THE BEST TO READ - I ELEMENTARY TO PRE-INTERMEDIATE READING AND VOCABULARY ERGUN KABAKÇI DEMET KABAKÇI 5 İ BİR YERDE HEDEF KELİMELER OKUMA PARÇALARI GRAMER ANALİZİ OKUMA TESTLERİ KELİME SORULARI A2 - B1 SEVİYE ÖĞRENCİLERİ İNGİLİZCE YETERLİLİK SINAVLARI ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 0
READING PASSAGE -1 A. TARGET VOCABULARY WORD MEANING SYNONYM WORD MEANING SYNONYM come (v) gelmek arrive house (n) ev home, dwelling small (adj) küçük little, tiny but (conj) ama, fakat yet, however, nevertheless town (n) şehir city because (conj) çünkü since, as, for normally (adv) normalde usually, generally, typically too (adv) çok (olumsuz) excessively, extremely married (adj) evli wedded some (adj) bazı several, various beautiful (adj) güzel lovely, attractive, good-looking historical (adj) tarihi, eski old, ancient girlfriend (n) kız arkadaş, sevgili lover, partner, building (n) bina, yapı structure, house maybe (adv) belki perhaps, possibly actress (n) oyuncu, tiyatrocu performer, player famous (adj) ünlü, şöhretli well-known, celebrated, eminent centre (n) merkez heart, midpoint river (n) nehir, ormak stream, waterway want (v) istemek intend, aim act (v) rol almak, oynamak perform, play, appear relax (v) dinlenmek rest, take a break big (adj) büyük, kocaman large, great MY NAME IS BEN My name is Ben and I come from Australia. I am 24 years old and I live in a small town, Oxford. I don t have a job now, but normally I clean shop windows. I am not married, but I live with my very beautiful girlfriend, Maria, in a nice house in Oxford. We don t have any children - maybe next year. My girlfriend is an actress, but she isn t very famous. She acts in a small theatre in our town. At the weekend, we like to go swimming in a big lake near our house. I normally get up at eight o clock, but on Thursday I get up at six o clock because that is the day when I go running in the park. I like living in Oxford because it s not too big. There are some historical buildings in the centre of the town and near Oxford there is a river where I go fishing sometimes when I want to relax. ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 1
B. TRANSLATION MY NAME IS BEN My name is Ben and I come from Australia. I am 24 years old and I live in a small town, Oxford. I don t have a job now, but normally I clean shop windows. I am not married, but I live with my very beautiful girlfriend, Maria, in a nice house in Oxford. We don t have any children - maybe next year. My girlfriend is an actress, but she isn t very famous. She acts in a small theatre in our town. At the weekend, we like to go swimming in a big lake near our house. I normally get up at eight o clock, but on Thursday I get up at six o clock because that is the day when I go running in the park. I like living in Oxford because it s not too big. There are some historical buildings in the centre of the town and near Oxford there is a river where I go fishing sometimes when I want to relax. BENİM ADIM BEN Benim adım Ben ve Avustralyalıyım. Yirmi dört yaşındayım ve küçük bir şehirde, Oxford da, yaşıyorum. Şu anda bir işim yok, ancak normalde vitrinleri temizlerim. Evli değilim, ancak çok güzel kız arkadaşım Maria ile hoş bir evde Oxford da yaşıyorum. Çocuğumuz yok belki seneye olur. Kız arkadaşım bir oyuncu, ama çok ünlü değil. O, şehrimizdeki küçük bir tiyatroda oyunculuk yapıyor. Hafta sonları evimizin yakınındaki büyük göle yüzmeye gitmeyi severiz. Normalde saat sekizde kalkarım, ancak Perşembe günleri saat altıda kalkarım çünkü perşembe, parkta koşuya çıktığım gündür. Oxford da yaşamayı seviyorum çünkü çok büyük değil. Şehir merkezinde birkaç tarihi bina var ve Oxford un yakınında rahatlamak istediğimde bazen balığa çıktığım bir nehir vardır. C. STRUCTURAL ANALYSIS My name is Ben and I come from Australia. - Benim