TAġINABĠLĠR KÜLTÜR VARLIKLARIMIZ ĠÇĠN BĠR SIĞINAK: A.Ü. BAġKENT MYO, KONSERVASYON RESTORASYON PROGRAMI Eyüp COġKUN Ülkemiz, sahip olduğu tarihî ve kültürel varlıklar itibariyle dünyanın sayılı ülkelerindendir. Temsil ettikleri tarihî süreç ve nitelikler açısından ele alındığında, ülkemizin sahip olduğu kültür varlıklarının korunması ve gelecek nesillere en sağlıklı şekilde aktarılması, sadece Türkiye için değil tüm insanlık için yerine getirilmesi gereken önemli bir sorumluluktur. Tabi ki bu işin sadece duygusal bir yaklaşımla ele alınması yeterli değildir. Tarihîkültürel varlıklarımızın korunmasında konservasyon ve restorasyon alanında yetişen uzmanların görüş ve yardımlarına mutlaka başvurulmalıdır. Dergimizin bu sayısı için, taşınabilir kültür varlıklarının restorasyon ve konservasyonu alanında çalışma yapmak amacıyla 1989 da kurulup 1990/1991 öğretim yılından itibaren ön lisans eğitimi veren A. Ü. Başkent MYO, Konservasyon ve Restorasyon Programı ndan Öğr. Gör. Işık Bingöl ile görüştük. Aynı zamanda Başkent MYO nun müdür yardımcısı olan Öğr. Gör. Işık Bingöl bizi A. Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Ek Binası ndaki odasında ağırladı ve sorularımızı cevapladı. E. C. Öncelikle programınızın amacını ve çalıģma alanını anlatır mısınız? I.Bingöl A. Ü. Başkent MYO Konservasyon-Restorasyon Programı 1989 yılından bu yana hizmet veriyor. Başlangıçta bir de turizm programı düşünülüyordu. Ama daha sonra içerik bakımından turizm programı bize çok uygun olmadığı için o Beypazarı ndaki yüksek okula gönderildi. Biz şimdi yalnız Konservasyon ve Restorasyon Programı olarak 2 senelik bir eğitim vermekteyiz. Ülkemizde, konservasyon ve restorasyon, yani koruma ve onarım konusunda kurulan ilk okul burası. Yurt dışında bu tür eğitimler en az 4 senelik okullarda verilmektedir. Bu okul kurulduğu zaman yurt dışındaki meslektaşlarımız Geç kalınmış bir okul kuruldu. dediler. E. C. ÇalıĢmalarınız daha çok taģınabilir kültür varlıkları üzerine galiba.
I.Bingöl Türkiye de, 2860 sayılı kanunla kültür varlıkları taşınabilir kültür varlıkları ve taşınmaz kültür varlıkları olarak ayrılmış durumda. Bu okulun kuruluşundaki amaç, taşınmazlara değil, yani mimarî restorasyona değil, taşınır ve taşınabilirlere yönelik eğitim vermek. Bunları açacak olursak; taşınabilir kültür varlıkları, tüm organik ve inorganik maddeler yani metal, taş, cam, porselen, mozaik, duvar resimleri, el yazmaları, levhalar, yağlı boyalar gibi malzemelerin arkeolojik ve etnografik olanlarının onarılması ve korunmasını amaçlamaktayız. E. C. Programınızın Türkiye deki yeri nedir? Türkiye de sizinle aynı alanda uğraģ veren baģka hangi kurumlar ve kiģiler var? I.Bingöl Bu okul ilk açıldığı zaman ilk ve önemli problem ders verecek hocaları bulmak oldu. Çünkü o zamanlarda Türkiye de bu alanda yetişmiş insan sayısı çok azdı. Bizden sonra bir çok MYO bünyesinde restorasyon programı açılmaya başlandı. Hatta çoğu da derslerin programını bizden istedi. Ama şu var ki, ders içeriği eğitim amacı bakımından en yüklüsü bizim okulumuz oldu. Ayrıca daha sonra aramızda belirgin bir fark ortaya çıktı. Diğerleri çoğunlukla bina onarımları veya relöve çıkarmak gibi daha çok taşınmaz kültür varlıklarının restorasyonuna yöneldiler. Çünkü o alanda hoca bulmak daha kolaydı. Türkiye de ODTÜ Restorasyon Programı gibi mezun veren kurumlar vardı. Genellikle buradan mezun olanlar 2 yıllık restorasyon programlarında hoca oldular.
