ENST TÜSÜ MÜDÜRLÜ Ü ANTALYA



Benzer belgeler
Yerfıstığında Gübreleme

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ

AZOT (N) amonyum (NH + 4 ) nitrat (NO3 )

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

FINDIĞIN HASAT,HARMAN VE DEPOLANMASI

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Döküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

Antepfıstığında Gübreleme

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

ŞEKER PANCARI (Beta vulgaris L. spp.vulgaris var.altissima Doell) TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

Alasim Elementlerinin Celigin Yapisina Etkisi

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

PROJE ADI DOĞAL ÇEVRECĠ SEBZE-MEYVE KURUTMA SĠSTEMĠ. PROJE EKĠBĠ Süleyman SÖNMEZ Ercan AKÇAY Serkan DOĞAN. PROJE DANIġMANLARI

PAMUKTA DENGELİ GÜBRELEME

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Bitkisel Dokular, Bitkinin Kısımları, Meristem Doku

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Elma ve armutta ateş yanıklığı (Erwinia amylovora)

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

yapraklar n alt nda minyatür bir meyveci in bulunmas yla tan rlar. Döllenme olay ndan sonra bu meyvecik büyüyerek gerçek meyveye dönü ür.

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

BEZELYE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Bezelye YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever.

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

Saplama ark kaynağı (Stud welding) yöntemi 1920'li yıllardan beri bilinmesine rağmen, özellikle son yıllarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

NORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

En İyi Uygulamalar ve Kullanım Kılavuzu

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Mak-204. Üretim Yöntemleri II. Vida ve Genel Özellikleri Kılavuz Çekme Pafta Çekme Rayba Çekme

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

zeytinist

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

ZONGULDAK İLİNDE 2016 YILINDA DÜZENLENECEK ÇİFTÇİ TOPLANTILARININ PROGRAMI Form: 3 Çiftçi Toplantısında. Düzenlenecek Toplantının Faaliyet Amacı

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

NIR Analizleri için Hayvansal Yem ve G da Numunelerinin Haz rlanmas

TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ SİYAH ÇAY TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2008/42)

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Ahududu meyvesi, ılıman bitki türlerinden üzümsü meyveler grubuna girmektedir.

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

MAKİNE VE MOTOR DERS NOTLARI 9.HAFTA

Araştırma Notu 15/177

Tohum yatağının hazırlanması:

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

YERFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ BATI AKDENİZ TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ ANTALYA DR. ABDULLAH KADİROĞLU

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERDE TANE

KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI KPSS. GENEL KÜLTÜR ve GENEL YETENEK

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

GÜVENLİK BİLGİ FORMU (DAP DİAMONYUM FOSFAT)

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar. Bakanlar Kurulu Kararı -BKK. Tarih: 15 Nisan Salı. Resmi Gazete Sayısı: 26848

KABAK YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Kabak YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Kabaklar toprakta organik besim maddelerinin fazla olmasından

DEZENFEKSİYON TEKNİK TEBLİĞİ

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

fırça, rulo, cırcır vasıtasıyla elyafa yedirilir. Maliyeti en düşük

Elektro Kaplamada Optimum Ko ullar

TMS 41 TARIMSAL FAALİYETLER. GÜNCELLEMELER ve YÜRÜRLÜK TARİHLERİ

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Yerfıstığı Yetiştiriciliği Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

MasterFlow 920 AN (Eski Adı Masterflow 920 SF)

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Jeotermal Enerjiden Elektrik Enerjisi Üretimi

Örtü Altı Sebze Yetiştiriciliğinde Toprak Kökenli Hastalıklar ve Mücadele Metotları

ELMANIN GÜBRELENMESİ

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

BEBEK FORMÜLLERİ TEBLİĞİ

Dr. Önder KABAŞ TOPRAK LEME S STEMLER

Transkript:

YERFISTI I YET BATI AKDEN Z TARIMSAL ARA TIRMA ENST TÜSÜ MÜDÜRLÜ Ü ANTALYA 2008 ABDULLAH KAD RO LU TEL.: 0 242 4297331 Cep: 0 555 4928265 e-mail: kadiroglu71@gmail.com

1 Dünyada de erli bir ya kayna, Türkiye de ise çerez Yerf st (Arachis hypogaea) baklagiller familyas ndan tek y ll k, yazl k, çok de erli bir ya bitkisidir. Bezelye, bakla ve fasulye ile akrabad r. Yaln z bunlardan meyvelerini toprak içinde meydana getirmesiyle ayr r. Dünyada ekili alanlar 40 derece kuzey ve 35 derece güney enlemleri aras ndad r. Kültürü yap lan yerf st klar nda kromozom say 2n=40 olup, baz yabani türleri 2n=20 dir. Bu da kültürü yap lanlar n ay rt edilmesinde önemli rol oynar. Güney Amerika kökenli olan bu bitki, ilk olarak Amerika'n n ke finden sonra Portekizliler taraf ndan 16. yüzy lda gemilerle önce Avrupa ya getirilmi, buradan Afrika ve Asya k talar na yay lm, daha sonra da Pasifik adalar na götürülmü tür. Günümüzde tohumlar nda bulunan yüksek oranlardaki ya ve protein nedeniyle, ba ta f st k ya ve f st k ezmesi üretmek amac yla dünyan n tropik ve subtropik bölgelerinde yer alan ülkelerde yayg n olarak üretilmektedir. Dünya yerf st üretiminde Çin, Hindistan, ABD, Nijerya ve Endonezya ba ta gelmektedir. Dünya bitkisel ya üretiminde kullan lan yakla k 8 ya bitkisinden ilk 3'ü içerisinde yer al r. Gerek insan g das, gerek hayvan yemi ve gerekse topra azot yönünden zenginle tirmesi bak ndan çok önemli bir ya bitkisidir. Bile iminde % 45-55 ya, % 20-25 protein, % 16-18 karbonhidrat, % 5 mineral madde bulunur. Ülkemizde fiyatlar n yüksek olmas nedeniyle bitkisel ya sanayine giremedi inden, büyük ço unlu u çerez olarak tüketilmektedir. Yerf st, yeti tirildi i bölgelerde üreticiye en fazla gelir sa layan ürünlerdendir. Yeti tirildi i bölgelerde beyaz sinek ve di er zararl lardan etkilenmemesi, yerf st di er ürünlere göre daha avantajl konuma getirmektedir. Bu day hasat ndan sonra ikinci ürün olarak ba ar yla yeti tirilebildi i için üreticiye ek bir gelir sa lamaktad r. Hasat henüz tam olarak mekanize olmad için yeti tirildi i bölgelerde iyi bir i olana meydana getirmektedir.

