ET TEMŞİŞ Fİ ŞERH İ SALÂVAT İBN İ MEŞİŞ

Benzer belgeler
ŞERH-İ KELÂM-I İMAM ALİ Kerreme llâhü veche. SEYYİD MUHAMMED NÛR UL ARABÎ Kaddese llâhü sırrahu l azîz. İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı ALTUNTAŞ

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

Ayetlerin Mealleri: الله لا ا ل ه ا لا ه و ال ح ي ال ق ي وم لا ت ا خ ذ ه س ن ة و لا

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

تلقني أصول العقيدة العامة

ON EMİR الوصايا لعرش

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

İslâm da Meşrû Mülk Edinme Yolları

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

EV SOHBETLERİ. (Allah) her şeyi yaratmış, ona ölçü, biçim ve düzen vermiştir. (Furkan, 25:2)

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İSLAM HUKUKUNDA CEZA CEZALAR

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

Kur an-ı Kerim de şöyle bir ayet bulunmaktadır: Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki:

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

144. SOHBET ÖNEMLİ İMTİHAN: DİL

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Îman, Küfür ve Tekfir 2

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

EV SOHBETLERİ 133. SOHBET SOHBET HUZUR İSTİYOR MUYUZ?

İSİMLER VE EL TAKISI

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

YERYÜZÜNDE ALLAH A EN SEVİMLİ YERLER: CAMİLERİMİZ

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

NASIL BİR ALLAH A İMAN EDİYORUZ?

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

SALÂT I ZÂTİYYE (El Yakut el Hamra ala Salât es Suğra) İBNÜ L ARABÎ AÇIKLAMASI. SEYYİD MUHAMMED NÛR UL ARABÎ Kaddese llâhü sırrahu l azîz

Muhammed Salih el-muneccid

Transkript:

ET TEMŞİŞ Fİ ŞERH İ SALÂVAT İBN İ MEŞİŞ SEYYİD MUHAMMED NÛR UL ARABÎ Kaddese llâhü sırrahu l azîz Hazırlayan İhramcızâde Hacı İsmail Hakkı ALTUNTAŞ

İSBN: ismailhakkialtuntas@gmail.com http://ismailhakkialtuntas.com Dizgi : H. İsmail Hakkı Altuntaş Kapak : Baskı Cilt : 2010

SEYYİD MUHAMMED NÛR UL ARABÎ Kaddese llâhü sırrahu l azîz 1813 yılında Mısır ın Mahalletü l kübrâ adlı kasabasında dünyaya gelen Seyyid Muhammed Nûr un hayatı hakkındaki bilgileri halifelerinden Harîrîzâde Kemâleddin Efendi nin Tibyân ü Vasâ ili l hakâ ik fî beyân ı selâsili t tarâik adlı eserinden ve Bursalı Mehmet Tâhir in onun hakkında yazmış olduğu menâkıbnâmesinden öğrenmekteyiz. Hz. Ali kerremallâhü vecheye nisbet edilen Noktatü lbeyân adlı eseri şerh etmesinden dolayı Noktacı Hoca, Mısır dan gelip Rumeli ye yerleştiği için Arap Hoca ve Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin torunu Hz. Hüseyin aleyhisselâm soyundan geldiği için Seyyid lakaplarıyla tanınır. Muhammed Nûr ül Arabî, üstad ve mürşidi Hasan el Kuveynî nin Artık sana bütün ilimlerin yolu açıldı. Anadolu ya git emriyle Anadolu ya gönderilmiş, bir süre sonra da kendi isteğiyle Rumeli ye geçmiştir. 1839 1870 yılları onun Rumeli Nakşîliği ve Melâmilik arasında bir tasavvuf sistemi kurmaya başladığı bir dönem olmuştur. Muhammed Nûr, İstanbul a geldiğinde Melâmiyye i

4 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Bayrâmiyye (Orta Devre Melâmîleri) şeyhi Abdülkadir Belhî yi kendisine bağlamak ve Melâmîliğin tek temsilcisi olmak istemiştir. Ancak Belhî nin bunu kabul etmemesi üzerine bu isteğine erişememiştir. Muhammed Nûr un Şerif Efendi ve Latife Hanım olmak üzere iki çocuğu olmuştur. Halifesi ve oğlu Şerif Efendi nin hiç çocuğu olmadığı için maddî ve manevî soyu Latife Hanım ve damadı Abdürrahim b. Ali El Melâmî (Fedâî) ile onların çocuklarından devam etmiştir. Seyyid Muhammed Nûr ul Arabî, kaleme aldığı eserlerde üçüncü devre Melâmîliğinin görüşlerini ortaya koymuştur. Abdülbâki Gölpınarlı (1931: 287 290) bu eserlerin elli beş tane olduğunu, bunların otuz sekiz tanesinin Türkçe, on yedi tanesinin ise Arapça olduğunu belirtir. Muhammed Nûr un bu eserlerinde, Melâmiyye i Nûriyye olarak bilinen üçüncü devre Melâmîliğinin tasavvuf düşüncesinin özündeki vahdet i vücut anlayışı ve kendi temellendirdiği tevhit anlayışı vardır. Melâmet i Nûriyye yi yaymak için büyük çaba harcayan Muhammed Nûr, bu gayretini galibiyetle sonuçlandırmış, Rumeli ve Batı Anadolu gibi geniş bir coğrafyaya yayılan Melâmet i Nûriyye için Üsküp, Manastır, Prizren, Doyran, İştip, Tikveş, Köprü, Selânik, İstanbul gibi şehirlerde dergâhlar kurulmuştur. Melâmet i Nûriyye nin geniş bir coğrafî alanda ve geniş kitlelere yayılması için halifeleriyle birlikte gayret gösteren, birçok halife yetiştiren ve birçok talebeye hocalık eden Muhammed Nûr, 1888 yılında kendi