Bizim programımız tamamen taşınır kültür varlıklarına yönelik. Meselâ, İsa dan önce 5. yüzyıl seramiği gibi, Roma döneminin bir camı veya 13-14. yüzyıla ait bir yağlı boya, el yazmaları, fermanlar gibi malzemelerin korunması ve onarılması gibi. E. C. Türkiye de üniversiteler dıģında bu alanda çalıģanlar var mı? I.Bingöl Türkiye de üniversiteler dışında özel restorasyon okulları ve laboratuvarları yok. Bu, günün birinde mutlaka olacaktır. Ama yasayla sınırlamak gerektiğine inanıyorum. E. C. Programınızda çalıģan uzman ve öğretim üyelerinin ihtisas eğitimleri nasıl gerçekleģiyor? I.Bingöl Hâlihazırda 9 uzmanımız var. Bizim konumuzda uzmanlık çok önemli. Öğretim üyesi olmak farklı, uzman olmak farklı bir olay. Bizdeki arkadaşların ikisi hariç hepsi 4 yıllık arkeoloji veya sanat tarihi mezunu. Türkiye de taşınabilir kültür varlılarının restorasyonuna ilişkin 4 yıllık fakülteden sonra bir okul olmadığı için arkadaşlarımız ihtisas eğitimlerini yurt dışında tamamladılar. Bizim alanımızda el, göz ve kafanın uyumundan oluşan bir üçlü sistem gerekiyor. Hatta biz bu okul ilk açıldığında yetenek sınavıyla öğrenci almayı düşünmüştük. Fakat yetenek sınavı olduğu zaman ortaya çıkması muhtemel bazı durumlar bizi bu durumdan vazgeçirdi. nasıl? E. C. Bu alandan mezun olanların iģ bulma imkanları ve çalıģma Ģartları I.Bingöl İki senelik bir program olduğu için bizden mezun olanlar ara eleman olarak istihdam edilmektedir. Ne yazık ki milyonlarca kültür varlığımızı barındıran müzelerimizde böyle bir kadro yok. Maliye Bakanlığı, müzelere konservatör kadroları tahsis etmiyor. Az mezun veriyoruz ama mezunlarımıza sahip çıkmaya, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yazın yapılan yerli ve yabancı kazılarda hocalar bizden eleman istiyor. Ayrıca müzelerde veya okulun almış olduğu projelerde bu arkadaşlarla çalışıyoruz. Hemen bir örnek vereyim Zeugma da 13 arkadaşımız çalışmaya devam etmekte.
E. C. Eğitim ve çalıģma Ģartlarınız, örneğin laboratuvar ve sınıflarınız ihtiyaçlarınızı karģılamak için yeterli mi? I.Bingöl Öncelikle şu ana kadar yapılan çalışma ve araştırmalar göstermiştir ki bu alanda iki senelik bir eğitim yeterli olmamaktadır. 4 ile 7 sene arasında bir eğitim süreci gerekmektedir. Okulumuzu 4 yıllık bir fakülte hâline getirebilmek için rektörümüzün de isteğiyle hazırladığımız dosyayı Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ne teslim ettik. Bunun yanında gördüğünüz gibi bu işi, çok küçük mekanlarda 10 seneden beri yürütüyoruz. Bir an önce okula ait bir binanın olması ve bu binada örneğin taş laboratuvarı, metal laboratuvarı, halı boya laboratuvarı, analiz mekanları olan bir okul olması ve dört seneye çıkması gerekiyor. E. C. Okulda verdiğiniz eğitimin dışında, çalışmalarınıza ilgi duyan kimseler için kurs, seminer, konferans gibi dışa dönük eğitim etkinlikleriniz var mı? I.Bingöl Şimdiye kadar bize bu konuda gerçekten çok müracaat oldu. Ama yer sıkıntısından dolayı böyle bir kursu açma olanağımız olmadı. Kurs talepleri genelde sömestr tatilinde ve