ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Benzer belgeler
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

AYDIN İLİNDE BAZI İŞLETMELERDE YETİŞTİRİLEN SİYAH-ALACA SÜT SIĞIRLARININ DIŞ GÖRÜNÜŞ ÖZELLİKLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI

SÜT SIĞIRLARINDA DIŞ YAPININ ÖNEMİ. Prof. Dr. Selahattin KUMLU Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya

Entansif Süt Sığırcılığı Ünitesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Dış Yapı Özellikleri Bakımından Değerlendirilmesi

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Damızlık İnek Seçimi. Zir. Müh. Zooteknist. Tarım Danışmanı Fatma EMİR

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Aydın İlinde Bazı Süt Sığırı İşletmelerinde Yetiştirilen Siyah-Alaca Irkı Sığırların Çeşitli Meme Özellikleri ile Süt Kalitesi Arasındaki İlişkiler

SÜT SIĞIRLARINDA FARKLI MEME ÖZELLİKLERİNİN MASTİTİS VE SÜT SOMATİK HÜCRE SAYISI ÜZERİNE ETKİLERİ

ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ. Araş. Gör. Ertuğrul KUL

Tekirdağ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Gelişim Süreci ve Bugünkü Durumu

KIRMIZI ALACA SIĞIRLARININ SÜT VERİMİ VE SÜT KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

9 Araştırma Makalesi. Siyah Alaca Sığırlarda Bazı Meme ve Vücut Ölçüleri ile Somatik Hücre Sayıları Arasındaki İlişkiler*

Siyah Alaca İneklerin Dış Görünüş Özellikleri Arasındaki Fenotipik Korelasyonlar *

Süt İneklerinde Memenin Fenotipik Özelliği ve Süt Kalitesi Arasındaki İlişki

Aydın İlinde Yetiştirilen Siyah-Alaca ve Esmer Irkı Sığırların Laktasyon Süt Verimleri ve Somatik Hücre Sayıları

Hayvan Islahı ve Yetiştirme 2. ders

Türkiye de Yetiştirilen Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarda Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Servis Periyodu *

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

The aim of this study was to determine relationships between CMT scores and udder trait and milk yield.

Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 1. SÜT VERİM ÖZELLİKLERİ

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (44): (2008) ISSN:

DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİNDE KADININ ROLÜ. Zerrin KUMLU. Salahattin KUMLU. DGRV Eğitim Ekibi Ankara, 2016

Islah Stratejileri ve Türkiye Ulusal Sığır Islah Programı

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

Siyah Alaca Sığırlarda Kuruda Kalma Süresi, Servis Periyodu ve İlkine Buzağılama Yaşı ile Bazı Süt Verim Özellikleri Arasındaki İlişkiler

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

DAMIZLIK SEÇİMİ KÂRLI YETİ TİRİCİLİK İÇİN. Prof. Dr. Selahattin KUMLU Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya

Tekirdağ&Ziraat&Fakültesi&Dergisi&

ESMER SIĞIRLARDA ÇEŞİTLİ FORM ÖZELLİKLERİNİN KALITIMI VE İLK LAKTASYON SÜT VERİMİ İLE İLGİSİ

Trakya da Özel Bir Süt İşleme Tesisi Tarafından Değerlendirilen Çiğ. Sütlerin Somatik Hücre Sayısı ve Bazı Bileşenlerinin Tespiti

SİYAH-ALACA TOSUNLARIN DEĞİŞİK DÖNEMLERDEKİ VÜCUT ÖLÇÜLERİ VE VÜCUT ÖLÇÜLERİNDEN CANLI AĞIRLIĞIN TAHMİNİ. Atakan KOÇ,Numan AKMAN

MONTBELIARDE. MONTBELIARDE cinsi. Standart Montbéliarde yılından beri + 86 %! Fransa ve Avrupa da 1. numaralı yaygın süt cinsi!

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA 305 GÜNLÜK SÜT VERİMİ ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN PATH ANALİZİ İLE İNCELENMESİ

Türkiye de Simental Genotipinin Yaygınlaştırılması. Araş. Gör. Ayşe Övgü ŞEN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY*

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Siyah Alaca Sığırlarda Kısmi Süt Verimlerinden Yararlanılarak 305 Günlük Süt Veriminin Tahmini

Hakan ÇETİN Atakan KOÇ

Gebe düve seçiminde sağlık koşulları

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

İstanbulda Yetiştirilen Anadolu Mandalarında Linear Tip Puanlaması Tekniğinin Oluşturulması*

DAMIZLIK DİŞİ SIĞIRLARIN BÜYÜTÜLMESİ. Prof.Dr. Selahattin Kumlu. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya. Jump to first page

(Linear Udder Traits and Relationships Between These and Milk Yield in Awassi and East-Friesian x Awassi Crossbreed (F 1 ) Ewes)

SIĞIRLARDA DAMIZLIK SEÇİMİ

GÖKHÖYÜK TARIM İŞLETMESİNDE YETİŞTİRİLEN SİYAH ALACA SIĞIRLARIN SÜT VE DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ 2. DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

SİYAH ALACA İNEKLERİN SÜTLERİNDE BELİRLENEN SOMATİK HÜCRE SAYISI ÜZERİNE DEPOLAMA SICAKLIĞI VE SÜRESİNİN ETKİSİ

A8. Kul, E., Erdem, H., Relationships Between Somatic Cell Count and Udder Traits in Jersey Cows. J. Appl. Anim. Res. 34 (2008):

HALK ELİNDE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN ISLAHI ÜLKESEL PROJESİ. Dr. Bekir ANKARALI Daire Başkanı

SÜT KOYUNCULUĞUNDA LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ. Researchıng the Lactatıon Curve Modelles of Producıng Sheep Mılk

Siyah-Alaca Süt Sığırlarının Test Günü Süt Verimlerini Etkileyen Faktörler

MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DERGİSİ Journal of Faculty of Veterinary Medicine, Erciyes University

Vet. Hek. İlkay DEMİRHAN ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ. DANIŞMAN Doç.Dr.Mustafa TEKERLİ 2008-AFYONKARAHİSAR

Kaynak: ANABIC (Associazione Nazionale Allevatori Bovini Italiani Carne) resmi internet sitesi (

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

Dr. AKIN PALA. Zooteknist? Zootekni-Zooteknist? Zooteknist? Zooteknist? Islah, genotip-çevre

Batman ve Bitlis İllerinden Elde Edilen İnek Sütlerinde Yağ ve Protein Oranlarının Ab ve Türk Standartlarına Uygunlukların Belirlenmesi

Süt ve Süt Ürünlerinde Hijyen ve Kontroller (27-31 Mayıs 2013, Brescia, İTALYA)

Türk Tarım - Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi

Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi Soyak ve ark., (3) Journal of Tekirdağ Agricultural Faculty

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HAYVAN SAĞLIĞI VE HASTALIKLARDAN KORUNMA

Sönmez Koyunlarında Tip Sabitleştirilmesi 1 (2. Kimi Vücut Ölçüleri ve Süt Verim Özellikleri )

ISLAH AMAÇLI SÜT ANALİZ PROJESİ

İzmir İli Güzelbahçe ve Menderes İlçesinden Elde Edilen Koyun Sütlerinde Biyokimyasal Parametrelerin Karşilaştirilmasi

Prof.Dr. Selahattin Kumlu

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

SİYAH ALACA SIĞIRLARDA LAKTASYONUN İLK 10 GÜNÜNDE SÜTÜN BİLEŞİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİM

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province

Siyah Alaca İnek Sütündeki Somatik Hücre Sayısına Laktasyon Sırası ve Dönemin Etkisi

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

MEME LOBU YANGISI. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek.

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

SIĞIRLARDA KURU DÖNEM BESLEMESİ

Ceylanpınar Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Ömür Boyu Verim Performanslarının Belirlenmesi*

ZOOTEKNİ (VETERİNER) ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI

Kaynak:Akman vd(2000)

Sarımsaklı Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah-Alaca Irkı Süt Sığırlarının Döl Verim Özellikleri

Akın Pala,

Çeşitli Ülkelerde Siyah Alaca Sığırlar için Kullanılan Seleksiyon İndeksleri ve Türkiye İçin Öneriler

Tekirdağ&Ziraat&Fakültesi&Dergisi&


SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ VE BESİCİLİĞİ

Adıyaman İlinden Eylül Ayında Elde Edilen İnek Sütlerinin Doğu Afrika Kaliteli Çiğ İnek Sütü Standartlarına Uygunluklarinin Belirlenmesi

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

G i r i ş. Araştırma Makalesi

Siyah Alaca ve Esmer İneklerde Subklinik Mastitis İçin Risk Faktörleri

Sığır İşletmelerini Planlama İlkeleri

ARAŞTIRMA. 2008: 22 (5): Nihat YILDIZ 1 Selami AYGEN 2 Mahiye ÖZÇELİK 3

Genler ve Çevre fenotipik varyansa ne kadar katkıda bulunuyor?

BİRLİĞİN KURULUŞU: 1995 yılında 13 kişi. Türkiye nin 2. Birliği.

Proje Numarası: 06B Başlama Tarihi:2006 Bitiş Tarihi:2009 Rapor Tarihi: Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2009 "

Türkiye de tarım işletmelerinin % 99,77 si, toplam arazinin ise % 97,672 si tek bir hane halkı tarafından işletilmektedir (DİE, 2001).