2 FAYDALANMA EK LLER Yerf st, besin de erinin üstün ve tüketiminin çok de ik ekillerde olabilmesi nedeniyle di er ya tohumlar aras nda farkl yer edinmi olup, insan beslenmesinde gerek enerji ve gerekse protein aç klar n kar lanmas nda kullan labilecek g da maddelerinin en ba ta gelenlerinden biridir. Tohumlar nda % 45-55 ya bulunmakta ve bu ya yemeklik olarak kat ve s olarak kullan ld gibi bal k konservecili inde, bisküvi, pasta, gevrek, ekerleme ve sabun yap nda kullan r. Yerf st ya, zeytin ya ndan sonra gelir ve tat ve dayan kl k özellikleri bak ndan pek çok bitkisel ya dan üstündür. Bu nedenle dünyada çok fazla miktarda tüketilmektedir. Özellikle, beslenme bak ndan önemli olan ya asitlerinden sekiz tanesini içermesi ya n beslenme de erini artt rmaktad r. Tohumlar (% 20-25 protein) protein içeri i bak ndan oldukça zengindir. Yerf st nda proteini olu turan aminoasitlerin kolay sindirilebilir özellikte olmas beslenmedeki de erini artt rmaktad r. Bu nedenle yerf st tohumlar taze yada kuru kavrulup çerez olarak çok fazla tüketilmektedir. Özellikle ABD de olmak üzere, tohumlar n ezilmesi ve çe ni veren maddelerin kat lmas yla f st k ezmesi yap r. Bu ürün çocuklar taraf ndan zevkle tüketilmektedir. Yerf st proteininden sentetik lifler, unundan tutkal yap r. Yerf st unundan yap lan tutkallar hayvani tutkallar ayar ndad r. Ayr ca unu yang n söndürmede kullan r. Yerf st tohumlar nda yakla k % 18 oran nda karbonhidrat ile bol miktarda K, Ca, Mg, P ve S gibi madensel maddeler bulunmaktad r. Ayr ca A, B ve E gibi vitaminlerce de oldukça zengindir. Küspesi endüstri de eri yüksek kesif bir hayvan yemidir. Küspede yakla k % 45 ham protein, % 24 azotsuz öz maddeler ve % 5.5 madensel maddeler bulunur. Geli mi ülkelerde karma yemlerin yap nda bol miktarda yerf st küspesi kullan lmaktad r. Yerf st küspesi de ik ekillerde i lenerek de insan g das olarak de erlendirilmektedir. Kabuklar % 5 azot, % 3 potas ve silis ihtiva etti inden hayvan yemi olarak veya suni tahta yap nda kullan r. Kabuklar yakacak olarak kullan ld gibi, teneke ve bak r kaplar n parlat lmas nda da kullan r.

3 Yerf st bir baklagil bitkisi oldu u için sap ve yapraklar çok de erli hayvan yemi kayna r. Yapraklar yonca kadar besleyicidir. Ye il yem olarak do rudan hayvanlara verilebildi i gibi kurutularak balyalanmakta ve k n hayvan yemi olarak kullan labilmektedir. Yerf st ndan elde edilen ürünün 2-2,5 kat kuru ot elde edilir. Yerf st n kuru otunda %11 protein, % 5 ya, % 22 ham selüloz, % 42 azotsuz öz maddeler, % 10 kül ve % 10 su bulunmaktad r. Ayr ca yerf st saplar silo yemi yap larak da de erlendirilmektedir. Bir baklagil bitkisi olmas nedeniyle, di er baklagillerde oldu u gibi köklerindeki nodozite olu turan bakteriler yard yla havan n serbest azotundan faydalan r. Ayn zamanda, kendisinden sonra ekilecek bitkiye azot ve organik maddece zengin bir toprak b rak r. Yerf st çapa bitkisi olmas nedeniyle yeti me süresi boyunca devaml çapalan r ve toprak kabart r. Dolay yla yabanc otlardan temizlenmi, havalanm bir toprak b rakt ndan, iyi bir ekim nöbeti bitkisidir. Her türlü kültür bitkisiyle ekim nöbetine girebilir. Ana ürün olarak yeti tirilebildi i gibi, hububattan sonra ikinci ürün olarak da yeti tirilebilir. DÜNYA VE TÜRK YE NE KADAR YERFISTI I ÜRET YOR? Dünyada tek y ll k ya bitkileri aras nda soya, kolza ve ayçiçe inden sonra en fazla üretilen ya bitkisidir. 2006 y nda dünyada 22.2 milyon ha alanda 47.8 milyon ton kadar yerf st üretilmi tir. Yerf st tohumlar n i lenmesiyle her y l dünyada 5 milyon ton yerf st ya elde edilmektedir. Ülkemizde yerf st n 90 y ll k bir geçmi i olmas na ra men ekim, hasat ve harman teknolojisinin henüz yeterince geli memi olmas ve bu yüzden ya sanayinde de erlendirilememesi üretim art s rlayan en önemli faktördür. Yerf st üretiminde makinele menin henüz yeterince geli memi olmas, bu ürünün üretim maliyetinin di er ya tohumlu bitkilere nazaran daha yüksek olmas na neden olmaktad r. Yüksek maliyet, yerf st n ya sanayinde de erlendirilmesini engellemektedir. Bu nedenle yerf st ülkemizde çerez olarak tüketilmekte ve yine çerez olarak ihraç edilmektedir. Yerf st bir s cak iklim bitkisi oldu undan, Türkiye de Akdeniz ikliminin hakim oldu u Akdeniz ve Ege Bölgelerinin sulanabilen k ovalar nda yap lmaktad r. Yerf st meyvelerini (kapsüllerini) toprak alt nda olu turdu u için, bu bölgelerin nispeten hafif yap kumlu-t nl