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 5 evinde Hakk a yürümüştür. Bu kitapta Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş 1 i Arapçadan Türkçe ye çevirerek kardeşlerimize faydalı olmayı düşündük. Tevfik ve inayet Allah Teâlâ dandır. İhramcızâde İsmail Hakkı ALTUNTAŞ Esenler /İstanbul 1 297.7 Osman Ergin Yazmaları 000542/07; OE_Yz_000268/02; OE_Yz_000702/25 Atatürk Kütüphanesi İstanbul

ET TEMŞİŞ Fİ ŞERH İ SALÂVAT İBN İ MEŞİŞ

ب س م ا الر ح م ن الر ح يم الحمد رب العالمين والصلاة والسلام على رسولنا محمد وعلى اله وصحبه وسلم اجمعين ABDÜSSELÂM BİN MEŞİŞ HASENÎ Kaddese llâhü sırrahu l azîz Fas evliyâsından. Ebû l Hasan Şâzelî nin hocası. Künyesi, Ebû Muhammed dir. Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin mübarek soyundandı r. Hazret i Hasan ın soyundan olduğu için Hasenî denmiştir. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1228 (H. 625) senesinde şehit olmuştur. Hayat ı hakkında bilgi azdı r. Yedi yaşında mânevî hâller görülmesinden sonra kendini ilme ve ibadete verdi. On altı yıl dolaştı. Bu s ırada bir mağarada kalır iken, yanına, evliyadan Abdurrahmân bin Zeyyât geldi. Yedi yaşından beri mânevî terbiyesi ile meşgul olduğunu, kavuştuğu halleri tek, tek söyleyince ona intisap etti, bağlanıp talebe oldu. Evliyalıkta yüksek derecelere kavuştu. Talebelerinin büyüklerinden olan Ebü l Hasan eş Şazelî kaddese llâhü sırrahu l azîz şöyle anlatır: Irak a vardığı m zaman, salih bir zât olan Ebû l Feth el Vâsi tî Hazretlerinin huzuruna

10 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş gittim. Çünkü Irak ta birçok âlim olmasına rağmen, onun gibisi yoktu. Ben, zamanı n büyüğünü ar yordum. Yanına girince bana; Sen, Irak ta zamanı n kutbunu, büyüğünü ar yorsun. Hâlbuki o, senin memleketindedir. Onu orada bulabilirsin. dedi. Bunun üzerine hemen memleketime d öndüm ve evliyanı n büyüğü Arif i billâh el Kutb el Gavs Ebû Muhammed Abdüsselâm bin Meşîş Hazretlerinin bulunduğu yere vardı m. Bir dağ eteğinde, bir dergâhta ikamet ediyordu. Huzuruna çıkmadan önce gusül abdesti aldı m. Sonra niyetimi hâlis kılıp; bilgim, amelim her neyim varsa kalbimi tamamen boş bulundurup, istifâde niyetiyle huzuruna yöneldim. Bulunduğu yere çıkarken onunla karşılaştım. Bana; Merhabâ, hoş geldin ey Ali bin Abdullah bin Abdülcebbâr. buyurup, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize kadar ulaşan ceddimi (dedelerimi) saydı ve; Ey Ali! Gönlünü boş bulundurup, her şeyini terk edip bize geldin. Biz de, dünyâ ve ahiret ile ilgili ne zenginlik varsa sana verdik. dedi. O anda beni bir dehşet kapladı. Allah Teâlâ, kalp gözümü açıncaya kadar orada kaldım. Hocamdan, tarifi imkânsız kerametler gördüm. Bir gün huzurunda oturuyordum. Kucağında küçük bir çocuk vardı. O esnada İsm i âzam sormak hatırıma geldi. O çocuk kalktı ve elini kuşağıma uzatıp; Ey Ebü l Hasan, sen, İsm i âzam sormak niyetindesin, o, senin kalbine emanet edilmiş bir sırdır. dedi.

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 11 Zamân ın Kutbu Abdüsselâm bin Meşîş; Bu çocuk, bizim yerimize sana cevap verdi. buyurdu. Daha sonra Ebû Muhammed Abdüsselâm bin Meşîş bana; Ey Ali, şimdi Afrika ya git. Şâzile denilen yere yerleş. Allah Teâlâ, bundan sonra senin eş Şâzelî diye çağırılmanı nasip eder. Oradan Tunus a git. Tunus ta pek çok kimse sana tâbi olur. Daha sonra Meşrik beldelerine gidersin. İnsanlar irşat edersin doğru yolu gösterirsin. buyurdu. Bunun üzerine ben; Efendim, bana vasiyette bulunur musunuz? deyince; Allah Teâlâ dan kork. İnsanlardan sakın. Dilini insanları n boş sözlerinden koru. Kalbini onların kötü düşüncelerinden muhafaza et. Azaların ı g özet ve onlar harama düşmekten, günah işlemekten koru. Ne için yaratılmışlar ise, onlar o vazifede kullan. Allah Teâlâ nı n farz kıldığı işleri zamanında yap. Böyle yaparsan, Allah Teâlâ nı n hıfz u himâyesi ve korumasında olursun. Allah Teâlâ nı n sana emrettiği işleri yaparsan, verâ sahibi (haramlardan sakınan) olursun. Şöyle dua et: Yâ Rabbî, Senden alı koyan her şeyden beni koru. İnsanlar ın şerlerinden beni muhafaza et. Senin rızân ile kalbimi zenginleştir. Sen her şeye kâdirsin buyurdu. Yine biri ona; Efendim! Bana bazı vazîfeler verseniz de onlarla meşgul olsam. dedi. Buyurdu ki:

12 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Farzlar yerine getir, mâsiyetleri günahlar terk et. Kalbini dünyayı istemekten, kadın ve makam sevgisinden, nefsin arzu ve isteklerinden koru. Allah Teâlâ nı n sana verdiği ile kanaat et. Allah Teâlâ nı n beğendiği bir şeye kavuşursan şükret. Dünya kirinden temizlen. Arzu ve isteklerine meylettiğin zaman onu tövbe ile düzelt. Allah Teâlâ nın sevgisine yapış. Allah Teâlâ sevgisi öyle bir şeydir ki, her iyilik, hayır ve üstünlüğün esası O dur. Sevaba kavuşamayacağı n yere ayağı nı koyma. Günah işlemeyeceğin yere otur. Başka yere oturma. Allah Teâlâ nı n beğendiği işleri yapmakta yardı m isteyeceğin kimseden başkası ile oturup kalkma. En güzel nasihatçi seni Mevlâ ya sevk edendir. Kendisi hatırlanınca, Allah Teâlâ yı hatırlananlarla beraber ol. Abdüsselâm bin Meşîş sünnet i seniyyeye dinin emir ve yasaklarına çok bağlı, yalnız olarak hep ibadetlerle meşgul olurdu. Muhammed bin Ebû Tevâcîn peygamberlik iddiâsında bulununca, inzivâyı, yalnız bir köşede kendi hâlinde yaşamayı bırakı p, onunla mücadele etti ve bu sırada şehit oldu. Şehîd i kutb diye meşhûr oldu. Benî Arûs mıntıkasında ki Cebel i âlem denilen yere defnedildi. Türbesi Fas taki ö nemli ziyâret yerlerindendir. Çocuklarına ve torunlarına dâima hürmet edile gelmiştir. Okumuş olduğu Salâvât günümüze kadar gelmiş ve yirmiden fazla açıklaması yapılmıştır.

ب س م ا الر ح م ن الر ح يم * ا لل ه م ص ل ع لى م ن م ن ه ان ش قت ا لا س ر ار و ان ف ل ق ت ا لا ن و ار * و ف يه ار ت ق ت ال ح ق اي ق * و ت ن ز ل ت ع ل وم ا د م ف ا ع ج ز ال خ لا ي ق * و ل ه ت ض اء ل ت ال ف ه وم ف ل م ي د ر ك ه م ن اس اب ق و لا لاح ق * ف ر ي اض ال م ل ك وت با ز ه ار ج م ال ه م ون ق ة * و ح ي اض ال ج ب ر وت ب ف ي ض * ا ن و ار ه م ت د ف ق ة * و لا ش ى ء ا لا و ه و ب ه م ن و ط ا ذ ل و لا ال و اس ط ة ل ذ ه ب ك م ا ق يل ال م و س و ط * ص لا ة ت ل يق ب ك م ن ك ا ل ي ه ك م ا ه و ا ه ل ه * ا لل ه م ا نه س ر ك ال ج ام ع الد ا ل ع ل ي ك و ح ج اب ك ا لا ع ظ م ال ق ا ي م ل ك ب ي ن ي د ي ك * ا لل ه م ال ح ق ن ى ب ن س ب ه و ح ق ق ن ى ب ح س ب ه * و ع ر ف ن ى ا ي اه م ع ر ف ة ا س ل م ب ه ام ن م و ار د ال ج ه ل *

14 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş و ا ك ر ع ب ه ام ن م و ار د ال ف ض ل * ع لى و ا ح م ل ن ى س ب يل ه الى ح ض ر ت ك ح م لا م ح ف وف ا ب ن ص ر ت ك * و اق ذ ف ب ى ع لى ال ب اط ل ف ا د م غ ه * و ز ج ب ى ف ى ب ح ار ا لا ح د ي ة * و ا ن ش ل ن ى م ن ا و ح ال ال تو ح يد * و ا غ ر ق ن ى ف ى ع ي ن ب ح ر ال و ح د ة ح تى و ا ر ى لا لا ا س م ع و لا ا ج د و لاا ح س ا لا ب ه ا* و اج ع ل الل ه م ال ح ج اب ا لا ع ظ م ح ي اة ر وح ى * و ر وح ه س ر ح ق يق ت ى* و ح ق يق ت ه ج ام ع ع و ال م ى ب ت ح ق يق ال ح ق ا لا و ل * يا او ل ي اا خ ر ي ا ظاه ر ي اب اط ن * ا س م ع ن د اىي ب ماس م ع ت ب ه ن د اء ع ب د ك ز ك ر ي اع ل ي ه الس لا م * و ان ص ر نى ب ك ل ك * و ا ي د ن ى ب ك ل ك * (و اج م ع ب ي نىو ب ي ن ك و ح ل ب ي نى 3 م ر ات )* و ب ي ن غ ي ر ك ) ا ا ا (

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 15 3 ) ا ن ا لذ ى ف ر ض ع ل ي ك ال ق ر ا ن ل ر اد ك ا لى م ع اد ( م ر ات * ) رب نا ا ت نا من لد ن ك ر ح م ة و ه ى ء ل نا من ا م رنا ر ش د ا ( 3 م ر ات * ا ن ا و م ل ي ك ت ه ي ص لون ع لى الن ب ى ي اا ي ه ا ا لذ ين ا م ن وا ص لوا ع ل ي ه و س ل م وا ت س ل يم ا * و ال ح م د ر ب ال ع ال م ين

ب س م ا الر ح م ن الر ح يم Hamd, âlemlerin rabbi olan Allah Teâlâ yadır. Salât ve selâm Rasûlüllah Efendimiz Muhammed e, âline ve arkadaşlarının hepsine birden olsun. Açıklamasını yaptığımız bu salavat Abdüsselâm İbn i Meşiş kaddese llâhü sırrahu l azîzin olup, Ebü l Hasan eş Şazelî vasıtasıyla gelmiştir. Şâzeli tarikinde husûsî okunması gereken salavâtlardandır. ا لل ه م ص ل ع لى م ن م ن ه ان ش قت ا لا س ر ار Allah Teâlâ m sırların kendisinden fışkırdığı Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize salât et. 2 Ehâdiyyet ül cem mertebesi Allah Teâlâ nın mutlak vücudunun sırlarının çıktığı yerdir. Bu gizlenmesi gereken birlik hazinelerinin bulunduğu mertebedir. Bu fışkırma Allah Teâlâ nın Zâtı ile Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin zâtında vahdet mertebesinde tecelli ettiğinde demektir. ا لا س ر ار ان ش قت Sırların kendisinden fışkırdığı ndaki mana, Allah Teâlâ nın müphem (kapalı) hazinesinden mahlukat için uygun olarak zuhur edecek isimler ve sıfatların âlemlerdeki 2 Mealler tarafımızdan yapılmıştır. Orijinal nüshada yoktur.

