Suriye de Kürt Kuşağı

Benzer belgeler
ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

LOCAL COUNCILS AND SECURITY SECTOR REFORM IN SYRIA BAŞLIKLI TOPLANTININ SONUÇ RAPORU

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

MUSUL OPERASYONU VE SONRASI: RISKLER, BEKLENTILER, ÖNGÖRÜLER TOPLANTISI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.9, EKİM 2016

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

ABD NİN SURİYE DE IŞİD İLE MÜCADELE STRATEJİSİ VE TÜRKİYE Oytun ORHAN

TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKIYE-AB İŞBIRLIĞI

MUSUL OPERASYONU, IRAK IN GELECEĞİ VE TÜRKMENLER KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.11, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.

TERÖR ÖRGÜTLERI TARAFINDAN SOSYAL MEDYANIN KULLANILMASI: IŞİD ÖRNEĞI KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.10, ARALIK 2016

IŞİD İLE MÜCADELE, SINIR GEÇİŞLERİ VE TÜRKİYE

IŞİD İLE MÜCADELE, SINIR GEÇİŞLERİ VE TÜRKİYE

DURUM VE DIŞ İLİŞKİLER Oytun Orhan

TOPRAKSIZ IŞİD NE YAPAR?

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ. No.8, Temmuz 2014 ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: Bİlgay Duman

TURAN: KERKÜK Ü IŞİD TEHDİDİNDEN KORUMAk VE ELİMİZDE KALMASI EN ÖNEMLİ HUSUSLARDIR.

Amerikan Stratejik Yazımından...

OYTUN ORHAN: TÜRKİYE SURİYE DE KALICI OLMAK İSTEMİYOR

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)ya destek sağlamak suretiyle 24 Ağustos'ta Suriye'nin kuzeyine başlattığı askerî harekât bugün

ve Türkmenlerin Geleceği

DEVLE: TELAFERLİLERİN BİRÇOĞU HERŞEYLERİNİ BIRAKIP ŞEHRİ TERK ETTİLER.

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su

ABDÜSSELAM: ARAP BAHARI NIN MIRASI: BIR ÇIKIŞ MÜMKÜN MÜ? ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ. Refik Abdüsselam

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

Kolay Türk Müdahalesi ve Gelecekteki Zor Senaryolar

Tel-Abyad da YPG nin stratejik zaferi

Fırat Kalkanı Operasyonu

Bağdat hükümeti ilerleyemiyor: Musul'da son durum ne?

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

tehlikesi sınırsızdır

5 bin PKK lı ve peşmergeye terör eğitimi

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Menbiç'teki ABD'li komutan Funk'tan Türkiye sorusuna yanıt : Bizi vurursanız agresif karşılık veririz

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Merkez Strateji Enstitüsü Güncel Değerlendirme

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Devrim Öncesinde Yemen

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

IRAK TA ŞİİLER ARASINDAKİ MUHTEMEL ÇATIŞMALAR VE ÖNGÖRÜLER

SİNCAR KARAÇUK OPERASYONU [SİNCAR KARAÇUK OPERASYONU]

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Kuzey Suriye de PYD Kuşağı

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

YPG nin İnsan Hakları İhlalleri

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK RİSKLERİ: SURİYE SORUNU VE TEHDİT DENGESİ

Muhammed Ahmed: IKBY Başkanı parlamentoya karşı sorumlu olmalıdır

Ortadoğu da Devam Eden Dönüşüm Bağlamında

TALABANİ: KERKÜK ÜN AİDİYETİ REFERANDUMLA BELLİ OLUR.

ABD NİN IŞİD STRATEJİSİ VE IRAK İLE SURİYE YE OLASI YANSIMALARI

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

IRAK VE SURIYE TÜRKMENLERININ SAVAŞTA VE BARIŞTA SIYASI VE KÜLTÜREL MESELELERI SEMPOZYUMU

Türkiye-Rusya Krizinin Geleceği Üzerine Bir Değerlendirme

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Yermük Kampı'nda IŞİD-El Kaide Çatışmaları

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Suriye de Güvenli Bölge Tartışmaları: Türkiye Açısından Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar

Kerkük, Telafer, Kerkük...