4 topraklar nda ba ar yla yeti mektedir. Önceki y llarda GAP Bölgesinde yap lan ara rma çal malar sonucunda bölgenin sulamaya aç lmas yla birlikte yerf st yeti tiricili i yönünden büyük bir potansiyel olaca tespit edilmi tir. Bu bölgede önemli bir baklagil ve ya bitkisi olan yerf st n da yerini almas gerekmektedir. Türkiye de yerf st ekim alanlar uzun y llard r çok az de mi tir. 2006 y nda 30 bin ha olan yerf st ekim alan ndan 77.5 bin ton kadar f st k üretilmi tir. Ülkemizin yerf st ithalat üretimin %1 ini, ihracat ise çok daha az olu turmaktad r. Yani ülkemizde de dünyada oldu u gibi yerf st üretimiyle ancak iç tüketim kar lanmaktad r. Ülkemizde yerf st ba ta Osmaniye ili olmak üzere en fazla Çukurova bölgesinde üretilmektedir. Ayr ca; çel, Antalya, Kahramanmara, Ayd n ve Mu la illerinde de ekonomik olarak üretilmektedir. Türkiye nin dünya üretiminden ald pay çok dü ük olmas na ra men hektar ba na verim dünya ortalamas ndan yüksektir. DÜNYADA YERFISTI ININ BA LICA DÖRT PAZAR T VAR Dünyada yeti tirilen yerf st çe itleri Virjinya, Runner, Spani ve Valensiya olmak üzere ba ca dört pazar tipi bulunmaktad r. Bunlardan Virjinya ve Runner tipleri daha iri tohumlu olduklar ndan çerezlik amaçla üretilmektedirler. Spani ( spanyol) ve Valensiya tiplerinin tohumlar daha küçüktür. Spani tiplerinin tohumlar nispeten daha fazla ya içerdi inden daha çok ya k olarak üretilmektedir. Valansiya tipleri ise genel olarak ha lamal k f st k olarak de erlendirilmektedir. Virjinya (yar yat k) ve Runner (tam yat k) gurubunda, orta sap denilen dalda meyve yoktur. Dallanma çok fazlad r, dallar incedir. Bo um aralar k sad r. Yaprak renkleri ye il veya koyu ye ildir. Virjinya çe itlerin kapsülleri ve tohumlar Runner tipi çe itlere göre daha iri, kapsül bo umlulu u belirgin veya belirsizdir. Her iki tipin de kapsüllerinde 2-4 aras nda k rm, beyaz, mor, gri renklerde olan tohumlar bulunur. Tohumlar n 30 günden fazla uyku devresi vard r. Geli me devreleri uzundur. Memleketimiz arlar nda olgunla ma peryodu 140-160 gün aras ndad r.

5 Spani ve Valensiya tipi çe itlerin saplar daima dik forumdad r, orta dallar meyve ba lar. Dallanma orta derecededir, dallar Virjinya ve Runner gurubundan daha kal nd r, en kal n olan Valensiya gurubudur. Bo um aralar daha uzundur. Kapsülleri ve tohumlar biraz daha küçük olup tohumlar n uyku devresi yoktur, tohumlar olgunla ktan hemen sonra çimlenebilir. Geli me peryotlar daha k sad r, memleketimiz artlar nda geli me peryodu 115-125 gündür. Spani tipi çe itler kapsüllerinde genelde 2 (en fazla 3), Valensiya tipi çe itlerin kapsüllerinde genelde 3-4 aras nda tohum bulunur. Her iki tipin yapraklar Virjinya ve Runner tipi çe itlere göre daha iri ve daha aç k ye ildir. Ülkemizde sadece Virjinya (çerezlik) çe itler ekilmektedir. ekil 1. Virjinya Grubundan Yar Dik Geli en NC-7, Runner Grubundan Tam Yat k Geli en Georgia Green ve Spani Grubundan Tam Dik Geli en Florispan Çe itleri Genellikle küçük daneliler yani spanyol ve Valensiya çe itleri büyük daneli Virjinya çe itlerinden daha fazla ya ihtiva ederler ve iç oranlar (kapsüldeki tohumun tüm kapsüle oran ) daha yüksektir. Genel olarak Virjinya ve Runner gurububunun tohumundaki ya oran % 45-50 aras nda, iç oranlar % 55-70 aras ndad r. Spani ve Valensiya tipi çe itlerin ya oranlar % 50-55 aras nda, iç oranlar % 65-80 aras ndad r. Bahsedilen guruplar aras nda meyve saplar en kuvvetli olan spanyol çe itleridir. Makine ile söküm esnas nda zayiat % 5 e dahi ç kmaz. Di er çe it gruplar nda meyve saplar sa lam de ildir. E er hasat zaman nda biraz gecikme olursa kay p % 15-20 e ç kabilir.

6 Ülkemizde yerf st ya sanayine girmedi inden, sadece iri tohumlu çerezlik (Virjinya) çe itler üretilmektedir. TK SEL ÖZELL KLER Kök Kaz k köklü bir bitkidir. Bu kök etraf nda birçok yan kökler mevcuttur. Yan kökler ana köke dikey vaziyettedir. Kökler 90-120 cm derinli e kadar gidebilir. Ortalama ya kök a rl toprak üstü ya a rl n % 14 ü kadard r. Ana ve yan kökler üzerinde urcuklar halinde ç nt lar (havan n serbest azotunu ba layan Rizobiyum bakterilerinin bulundu u yumrucuklar) bulunmaktad r. Hipokotil Kotiledonlar n alt nda kökün yukar nda olan yerf st gövdesine hipokotil denir. Genç yerf st bitkisinde hipokotil aç k ye il, körpe ve otsudur. Soya ve ye il fasulyenin aksine bahçe börülcesinde oldu u gibi yerf st kotiledonlar ve hipokotilleri toprak içinde te ekkül eder. Ekim derinli i artt kça hipokotil uzunlu u artar. Sap ve Gövde Ortadan bir dal ve bundan ç kan yan dallardan olu ur. 30-60 cm boylanabilir. Baz çe itlerde (özellikle dik geli enlerde) antosiyon renk maddesi vard r. Antosiyanl olanlar n dallar di erlerine göre daha odunsudur. Yerf st bitkilerinde yan dallar bitki büyüme formuna göre yat k, yar yat k ve dik olarak geli ir. Yan dallar ana sapa dar aç yla ba lanarak geli ir ise dik büyüme formu, geni aç larla ba lanarak geli ir ise yat k büyüme formu ortaya ç kar. Runner tipi çe itler genellikle yat k, Virjinya tipi çe itler genellikle yat k/yar yat k, Spani tipi çe itler genellikle yar dik/dik, Valensiya tipi çe itler ise genellikle dik büyüme formuna sahiptir.

