NEVŞEHİR DAMAT İBRAHİM PAŞA HALK KÜTÜPHANESİ Osman ATILGAN * Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1718-1730 yılları arasında vezirlik yapmış ünlü Lale Devri sadrazamıdır. Babası Zeytin olarak bilinen İzdin Voyvodası Sipahi Ali Ağa dır. Kaynaklarda doğum tarihi kesin olarak belirtilmeyen Damat İbrahim Paşa 1660-1670 yılları arasında Nevşehir de doğmuştur. İş bulmak üzere İstanbul a gitmiş, akrabasından eski saray masraf katibi Mustafa Efendi nin tavsiyesiyle 1689 yılında sarayın helvacı ocağına girmiştir. Saraya ilk adımını atan Damat İbrahim Paşa daha sonra sırasıyla baltacı ocağına 1 girmiş, hizmetleri ile zamanla yükselip Darüssaade ağasının 2 yazıcı vekili görevine getirilmiştir. Bu görevde iken Padişahın bulunduğu Edirne ye giderek şehzade Ahmet le (III. Ahmet) tanışmış ve III. Ahmet in padişah olmasından sonra 1703'te Darüssaade ağası yazıcılığına tayin edilmiştir (Başer, 1995: 4). İbrahim Paşa, 1716 yılında Avusturyalılarla yapılan Varadin savaşına katılarak, vaziyeti Padişaha bildirmek üzere Edirne ye gitmiştir. Sultan III. Ahmet, çok güvendiği İbrâhim Efendiyi geri göndermeyerek birinci ruznameci 3 yapmış, birkaç gün sonra da 3 Ekim 1716 da sadaret kaymakamlığına 4 tayin etmiştir. Sultan III. Ahmet Han İbrahim Paşa yı 1717 de Şehit Ali Paşa nın ölümüyle dul kalmış kızı Fatma Sultan la evlendirerek onu Damat yapmış ve 1718 de veziriazamlığa getirmiştir. Bu tarihte Fatma Sultan on dört ve İbrahim Paşa ise takriben elli ile altmış yaşları arasındadır. * Osman ATILGAN, Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı nda Uzman dır. 1 Baltacı ocağı Osmanlı sarayında iç hizmetleri görmekle vazifeli bir sınıfın bağlı olduğu ocak 2 Osmanlı Sarayları nda harem dairelerindeki harem ağası 3 Osmanlı Devleti nde devletin gelir ve giderlerinin günlük kayıt işleri sorumlusu 4 Sadrazam sefere çıktığı zaman ona vekalet eden vezir düzeyindeki görevli 1
Damat İbrahim Paşa on üç yıl sürecek Vezirlik makamında Osmanlı Devleti yararına çalışmayı hedef alarak devletin gelirlerini artırmak için çeşitli önlemler almış, ekonomi ve sosyal alanda gelişmeler sağlamış, sanata ve edebiyata önem vererek Lale Devri denilen döneme damgasını vurmuştur. Ancak yöneticilerin yaşam seviyesi yükselmesine rağmen halka etkileri yansıtılamamış bu da halk da güvensizlik ve tedirginliğe yol açmıştır. Daha sonra kaybedilen toprakların alınabilmesi için İran üzerine sefere karar verilmiş ve tüm hazırlıkların tamamlanmış olmasına rağmen III. Ahmet in ordunun başında sefere gitmeyi ertelemesi yüzünden ordunun uzun süre Üsküdar da beklemesi, halk ve ordunun huzursuzluğuna sebep olmuştur (Aktuğ, 1992: 3). Bu olumsuzluklardan Damat İbrahim Paşa sorumlu tutulmuş ve Eylül 1730 da Patrona Halil öncülüğünde bir isyan meydana gelmiştir. Asilerin saraya hücum teşebbüsleri üzerine aynı gün idam edilerek cesetleri Alayköşkü tarafındaki duvardan sarayın dışına âsilerin önüne atılmıştır. Cesedin, Damat İbrahim Paşa ya ait olmadığını düşünen isyancılar cesedi III. Ahmet çeşmesi önünde parçalamışlardır. Daha sonra bu parçalar Haleb kadısı Şakir bey tarafından gizlice toplatılarak, geceleyin İbrahim Paşa nın Şehzadebaşı nda yaptırdığı külliyenin bahçesine gömülmüştür. İbrahim Paşa vefatında takriben yetmiş yaşındadır. Asiler Damat İbrahim Paşa nın izlerini tümüyle silmek amacıyla İstanbul daki eserlerini büyük oranda tahrip etmişler, Nevşehir i de talan etmek üzere yürümüşlerken şans eseri bilinemeyen bir sebeple Anadolu yakasından geri çevrilmişlerdir. Damat İbrahim Paşa nın önayak olduğu en önemli girişim ilk Osmanlı matbaasının kurulmasıdır. Matbaanın kurulmasıyla ilgili Said Mehmet Efendi ve İbrahim Müteferrika nın girişimlerini desteklemiş ve 1727 yılında matbaanın faaliyete geçmesini sağlamıştır. Matbaanın kağıt ihtiyacını karşılamak üzere Yalova da bir kağıthane açılmasını da desteklemiştir. Ayrıca tulumbacılar teşkilatını kurdurmuş, çuhacılık ve dokuma sanayinin gelişmesi için çalışmıştır (Aktuğ, 1992:5). Gerilemeye başlayan çiniciliğin gelişimi için de çaba göstermiş, sanata ve edebiyata önem vererek zamanın şairlerini desteklemiştir. 2
