Sonradan, Kur'an da 'LÂFZULLAH' ın tevâfukundan çıkan bir lem'a-i i câzı gösteren yaldız ile bir Kur'an yazdırıldı.

Benzer belgeler
Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Soru : Ebced hesabının, hurufçuluk (hürûfîlik) ile bir irtibatı yok mudur?

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Birinci İtiraz: Cevap:

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Üstad Bediüzzaman Said Nursî nin gözüyle Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

Kur'an ve Anlam. Yazarlar Mürsel Ethem Yusuf Topyay Mehmet Akın. Editörler İsmet Eşmeli Mehmet Akın ISBN:

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

BEDİÜZZAMAN IN TABİATÇILARA KARŞI MÜDAFAA STRATEJİSİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz?

Başta bu hadis-i kudsinin kaynağını vereceğiz. Ayrıca bu hadis-i kudsinin manası ve hakikatını vereceğiz. "Levlâke" hadîsinin kaynakları şudur:

"Vesvese" ile "korku" aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?..

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Asr-ı Saadette İçtihat

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

SURE VE İÇİNDEKİ KADEMELİ 132 NUN HARFİ

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

ORTA BOY MEAL-MUSHAF SADECE E MEAL ORTA BOY SADECE MEAL

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Çocuklar Için Pedagojik Karne - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

Cehennemin dibine düşen taş

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Hak Teala (cc) itiraz edenlere Hud Suresinde şu kelimelerle cevap vermiştir:

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

VAHYĐN ÇEŞĐTLERĐ VE KUR AN-I KERĐM Muhammed b. Tavît et-tancî Terc.: Hüseyin Atay

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri değildir?

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Yirmi Altıncı Söz'de geçen, "Ezel; mazi, hâl ve istikbali birden tutar, yüksekten bakar bir âyine misâldir." cümlesini izah eder misiniz?

İkili Simetrik Kitap ❸

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

Kur an ın Özellikleri

"Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin." (Âli İmran, 31)

KUR AN NEDİR? Kur an Dosdoğru Yola İleticidir

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir? Dinin Çeşitleri İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

2- Bu kitapta hiç şüphe yoktur, Allah'tan korkanlar için yol göstericidir.

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Transkript:

Sorularlarisale.com Üstad eserlerinde, Kur an ın lafızları, kelimeleri ve harflerinin yazılışı ve dizilişinin dahi mucize olduğunu ifade etmiş. Ancak bazı insanlar bu yaklaşımın gereksiz ve hatta uydurma olduğunu iddia etmektedirler. Bu konuyu izah eder misiniz? İtiraz Edilen Kısım: (...) lâfzullah üzerinde vâki tevafukatın göze çarpacak ve nazarı celbedecek şekle ifrağ edilmesi ve bazı kelimelerde görünen manidar tevafukatın güzellikleriyle meydana çıkarılması hakkında vâki Üstadımın fikirlerine haddim olmayarak yine Üstadımdan aldığım kuvvet ve cesaret ile iştirak ediyorum. (Husrev)(1) Sevgili Üstadım... Bu hafta hatt-ı destinizle pek çok zahmet çekerek, bin müşkilât içerisinde yazdığınız bütün Kur'an daki bütün tevâfukatı gösterir bir nükteyi daha aldım. (Husrev)(2) Lâfza-i Celâl ve lâfz-ı Rab tevâfukatı ile kelime tevâfukatını muhafaza etmek suretiyle, bir Kur ân-ı Kerîm yazılmasını emir buyurduğunuz vakit, pek büyük bir sevinçle kaleme sarılmıştım. (Husrev)(3) Sonradan, Kur'an da 'LÂFZULLAH' ın tevâfukundan çıkan bir lem'a-i i câzı gösteren yaldız ile bir Kur'an yazdırıldı. Mu cizatlı Kur'an ımızı hafızlara okutmak ve onların bazı sehivleri bulmak münasebetiyle onlara yazdığım bir mektubun suretini buna merbut olarak size de gönderiyorum. Bütün bu hâlât yüksekte duran Mu cizatlı Kur'an-ı Azîmüşşan ile beraber (...) (4) Tevafuklu Kur'ânımız -mümkünse- fotoğraf matbaasiyle tâbedilsin ki, tevafuktaki lem'a-i i caziyye görünsün. İddia: page 1 / 12

