HZ. PEYGAMBER VE HADİSLERİNİN ÖNEMİYLE İLGİLİ NOTLAR 1. Kur ân-ı Kerîm bir taraftan insanı üstün yönü ve yetenekleriyle tanıtırken,

Benzer belgeler
İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

SALÂT I NÛR VE TERCÜMESİ

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

DİLİN TEHLİKESİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Zekatın Fazileti Gönderen Kadir Hatipoglu - Haziran :57:10

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

Ders 1-5 Tekrar. Rab, efendi. Alem, dünya ه ذا

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

148. Sohbet ÖNDEN GİDENLER

تلقني أصول العقيدة العامة

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

yoksa ziyana uğrayanlardan olursun." 7

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

Orucun fazîleti hakkında Selmân'ın rivâyet ettiği zayıf hadis. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

SURE VE AYET SIRASIYLA KUR AN SÖZLÜĞÜ KİTABINDAN ÖRNEK SAYFALAR OTUZUNCU CÜZ سورة النبا (78)

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

Tuvâlet ihtiyacını giderirken önünü veya arkasını kıbleye dönmenin hükmü nedir?

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ك ت ب ع ل ي ك م الص ي ام ك م ا ك ت ب ع ل ى ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ل ع ل ك م ت ت ق ون

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

Yedinci ي و م الس ب ت م ب ر وك. ج ي د م ع د خ ل / ي د خ ل ص ف ج ص فو ف الر ي ض ي ات Ayağa kalktı / ا ح ت ر م /

EV SOHBETLERİ DERS: 7 KONU: PEYGAMBERLERE İMAN. A) Peygamber (Resȗl-Nebî) Ne Demektir?

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

BERAT KANDİLİ. Dr. Hamdi TEKELİ

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

RAMAZAN ORUCU. Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınırsınız diye o oruç sizin üzerinize de farz kılındı.

YEMEN AHALİSİNE MEKTUP YEMEN AHALİSİNE MEKTUP. Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

Yarışıyorlarkoşuyorlar

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Îman, Küfür ve Tekfir 2

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Erdemli Bir Toplum için Müslüman Sıfatlarına Sahip Olabilmek

ب Namaz. İbadet ederiz Sen-senin Yol göster

113. SOHBET Peygamberlerin Ortak Özellikleri

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ın ismiyle Hamd, - Allâh a mahsustur. O na hamd eder, O ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve

Ehl-i Sünnet ve l-cemaat in akîde ve diğer dîni konulardaki esasları

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

Kur an-ı Kerim I. Hafta 10 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN

Kur ân da Fert Aile ve Toplum Ahlâkı Gönderen Kadir Hatipoglu - Temmuz :39:53

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

ON EMİR الوصايا لعرش

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

IGMG Ev Sohbeti AT. Ders : 5 Konu: DERS MELEKLERE İMAN

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Hesap Verme Bilinci Gönderen Kadir Hatipoglu - Ocak :00:00

Transkript:

ا HZ. PEYGAMBER VE HADİSLERİNİN ÖNEMİYLE İLGİLİ NOTLAR 1 لقد خ لق نا ا ل ن س ان ف ى اح س ن تق ويم Peygamber in gerekliliği Kur ân-ı Kerîm bir taraftan insanı üstün yönü ve yetenekleriyle tanıtırken, (et-tîn 95/4) منا بن ى و لقد كر م م ن خ ل ق نا ت ض ي. و فض ل ناه م عل ى كث ير زق ناه م م ن ات الط ي ب ور ح وال ب ر ا دم و ح ر م ل ناه م ف ى ال ب (el-isrâ 17/70) diğer taraftan da onun eksikliklerine işaret etmek sûretiyle aklın yetersizliği gerçeğini ortaya koymaktadır: ن سان ض ع ي ا ا و خ ل ق ا ل و ا ن ه ل ح ب ال خ ي ر لش د يد (en-nisâ 4/28) (el-âdiyat 100/8) (el-bakara 2/251) الن اس و لو ل دف ع ا ه لل بع ض ه م ب بع ض ل س د ت ا ل ر ض و ل ك ن ا ه لل ذ و فض ل على ال عالم ين ك ا ن ا ل ن س ان ط غ ى لي اس تغ نى ان را ه ا ن ا ل ن س ان لظل وم ك ار (14/34 (İbrahim ا را ن سان قت و و كان ا ل (el-alak 96/6-7) (el-isra 17/100) ا ن ا ل ن س ان خ ل ق هل و ا عا (70/19 (el-meâric Akıl sorumluluk için temel şart olsa da tek başına yeterli değildir. Bu nedenle Allah Teâlâ Peygamberler göndermiştir. سو ا ل ث ر ع نب ذ ب ين ح هتى ع ا ك ن ا م و م (el-isrâ 17/15) سو ا ل ان اع د ب وا ا ه لل و اج وا تن ب الط اغ و ت ر ة ث نا ف ى ك ل ا م و لقد بع (en-nahl 16/36) 1 Notların hazırlanmasında Abdullah Aydınlı nın Hadis Tarihi Ders Notları ile, Ahmet Yücel in Hadis Usûlü adlı eserlerinden yararlanılmıştır. 1