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ SURİYE NİN KUZEYİNDEKİ ÇATIŞMALAR VE OLASI ETKİLERİ

SURİYE, IŞİD VE ASKERİ OPERASYONLA İLGİLİ SEÇMEN DÜŞÜNCELERİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

Türkiye küçük Millet Meclisleri Eylül 2016 O.P. Raporu. SURİYE DEKİ GELİŞMELER ve TÜRKİYE.

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?


Ankara-Bağdat Hattında Musul Operasyonu ve Türkmenler

Transkript:

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ Suriye de Kürt Kuşağı Oytun Orhan Oytun Orhan, 2009 yılından bu yana ORSAM da araştırmacı olarak görevine devam etmektedir. Temel olarak Suriye ve Lübnan konularında çalışan Orhan ın İsrail-Filistin, Irak ve Türkiye nin Ortadoğu politikası konularında da çalışmaları yer almaktadır. Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Orhan, yüksek lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Kimliğin Suriye nin Bölgesel Politikalarına Etkisi (1946-2000) başlıklı tezi vererek tamamlamıştır. Orhan, halen Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir. Suriye de Kürtler 2011 yılında başlayan iç savaşın derinleşeceği ve zaman içinde merkezi otoritenin zayıflayacağı öngörüsünden hareketle Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde kendi idari, siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik altyapılarını oluşturmaya odaklanmıştır. Bunun neticesinde de 2014 yılının Ocak ayında sırasıyla Cezire, Kobane ve Afrin kantonlarını ilan etmişlerdir. Bu hedefin gerçekleşmesini takiben PYD liderliğindeki Kürt hareketi üç kanton arasında coğrafi bağlantı sağlama hedefini ortaya koymuştur. IŞİD ın ortaya çıkışı Kürtlere bu fırsatı sağlamıştır. Kendini IŞİD ile mücadelede yerel ortak olarak konumlandıran Kürtler, ABD desteği ile Cezire ve Kobani arasında kalan Tel Abyad ı ele geçirerek ilk hedefine ulaşmıştır. Bu çalışmada Kürtlerin Kobane-Afrin bağlantısını sağlayarak bütüncül bir Kürt bölgesi oluşturma hedefini gerçekleştirme ihtimali tartışılacaktır. Sonuç kısmında gelişmeler Türkiye açısından değerlendirilecektir.

Suriye de Kürt Kuşağı 2 Suriye Kürtleri Mart 2011 tarihinde başlayan halk ayaklanması ve sonrasında iç savaşta üçüncü yol olarak ifade ettikleri bir pozisyon aldı. Buna göre yaşanan çatışmalar Araplar arası ve sekteryan bir mücadele idi ve Kürtler bu çatışmaya doğrudan müdahil olmamalıydı. Ancak bu tutum Hıristiyanlar ve Dürziler gibi diğer Suriyeli azınlık gruplarının aldığı pasif bir tarafsızlık değildi. Suriye de iç savaşın derinleşeceği ve zaman içinde merkezi otoritenin zayıflayacağı öngörüsünden hareketle Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde kendi idari, siyasi, ekonomik, kültürel ve güvenlik altyapılarını oluşturmaya başladılar. Kürtlerin diğer gruplara göre en büyük avantajı tek bir siyasi hareket (PYD) ve ona bağlı askeri güç (Halk Savunma Birlikleri YPG) tarafından yönlendiriliyor olmaları idi. Esasen Suriye Kürt siyasi sahnesi çok parçalı olsa da PYD sahip olduğu silahlı güç vasıtası ile diğer tüm Kürt hareketlerini bastırma imkanına sahipti. Ayrıca halk ayaklanmasının iç savaşa dönmesi, IŞİD tehdidinin ortaya çıkması gibi nedenlerle siyasi süreçlerden ziyade güvenlik ihtiyaçları ön plana çıktı. Bu da Suriye Kürtlerinin PYD ve YPG etrafında seferber olmasını sağladı. Kürtler dar çıkarlarına odaklanarak iç savaşta pragmatik bir yol izledi ve gerektiğinde her aktörle işbirliği yaparak çıkarlarını maksimize etmeye çabaladı. Bu çerçevede rejim ile kurmuş olduğu özel ilişki Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerde önünün açılmasına hizmet etti. Suriye rejimine bağlı güçler 2012 yılının Temmuz ayında Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bazı yerleşimlerden çekildi. Böylece YPG hiçbir çatışmaya girmeden Kürt nüfusun yoğun yaşadığı yerlerde kontrolü ele geçirmiş oldu. Rejimin bu hamlesinin arkasında birkaç faktör etkili olmuştu. Bunlar arasında; güçlerini batı ve orta cephelere kaydırma ihtiyacı, çekildiği