7 Yerf st saplar taze iken kö eli ve yass rlar, geli me tamamland nda saplar yuvarlakla r. Sap rengi, ye il ve koyu ye il aras nda de mektedir. Genel olarak sap ç plakt r, baz çe itlerde tüylü olabilmektedir. Yerf st saplar otsu yap ya sahiptirler. Yan dallar ana sap n yaprak koltuklar ndan ç kar, say lar çe ide ve ekim s kl na göre de mektedir. Yerf st nda dallanma istenilen bir özelliktir. Yapraklar Birle ik yaprakl olup, yapraklar ana sap ve yan dallar üzerinde dizilmi lerdir. Genel olarak bir yaprak dört yaprakç ktan olu ur ve bir yaprak sap üzerinde kar kl olarak dizilmi lerdir. Tomurcuk k sm nda yapra bir çift m zrak eklinde kulakç k kapatm r. Yapraklar n üzeri hafif tüylüdür.yaprakç klar, a kar duyarl olup, ak amlar kar kl olarak kapan rlar. Yaprakç klar n ekilleri uzun-ovaldir. Yaprak renkleri, saplarda oldu u gibi çe ide ba olarak aç k ye ilden koyu ye ile do ru de ir. Ya k çe itlerde yapraklar, çerezliklere göre daha iri ve aç k ye ildir. Çiçek Ekimden 30-50 gün sonra çiçeklenme ba lar. Çiçekler ço u zaman teker teker sabaha kar 3-4 s ralar nda açarlar. Çiçekler yaprak koltuklar ndan ç karlar ve 2-4 tanesi bir arada olabilir. Renkleri sar, beyaz veya erguvan renkte olabilir, genellikle portakal sar rengindedir. Çiçeklenme bitkide a dan yukar ya, içten d a do ru olmaktad r. Yerf st n çiçekleri tipik bir baklagil çiçe i yap ndad r. Yaprak koltu undan ç kan her bir çiçek, koruyucu yapraklar n aras ndan bir çiçek sap ile yükselir. Her bir çiçek; en d ta 5 adet çanak yaprak, bunun içinde 2 kay kç k, 2 kanatç k ve 1 bayrak yapra ndan olu ur. Taç yapraklar n ortas nda 10 adet erkek organ ile bir di i organ bulunur. Çiçekler aç lmadan önce tozla ma ba lad için yerf st ço unlukla kendine tozla r. Polenlerin serbest kalmas çiçeklenmeden 5-6 saat önce ba lar. Stigma (yumurtal k tepesi) ise çiçek aç ndan 12 saat önce polen kabul eder duruma gelir. Çiçekler açt ktan 5-6 saat sonra taç yapraklar pörsür ve dökülür. Yerf st çiçekleri kendine döllenir. Ar gibi böcekler vas tas yla

8 binde be oran nda yabanc tozla ma görülebilir. Bir yerf st bitkisi 500-1000 adet aras nda çiçek olu turur. Ancak bu çiçeklerin %50-75'i döllenerek ginefora (toprak alt ndaki kapsüllerin toprak üzerindeki saplara ba land uzant lar) ve gineforlar n da %8-13'ü topra a girerek meyveye dönü ür. ekil 2. Çiçeklenmi Bir Yerf st Bitkisi Anla laca üzere, bir yerf st bitkisinin bütün yeti me döneminde üretti i toplam çiçe in küçük bir oran kapsüle dönü mektedir. Bu nedenle fazla say da çiçek üreten çe itlerin daha verimli olaca gibi bir kaide yoktur. Önemli olan ginefor say /çiçek say veya kapsül say /çiçek say oranlar n yüksek olmas r. Bu oranlar yükseldikçe o bitkinin generatif etkinli i, dolay ile verimlili i art yor demektir. Çiçeklenmeden yakla k 60 gün sonra kapsüller olgunla maya ba lar. Ya k tipler (Spani ve Valensiya tipleri) ana sap üzerinde çiçek olu turmakla birlikte, bu çiçeklerden üretilen kapsüllerin toplam kapsül üretimindeki pay %5-10 gibi önemsenmeyecek orandad r. Yerf st bitkisinin üretti i kapsüllerin ortalama %80-90' ilk yan dallar üzerinde olu makta, özellikle ilk dört bo um kapsül üretimine %85 gibi çok yüksek katk sa lamaktad r.

9 Ginofor (kapsül sap ) Ginefor; yerf st na has, toprak içinde kapsül olu turan uzant lard r Yerf st di er bitkilerden ay ran kendine has k sm r. Çiçekler döllendikten sonra taç yapraklar dökülür ve her bir çiçe in döllenmesinden 10-12 gün sonra yumurtal n alt ndaki doku zla ço al r ve zamanla yumurtal çevreleyen doku ile birle erek bir uzant meydana getirir ve bu uzant ya ginefor denilir. Genellikle ginofor boyu 15 cm kadard r. Ginoforlar topra a girdikten 8-10 gün sonra kapsülleri olu turmaya ba larlar. Gineforlar topra a do ru yönelir ve topra a girerek kapsüllerini burada meydana getirirler. lk günlerde günde 3-4 mm uzayan yumurtal k sap n büyümesi sonralar 1 cm ye kadar ç kar. Bu sürgünler uzun veya k sa olabilirler. Çünkü olu um zamanlar ve bitkide bulunduklar yerler farkl r. Gineforun gövdeye benzer yap, köke benzer görevi vard r. Gineforun görevi kapsülü toprak içerisinde olu turmak ve onlar üzerindeki emici k llar ile beslemektedir. Gineforlar topra a girdikten sonra 10 gün içerisinde embriyolar geli ir ve çiçekten itibaren 60 gün içerisinde yerf st kapsülleri olgunla r. Belirli bir süre toprak yüzeyine do ru uzayan gineforlar, sonunda topra a ula amazlarsa havada kururlar ve meyve olu turamazlar. Toprak yüzeyinden 15 cm yukar da kalan gineforlar n ekseriyetinin topra a girmedi i görülmü tür. Dik geli en çe itlerde gineforlar köke yak n, di erlerinde gineforun bulundu u saha daha geni tir. Bu nedenle özellikle dik geli en çe itlerde bo az doldurma çok önemlidir. Gineforlar n topra a girebilmesi için daha önceden topra n kabart lmas gerekir.