"Mucizeli Kur'an" tabiri, "renkli göz" tabirine benzemektedir. Türklerin birçoğu, siyah ve kahverengi gözlü insanlara aşina olduğundan; mavi, yeşil ya da elâ gözlü biri için "gözleri renkli" der. Hâlbuki, kahverengi ve siyah da birer renktir. Bu yanlışa, kanıksamanın neden olduğu açıktır. Renksiz göz olmadığı gibi, diğer Mushaflardan farklı, mucizeli bir Kur'an da olamaz. Çünkü, Kur'an ın bizzat kendisi mucizedir. "Mucizeli Kur'an" yazdıklarını iddia edenler, ya Kur'an ın icaz yönünü bilmiyorlar ya da bunu bilmelerine rağmen gözleriyle açıkça görecekleri bir mucize daha istiyorlar demektir. Niyetleri farklı olsa da bunlar bir yönden, peygamberlerin gösterdikleri mucizelerin yanı sıra elleriyle dokunabilecekleri, gözleriyle görebilecekleri... ek mucizeler isteyen müşriklere benzemektedirler. İtiraz ve İddiaya Cevap: - Mucizeli Kur an tabiri, yeni keşfedilen Kur an ın göze hitap eden bir i caz parıltısını açıkça yansıtan Mushaf ın fizikî yapısına yönelik bir ifadedir. Bunu anlamaya yanaşmayan kimse, ancak art niyetli bir cahil olabilir. - Efendimizin (a.s.m) başta inşikak-ı kamer, Bedir savaşında bir avuç çakılı yüzlerce düşmanın gözüne girecek şekilde düşmanın ordusuna atıp onları hezimete sevk etmesi gibi, bir çok peygamberin göze hitap eden hissi mucizeleri bizzat Kur an da söz konusu edilmektedir. Bu açık gerçeğe rağmen; "Mucizeli Kur'an" yazdıklarını iddia edenler, ya Kur'an ın icaz yönünü bilmiyorlar ya da bunu bilmelerine rağmen gözleriyle açıkça görecekleri bir mucize daha istiyorlar demektir. Niyetleri farklı olsa da bunlar bir yönden, peygamberlerin gösterdikleri mucizelerin yanı sıra elleriyle dokunabilecekleri, gözleriyle görebilecekleri... ek mucizeler isteyen müşriklere benzemektedirler... değerlendirmesinde bulunanlar, ön yargı fanatiğinin kurbanıdırlar. - Mucizeli Kur an da yer alan kelime tevafuklarının ilk etapta göze hitap etmesini sağlaması için öngörülen bir rengi mucizenin kendisiymiş gibi algılamaları, mucizenin kendisi ile, mucizeye dikkat çeken sinyalin rengini fark etmemek, manevî renk körlüğüne sahip olduklarını göstermektedir. Aslında atın kişnemesini bülbülün sesi ile karıştıran bu gibi insanların sözlerine, verilecek en güzel cevap sükuttur. İddia: "Tevafuklu-mucizeli" olduğu iddia edilen bu Kur'an, nasıl bir Kur'an dır? Diğer Mushaflardan ne farkı vardır ki, böyle vasıflandırılmıştır? Türk veya Arap baskısı, mucize ve tevafuk endişesi olmadan yazılmış normal bir Mushafın aynı sayfaları incelendiğinde tevafukların tutmadığı, belirtilen kelimelerin aynı sütunlarda yer almadığı görülecektir. İki Mushafı kıyaslayan; kelimeleri kaydırmak, harf ve kelime aralıklarını daraltmak ya da genişletmek suretiyle tevafukların düzüldüğünü hemen fark edecektir. page 2 / 12

İddiaya Cevap: Mucizeli Kur an ın sayfaları, satırları, diğer Mushaflarınkinin aynısıdır. Eğer, aynı satırda, bir kelimenin diğerine tevafuku varsa, bu Kur an da tevafukun matlup olduğunu gösterir. Çünkü, Kur an Allah ın sonsuz ilmini yansıtan bir kitap olduğu için, içinde kör tesadüfe yer yoktur. O halde, tevafuka girmeyen kelimelerin ya başka bir çizgide, başka bir sahnede aldıkları roller vardır veya hattatın dikkatsizliği yüzünden yerleri kaymış ve tevafuk kaybolmuştur. İddia: Bir meseleye daha değinmek istiyoruz: Bu iddiayı ileri sürenler, "hükmü ve tilâveti mensuh" ayetlerle "hükmü baki, tilâveti mensuh" ayetlerin levh-i mahfuzda olmadığı yolundaki bir savın da zımnen sahibi olacaklardır. İddiaya Cevap: - En son araştırmalar gösteriyor ki, bütün Kur an da neshedilen ayetlerin sayısı, bir elin parmağı kadardır. Ve bunlar da bellidir. Bunların hiç birisi, "hükmü ve tilâveti mensuh" veya "hükmü baki, tilâveti mensuh" ayetler de değildir. Dolayısıyla, öne sürülen hipotezin yeri bu kişilerin fanatik kafalarının dışında hiçbir hakikat sahnesinde gün yüzünü görmez. Kaldı ki, Bediüzzaman tam tevafuk ediyor demiyor. Tevafuka yakın diyor. Yukarıdaki iddiayı doğru kabul etsek bile, tevafuka bir zarar vermiyor. İddia: Yani, asıl olan Kur'an ın yazısı değil; sözüdür, okunuşudur. Velhâsıl, yüce Kur'an Nur Risalelerinde iddia edilenin aksine hat (yazı) yönünden değil, bilâkis nazm ve mana yönünden ilâhîdir. İddaya Cevap: - Nazm ve mana denildiğine göre, nazmın mananın dışında başka bir şey olması gerekir. Acaba, bu nazım, kelimelerin diziminden ibaret olan ifade tarzından başka bir şey midir? O halde, Kur an ın biri nazm-ı manîa, diğeri nazm-ı mebanî (lafızların örgüsü) olmak üzere iki kısım nazmı vardır. Nazm-ı maaninin mucizelik yönü (belagat vs. gibi) olduğuna göre, onun nazm-ı mebanî cihetiyle de -tevafuklar penceresinden- mucize olmasını neye dayanarak kabul etmiyor bu adamlar! Dipnotlar: (1) bk. Barla Lahikası, 82. Mektup (Hüsrev'in Fıkrasıdır.) (2) bk. age., (113. Mektup) page 3 / 12