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ yerleri muhaliflere teslim etmektense PYD ye emanet etme arayışı, Türkiye yi Suriye politikası nedeniyle cezalandırma arzusu sayılabilir. Kürtler bu süreçte çatışmaya dahil olmadan kendilerine ait istikrarlı bir bölge oluşturmaya odaklandı. Zaman içinde hem kontrol ettikleri bölgeleri genişlettiler hem de altyapılarını güçlendirmeye çabaladılar. Nihayetinde PYD liderliğindeki Kürtler 2013 yılının Kasım ayında Kurucu Meclis ilan etmiş ve PKK nın öne sürdüğü demokratik özerklik modelini Suriye de kontrolleri altındaki bölgelerde fiilen uygulamaya başladılar. Bu sürecin devamı olarak 2014 yılının Ocak ayında sırasıyla kuzey Suriye nin doğusunda Cezire, ortasında Kobane ve batısında da Afrin kantonları ilan edilmiştir. Suriye Kürtleri açısından en büyük zorluk ilan edilen üç bölge arasında coğrafi bağlantının ve bölgelerin kendi içinde homojen bir nüfus yapısının olmamasıdır. Bu nedenle kantonlar içinde demografik gerçekleri göz önüne alan bir yönetim tarzı benimsenmeye çalışıldığı görüntüsü verilmiştir. Yönetimde, silahlı birimlerde Araplar ve Süryanilere yer verilmiştir. Coğrafi kopukluk sorununa yönelik olarak Kobane-Cezire kantonlarını birleştirmek için Tel Abyad, Kobane-Afrin kantonlarını birleştirmek için Azaz stratejik askeri hedefler olarak belirlenmiştir. Ancak Kürtler açısından bir diğer zorluk bağlantıyı sağlayacak ara bölgelerde Kürtlerin azınlık, buna karşın Araplar ve Türkmenlerin çoğunlukta yaşıyor olmasıdır. Üç gelişme PYD/ YPG nin söz konusu zorlukları aşması ve şartların olgunlaşması için fırsat sunmuştur. Birincisi Haziran 2014 sonrasında IŞİD in Musul u ele geçirerek geniş bir coğrafyada hilafet devleti ilan etmesidir. İkinci gelişme yükselen terör tehdidine karşı ABD öncülüğünde çok sayıda ülkenin katılımı ile IŞİD e karşı Kürtler Suriye iç savaşında çatışmaya dahil olmadan kendilerine ait istikrarlı bir bölge oluşturmaya odaklandı. Zaman içinde hem kontrol ettikleri bölgeleri genişlettiler hem de altyapılarını güçlendirmeye çabaladılar. 3

Suriye de Kürt Kuşağı 4 mücadele koalisyonunun oluşturulmasıdır. IŞİD le- Mücadele stratejisinin özü Koalisyon güçlerinin havadan askeri destek vermesi ve yereldeki silahlı unsurların IŞİD e karşı ilerlemesine dayanmaktaydı. Üçüncü gelişme ise Musul u ele geçirerek güçlenen IŞİD in Kobane ye yönelmesi oldu. ABD ilk aşamada Kobane nin IŞİD ile mücadele açısından stratejik öneme sahip olmadığını açıklamıştı. Ancak kısa bir süre sonra Koalisyon güçlerinin Suriye de IŞİD e yönelik gerçekleştirdiği saldırıların büyük çoğunluğu IŞİD in Kobane kuşatmasını kırmak ve YPG ye destek olmak için verildi. Kobane de IŞİD kuşatmasının kırıldığı Ocak 2015 ayı sonuna kadar Suriye de gerçekleşen Koalisyon hava saldırılarının yaklaşık %70 i Kobane deki IŞİD hedeflerine yönelik gerçekleşmiştir. Hava desteği ile yerde sağlanan başarı ABD yi IŞİD e karşı mücadelenin Suriye ayağında YPG ye daha fazla destek olma konusunda teşvik etmiştir. ABD-YPG ortaklığının bir sonraki ayağını Tel Abyad oluşturmuştur. Mayıs 2015 ayı ortalarında başlayan koordineli operasyonlar neticesinde önce Tel Abyad kuşatılmış ve yerleşim ciddi bir direnç ile karşılaşmadan YPG ve Özgür Suriye Ordusu na bağlı ancak etkisi zayıf olan Burkan el Fırat