HADİS VEYA SÜNNETİN ÖNEMİ Hadislerin Müslümanlar için taşıdığı önem, esasen onun dindeki yerinden kaynaklanır. Hadis, Kur ân-ı Kerîm le birlikte dinin en önemli kaynağıdır. Bu hususu; Hz. Peygamber i tanıtan en güzel kitap olan Kur ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber in bizzat kendi açıklamaları ve Tarihi gerçeklik çok açık bir şekilde göstermektedir. I. KUR ÂN-I KERÎM Allah Teâlâ, Peygamberimizi normal insanlardan farklı imkan ve yeteneklerle donatıp bir takım görevler yüklemekle kalmamış; manevi yönden arınmaları için Müslümanları da Hz. Peygamber i örnek almak, Ona itaat etmek, Onun kararlarına karşı kalpte en ufak bir tereddüt duymadan teslim olmakla sorumlu tutmuştur. A. Kur ân-ı Kerim de Hz. Peygamber in bazı özellikleri a. Hz. Peygamber Yüce Allah ın mü minlere bir lütfudur. لقد من ا ه لل على ال م ؤ م ن ين وال ح ك م ة ال ك تاب م ه ل م وي ع وي ز ك يه م علي م ا ي ات ه ه ت ل وا سو ا ل م ن ان س ه م ي ا ذ بعث ف يه م ر (Âli İmran 3/164) b. Hz. Peygamber yüce Allah ın kendisine göndereceği ağır yükü kaldıracak kadar güçlüdür. c. Hz. Peygamber büyük bir ahlak sahibidir. d. Hz. Peygamber gerçek ve dosdoğru yol üzeredir. قو ا ل ا ثق ي (73/5 (el-müzzemmil ا ن ا س ك ن ل ق ى علي ل ى خ ل ق عظ يم (68/1-4 (Kalem و ا ن ك لع فتو ك ل على ا ه لل ا ن ك على ال ح ق ال م ب ين (27/79 (en-neml يسن والقرأن الحكيم إنك لمن المرسلين (36/1-4 (Yasin e. Hz. Peygamber bütün insanlara Allah ın elçisi olarak gönderilmiş ve ona Kur ân-ı Kerîm ve hikmet indirilmiştir. و ا ل ر ض (7/158 (el-a râf و ات م ل ك الس له م ا عا ال ذ ى ا ه لل ك م ا لي ج م ي رس ول الن اس ا ن ى ق ل يا اي ها ا ما (4/113 (en-nisâ و ان ز ل ا ه لل علي ك ال ك تاب و ال ح ك م ة و عل م ك لم ما تك ن تع لم و ك ان فض ل ا ه لل علي ك عظ ي f. Hz. Peygamber âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. (Enbiyâ 21/107) و ما ار س ل ناك ا ل رح م اة ل ل عالم ين 2