10 ekil 3. Yerf st nda Kapsüller ve Gineforlar Kapsül Yerf st kapsülleri kök gibi vazife görürler Gineforun ucunda ve topra n içinde yumurtal n geli mesiyle olu ur. Di er baklagillerde kapsül kendili inden aç ld halde yerf st nda böyle bir hal yoktur. Kapsüllerin büyüklü ü, ekli, bo umlar n yüzlek yada derin olu u, damarl ve damars z olu u, gagams uçlu olup olmad gibi özellikler çe itlere göre de ir. Çe itlere göre de mek üzere, kapsüllerin uzunluklar 21-63 mm; enleri ise 8-19 mm aras nda de ebilir. Yerf st kapsülünde ortalama 1-4 aras nda tohum bulunur. Genellikle 2 adettir. Genel olarak kapsülde tohum say çerezlik tipi çe itlerde 2-3, ya k tipi çe itlerde 2 ve Valensiya (ha lamal k) tipi çe itlerde 3-4 aras ndad r. Kapsül içindeki tohumlar n tüm kapsüle oranlar çe itlere göre de mek üzere % 60-80 aras nda olabilir. Büyük kapsüllerin kabuk oranlar genel olarak küçük kapsüllerden daha fazlad r. Bitki ba na en yüksek kapsül say genellikle ya k tipi çe itlerden elde edilirken, bitki ba na en yüksek kapsül a rl çerezlik tipi çe itlerden elde edilmektedir. Her iki özellik bak ndan da en dü ük de erler Valensiya (ha lamal k) tipi çe itlerden al nmaktad r. Ya k tipi çe itler (spani ) genel olarak bitki ba na daha fazla say da tohum üretmekle birlikte, 100 tohum a rl klar çerezlik (virjinya-runner) tipi çe itlerden yakla k %50 daha dü ük oldu undan bitki ba na tohum a rl klar çerezlik tipi çe itlerin gerisinde kalmaktad r.

11 Yerf st kapsülleri kök gibi vazife görürler. Kapsüller yeti ti i ortamdan çok az ma nezyum (Mg) ve fosfor (P) almalar na kar k, önemli miktarda kalsiyum (Ca) al rlar. ekil 4. Yerf st nda Kapsüller ve Tohumlar Tohum Yerf st meyvesi belirli bir büyüklü e ula ktan sonra içerisinde tohumlar olu maya ba lar. Kapsüller içinde genellikle 2 tohum bulunur. Tohumun etraf ince ka t gibi bir tohum zarf sarm r. Her tohumda iki etli kodiledon yapra (çimlenmekte olan embriyoyu besleyen mlar) vard r. Çimlenmeden önceki tohumda bitkinin 15-20 günlük büyümesi esnas nda sahip olaca bütün toprak üstü aksamlar mevcuttur. Çe itlere göre de mek üzere; tohum renkleri ten, gül veya kahverengi; tohum ekilleri yuvarlak-oval ile uzun-oval aras nda; 1000 tane a rl klar 350-1000 gr aras nda; kapsüllerin yüzde iç oranlar % 60-80 aras nda de ebilir. Koyu renkli tohumlar proteince, aç k renkli tohumlar ise ya ca daha zengindir. Tohum uzunlu u 9-24 mm, eni ise 6-14 mm aras nda olabilir. Ya k çe itler küçük tohumlu, çerezlikler ise büyük tohumludur. Bile iminde % 45-55 ya, % 20-25 protein, % 16-18 karbonhidrat ve mineral maddeler bulundurur.

12 TÜRK YE DE V RJ NYA PAZAR T NE G REN ÇEREZL K ÇE TLER ÜRET YOR Dünyada iri kapsül ve tohum üreten Virjinya tipi çe itler (yar yat k geli me formunda) daha çok kavrulmu ve tuzlanm f st k üretiminde, daha ufak kapsül ve tohum üreten Runner (tam yat k geli me formunda) ve Spani (tam dik geli me formunda) tipi çe itler ise bitkisel ya ve f st k ezmesi üretiminde, Valensiya (tam dik geli me formunda) tipi çe itler ise daha çok ha lanm f st k üretiminde de erlendirilir. Türkiye'de üretimi yap lan yerf st çe itlerin tamam na yak Virjinya (çerezlik) pazar tipindendir. Bu nedenle Türkiye'de yerf st yemeklik ya sanayinde de il; daha çok çerez, ekerleme ve pasta sanayinde tüketilir. Yakla k 80 bin tonluk yerf st üretimi, Türkiye nin ancak çerez ihtiyac gidermektedir. Bu nedenle Türkiye de yerf st n ya sanayinin olu turulabilmesi için yerf st ekim alanlar n mutlaka geni letilerek üretiminin art lmas gerekmektedir. Spani tipinden ya k çe itler de üretmeliyiz Halen yeti tirilmekte olan Virjinya tipi (çerezlik) çe itlerin özel iklim ve toprak istekleri nedeniyle ekim alanlar s rl r. Yerf st üretim alanlar geni letmek için, büyüme mevsimi sa olan ve a r yap topraklarda da yeti ebilen tiplerin (ya k tipler) tar na da yer verilmesi gerekir. Ya k (Spani ) tipi çe itler, yat k büyüme formuna sahip Virjinya tipi çe itlerden farkl olarak, dik büyüme formuna sahip olduklar ndan, hem yap daha a r olan topraklarda hem de büyüme mevsimi daha k sa olan bölgelerde ba ar yla yeti ir. Ayr ca Spani tipi çe itler Virjinya tipi çe itlere göre daha küçük tohumlu olmakla birlikte, tohumlar nda ya içeri i daha fazlad r. Yerf st çe itlerini ö renelim Ülkemizde Antalya daki Bat Akdeniz Tar msal Ara rma Enstitüsü Müdürlü ü (BATEM) taraf ndan Viriginia tipi Çom, Gazipa a, NC-7 ve BATEM-5025 çe itleri; Adana daki Çukurova