Transkript:

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Gökhan GÖKÇE ÇUKUROVA BÖLGESİ ENTANSİF SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDEKİ İLKİNE DOĞURAN SİYAH ALACALARDA SOMATİK HÜCRE SAYISINA ETKİ EDEN BAZI TİP, SAĞIM VE AMENAJMAN ÖZELLİKLERİ ARASI İLİŞKİLER ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ADANA, 2011

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA BÖLGESİ ENTANSİF SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDEKİ İLKİNE DOĞURAN SİYAH ALACALARDA SOMATİK HÜCRE SAYISINA ETKİ EDEN BAZI TİP, SAĞIM VE AMENAJMAN ÖZELLİKLERİ ARASI İLİŞKİLER Gökhan GÖKÇE DOKTORA TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI Bu Tez 18/03/2011 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir......... Doç. Dr. Serap GÖNCÜ Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ Doç. Dr. İbrahim TAPKI DANIŞMAN ÜYE ÜYE...... Prof. Dr. Nazan DARCAN ÜYE..... Yrd. Doç. Dr. Uğur SERBESTER ÜYE Bu Tez Enstitümüz Zootekni Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü Bu Çalışma Ç. Ü. Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF2007D12 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

ÖZ DOKTORA TEZİ ÇUKUROVA BÖLGESİ ENTANSİF SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDEKİ İLKİNE DOĞURAN SİYAH ALACALARDA SOMATİK HÜCRE SAYISINA ETKİ EDEN BAZI TİP, SAĞIM VE AMENAJMAN ÖZELLİKLERİ ARASI İLİŞKİLER Gökhan GÖKÇE ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI Danışman : Doç. Dr. Serap GÖNCÜ Yıl: 2011, Sayfa: 109 Jüri : Doç. Dr. Serap GÖNCÜ : Prof.Dr. Murat GÖRGÜLÜ : Doç. Dr. İbrahim TAPKI : Prof. Dr. Nazan DARCAN : Yrd. Doç. Dr. Uğur SERBESTER Somatik hücreler sütte bulunan bakteriyel hücrelerden farklı olarak vücut hücrelerinin bir göstergesidir. Genel olarak subklinik enfeksiyonlardan dolayı önemli ölçüde süt verim kaybına neden olmayan 200000 veya altındaki hücre sayısı sürüde kabul edilebilir bir değerdir. Bu çalışmada, Adana ilinde bulunan entansif süt sığırı işletmesinde yetiştirilen ilkine doğurmuş Siyah-Alaca ineklerde somatik hücre sayı ile ilişkili bazı tip özellikleri, sağım ve amenajman karakteristikleri incelenmiştir. Çukurova bölgesindeki 3 entansif işletmede 88 baş ilk laktasyondaki Siyah Alaca ineğin somatik hücre sayısı, süt verimi ve tip özellikleri tespit edilmiştir. İşletmeler arasında somatik hücre sayısı bakımından farklılık tespit edilmemiş, ayların ise somatik hücre sayısı üzerinde istatistiki olarak önemli bir etkisi olduğu tespit edilmiştir (P<0.01). İşletmeler arasında doğrusal tip özellikleri bakımından istatistiki olarak önemli bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir (P>0.05). Arka meme yüksekliği ile somatik hücre sayısı arasında negatif yönde ve istatistiki olarak önemli bir korelasyon tespit edilmiştir (P<0.05). Anahtar Kelimeler:Siyah Alaca, Somatik Hücre Sayısı, Doğrusal Tip Özellikleri I

ABSTRACT PhD THESIS THE RELATIONSHIP BETWEEN SOMATIC CELL COUNT AND SOME LINEAR TYPE TRAITS OF FIRST LACTATION BLACK AND WHITE COW MILKING, MANAGEMENTAL CHARACTERISTICS OF INTENSIVE DAIRY FARM AT ÇUKUROVA REGION Gökhan GÖKÇE ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF ANIMAL SCIENCE Supervisor :Assoc. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Year: 2011, Pages: 109 Jury :Assoc. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ :Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ :Assoc. Prof. Dr. İbrahim TAPKI :Prof. Dr. Nazan DARCAN :Asst. Prof. Dr. Uğur SERBESTER The somatic cell count (SCC), is the number of cells present in milk body cells as distinguished from invading bacterial cells. It is generally accepted that herds with a cell count of 200.000 or less will have no significant production losses due to sub clinical infection. In this study, the relationship between somatic cell count and some linear type traits of first lactation Black and White Cow milking and managemental characteristics of intensive dairy farm at Çukurova region were studied. Test-day records of somatic cell count (SCC), milk yield and linearly type traits of 88 first lactation cows from 3 herds at Çukurova region were included in this study. There were no significant differences between the average SCC of dairy farms while the differences between the parity and months of year groups were determined statistically significant (P<0.01). Linear type traits of the farms also were not statistically differ between the farm (P>0.05). There were significant negative correlation between hind udder height and SCC. Key Words: Holstein Friesian, Somatic Cell Count, Linear Type Traits II

TEŞEKKÜR Çalışmamın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen ve Çukurova Bölgesi Entansif Süt Sığırı İşletmelerindeki İlkine Doğuran Siyah Alacalarda Somatik Hücre Sayısına Etki Eden Bazı Tip, Sağım ve Amenajman Özellikleri Arası İlişkiler başlıklı doktora tezini veren, yapıcı ve yönlendirici fikirleri ile bana daima yol gösteren danışman hocalarım Sayın Doç. Dr. Serap GÖNCÜ ve Prof. Dr. Kemal ÖZKÜTÜK e teşekkür ederim. Çalışmamın tüm aşamalarında yönlendirici ve olumlu katkılarından dolayı Doktora Tez İzleme Komitesi üyesi Sayın Prof. Dr. Murat GÖRGÜLÜ ve Doç. Dr. İbrahim TAPKI ya teşekkür ederim. Doktora tezi jüri üyelerinden Sayın Prof. Dr. Nazan DARCAN ve Sayın Yrd. Doç Dr. Uğur SERBESTER e yapıcı ve yönlendirici fikirleriyle katkıda bulundukları için teşekkürlerimi sunarım. Doktora çalışmalarım esnasında Zootekni bölüm olanaklarından yararlanmamı sağlayan Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanlığı na, maddi destek veren Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi ne (Proje no: ZF2007D12) içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca uzun ve zorlu Doktora eğitim sürecinde bana her türlü manevi desteği veren aileme ve özellikle eşim Bilge Nur GÖKÇE ye sonsuz teşekkürler. Sevgili Babam Emekli Öğretmen Cuma GÖKÇE ye III

İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ... I ABSTRACT... II TEŞEKKÜR... III İÇİNDEKİLER.....IV ÇİZELGELER DİZİNİ... VIII ŞEKİLLER DİZİNİ...X SİMGELER VE KISALTMALAR... XII 1. GİRİŞ... 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR... 9 2.1. Somatik Hücre Sayısı... 9 2.2. Siyah Alaca İneklerde Doğrusal Tip Özellikleri... 10 2.3. Doğrusal Tip Özellikleri ve Somatik Hücre Sayısı Arası İlişkiler... 14 2.4. Somatik Hücre Sayısı Üzerine Etkili Faktörler... 21 2.5. Doğrusal Tip Özellikleri ile Süt Verimi Arasındaki İlişkiler... 23 2.6. Süt Verimi... 29 2.7. Süt Verimi ile Somatik Hücre Sayısı Arası İlişkiler... 30 3. MATERYAL VE METOD... 33 3.1. Materyal... 33 3.1.1. Irk... 33 3.1.2. İşletmeler... 33 3.1.2.1.İşletme 1... 33 3.1.2.2.İşletme 2... 34 3.1.2.3.İşletme 3... 34 3.1.3. Süt Örneklerinin Alınması... 35 3.2. Metot... 35 3.2.1. Doğrusal Tip Özellikleri... 35 3.2.1.1. Sağrı Yüksekliği... 35 3.2.1.2. Göğüs Genişliği... 36 3.2.1.3. Vücut (Beden) Derinliği... 37 IV

3.2.1.4. Sütçülük Özelliği (karakteri)... 38 3.2.1.5. Sağrı Eğimi... 38 3.2.1.6. Sağrı Genişliği... 39 3.2.1.7. Arka Bacak Duruşu... 40 3.2.1.8. Arka Bacak Açısı... 41 3.2.1.9. Tırnak Yüksekliği... 42 3.2.1.10. Diz Yapısı... 43 3.2.1.11. Ön Meme Bağlantısı... 44 3.2.1.12. Ön Meme Başı Yerleşimi... 44 3.2.1.13. Ön Meme Başı Uzunluğu... 45 3.2.1.14. Meme Tabanı (derinliği)... 46 3.2.1.15. Arka Meme Yüksekliği... 47 3.2.1.16. Meme Merkez Bağı... 48 3.2.1.17. Arka Meme Başı Yerleşimi... 49 3.2.2. Puanlamada Dikkat Edilecek Hususlar... 50 3.2.3. 305 Gün Süt Veriminin Hesaplanması... 51 3.2.4. Somatik Hücre Sayısının Belirlenmesi... 51 3.2.5. İstatistiksel Yöntemler... 52 4. BULGULAR VE TARTIŞMA... 53 4.1. İşletme ve Aylara Göre Somatik Hücre Sayısı... 53 4.2. Somatik Hücre Sayısı Üzerine Ay Etkisi... 56 4.3. Tip Özellikleri... 59 4.3.1. Sağrı Yüksekliği... 61 4.3.2. Sütçülük Karakteri... 61 4.3.3. Vücut Derinliği... 62 4.3.4. Göğüs Genişliği... 63 4.3.5. Sağrı Genişliği... 63 4.3.6. Sağrı Eğimi... 64 4.3.7. Arka Bacak Açısı... 65 4.3.8. Tırnak Yüksekliği... 66 4.3.9. Arka Diz Yapısı... 66 V

