük Moda gazinolarında yaz aylarında her akşam dans ve orkestrası bulunur ve özellikle gençler buralara çok rağbet ederlerdi. Ben de bunların arasına girmiştim. Eşim Ayşe ile, bu toplantılardan birisi münasebetiyle daha önce tanıştığım kardeşini almak üzere evlerine 3 O tarihlerde İstanbul un Anadolu yakası bir sayfiye yeri idi ve bahçe içinde köşkler çoğunluktaydı.

Fikret Yücel in Anıları 9 gittiğimde karşılaştım. Aramızda başlayan arkadaşlık kısa zamanda kuvvetli bir sevgiye dönüştü. Sık, sık buluşuyorduk. Bu arada ben liseyi bitirmiş ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) giriş sınavlarını kazanarak 1945 yılında İTÜ Elektrik Fakültesi ne girmiştim. O tarihlerde üniversite ve yüksek okullara imtihansız girilebiliyordu. İstanbul da zannedersem sadece İTÜ, Güzel Sanatlar Akademisi ve Yıldız Teknik Okulu imtihanla öğrenci alıyordu. İTÜ, Yüksek Mühendis Okulu ndan üniversiteye daha bir yıl önce dönüşmüştü. İTÜ ye alınan öğrenci sayısı imtihana girenlerin yaklaşık onda biri seviyesinde idi. Ayşe ve Fikret in evlendikleri gün. 15 Haziran, 1946.

10 Fikret Yücel in Anıları Uzun bir birlikteliğin mutlu sonundan görüntüler..

Fikret Yücel in Anıları 11 Ailemin bütün muhalefetine rağmen üniversitede iken 1946 yılında Ayşe ile evlendik. Muhalefet, haklı olarak, bu izdivacın zamanının uygunsuzluğundan kaynaklanıyordu. Fakat onlar Ayşe yi benim kadar tanımıyorlardı. Onun sevecenliği, hoşgörüsü, özverisi ve güleryüzü bana hep destek olmuş ve hayatı her dönemde benim için kolaylaştırmıştır. Bu söylediklerim onu yakından tanıyanların ortak düşüncesidir. Öyle inanıyorum ki, isteyip de yapabildiklerimin çoğunu onun mevcudiyeti olmaksızın başarmam mümkün değildi. O tarihlerde İTÜ bütünüyle Gümüşsuyu nda bulunuyor ve yatılı öğrenciler üniversite binaları ile bağlantılı yurt binasında kalıyorlardı. Ben de PTT den burs alarak burada bir yatağa, yemekhanede bir yere sahip olmuştum. Fakat imtihan gibi özel sebepler dışında evde kalıyordum. İTÜ üniversite olmasına karşın okul zamanından kalma bazı alışkanlıklar bir süre daha devam etti. Örneğin akşam yemeğinden sonra üniversite binaları içinde her sınıfa tahsis edilmiş dershanelerde çalışılır ve ev ödevleri yapılırdı. Hatta ilk yıllarda bu dershanelerde bir sınıf hocası da bulunurdu. Bir üst sınıfın dershanesine çekinilerek girilir ve üst sınıf öğrencilerine saygı gösterilirdi. Yurdun doktoru, ihtiyaç görürse, talep eden öğrencilerin yemeklerini, özellikle kahvaltılarını takviye eder, bu kimselere örneğin, yumurta ve tereyağı, balık yağı verilmesini sağlardı. Elektrik Fakültesi Zayıf Akım Kolu nda (şimdiki elektronik mühendisliği bölümüne karşı geliyor) bizim sınıf 8 kişiden ibaretti. Ben de sınıf mümessili idim. Bazı derslerde bu sekiz kişinin tamamının ortadan kaybolması sık rastlanan bir durumdu. Fakat ben sınıf mümessili olarak derse girmek mecburiyetinde hissederdim kendimi. Bazı hocalar sadece bana ders anlatmayı uygun görmezler, beni de azad ederlerdi. Bazıları ise, beni karşılarına alarak dersi tamamlarlardı. Özellikle rahmetli Bedri Karafakıoğlu Bey in 4 santral tekniği dersini, bir masayı örten büyüklükte LMT Rotary ve Ericsson santrallerinin devre şemalarını birlikte izleyerek dinlemek bana sıkıntının ötesinde azap verirdi. İTÜ Elektrik Fakültesi ni 1950 yılında bitirerek aynı fakülteye asistan olarak atandım. PTT ye olan mecburi hizmetimin üniversiteye devri zaman aldığından işe başlamam Eylül 1950 yi buldu. O tarihte fakültelerde kürsü sistemi uygulanıyordu. Rahmetli arkadaşım Macit Onganer ile birlikte telefon telgraf tekniği kürsüsünün iki asistanı idik. Bu kürsü ders, tatbikat ve laboratuvar olarak haftada 50-60 saatlik öğrenim faaliyetine sahipti. Kürsü Başkanı rahmetli Prof. Bedri Karafakıoğlu idi. Prof. Ahmet Özel ve B. Belatini, o tarihte doçent olan Dr. Tarık Özker, Fikri Uzgören ve Ziya Süder öğretim üyeleri idiler. 4 Ord. Prof. Bedri Karafakıoğlu.