13 Üniversitesi Ziraat Fakültesi taraf ndan Ar lu-2003, Halisbey, Sultan ve Osmaniye-2005 çe itleri tescil ettirilmi lerdir. Tek Spani tipi (ya k) Florispan çe idi ise BATEM taraf ndan tescil ettirilmi tir. Gazipa a ve Çom çe itleri, çiftçiler taraf ndan y llard r ekilen yerf st tarlalar ndan seçilerek tescil ettirilmi lerdir. Gerek tohum gerekse sap özellikleri birbirine benzer. Tohumlar di er çerezlik çe itlere göre küçüktür. Verimleri de di er çerezlik çe itlerden daha dü üktür. Osmaniye-2005 çe idi hariç olmak üzere di erlerine göre tohum renkleri daha k rm r. Çom un tohumlar Gazipa a ya göre daha yuvarlak ve daha k rm r. NC-7 çe idi ile BATEM-5025 çe itleri de birbirlerine benzerler. Tohumlar iridir, kapsül içindeki tohumlar n birbirine de di i yüzeylerinde incelmeler görülür. Tuhum kabuklar çabuk çatlar. Çerezlik kaliteleri çok iyidir. Büyüme formu olarak Gazipa a ve Çom a göre daha yat k geli irler. Tek ya k çe it olan Florispan n tohumlar ve kapsülleri çok küçüktür. Bu nedenle kapsüllerinden danelerin iç edilmesi zordur. Bitkinin büyüme formu tam diktir. Çerezliklere göre daha erkencidir. Halisbey ve Sultan çe itleri birbirine benzer. Tohumlar iri, aç k pembe renklidir (NC-7 gibi). Ar lu-2003 e göre; daha topakça, kabuk çatlamas daha fazla, daha aç k renktedir. Her ikisi de Çom gibi NC-7 ye göre daha diktir. Yaprak renkleri de Çom gibi koyu ye ildir. Ar lu-2003 çe idi; iri tohumlu, aç k pembe renklidir. Tohumlar Sultan a göre daha söbü, renk olarak daha k rm, tohum kabu u daha düzgündür. Geli me formu olarak Halisbey ve Sultan çe itlerinden biraz daha diktir ve yaprak rengi olarak daha aç k renklidir. Osmaniye-2005 çe idinin daneleri koyu k rm renkli, iri ve düzgündür. Sap yap olarak Halisbey ve Sultan a benzer. Bugün ülkemizde üretimi yap lan çe itler Virjinya (çerezlik) tipinden olup, saplar yat k ve yar yat k olarak geli mektedirler. Bunlardan en yayg n olanlar Çom ve NC-7 çe itleridir. NC-7

14 çe idi, kumsal topraklarda daha fazla verim vermektedir; ancak demir noksanl na daha duyarl olmakta, özellikle kireçli topraklarda yapraklar nda sararmalar ortaya ç kmaktad r. Çom çe idi, demir noksanl na daha toleransl r. NC-7 çe idi, daha erkenci oldu undan ikinci ürün ekili lerinde tercih edilmelidir. NC-7 çe idi yüksek verim, dü ük kabuk oran, çerezlik özelliklerinin çok iyi olmas gibi özellikleri nedeniyle ekim alan gittikçe artmaktad r. NC-7 ye benzer özellikler ta yan ve daha verimli olup sonradan tescil ettirilen BATEM-5025, Ar 2003, Halisbey, Sultan ve Osmaniye-2005 çe itlerinin de ekim alanlar n yayg nla lulmas gerekir. Bunlar d nda Anamur, Osmaniye, Ayd n ve Çine gibi orijinleri ayn olan yerel çe itlerimiz vard r. Spani tipi çe itlerin Virjinya tipi çe itlere göre daha erkenci olmas, onlar özellikle ikinci ürün tar nda daha avantajl konuma getirmektedir. Bu nedenle ülkemizde Virjinya tipi çe itler yan nda di er tip çe itlerin de (özellikle Spani tipi) tar na önem verilmesi gerekir. Her ne kadar Spani tipinden Florispan çe idi tescil ettirilmi ise de, bu çe idin üretimi yap lmamaktad r. ekil 5. BATEM Taraf ndan Tescil Ettirilen ri Tohumlu, Yat k Geli me Formunda, Yayg n Ekili e Sahip NC-7 Çe idi

15 ekil 6. BATEM Taraf ndan Tescil Ettirilen, ri Tohumlu, Yat k Geli me Formunda BATEM-5025 Çe idi ekil 7. BATEM Taraf ndan Tescil Ettirilen, Çiftçiler Taraf ndan Klasik Olarak Ekilen, Daha Küçük Tohumlu, Yar Dik Geli me Formunda ÇOM Çe idi

16 ekil 8. BATEM Taraf ndan Tescil Ettirilen, Çiftçiler Taraf ndan Klasik Olarak Ekilen, Daha Küçük Tohumlu, Yar Dik Geli me Formunda GAZ PA A Çe idi ekil 9. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Taraf ndan Tescil Ettirilen, ri Tohumlu HAL SBEY Çe idi ekil 10. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Taraf ndan Tescil Ettirilen, ri Tohumlu, Koyu rm Renkli OSMAN YE-2005 Çe idi

17 ekil 11. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Taraf ndan Tescil Ettirilen, ri Tohumlu ARIO LU-2003 Çe idi ekil 12. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Taraf ndan Tescil Ettirilen, ri Tohumlu SULTAN Çe idi ekil 13. BATEM Taraf ndan Tescil Ettirilen, Küçük Tohumlu, Dik Geli me Formunda, Ülkemizdeki Tescilli Tek Ya k Yerf st Çe idi Olan FLOR SPAN

18 YERFISTI ININ KL M STE ÖZELD R Yerf st, tropik ve subtropik bölgelerde yeti ebilen yazl k bir s cak iklim bitkisidir. Is ve güne i fazlaca isteyen bir bitkidir. S cakl k fazla olursa 4-5 ayda olgunla r. Is dü ük olan yerlere erkenci olan ya k çe itler tavsiye edilmelidir. Yerf st n çimlenme, çiçeklenme, ginefor olu umu, kapsül ve tohum olu umu gibi birbirlerinden farkl büyüme ve geli me dönemleri vard r. Tohumlar, 5-40 o C toprak s cakl nda çimlenebilmektedir. Çimlenme için optimum toprak s cakl 30-35 o C dir. Ekim s ras nda toprak cakl n 25-30 o C olmas halinde tohumlar 7-8 günde çimlenmekte ve sürmelerini tamamlamaktad r. Ekim zaman toprak s cakl n 12-15 o C nin alt na dü mesi halinde tohumlar n çimlenme süresi oldukça uzamaktad r. Bu nedenle toprak s cakl 15-20 o C ye ula madan ekime ba lan lmamal r. Her bir dönem için uygun büyüme ve geli me s cakl vard r. Bitki ba na ideal çiçek, ginefor ve kapsül say n s ras yla 20-25 o C, 24-27 o C ve 27-30 o C aras nda de en cakl klardan elde edilmektedir. 35 o C'yi a an s cakl klarda özellikle çiçeklenme ve döllenme aksar, su stresi ile birlikte %40-50 verim dü ü olur. Geli me süresince günlük ortalama cakl klar 20 o C'nin alt na inmemelidir. Bütün bu s cakl k istekleri temel al rsa Türkiye'de yerf st yeti me ku n Akdeniz ikliminin etkisinde kalan bölgeler oldu u anla lacakt r. Yerf st yeti tiricili i yap lan bölgelerde, gece gündüz s cakl k fark n 10 o C'yi a mamas gerekir. Yerf st yeti me süresince toplam 3000-4500 o C s cakl k iste i vard r. Virjinya tipi (çerezlik) yerf st çe itlerinin ideal büyüme s cakl klar 25-30 o C aras nda, generatif büyüme (kapsül ba lama) s cakl klar ise 20-25 o C aras nda de ir. I n özellikle günlük klanma süresi etkisi önemlidir. Tipik bir k sa gün bitkisi olan yerf st nda uzun gün ko ullar vegetatif geli meyi (sap, yaprak), k sa gün ko ullar ise generatif geli meyi (kapsül) te vik eder. Uzun gün ko ullar nda daha fazla say da çiçek, k sa gün ko ullar nda daha fazla say da ginefor ve kapsül üretir. Yazl k bir bitki oldu u için yerf st n suya olan ihtiyac oldukça fazlad r. Yeti tirme süresince toplam 500-600 mm ya yeterlidir, ancak bu ya n düzenli olarak da lm olmas gerekmektedir. Ülkemizde, yerf st yeti tirilen bölgelerde yaz ya lar çok az oldu undan mutlaka sulama yap lmal r.