18 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş mertebelerle müsemma (isimlenenler) için fışkırmasının zuhur sebebi olan muhabbettir. 3 و ان ف ل ق ت ا لا ن و ار Nurların kendisinden infilak ettiği Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizdir. Yerde ve gökteki en büyük nurun mazharı olan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemdir. Allah Teâlâ buyurdu ki; ا ن ور الس م و ات و الا ر ض Allah göklerin ve yerin Nur'udur. 4 İsm i câmî (bütün isimleri toplayan) ve zuhuru olan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme bu büyük nur isnat edildi. و ف يه ار ت ق ت ال ح ق اي ق Hakikatlerin kendisine yükseldiği (gerçeğini bulduğu) Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizdir. Ulaşmaya kabiliyetli şeyler için büyük ve gizli olan şeylere kavuşmuş Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemde toplandığına ف يه deki zamir işaret eder. Mutlak varlığın (vücud) hakikatlerini topluca ve tafsili olarak bütün mertebelerde karşılayan ve toplayandır. Çünkü hakikat âlemlerinin hep 3 Sen olmasaydın, Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım hadisi şerifine işaret edilmektedir. 4 Nur, 35

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 19 sinde ehâdiyyetü l cem makamının mazharı yalnızca O dur. و ت ن ز ل ت ع ل وم ا د م Âdemî ilimler hepsi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize nüzül etmektedir. Ona verilenler, âdemi ilimlerin hakikatini hepsini birden toplamaktadır. (Bu ilim)mutlak âlemden Muhammedî olarak aşikâr olan tecelliyattır. Bu nedenle Allah Teâlâ nın kelâmında و ق ل ر ب ز د ن ى ع ل م ا Rabbim, benim ilmimi artır de. 5 varid oldu. Çünkü sonsuz ilmin tümüyle tecellisi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem olmuştur. Allah Teâlâ, yaratmanın kemâlini âlemleri yaratırken, zâtının ve sıfatlarının kemal zuhurlarını insanı yaratarak göstermiştir. Fakat Allah Teâlâ bu iki husus yani yaratmanın kemâlini âlemleri yaratırken ve zât ve sıfatlarının insandaki zuhurunu noksansız, tam ve mükemmel olarakta Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin kutsal ve şerefli suretinde göstermeyi murat etmiştir. 6 5 Tâhâ, 114 6 O nun عظيما, hakkında عليك وكان فضل ا Allah (cc) ın lütfu senin üzerine pek büyük olmuştur. (Nisâ 113) buyruldu.

20 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş ف ا ع ج ز ال خ لا ي ق Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize inen ilimlerin karşısında mahlûkat aciz kaldı. Allah Teâlâ, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin varlığında kemal ve kudretin büyük zuhurâtını mutlak nur olarak yaratışı, zâtına layık kemâl ve hususi ilimler, kavrayışında ve mucizelerinde yaratılmışları aciz bıraktı, demektir. Bu nedenle Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem haktır. Onu gören muhakkak Hakk ı Hakk olarak görmüştür. 7 7 Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki; görmüştür" "Beni gören Hakk'ı م ن ر ا ن ى ف ق د ر ا ى الح ق Buhârî'de gelen bu hadiste: "Rüyada beni gören hakkı (gerçeği) görmüştür." Buhari,Tabir, 10; Müslim, Rüya, 11; İbn i Hanbel, III/55; V/356; Heysemî, Mecmau z zevâid, VII/181; Tebrizî, Mişkâtül mesâbih, 461; Beyhakî, Delâilü'nnübüvve,VII/45; Tirmizî, Şemail, 210. Nevevî bu hadisi: "Kişi Allah Resulünü gerek bilinen sıfatı üzere gerekse bundan başka bir sıfatta görsün gerçekten kendisini görmüştür diye tefsir eder. " Nitekim Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri "Beni gören Hakk'ı görür" buyurdu. Zîrâ Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem 'Allah' ism i câmi'inin mazharıdır. Ve Allah ismi, bütün esmâ i ilâhiyyeyi cami' olunca insân ı kâmil dahi cemî' i esmâ i ilâhiyyenin mazharı düşer.

و ل ه ت ض اء ل ت ال ف ه وم Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 21 Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin karşısında anlayışların zayıf kalmıştır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin varlık âlemindeki vücudunun zuhurunda ve yaratılışındaki kemâlatında anlayışlar zayıf kaldığı gibi zâtını idraki de mümkün değildir. İmam Busîrî Kaside i Bürde sinde buyurduğu gibi; د ع ما اد ع ته النصارى في ن ب ي ه م واحك م بما شي ت م دح ا فيه واحت ك م Vazgeç Hıristiyanların nebilerine dair söylediklerinden başka, hakkında dilediğin kadar medh ü sena et. Yani Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemde Allah Teâlâ nın zuhuru kendine vacip olan zâtının dışında her şey ile oldu. 8 ف ل م ي د ر ك ه م ن ا س اب ق و لا لا ح ق Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi bizden önce ne geçmiş, ne de gelecek hiçbir kimse idrak edemedi. İnsanlığın fertlerinden iki kısımdan س اب ق Sabık 9 Âdem aleyhisselâmdan önceki geçmiş, 8 Necip Fazıl Kısakürek derdi ki; Biz Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi öyle sever ve meth ederiz ki, bir Allah demeyiz. 9 Sabık: Geçen, önceki, eski