(3) bk. age., (232. Mektup) (4) bk. Kastamonu Lahikası, (171. Mektup) * * * Mucizeli Kur an la alakalı olarak, daha önce yapmış olduğum bir çalışmayı da bu vesile ile istifadenize sunuyorum." TEVAFUKLU KUR AN ÜZERİNE Tevafuklu Kur an; -zihinlerde yer etmiş tanımıyla- Kur an ın aynı veya değişik sayfalarında birbirlerine denk düşen benzer kelimelerin -bu denkliği göstermek içinbaşka bir renkte yazılarak gözler önüne serilmesi anlamına gelir. Böyle yazılmış bir Mushaf ın tek farklı özelliği, söz konusu benzer kelimelerin değişik bir renkte yazılmasıdır. Böyle bir işlemin dinî/fıkhî açıdan bir mahzur teşkil edip etmediğini tespit etmek şüphesiz çok önemlidir. Biz de bu yazımızda bu konunun açığa kavuşması hususunda bir katkı yapmayı düşünmekteyiz. Konuyu küçük başlıklar altında incelemeyi uygun görmekteyiz: Tevafuklu Kur an ın Dindeki Yeri Kur an ın bu tevafukları, özellikle belli bir ölçüye göre yazılan ve ilk defa Hafız Osman tarafından yazıldığı söylenen Mushaflarda görülmektedir. Bu sebeple, önce Mushafların belli bir ölçüye göre yazılmasının bir anlam ifade edip etmediğini görmekte fayda vardır. Mushaf ın Ölçüsü Kur an da, Kur an ın kitap unvanıyla okunacak bir kitap olduğuna, suhuf unvanıyla da onun Mushaf halinde yazılacağına işaret edilmiştir. -Deniliyor ki, Mushaf ın belli bir ölçüye göre yazılmasını emreden herhangi bir nass/ayet-hadis yoktur. O halde, bu günkü Mushaflarda aranan tevafukun bir değeri de yoktur. Bunun cevabı gayet basittir: Mushaf ın belli bir ölçüye göre yazılmasını emreden bir ayet veya hadisin olmadığı doğrudur. Fakat, böyle bir ölçünün olmayacağını gösteren bir ayet veya hadisin olmadığı da doğrudur. Açıkça yasaklanmayan bir işin cevazına hükmetmek, fıkhî bir kuraldır. Bir diğer doğru daha vardır ki, o da ölçünün her zaman ölçüsüzlükten daha iyi olduğu gerçeğidir. Bunu birkaç madde halinde arz edecek ve bu ölçüyü teşvik eden bazı emarelere işaret edeceğiz. - İslam da ölçülü olmak, ölçüye göre hareket etmek en önemli kriterlerden biridir. Rahman suresinde dört defa vurgulanan mizan/vezin kelimesi, ölçünün Allah nezdindeki değerini göstermektedir. page 4 / 12

