II.Cilt
ULUSLARARASI SEMPOZYUM İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN İNŞASI (19-21 HAZİRAN 2014 ERZURUM) TEBLİĞLER Editör Prof.Dr. Cengiz GÜNDOĞDU Editör Yardımcısı Yrd.Doç.Dr. Muammer CENGİZ Erzurum 2015
İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Ailenin Rolü Üzerine Bediüzzaman dan Bazı Tespitler Dr. İdris GÖRMEZ Akdeniz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanlığı Giriş Günümüz dünyasında insani ve İslami değerlerden uzaklaşmanın zararlarını gören her aklıselim sahibi bunun yeniden inşası ve insanlığa kazandırılması için çalışma yapmaktadır. İnsani değerlerin kazandırılma dönemi ilk çocukluk yaşlarıdır. Bu konuda en büyük sorumluluk da başta ailelere düşmektedir. Konu ile ilgili yapılan uluslararası çalışmalarda bu nazara varılmaktadır. Mesela Tuğrul a (2010) göre Aile, çocukların değerlerinin gelişmesindeki en doğal ve en zengin ortamdır. Değerler, insanların birbirlerinden etkilenerek model aldıkları ve zamanla bunu bir yaşam tarzına dönüştürdükleri yaşam alışkanlıklarıdır. Çocukların bir dünya görüşüne sahip olması değerlerin ta kendisidir. Bu yaşam alışkanlıklarının temelleri de ailede atılır. Bu bağlamda aile, çocukların değerler kültürünün oluşmasındaki en temel bileşendir. Çokçu ya göre (2005); Aile, bir ahlak mektebidir. Ve bu mektep karşılıklı ödevlere sahip insanlar tarafından oluşturulmuş sosyal bir gruptur. Güngör e göre (1995) ise; Ailenin özellikle karakter eğitimi bakımından bütün diğer eğitim kaynaklarından daha büyük önemi vardır. Çocuk kendini hayata intibak ettirici davranışları küçük yaşlarında öğrenir ve bu öğrenmeler kolay sökülüp atılamayacak kadar derin şekilde yerleşir. Bediüzzaman da değerlerin kazandırılacağı yerin en başta aile olduğunu ve bu değerlerin küçük yaşta kazandırılması gerektiğinin önemine Risale-i Nur külliyatında yer vermiş ve çok dikkat çekici tespitlerde bulunmuştur. Araştırmanın amacı Bediüzzaman Said Nursi nin eserlerinde insani değerlerin yeniden inşası hususunda ailenin rolü üzerine hangi tespitlerde bulunduğunu belirlemektir.
İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Ailenin Rolü Üzerine Bediüzzaman dan... Dr. İdris GÖRMEZ Problem cümlesi Bediüzzaman Said Nursi nin eserlerinde insani değerlerin yeniden inşası hususunda ailenin rolü üzerine hangi tespitlerde bulunmuştur? Sınırlılıklar Çalışma; Hanımlar Rehberi, Lem alar, Şualar, Kastamonu Lahikası, Emirdağ Lahikası eserleri (RNK Yayınları); Sözler, Mektubat eserleri (Sozler Neşriyat) ve kazandırılmasında ailenin birinci derece rol oynadığı değerler ile sınırlandırılmıştır. Yöntem Araştırmanın yöntemi Veriler nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemiyle elde edilmiştir. Doküman incelenmesinde dokumana ulaşma, orijinalliğin kontrol edilmesi ve bu eserlerin araştırmacının çalışmasında doğru ve gerekli nitelikleri taşıması hususları önemli görülen özelliklerdir (Yıldırım ve Şimşek, 2000: 149). Bu sebeple Risale-i Nur külliyatının alanında bilinen ve geniş kitlelerce okunan eserler olması, muhteva zenginliği ve aile içinde çocuk eğitimine değer temelinde önem vermesi vb. özellikler taşıdığı göz önünde bulundurularak üzerinde çalışma yapılmasına karar verilmiştir. Külliyattan seçilen eserlerin olabildiğince aynı yayından olmasına ve daha sonra faydalanmak isteyen araştırmacılar için orijinaline en yakın sayfa numarasına sahip olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Araştırmanın evreni ve örneklemi Evren Araştırmanın evrenini Risale-i Nur külliyatı oluşturmaktadır. Örneklem Örneklem seçiminde olasılık temelli örnekleme yöntemleri tercih edilmiştir. Küme örnekleme yoluyla bir eserin bölümlerinin içeriğindeki değerler belirlendikten sonra, aynı değerlerin diğer eserlerde geçme durumu ve derecesi tabak örnekleme yoluyla belirlendi. Külliyattan seçilen eserlerin soru-cevap, mektup ve açıklama tarzında farklı üsluplarla kaleme alınmış olmasına ayrıca dikkat edildi. Veri seti Veri seti Hanımlar Rehberi, Lem alar, Şualar, Kastamonu Lahikası, Emirdağ Lahikası, Sözler ve Mektubat eserlerinin incelenmesiyle elde edilen değerlerden oluşmuştur. 456
ULUSLARARASI SEMPOZYUM İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN İNŞASI Verilerin toplanması Veriler, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yoluyla Hanımlar Rehberi, Lem alar, Şualar, Kastamonu Lahikası, Emirdağ Lahikası, Sözler ve Mektubat adlı eserler incelenerek elde edilmiştir. Eserler tek tek taranarak kazandırılmasında ailenin önemli olduğu değerler belirlenmiştir. Verilerin analizi Elde edilen veriler, içerik analizi yoluyla incelenmiştir. Tümevarımcı bir yol izlenerek değerlerin birbirleri ile olan ilişkileri, birbirlerini tamamlama durumları ve amaçsallık açısından gruplandırılarak 9 tema elde edilmiştir. Her bir temada söz konusu olan değerlerin geçtiği ifadeler doğrudan alıntılanmış ve analiz edilerek temayla bağlantıları vurgulanmıştır. Bulgular ve Yorum Cemiyet hayatını ayakta tutan değerler Bediüzzaman cemiyet hayatının karışıklıklardan ve büyük tehlikelerden kurtulması için eserlerinde insani değerlerin birer esas olarak alınmasının lüzumuna dikkat çekmektedir. Bu hususta: Bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halas olmak için, beş esas lazım ve zaruridir. Birincisi: Merhamet. İkincisi: Hürmet. Üçüncüsü: Emniyet. Dördüncüsü: Haram ve helali bilip haramdan çekilmek. Beşincisi: Serseriliği bırakıp itaat etmek, diyerek konu ile alakadar yetkilileri uyarmaktadır. İnsani değerlerin kazandırılmasında ailenin yeri ve önemi Bediüzzaman insani değerlerin kazandırılacağı en önemli yerin aile olduğuna dikkat çekmekte, aile yuvalarının bir Medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan olmasının luzumuna işaret etmektedir: Haneniz bir küçük Medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan olsun ki bu sünnet tam yerine gelsin. Sünnet-i seniyenin meyvesi olan çocuklar ahirette size şefaatçi olsunlar. Dünyada da iman dersini alıp size hakiki evlat olsunlar. Yoksa bu otuz senede kısmen olduğu gibi, o çocuklara yalnız terbiye-i medeniye verilse, bir cihette o çocuklar dünyada faidesiz ve ahirette davacı olarak Ne için imanımı kurtarmadınız? diyeceklerinden peder ve validelerini mahzun etmek, sünnet-i seniyenin hikmetine münafi olur. 457
İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Ailenin Rolü Üzerine Bediüzzaman dan... Dr. İdris GÖRMEZ Her bir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin, eğer yoksa, yalnız ise, çok alakadar komşularından üç-dört zat birleşsin ve bu hey et bulundukları haneyi küçük bir medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Evlerin bir medrese-i Nuriye, bir mekteb-i irfan olmasını isteyen Bediüzzaman evlerde tatbik edilecek en kısa yolu da genel hatlarıyla şöyle çizmektedir: Şu kısa tarîkın