g. Hz. Peygamber, şâhid, müjdeci, uyarıcı, Allah a onun izniyle davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderilmiştir. ا ونذ يرا را (33/45-46 (el-ahzâb ا را ش ب وم ا دا س ل ناك ش اه ار يا اي ها الن ب ى ا ن ا ا ن ي و س را ا جا م و ا داع یا ا لى ا ه لل ب ا ذ ن ه h. Hz. Peygamber Rabbi nin kendine vahyettiği şeylere uymakla emrolunmuştur. (el-en am 6/106) ا وح ى ا لي ك م ن رب ك ل ا ل ه ا ل ه و و اع ر ض عن ال م ش ر ك ين ا ا ت ب ع م م ل ون خ ا ب يرا (33/2 (el-ahzâb ب ك ا ن ا ه لل كان ب ما تع ا ك ي وحى ا لي م ن ر و ات ب ع م B. Hz. Peygamber e karşı görevler 1. İman etme ك ر ب ا ه لل يا اي ها ال ذ ين ا من وا ا م ن وا ب ا ه لل و رس ول ه و ال ك تاب ال ذ ى نز ل عل ى رس ول ه و ال ك تاب ال ي م ن ذ ى ان ز ل م ن قب ل و م ا ل خ ر فقد ض ل ض ا ل بع ي ا دا (4/136 (en-nisâ و مل ئ كت ه و ك ت ب ه وال ي س ل ه و و ر فا م ن وا ب ا ه لل و رس ول ه الن ب ى ا ل م ى ال ذ ى ي ؤ م ن ب ا ه لل و كل م ات ه و ات ب ع وه لعل ك م ته تد و ن (7/157 (el-a râf (el-fetih 48/13) و من لم ي ؤ م ن س ول ه فا ن ا اع تد نا ل ل كاف ر ين ا سع يرا ب ا ه لل و ر 2. Sevgi saygı gösterme بع اضا ك م ض نك م س ول بي كد عاء بع ل تج عل وا د عاء الر (en-nûr 24/63) ط وا اص وا ترفع ن وا ل يا اي ها ال ذ ين ا م تك م فو ق ص و ت الن ب ى و ل تج هر وا له ب ال قو ل كج ه ك م ر بع ض ل بع ض ان تح ب اع م ال ك م و ان ت م ل تش ع ر ون (49/2 (el-hucurât ا ما تسل ي ل موا س و وا ص ه ا ه لل و مل ئ كته ي ص ل ون على الن ب ى يا اي ها ال ذ ين ا من ل وا علي ا ن 3. Örnek alma (el-ahzâb 33/56) (el-ahzâb 33/21) ه لل ا س و ة ح س نة ل م ن كان ير ج وا ا ه لل و ال يو م ا ل خ ر و ذكر ا ه لل س ول ا لقد كان لك م ف ى ر ا را كث ي 4. Her işte ona başvurma, hükmüne razı olma س ول ا ن ر م ن ك م فا ن تنازع ت م ف ى ه لل والر س ول وا ول ى ا ل م الر وا وا ا ه لل واط يع ن وا اط يع يا اي ها ال ذ ين ا م د وه ا لى ا یء فر ش و م ا ل خ ر تا و ا ي (4/59 (en-nisâ واح س ن ه لل وال ي ذ ل ك خ ي ر ك ن ت م ت ؤ م ن ون ب ا ر ال خ ي ة م ن ام ر ه م ك ون له ا امرا ان ي ول ه س ؤ م نة ا ذا قض ى ا ه لل ور و ل م ؤ م ن ا كان ل م و م ض ل ض ا ل م ب ي ا نا (33/36 (el-ahzâb م و وله فق د س ص ا ه لل ور ع ن ي م 3

5. İtâat etme ل وا س ول فا ن تو ح يم والر وا ه لل غ ور ر لك م ذ ن وبك م غ ر ح ك م ب ب ا ه لل وي ون ى ي ون ا ه لل فات ب ع ق ل اط يع وا ا ه لل ت ح ب ق ل ا ن ك ن ت م (Âl-i İmrân 3/31-32) فا ن ا ه لل ل ي ح ب ال كاف ر ين س ول لعل ك م ت ر ح م ون (3/132 (Âl-i İmrân وا ا ه لل والر و اط يع تس م ع ون (8/20 (el-enfâl وان ت م عن ه ل وا و ل تو وله س وا ا ه لل ور ن وا اط يع يا اي ها ال ذ ين ا م (el-ahzâbb 33/71) و من ي ط ع ا ه لل و رس ا ما فو ازا عظ ي وله فقد فاز ر 4/59) (en-nisâ ا اي ها ال ذ ين ا من وا اط يع وا ا ه لل و الر اط يع وا س ول و ا ول ى ا ل م م ن ك م ي ن ي ط ع الر س ول فقد اطاع ا ه لل و من تو م هلى فم ا ار س ل ناك علي ه م ح ي اظا (en-nisâ 4/80) ا ن ما كان قو ل ال م ؤ م ن ين ا ذا د ع وا ا لى ا ه لل و رس ول ه ل يح ك م بي نه م ان يق ول وا س م ع نا و (en-nûr 24/51) ت ل ك ح د ود ا ه لل و م ن ي ط (en-nisâ 4/13) ل ح و ن. و ا ول ئ ك ه م ال م اطع نا. ع ا ه لل و رس وله ي د خ ل ه ج ن ات تج ر ى م ن تح ت ها ا ل ن هار خ ال د ين ف يها و ذ ل ك ال و ز ال عظ يم 6. İsyan etmeme Bazı âyetlerde Allah ve Resûlüne isyan edenlerin açık bir sapkınlık içinde oldukları ve cehennem ateşiyle cezalandırılacakları ortaya konulmaktadır. ه ين 4/14) (en-nisâ له عذاب م و ا دا ف يها ا را خ ال ل ه نا د ح د وده ي د خ تع وي وله س ص ا ه لل ور ع ن ي و م س ب يل ال م ؤ م ن ين ن و ل ه ما تو و من ي اق ق الر س ول م ن بع د م ا تبي ن له ال ه دى و يت ب ع غي ر ش هلى و يرا ا ص س اءت م و ن ص ل ه ج هن م (en-nisâ 4/115) ا دا ف يها ذ ل ك ال خ ز ی ال (9/63 (et-tevbe ع لم وا ان ه من ي ح اد د ا ه لل و ر س وله فان له نار ج هن م خ ال الم ي ع ظ يم وله فقد ض ل ض ا ل م ب ي ا نا (33/36 (el-ahzâb س ص ا ه لل ور ع ن ي و م م عذاب ال يم (24/63 (en-nûr ذر ال ذ يب ه ص او ي م ف ت نة يب ه فل يح ين ي خ ال ون عن ام ر ه ان ت ص 4