22 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş لا ح ق Lahık 10 ahir zamana kadar olanlardan Hakk ı idrak etmek mümkün olmadı demektir. Burada Hakk tan kasd edilen mana Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin marifetidir. İmam Busîrî Kaside i Bürde sinde buyurdu ki; فم ب ل غ الع لم فيه ا نه ب ش ر وا نه خير خل ق ا ك له م Onun hakkında ilmin vardığı en son nokta beşeriyetidir, Gerçekten O Allah Teâlâ nın yarattıklarının en hayırlısıdır. 11 Mutlak vücudun kutsî ve mukaddes feyizle zuhuru en mükemmel şekilde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin aynasında zuhur etmiştir. ف ر ي اض ال م ل ك وت با ز ه ار ج م ال ه م ون ق ة 10 Lahık: Yetişen, ulaşan, erişen. 11 İmam ı Bûsirî, rüyasında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizi görmüş ve kasideyi huzurunda okumuştur. Ancak bu beytin ikinci mısrasına gelince duraklamış, Resûl i Ekrem Efendimiz "Oku" deyince, "Bu mısrayı hatırlayamadım" demiştir. Bunun üzerine Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz "Ve ennehu hayru halki'llahi kullihimi" şeklinde işaret buyurmuşlardır. Dolayısıyla beytin ikinci mısrası, Allah Resulünün manevî ifadesini ihtiva etmektedir.

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 23 Melekût âleminin bahçeleri Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin cemâlinin çiçekleri ile güzeldir. Yani ruhlar âlemini mertebeleri Onunla güzeldir. Gizli âlemlerin hepsi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin cemâli ile takdir edilir, güzelleşir. Nuru ve cemâli, gizlenmiş vücudun nurları aynası olduğundan varlıklara her yerde Onun yüzünden görünür. Melekût âlemindekilere boyun eğdirmesi mutlak vücudun mazharı olmasıdır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem makamların tayin yeridir. Bu şekilde hükümler, eserler ve mülkün zahiren yaratılışı Onun aynasında görünebilen nispeti kadardır. و ح ي اض ال ج ب ر وت ب ف ي ض ا ن و ار ه م ت د ف ق ة Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin nurlarının feyzi ile ceberût âleminin havuzları dolup taşmaktadır. Âlemi ceberût ile tabir edilen burada gizli vücudun ayn ı (aslı) Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ruhudur. Bu (taşmak) makamların çokluğudur. ت د ف ق rada kast edilen (makamların) zuhuru ve kavuşmanın çokluğudur. Ruhlar âlemi Hakk ın Muhammedî nurlar suretiyle tecelli etmektedir. و لا ش ى ء ا لا و ه و ب ه م ن وط

24 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme bağlı olmayan hiçbir şey yoktur. Yaratılmışların tabiatındaki vücudu (varlık) Ona tabi olan kemallerin tayini, hakikatlerin bütünü olan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme aittir. ا ذ ل و لا ال و اس ط ة ل ذ ه ب ك م ا ق يل ال م و س وط Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem şayet vasıta olmasaydı, neticeye ulaşılmazdı kaidesince mevsût 12 olmazdı. Yukarıda denildiği gibi her şey hakikatinde Ona bağlıdır. Şayet bu şekilde olmasa âlem zâtından yokluğa doğru akardı. Çünkü zahiri âlem Onun nurlarıdır. Batında ise Hakk ın kendisidir. Öyle ise varlık batın ve zahiriyle Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin kendisidir, denilebilir. ص لا ة ت ل يق ب ك م ن ك ا ل ي ه ك م ا ه و ا ه ل ه Bu salât Sen den O na, Sen in şanına yakışır ve O nun da layık olduğu bir salât olsun. Hakiki salât, Ehâdiyyetü l cem de Vücud u Mutlak (Allah Teâlâ)ın Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme yaptığıdır. Ne zaman yaratılmışların çokluğu kaldırıp ve yenilenirse (yani tekrar oluşumu istenirse) ancak tek olan hakikat kalır. Bu hakikat de O 13 olarak bozulmadığı görülür. Ancak ârifler Rasûlüllah sallallâhü 12 Varlığı vasıtaya muhtaç mahlûklar. 13 Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 25 aleyhi ve sellemi bütün mertebelere has olarak nasıl zuhur ettiğini bilirler. ا لل ه م ا نه س ر ك ال ج ام ع الد ا ل ع ل ي ك Allah Teâlâ m, muhakkak ki O Sana delâlet eden en câmi 14 sırrındır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Allah Teâlâ nın zât ve sıfat mazharı olduğu gibi sırrı ve ayn da (kendisiylede) zuhurudur. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin sureti Rahman ın sureti olduğundan Allah Teâlâ nın zâtına uygun İsm i Âzam ıdır. Bu nedenle Rahman da zahirde onunla bilinebilmiştir. و ح ج اب ك ا لا ع ظ م ال ق اي م ل ك ب ي ن ي د ي ك Huzurunda durabilen en büyük perdedârındır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem vücub ve imkân âlemi (soyut ve somut âlem) arasındaki en büyük perde berzahtır. O zahirdeki suretinde beşer gibi görünmüştür. Hakikatte ise Hakk olan mutlak vücudun kendisidir. Onun için her iki âlem arasında yani şehâdet (maddî) âlem ile ruhlar âlemi arasındaki zuhura perde olmuştur. Ruhlar âlemindeki gizlenişin ve zuhura çıkışı şiddetli ve çok olduğundan perdelenmenin de büyük olması gerektiğini anlayabilirsin. ا لل ه م ال حق ن ى ب ن س ب ه 14 Her şeyi toplayan, derleyen, bütün yaratıkları huzurunda toplayan.