Şu kesindir ki, Biz resullerimizi apaçık delillerle gönderdik. Ve insanların adaleti gerçekleştirmeleri için, resullerle beraber kitap ve mizanı/ölçüyü indirdik. (Hadid, 57/25) mealindeki ayette kitapla birlikte ölçü de zikredilmiştir. Ölçüyü bu kadar önemseyen bir kitap, kendi mücevher sandukçası hükmünde olan Mushaf ını ölçüsüz bırakır mı? -Yüce Allah, Hakîm isminin bir cilvesini ve hikmetinin güzelliğini vurgulamak üzere şöyle buyuruyor: Bir de o dağları görür, donuk ve hareketsiz sanırsın; Oysa onlar bulutların yürüdüğü gibi yürümektedirler. İşte bu, her şeyi muhkem/sapasağlam ve mükemmel yapan Allah ın sanatıdır. Muhakkak ki o, sizin yaptığınız her şeyden haberdardır(ona göre düşünün ve siz de işlerinizi sağlam yapın) (Neml, 27/88). Bu son cümle âdeta Allah her şeyi en mükemmel yapıyor ve sizin de -gücünüz nispetinde- yaptığınız şeyleri sağlam yapmanızı istiyor. şeklinde bir uyarıda bulunuyor ve insanları da yaptıklarını sağlam yapmaya teşvik ediyor. Bu manayı teyit eden bir hadis-i şerifin meali şöyledir. Hz. Aişe anlatıyor: Resulüllah şöyle buyurdu: Muhakkak ki Allah sizden birinizin bir iş yaptığında onu sağlam yapmasından hoşlanır/onu mükemmel bir şekilde yapmasını ister. (bk. Taberanî, elevsat, Ahmed maddesi, 2/408-şamile). Sağlamlık, güzellik ancak bir ölçüye göre olur. Ölçünün olmadığı yerde, ne sağlamlıktan ne de güzellikten söz edilebilir. - Kudret sıfatından gelen kâinat kitabının gök sayfalarını yıldızlarla süsleyen Allah, kelam sıfatından gelen Kur an semasının sayfalarını da benzer kelime ve cümle yıldızlarıyla/tevafuklarla süslemesi, kâinat çapında parlayan hikmetinin bir yansıması olarak görülmelidir. - Değişik gıda ve meyveleri -göze de hitap etsin diye- Cemil, Müzeyyin gibi güzelliği isteyen isimlerin bir tecellisi olarak süslü ambalajlarda takdim eden Allah ın, ruhun gıdası, kalbin ziyası, aklın meyvesi olan Kur an ın mesajlarını -göze de hitap edecek şekilde- süslü tevafukların nakışlarında sunmasını da aynı isimlerin bir gereği olarak algılamak gerekir. - Özellikle, Bedi, Beyan ve Fesahat unsularından meydana gelen belagatıyla bütün cihana semavî kimliğini ispat eden Kur an-ı Mucizu l-beyan ın Bedi isminin bir tecellisi olarak, tevafuklarla müstehsanet-ı lafziyenin bir diğer versiyonu olan -benzer kelimeleri yüzleştiren- harika nakışlar dokuyup göstermesi kadar tabii bir şey olamaz. - Bir rivayete göre, Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur: Allah cemildir, cemali sever. (Mecmau z-zevaid, 5/132,133). page 5 / 12

Bu hadisten, Kâinattaki güzelliklerin Allah ın isimlerinin bir gereği olduğunu anlayabiliriz. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, Kur an daki musiki -şiirselkafiyeleriyle insanların kulağına -i caz derecesinde- semavî bir nağme dinlettirdiği gibi, benzer kelime ve cümleler penceresinden -bir diğer i caz parıltısı olarakonların gözüne semavî bir tevafuk nakşını göstermesi, onun cemal sıfatlarının bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. - Bu açıklamalar ışığında -ve yukarıda da arz edildiği üzere-, Mushaf ın belli bir ölçüye göre düzenlenmesi, en uygun bir yoldur. Ve bu ölçünün belirlenmesinde Kur an ı referans almak, onun bazı işaretlerinden istifade etmek, en ilmî, en makul bir yol ve Kur an sahibinin rızasına en uygun bir davranış olacaktır. Şunu unutmayalım ki, Her eski, her yeniden daha güzel değildir. Bunun aksi de doğrudur. Kur an ın ilk toplanması sırasında Hz. Ebu Bekir in, önce Hz. Ömer in, Kur an ı derleme teklifine sıcak bakmaması ve daha sonra bunu kabul etmesi, yine Hz. Zeyd b. Sabit in ilk defa karşılaştığı Hz. Ebu Bekir in aynı teklifine tereddütle bakması ve daha sonra gönlünün buna açılıp yatışması olayı da gösteriyor ki, ilk yapılan bazı şeylere gösterilen tepkiler her zaman haklı değildir. Bu gibi tepkilerin olması, Müslümanların Kur an a olan saygılarından ötürü olduğunda şüphe yoktur. Ancak, zararsız ve faydası olduğu tebeyyün ettikten sonra, eskide ısrar etmenin bir manası da yoktur. O halde daha önce yoktu diye, her yönüyle güzelliği ve mükemmelliği ortada olan Kur an ın bu ölçüsünü Allah ın bir ilhamı olarak değerlendirmek mümkündür. - Evet, Hafız Osman hattıyla yazılan Kur'an'ın -sayfa muhtevası gibi-, sayfa düzeni ve sayfa adedi de onun kendisinden çıkmıştır. Çünkü Kur'an'ın Müdayene Ayeti sayfa ölçüsü olduğu gibi, Kevser Suresi de satırların ölçüsüdür. Bu ölçüler içerisinde yazılan Mushaflarda görülen tevafuklar da şüphesiz Kur'an'ın kendisinden kaynaklandığı için, bir ilim, bir irade ve bir kast eseri olup, i'cazın parıltılarını gösterecektir. Bütün Kur an da bir tek ayetin böyle altı bin küsur ayetten farklı bir uzunlukta olmasının elbette bir hikmeti vardır. Çünkü, Kur an da kör tesadüflere yer yoktur. Bu hikmetlerden en açık olarak görünen ve bilineni ise, onun Mushaflardaki sayfalar için bir ölçü birimi olmasıdır. -Kevser Suresi nin bir satır olarak gelmesi de aynı hikmete paralel olarak sayfaların satırları için bir ölçü birimi görünümündedir. Kalem Suresi nin başında yer alan Nun, Kalem ve kalem erbabının satırlara dizdikleri ve dizecekleri şeyler hakkı için; sen Rabbinin lütfuyla, deli değilsin. mealindeki ayette geçen kalem ve satırlardan maksat meleklerin yazdıkları, kader kalemi ve Levh-i Mahfuz yanında, Kur an ı yazan kalemler olarak da tefsir edilmiştir. Nitekim, Tabiin imamlarından Mücahid e göre, ayetteki kalemden maksat, page 6 / 12