adım Ben ve Avustralyalıyım. Bu cümlede geçen my name ifadesinde bulunan my bir iyelik zamiridir ve benim anlamına gelmektedir. Hemen diğer iyelik zamirlerini de hatırlayalım: you-your, he-his, she-her, it-its, we-our, they-their şeklinde değişmektedir. Bu kullanıma birkaç örnek verelim: my sister = kız kardeşim; her brother = onun erkek kardeşi; his parents = onun ebeveynleri; their dog = onları köpeği; its house = onun evi. Yukarıdaki cümlede tanımlama yapıldığı için to be fiili kullanılmıştır. İngilizcede bir kimseyi ya da bir nesneyi tanımlamak istediğimizde en çok kullandığımız fiil olmak anlamına gelen to be dir. Bu cümlede de kişi kendisini tanıtmak istediği için to be fiilinden faydalanmıştır. Bu cümlenin öznesi tekil olduğu için is fiili kullanılmıştır. Öznenin çoğul olduğu durumlarda to be fiilinden yararlanmamız gerekirse are fiilini kullanmak zorundayız. Bu cümle iki bağımsız cümlecikten oluşmaktadır ve bu iki cümlecik and bağlacıyla birbirine bağlanmıştır. Bu bağlacın benzeri görevinde kullanılan bağlaçları daha sonraki okuma parçalarında daha detaylı çalışacağız, ancak bu konuyu irdeleyeceğimiz başlığı FANBOYS olarak hatırlamalıyız ve bu kısaltmadaki A harfi and bağlacını sembolize etmektedir. Diğer bağlaçları da yine aynı başlık altında daha detaylı ilerleyen parçalarda değerlendireceğiz. Bu cümlede kullanılan come from yapısı bir kişinin nereden geldiğinden ziyade o kişinin nereli olduğunu anlatmaktadır. Ayrıca from edatı -dan, -den anlamına gelmektedir ve kendisinden sonra gelen isimden uzaklaşma eylemine geçildiğini belirtmektedir. Cümledeki I come from Australia ifadesini de Avustralyalıyım şeklinde çevirebiliriz. I am 24 years old and I live in a small town, Oxford. - Yirmi dört yaşındayım ve küçük bir şehirde, Oxford da, yaşıyorum. Yukarıdaki cümlede tanımlama yapıldığı için to be fiili kullanılmıştır. İngilizcede bir kimseyi ya da bir nesneyi tanımlamak istediğimizde en çok kullandığımız fiil olmak anlamına gelen to be dir. Bu cümlede de kişi kendisini tanıtmak istediği için to be fiilinden faydalanmıştır. Bu cümlenin öznesi birinci tekil şahıs olduğu için am fiili ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 2
kullanılmıştır. To be fiilinden yararlanmamız gerekirse öznenin çoğul olduğu durumlarda are ve tekil olduğu durumlarda is fiilini kullanmak zorundayız. Bu cümle iki bağımsız cümlecikten oluşmaktadır ve bu iki cümlecik and bağlacıyla birbirine bağlanmıştır. And bağlacı birbirine paralel olan cümlecikleri bağlamaktadır. Örneğin olumlu bir yapı ve anlamın ardından and bağlacı kullanılmış ise bağlacın devamındaki cümlenin de olumlu bir yapı ve anlamda olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun tam tersi de aynı bağlaç için geçerlidir. Örneğin, olumsuz bir anlamdan sonra and bağlacı kullanılmış ise bağlacın devamında gelen cümle olumsuz bir anlam taşıyacaktır. Somut bir örnek vermemiz gerekirse akıllı ve karizmatik (olumlu + olumlu) ya da tembel ve şımarık (olumsuz + olumsuz) ifadelerini oluşturabiliriz. I live in a small town cümlesi V 1 dediğimiz Present Simple yapısı kullanılarak kurulmuştur. Bu yapının kullanılmasının sebebi genel bir doğruyu aktarmaktır. Genel doğrulardan ve alışkanlıklardan bahsetmek istediğimiz zaman V 1 kullanırız. Cümledeki a small town ifadesi bir noun phrase yani isim öbeğidir ve isim öbeklerinin son kelimesi daima isim olmalıdır. Bu ifadenin son kelimesi de bir isimdir ve şehir anlamına gelmektedir. Bu ifadeyi de küçük bir şehir şeklinde çevirebiliriz. I don t have a job now, but normally I clean shop windows. - Şu anda bir işim yok, ancak normalde vitrinleri temizlerim. Yukarıdaki ilk bağımsız cümlecikte have fiili sahiplik anlamında kullanıldığı için cümle Present Simple yapısıyla kurulmuştur. Present Simple cümleleri yapıca olumsuz yapmak istediğimiz zaman I, we, you, they