26 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Allah Teâlâ m, beni O nun soyuna ilhâk eyle, Burada kast edilen mana Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin zâhir yaratılışındaki kemallere bizi uygun (olmayı bize nasip) kıl demektir. و ح ق ق ن ى ب ح س ب ه O nun sahip olduğu şerefe beni layık kıl. Burada kast edilen mana Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin batınî yaratılışındaki asıl zâtının hakikatlerin kemallerine bizi uygun (olmayı bize nasip) kıl demektir. Nesep (soy) insanın ana baba cihetinden, hasep (kişisel özellikler, nitelikler) getirdiği vasıflardır. و ع ر ف ن ى ا ي اه م ع ر ف ة ا س ل م ب ها م ن م و ار د ال ج ه ل Allah Teâlâ m, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizi bana öyle tanıt ki, bununla cehalet kanallarından kurtulup selâmet bulayım. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi nasıl bilmem gerekiyorsa bana öyle tanıtmanı istiyorum, demektir. و ا ك ر ع ب ه ام ن م و ار د ال ف ض ل Bu marifetle fazilet pınarlarından kana kana içeyim. Suyu el ve kap kullanmadan yerinden كرع ağızla içmek demektir.

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 27 Şeksiz ve keyfiyetsiz olarak fazilet pınarının ve Marifet (ilmi)nin sahibi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemdir. Çünkü Onunla mutlak vücudun hazinelerine ulaşmak, Vacid e (Allah Teâlâ ya) mevcudun (yaratılmışların) yönelme kabiliyeti olmuştur. و ا ح م ل ن ى ع ل ى س ب يل ه ا لى ح ض ر تك ح م لا م ح ف وف ا ب ن ص ر ت ك Allah Teâlâ m, bana Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin yolu üzerinde, yardımınla kuşatılmış olarak huzuruna giden yolda da yardım et. Yani Allah Teâlâ m, sana olan seyr i sülûkte ve kavuşmamda, yardımınınla Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme karşı kemal tevazu ile yapmayı bana nasip kılmanı istiyorum demektir. Çünkü sülûkte Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin kademi (yardım ve usûlü)ne muhtaç olmadan hiçbir kimse Allah Teâlâ ya kavuşamamıştır. و اق ذ ف ب ى ع لى ال ب اط ل ف ا د م غ ه Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ile beni batılın tepesine öyle indir ki, beynini dağıtayım. Huzura kavuşma kabiliyetine ulaşıp, nefsin elinden kurtulup fenâ makamına ulaşınca mevhum, batıl salt yokluk olan varlığın üzerine atılarak başını yarmaktır. Bu şekilde nefs, nefsin perdelerinden kurtulur. و ز ج ب ى ف ى ب ح ار ا لا ح د ي ة

28 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ile beni ehâdiyyet 15 deryalarına at. Masivadan kurtulup, çokluk (âleminden) çıkarak sırf muhabbet olan ehâdiyyet deryasına beni daldırmanı, istiyorum demektir. و ا ن ش ل ن ى م ن ا و ح ال ال تو ح يد 15 Ehâdiyyet: Allah Teâlâ nın her bir şeyde kendine ait birlik tecellisi. Bir olmak; fakat sayıdan olmayan birlik. Vâhidiyyet: Allah Teâlâ nın bütün eşyada birden birlik tecellisidir. Bilindiği üzere ehâdiyyet zât a, vâhidiyyet sıfatadır. Ehâdiyyet, Zâtın tecellisinden ibarettir. Bu tecellide isimlerin, sıfatların ve bunların müessirlerinden olan hiçbir şeyin zuhuru yoktur. Çünkü ehâdiyyet, Hakk ve halkın itibarlarından sıyrılmış olarak tecelli eden sırf zâtın ismidir. Tecellilerin en ulvîsidir. Mahlukun bununla vasıflanması mümkün değildir. Vâhidiyyet, zâtın mazharıdır ve sıfatların ayrılığını toplayarak zuhur eder. Bilmek lazımdır ki; Ehâdiyyet, vâhidiyyet ve ulûhiyyet arasındaki farklar şöyledir. Ehâdiyyette isim ve sıfatlara dair hiçbir şey zâhir olmaz. Sırf zattan ibarettir. Vâhidiyyet isim ve sıfatlar, müessirleri ile beraber zâhir olur. Bu zâhir oluş yine zâtın hükmü iledir. Yoksa zattan ayrılma demek değildir. Bu bakımdan sıfatların her biri diğerinin aynıdır. Ulûhiyyette isim ve sıfatların her biri kabiliyet ve istihkâk hükmü ile zâhir olur. Ulûhiyyet tecellisi, bütün tecellilerin hükümlerine şamildir. Zirâ ulûhiyyet, her haklıya hakkını verme tecellisidir.

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 29 Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ile beni tevhidin hallerinden süratle geçir. Beni tevhidin tehlikeli durumlarından geçir, demektir. Birisi eğer Vahidi (Allah Teâlâ yı) birliğini tek başına bulmaya çalışırsa tevhidin kaygan zemininde ayakları kayar. Onun için bu yolda mürşid gereklidir. و ا غ ر ق ن ى ف ى ع ي ن ب ح ر ال و ح د ة Allah Teâlâ m, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ile beni vahdet (birlik) denizinin kaynağına gark et. Varlıkta Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemden başkasını görmeyeyim. ح تى لا ا ر ى و لا ا س م ع و لا ا ج د و لا ا ح س ا لا ب ه ا Öyle ki, sadece O nunla göreyim, O nunla işiteyim, O nunla bulayım, O nunla hissedeyim. Vahdet deryasına dalınması; Gören gözü ve işiten kulağı ona mahsus olması ile kurb u nevâfil e, hisler ve ve kendini kaybederek benimle görür, benimle işitir,.. ile de kurb u ferâiz e işaret edilmiştir. 16 16 Her kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse ben ona harp açarım. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana devamlı nafile ibadetleri ile yaklaşır. Bunun sonucunda ben onu severim. Bir kere onu sevdim mi ben onun işiten