kendisiyle Kur an yazılan kalem, satırlar halinde yazılan şey ise, Kur an dır.(bk. Taberî, ilgili ayetin tefsiri). İlk vahiy olarak inen Alak Suresi nde geçen Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretendir. (Alak, 96/3-5) mealindeki ayetlerde bildiğimiz kalem ve yazıdan söz edilmiş ve Allah ın büyük bir ikram ve ihsanı olarak gösterilmiştir. İlk vahiydeki bu kalem ve yazı, ikinci vahiy olan Kalem Suresi ndeki kalem ve satırların/yazının da bildiğimiz kalem, satır ve yazı olduğunu göstermektedir. Ayetin ayrıca kader kalemi ve melek yazılarına da bakması bu manayı ortadan kaldırmaz. Madem, Kur an da kalem, yazı ve satırlardan övgüyle söz edilmiş, şüphesiz bunların başında Kur an ı yazan kalemler, kalem erbabı ve Kur an satırları gelir. Öyle anlaşılıyor ki, bu satırların Kur an için birim ölçüsü olarak kullanılması Kur an ın işarî teşvikleri arasındadır. Kevser Suresi de, bu anlamda bir satır ölçüsü görünümündedir. - Bütün bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Mushafların belli bir ölçüye göre düzenlenmesi en uygun bir yoldur. Ve bu ölçünün ise bizzat Kur an ın kendisinden çıkan bir hüviyete sahip olması ise, onu en makul ve en değerli bir konuma götürür. Demek ki, ölçüsünü Kur an dan alan Mushaf ın içinde ne kadar tevafuklar varsa, hepsi de Kur an ın semavî kimliğinin pekişmesine yardım eden birer i caz parıltılarıdır. Tevafuk un Önemi: Tevafukun anlamı: İki veya daha çok şeyin birbirine uygun ve muvafık olmasıdır. Bir rast gelme hâlidir. Tesadüf ile tevafuk arasında şöyle bir fark gözetilmektedir: Tesadüf, bilinçsiz bir rastlantı olmasına karşılık, tevafuk bir kast ve bir iradenin neticesi olarak şuurlu bir rastlantıyı gösterir. Kur'an'daki tevafuklar ise, Allah'ın sonsuz ilmini gösteren, bir münasebet zinciri içerisindeki denk düşme, şuurlu bir rastlantı ve iradeye bağlı olduğunu gösteren bir gerçekler silsilesidir. Kur'an'daki tevafukların pek çok çeşitleri vardır. Bazı âlimler on adetten fazla çeşitlerinin olduğunu söylemişlerdir.(bk. B. Said Nursi, Zülfikar- Osmanlıca- s.548). Genel olarak tevafukları, lafzî ve mânevî olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Kullanılan kelimelerin, âyetin genel kapsamına uygun bir anlam ifade etmesi; ifadede yer alan harflerin, âyetin asıl maksadına uygun seçilmesi; âyet veya sûre numaralarının mânâya uygun hakikatlere işaret etmesi; âyet, kelime ve harflerin tekrar sayıları ile, mânâları arasında bir münasebetin bulunması, aynı veya ayrı sahifelerin içerisinde yer alan "Allah" lafza-i celâl gibi, ilk göze çarpan önemli kelimelerin birbirine bakması, yine bir âyet, bir cümle veya bir kelimenin anlamı ile ebcet değerinin birbirine uygunluk göstermesi gibi tevafukun birçok çeşitlerini saymak mümkündür. - Konuyla ilgili Bediüzzaman ın aşağıdaki görüşleri de dikkate değer: page 7 / 12