zamirleriyle don t yardımcı fiilini she, he, it zamirleriyle de doesn t yardımcı fiilini kullanırız. Yukarıdaki cümle iki bağımsız cümlecikten oluşmaktadır ve birbirine zıtlık bağlacı olan but ile bağlanmıştır. Zıtlık bildiren but ifadesi FANBOYS dediğimiz kısaltmada yer almaktadır. Bu bağlaç cümleler arasında artı ve eksi yönlü ilişki kurmaktadır. Yani, eğer kullanılan bağlaç but ise, olumlu bir ifadenin ardından olumsuz; olumsuz bir ifadenin ardından da olumlu bir ifade gelmelidir: akıllı ama tembel. Bu cümlede but zıtlık bağlacı yerine yet, however, nonetheless, nevertheless, even so gibi bağlaçlardan bir tanesini de kullanabilirdik. Zıtlık bağlacının devamında gelen cümlecikte normally zarfı kullanılmıştır. Sıklık zarfları gördüğümüz zaman o cümlenin büyük ihtimalle Present Simple yapısıyla kurulması gerektiğini söyleyebiliriz. Bu cümlede normally zarfı yerine usually, typically, generally zaman zarflarından birisini de kullanabilirdik. I am not married, but I live with my very beautiful girlfriend, Maria, in a nice house in Oxford. - Evli değilim, ancak çok güzel kız arkadaşım Maria ile hoş bir evde Oxford da yaşıyorum. Yukarıdaki cümle iki bağımsız cümlecikten oluşmaktadır ve birbirine zıtlık bağlacı olan but ile bağlanmıştır. Zıtlık bildiren but ifadesi FANBOYS dediğimiz kısaltmada yer almaktadır. Bu bağlaç cümleler arasında artı ve eksi yönlü ilişki kurmaktadır. Bu cümlede but zıtlık bağlacı yerine yet, however, nonetheless, nevertheless, even so gibi bağlaçlardan bir tanesini de kullanabilirdik. Yukarıda verilen I live with my girlfriend cümlesi V 1 dediğimiz present simple yapısı kullanılarak kurulmuştur. Bu yapının kullanılmasının sebebi genel bir doğruyu aktarmaktır. Daha öncede bahsettiğimiz gibi genel doğrulardan ve alışkanlıklardan bahsetmek istediğimiz zaman V 1 kullanırız. Bu cümlede ayrıca iki virgül arasına yerleştirilmiş Maria ismi ara söz ya da açıklayıcı ifade görevi görmektedir. Bir isimden sonra virgül konulup devamında açıklama yapıldığında iki virgül arasında kalan ismin açıklama görevinde bulunduğunu bilmeliyiz. Analizini yaptığımız bu cümlede güzek kız arkadaşım isim öbeği devamına virgül almış ve arkadaşın ismi verilerek belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. We don t have any children - maybe next year. Çocuğumuz yok, belki seneye olur. We don t have cümlesi V 1 dediğimiz present simple yapısı kullanılarak kurulmuştur. Bu yapının kullanılmasının sebebi genel bir doğruyu aktarmaktır. Genel doğrulardan ve alışkanlıklardan bahsetmek ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 3
istediğimiz zaman V 1 kullanırız. Ayrıca have fiili sahip olmak anlamında kullanıldığında asla -ing takısını alamaz. Bu cümlede ayrıca dikkat etmemiz gereken nokta, present simple yapısı ile kurulmuş olumsuz cümlelerde I, we, you, they zamirleri don t yardımcı fiiline gereksinim duyar. Bu zaman yapısında yardımcı fiil kullanıldığında fiil yalın halinde kalır. Any sayı sıfatı hiç anlamına gelmektedir ve yapıca olumsuz cümlelerin yanında ayrıca sorularda da kullanılmaktadır. Örneğin, I have no money dememize rağmen, I don t have any money demek zorundayız. İki cümle arasındaki en temel fark, bu iki cümle aynı mesajı vermelerine rağmen ilk cümle yapıca olumlu olmasına karşın ikinci cümle olumsuz bir gramer yapısındadır. Bu cümlede kullanılan maybe ifadesi olasılık anlamı taşımaktadır ve sıklıkla kullanılan olasılık bildiren ifadelerden bazıları şöyledir: perhaps ve possibly. Bu ifadelere ek olarak olasılık anlamı veren bazı yardımcı fiiller (modal verbs) vardır: May, might, could genel olasılık anlamı taşıyan yardımcı fiillerdir. My girlfriend is an actress, but she isn t very famous. - Kız arkadaşım bir oyuncu; ama o, çok ünlü değil. Cümlede geçen is ifadesi bir linking verb yani bağ fiildir. Bu ifade to be fiilinin tekil