Bu çalışmalarının yanı sıra, o zamanki Karaman vilayetinin Niğde sancağına bağlı Ürgüp ün bir köyü konumunda bulunan, memleketi Muşkara nın imarı ve gelişmesi için çaba harcamıştır. 1725 yılında Damat İbrahim Paşa nın emri ile Muşkara Köyü nün adı, yeni şehir anlamına gelen Nevşehir e çevrilmiş, daha sonra bazı idari değişiklikler yapılarak Ürgüp teki kadı ve bazı yöneticiler Nevşehir e getirilmiş, davalar Nevşehir de görülmeye başlamış ve burası bir merkeze dönüştürülmüştür. Damat İbrahim Paşa Nevşehir ticaretinin geliştirilmesi ve yaşam için cazibesinin artırılabilmesi amacıyla Nevşehir de yaşayan halk üzerinden tüm vergileri, kendi vakfından ödenmelerini sağlayarak kaldırmış, Ürgüp te kurulan pazarı Nevşehir e taşımıştır. Ayrıca Nevşehir e birçok Türkmen aşireti yerleştirilmiş, bu aşiretlere imtiyazlar tanınmıştır. Nevşehir e yolu düşen herkese çorba dağıtılmış, bu çorbayı içenler nebiym ki şehir ola (acaba şehir olur mu?) demişlerdir(özkul,1991). Damat İbrahim Paşa aldığı bu önlemlerle, Nevşehir i göç alan bir merkez haline getirmiş nüfusunun artmasını sağlamıştır. Bunlarla beraber Nevşehir de hızlı bir imar çalışması başlatarak, ilk olarak şimdiki adıyla Kaya Camii ni ve çoğunluğu Ürgüp te olmak üzere günümüze kadar ulaşan bazı çeşmeleri yaptırmış, harap durumda bulunan kaleyi onarmıştır. Daha sonra İstanbul daki külliyeler büyüklüğünde bir külliye yapmaları için saray mimarı Mehmet Ağa ve yardımcılarını Nevşehir e göndermiş içerisinde Cami, İmaret, Sıbyan Mektebi, Hamam, Kervansaray, Çeşmeler ve bir medrese bulunan Damat İbrahim Paşa Külliyesi ni inşa ettirmiştir. Çalışmanın konusunu teşkil eden ve şu anda Damat İbrahim Paşa Halk Kütüphanesi olarak kullanılan medrese dikdörtgen planlıdır ve düzgün kesme taştan yapılmıştır. Giriş kapısı dikdörtgen bir çerçeve içinde kemerli bir kapıdır. Kapı üzerinde Seyit Vehbi ye ait olan bir kitabe yer almaktadır. 3
1 Gişriş kapısı kitabesi (Fotoğraf Sinan ATILGAN) Bu kitabeler İstanbul da hazırlanarak Nevşehir e gönderilmiştir. Damat İbrahim Paşa kitabelerin nakli esnasında güvenliği artırmak için güzergah üzerinde bulunan vilayetlerin kadılarına yazılar göndererek gerekli önlemlerin alınmasını sağlamıştır. Medrese kapısı bir avluyla açılmaktadır. Bu avlunun etrafına dizilmiş on yedi kubbeli medrese odası ve bir baş oda bulunmaktadır. Kemerlerle birbirine bağlanmış üzeri kubbelerle örtülü sütunlar (revak), kar ve yağmur yağışına karşı oda girişlerini kapatmaktadır. Sütunlar demir gergilerle birbirine bağlanmıştır. 4
2 Medrese avlusu (Fotoğraf Sinan ATILGAN) Medrese odalarından köşedeki iki tanesi arka avluya, giriş tarafındaki bir tanesi sokağa açılan bir pencereyle, diğer odalarsa avluya bakan birer pencereyle aydınlatılmıştır. Baş oda girişi güney cephededir. Oda giriş kapısı üzerinde Nedim in yazdığı bir kitabe bulunmaktadır. 3 Baş Oda Kitabesi (Fotoğraf Sinan ATILGAN) 5
Nedim kitabenin 5 ve 6. dörtlüklerinde günümüz Türkçesiyle şunları yazmıştır. İstanbul un içinde ve çevresinde eserleri sayısızdır Özellikle ki dünya süsleyen bu yüce kitabevidir. İçi türlü türlü rengarenk, gönü çeken nüshalarla doludur. Dışı da süs ve bezeklerle eşsiz ve benzersizdir İçinde dengi olmayan nice cilt kitap var Onların her biri İbn-i Sina ya bile hayret ettirir Hele bilim ve fazileti canlandırmak için böyle eser yapmada Yüce makamın himmetini Allah başarılı kılsın Baş odada batı cephesine bakan ve avluya açılan bir pencere bulunmaktadır. Doğu cephesinde ise sokağa bakan üç pencere, kuzey ve doğu duvarlarında da iki üst pencere bulunmaktadır. Medresenin