4.3.10. Arka Bacak Duruşu... 67 4.3.11. Ön Meme Bağlantısı... 68 4.3.12. Arka Meme Yüksekliği... 69 4.3.13. Meme Merkez Bağı... 70 4.3.14. Meme Tabanı... 70 4.3.15. Meme Başı Yerleşimi... 71 4.3.16. Meme Başı Uzunluğu... 72 4.3.17. Arka Meme Başı Yerleşimi... 73 4.4. Süt Verimi... 74 4.5. Tip Özellikleri ve SHS Arası İlişkiler... 76 4.6. Tip Özellikleri, SHS ve Süt Verimi Arası Korelasyonlar... 79 4.6.1. Somatik Hücre Sayısı ve Süt Verimi Arası Korelasyon... 80 4.6.2. Somatik Hücre Sayısı ve Tip Özellikleri Arası Korelasyonlar... 80 4.6.3. Tip Özellikleri ve Süt Verimi Arası Korelasyonlar... 82 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER... 85 5.1. İşletme ve Aylara Göre Somatik Hücre Sayısı... 85 5.2. Somatik Hücre Sayısına Ay Etkisi... 85 5.3. Tip Özellikleri... 86 5.4. Süt Verimi... 90 5.5. Tip Özellikleri, Süt verimi ve Somatik Hücre Sayısı Arası İlişkiler... 90 5.6. Tip Özellikleri, SHS ve Süt Verimi Arası Korelasyonlar... 91 5.6.1. Somatik Hücre Sayısı ve Süt Verimi Arası Korelasyon... 91 5.6.2. Somatik Hücre Sayısı ve Tip Özellikleri Arası Korelasyon... 91 5.6.3. Tip Özellikleri ve Süt Verimi Arası Korelasyon... 92 KAYNAKLAR... 93 ÖZGEÇMİŞ...109 VI

VII

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 3.1. Değerlendirmeye alınan ineklerin işletmelere göre dağılımı... 34 Çizelge 4.1. İşletme ve aylara göre ortalama somatik hücre sayısı... 53 Çizelge 4.2. İşletme ve aylara göre logshs verilerine ait ortalama ve standart sapmalar... 55 Çizelge 4.3. Tekrarlı ölçümlerde variyans analizi ile somatik hücre sayısı değerleri üzerinde ay etkisi... 57 Çizelge 4.4. İşletmelere göre tip özellikleri ve işletmeler arası farklılıklar... 60 Çizelge 4.5. İşletme ve aylara göre süt verimi... 75 Çizelge 4.6. Tip özelliklerinin somatik hücre sayısı üzerine etkileri... 76 Çizelge 4.7. Farklı süt karakterlerinin çoklu karşılaştırma ile belirlenmesi... 77 Çizelge 4.8. Farklı arka meme yüksekliklerinin çoklu karşılaştırma ile belirlenmesi... 77 Çizelge 4.9. Farklı meme tabanlarının çoklu karşılaştırma ile belirlenmesi... 78 Çizelge 4.10. Somatik Hücre Sayısı, tip özellikleri ve süt verimi arası korelasyonlar... 79 VIII

IX

ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 3.1. Sağrı Yüksekliğinin Ölçü Bastonu İle Ölçülmesi... 36 Şekil 3.2. Göğüs Genişliğinin Puanlanması... 36 Şekil 3.3. Göğüs Genişliği... 37 Şekil 3.4. Vücut Derinliği Puanlanması... 37 Şekil 3.5. Vücut Derinliği... 37 Şekil 3.6. Sütçülük Karakteri Puanlaması... 38 Şekil 3.7. Sütçülük Özelliği (karakteri)... 38 Şekil 3.8. Sağrı Eğimi Puanlaması... 39 Şekil 3.9. Sağrı Eğimi... 39 Şekil 3.10. Sağrı Genişliği Puanlaması... 40 Şekil 3.11. Sağrı Genişliği... 40 Şekil 3.12. Arka Bacak Duruşu Puanlaması... 41 Şekil 3.13. Arka Bacak Duruşu... 41 Şekil 3.14. Arka Bacak Açısı Puanlaması... 41 Şekil 3.15. Arka Bacak Açısı... 42 Şekil 3.16. Tırnak Yüksekliği Puanlaması... 42 Şekil 3.17. Tırnak Yüksekliği... 43 Şekil 3.18. Diz Yapısı Puanlaması... 43 Şekil 3.19. Diz Yapısı... 43 Şekil 3.20. Ön Meme Bağlantısı Puanlaması... 44 Şekil 3.21. Ön Meme Bağlantısı... 44 Şekil 3.22. Ön Meme Başı Yerleşimi Puanlaması... 45 Şekil 3.23. Ön Meme Başı Yerleşimi... 45 Şekil 3.24. Ön Meme Başı Uzunluğu Puanlaması... 46 Şekil 3.25. Ön Meme Başı Uzunluğu... 46 Şekil 3.26. Meme Tabanı Puanlaması... 47 Şekil 3.27. Meme Tabanı (derinliği)... 47 Şekil 3.28. Arka Meme Yüksekliği Puanlaması... 48 Şekil 3.29. Arka Meme Yüksekliği... 48 X

Şekil 3.30. Meme Merkez Bağı Puanlaması... 49 Şekil 3.31. Meme Merkez Bağı... 49 Şekil 3.32. Arka Meme Başı Yerleşimi Puanlaması... 49 Şekil 3.33. Arka Meme Başı Yerleşimi... 50 Şekil 3.34. Çalışmada kullanılan somatik hücre sayım cihazı... 51 Şekil 4.1. Somatik hücre sayısının aylara göre değişimi... 54 Şekil 4.2. İşletmelere göre aylık ortalama logshs değerlerinin değişimi... 55 Şekil 4.3. İşletme ve sütçülük karakterine göre ineklerin dağılımı... 61 Şekil 4.4. İşletme ve vücut derinliği değerine göre ineklerin dağılımı... 62 Şekil 4.5. İşletme ve göğüs genişliğine göre ineklerin dağılımı... 63 Şekil 4.6. İşletme ve sağrı genişliğine göre ineklerin dağılımı... 64 Şekil 4.7. İşletme ve sağrı eğimine göre ineklerin dağılımı... 64 Şekil 4.8. İşletme ve arka bacak açısına göre ineklerin dağılımı... 65 Şekil 4.9. İşletme ve tırnak yüksekliğine göre ineklerin dağılımı... 66 Şekil 4.10. İşletme ve arka diz yapısına göre ineklerin dağılımı... 67 Şekil 4.11. İşletme ve arka bacak duruşuna göre ineklerin dağılımı... 68 Şekil 4.12. İşletme ve ön meme bağlantısına göre ineklerin dağılımı... 68 Şekil 4.13. İşletme ve arka meme yüksekliğine göre ineklerin dağılımı... 69 Şekil 4.14. İşletme ve meme merkez bağına göre ineklerin dağılımı... 70 Şekil 4.15. İşletme ve meme tabanına göre ineklerin dağılımı... 71 Şekil 4.16. İşletme ve meme başı yerleşimine göre ineklerin dağılımı... 72 Şekil 4.17. İşletme ve meme başı uzunluğuna göre ineklerin dağılımı... 73 Şekil 4.18. İşletme ve arka meme başı yerleşimine göre ineklerin dağılımı... 74 Şekil 4.19. İşletmelere göre aylık ortalama süt verimlerinin değişimi... 74 XI

SİMGELER VE KISALTMALAR SHS Log e SY GG VD SK SE SG ABD ABA TY DY ÖMB ÖMBY ÖMBU MT AMY MMB AMBY : Bir mililitre sütte bulunan somatik hücre sayısı : e tabanına göre doğal logaritma : Sağrı Yüksekliği : Göğüs Genişliği : Vücut Derinliği : Sütçülük Karakteri : Sağrı Eğimi : Sağrı Genişliği : Arka Bacak Duruşu : Arka Bacak Açısı : Tırnak Yüksekliği : Diz Yapısı : Ön Meme Bağlantısı : Ön Meme Başı Yerleşimi : Ön Meme Başı Uzunluğu : Meme Tabanı (derinliği) : Arka Meme Yüksekliği : Meme Merkez Bağı : Arka Meme Başı Yerleşimi XII