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ güçlerinin kontrolüne geçmiştir. Böylece idari bütünlüğe sahip üç kantondan ikisi arasında ilk kez coğrafi bütünlük de sağlanmıştır. Kobani Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslim olayın hemen ertesinde Tel Abyad ın Kobani Kantonu na bağlanacağını açıklamıştır. PYD bir taraftan bölgedeki diğer etnik unsurlarla yönetimin paylaşılacağını ifade etse de diğer yandan bu bölgede yaşayan Arapların Esad rejimi tarafından sonradan yerleştirilmiş olduğunu ve geldikleri yerlere geri dönmeleri gerektiğini belirtmiştir. Bu iki çelişkili yaklaşımdan yola çıkarak PYD nin kısa ve orta vadede ortak yönetim söylemi ile Arap ve Türkmenlerin desteğini almaya çalıştığı ancak uzun vadede bölgede homojen bir demografik yapı oluşturma hedefi güttüğü söylenebilir. Bu noktada vurgulanması gereken bir konu Kürtlerin, Tel Abyad da ve daha genelde Türkiye sınırı boyunca yaşayan Arapların Baas rejimi tarafından sonradan göç ettirildiği yönündeki argümanıdır. Kürtler bu bölgelerdeki Arap nüfusun yerli olmadığını ve gitmeleri gerektiğini iddia etmektedir. Gerçekten de 1965 yılında kararı alınan ve 1975 yılında Baas rejimi tarafından uygulanan Arap Kemeri politikası ile Irak ve Türkiye sınırına Araplar yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu plan Suriye ile Irak-Türkiye Kürtleri arasında bir kordon oluşturmayı amaçlamaktaydı. Buna karşın söz konusu plan sadece Haseke vilayeti sınırları içinde yer alan Ras el Ayn (Serikaniye) ile Til Koçer arasında kalan bölgede uygulanmıştır. Ayn el Arap (Kobane) ve Afrin bölgelerinde ve zaten Kürt nüfusun azınlık olduğu Rakka da uygulanmamıştır. Tel Abyad ise tarihsel olarak zaten Arap kökenlidir ve bunun en açık göstergesi yerleşimin Türkiye tarafında yer alan Akçakale de de yoğunluklu Arap nüfusun yaşıyor olmasıdır. Rakka ve Tel Abyad da yaşayan PYD rejimin Suriye de daha da zayıfladığını gördüğü ve üzerindeki IŞİD baskısının azaldığını hissettiği anda rejim güçlerini Haseke ve Kamışlı dan çıkarma konusunda çok büyük sıkıntı yaşamayacaktır. 5

Suriye de Kürt Kuşağı Türkmenler ise çok eski zamanlarda, 16. yüzyılda Anadolu dan göç etmiştir. Haseke ye 1970 li yıllarda göç eden Araplara karşılık aynı bölgedeki önemli bir kısım Kürt kökenli Suriyeli de yerli değildir. Suriye rejiminin vatandaşlık vermediği Kürtler olarak bilinen ve sayıları 200 bini bulan Kürt kökenli Suriyeli Haseke ye 1930 lu yıllarda Irak ve Türkiye den göç etmiştir. Bu noktada önemli olan sonradan göç etme argümanından ziyade bundan hareketle toplulukların zorunlu göçe tabi tutturulmasının hiçbir hukuki ve insani dayanağının olmadığıdır. Bu argümanın dile getirilmesi ve buna dayanarak Kürtlerin dışındaki halkların zorunlu göçe tabi tutulması farklı bölgelerde yaşanacak etnik temizlik hareketlerinin önünün açılması riskini beraberinde getirecektir. Kürtler için bir sonraki adım PYD/YPG nin bir sonraki hedefi Kobane ve Afrin arasında kalan, merkezinde Azaz ın yer aldığı bölgeyi ele geçirmek olacaktır. Ancak aynen Tel Abyad da olduğu gibi bu bölgelerde de Kürt nüfusun azınlıkta olduğu buna karşılık Arap 6