evrâdı, ittibâ-ı sünnettir; ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır. Bediüzzaman evlerde yapılması gereken vazifelere ilaveten, Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakiki talebe-i ulumun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları ifadeleri ile de Kur an ın bu asrın insanlarına imani ve ahlaki değerleri kazandırmada süreklilik arz etmesinde en büyük role sahip olan Risale-i Nur tefsirlerinin günlük okunmasının önemine dikkat çekmektedir. Bediüzzaman ın önerdiği bu hususlar uygulandığı taktirde hem aile içindeki fertler hem de komşular arasındaki iletişim sağlanmış olacaktır. Bu sağlandığı takdirde insanlar yalnızlık sıkıntısından kurtulacak, iletişim bozuklukları belli ölçüde ortadan kalkacak, insanlık yeniden değerlerine kavuşacaktır. Çocuklara insani değerlerin kazandırılmasının zamanı ve yeri Bediüzzaman çocukların küçük yaşta imani değerleri kuvvetli bir şekilde almasının önemine dikkat çekmekte bu imani değerlerin verilmememsi durumunda çucukların değerlere yabanileşeceklerini belirtmektedir: Risale-i Nur un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta masum çocuklardır. Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayr-i Müslim birisinin İslamiyet i kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O hâlde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur. Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile kurtarmadınız? İnsani değerlerin kazandırılmasında annenin rolü Bediüzzaman a göre insani değerlerin kazanılmasında en birinci hoca en tesirli öğretmen onun annesidir: 458
ULUSLARARASI SEMPOZYUM İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN İNŞASI Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Bu münasebetle, ben kendi şahsımda kati ve daima hissettiğim bu manayı beyan ediyorum: Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım hâlde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinatını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum. Ezcümle: Meslek ve meşrebimin dört esasından en mühimi olan şefkat etmek ve Risale-i Nur un da en büyük hakikati olan acımak ve merhamet etmeyi, o validemin şefkatli fiil ve hâlinden ve o manevi derslerinden aldığımı yakinen görüyorum. Ailede değerlerin yaşanmasında ahirete imanın rolü Bediüzzaman ahiret inancının aile içinde hürmet ve merhamet gibi değerlerin yaşanmasındaki tesirine dikkat çekmekte ve şöyle demektedir: Nev i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zenberek ve dünyevi saadet için bir Cennet, bir melce, bir tahassüngah ise; aile hayatıdır. Ve herkesin hanesi, küçük bir dünyasıdır. Ve o hane ve aile hayatının hayatı ve saadeti ise; samimi ve ciddi ve vefadarane hürmet ve hakiki ve şefkatli ve fedakârane merhamet ile olabilir. Ve bu hakiki hürmet ve samimi merhamet ise; ebedi bir arkadaşlık ve daimi bir refakat ve sermedi bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hudutsuz bir hayatta birbiriyle pederane, ferzendane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle, akidesiyle olabilir. Meselâ der: Bu haremim, ebedi bir alemde, ebedi bir hayatta daimi bir refika-i hayatımdır. Şimdilik ihtiyar ve çirkin olmuş ise de zararı yok. Çünkü; ebedi bir güzelliği var gelecek. Ve böyle daimi arkadaşlığın hatırı için herbir fedakarlığı ve merhameti yaparım. diyerek o ihtiyare karısına, güzel bir huri gibi muhabbetle, şefkatle, merhametle