XIII

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE 1. GİRİŞ Islah stratejileri ortaya konularak ve doğru yöntemler seçilerek Türkiye sığırcılığı ıslahının en kısa sürede tamamlanması, üzerinde durulması gereken en önemli konudur. Bu amaçla ineklerin bazı verim kayıtları kullanılabileceği gibi, subjektif olarak değerlendirilen bazı dış yapı özellikleri de kullanılabilmektedir. Subjektif olarak değerlendirilen bu dış yapı özelliklerine Doğrusal Tip Özellikleri denilmektedir (Özet, 2001). Süt sığırı yetiştiricileri için tip sınıflandırma uygun bir sürü idaresi oluşturulması için de önemli bir araçtır (Juozaitiene ve ark., 2006). Süt sığırlarında uzun ömür ve maksimum düzeyde verim elde etmek üzere damızlık değerlerinin tahmin edilmesinde, verim özellikleriyle birlikte dış görünüş özelliklerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Süt sığırlarında tip özellikleri, uzun ömürlülüğü ve bir dolaylı seleksiyon kriteri olarak da sürüde kalma süresini, erken dönemde tahmin etmede kullanılmaktadır (Larroque ve Ducrocq, 2001). Dış görünüş özelliklerinden yararlanarak, daha yüksek süt, et ve döl verimine sahip, daha dayanıklı ve uzun ömürlü hayvanların elde edilmesinin mümkün olduğu ve bu durumun da karlılığı olumlu yönde etkilediği bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur (Boettcher ve ark., 1993; Hamoen, 1994; Kumlu, 1999). Bu nedenlerden dolayı damızlık yetiştirme programlarında dış görünüş özelliklerinin payı %10.4 ile %49.5 arasında değişmektedir (Özcan, 1995; Kaya, 1992; Akbaş ve ark., 1998). Birçok Avrupa ülkesi, 1960 lı yıllara kadar seleksiyon programlarında süt verimiyle dış görünüş özelliklerini birlikte ele alırken, sonraları ölçme ve tartmaya dayalı yöntemlerin geliştirilmesiyle yalnızca süt ve et verimini dikkate almışlar ve bu yönde de önemli ilerlemeler elde etmişlerdir. Yapılan çeşitli ıslah çalışmaları ile ineklerin verimlerinde önemli artış sağlanmış buna karşın inekler daha kısa sürede sürüden çıkmaya başlamıştır. Avrupa da 1980 li yıllarda süt sığırcılığının endüstriyel bir yapıya kavuşması nedeniyle dış görünüş özellikleri yeniden değer kazanarak ıslah programlarına girmiştir (Özcan, 1995). Bununla birlikte Amerika ve Kanada gibi ülkelerde dış görünüş özellikleri her zaman dikkate alınmıştır (Kumlu, 1999). Ülkemizde ilk olarak Türk-Anafi Projesi kapsamındaki işletmelerde dış görünüş özelliklerine göre değerlendirmeler yapılmıştır. Türkiye de Damızlık Sığır 1

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE Yetiştiricileri Birliklerinin kurulmasından sonra da dış görünüş özelliklerine göre değerlendirme çalışmalarına devam edilmiştir. Dış görünüşe göre değerlendirmede, toplam puan üzerinden değerlendirme ve doğrusal tanımlama yöntemleri kullanılmaktadır. Yaylak ve Akbaş (2004), dış görünüş özelliklerinden yararlanarak daha yüksek süt, et ve döl verimine sahip, daha dayanıklı ve uzun ömürlü hayvanların elde edilmesinin mümkün olduğunu ve bu durumun da karlılığı olumlu yönde etkilediğini bildirmektedirler. Toplam puan üzerinden değerlendirme yöntemi, süt tipi sığırların genel vücut yapıları ve vücutlarının çeşitli kısımlarının dış görünüşleri bakımından süt verim yönüne uygunluk düzeyini öznel olarak belirlemeye yönelik değerlendirmeleri içerir (Kaya, 1992). Değerlendirmede vücudun değişik kısımları puanlanmaktadır. Puanlamada inekler 100 puan olarak değerlendirilen ideal tiple karşılaştırılmaktadır. Ancak son yıllarda sayısal puan vererek yapılan değerlendirmelerin çok kesin tanımlamalar olmadığı anlaşılmıştır. Çünkü bu değerlendirmede hayvanın olumsuz sayılan özellikleri belirtilmemektedir. Örneğin sütçülük karakteri adı altında bir grup özelliğe tek bir puan verilmektedir. Bu olumsuzluğun giderilmesi için hayvanların morfolojik değerlendirilmelerinde ele alınan her bir özelliğin belirtilmesi ve çok iyi tanımlanması gerekmektedir. Boğa veya ineğin daha ayrıntılı bir biçimde tanımlanması amacıyla farklı metotlar geliştirilmiştir. Bunlardan bir tanesi doğrusal tanımlama yöntemidir. Amerika Birleşik Devletleri Milli Hayvan Yetiştiricileri Derneği nin 1977 de oluşturduğu komite, rakamsal değerler kullanarak doğrusal puanlama yöntemi ile standart bir cetvel oluşturmuştur. Doğrusal tanımlama, hayvanla ilgili her bir özellik için biyolojik değişim değerinin tahmin edilmesi ve bunun önceden hazırlanmış bir cetvele göre değerlendirilmesini esas almaktadır. Dikkate alınan özellikler ve puanlama cetveli ülkelere ve yıllara göre değişmektedir. Doğrusal puanlama özellikleri, 1983 yılında Holstein Birliğinin sınıflandırma programında kategorik tip özelliklerin yerine geçmiş ve daha sonra sürekli geliştirilmiştir (Lawstuen ve ark., 1987; Short ve ark., 1991). Kategorik tip özelliklerinin yerini alan doğrusal puanlamanın yararları; özelliklerin bireysel olarak puanlanması, ineğin idealle mukayesesi yerine biyolojik değişimine puan verilmesi, puanlamada rakamların kullanılması, arzu edilebilirlik yerine özelliğin düzeyine 2

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE puan verilmesi, verilen puanların sürekli bir cetvelde olması sonucu analizinin kolay olması, şeklinde sıralanabilir (Thompson ve ark., 1983; Hayes ve Mao, 1987). Dış görünüş özelliklerinden yararlanarak daha yüksek süt, et ve döl verimine sahip, daha dayanıklı ve uzun ömürlü hayvanların elde edilmesinin mümkün olduğu ve bu durumun da karlılığı olumlu yönde etkilediği bildirilmektedir (Rogers ve ark., 1991). Vücudun hareket ve yapı özelliklerini yansıtan tip özellikleri arasında genetik ve fenotipik korelasyonlar olduğu, ancak bunların önemsenmeyecek kadar düşük düzeyde kaldığı, ancak SHS ve meme derinliği arasında en yüksek genetik korelasyonun hesaplanmış olduğu özellikle meme başı uzunluğu ve SHS arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu ve sonuç olarak da tip özelliklerine bakılarak mastitise dayanıklılık yönünde seleksiyon yapılabileceği ifade edilmektedir (Rogers ve ark., 1991). İnsan beslenmesinde büyük önem taşıyan sütün sağlıklı ve kaliteli olması, üretildiği yer olan memenin sağlığı ile direk ilişkilidir. Süt sığırlarında özellikle mastitis, yetiştiriciler açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir. Mastitisten dolayı süt sığırı işletmeleri önemli miktarda maddi zarara uğramaktadır. Dolayısıyla, mastitis olgusu sürü içinde belirlenerek gerekli önlemler alınmalıdır. Bu amaçla Somatik Hücre Sayısı (SHS), mastitisin belirlenmesinde dolaylı bir ölçüt olarak kullanılmaktadır. Avrupa Birliği standartlarına göre çiğ sütte bulunabilecek SHS nın üst sınırı mililitrede 200,000 hücredir. SHS 200,000 hücre/ml üzerinde olanlarda meme dokusu hastalıklı demektir (Tekeli, 2005). Türkiye de ise Çiğ Süt ve Isıl işlem Görmüş İçme Sütleri Tebliğine göre Somatik Hücre Sayısının (ml de) <500 000 olması gerekmektedir (Anonim, 2000a). Ülkemizde SHS nın tespiti konusunda yapılan çalışmalarda, Göncü (2000), Adana entansif süt sığırı işletmelerinde yetiştirilen Siyah Alaca inek sütlerinde SHS nı ve buna etki eden çeşitli faktörleri belirlemek üzere yaptığı çalışmada meme lobları genel ortalamasını 1,287,680 ± 88,850 SHS/ml; Eyduran ve ark. (2005), Siyah Alaca inek sütlerinde bulunan somatik hücrelerin miktarını ve buna etki eden faktörleri belirlemek üzere yaptıkları çalışmada SHS nı Kasım ayı için 1,311,761± 3