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ ve Türkmen nüfusun yoğun yaşadığı yerleşimler bulunmaktadır. Kürtler açısından ikinci sorun Kobane ve Afrin arasında kalan sınır hattının büyük kısmının IŞİD ancak bir bölümünün de Suriyeli muhalif gruplar tarafından kontrol ediliyor olmasıdır. Dolayısıyla Azaz ın kontrolü için yapılacak operasyonların önünde iki engel söz konusudur. Birincisi YPG nin yerel halk arasından destek bulamayacak veya kontrol ettikten sonra meşruiyetinin zayıf olacağı gerçeğidir. Ancak Arap çoğunluklu Tel Abyad ın ele geçirilmesinde görüldüğü üzere askeri alanda ilerledikleri sürece halktan ciddi bir dirençle karşılaşmayacaklardır. İkinci ve daha önemli sorun Tel Abyad da terör örgütü IŞİD e karşı verilen ABD desteğinin Azaz bölgesinde kime karşı verileceğidir. ABD hava desteği olmaksızın YPG nin başarı şansının olmadığı ortadadır. Ancak Kobani-Afrin arasındaki bölgenin bir kısmı Türkiye nin de desteklediği gruplar tarafından kontrol edilmektedir. Bu bölgeye yönelik bir ABD hava desteği ancak Azaz ve çevresinin önce IŞİD in eline geçmesi ve ardından IŞİD le mücadele kapsamında Kürtlere destek verilmesi ile mümkün olabilir. Aksi halde ABD nin Kürt bölgesi oluşturmaya çalıştığı yönünde zaten var olan soru işaretleri artacaktır. Kuzey hattı boyunca bütüncül Kürt bölgesi hedefinin önündeki bir diğer engel de Suriye rejiminin Haseke ve Kamışlı da devam eden varlığıdır. Rejim ve PYD arasında Haseke ve Kamışlı da birbirlerinin kontrol ettiği semtlere karışmamaya dayalı bir anlaşma söz konusudur. Ancak her iki yapı da şimdilik işbirliği yapmaktadır. Normal şartlarda ne rejim Kürtlerin kendi otonom bölgeye sahip olmasını ne de Kürtler rejimin kuzey hattında varlığını istemektedir. İki aktör de şartlar kendi lehlerine oluştuğunda ittifaklarına son verip Kürtler rejim, muhalifler ve IŞİD arasındaki sorunlardan faydalanarak ve kendi sınırlı hedefine odaklanarak fiili ya da uzun vadede anayasal bir Kürt bölgesi inşa etme imkanına sahip olabilir. 7

Suriye de Kürt Kuşağı 8 paylaştıkları yerlerde kendi otoritelerini tesis etmek isteyecektir. Tel Abyad ın YPG kontrolüne geçmesi ve rejimin Suriye genelinde zayıflama eğilimi içinde olması rejim-pyd/ypg ilişkilerini de etkileyecektir. Tel Abyad ın ele geçirilmesinden bir gün sonra Haseke de rejim güçleri ile YPG arasında yaşanan kısa süreli çatışmalar buna örnektir. YPG, Haseke ye bağlı Kamışlı da rejime ait resmi kurumların çoğunun kontrolünü ele geçirmiştir. Yakın zaman önce de rejim güçlerinin IŞİD e karşı ortak operasyon yapma teklifine YPG karşı çıkmıştır. Bu olaylar sonrasında Suriye rejimine bağlı yayın organlarında çıkan bir yazıda bir Amerikan projesi olarak kuzeyde Kürt varlığı oluşturulmaya çalışıldığı yönünde yazılar çıkmıştır. Ancak dengelerin PYD lehine dönmesine rağmen Haseke nin yakın IŞİD tehdidi altında olması iki gücün ittifakını sürdürmelerini sağlayacaktır. PYD rejimin Suriye de daha da zayıfladığını gördüğü ve üzerindeki IŞİD baskısının azaldığını hissettiği anda rejim güçlerini Haseke ve Kamışlı dan çıkarma konusunda çok büyük sıkıntı yaşamayacaktır.