30 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş و اج ع ل الل ه م ال ح ج اب ا لا ع ظ م ح ي اة ر وح ى Allah Teâlâ m, en büyük perdedâr 17 olan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizi ruhumun hayatı kıl. Bilindiği üzere bütün ruhların hayatı (kaynağı) ve bütün fetihler akışı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemdir. kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Eğer benden bir şey isterse onu veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korurum. (Buhârî. Rekaik, 38; İbn. Mâce. Fiten. 16.38) KURB: Arapça, yakınlık anlamındadır. Kelime ezelde, yani ruhlar âleminde, Allah Teâlâ ile kul arasında geçen ahde uymayı ifade eden, bir tabirdir. Kulun Hakk'a yakın olması, müşahede ve mûkâşefe iledir. Allah Teâlâ'dan gayrisiyle de Allah Teâlâ'dan uzak olur. İki türlü kurb vardır. 1 Nafilelerle olan kurb: Beşerî sıfatların sona erişi ve beşer üzerinde Allah Teâlâ'nın sıfatlarının zuhuru. Bu durumda beşer, uzaktakileri duyar ve görür hâle gelir. Buna, beşerî sıfatların, Allah'ın sıfatlarında fani olması da denir. İşte bu, nafileler ile elde edilen kurbdur. 2 Farzlarla olan kurb: Kulun, nefsi de dahil olmak üzere, her şeyin şuurundan tamamen fâni olmasıdır. Artık onun nazarında, Hakk'ın vücûdundan gayri, hiçbir şey kalmaz. Bu, farzların semeresi olarak ortaya çıkan fena halidir. Özet olarak ifade etmek gerekirse; kurb, Allah'a itaat ve kullukla elde edilir. Kurb, Kâbe kavseynin hakikatına da denir. 17 Sırları örtme ve gizleme işi ile uğraşan kişi, perdelerin kumandanı.

و ر وح ه س ر ح ق يق ت ى Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 31 Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin ruhunu hakîkatimin sırrı eyle. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ruhu bütün hakikatleri toplayan ehâdiyyet hakikatinin sırrıdır. و ح ق يق ت ه ج ام ع ع و ال م ى Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin hakîkâtini âlemleri kaplayıcı (kuşatan) kıl. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin hakikati âlemleri kuşatıcıdır. Âlemleri kuşatmak ne demektir sorusunun cevabı bütün âlemleri toplayan Hakikati Muhammediye dir. İnâyet (lütuf), kabiliyetler ve işlerim Allah Teâlâ ile değil midir?, diye sorarsan; bütün sonuçlara kavuşmak Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin hakikati ile mümkündür, deriz. 18 ب ت ح ق يق ال ح ق ا لا و ل Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz ilk hakkın 19 hakîkâtidir. 18 Âlemlerden murat seyreden âlemlerdir. Bunlar 360 bin âlemdir. Gayb ve şehâdet âlemlerinde inen ve çıkan mertebeler çoktur. Bütün âlemlerde Hakîkâti Muhammediye yi müşâhede etmek suretiyle devir etmek büyük bir rütbedir. 19 Allah Teâlâ nın ferdiyyetine (birliğine) işaret eder. Bu Allah Teâlâ nın ilk yaratılıştaki hüviyetidir. (yalnız

32 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş zu harfinin işaretiyle gizlilikteki cemden ب hura çıkışta ilk sabit (olan hüviyet) tir. Allah ه و ا لاو ل و الا خ ر و ال ظاه ر Teâlâ nın buyurduğu gibi; و ال ب اط ن O, evveldir ve ahirdir ve zahirdir ve batındır 20 Çünkü ا لا و ل ال ح ق ilk Hakk aynı zamanda âhirdir, son Hakk aynı zamanda zâtında evveldir. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem bütün zıt şeyleri aynı anda toplayandır. Âlemdeki bütün hakikatler neticede Ondan razı olmuştur. Yani Evvelde zahir olan ve gizlenen şeylerin yaratılışı zât ı baht olan Hakk ın hakikatiyle Hakikati Muhammediye dedir. Âhirde yaratılması ise büyük varlığının Hakk hakikatiyledir. Büyük varlık Allah Teâlâ nın sırrı ve zuhuruna layık olması ile nurun ona bağlı olarak çıkan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemdir. يا ا و ل يا ا خ ر يا ظ اه ر يا ب اط ن O evveli ve aynı anda sonu olmayan, zâtı açık ve aynı anda gizli olandır. ال ح ق ا لا و ل başına kendisiyle olduğu hal) Buna denmiştir. Mertebeler ve tecelliyatlar bunun açılımlarıdır. 20 Hadid, 3

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 33 Bu ilâhî isimler içinde dört nispeti toplayan ve birbirleri ve özellikleriyle peş peşe gelenlerdir. 21 Soru: Bu isimler Mutlak büyük vücud için söylenip ve başkası için olmayan tevhiddir, denilmektedir. (Başkası için nasıl söylenebilir.) (Bu isimlerinde) Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme karşılık olarak toplanarak zuhura gelmesi (ve söylenilmesi), Muhammedî yaratılışın zahir ve batında, evvel, âhir içinde oluşan şeyleri varlık elbisesine büründürmesindendir. Hakk ı evvel olanın her şeyin isteğini büyük vücuddan istemesinin (yaratmasının) hakikati(ndeki mana), varlığı en yüksek ve evvel kalem olan Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ezel ve ebedteki istemesi ve istenilmesi vasıtasıyladır, demektir. 22 ا س م ع ن د اي ى ب ماس م ع ت ب ه ن د اء ع ب د ك ز ك ر ي اع ل ي ه الس لا م 21 Bu dört isim ilâhî isimlerin Ümmühât ı Esmâ sıdır. (isimlerin anaları). 22 Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm ve ala âlihî) için ise bu konuda aynı müteâlayı yaparken ilâhlık vasfı dışında hepsi gerçektir. Âlemler, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz olmadan hiçbir şekilde ifade ve hayat bulamaz. Sultanın huzurunda vezirinden başka kimse konuşamazsa Allah (cc) ın huzurunda nebiler ve melekler dahil olmak şartı ile kimse konuşmak şöyle dursun, huzûra çıkmak dahi mümkün olmadığı gibi varlığı hesaba dahi katılmaz. Bu gerçekten Onun varlığının evveli, sonu, zâhiri ve bâtını için açıklama yapmak mümkün değildir.