yazın oluyor. Bu dönemlerde bizler hep araziye kazı çalışmalarına veya projelere gittiğimiz için bu taleplere genellikle olumlu cevap verme imkanımız olmuyor. Yer sıkıntımız olmasa, sene içinde bir yer tahsis eder, böyle bir kursu eğitim döneminde de verebilirdik. İnsanlar bizim mesleğimize çok duyarlılar, bu işi öğrenmeyi çok istiyorlar. Hepimizin evinde kırılmış bir porselenimiz, tamir edilmesi gereken bir şamdanımız veya temizlenmesi gereken bir aynamız olabiliyor. İnsanlar bunları nasıl yapacaklarını öğrenmek istiyorlar. Fakat bu, ancak hobi olarak olabilir. Çünkü, 15-20 günlük kurslarla bu işin bilimsel yöntemlerle yapılması mümkün değil, uzun bir zamana ihtiyaç var. E. C. Okulunuzdaki teknik imkanlardan bahseder misiniz? I.Bingöl Derslerimiz laboratuvarlarda yapılıyor. Şu anda üç tane laboratuvarımız var. Laboratuvarlarda 1. sınıftaki öğrenciler yeni malzemelerle çalışıyor. Yeni bir vazoyu, testiyi, bir cam şişeyi ya da bir taşı getiriyoruz, parçalatıyoruz ve yeniden montajının yapılmasını istiyoruz. Böylece öğrencinin eli alışmış oluyor. 2 senelik eğitim yetmediği için bu eğitimi mini mini haplar halinde yoğunlaştırarak vermeye çalışıyoruz. Okula değişik projelerle gelmiş olan kültür varlıklarını, müzelerden, çeşitli kazılardan tamir amacıyla gelen
orijinal eserleri 2. sınıfa geçen öğrencilerimizin ellerine tabi ki uzman hocalarımızın denetiminde veriyoruz. Bazen okulumuza teknik malzeme yardımı oluyor. Meselâ, Almanya daki Alexandr von Humboldt Vakfı ndan okulumuza teknik donanım olarak ve maddî olarak yardım yapıldı. Şu anda laboratuvarımızda basit mikroskoplardan fotoğraf çeken mikroskoplara ve bilgisayarlara kadar her türlü teknik donanımımız var. E. C. Alanınızla ilgili yurt dıģındaki geliģmeleri ne ölçüde takip edebiliyorsunuz? I.Bingöl Hemen hemen hepimiz yurt dışında eğitim aldığımız memleketlerdeki restorasyon merkezlerine üyeyiz. Bunlar bize yeni çıkan kitapları veya fotokopilerini postayla gönderiyorlar. Ya da e-mail yoluyla kısa haber bültenleri şeklinde yeni gelişmeleri iletiyorlar. E. C. Okurlarımıza kültür varlıklarımızın korunması hususunda neler söylemek istersiniz? I.Bingöl Türkiye miz her karış toprağından bir kültür varlığı çıkan bir ülke. Bu kadar çok kültür varlığına sahip olan bir ülkede herkes bu konuya ilgi duymalı. Kültür varlığının ne olduğunu, tarihî eserlerin değerlerini çocuklarımıza anlatmalıyız. Yolda giderken açıkta gördüğü bir eseri korumak gerektiğini küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza verebilirsek, onlar bu ülkedeki kültür varlıklarına büyüdükleri zaman daha çok sahip çıkacaklardır. E. C. Bu güzel ve yararlı sohbet için teģekkür ediyoruz. I.Bingöl Yaptığımız çalışmaları okurlarınızla paylaşma fırsatı verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. ***A.Ü. Başkent MYO, Konservasyon ve Restorasyon Programı ile irtibat için, Adres: Ankara Üniversitesi Başkent Meslek Yüksek Okulu D.T.C.F. Ek bina, 06100/ANKARA. Tel: 0-312- 311 49 44
Faks: 0-312- 311 43 56 e-posta: bmyo@humanity.ankara.edu.tr