mukabele edebilir. Yoksa kısacık bir-iki saat suri bir refakatten sonra ebedi bir firak ve müfarakate uğrayan arkadaşlık; elbette gayet suri ve muvakkat ve esassız, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasında ve bir mecazi merhamet ve suni bir hürmet verebilir. Ve hayvanatta olduğu gibi başka menfaatler ve sâir galib hisler, o hürmet ve merhameti mağlup edip o dünya cennetini cehenneme çevirir. Hem her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir Cenneti dahi kendi hanesidir. Eğer iman-ı ahiret o hanenin saadetinde hükmetmezse, o aile efradı, herbiri şefkat ve muhabbet ve alakadarlığı derecesinde elim endişeler ve azablar çeker. O cenneti, cehenneme döner. Veyahut muvakkat eğlenceler ve sefahetlerle aklını tenvim edip uyutur. Deve kuşu gibi avcıyı görür; kaçamıyor, uçamıyor. Başını kuma sokar, ta görünmesin. Başını gaflete 459
İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Ailenin Rolü Üzerine Bediüzzaman dan... Dr. İdris GÖRMEZ sokar, ta ölüm ve zeval ve firak onu görmesin. Divanece, muvakkat ibtal-i his nevinden bir çare bulur. Çünkü; meselâ; valide ruhunu feda ettiği evlâdını daima tehlikelere maruz gördükçe titrer. Ve pederini ve kardeşini eksik olmayan belalardan kurtaramayan evlatlar, daim bir keder, bir korkaklık hisseder. Buna kıyasen, bu dağdağalı kararsız hayatı dünyeviyede o mesut zannedilen aile hayatı çok cihetlerle saadetini kaybeder ve kısacık bir hayattaki münasebet ve karabet dahi, hakiki sadakatı ve samimi ihlası ve garazsız bir hizmeti ve muhabbeti vermez. Ahlak o nisbette küçülür, belki sukut eder. Eğer ahirete iman o haneye girse, birden ışıklandıracak, ortalarındaki münasebet ve şefkat ve karabet ve muhabbet kısacık bir zaman ölçüsüyle değil, belki dar-ı ahirette saadet-i ebediyede dahi o münasebetlerin devamı ölçüsüyle samimi hürmet eder, sever, şefkat eder, sadakat eder, kusurlarına bakmaz gibi ahlak yükseklenir. Hakiki insaniyet saadeti o hanede başlar inkişafa. Her bir şehir her bir memleket geniş ve büyük bir aile gibidir Bediüzzaman aile tasnifini yaparken bildiğimiz anne baba ve çocuklardan ibaret olan aileden farklı olarak her bir şehri, her bir memleketi geniş ve büyük bir haneye, millî bir aileye benzetmektedir. Bu büyük ailenin huzur ve saadetinin de yalnız ve yalnız iman ve insani değerlerin, güzel ahlakın esaslarının o aile fertlerine hâkim olması ile mümkün olabileceğini ifade etmektedir: Hem her bir şehir kendi ahalisine geniş bir hanedir. Eğer iman-ı ahiret o büyük aile efradında hükmetmezse; güzel ahlakın esasları olan ihlas, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakarlık, rıza-yı İlahi, sevab-ı uhrevi yerine garaz, menfaat, sahtekarlık, hodgamlık, tasannu; riya, rüşvet, aldatmak gibi hâller meydan alır. Zahiri asayiş ve insaniyet altında, anarşistlik ve vahşet manaları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Çocuklar haylazlığa, gençler sarhoşluğa; kaviler zulme, ihtiyarlar ağlamağa başlarlar. Buna kıyasen, memleket dahi bir hânedir ve vatan dahi bir millî ailenin hânesidir. Eğer iman-ı ahiret bu geniş hanelerde hükmetse, birden samimi hürmet ve ciddi merhamet ve rüşvetsiz muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaşeret ve riyâsız ihsan ve fazilet ve enaniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta inkişafa başlarlar. Çocuklara der: Cennet var, haylazlığı bırak. Kur an dersiyle temkin