غ C. Hz. Peygamber in Görevleri 1- Tebliğ Tebliğ: Peygamberlerin, Allah tan aldıkları vahyi insanlara eksiksiz olarak iletmeleridir. س ول يا اي ها الر ال قو م ال كاف ر ين غ بل م ك م ن الن اس ا ن ص ع وا ه لل ي الته ل فما بل غ ت ر س ب ك و ا ن لم ت ع ك ا لي م ن ر ما ا ن ز ل (el-mâide 5/67) ا ه لل ل يه د ى س ول ا ل ال ب (5/99 (el-mâide ما على الر سول نا ان ما عل ى ر فاع لم وا ال ب غ ال م ب ي ن (el-mâide 5/92) اس ا ا ب هذا ال ح د يث ن س ك عل ى ا ثار ه م ا ن لم ي ؤ م ن وا فلعل ك باخ ع (el-kehf 18/6) 2- Tebyîn Vahiy, çoğu zaman detaylı bilgi vermemekte, genel ifadelerle umumi kaideler koymaktadır. Tebyîn görevi bu noktada Peygamber in kendisine indirilen Kitabı ümmetine açıklaması, onları ihtilaf ettikleri konularda aydınlatmasıdır. (İbrahim 14/4) سول سل نا م ن ر ار ا و م قوم ي ل ي ب ن ه ا ل ب ل س ان له م ال ك تاب ا ل ا ان ز ك ل نا علي و م ل ت بي ن له م ال ذ ى اخ تل وا ف ي ه (en-nahl 16/64) (en-nahl 16/44) الذ وان ز ل نا ا لي ك ك ر ل ت بي ن ا لي ه ا ن ز ل م ل لن اس م ال ك تاب كما ار س ف يك م ل نا رس و ا ل م ن ك م علي ك م يت ل وا ا يات نا و ي ز ك يك م و ي عل م ك م ك م ة و ال ح لم تك ون وا ا ك م م ل م و ي ع تع لم ون 2/151) (el-bakara ن ا ه لل على ال م ؤ م ن ين ا ذ بع لقد م ث ف يه م رس و ا ل م ن ه م م ان س يت ل وا علي ه ا يات ه و ي ز ك يه م و ي عل م ه م ال ك تاب ك م ة و ال ح (Âli İmran 3/164) ه و ال ذ ى بعث ف ى ا ل م ي ن رس و ا ل م ن ه م م يت ل وا علي ه ا يات ه و ي ز ك يه م وي عل م ه م ال ك تاب ك م ة و ال ح (Cum a 62/2) ال ك تاب و ان ز ل ا ه لل علي ك ك م ة و ال ح و عل م ك لم ما تك ن تع لم (en-nisâ 1/113) 5

Hz. Peygamber in Kur ân-ı Kerîm i açıklaması şu şekillerde gerçekleşmektedir: a) Mücmel âyetleri açıklamak Bazı âyetler ele aldıkları konulara kısaca temas etmekte detaylara girmemektedirler. Bu âyetleri Allah ın muradına uygun olarak anlamak ancak Hz. Peygamber in açıklamalarıyla mümkün olmaktadır. Örneğin, Namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetler Kur an a emredildiği halde detayları ve nasıl tatbik edileceği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Rasûlüllah, söz ve fiilleriyle bunların nasıl yerine getirileceğini açıklamıştır. b) Müşkil âyetleri tefsir etmek Hz. Peygamber âyetlerde geçen ve anlaşılması güç olan bazı kelimeleri açıklamış ve âyetin anlaşılmasındaki zorluğu ortadan kaldırmıştır. Örneğin, حافظوا على الصلوات والص ة الوسطى (el-bakara 2/238) ayetindeki orta namaz ile neyin kastedildiği açık değildir. Hz. Peygamber; «Orta namaz, ikindi namazıdır» buyurarak âyetteki kapalılığı açıklamıştır. Hz. Peygamber, التائبون العابدون الحامدون السائحون الراكعون الساجدون (et-tevbe (9/112 âyetindeki seyahat /,السائحون edenler, anlamındaki kelimeyi, «oruç tutanlar» şeklinde açıklayarak âyetteki anlaşılması güç olan kelimeyi beyan etmiştir. c) Umûmîlik ifade eden âyetleri tahsis etmek ه تد ون Örneğin, م ا ل م ن وه م م م ب ظ ل م ا ول ئ ك له يمانه ل ب سوا ا ولم ي kelimesi her ب ظ ل م âyetindeki ال ذ ين ا من وا türlü haksızlığı içeren bir kelimedir. Bu nedenle sahâbe, «hangimiz nefsine zulmetmez ki?» diyerek endişelenmiş, Hz. Peygamber de bunun, إن الشرك لظلم عظيم (Lokman 31/13) âyetinde ifade edildiği üzere «şirk» olduğunu beyan etmiştir. ا ا ه ل ر ل غي ا ه لل ب ه Teâlâ; Başka bir âyette ise Allah وم و لح م ال خ ن ز ير و الد م تة ال مي (el-mâide ح ر مت ك م علي 5/3) buyurmakta, dolayısıyla boğazlanmadan ölen hayvanın etinin haram olduğunu ifade etmektedir. Hz. Peygamber ise «Denizin suyu temiz, kendiliğinden ölmüş hayvanın eti helaldir» ve «İki ölü ile iki kan bize helal kılınmıştır. İki ölü çekirge ve balık, iki kan ise ciğer ve dalaktır.» buyurarak âyetteki meyte ve kanın haramlığı hususundaki umûmîliği tahsis etmiştir. d) Âyetlerdeki mutlak ifadeleri takyîd etmek م الر بوا و ح ر ع (el-bakara 2/275) âyetinden her türlü bey /alış-verişin helal kılındığı و اح ل ا ه لل ي ال ب anlaşılmaktadır. Ancak Hz. Peygamber, aldanma, aldatma ve her türlü haksız kazancın helal olmadığını belirterek âyette mutlak olarak ifade edilen bey i açıklamıştır. 6