Eşya arasındaki tevafuk, Saniin / (sanatkârın-yaratıcının) vahid ve Ahad olduğunu gösterir. (bk. Mesnevî, s. 189). Tevafukat ise ittifaka işarettir, ittifak ise ittihada emaredir, vahdete alamettir; vahdet ise tevhidi gösterir; tevhit ise Kur an ın dört esasından en büyük esasıdır. (bk. Mektubat, s.381-haşiye). Kur'an-ı Hakim, kırk yönden mucizedir. Kırk ayrı seviyedeki insanlara karşı kırk yönden i'cazını gösterir, en azından varlığını onlara hissettirir. Kimseyi mahrum bırakmaz. Öyle ki, yalnız gözü bulunan, kulaksız, kalpsiz, ilimsiz insanlara karşı da Kur'an'ın bir çeşit 'icaz alametleri vardır. Şöyle ki: Hafız Osman hattıyla ve basmasıyla olan Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın yazılan kelimeleri birbirine bakıyor. Meselâ: Kehf suresinde "..Kelbühum" kelimesi, altında yapraklar delinse; fâtır suresindeki "Kıtmîr" kelimesi, az bir sapma ile görülecek ve o kelbin ismi de Kıtmir olduğu anlaşılacaktır. Yine Yâsin suresinde iki adet "Muhdarûn" kelimeleri birbiri üstüne; ve Saffat suresindeki "muhdarûn" ve Muhdarîn" kelimeleri, hem birbirlerine, hem de onlara bakıyor. Biri delinse, ötekiler az bir sapma ile görünecek. Yine Sebe' suresinin son kısmı ile Fatır suresinin baş tarafında bulunan iki"mesnâ" kelimesi birbirine bakıyor. Bütün Kur'an'da yalnız üç "Mesna"dan ikisinin birbirine bakmaları tesadüfî olamaz. Bunların emsali pek çoktur. Hatta bir kelime, beş-altı yerde yapraklar arkasında, az bir inhirafla birbirine bakıyor Kur'an'ın birbirine bakan iki sahifesinde, birbirine bakan cümleleri kırmızı kalemle yazılan bir Kur'an'ı ben gördüm."şu vaziyet dahi, bir nevi mu'cizenin emaresidir." o vakit dedim... İşte Kur'an'ın tertibi, irşad-ı nebevî ile; münteşir ve matbu Kur'anlar da, ilham-ı ilâhî ile olduğundan; Kur'an-ı Hakim'in nakşında ve hattında bir nevi alamet-i i'caz işareti vardır. Çünkü o vaziyet ne tesadüfün işi ve ne de fikr-i beşerin düşünüşüdür. Fakat bazı inhiraf var ki, o tab'ın noksanıdır ki; tam muntazam olsaydı, kelimeler tam birbiri üzerine düşecekti. (Mektubat,167-168) Bazı Kelimelerin Kırmızı Renkte Olması page 8 / 12

- Kur an ın bazı kelimelerinin farklı renkte yazılmasının sakıncalı olduğunu gösteren hiçbir nass/ayet veya hadis söz konusu değildir. Öyleyse böyle bir işleme/yazılıma, din adına karşı çıkmanın mantığı olmaz. Oysa eskiden beri Kur an ın sure başlıkları hem Kur an da olmayan bir ilave, hem farklı renklerde yazılmış ve -bir sakıncası olmadığı için- ümmetçe kabul görmüştür. Keza, bir çok ilim ve takva sahibi zatlar tarafından bazı kelimeleri farklı renklerde olan Mushaflar yazılmış ve itiraza uğramamıştır. - Tevafuklu Kur an da ise, başkaca hiçbir ilave söz konusu olmaksızın Allah ın bazı isimlerinin kırmızı renkte yazılmasına da itiraz edilmemelidir. - Semayı yıldızlarla süsleyen Allah, Kur an semasının sayfalarında da kırmızı renkle parlak birer yıldız nakşının gösterilmesine hoş bakmaz diye bir düşünce olamaz. - Abdullah b. Mesud, Ben Kur an da (yani Kur an ın manalarında, emir ve yasaklarında, onun mesajlarında) Allah ı görüyorum. demiştir. Biz de diyoruz ki, manasında Allah ı gördüğümüz bir kitapta; ekser sayfalarında hemen göze çarpacak şekilde kırmızı bir renkte Allah lafza-i celalin yazılması da bize onu hatırlatır, onu gösterir. - Her yeni lezzetlidir kaidesi gereğince, monotonluğu giderici bir özelliğe sahip olan farklı bir rengin de sayfalarda yer alması, gerçekten insanın içini açıyor, şahsen kırmızı renkte yazılan Allah, Rab, Rahman, Rahim ve Allah a ait huve zamirini gördüğüm zaman, Allah a olan saygı ve sevgimin gönlüme biraz daha fazla nüfuz ettiğini görüyorum. Aslında bu konuda ciddi bir anketin yapılmasının da çok iyi olacağını düşünüyorum. - Tevafuklu Kur an dan Tevafuk Örnekleri - Ahzab Suresi nin 41. ayetinde Allah ı çok zikredin emri vardır. İlginçtir, bütün Kur an da on altı adediyle Allah lafza-i celalin en fazla kullanıldığı yer bu sayfadır. Demek ki, açıkça Allah ın çok zikredilmesi emrolunduğu aynı sayfada, Allah ismi en çok zikredilerek gözle görülen bir ders de verilmiştir. - Ayet ve satır ölçüsünü doğrudan Kur an dan alan Tevafuklu Mushaf ta, pek çok tevafuklar vardır ki, Kur an ın güzelliğine güzellik katmakta ve gözlere de bir i caz parıltısını sunmaktadır. Bunlar sadece birbirine bakan kelimelerle değil, kelimelerin ayet ve sure tertip numaraları; sayfa numaraları ve kelimelerin ebced değeri arasındaki ilişkiyi gösteren tevafuklar şeklinde de kendini göstermektedir. Misal olarak birkaç tanesini arz etmekte fayda mülahaza ediyoruz. - Kur an ın sayfa adedi: 604 tür. İlk inen vahiyde iki defa tekrarlanan İkra kelimesinin ebced değeri 302 dir. 2x302 = 604. page 9 / 12