verir. Gençlere der: Cehennem var, sarhoşluğu bırak. Aklı başlarına getirir. Zalime der: Şiddetli azab var, tokat yiyeceksin. Adalete başını eğdirir. İhtiyarlara der: Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimi bir uhrevi saadet ve taze, baki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmağa çalış. Ağlamasını gülmeye çevirir. Bunlara kıyasen cüz i ve külli herbir taifede hüsnü tesirini gösterir, ışıklandırır. Nevi beşerin hayatı içtimaiyesiyle alâkadar olan içtimaiyyun ve ahlakiyyunların kulakları çınlasın! İşte iman-ı ahiretin binler faidelerinden işaret ettiğimiz beş-altı numunelerine sairleri kıyas edilse kat i anlaşılır ki; iki cihanın ve iki hayatın medarı saadeti yalnız imandır. 460
ULUSLARARASI SEMPOZYUM İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN İNŞASI İnsani değerlerden uzaklaşmanın en önemli sebebi Bediüzzaman insani değerlerden uzaklaşmanın en önemli sebebini Kur an da belirtilen İslami terbiye yerine Kur an a dayanmayan dalalet ve sefahati yani dinsizliği ve ahlaksızlığı yaymaya çalışan mimsiz medeniyetin verdiği felsefi terbiyenin hâkim olmasına bağlamaktadır: Hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur aniyyenin hayat-ı içtimaiyye-i beşeriyyeye verdiği terbiyeler: Amma hikmet-i felsefe ise; hayat-ı içtimaiyyede nokta-i istinadı, Kuvvet kabul eder. Hedefi, menfaat bilir. Düstur-u hayatı, Cidal tanır. Cemaatlerin rabıtasını, Unsuriyyet, menfi milliyeti tutar. Semeratı ise, Hevesat-ı nefsaniyyeyi tatmin ve hacat-ı beşeriyyeyi tezyid dir. Halbuki: Kuvvetin şe ni, Tecavüz dür. Menfaatın şe ni, her arzuya kafi gelmediğinden üstünde Boğuşmak tır. Düstur-u cidalin şe ni, Çarpışmak tır. Unsuriyyetin şe ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan tecavüz dür... İşte bu hikmettendir ki beşerin saadeti selb olmuştur. Amma hikmet-i Kur aniyye ise; nokta-i istinadı, kuvvete bedel Hakk ı kabûl eder. Gayede menfaate bedel, Fazilet ve Rıza-yı İlâhi yi kabul eder. Hayatta düstur-u cidal yerine, Düstur-u teavün ü esas tutar. Cemaatlerin rabıtalarında unsuriyyet, milliyet yerine Rabıta-i dini ve sınıfi ve vatani kabûl eder. Gayatı hevesat-ı nefsaniyyenin tecavüzatına sed çekip, ruhu maaliyata teşvik ve hissiyyat-ı ulviyyesini tatmin eder ve insanı kemalat-ı insaniyyeye sevk edip insan eder. Hakkın şe ni, İttifak tır. Faziletin şe ni, Tenasüt tür. Düstur-u teavünün şe ni, Birbirinin imdadına yetişmek tir. Dinin şe ni, Uhuvvet tir, İncizap tır. Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemalata kamçılamakla serbest bırakmanın şe ni, Saadet-i Dareyn dir. Bediüzzaman insanlığın huzur ve saadetine sebep olan kuran medeniyetinin prensiplerini de beş maddede özetlemiştir: 1. İnsanlık için dayanak noktası olarak kuvvet yerine hakkı kabul eder. Yani kuvvetli olan haklı değil, haklı olan kuvvetlidir prensibini esas alır bu da insanların birleşmesini ve uyuşmasını sağlar. 2. Gayede şahsi menfaat yerine fazileti, başkalarına iyilik yapmayı, yaptığı işte Allah razısını esas alır. Bu da insanlar arasında tesanüdü (yardımlaşma ve dayanışmayı) sağlar. 3. Hayatta mücadele yerine yardımlaşmayı kabul eder. Bu da insanları birbirinin yardımına ve imdadına yetişmek için çalışmaya sevk eder. 461
İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Ailenin Rolü Üzerine Bediüzzaman dan... Dr. İdris GÖRMEZ 4. Cemaatlerin rabıtalarında; yani birbirlerine bağlanmalarında ırkçılık manasına gelen unsuriyet, menfi milliyet yerine, din birliğini, vatan ve sınıf birliğini kabul eder. Bu da cemiyet arasında uhuvvete (kardeşliğe), incizaba (birleşmeye, yaklaşmaya) vesile olur. 5.Hayatının hedefini, nefsani isteklerini yerine getirmeye bedel ruhunu yükseltmeye, ulvi hislerini tatmin etmeye, insanı hakiki insanlığa çıkaran yüksek ahlak sahibi mükemmel insan olmaya sevk eder. Bu da nefsin kötü isteklerinin bağlanmasına, ruhun yükseltilmesine ve dünyada da ahirette de huzurlu mesut bir insan olmasını sağlar. İnsani değerlerin kazandırılmasında model insan Bediüzzaman a göre model çok önemlidir. İnsani değerlerin kazandırılmasında en önemli model olarak Kur an ahlakını ve Hz Muhammed i (asv.) göstermektedir: Cenab-ı Hak Kur an-ı Hakimde ferman eder. Rivayat-ı sahiha ile Hazreti Aişe-i Sıddıka (ra.) gibi Sahabe-i güzin, Hazreti Peygamber aleyhissalatü vesselamı tarif ettikleri zaman, diye tarif ediyorlardı. Yani Kur an ın beyan ettiği mehasin-i ahlakın misali, Muhammed aleyhissalatü vesselamdır. Ve o mehasini en ziyade imtisal eden ve fıtraten o mehasin üstünde yaratılan odur. İşte böyle bir zatın efal, ahval, akval ve harekâtının herbirisi nevi beşere birer model hükmüne geçmeye layık iken, ona imân eden ve ümmetinden olan gafillerin (Sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tağyir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduğunu divaneler de anlar. Sonuç Tüm fertlerin maneviyatı, saadeti ve mutluluğu toplumun huzur ve sükûnunun temini için Bediüzzaman ın tavsiyelerini şöyle ifade edebiliriz: 1. Cemiyet hayatını ayakta tutan değerler merhamet, hürmet, emniyet, haram ve helali bilip haramdan kaçınmak, serseriliği bırakıp itaat etmektir. 2. İnsani değerlerin kazandırılacağı yerlerin en önemlisi ailedir ve her evin bir mektep, bir medrese, insani değerlerin yaşanarak gösterildiği bir okul gibi olması gerekir. 3. İnsani değerlerin çocuklara kazandırılmasında en önemli öğretici, en tesirli hoca annelerdir. Küçük yaşta imani ve insani değerler çocuklara verilemezse sonradan bu değerlerin kazanılması çok zordur. Onun için evlerde çocuklara kuvvetli iman ve ahlak derslerini aşılayan Risale-i Nur eserlerini okutulmalıdır. 462
ULUSLARARASI SEMPOZYUM İNSANİ DEĞERLERİN YENİDEN İNŞASI 4. Bütün bir vatan sathı büyük, geniş, millî bir ailenin yaşadığı hanedir. Ailenin huzur ve saadeti de ahiret imanına bağlı olan insani değerlerin yaşanmasıyla mümkündür. 5. İnsani değerlerin kalıcı davranış olarak devamlılığı için iman hakikatleriyle ilgili ömür boyu günlük okuma veya dinleme alışkanlığının kazanılması gereklidir. 6. İnsani değerlerden uzaklaşmanın yegâne sebebi İslami terbiyenin yerini, dinden uzaklaşan medeni terbiyenin almadır. 7. Kur an da üsve-i hasen olarak tavsif edilen Hz. Muhammed in söz, fiil ve takrirlerinin, insanlığa en güzel örnek olduğunu unutulmamalıdır. KAYNAKÇA Belma Tuğrul, B. (2010). Türkiye de Aile Değerleri Araştırması. Uluslararası Antalya Değerler Eğitimi Sempozyumu, Antalya. Nursi, S. (2005). Emirdağ Lahikası. İstanbul: RNK Yayınları. Nursi, S. (2010). Sözler. İstanbul: Sözler Neşriyat. Nursi, S. (2011). Mektubat. İstanbul: Sözler Neşriyat. Nursi, S. (2012). Hanımlar Rehberi. İstanbul: RNK Yayınları. Nursi, S. (2012). Kastamonu Lahikası. İstanbul: RNK Yayınları. Nursi, S. (2013). Lem alar. İstanbul: RNK Yayınları. Nursi, S. (2013). Şualar. İstanbul: RNK Yayınları. 463