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE 239631, Ağustos ayı için 732,810±146,264 SHS/ml olduğunu bildirmişlerdir. Toplam bakteri sayısı üzerinde yapılan çalışmalarda ise Aytür (1990), Adana da kış döneminde 190 bin- 24 milyon canlı bakteri (%33 kullanıma uygun değil) ve 210000 coliform bakteri tespit edildiğini bildirmişlerdir. Bu çalışmalara göre ülkemizde üretilen sütlerde somatik hücre sayısının standartların çok üzerinde olduğu görülmüştür. Bu nedenle Avrupa Birliği giriş sürecinde kaliteli süt üretimini artırabilmek için sütte SHS na daha fazla önem verilmesi ve bu konuda yapılacak çalışmaların sayısının artırılması gereği ortaya çıkmaktadır. Kaliteli süt üretimi, süt sığırcılığı işletmelerinde kazançlı bir geleceğin en önemli unsurudur. Ancak bu tür işletmelerde karlılığı azaltan ve dolayısıyla ülkemiz hayvancılığı ile ekonomisini etkileyen çok sayıdaki olumsuz faktörün varlığı da bir gerçektir. Bu faktörlerden mastitis çoğu kez, en önemli sürü sağlığı problemi olarak karşımıza çıkmaktadır (Göncü, 2000). Pek çok bilinçli süt sığırı yetiştiricisi, mastitisin ekonomik kayıplara neden olduğunu bilmektedir. Ancak genel kayıplar olarak veteriner ve ilaç masrafları hesaplanmaktadır. Ancak süt verimi ve çeşitli özellikler arası ilişkilerin incelendiği çalışma da mastitis ile süt verimi arası negatif bir ilişki olduğu bildirilmektedir (Göncü, 2000). Mastitis son derece kompleks etiyolojiye sahip ve bu nedenle mevcut koşullarda eredikasyonunun mümkün olmadığı bir yetiştirme hastalığıdır. Modern süt sığırcılık işletmelerinde oldukça yaygın olarak görülmektedir. Ülkemizde mastitisin neden olduğu ekonomik kayıplar konusunda istatistik bulunmamakla beraber, batı ülkelerinde yapılan araştırmalar süt sığırı işletmelerinde en fazla ekonomik kaybın mastitis (özellikle subklinik mastitis) nedeniyle olduğunu ortaya koymuştur. Her ne kadar subklinik mastitis vakalarının direk tanısı yapılmasa da, hastalık kendini sütte SHS ve bakteri sayısındaki artış şeklinde gösterdiğinden, dolaylı olarak sütteki SHS düzeyine bakılarak tespit edilebilmektedir (Yalçın ve ark., 2000). Ülkemizde subklinik mastitis problemine gerek üretici gerekse ulusal düzeyde henüz gereken önemin verilmediği, buna paralel olarak da Türkiye de süt sığırcılık işletmelerinde hastalığın oluşturduğu ekonomik kayıpların tespitine yönelik 4

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE ekonomik çalışmaların mevcut olmadığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle, Yalçın ve ark. (2000), yaptıkları çalışmada süt verim kaybının ineklerin SHS düzeylerine göre önemli ölçüde farklılık gösterdiğini tespit etmişlerdir. SHS nin 403.000 hücre/ml olduğu düzeyde süt verim kaybı 0,6 kg/gün/inek, 1.097.000 ve 1.900.000 hücre/ml olduğu düzeylerde ise süt verim kaybı sırasıyla 3,8 ve 6,8 kg/gün/inek olarak bildirilmiştir. SHS düzeyinde her bir ünite artışa karşın meydana gelen ortalama süt verim kaybı ise 1,53 kg/gün/inek olarak hesaplanmıştır (Yalçın ve ark., 2000). Mastitis nedeniyle Türkiye de meydana gelen ekonomik kaybın yılda 41,5 milyon YTL olduğu tahmin edilmektedir (Kesenkaş, 2008). Bugün Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsi sütler için bir takım standartlar oluşturmuş durumdadır. Bu standartlar arasında tank sütü somatik hücre sayısı değeri kaliteli ve sağlıklı süt üretimi konusunda uygulanan kontrol metotları arasına girmiştir. Özellikle subklinik mastitislerin tanısında kullanılan bu değerler, sürü meme sağlığını izlemede ve süt kalitesinin kontrolünde çok önemli bir kriterdir (Brown ve ark., 1986). Meme ve meme başının morfolojik yapısı, mastitise yakalanma riskini etkileyebilmektedir. SHS nın koltuk ve küre biçimindeki meme tiplerinde, sarkık meme tiplerine göre daha düşük olduğu bildirilmektedir. Seykora ve Mcdaniel (1985), ön ve arka memelerin yerden yüksekliği arasındaki fark arttıkça SHS nın azaldığını saptamıştır. Memenin yerden yüksekliği, mastitise yakalanma riskini önemli ölçüde etkilemektedir. Memenin yerden yüksekliği arttıkça mastitis ve sütteki lökosit sayısı azalmaktadır. Birçok araştırmada da memenin yerden yüksekliği ile SHS arasında negatif bir ilişki bulunmuştur (Seykora ve Mcdaniel, 1985; Thomas ve ark., 1984; Rupp ve Boichard, 1999). Tip özellikleri üzerinde yürütülen çalışmalarda, bu özellikler ile süt verimi, somatik hücre sayısı, sürüde kalma süresi, uzun ömürlülük gibi karakterler arasında genotipik ve fenotipik ilişkilerin bulunduğu bildirilmiştir (Boldman ve ark., 1992; Pasman ve Reinhardt, 1999; Gutiérrez ve Goyache, 2002; Vukasinovic ve ark., 2002). Uzmay ve ark. (2003), ineklerin morfolojik özellikleri ve meme yapısı ile 5

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE somatik hücre sayısı arasında bir ilişki mevcut olduğundan, SHS na etki eden faktörler içerisinde bulunan hayvanın vücut yapısının iyileştirilmesi için tip puanlamaya önem verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Süt sığırlarında tip özellikleri uzun ömürlülüğü ve dolaylı seleksiyon kriteri olarak sürüde kalma süresini erken dönemde tahmin etmede kullanılmaktadır (Larroque ve Ducrocq, 2001). Rogers (1993), süt verimi, klinik mastitis, sağım kolaylığı ve laminitisi kapsayan bir indeks yöntemi geliştirerek genotipin iyileştirilmesi konulu çalışmasında, süt verimi, SHS, meme derinliği, memenin yerleşimi ve ayak açısının değerlendirilerek seleksiyon yapıldığında sadece süt verimine göre seleksiyon yapıldığı duruma göre %1-4 daha iyi sonuç alındığını bildirmektedir. Araştırıcı, sonuç olarak düşük SHS yüksek memeli ve birbirine yakın meme başı yerleşimi olan ineklerin seçilmesi, artan süt verimi ile beraber ortaya çıkan sağım zorluğu ve mastitis ile mücadelede yardımcı olabileceğini bildirmektedir. Hickman (1964) meme başı çapının yüksek olmasıyla mastitis görülme sıklığının da arttığını bildirmiştir. Alaçam ve ark. (1983), CMT pozitif ineklerde ortalama meme başı uzunluk ve çapının CMT negatif olanlara göre daha yüksek olduğunu saptamıştır. Sanjabi ve ark. (2003) meme özelliklerini değerlendirdikleri çalışmalarında, meme özellikleri açısından bir seleksiyonda özellikle arka meme yüksekliği ve genişliğinin süt verimine etkili olabileceğini bildirmişlerdir. Hızlı sağılan ineklerin daha yüksek SHS na sahip olma eğiliminde olduğu (Brown ve ark., 1986) ve uygun olmayan sağım işlemlerinin de sütteki SHS nı olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir (Galton ve ark., 1982). Çeşitli meme özellikleri, süt verimi, SHS ve dakikada sağılan süt miktarı arası ilişkilerin incelendiği çalışmada, meme başı şeklinin SHS ve dakikada sağılan süt miktarı ile ilişkili olduğunu ve SHS nın memenin yerden yüksekliği, meme başı şekli, sağım hızı, lezyon oranı ve meme çapından etkilendiğini bildirilmektedir (Seykora ve McDaniel, 1985). 6

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE Yürütülen bu çalışma ile SHS na etkili olan tip özelliklerinin en etkin olanlarının saptanması, ilişki düzeyinin ortaya konulması, sıcak ve nemli olan aylar ile daha düşük nem ve sıcaklık değerlerine sahip ayların süt verimi ve SHS üzerine etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, entansif üretim yapan ve sürü büyüklüğü bakımından ülke ortalamasının çok üzerinde olan işletmelerde özellikle son yıllarda sağlıklı süt üretiminin sağlanması amacıyla bu konuya ne kadar ağırlık verildiğinin ortaya konulması yönünden önem arz edecektir. 7

1. GİRİŞ Gökhan GÖKÇE 8

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Somatik Hücre Sayısının belirlenmesi ve bunu etkileyen faktörler konusunda ülkemiz şartlarında yapılmış çalışma oldukça azdır. Ancak diğer ülkelerde konu üzerinde daha fazla durulmuş ve SHS kalite kriteri olarak üretim programlarına dahil edilmiştir. Aşağıda konu ile ilgili yapılmış bazı çalışmalar özetlenmiştir. 2.1. Somatik Hücre Sayısı Normal bir sütte SHS düzeyi 200.000 hücre/ml düzeyinin altındadır. Sütteki yüksek SHS düzeyi meme enfeksiyonunun göstergesi olarak değerlendirilmektedir (Dohoo ve Leslie, 1991; Rice ve Bodman, 1993; Omore ark., 1999; Haas, 2003). Klinik mastitis ile SHS arasında 0.70 ler dolayında genetik korelasyonlar bildirilmiştir (Rupp ve Boichard, 1999; Carlén ve ark., 2004). Türk Gıda Kodeksine göre SHS çiğ inek sütünde mililitrede 500000 den az olmalıdır (Anonymous, 2000a). İnek başına elde edilen süt miktarının DSYB ye üye işletmelerde tatmin edici bir seviyeye ulaşmış olmasına karşın (Koç, 2006), üretilen sütün kalitesinde önemli sorunlar olduğu, birçok süt sığırı işletmesinin AB ve Türk Gıda Kodeksi kriterlerine uygun kalitede süt üretmede yetersiz kaldığı bildirilmektedir (Kaya ve ark., 2001; Göncü ve Özkütük, 2002; Eyduran, 2002; Koç, 2004; Koç, 2006). Sığır sütü miktar ve kalitesini etkileyen faktörleri inek ile ilgili olan ırk, yaş, laktasyon sırası, laktasyon evresi, ineğin meme özellikleri gibi faktörler olarak sıralamak mümkünken, işletmede uygulanan bakım-yönetim-besleme, barınak koşulları gibi faktörler de önemli ölçüde etkilemektedir (Koç, 2006). Süt sığırlarının ayıklanmasında en yaygın görülen nedenlerden birisi de meme sağlığı problemleridir (Pösö ve Mäntysaari, 1996). Meme konformasyon özellikleri mastitise direnç ve düşük SHS için dolaylı bir seleksiyon kriteri olarak kullanılmaktadır (Kul ve ark., 2006). 9