öznelerle çekimlenmiş halidir ve cümleye dikkatle baktığımız zaman cümlede yüklem görevinde kullanılmıştır. Bu şekilde kullanıldığı zaman to be fiilinin devamında gelen ifade çevrilerek o ifadeye -dır, -dir ekini getiririz. Birkaç örnek verelim: is handsome ifadesini yakışıklıdır ; is the tradition of the country ifadesini ülkenin geleneğidir şeklinde çevirebiliriz. Tekrar hatırlamamız gerekirse de to be fiilini Present çekimlediğimiz zaman we, you, they özneleriyle are ifadesini kullanırız. Tekil özneler dediğimiz she, he, it özneleriyle çekimlersek is ifadesini kullanmaktayız. Bu cümlede biraz önce bahsettiğimiz but zıtlık bağlacını görmekteyiz. İki bağımsız cümle but bağlacı ile bağlanmıştır ve cümleler arasında sırasıyla artı ve eksi (+, -) ilişkisi mevcuttur. Bu cümlede but zıtlık bağlacı yerine yet, however, nonetheless, nevertheless, even so gibi bağlaçlardan bir tanesini de kullanabilirdik. She acts in a small theatre in our town. - O, şehrimizdeki küçük bir tiyatroda oyunculuk yapıyor. She acts in a small theatre cümlesi V 1 dediğimiz present simple yapısı kullanılarak kurulmuştur. Bu yapının kullanılmasının sebebi genel bir doğruyu aktarmaktır. Genel doğrulardan ve alışkanlıklardan bahsetmek istediğimiz zaman V 1 kullanırız. Ayrıca, bu cümlede özellikle dikkat etmemiz gereken nokta, üçüncü tekil şahıs zamiri olan she ile ana fiil arasındaki etkileşimdir. Present Simple yapısı kullanıldığında eğer cümlenin öznesi he, she, it öznelerinden birisi ise ve cümlenin yapısı olumlu olarak kurulmuş ise ana fiile -s takısı getirilmelidir. Örneğin; I play cümlesinin öznesini değiştirirsek she plays olarak cümleyi kurabiliriz. Yukarıdaki cümledeki in bir preposition yani edattır ve içinde anlamına gelmektedir. Bu edat Türkçeye çevrilirken sağındaki ismin sonuna eklenir. Bu cümlede in small theatre = küçük bir tiyatroda anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, in our town = şehrimizdeki şeklinde çevrilebilir. At the weekend, we like to go swimming in a big lake near our house. - Hafta sonları evimizin yakınındaki büyük göle yüzmeye gitmeyi severiz. Yukarıdaki cümlede geçen weekend ifadesinden önce hafta sonunda diyebilmek için at ya da on edatını kullanabiliriz. Bir şey yapmayı sevmek anlamını vermek için yukarıdaki cümlede like to do something yapısı kullanılmıştır. Bu yapının yerine ayrıca like doing something yapısını da kullanabilirdik. Bu cümlede ayrıca dikkatimizi çeken yapı go swimming ifadesidir. Bilmeliyiz ki go fiili kendisinden sonra fiil alırsa go + verb + ing şeklinde kullanılmalıdır. En yaygın örnekler şöyledir: go shopping, go fishing, go running, vb. ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 4
I normally get up at eight o clock, but on Thursday I get up at six o clock because that is the day when I go running in the park. - Normalde saat sekizde kalkarım, ancak Perşembe günleri saat altıda kalkarım çünkü perşembe, parkta koşuya çıktığım gündür. Yukarıdaki cümlenin ilk cümleciğinde verilen normally zarfı kullanılmıştır. Sıklık zarfları gördüğümüz zaman o cümlenin büyük ihtimalle Present Simple yapısıyla kurulması gerektiğini söyleyebiliriz. Bu cümlede normally zarfı yerine usually, typically, generally zaman zarflarından birisini de kullanabilirdik. Bu cümlede biraz önce bahsettiğimiz but zıtlık bağlacını görmekteyiz. İki bağımsız cümle but bağlacı ile bağlanmıştır ve cümleler arasında sırasıyla artı ve eksi (+, -) ilişkisi mevcuttur. Bu cümlede but zıtlık bağlacı yerine yet, however, nonetheless, nevertheless, even so gibi bağlaçlardan bir tanesini de kullanabilirdik. Thursday isminden önce on edatı kullanılmıştır çünkü İngilizcede gün isimlerinden önce on edatını kullanmaktayız. Örneğin; on Wednesday, on Monday, vb. Fakat saatlerden önce at edatını kullanırız. Örneğin; at 3 o clock, at 8 o clock, vb. Bunun yanında