arka kısmında üçgen bir avlu bulunmaktadır. Arka avlunun bir köşesine bir depo ve iki kısım halinde tuvaletler yapılmıştır. Tedrisat yapılan eğitim yeri anlamına gelen medreselerin ortaya çıkmasında dinin etkisi ağır basar. Selçuklular ve beylikler devrinde eğitim yuvası olarak kullanılan medreselerin Osmanlının son zamanlarında birer öğrenci yurdu halini ve karakterini almış olduğu görülür. Medreseye ilk tayin edilen müderris 5 Faziletli Çelebidir (Rehber, 1961). Zamanın medrese müderrisine günde 10 akçe, medresenin temizliğini yapan hademesine günde 8 akçe ve medrese hafız-ı kütüb 6 üne günde 4 akçe ayrılmıştır. Bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda, kitaba ve kütüphaneye ne kadar önem verilse de o günden günümüze kütüphanecilere verilen önemin değişmediği görülmektedir. Damat İbrahim Paşa kitaba büyük ehemmiyet gösteren bir sadrazamdır. Örneğin, İstanbul 'da kitap satan esnafta bulunan bazı değerli eserlerin, değerlerinden çok daha ucuza 5 Medreselerde eğitim veren öğretim üyesi 6 Kitapları koruyan ve hizmete sunan kütüphane memuru 6
satın alınarak Avrupa 'ya gönderildiğini öğrenen İbrahim Paşa, bu eserlerin yurtdışına çıkışını yasaklayıp bu kitapları kurduğu kütüphanelerin dermelerine kazandırmıştır. İlk etapta kendi kitaplığından 187 değerli yazmayı Nevşehir de yaptırdığı bu medrese kütüphanesine bağışlamıştır. Kütüphane dermesi zamanla gelişerek medresede eğitim gören öğrencilerin ve yöre halkının bilgi ihtiyacını karşılayan bir kaynak konumuna gelmiştir. Medrese 1961 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmış, kütüphane olarak halkın hizmetine açılmıştır(özkul, 1991). T.C. Kültür Bakanlığı bu kütüphane binası için Vakıflar Genel Müdürlüğü ne kira ödemektedir. Damat İbrahim Paşa Halk Kütüphanesi 1987 yılına kadar Nevşehir in tek halk kütüphanesi olarak kullanılmış, 1987 yılında Kültür Bakanlığı, Nevşehir İl Halk Kütüphanesi, Merkez binasının hizmete açılmasıyla tarihi bir okuma salonu işlevinde şube kütüphanesi olarak kullanıcılarına hizmet vermeye devam etmiştir ve etmektedir. 4 Okuma salonu (Fotoğraf Sinan ATILGAN) 7
Damat İbrahim Paşa tarafından kütüphaneye kazandırılan ve daha sonraları kütüphane dermesine eklenmiş değerli yazma eserler, saklama koşullarının sağlanamaması ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınamaması nedeniyle, Milli Kütüphane ye devredilmiştir. Şu an Milli Kütüphane de Nevşehir Damad İbrahim Paşa İl Halk Kütüphanesi koleksiyonuna ait 688 yazma eser hizmete sunulmaktadır. Damat İbrahim Paşa Halk Kütüphanesinde 308 i Arapça, 8 i Farsça ve 645 i Osmanlıca olmak üzere toplam 961 basma eser bulunmaktadır. Bu eserler kullanıcı hizmetine açıktır. Ayrıca kütüphanede 2007 sonu itibari ile 10.159 kitap bulunmaktadır. Kütüphanede bulunan kaynakların elektronik ortamda kataloğu bulunmadığı için ödünç verme ve benzeri hizmetler manuel olarak yürütülmektedir. Kütüphanede 7 personel görev almaktadır. Bunlardan 1 i şef, 3 ü memur, 3 ü de geçici işçi pozisyonunda çalışmaktadır, ancak hiçbirisi de kütüphaneci değildir. Kütüphane Pazar günleri hariç her gün 08:00 17:00 arası hizmet vermektedir. Kütüphaneye yılda ortalama 12.800 okuyucu gelmektedir ve bu okuyucuların 288 i kütüphanenin üyesidir. Kütüphaneden 2007 yılı itibariyle 3437 kitap ödünç almıştır. KAYNAKLAR Aktuğ, İlknur (1992) Nevşehir damat İbrahim paşa Külliyesi Ankara : Kültür Bakanlığı Başer, İsmail (1995) Damat İbrahim Paşa Külliyesi Kalem İşi Bezemeleri. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Konya, Selçuk Üniversitesi Nevşehir Valiliği (2008) [Çevrimiçi] Elektronik adres: http://www.nevsehir.gov.tr/yetistirdiklerimiz.php?id=1 [14.02.2008] Özkul, Abdurrahman (1991). Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Kayseri, Erciyes Üniversitesi Rehber, Remzi (1961). Nevşehir ve Göreme. Ankara. 8