- Kur an ın -sayfaları itibariyle- tam yarısı, Kehf Suresi nin içinde yer aldığı 302. sayfasıdır. İlginçtir bu sayfada yer alan 96. ayette iki dağ arası aynı seviyeye gelince... mealindeki hatta iza sava beyne s-sadefeyn ifadesi, âdeta Kur an ın da iki tarafının yarılandığına işaret etmektedir. Burada iki dağ ın en bilinen karşılığı olan cebeleyn yerine sadefeyn sözcüğünün tercih edilmesi, bu işaretin manasını desteklemektedir. Çünkü, sadefeyn kelimesinin kökü Tesadüf tür. Tesadüf ise, birbirine karşı duran iki tarafın karşılaşması, rast gelmesi anlamına gelir.(krş. Razî, ilgili ayetin tefsiri). - İbrahim Suresi nin ilk ayeti, Nur kelimesini barındırmıştır. Nur kelimesinin ebced değeri 256 dır. Kur an ın 256. sayfası bu surede yer almıştır. İbrahim kelimesinin ebced değeri 259 dur. Bu kelime İbrahim Suresi nde yer alan 259. sayfadadır. - Nur Suresi nin, tevafuk açısından 8 sayısıyla önemli bir ilişkisi vardır: a. Nur kelimesinin ebced değeri 256 = (4x8x8) dir. b. Nur Suresi nin Kur an daki tertip sırası24 = (3x8) dir. c. Nur Suresi nin Medenî Sureler sistemindeki sırası: 8 dir. d. Nur Suresi nin ayet sayısı 64 = (8x8) dir. e. Nur Suresi nin ilk ayetinin bulunduğu sayfa numarası 349 ile 8 sayısının çarpımı, bu ilk ayetin Kur an daki sırasını göstermektedir. Şöyle ki; Surenin ilk ayetinin bulunduğu sayfa numarası 349 dur. Sayfa numarasını, sureyi her taraftan kuşatan 8 sayısıyla çarptığımızda (349x8) = 2792 sayısını elde ederiz. İşte Nur suresinin ilk ayetinin Kur an daki tertip sırası: 2792 dir. f. El-Kur an kelimesinin ebced değeri, 382 dir. Bu kelime; 382. sayfanın sonunda yer almıştır. Bu şekliyle bu kelimenin bütün Kur an daki tekrar sayısı; 52 dir. 600 Kur an sayfası içerisinde bunlardan bir tanesinin ebced değerine uygun bir sayfada gelmiş olması, elbette tesadüfi olamaz. g. 31 sayısının bazı tevafuklarıyla meşgul olduğum bir gün, Kur an sayfalarında bunun bir yansımasını araştırdım ve şunu gördüm: 1 den 31 e kadarki sayıların toplamı; 496 dır. Kur an ın 496. sayfasına baktım, Duhan Suresi nin 31. ayeti bu sayfadadır. Ve bu ayetin ilk kelimesi olan min Firavn sözcüğünün ebced değeri de 496 dır. Şimdi bu tevafukları kör tesadüfe havale etmenin imkân ve ihtimali var mıdır? SONUÇ Konuyu -bazı destekleyici bilgilerle- özetlemek gerekirse, şunu vurgulamakta fayda mülahaza etmekteyiz: page 10 / 12