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE 2.2. Siyah Alaca İneklerde Doğrusal Tip Özellikleri Brotherstone ve ark. (1990) çalışmalarında Siyah Alaca süt sığırlarında çeşitli ve doğrusal dış yapı özellikleri için genetik parametre tahmini yapmışlardır. Çalışmada 16 doğrusal dış yapı özelliği (1-9 arasında puanlanan), toplam dış yapı puanı (10-99 arasında puanlanan) ve 33 özellik (0 ya da 1 olarak puanlanan) 73.940 ilk laktasyon kaydı dikkate alınarak analiz edilmiştir. Çalışmada özelliklere ait ortalama değerler 4.23 (ön meme başı uzunluğu) ile 6.34 (meme tabanı) arasında değişim göstermiştir. Monardes ve ark. (1990), yaptıkları çalışmada Kanada Siyah Alaca Birliğinden aldıkları 169.082 kayıt üzerinden tip özellikleri ile somatik hücre sayısı arasında fenotipik ve genetik korelasyonları ve kalıtım derecelerini incelemişlerdir. Tip özellikleri puanları, ön meme bağlantısı 6.27, meme merkez bağı 4.56, ön meme başı yerleşimi 5.43, arka meme başı yerleşimi 5.03 tür. Araştırıcılar tip özellikleri puanlarının ideale yaklaştıkça somatik hücre sayısında bir azalma olduğunu bildirmişlerdir. Vanraden ve ark. (1990), tip puanlarını, vücut derinliği 5.7, sütçülük karakteri 5.18, sağrı eğimi 4.46, sağrı genişliği 4.96, arka bacak duruşu 5.13, tırnak yüksekliği 4.25, ön meme bağlantısı 4.57, arka meme yüksekliği 4.33, meme merkez bağı 5.2, meme tabanı 4.48, ön meme başı yerleşimi 4.8 olarak bulmuşlardır. Harris ve ark. (1992), yaptıkları çalışmada süt, yağ ve protein verimi ile doğrusal tip özellikleri arasındaki genotipik ve fenotipik korelasyon ile kalıtım derecelerini araştırmışlardır. Araştırıcılar linear tip özellikleri puanlarını, sütçülük karakteri 7.22, tırnak yüksekliği 6.61, arka bacak açısı 7.17, vücut derinliği 7.19, sağrı genişliği 7.01, arka meme yüksekliği 7.30, orta asıcı bağ 7.04, ön meme başı yerleşimi 6.66 ve meme başı uzunluğu 6.57 olarak bulmuşlardır. Sütçülük karakteri, arka meme yüksekliği ile süt, yağ ve protein verimi arasında güçlü pozitif bir genetik korelasyon olduğunu bildirmişlerdir. Klassen ve ark. (1992), yaptıkları çalışmada hayat boyu verim ile tip özellikleri arasındaki genetik ve fenotipik korelasyonları incelemişlerdir. Hayat boyu verim ile sütçülük karakteri arasındaki genetik korelasyon (0.53-0.56) arasında 10

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmada doğrusal tip özelliklerine ait puanlar şu şekildedir, göğüs genişliği 5.6, ön meme bağlantısı 5, orta asıcı bağ 6.0, ön meme başı yerleşimi 5.5, arka meme başı yerleşimi 6.9, arka bacak yerleşimi 5.1, sağrı genişliği 6.0, sütçülük karakteri 5.6 olarak bildirilmiştir. Hayat boyu verim ile ilgili kalıtım derecesi düşük, tip özelliklerinin birçoğu için kalıtım derecesini yüksek bulmuşlardır. Misztal ve ark. (1992), yaptıkları çalışmada tip özellikleri ve verim arasındaki genetik ilişkiyi incelemişlerdir. 15 tip özelliği ve 3 verim özelliği üzerinde durmuşlardır. Bu çalışmada, vücut derinliği 5.76, sütçülük karakteri 5.5, sağrı eğimi 4.51, sağrı genişliği 5.13, arka bacak yerleşimi 4.89, tırnak yüksekliği 4.41, ön meme bağlantısı 4.59, meme tabanı 4.31 puan olarak bulunmuştur. Araştırıcılar meme özelliklerini dikkate almadan yalnızca süt verimi ile kısıtlı bir seleksiyon yapılmasının süt veriminde bir azalmaya sebep olabileceğini bildirmişlerdir. Veerkamp ve ark. (1994) tarafından yapılan çalışmada 302 baş Siyah Alaca sürüsüne ait 1979 ile 1982 yılları arasında tutulan kayıtlardan yararlanılarak, süt sığırlarında besin alımı, etkenlik ve ekonomik gelirde doğrusal dış yapı özelliklerinin potansiyel değeri incelenmiştir. Dış yapı özelliklerine ait ortalama değerler 4.49 (AMY) ile 6.87 (BD) arasında değişim göstermiştir. Araştırıcılar hayvanlardan elde edilecek verimin artırılmasında tek yönlü bir seleksiyonun yeterli olmayacağı, seleksiyonda dış yapı özelliklerinin, canlı ağırlığın ve verimin birlikte kombinasyonun ele alınması gerektiğini bildirmişlerdir. Weigel ve ark. (1997), tip özelliklerine ait puanları, vücut derinliği 5.58, sütçülük karakteri 5.45, sağrı eğimi 4.64, sağrı genişliği 5.25, arka bacak açısı 4.93, tırnak yüksekliği 4.26, ön meme bağlantısı 4.33, meme merkez bağı 4.91, meme tabanı 4.41, ön meme başı yerleşimi 4.35 olarak bulmuşlardır. Koenen ve Groen (1998), vücut ağırlığı, sağrı yüksekliği, göğüs çevresi ve doğrusal tip özellikleri arasındaki fenotipik ve genotipik parametreleri tahmin etmeye çalışmışlardır.. Ayrıca tip özelliklerine ait puanlar şu şekilde bulunmuştur; vücut derinliği 5.23, sağrı genişliği 4.87, meme tabanı 4.76, süt karakteri 7.2. Van Dorp ve ark. (1998) tarafından yapılan çalışmada Kanada Siyah Alaca Birliği'ne bağlı 30 işletmede 1993-1996 yılları arasında yetiştirilen 1. laktasyondaki 4368 baş 11

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE Siyah Alaca ineğe ait kayıtlan değerlendirmiştir. Doğrusal dış görünüş özellikleri için 1-9 puanlık skala kullanılmıştır. Sağrı eğimi ortalama puanı 4.44 ve sağrı genişliği ortalama puanı 6.13 olarak tespit etmişlerdir. Araştırıcılar tip özelliklerinin çeşitli hastalıkların oluş sıklığını azaltmada genetik korelasyonlarının düşük olmasına rağmen kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Yanar ve ark. (1998b) tarafından, Atatürk Üniversitesi Araştırma Çiftliğinde yetiştirilen 246 baş Esmer inek 16 doğrusal dış yapı özelliği bakımından değerlendirilmiştir. Ortalama değerleri 1.88 (BD) ile 6.2 (MT), 2. laktasyon ortalamaları 1.64 (BD) ile 5.9 (MT), 3. laktasyon ortalamaları 1.98 (BD) ile 6.1 (MT), 4. laktasyon ortalamaları 1.82 (BD) ile 6.2 (MT) ve 5. laktasyon ortalamaları ise 1.54 ile 6.2 (ÖMB) arasında değişmiştir. Roughsedge ve ark. (2000) yaptıkları çalışmada ilk laktasyondaki 33325 baş Siyah Alaca ineğin laktasyon kaydını materyal olarak kullanmışlardır. Bütün ineklerde dış yapı özelliklerine ilişkin sınıflandırma1996 ile 1998 yılları arasında yapılmıştır. 16 dış yapı özelliğine ait ortalamalar 4 (SG) ile 6.45 (SY) arasında değişirken, 100 puan sistemine göre yapılan puanlamada TP, M, AB, ST ve B'ne ait ortalamalar sırasıyla 74.18, 78.24, 77.70, 80.32 ve 79.81 değerlerini almıştır. Bàder ve ark. (2001) tarafından yürütülen çalışmada, 739 başlık bir Siyah Alaca sürüde birinci ve ikinci laktasyon süresince meme özelliklerindeki değişim incelenmiştir. Birinci laktasyondaki puanlama ortalamaları 24 (ÖMBY) ile 30.5 (ÖMBU) arasında iken, ikinci laktasyondaki puanlama ortalamaları 22.8 (ÖMBY) ile 31.4 (ÖMBU) arasında değişmiştir. Özet (2001), yaptığı çalışmada Holstein ırkı ineklerde doğrusal tip özelliklerinden vücut derinliği için 5.08, sağrı eğimi için 4.00, sağrı genişliği için 5.75, arka bacak yapısı için 5.47, ayak yapısı için 6.48, ön meme bağlantısı için 6.12, ön meme başı yerleşimi için 6.31, ön meme başı uzunluğu için 5.36, meme derinliği için 6.36, arka meme yüksekliği için 6.43, orta asıcı bağ için 4.93 puanlarını elde etmiştir. Tapkı (2001), Hatay Tarım İşletmesi'nde 1998-2000 yılları arasında buzağılayan 263 baş Siyah Alaca inekte, süt verimi ile dış yapı özellikleri ve meme ölçüleri arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla 12 dış görünüş özelliği ve 6 meme 12