12 Fikret Yücel in Anıları Elektrik Fakültesi Zayıf Akım Kolu nda diğer kürsü, Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü idi ve başında rahmetli Prof. Dr. Mustafa Santur bulunuyordu 5. Asistanlığım döneminde İTÜ de iki acı olay cereyan etti. Bunlardan birisi Doç. Dr. Feyyaz Gürsan ın bir öğrencisi tarafından Üniversite içinde bıçaklanarak öldürülmesi olayıdır. Diğeri ise Elektrik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Külünk ün, her yıl yaptığı gibi sömestr tatilinden yararlanarak gittiği Uludağ da şömineden sızan gazlarla zehirlenip hayatını kaybetmesidir 6. Kuvvetli şahsiyeti, nükteleri ile herkes tarafından sayılan, sevilen ve çekinilen Fuat Külünk ün vefatı Elektrik Fakültesi ndeki bütün dengeleri bozmuş ve fakültede bölünmeler ve huzursuzluklar baş göstermiştir. 1952 yaz tatili döneminde Siemens in İTÜ ye sağladığı bir imkandan yararlanarak ilk yurt dışı seyahatimi yapmak fırsatını buldum. Dört arkadaş, benim dışımda Tahsin Saya, Hasan Önal ve merhum Mehmet İnan (merhum Prof. Dr. Mustafa İnan ın kardeşi) Ankara Gemisi ile Napoli ye oradan da kara ve tren yolu ile bir pazar günü Münih e vasıl olduk. Tahsin ve ben Münih te Hoffman Str.'de Siemens tesislerinde çalışmaya başladık, diğerleri Nürnberg e gittiler. Akşam saatlerinde ulaştığımız Münih in hepimiz üzerindeki ilk tesiri gayet olumsuzdu. Hauptbahnhof ve civarı ıssız, sessiz ve karanlıktı. İster istemez Napoli, Roma, Merano üzerinden geçtiğimiz İtalya, özellikle hayatın hemen hemen hiç durmadığı Roma ile karşılaştırdık Münih i. Bir süre sonra istasyon önündeki meydanı gürültülü bir şekilde büyük motosikletler doldurdu. Özel elbiseleri ve kaskları içinde sonradan bir kısmının kadın olduğunu anladığımız kimseler meydana bir hareket getirdiyse de gene İtalya yı ve vespaların arkasına iki bacağını aynı taraftan uzatarak zarif bir şekilde oturan hanımları hatırladık. Münih o tarihlerde harbin bütün izlerini taşıyan bir şehir görünümünde idi. Yolların iki yanına yıkılan binaların enkazı yığılmıştı. Şehirde büyük bir konut sıkıntısı yaşanıyordu. Zamanla bütün bunlara alıştık. Bir süre sonra Macit askere gidince kürsüde asistan olarak yalnız kaldım. Bu arada Ahmet Özel Rektör seçilince zaman zaman onun derslerini de vermek gerekmeye başladı. Kürsüde bana ait işleri bitirebilmek için her gün evden yedide çıkıp, akşam dokuzda dönüyordum. Bir taraftan geçim sıkıntısı da bastırıyordu. Gelir Vergisi Kanunu nun ilk uygulamasının 5 Kürsünün diğer elemanları o tarihte doçent olan rahmetli Prof. Dr. Adnan Ataman ve asistan olarak da Tahsin Saya (şimdi emekli Profesör) ve Ziya Akçasu (şimdi ABD de Prof. Dr.) idiler. 6 Prof. Dr. Fuat Külünk, sömestir tatilinden önce yapılan Rektörlük seçimini az farkla kaybetmiştir.

Fikret Yücel in Anıları 13 getirdiği avantaj ortadan kalkmıştı. Vakit buldukça radyo tamiratı yaparak geçime katkıda bulunmaya çalışıyordum. Fakat boş vakit bulmak da çok zordu. Daha önemlisi, seçtiğim akademik hayatın gereklerini yerine getirmek hususunda pek az zamana sahip olmamdı. Bir taraftan da, o tarihlerde İTÜ de doktora yaptırılamadığı için, yönetmeliklere konmuş bulunan yeterlik çalışmasını yürütmeye gayret ediyordum. O zamanlar doktora yapmadan doçent ve profesör olunabiliyordu. Ancak, yurt dışına bu maksatla gönderilenler doktora yapabiliyorlardı. Benim için, kürsünün ihtiyaçları karşısında, bu mümkün değildi. Duruma 1953 yılı ortalarına kadar tahammül ettikten sonra Bedri Bey'le konuştum ve ayrılmak istediğimi bildirdim. Rahmetli hocam buna çok üzüldü, fakat onun da elinden bir şey gelmiyordu. İlerde dönmek şartı ile ayrılmama rıza gösterdi. Ben de PTT Genel Müdürlüğü ne müracaat ederek, İstanbul a Fen Müfettişi olarak tayinimi sağladım. Bir kaç ay sonra tamamladığım yeterlik tezi ile ilgili imtihanı hariçten verdim. Yukarıda da değindiğim gibi, Fikret Bey belki de gençlik yıllarını hiç yaşamadan kendini mesleğinin içinde buldu. Ekonomik sıkıntılar içinde geçen, gerektiğinde tamircilik de yapılan bir akademik yaşam çabası sonucu Fikret Bey in PTT nin kapısından içeriye adımını attığını görüyoruz. Bu öyle bir adım atış ki, sanırım sevgili eşi Ayşe Hanım telekomünikasyonu kendisine ömür boyu sürecek bir kuma olarak almış oldu.

14 Fikret Yücel in Anıları