ه لل وا ه لل عز يز ح ك يم Başka bir âyette ا كسب نكا ا ل م ن ا ب ما ما ج ز ا ا ء ه د ي وا اي الس ار قة فاق طع (el-mâide و الس ار ق و 5/38) buyrularak hırsızlık yapanın çaldığının miktar ve keyfiyetine bakılmaksızın ellerinin kesileceği mutlak olarak ifade edilmektedir. Ancak Hz. Peygamber, «Hırsızın eli ancak çeyrek dinar ve fazlasında kesilir.» ve «Asılı meyveden, dağda saklanmış şeyden dolayı el kesme yoktur.» buyurarak buradaki mutlak ifadeyi sınırlandırmaktadır. 3- Tezkiye İnsanların kötü huylardan, günahlardan, kötülüklerden temizlenmesi, arındırılmasını ifade etmektedir. Hz. Peygamber in bu görevi Kur an da şöyle ifade edilmektedir: ه ات ث ف ى ا علي م ا ي ال ذ ى بع ه ت ل وا م ي م ن ه وي ز ك يه م رسو ا ل ل م ي ن ه و ك م ة و ال ح ال ك تاب م ه ل م و ي ع (Cum a 62/2) لقد من ا ه لل على ال م ؤ م ن ين ا ذ بعث ف يه م رس و ا ل م ن ان س ه م يت ل وا علي ه م ا يات ه و ي زك يه م ك م ة و ال ح ال ك تاب م ه ل م و ي ع (Âli İmrân 3/164) ات نا ك م علي ا ي ت ل وا م ن ك م ي سو ا ل سل نا ف يك م ر ار كم ا تع لم ون 2/151) (el-bakara وي ز ك يك م ي عل م ك م و ال ك تاب لم تك ون وا ا ك م م ل م ك مة وي ع و ال ح 4- Teşrî /Kur an da bulunmayan hükümler koymak 7 م ع ن ا س ول الن ب ى ا ل م ى ا ل یه الر ون يت ب ع ن ه وي عر وف ب ال م ه م ر ا م و ا ل ن ج يل ي رية الت و ك ت و ا با ع ن د ه م ف ى ذ ى يج د ونه م ل ذ ين ا ص و ا ل غ ل ال ت ى كان ت علي. ث ال خ بائ ال م ن كر وي ح ل له م ات الط ي ب و ي ح ر م علي ه م ر ه م عن ه و يض ع م ه م (el-a râf 7/157) و م ا ل خ ر ه لل و ل ب ال ي قات ل وا ال ذ ين ل ي ؤ م ن ون ب ا و ل ي ح ر م ون ما ح ر م ا ه لل و رس ول ه (et-tevbe 9/29) âyetleri, Hz. Peygamber in helal ve haram koyma yetkisinin bulunduğunu göstermektedir. Nitekim Hz. Peygamber; Bir kadının halası, teyzesi, kızı ve kardeşinin kızı üzerine nikahlanmasını yasaklamış, Ehlî eşeklerin, yırtıcı hayvanlarla pençeli kuşların etlerinin yenmesini haram kılmış, Müslümanın kafire karşılık kısas yoluyla öldürülemeyeceği, Fıtır sadakasının vacip olduğu, Hayız olan kadınların namaz kılmayıp oruç tutmaması gerektiği, Nineye mirastan pay verilmesi gibi hususlarla ilgili hükümler koymuştur. Kur ân da yer almakla birlikte detaylı anlatılmayan bazı konular da hadislerde ortaya konulmaktadır: Kabir hayatı, yeniden dirilme, hesap, cennet, cehennem gibi konular zikredilebilir. Hz. Peygamber in görevleriyle ilgili hususlar tablo halinde şöyle gösterilebilir:

Hz. Peygamber in Görevleri Tebliğ Tezkiye Tebyin Teşrî (Hüküm Koyma) Mücmeli beyan Müşkili tefsir Âmmı tahsîs Mutlakı takyîd Âyetleri teyid 8

II. Hz. Peygamber (sallellahu aleyhi ve sellem) Bizzat Hz. Peygmber de sünnetinin delil oluşunu doğrudan veya dolaylı olarak belirten açıklamalarda bulunmuştur. Şöyleki; a. Kendisine Kur ân ın dışında başka şeylerin de vahyedildiğini, yaptığı bazı açıklamaların Allah ın emriyle olduğunu, bunları kendiliğinden yapmadığını belirtmiştir. b. Sünnetine sarılmayı emretmiş, sadece Kur ân la yetinmeyi yasaklamış, nefsin hevasına uymayı kınamıştır. c. Söz ve işlerinin bellenip muhafaza edilmesini, onların diğer insanlara ulaştırılmasını, bunda büyük sevap olduğunu açıklamıştı. Vahiy-Sünnet İlişkisi Bütün bu açıklamalara göre Vahiy-Sünnet ilişkisini ortaya koymakta yarar vardır. Kur an-ı Kerim e göre Allah ile insan arasındaki haberleşme başlıca iki yönlü olmaktadır. Bunlar, Allah tan insana doğru olan vahiy ve insandan Allah a doğru olan dua ve niyazdır. Vahiy kelimesi v-h-y fiilinin mastarı olup lügatte fısıldamak, iham etmek gibi anlamlara gelmektedir. Istılahta ise Allah ın, tebliğini gizli bir yolla peygamberine bildirmesi demektir. Vahiy, yüce yaratıcının insanla konuşma aracıdır. Vahiy, metafizik bir olay olduğu için hakikatini ancak Allah bilir. Mahiyetini ve çeşitlerini ise vahye muhatap olan peygamberler bilir. Diğer insanlar ise onun hakikatini ve mahiyetini anlamaya çalışırlar asla künhüne vakıf olamazlar. Sünnet ise sözlükte alışılagelen yol, tavır, gidişat gibi anlamlara gelmektedir. Istılahta ise Hadisçilere göre Hz. Peygamber in söz fiil ve takrirleri ayrıca ahlaki ve huluki vasıfları, sireti, meğazisi ve peygamberlikten önceki hayatı anlamında kullanılmaktadır. Sünnet kavramı ile Kur an sıkı sıkıya bağlantılı bir kavramdır. Çünkü Hz. Peygamber kendi hayatında Kur ân ın bütün emirlerini ve hükümlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Hayatı da Kur an hükümlerini birebir uyguladığının tanığıdır. Hz. Aişe ye, Hz. Peygamber in ahlâkı nasıldı? diye sorulduğunda o, «onun ahlakı Kur an dı» şeklinde cevap vermiştir. Hz. Peygamber için yapılan «yaşayan Kuran» ve «yürüyen Kur an» gibi nitelemeler bu anlama gelmektedir. Tarih boyunca vahyin hakikati ve geliş şekilleri ile ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. İslam âlimleri vahyi genelde metlüv ve gayri metlüv olmak üzere iki grupta incelemektedirler. Vahy-i metlüv, lafız ve mana olarak inzal edilen muciz ve tahriften emin olan Kur an-ı Kerim dir. Vahy-i gayeri metlüv ise Hz Peygamber in sünnetidir. Bu vahiy çeşidi lafız olarak değil de mana olarak Hz. Peygamberin kalbine ilka edilmiştir. Vahyi metluv ve gayri metlüv un geliş biçimi de farklıdır. Vahyi metluv yalnızca Cebrail as vasıtasıyla ve uyanıkken gelmiştir. Diğer vahiy biçimlerinde uyku halinde gelenler de olmuştur. 9