34 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Allah Teâlâ m, Kulun Zekeriyyâ aleyhisselâmın nidâsını işittiğin gibi benim nidâmı da işit. 23 Burada diğer enbiya aleyhimüsselâm değilde Zekeriyya aleyhisselâma zikredilmesi, onun gizli zikir ve rûhu sırra vakıf olmasıdır. Rabb ine gizlice bir dua ile duada niyazda bulunmuştu. Âyetinde Allah Teâlâ nın razı olduğu gizli zikrine işaret edilmiştir. Buna göre işaret edilen gizli zikrin ehemmiyetini anlamalısın. Uyarı: Gizli zikir hakikati ile Vücud u âzam doğru ve sıhhatlı tevhid edilir. Nispetlerin ve oluşan şeylerin benzemeden ve aynısı olamadan zuhuru olunca batına benzerliği için teveccüh edildi 23 O vakit ki, Rabb ine gizlice bir dua ile duada niyazda bulunmuştu. Demişti ki: Yârabbi!. Muhakkak benim kemiklerim zayıfladı, başımın tüyü de tutuştu (beyazladı), Sana ne dua ettim ise mahrum kalmadım. Ben arkamdan takip edecek akrabamdan korkmaktayım. Eşim de kısırdır. Artık bana Sen kendi tarafından bir oğlu bağışla. Hem bana vâris olsun hem de Yakub hanedanına vâris olsun. Onu katında rızaya mazhar buyur. Ey Zekeriya!. Seni bir oğul ile müjdeleriz ki, adı Yahya'dır. Onun için evvelce kimseyi bir adaş kılmadık. Dedi ki: Yârabbi!. Bana nereden bir oğul olabilir?. Eşim ise kısır olmuştur. Ben de ihtiyarlıktan son yaşa yetişmiş oldum. Buyurdu ki: Öyledir. O bana kolaydır ve muhakkak ki, ben seni bundan evvel yaratmıştım, halbuki, sen hiçbir şey değildin. (3 9Meryem sûresi)

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 35 ğinde ه و ه و (Hû,Hû) (O, O) dur, başka değildir, elleri birbirine bağlarsın. 24 Bu Hakk ehli tarafından saklanılmış sırdır. 25 و ان ص ر نى ب ك ل ك Allah Teâlâ m, Sen in yoluna, Sen inle yardım et. Senin isimlerinin sıfatlarına karşılık gelen müşahedeye kavuştuğumda zuhurunun şiddeti ile oluşan perdelerin kayıtlarının cezbesinden kurtulmak için rahmetin ile bana yardım et. و ا ي د ن ى ب ك ل ك Allah Teâlâ m, Sana gelmek için, Sen inle destek istiyorum. 24 Elerin kenetlenmesi birbirlerinden ayrılmayışı demektir. 25 Burada gizli zikrin üstünlüğü ve dua ederken gizli olarak istenilmenin hakikati açığa çıkmıştır. Zekeriyya aleyhisselâm Allah Teâlâ ya gizli bir sesle dua etmesi büyüklerin huzurunda olanın sesinin yüksek çıkmadığı içindir. Nidâ dua etmek makamındadır. Buradaki duada insanların yaşantısında olmayacak bir isteğin, olabilirliği vardır. Bu salavât ı şerîfe ile dua eden Allah Teâlâ nın rızasına muhâlif bir şey istemiyorsa, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemi vesile ederek isteğine kavuşacaktır. Yine bu salavât ı şerîfeye devam edenlerin lafzen dua etmese bile gönülden murat ettikleri isteklerin muhakkak olacağı açıklanmıştır. Gönül istekleri ise Allah Teâlâ katında geçerli isteklerdir.

36 Et Temşiş fi Şerh i Salâvat İbn i Meşiş Senin zuhurun ve tecelline dayanmak için gerekli yardım güç ve kuvvette ancak Sendendir. و اج م ع ب ي ن ى و ب ي ن ك Üç defa okunur. Allah Teâlâ m, benimle Sen in aranı birleştir. Aramızdaki ikiliği kaldır ki, nefsimde Seni ayrılık ve şirke düşmeden görüp bulayım. Buradaki cemin manası mahv ve ayrılığı kaldırmadır. Bu makamda bir şey kalmayınca sonuçta cem iktiza etmektedir. و ح ل ب ي ن ى و ب ي ن غ ي ر ك Üç defa okunur. Allah Teâlâ m, Benimle Sen den başkalarının arasına girip imha (yok) et. Salt tevhid için mecburi sanılan aykırı yaratılmışların yok olması gerekir. ا ا ا Allah, Allah, Allah Üç defa okunur. Üç defa söylenmesi zât, sıfat ve fiillere işâret içindir. Bu suretle gizli zikir de âşikar (cehri) edilmiş oldu. ا ن ا لذ ى ف ر ض ع ل ي ك ال ق ر ا ن ل ر اد ك ا لى م ع اد Üç defa okunur. Muhakkak ki, Kur ân-ı Kerim i [okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı] Sana farz

Seyyid Muhammed Nûr ül Arabî 37 kılan Rabb in elbette Sen i dönülecek yere, döndürecektir. 26 Burada zât, sıfat ve ef âl ile fenâya kavuşmak ve fenâdan sonra Hakk la bekâ ya işaret vardır. Bu şekilde (makamlar) tamam olur. رب نا ا ت نا من لد ن ك ر ح م ة و ه ى ء ل نا من ا م رنا ر ش د ا Üç defa okunur. Ey Rabb imiz, tarafından bize rahmet ihsân eyle, işimizden kurtuluş yolu hazırla. 27 Bu dua ve salât bütün cem makamlarını ve dünya ve ahiretteki bütün hayırları toplamıştır. Senin için bu şerhten muradımızda (bu bahsedilenlere) kavuşmandır. 28 و ال ح م د ا و لا وا خ ر ا وص لى ا ع لى س ي د نا م ح م د و ا ل ه و ص ح ب ه و س لم 26 Kasas, 85 27 Kehf, 10 28 Hata ve kusurlar şahsıma aittir. Tercümenin bittiği tarih 14.10.2010