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ Suriye de Kürt kuşağı mümkün mü? Kobane de IŞİD e karşı sağlanan başarı ABD-Y- PG ortaklığı açısından dönüm noktası olmuştur. Tel Abyad ı ele geçirmek için yürütülen koordineli operasyonlar ve ikinci zafer ile ittifak pekişmiştir. Bütün bunlar IŞİD ile Suriye de mücadele için ABD nezdinde YPG nin yerel ortak konumunu güçlendirecek, başarı ABD yi YPG ye daha fazla destek olmaya teşvik edecektir. ABD muhtemelen YPG aracılığı ile IŞİD in kuzey ile olan tüm bağını kesmeye, tüm kuzey Suriye hattı boyunca YPG nin kontrolünde bir tampon bölge oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak tarihteki örneklerden de yola çıkarak tampon/güvenli/uçuşa yasak bölgelerin sınırları uzun vadede kalıcı hale gelerek yeni siyasal yapının oluşma sürecinde otonom/federal bölgelerin sınırlarına dönüşmektedir. ABD Suriye de aradığı ılımlı muhalefeti PYD sayesinde bulmuş gibidir. PYD başarılı bir şekilde seküler, kadın savaşçıları ile barbarlara karşı sadece Kürtlerin değil Araplar ve Türkmenlerin de özgürlüğü için savaşan örgüt imajı üzerinden kendini ABD nin yerel müttefiki olarak konumlandırmayı başarmıştır. Hem ABD nin çıkarları hem de Batı kamuoyu ve medyasında Kürtlerin mücadelesine duyulan sempati bir arada düşünüldüğünde, var olan ortaklığın Azaz ın ele geçirilmesi sürecinde de devam etmesi beklenebilir. Kürt kantonları arasında coğrafi bütünlük sağlanması demografik gerçekler ve askeri dengeler nedeniyle imkansıza yakın görülmekteydi. Ancak Tel Abyad da yaşananlar demografik yapının çok önemli olmadığını askeri dengelerin de ABD desteği ile YPG tarafına döndüğünü göstermektedir. PYD/YPG bu bölgelerde yaşayan Arap ve Türkmenleri ürkütmeyecek bir söylem ve yönetim modeli benimseyerek kısa vadede Sınır güvenliğini sağlaması gereken güçlerin işlevini yerine getiremediği bir ortamda Türkiye sınır ötesini ya doğrudan kontrol ederek ya da dost güçler tarafından kontrol edilmesini sağlayarak bütün riskleri bertaraf etme ya da en aza indirme yoluna gidebilir. 9

Suriye de Kürt Kuşağı 10 otoritesini meşrulaştırmak isteyecektir. Ancak uzun vadede bu bölgelerde yaşayan halklar en nihayetinde Kürt idaresi altında yaşayan azınlık grupları olacaktır. Hatta iç savaşın uzun süre devam edeceği düşünülecek olursa ara bölgedeki demografik yapının değiştirilmesi de gündeme gelebilir. PYD/YPG kontrolünde bir Kürt bölgesinin kalıcılığını sağlayacak bir diğer gelişme Suriye genelinde yaşananlar olacaktır. Suriye nin bundan sonraki süreçte güçlü bir merkezi otorite ile yönetilme şansı neredeyse kalmamıştır. Uzun vadede nüfus hareketlerine de bağlı olarak belli toplumsal grupların belli bölgeleri kontrol ettiği ve merkezde nüfusu oranında iktidarı paylaştığı bir siyasi yapı ortaya çıkması büyük ihtimaldir. Toplumsal gruplar ve askeri/siyasi aktörler arasındaki fiili sınırları ise askeri mücadeleler belirleyecektir. Haziran 2015 itibarıyla Suriye nin Batı kanadında rejim bölgesi, kuzey, güney ve orta bölgelerin bazı kısımlarında muhaliflerin kontrolü, doğu ve kuzeyin bir kısmında IŞİD bölgesi ve Türkiye-Suriye sınır hattında da büyük oranda Kürt bölgesi ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak; Kürtler bundan sonraki süreçte rejim, muhalifler ve IŞİD arasındaki sorunlardan faydalanarak ve kendi dar