Bazı alimler, Hz. Peygamber in sadece dini konulardaki söz ve davranışlarını sünnet sayıp, din dışı konulardakileri sünnet saymama eğilimindedirler. Hayatı din içi ve din dışı diye kesin sınırlarla net olarak ayırmak mümkün olmadığından bu görüş sorunludur. Bazı alimler ise sünnetin tamamını vahiy mahsülü saymaktadırlar. Örneğin İbn Hazm, sünneti vahy olma açısından Kur an la bir tutar. Ancak onun bu görüşü Hz. Peygamberin risalet görevi olduğu gibi beşeri yönlerinin de bulunduğu gerekçesiyle kabul görmemiştir. Daha önce de geçtiği üzere Allah Teâlâ Rasûle itaati farz kılmıştır. Bu da Hz. Peygamber e itaatin Allah a itaat etme sayılmasındandır. Zikredilen ayetlerde Hz. Peygamber in sadece kendisine vahyedilene uyduğunu bildirmesinden, onun her sünnetinin mutlaka vahiy kaynaklı olduğu kesin olarak anlaşılmaz. İlgili diğer naslar incelendiğinde görülür ki bu ve benzeri ayetler ya belirli konulara hastırlar ya da onları, Hz. Peygamber in her sünnetinin mutlaka «vahyî esasa» dayandığı şeklinde anlamak gerekir. Şurası kesindir ki Hz. Peygamber in bir kısım sünneti doğrudan vahiy kaynaklıdır. Allah teâlâ şöyle buyurur: «Allah sana kitabı ve hikmeti indirdi. Sana bilmediğin şeyleri öğretti.» bu ayette söz konusu kitap Kur an olduğuna göre hikmet ondan başka bir şey olmalı ve bu, öncelikle sahabeye onlar vasıtasıyla da sonraki Müslümanlara intikal etmiş bulunmalıdır. Hz. Peygamber den gelen her şeye sünnet denildiğine göre, söz konusu hikmet de sünnete dahil olmalıdır. Aralarında İmam Şâfiî nin olduğu bazı alimler de bazı ayetlerde «kitap»la birlikte geçen «hikmet»den, sünnetin kastedildiği kanaatindedirler. Buna bakarak sünnetin bir kısmının vahiy kaynaklı olduğu söylenebilir. Nitekim hadisler arasında ancak Allah ın bildirmesiyle bilinebilecek gaybî haberlerle «Allah şöyle buyurdu», «Rabbim bana şöyle emretti» gibi ifadelerle Allah a nispet edilen bilgilerin bulunması da bazı hadislerin/sünnetlerin vahiy kaynaklı olduğunu açıkça gösterir. Öte yandan Hz. Peygamber in bazı hareketlerinin, karar ve açıklamalarının vahye dayanmadığını gösteren ayet ve hadisler de vardır. Hz. Peygamber in, Bedir savaşında esir düşen müşrikleri fidye alıp salıvermesi, tebuk savaşına bir bahane ile katılmak istemeyenlere izin vermesi, Allah ın kendisine helal kıldığı bal şerbetini haram kılması, İbn Ümmi Mektûm dan yüz çevirmesiyle ilgili ayetler ile Bedir savaşında seçtiği ordugahı bir sahabinin teklifi üzerine değiştirmesi ve hurma ağaçlarının aşılanması hakkındaki hadisler örnek olarak zikredilebilir. Şu halde denebilir ki Hz. Peygamber in sünnetinin bir kısmının vahiy kaynaklı olduğu kesindir. Sünnetin bir kısmı ise onun vahyî esaslardan hareketle yaptığı ictihatlarına dayanmaktadır. Bununla beraber hadislerin vahye ya da Hz. Peygamber in ictihadına dayanması, onların teşrî değeri hususunda önemli değildir. 10