19 TOHUMA BAKTER A ILAMASI VER VE KAL TEY ARTIRIR Yerf st, köklerinde ya ayan Rhizobium bakterileri arac ile 1 dekar alanda 20-30 kilo azot tutabilir Baklagil bitkileri; yerf st, bakla, soya ve fasulye gibi havan n serbest azotunu köklerindeki yumrucuklarda (nodül) ya ayan Rhizobium bakterileri (azot bakterileri) arac ile alabilen bitkilerdir. Bu bakteriler, gözle görülemeyen ancak mikroskopla görülebilen tek hücreli canl lard r. Köklerdeki yumrucuklar n içinde ya arlar ve havan n serbest azotunu ba layarak bitkilere verirler. Bir baklagil tohumu toprakta çimlendirildi inde azot bakterileri köklere girerler, girdikleri yerde bariz bir yumrucuk (nodozite veya nodül) denilen kinlikler meydana getirirler. Her baklagil bitkisi için ayr bir tür azot bakterisi vard r. Yerf st köklerinde ya ayan azot bakterilerinin türü Rhizobium japonikum dur. Topraktan sökülen yerf st köklerinde bu yumrucuklar net bir ekilde görülebilir. Yerf st, köklerinde ya ayan Rhizobium bakterileri arac ile 1 dekar alanda 20-30 kilo azot tutabilir. Bu miktar, yerf st n toplam azot ihtiyac n % 80 den fazlas kar lar. F st k hasat ndan sonra toprakta kalan f st k köklerindeki yumrucuklar n parçalanmas yla daha sonra gelecek bitkilere azotça zengin toprak b rak r. Yat k geli en çerezlik tipi çe itler dik geli en ya k tipi çe itlere göre köklerinde %50 daha fazla yumrucuk a rl meydana getirir. Özellikle ilk kez veya uzun bir aradan sonra yerf st yeti tirilecek bir tarlada, Rhizobium bakterileri ya hiç veya yetersiz düzeyde bulunur. Böyle durumlarda, ekilecek yerf st tohumlar uygun bir bakteri ile a lanmal r. Tohumlar, ekimden hemen önce ekerli su ile hafifçe slat r ve 1/4 oran nda bakteri kültürü ile kar r. Bu bakteri kültürlerinin özel tozlar kutularda sat r ve üzerinde tarifeleri vard r. Tar m Bakanl Toprak ve Gübre Ara rma Enstitüsü nden temin edilebilir. Kar rma i lemi, güne alt nda de il gölgede yap lmal r. Aksi taktirde bakteriler direkt ktan büyük zarar görür. Ayr ca a lanm tohumlar ekilirken ot öldürücü (herbisit), mantar öldürücü (fungusit), böcek öldürücü (insektisit) veya di er pestisitlerle muamele edilmemelidir. Ekimle birlikte fazla azotlu gübrelemeden (özellikle nitrat formunda olanlardan) kaç lmal r.

20 er tohuma bakteri kültürü a lama olana yoksa; bir y l öncesinden ayn bitki ile ekilmi tarlan n topra ndan (azot bakterilerince bula k) al narak hafif ekerli su ile nemlendirilmi tohumlar n üzerine serpilebilir ve böylece bakterili toprakla tohum bula lm olur. Azot bakterilerince topra bula rman n zahmetli de olsa bir di er yolu; yerf st yeti tirilen bir tarladan al nan topra n (1 da için 400 kg toprak) tarla yüzeyine serpilmesi eklindedir. YERFISTI I, FISTIK G TOPRAK STER! klim bak ndan yerf st n olgunla mas n mümkün oldu u yerlerde yeti tirilmeyi rlayan en büyük faktör uygun topra n bulunmas r. Yerf st nda, çiçek döllendikten sonra yumurtal k uzayarak ginefor olu turur. Bu gineforlar toprak içerisine girerek geli meye ba lar ve yerf st meyvesi (kapsüller) olu ur. Bu nedenle yerf st yeti tirilecek topra n yap çok önemlidir. Yerf st, her toprakta yeti tirilebilse de, ideal olan ; drenaj ve havalanmas iyi, t nl kum veya kumlu t n yap da, organik maddesi orta düzeyde, kireççe zengin, ph'si 6.0-6.4 aras nda olan, toprak kil oran %7'den ve tuzlulu u 4 mmhos/cm'den yukar olmayan topraklard r. r yap topraklar, kapsüllerini daha çok kök bölgesi etraf nda olu turan dik ve yar yat k çe itler için uygundur. E er a r yap killi topraklarda örne in Runner tipi yat k ve sürünücü dal olu turan çe itler yeti tirilirse, ginefor ba na toprak alan geni ler ve gineforlar n topra a giri yapmas zorla r. Ayr ca a r yap topraklarda hasat s ras nda kapsüllerin topraktan sökülmesi zorla r ve hasat kay plar artar. A r yap topraklarda yeti tirilen bitkilerin kapsül verimi dü er, kapsüllerde kabuk oran azal r, iç oran ise artar. Fazla ta topraklarda ise gineforlar n toprak içerisine girmesi zorla maktad r. Taban suyunun yüksek oldu u yerlerde bitki geli mesini normal sürdüremez ve önemli verim kay plar meydana gelir. Yerf st kireçli topraklardan çok ho lanmaktad r. Ancak, çok yüksek kireçli topraklarda demir noksanl klar meydana gelerek yapraklarda sararmalar ortaya kar ve verim de dü er.