yıllardan önce in edatını kullanırız. Örneğin; in 1995, in 2050, vb. Bu cümlede ayrıca sebep-sonuç bağlacı olan because mevcuttur. Çünkü anlamına gelen because bağlacı sebep ya da neden belirtmek için kullanılır. Bu bağlacın yerine since, as, for, due to the fact that, owing to the fact that bağlaçlarından birini de kullanabilirdik. Bu cümlede ayrıca dikkatimizi çeken yapı go running ifadesidir. Biraz önce bahsettiğimiz gibi go fiili kendisinden sonra fiil alırsa go + verb + ing şeklinde kullanılmalıdır. En yaygın örnekler şöyledir: go shopping, go fishing, go swimming, vb. I like living in Oxford because it s not too big. - Oxford da yaşamayı seviyorum çünkü çok büyük değil. Bir şey yapmayı sevmek anlamını vermek için yukarıdaki cümlede like doing something yapısı kullanılmıştır. Bu yapının yerine ayrıca like to do something yapısını da kullanabilirdik. Yukarıdaki cümledeki in bir preposition yani edattır ve içinde anlamına gelmektedir. Bu edat Türkçeye çevrilirken sağındaki ismin sonuna eklenir. Bu cümlede in Oxford = Oxford ta anlamına gelmektedir. Bu cümlede ayrıca sebep-sonuç bağlacı olan because bulunmaktadır. Çünkü anlamına gelen because bağlacı sebep ya da neden belirtmek için kullanılır. Bu bağlacın yerine since, as, for, due to the fact that, owing to the fact that bağlaçlarından birini de kullanabilirdik. Sıfattan önce kullanılan too ifadesi çok anlamına gelmekte ve bir tür olumsuzluk belirtmektedir. Örneğin, too big ifadesi olumsuz derecede çok büyük anlamına gelir. Bir başka örnek ise, too short ifadesinin olumsuz derecede çok kısa anlamına gelmesidir. Ali is too short to play basketball ifadesinden Ali nin basketbol oynamak için çok kısa olduğunu anlamaktayız. There are some historical buildings in the centre of the town and near Oxford there is a river where I go fishing sometimes when I want to relax. - Şehir merkezinde birkaç tarihi bina var ve Oxford un yakınında rahatlamak istediğimde bazen balığa çıktığım bir nehir vardır. There is / are yapısını bir şeyin ya da kişinin bir yerde bulunup bulunmadığını anlatmak için kullanırız. Eğer öznemiz tekil ise there is ; çoğul ise there are kullanmalıyız. Yukarıdaki cümlenin başında kullanılan there are ifadesi buildings ifadesiyle uyumludur. İkinci cümlecikte kullanılan there is ifadesi de a river ifadesiyle uyumludur. Daha önce de bahsettiğimiz gibi go fiili kendisinden sonra fiil alacak ise o fiile -ing takısını getirmeliyiz. Yukarıdaki cümlede de benzer bir kullanım mevcuttur. En yaygın örneklerden biri balığa çıkmak anlamındaki go fishing ifadesidir. İngilizcede iki fiil hiçbir şey olmadan yan yana gelemez. Yani, iki fiil yan yana gelecekse tepkimeye girer. Bu tepkime iki çeşittir: infinitive (verb + to + V 0 ) ya da gerund (verb + V + ing). Yukarıdaki cümlede rahatlamak ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 5
istemek anlamına gelen want to relax yapısı kullanılmıştır; yani, infinitive tepkime tercih edilmiştir. Eğer birinci fiil ile ikinci fiil arasındaki ilişki geleceğe gönderme yapıyorsa infinitive tercih edilir. Başka bir deyişle, yan yana gelen iki fiilden sıralamada önce olan fiil anlatımsal olarak da diğer fiilden önce meydana gelecekse infinitive yapı kullanılır. Bu cümlede şu soruyu da sorabiliriz: istemek mi rahatlamak mı önce oluyor? (Cümlemiz, rahatlamak istemek ). Önce kişi istiyor ve sonra rahatlayacak. Böyle bir ilişki kurduğumuz zaman, yan yana gelen iki fiil arasına to yerleştirmeliyiz. ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 6