Hz. Peygamber i Müslümanlara örnek olarak lütfeden Allah Teâlâ Müslümanları onun kaynağı veya ictihadı nebevisi olan açıklamalarına uymakla yükümlü tutmuştur. Hz. Peygamber e itaati emreden ayetlerde de «şöyle olanlara uyun, şöyle olanlara uymayın» şeklinde bir ayrım yoktur. Ayrıca Hz. Peygamber e itaat yükümlülüğünü sadece vahye dayalı açıklamalara bağlarsak, Allah a itaatle birlikte Resûle itaati emreden ayetlerin, «Resûle itaat» kısmını anlamamız güç olur. III. Tarihi Gerçeklik Tarihi vakıa da sünnetin delilliğini ortaya koyar. Şöyleki; asr-ı saâdette yani vahiy inmekte iken Hz. Peygamber den sünneti sadır olmuş, sahâbe-i kirâm sünnete göre amel etmeye çalışmış, yüce Allah da bunun aleyhine hiçbir vahiy indirmemiş böylece bu durumu tasvip etmiştir. Sahâbenin sünnetle amelini Hz. Peygamber de onaylamıştır. Sahâbenin yaptığı şey yanlış olsaydı, Allah ın rızasına muvafık olmasaydı Hz. Peygamber onları düzeltirdi. Netice olarak denilebilir ki, zikredilen bu hususlar, sünnetin dindeki delilliğini kesin olarak ortaya koymaktadırlar. Zaten yüce Allah ın vahyi olan ya da onayından geçtiği için vahiy mertebesinde bulunan sünnet olmaksızın Kur ân-ı Kerîm le amel etmek adeta imkansızdır. Sünnetin önemi de esas itibariyle Kurân ı anlama ve hükümlerini uygulamadaki görevlerinden gelir. İslam ın içinde kalan bütün Müslümanlar da, başlangıçtan beri sünnetin delilliği ve onu uygulamanın gerekliliği konusunda görüş birliği içinde olmuşlardır. Sahabe başta olmak üzere ilk müslümanlar Hz. Peygamber in sünnetine verdikleri önemin gereğini yapmada oldukça gayret göstermişlerdir. Yaptıkları şu şekilde maddelendirilebilir. 1. Hayatlarını tanzim hususunda temel kaynakları Kur ân-ı Kerîm le beraber hadis/sünnet olmuştur. Hareketlerini, görüş ve düşüncelerini, anlayışlarını, olaylara bakışlarını şeklen veya öz itibariyle sünnete göre ayarlamaya çalışmışlardır. Seyyâr anlatıyor: Sâbit el-bünânî ile yürüyordum. Çocuklara rastladığında onlara selam verdi. Sâbit de, Enes le beraber yürüdüğünü, çocuklara rastladığında onlara selam verdiğini haber vermiş. Enes de Rasûlüllah ile beraber yürüdüğünü, çocuklara rastladığında onlara selam verdiğini nakletmiş. İmam Mâlik şöyle demiştir: Sünnetler Nuh un gemisidir. Kim ona binerse kurtulur. Kim ondan geri kalırsa boğulur. Cüneyd-i Bağdâdî şöyle der: Bu ilmimiz Kur an ve sünnetle mukayyeddir. Bu yola girişinden önce Kur an okumayan, hadis yazmayan fıkıh öğrenmeyen kimseye uymak caiz değildir. Sahâbeden itibaren Müslümanlar, Hz. Peygamber e uymada titizlik göstermişlerdir. «Hatta Hz. Peygamber i her işlerinde taklid edebilme arzusu bazı sahabede o dereceyi bulmuştu ki, 11

peygamber sevgisinden fazla nasibi olmayanların bunları makul karşılayabilmesi mümkün değildir.» Sahâbe ve sonraki nesiller Kur ânî ve Peygamberî emirler doğrultusunda Hz. Peygamber e o kadar ittiba arzusundaydılar ki, onlar hayatın her safhasıyla ilgili çok ayrıntılı bilgiler ihtiva eden hadislerin nesilden nesile intikalini sağlamışlardır. Bu vakıanın boyutlarını Ebû Hâtim İbn Hibbân ın tespitiyle dört rekatlı bir namaz hakkında Rasûlüllah ın altı yüz sünnetinin nakledilmiş olduğu haberiyle takdir edebiliriz. Gerçek şu ki, her zaman örnek alınması gereken bir hayat böyle mufassal nakledilmiş olmalıdır. 2. Onların ictimai münasebetlerinde sünnet ve sünnete ittiba, mihenk taşı olmuş, sünnetin ruhuna aykırı şeyler (bid atler) şiddetle reddedilmiştir. 3. Sünnet, ilk Müslümanların, Hz. Peygamber in özellikle müsaade edip karışmadığı meşru istek ve zevklerini düzenlemede etkili olmuştur. Enes b. Mâlik anlatıyor: Bir terzi Hz. Peygamber i bir yemeğe davet etti. Ben de Hz. Peygamber le gittim. Terzi arpa ekmeği ile içinde kabak ve kurutulmuş et bulunan bir çorba ikram etti. Bu yemekte Hz. Peygamber in tabağın etrafında kabak aradığını gördüm. Bu sebeple o günden sonra kabağı sevmekteyim. İbn Sîrîn anlatıyor: Ben kılıcımı Semure b. Cundeb in kılıcına göre yaptım. Semure de kılıcını Rasûlüllah ın kılıcı gibi yaptığını söyledi. 4. Hadisin, ilk Müslümanların yer ve yurtlarının harici şekillenmesinde de tesiri olmuştur. Eyyûb el-ensârî nin rivayetine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştu: «Helâya girdiğinizde, küçük ve büyük abdest sırasnda kıbleyi ne önünüze ne de arkanıza almayın. Fakat (Medîne ye göre) doğuya yahut batıya yönelin.» hadisin ravisi Ebû Eyyûb rivayetinin akabinde şöyle demişti: «Sonraları Şam a geldiğimizde kıbleye doğru inşa edilmiş helalar bulduk. O zaman biz de (gücümüz yettiğince) kıbleden yan çiziyor ve Allah dan bağışlamasını diliyoruz.» 5. İlk müslümanlar, «islâmî toplumsal değişimin temel dinamiği olan» bu kaynağın korunup sağlıklı bir şekilde sonraki nesillere intikali hususunda da görevlerini hakkıyla yapmışlardır. Onlar her imkan ve fırsatı değerlendirerek hadislerin öğrenim ve öğretimi için çalışmış, bu gaye ile meşakkatli, uzun yolculuklar yapmış, önemli ölçüler geliştirmişlerdir. 12