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ hedefine odaklanarak fiili ya da uzun vadede anayasal bir Kürt bölgesi inşa etme imkanına sahip olabilir. Türkiye nin önündeki seçenekler Kuzey Suriye de yaşananlar Türkiye açısından değerlendirildiğinde akla ilk olarak şu soru gelmektedir: Çok da uzun olmayan bir gelecekte Suriye nin kuzeyinde PYD kontrolünde bir Kürt bölgesi çıkması olasılığı güçlü ise bu bir güvenlik tehdidi midir yoksa istikrarsız Suriye ile arasında tampon bölge oluşturması açısından fırsat mıdır? Türk karar alıcıların geçmişteki ve Tel Abyad sonrası açıklamalarına bakıldığında bunu bir tehdit olarak algıladıkları anlaşılmaktadır. Buradan yola çıkarak gelişmeler Türkiye açısından değerlendirildiğinde ve Türkiye ne yapmalı sorusuna yanıt arandığında şunlar söylenebilir. Kürt bölgesinin oluşmasını mümkün kılan faktörlerin başında ABD nin YPG ye verdiği askeri destek gelmektedir. Ancak ABD bu desteği verirken Türkiye nin hassasiyetlerini dikkate almamaktadır. Türkiye açısından ilk sıkıntı IŞİD den doğan boşluğun kendisi açısından yine güvenlik riski yaratacak başka bir güç tarafından doldurulmasıdır. Arap ve Türkmen yerleşimleri de ele geçirilerek bütüncül bir Kürt coğrafyası oluşması kadar bunun PYD/PKK otoritesi altında olması Türkiye de güvenlik tehdidi algılamalarını artırmaktadır. Bunun dışında ABD saldırıları nedeniyle yaşanan göç dalgasının doğal adresi Türkiye olmaktadır. 2 milyon civarında Suriyeli ağırlayan Türkiye açısından durum Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ın ifadesi ile sürdürülemez hale gelmektedir. Ayrıca IŞİD ile mücadele kapsamında ABD nin hedef belirlerken seçici davranması da Türkiye yi rahatsız etmektedir. IŞİD bir taraftan Tel Abyad da mağlup edilirken diğer taraftan Halep te Türkiye doğrudan askeri müdahalede bulunup IŞİD in kontrolündeki Cerablus ile Afrin arasında kalan yerde güvenli bölge kurabilir. Bu seçenek çok riskli ancak başarı şansı yüksektir. 11

Suriye de Kürt Kuşağı Suriyeli muhaliflere karşı kazanımlar elde etmektedir. Buna karşın, Halep te muhaliflere hiçbir destek verilmemektedir. Bütün bu gelişmelere karşın Türkiye nin kendi sınır hattı boyunca gelişen olayları tam anlamıyla yönlendiremediği ve gelişen olaylara tepki vererek, önlem alan bir pozisyonda olduğu görülmektedir. Lazkiye ile Halep vilayetlerinin bir kısmı dışında sınır hattının neredeyse tamamı Türkiye tarafından tehdit olarak değerlendirilen gruplar tarafından kontrol edilmektedir. Suriye de ve özellikle kuzey hattında güç boşluğu söz konusudur. Ayrıca Suriye de tek bir aktörün düzen kurma şansının kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu ortam içinde Tel Abyad sonrasında muhtemelen genel politikada değişim olmamakla birlikte Suriye topraklarından kaynaklanacak güvenlik risklerini önlemeye odaklı sınır güvenliği politikasını daha güçlendirme yoluna gidebilir. Türkiye Suriye sınırında yaşanan gelişmelerden hem siyasi, hem güvenlik hem de ekonomik açıdan olumsuz etkilenmektedir. Sınır güvenliğini sağlaması gereken güçlerin işlevini yerine getiremediği bir ortamda Türkiye sınır ötesini ya doğrudan kontrol ederek ya da dost güçler tarafından kontrol edilmesini sağlayarak bütün 12

ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ riskleri bertaraf etme ya da en aza indirme yoluna gidebilir. Esasen bölgesel güç olarak Türkiye nin mevcut şartlar altında kendi sınırının karşısını şekillendirme gücü vardır. Ancak bir sorun şimdiye kadar kaynakların ve dikkatin Suriye geneline yönlendirilmiş olmasıdır. Ancak Tel Abyad sonrası ortaya çıkan tablo Türkiye yi daha fazla sınıra odaklanmaya itebilir. Bu kapsamda Türkiye nin Suriye de daha dar bir hedefe odaklanmak suretiyle önünde iki seçenek olduğu söylenebilir. İlk olarak Türkiye doğrudan askeri müdahalede bulunup bir güvenli bölge kurabilir. Burada müdahalede bulunulacak alan IŞİD in kontrolündeki Türkmen-Arap nüfusun yoğun olarak yaşadığı Cerablus ile Afrin kantonları arasında kalan bölge olacaktır. Türkiye bu bölgedeki IŞİD varlığına son verecektir. Türk ordusu dost gruplar kendi bölgelerini koruyacak düzeyde güçlenene kadar bölgede kalacaktır. Bu seçenek çok riskli, ancak başarı şansı yüksektir. Olası riskler şunlardır: Askeri kayıpların yaşanacak olması, IŞİD in Türkiye içinde terör eylemi gerçekleştirme ihtimali, güvenli bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri nin güvenli olmayan bir coğrafyada koruma sağlamaya çalışacak olması, iç kamuoyunda ortaya çıkacak tepki ve çözüm süreci bağlamında yaşanması muhtemel olumsuzluklar. Türkiye ikinci seçenek olarak bahsi geçen bölgedeki müttefik unsurları çok daha yoğun şekilde destekleyerek, hatta süreci kontrol ederek ve gerektiğinde sınır ötesinden askeri destek verecek şekilde arkalarında durarak önce kendi bölgelerini korumaları sonraki aşamada IŞİD e karşı ilerleme sağlamaları beklenebilir. Bu seçeneğin riski daha azdır ancak başarı şansı düşüktür. Esasen İdlib ve Halep te son dönemde önemli başarılar Arap ve Türkmen yerleşimleri de ele geçirilerek bütüncül bir Kürt coğrafyası oluşması kadar bunun PYD/PKK otoritesi altında olması Türkiye de güvenlik tehdidi algılamalarını artırmaktadır. 13

Suriye de Kürt Kuşağı elde eden Fetih Ordusu ya da Şam Cephesi gibi oluşumların IŞİD e karşı başarı şansı yüksektir. Ancak bu gruplar bütün enerji ve kaynaklarını rejim ile mücadeleye ve son dönemde Halep i ele geçirmeye odaklamıştır. IŞİD le mücadeleyi ise kesinlikle öncelememektedirler. Bu durumda sınırdaki yerel Türkmen ve Arap gruplar üzerinden bir çaba söz konusu olabilir. Ancak IŞİD ve YPG nin aşırı güçlendiği bir ortamda bu bölgede yeni bir güç merkezi oluşturmak son derece zor gözükmektedir. Buna karşın söz konusu bölgedeki nüfus yapısı böyle bir çabayı destekleyecek niteliktedir. Bölge genelinde Araplar ve Türkmenler yaşamaktadır. Halk muhaliflere ve Türkiye ye yakındır, bölgelerinde ne IŞİD ne de YPG nin varlığını istememektedir. Türkiye her iki senaryoda sınırının belli bir kısmını güvence altına almış olacaktır. Bundan sonraki süreçte de ortaya çıkan fırsatları kullanarak tampon bölgeyi doğu ve batıya doğru genişletebilir. Bunun yanı sıra artık sürdürülemez olduğu ifade edilen Suriyeli sığınmacı akımı konusuna da nispeten bir çözüm bulunmuş olacaktır. ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur. ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye de konuk edilmesini kolaylaştırarak, yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten, politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu Etütleri bulunmaktadır. Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir. ORSAM ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr 14