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE ölçüsünü değerlendirmeye almıştır. 12 dış görünüş özelliğine ait ortalamalar 1. laktasyon için 16.94 (ST) ile 46.60 (ABD), 2. laktasyon için 17.31 (ST) ve 46.58 (ABD), 3. laktasyon için 17.53 (ST) ile 46.80 (AMY), 4. laktasyon için 17.28 (ST) ile 46.69 (ABD) ve son olarak 5. laktasyon için 17.31 (ST) ile 47.03 (AMY) arasında olmuştur. 100 puan esas alınarak yapılan değerlendirmeler sonucunda M için ortalama değerlerde laktasyonlar için sırasıyla 25.93, 26.22, 26.53, 26.30 ve 26.37 olarak tespit edilmiştir. Araştırıcı süt verimi, mastitise direnci artırmak ve makinalı sağıma uygunluk yönünde yapılacak seleksiyonda süt verimi ile yüksek korelasyon gösteren tip özelliklerinin dikkate alınmasının daha isabetli olacağını bildirmiştir. Perez-Cabal ve Alenda (2002) tarafından dış yapı özellikleri ile ömür boyu sağlanan kazanç arasındaki genetik ilişkinin araştırıldığı çalışmada 46.316 baş İspanya kökenli Siyah Alaca ineğe ait verilerden yararlanılmıştır. Araştırmada bir inek ortalama 3.85 laktasyon, 7334 kg süt, 1458 günlük üretken yaşam ile 28 aylık ilk buzağılama yaşına sahip olmuştur. Dış yapı özelliklerine ait ortalamalar ise 4.9 (ÖMB) ile 9.8 (BD) arasında değişiklik göstermiştir. Araştırıcılar tarafından 62-90 puan sistemine göre TP, AB ve M için ortalamalar da sırasıyla 76.5, 8.4 ve 8.1 olarak tespit edilmiştir. Araştırıcılar, verim üzerine en etkili tip özelliklerinin ayak ve bacaklara ait özellikler olduğunu, diğer tip özelliklerinin üreme ve mastitis üzerine etkili olduğunu ve bu özellikler ile ilgili daha ileri araştırmaların yapılması gerektiğini bildirmişlerdir. Fatehi ve ark. (2003), farklı çevrelerde ayak ve bacak özellikleri için genotip X çevre interaksiyonunu araştırmışlardır. Doğrusal tip puanlaması sonuçlarını, tırnak yüksekliği 5.10 ± 1.35, arka bacak duruşu 5.35 ± 1.74, arka bacak açısı 5.47 ± 1.24 olarak bildirmişlerdir. Şekerden ve Erdem (2004) yürüttükleri çalışmada Kazova İşletmesi'ndeki sığırlarda süt verimi ile çeşitli dış yapı ölçümleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışmada dikkate alınan özelliklerden SG'ne ait ilk üç laktasyondaki ait ortalama değerler sırasıyla 48.2, 50.6 ve 52.5 cm olarak bulunmuştur. Siyah Alaca ineklerde doğrusal tanımlama özelliklerini saptamak amacıyla yapılan çalışmada İzmir Holstein Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'ne kayıtlı 17 işletmede yetiştirilen ve laktasyonun 30-150'nci günleri arasında bulunan 679 baş 13

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE Siyah Alaca ineğin verileri kullanılmıştır. İneklerin 17 doğrusal özellik için doğrusal puanlanması, Amerikan Holstein Birliği tarafından belirlenen ilkelere göre yapılmıştır. Laktasyon sıralarına göre doğrusal özelliklerin ortalamaları 1. laktasyonda 23.8 (ABA) ile 31.9 (ABD), 2. laktasyonda 21.6 (ABA) ile 32.6 (BD) ve 3. laktasyonda ise 21.2 (MT) ile 36.6 (BD) arasında değişmiştir (Yaylak ve Akbaş 2004). Duru (2005) tarafından yapılan araştırmada, Siyah Alaca sığırlarda dış görünüş özelliklerine ait parametre ve damızlık değer tahmini yapılmıştır. Araştırmada 158 boğanın 128 işletmede yetiştirilen 597 kızı dış görünüş özelliklerine göre sınıflandırılmıştır. Bunlardan her birinin en az 3 kızı olan 46 boğanın 70 işletmede yetiştirilen 354 baş kızına ait sınıflandırma kaydı ile 37 boğanın 56 işletmede yetiştirilen 206 kızına ait 304 laktasyon kaydı kullanılmıştır. Araştırmada dış görünüş özelliklerine ait ortalama değerler 4.58 (ÖMBY) ile 145.44 (SY) arasında değişiklik göstermiştir. Süt sığırı yetiştiricileri için, tip sınıflandırma uygun bir sürü idaresi oluşturulması için önemli bir araçtır (Juzaitiene ve ark., 2006) 2.3. Doğrusal Tip Özellikleri ve Somatik Hücre Sayısı Arası İlişkiler Tip Özellikleri üzerinde yapılan çalışmalarda, bu özellikler ile süt verimi, somatik hücre sayısı, sürüde kalma süresi, uzun ömürlülük gibi karakterler arasında genotipik ve fenotipik ilişkilerin bulunduğu bildirilmiştir (Boldman ve ark., 1992; Gutiérrez ve Goyache, 2002; Vukasinovic ve ark., 2002). Rogers ve ark. (1991), çeşitli dış yapı özellikleri ile somatik hücre sayısı arası korelasyonlar üzerinde durdukları çalışmalarında, yüksek yapılı (cidagosu yüksek) ve dolayısıyla, memesi yerden daha yüksek olan ineklerin daha düşük SHS değeri gösterdiklerini bildirmektedirler. Vücudun hareket ve yapı özelliklerini yansıtan tip özellikleri arasında genetik ve fenotipik korelasyonlar olduğu, ancak bunların önemsenmeyecek kadar düşük düzeyde kaldığı da verilen diğer sonuçlar arasında yer almaktadır. SHS ve meme derinliği arasında en yüksek genetik korelasyonun hesaplanmış olduğu özellikle meme başı uzunluğu ve SHS arasında pozitif olma 14

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE yönünde bir ilişkinin varlığı ve sonuç olarak tip özelliklerine bakılarak seleksiyon yapıldığına, mastitise dayanıklılığın iyileştirileceği bildirilmektedir. Seykora ve Mcdaniel (1985), ön ve arka memelerin yerden yüksekliği arasındaki fark arttıkça SHS nın da azaldığını saptamıştır. Memenin yerden yüksekliği, mastitise yakalanma riskini önemli ölçüde etkilemektedir. Memenin yerden yüksekliği arttıkça mastitisin ve sütteki lökosit sayısı azalmaktadır. Birçok araştırmada da memenin yerden yüksekliği ile SHS arasında negatif ilişki bulunmuştur (Seykora ve Mcdaniel, 1985; Thomas ve ark., 1984; Rupp ve Boichard, 1999). İneklerde meme başı uzunluğunun süt sağımının kolaylığı üzerine olumsuz yönde etkili olduğu, çok uzun meme başlarının, meme başlarının yere daha yakın olmasına ve daha kolay yaralanmalarına sebep olduğu bildirilmiştir (Hamoen, 1994). Yapılan araştırmalar sonucunda mastitise dayanıklı ineklerin seçilmesi sırasında meme başı uzunluğunun 6.5 cm den daha kısa olması gerektiği de ifade edilmiştir (İzgür, 1984). Slettbakk (1992), yaptığı araştırmada meme başları küçük olan ineklerde sütteki somatik hücre sayısının daha fazla olduğunu tespit etmiştir. Van Dorp ve ark. (1998), Holstein ırkı inekler üzerinde yaptıkları bir çalışmada mastitis ile ön meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiyi araştırmışlar, fenotipik bakımdan düşük düzeyde, genetik bakımdan orta düzeyde bir ilişki saptamışlardır. Rogers (1993), süt verimi, klinik mastitis, sağım kolaylığı ve laminitisi kapsayan bir indeks geliştirerek genotipin iyileştirilmesi konulu çalışmasında süt verimi, SHS, meme derinliği, memenin yerleşimi ve ayak açısının değerlendirilerek seleksiyon yapıldığında sadece süt verimine göre seleksiyon yapıldığı duruma göre %1-4 daha iyi sonuç verdiğini bildirmektedir. Araştırıcı sonuç olarak düşük SHS yüksek memeli ve birbirine yakın meme başı yerleşimi olan ineklerin seçilmesi, artan süt verimi ile beraber ortaya çıkan sağım zorluğu ve mastitis ile mücadelede yardımcı olacağını bildirmektedir. Meme başları çapı, meme başlarının orta kısmının kalınlığının ölçüsüdür (Akcan, 1993; Şen, 1993). Alaçam ve ark. (1983), CMT pozitif ineklerin ortalama ön 15