D. READING COMPREHENSION MY NAME IS BEN My name is Ben and I come from Australia. I am 24 years old and I live in a small town, Oxford. I don t have a job now, but normally I clean shop windows. I am not married, but I live with my very beautiful girlfriend, Maria, in a nice house in Oxford. We don t have any children - maybe next year. My girlfriend is an actress, but she isn t very famous. She acts in a small theatre in our town. At the weekend, we like to go swimming in a big lake near our house. I normally get up at eight o clock, but on Thursday I get up at six o clock because that is the day when I go running in the park. I like living in Oxford because it s not too big. There are some historical buildings in the centre of the town and near Oxford there is a river where I go fishing sometimes when I want to relax. A) Mark the statements as True or False. 1) Ben lives in a large city. 2) Ben is Australian. 3) Ben has got a new job. 4) Ben and his girlfriend have got children. 5) Ben s girlfriend is a famous actress. 6) Ben s girlfriend works in a big theatre. B) Answer the following questions. 1) Where is Ben from? 2) How old is Ben? 3) Where do Ben and his girlfriend live? 4) What does Ben s girlfriend do? 5) What do Ben and his girlfriend like to do? 6) When does Ben usually get up? 7) Why does Ben get up early on Thursdays? 8) Does Ben like living in Oxford? Why or Why not? ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 7
E. VOCABULARY REVISION A. MATCHING WORD MATCHING SYNONYM 1. normally a. little, tiny 2. famous b. wedded 3. maybe c. usually, generally 4. small d. arrive 5. but e. city 6. historical f. yet, however, nevertheless 7. come g. well-known, celebrated 8. too h. perhaps, possibly 9. town i. excessively, extremely 10. married j. ancient, old B. CLOZE READING come married small historical river normally but too famous house MY NAME IS JESSICA My name is Jessica and I (1) from the United States. I am 28 years old and I live in a (2) city. I am not (3), but I live with my boyfriend. We don t have any children. My boyfriend is an actor, but he isn t very (4). He acts in a small theatre. At the weekend, we like to go running in the park near our (5). I (6) get up at nine o clock, (7) on Tuesday I get up at seven o clock because that is the day when I go swimming in the sea. I like living in my city because it s not (8) big. There are some (9) buildings in the city centre and there is a (10) where I go fishing. ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 8
C. WORD FORMATION Use the appropriate form of the word in brackets. 1. It is a very old (build). Its roof and windows need some repair. 2. There are no museums in the city (centre). 3. I (normal) stay with my parents, but today I will stay at my uncle s place. 4. Jose is not (marry), but he has a very attractive girlfriend. 5. There are some (history) parks, and in these parks you can see ancient monuments. 6. I d like to be a (fame) writer, so I need to work very hard every day. 7. My father works in a big theatre. He (actor) in a lot of roles every year. 8. My mother works in a small theatre, but she is a great (act). 9. Many people like that painting, but I don t think it is really (beauty). 10. There is a lake where we go fishing when we want to (relaxing). D. SENTENCE RECOGNITION Boşluğa cümle (S) ya da cümle değil (NS) yazınız. Cümle olmayan ifadeleri de cümle yapınız. 1. You fine. 2. Are you alright? 3. He basketball. 4. She likes football. 5. My father doesn t up very early. 6. Is very expensive. 7. The room very large. 8. It is a modern city. 9. The city has museums. 10. There a popular French café in the city centre. 11. There foreign students in the classroom. 12. It really interesting. ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 9
E. MY NAME IS BEN CRISS CROSS PUZZLE Across 3. arrive 5. little, tiny 7. several various 8. usually, generally 9. perhaps, possibly 10. large, great 11. lovely, attractive 14. yet, however, nevertheless Down 1. old, ancient 2. home, dwelling 4. wedded 6. since, as, for 12. city 13. well-known, celebrated ERGUN & DEMET KABAKÇI Sayfa 10