- Kur an insanlık camiasına bir hidayet rehberi ve Hz. Muhammed (a.s.m) in peygamberliğinin en büyük nişanelerinden biridir. Nitekim, Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurmuştur: Her peygamber,-insanların bir benzerini görmekle iman edeceği-bazı mucizeler göstermiştir. Bana verilen ise Allah ın bana vahyettiği bir vahiydir/ Kur an dır. Bu sebeple, kıyamet günü tabileri en fazla olan peygamber olacağımı ümit ediyorum. (Buharî, Fezailu Kur an,1; Müslim, İman, h. No: 239; Ahmed b. Hanbel, 2/341,451). - Bu hadisten de anlaşılıyor ki, diğer peygamberler için hissi olan mucizeler ne kadar önemli ise, Hz. Peygamber (a.s.m) için de Kur an ın semavî kimliğini ispat eden onun i caz zırhı da en az o kadar önemlidir. - Bununla beraber, herkes tahkik ederek Kur an ın bütün meselelerini aklın süzgeçinden geçirmek suretiyle güzelliklerini anlayacak durumda değildir. O halde, her şeyden önce Kur an ın semavî/ilahî kimliğini tespit ve ispat etmek, bunu her vesileyle nazara vermek suretiyle muhataplarının güvenini sağlamak büyük önem arz etmektedir. Bu da akla, kalbe, vicdana, duygulara hitap eden i caz parıltıları yanında, kulağa ve göze hitap eden i caz parıltılarının varlığıyla mümkündür. Kur an ın nazm-ı manisi bu hususu desteklemektedir, Şöyle ki; -Kur an-ı Hakim, Aziz ve Rahim olan Allah ın indirdiği bir kitaptır.(ya Sin, 36/5). Kur an ın bir i caz zırhıyla korunması, Aziz isminin bir gereği olduğu gibi, bu i caz parıltılarını farklı kabiliyette olan muhataplarının hepsine -kabiliyetlerine göregöstermesi veya varlığını hissettirmesi Rahim isminin muktezasıdır. Kur an ın bütün muhataplarının istidat ve kabiliyetlerini göz önünde bulundurması, onların o farklı arzularını tatmin etmesi, ilahî rahmetin bir tezahürü olacaktır. Tefsir literatüründe mümaşat, tenezzülat-ı ilahiye veya tenezzülat-ı rahmaniye denilen tabirler de bu gerçeğin altını çizmeye yönelik bir düsturun ifadeleridir. Buna göre, Kur an da, farklı istidat ve kabiliyetlerin ayrı ayrı lisanlarıyla da hitap söz konusudur. Denilebilir ki, Araplar, Kur an ın ilk nazil olduğu dönemde en çok etkilendiği şey -kulaklarına hitap eden- onun şiirsel âhengi, mûsikî nağmeleridir.(bk. Menahil, 2/331-32). Şiir ve belagatın revaçta olduğu o devirde Kur an da böyle şiirsel ahengin terennüm edilmesi, mûsikî nağmelerin yer alamsı, Kur an ın bu eşsiz üslubuyla insanın kulaklarına da hitap ettiğinin göstergesidir. Belagat, muktazayı hale mutabakattan ibaret, olduğuna göre, şiir ve hitabetin revaçta olduğu bir devirde, kulakların zevkini göz ardı etmeyen Kur an ın, aklı gözüne inmiş bu çağda da göze hitap eden ve onun zevkini göz önünde bulunduran bazı nakışları gözler önüne sermesi de belagatın bir gereğidir. Bununla beraber, Biz her peygamberi onun kavminin lisanıyla gönderdik ki, onlara page 11 / 12

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) -gerçekleri- açıklasın. (İbrahim, 14/4) mealindeki ayetten, Kur an da insanların farklı kabiliyet lisanlarıyla da konuşulduğu, akıl, kalp, vicdan, duygu, göz, kulak gibi farklı muhataplara, farklı zevklere de hitap edildiği mesajını algılamakta bir sakıncanın olduğunu düşünemiyoruz. Kulağımıza hoş gelen nağmeler yanında, gözümüze hoş gelen nakışlar da vardır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, bizim kanaatimize göre, bugün bütün dünyada gittikçe yaygınlaşma istidadını gösteren Kur an ın -bazı kelimelerinin- farklı renklerde basılması, bundan sonra daha da yaygınlaşacaktır. Bir çok hayırlı işlerde ön ayak olan Diyanet İşleri Başkanlığımız, şimdiye kadar faydadan başka hiçbir zararı görülmemiş bu konuda da öncülük yapması, Rabbimizin rızasını celp, milletimizin gönlünü feth edecektir. İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek ve başkasına saldırmak hususunda birbirinizi desteklemeyin (Maide, 5/2) page 12 / 12