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE ve arka meme başı çapının, CMT negatif ineklere göre daha yüksek çıktığını belirtmektedirler. Kuczaj (2003) ise, yaptığı çalışmada ön ve arka meme başları çapları ile SHS arasında sırasıyla 0.27 ve 0.28 düzeyinde pozitif fenotipik korelasyonlar tespit etmiştir. Ön meme başı uzunluğu, ön meme başının memeye birleştiği kısımdan meme başının uç kısmına kadar olan dikey mesafedir. Arka meme başı uzunluğu ise, arka meme başının memeye birleştiği kısımdan meme başı uç kısmına kadar olan mesafedir (Şen, 1993). İdeal meme başları, silindirik, orta uzunlukta ve çapta olup, aynı büyüklükte olmalıdır. Meme başları, her bir lobun altında ve ortasında, bir karenin köşelerini oluşturacak şekilde yerleşmeli, meme tabanından yere dik olarak uzanmalıdır (Akcan, 1993). Alaçam ve ark. (1983), meme başı uzunluğu ile mastitis arasında yakın bir ilişki bulunduğunu, meme başları uzunluğunun CMT pozitif ineklerin CMT negatif ineklere göre daha fazla olduğunu, fakat bunun istatistiksel olarak önemli olmadığını bildirmektedirler. Şeker ve ark. (2000) ise ön meme başı uzunluğu açısından CMT pozitif ve CMT negatif inekler arasında önemli bir farkın olmadığını, aynı zamanda ineklerin yetiştirme ve damızlık amaçlı seçiminde, meme başı uzunluğu kısa ancak makineli sağıma uygun meme başlarına sahip ineklerin tercih edilmesi gerektiğini bildirmektedirler. Daha uzun meme başları; sağım, yaralanma vb. dış etkilerden daha fazla zarar görmektedir (Rogers ve Hargrove, 1993). Bu nedenle daha kısa meme başları, daha düşük SHS na (Rogers ve Hargrove, 1993) ve daha az mastitise yol açmakta olup (Rogers, 1996; Rogers, 1997), Hiemstra ve ark. (2002), daha kısa başlı meme yönünde uygulanacak seleksiyonun yeni mastitis oluşumlarını önlemede etkili olacağını bildirmektedir. Kuczaj (2003), ön meme başları arası mesafe (ön meme başı arası mesafe; ön meme başlarının uç kısımları arasındaki yatay mesafedir (Akcan, 1993; Şen, 1993) ile SHS arasında % 8 düzeyinde fenotipik ilişki tespit etmiştir. Araştırmacı, ön meme başları arası mesafenin artmasıyla SHS ve klinik mastitis riskinin de arttığını bildirmektedir. Şeker ve ark. (2000), ön meme başlarını birbirine uzaklığı açısından CMT pozitif ve CMT negatif inekler arasında önemli bir farklılık bulamamışlardır. Alaçam ve ark (1983), ön meme başları arasındaki mesafenin, CMT pozitif ineklerin CMT 16

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE negatif ineklere göre daha fazla, ancak istatistiksel olarak önemli olmadığını, aynı zamanda ön meme başları arasındaki mesafenin az olduğu memelerin mastitise daha dayanıklı olduğunu bildirmektedirler. Arka meme başları arası mesafe (arka meme başları arası mesafe; arka meme başının uç kısımları arasındaki yatay mesafedir (Akcan, 1993; Şen, 1993) ile SHS arasındaki ilişkinin ortaya konulduğu bir çalışmada, bu özellikler arasında % 22 düzeyinde fenotipik ilişki tespit edilmiştir (Kuczaj, 2003). Alaçam ve ark, (1983), arka meme başları arası mesafenin, CMT pozitif ineklerde CMT negatif olanlara göre daha fazla olduğunu, bunun istatistiksel olarak önemli olmadığını, ancak arka meme başları arasındaki mesafenin az olmasının mastitise karşı direnci artırdığını bildirmektedirler. Yan meme başları arası mesafe ile klinik mastitis arasında % 20 düzeyinde genetik ilişki belirlenirken (Rupp ve Boichard, 1999), yan meme başları arası mesafe ile SHS arasında % 26 düzeyinde genetik (Rupp ve Boichard, 1999), - % 0.07 düzeyinde fenotipik ilişki belirlenmiştir (Kuczaj, 2003). Ön meme başı yüksekliği az olan ineklerde CMT pozitiflik oranı yüksek olup (Şeker ve ark., 2000), Alaçam ve ark. (1983), bu durumun, yere yakın meme başlarından enfeksiyon etmeni girişinin daha kolay olmasından kaynaklandığını bildirmektedirler. Ön meme başlarının yerden yüksekliği ile SHS arasında negatif yönde -0.29 düzeyinde bir fenotipik ilişki tespit eden Kuczaj (2003), ön meme başlarının yerden yüksekliğinin artmasıyla SHS nın azaldığını belirlemişlerdir. Kuczaj (2003), arka meme başının yerden yüksekliği ile SHS arasında negatif yönde -0.30 düzeyinde fenotipik bir ilişki bulunduğunu, arka meme başının yerden yüksekliğinin artmasıyla birlikte SHS nın azalacağını bildirmektedir. Ön meme bağlantısı, memenin karına doğru bağlantısı olup, memenin kapasitesi ve ileride sarkıp sarkmayacağı konularında önemli ipuçları vermektedir (Özcan, 1995; Kumlu, 1999; Koyuncu ve ark., 2001). Memenin sağ ve sol yanlarından bakılarak memenin karın bölgesine doğru yaptığı bağlantı açısından değerlendirilmekte ve uzun ömürlülük açısından karına doğru güçlü bağlantı yapan meme tercih edilmektedir (Koyuncu ve ark., 2001). Ön meme, yerleştiği bölgeye göre hacimli ve uygun uzunlukta olmalıdır. 17

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Gökhan GÖKÇE Önden arkaya genişliği bir örnek olmalı ve önden bir kavis ile karın altına güçlü bir şekilde bağlanmalıdır (Akcan, 1993; Tapkı, 2001). Ön meme bağlantısı ile SHS ve klinik mastitis arasındaki ilişkinin ortaya konulduğu çalışmalarda, genellikle negatif yönde ilişkiler tespit edilmişken (Rogers ve Hargrove, 1993; Rogers, 1996; Rogers, 1997; Rupp ve Boichard, 1999; DeGroot ve ark., 2002; Hiemstra ve ark., 2002;), Monardes ve ark. (1990) ile Rogers ve ark. (1998) ise pozitif yönlü ilişkiler belirlemişlerdir. Daha sıkı ön meme bağlantısı, mastitis riskini azaltmakta (Rogers,1996; Rogers, 1997) ve daha düşük SHS na neden olmaktadır (Rogers ve Hargrove, 1993). Bu nedenle daha sıkı ön meme bağlantısı için yapılan seleksiyonlar mastitis riskini azaltmaktadır (DeGroot ve ark., 2002). Arka meme yüksekliği, memenin arka bacaklar arasında görülen bağlantısı olup memenin kapasitesini tahmin etmeye yarar (Özcan, 1995; Kumlu, 1999; Koyuncu ve ark., 2001). Rogers (1997), arka meme yüksekliğinin klinik mastitis ile ilişkisi olmadığını, DeGroot ve ark. (2002) ise SHS ile orta derecede ilişkili olduğunu, arka meme yüksekliğinin artmasıyla SHS nın da arttığını bildirmektedirler Meme merkez bağı, memeyi önden arkaya doğru ikiye ayırırcasına uzanan ve memenin vücuda bağlantısını sağlayan temel bağdır. Bu bağın belirgin olması arzu edilmelidir. Aksi halde, ileriki dönemlerde memede sarkmalar görülebilmektedir (Özcan, 1995; Kumlu, 1999; Koyuncu ve ark., 2001).Yapılan araştırmalar, sarkık formdaki memelerin yere daha yakın olmasının yaralanma ve çevresel patojenlere maruz kalma nedeniyle mastitis riskini artırdığına işaret etmektedir (Rupp ve Boichard, 1999; Uzmay ve ark., 2003). Yetiştiricilik açısından zayıf bir meme bağı istenmeyeceği gibi, arka meme başlarını üst üste bindirecek derecede derin bir meme merkez bağı da arzulanmamaktadır (Koyuncu ve ark., 2001). Vücuda sağlam bir biçimde bağlı olan memenin en alt kısmının (meme başı uçlarının) en fazla arka diz hizasına kadar inmesi istenir. Daha yukarıda kalan memelerde kapasite bakımından düşüklük, daha aşağıda olanlarda ise sarkma problemi görülebilmektedir (Özcan, 1995; Kumlu, 1999; Koyuncu ve ark., 2001). Hayvanın her iki tarafından da ön meme loblarının diz seviyesinden olan yüksekliği değerlendirilmektedir (Koyuncu ve ark., 2001). Meme derinliği ile SHS ve klinik mastitis arasında negatif yönde ilişkiler bulunmakta olup bu durum çeşitli 18