21 Hafif Topraklara Çerezlik (Virjinya ve Runner), A r Topraklara Ya k (Spani ) Çe itler Ülkemizde yeti tirilen Viriginia tipi çe itler (çerezlik) iri kapsül ve tohumlu olup, genel olarak orta geç olgunla ma grubundad rlar. Yat k ve yar yat k büyüme formuna sahip olduklar için, genellikle bünyesi hafif olan kumlu topraklarda yeti tirilmektedir. Özellikle a r yap topraklarda yeti tirilen ve bo az doldurma i lemi yap lmayan bitkilerin gineforlar (kapsül saplar ) topra a yeterince giri yapamamakta, bu nedenle kapsüle dönü en ginefor say azalmaktad r. Ayr ca bu tip çe itlerin kapsülleri iri oldu u için hasat s ras nda ginefor kopmalar yüzünden yüksek kapsül kay plar ortaya ç kabilmektedir. Oysa dik geli en Spani tipi çe itler (ya k) a r yap topraklarda bile kök bo az k sm na toplanm gineforlar sayesinde çok dar bir alandan kolayl kla gineforlar topra a indirebilmektedir. Ayr ca kapsülleri daha ufak oldu u için, hasat ras nda kapsülleri topra daha kolay terk etmektedir. Ancak, bu çe itlerin ülkemizde ekili alanlar henüz yoktur. TOPRAK HAZIRLAMA Yerf st için toprak haz rl pamuk da oldu u gibidir. Ana ürün yerf st ekili lerinde, tarla sonbaharda ön bitkinin hasat ndan sonra 20-25 cm derinlikte sürülür. ubat ay nda bir kat diskaro çekilerek k boyunca olu an otlar topra a kar r. Nisan ay nda ise s ras yla goble disk, diskaro, mibzerle verilmeyecek ise gerekli gübreleme (elle yada f rf rla), diskaro ve sürgü i lemleri yap ld ktan sonra tarla ekime haz rlan r. 2.Ürün ekili lerinde ise, hububat an temizlendikten sonra tarlaya tav suyu verilir. Tarla tava gelince 10-15 cm derinlikte sürülür. Daha sonra goble disk, diskaro, gerekli gübreleme, diskaro ve sürgü i lemleri ile tarla ekime haz rlan r. 2.Ürün artlar nda havan n s cak ve kuru olmas nedeniyle toprak tav n muhafazas nda dikkatli davran lmas gerekir. Yerf st ekimi yap lacak tarla, kesinlikle tarla tava gelmeden i lenmemelidir. Aksi taktirde toprak i leme s ras nda meydana gelen kesekler yerf st i nelerinin (ginefor) topra a girmesini engelleyerek verimin azalmas na neden olur. Yerf st tarlalar nda her y l ayn derinlikten yap lan toprak i lemeleri sonucunda 35-40 cm derinlikte sert bir tabaka (taban ta )

22 olu ur ve bu tabaka yerf st köklerinin derine inmesini engeller. Bunun neticesinde bitkiler yeterli su ve besin maddeleri alamad için verimde dü me olur. Bu nedenle yerf st tar yap lan tarlalarda 3-4 y lda bir defa olmak üzere 90 cm derinden taban patlatmas yap lmal r. YERFISTI I NE ZAMAN EK R? Di er kültür bitkileri gibi yerf st n da en uygun bir ekim zaman vard r ve bu zaman ld kça yerf st verimi önemli oranlarda azalt r. Toprak s cakl özellikle ekim zaman n belirlenmesinde önemli bir kriterdir. Yerf st ekimine ba lanabilmesi için toprak s cakl 13 o C'nin üzerinde olmal r. Uygun bir çimlenme için toprak s cakl 25 o C dir. So uk ve fazla su tutan topraklarda çimlenme h ve ç gücü dü mekte, kök ve fide çürüklü ü hastal klar yayg nla maktad r. Yerf st Türkiye de ana ürün olarak toprak s cakl 13 o C nin üzerine ç kt 10 Nisan-20 May s tarihleri aras nda, 2.ürün olarak ana ürün hasat ndan hemen sonra (Haziran ay sonuna kadar) ekilmelidir. Ekimde geç kal r ise hasat ve kurutma, ya dönemlere sarkabilir. Özellikle büyüme mevsiminin k sa oldu u, nispeten toprak yap n daha a r ve su stresinin daha k ya and bölgelerde Spani tipi (ya k) çe itler Virjinya tipi (çerezlik) çe itlere göre daha avantajl r. YERFISTI I NASIL EK R? ra aras ve özellikle s ra üzeri ekim mesafesi yerf st verimi üzerinde çok tesir eder. ra aras ve s ra üzeri mesafe çe ide ve topra a ba olarak de ebilir. Di er taraftan i letmedeki çapa, bo az doldurma, traktör ve mibzerin çe idine göre de de ebilir. Dik büyüme formuna sahip çe itler (ya k) için dar (40-60 cm), yat k geli me gösteren çe itler (çerezlik) için geni (70-90) ra aral uygulan r. S ra üzeri mesafeler ise dik geli enlerde 10-15 cm, yat k ve yar yat k geli enlerde 15-25 cm aras nda de ebilir. Ülkemizde çerezlik olarak hafif bünyeli topraklarda yeti tirilen NC-7 gibi daha yat k çe itlerde s ra üzeri mesafesi daha geni, a r topraklarda yeti tirilen daha dik olarak geli en Çom gibi çe itlerde ise daha dar tutulmal r. Bitki ba na kapsül say geni s ra aral nda yap lan ekimlerde, birim alan ba na kapsül say ise dar s ra aral nda yap lan ekimlerde daha yüksektir. Bir dekar arazide bulunan s ralar n say ile s ralar üzerindeki ekim mesafesini bilmekle kolayca gerekli tohum miktar hesap

23 edebiliriz. Yerf st kapsüllerinde ortalama % 70 tohum oldu u ve bunun da % 5-6 s n küçük ve z taneler oldu unu bilerek gereken kabuklu f st k miktar hesaplanabilir. Genellikle, iri taneli çerezlik çe itlerde bir dekara 10-13 kg kabuklu veya 7-8 kg iç, küçük taneli ya k çe itlerde (ülkemizde ekimi yap lmamaktad r) ise 8-9 kg kabuklu veya 5-6 kg iç tohumluk hesap edilir. Ekilecek tohumlar ekimden 5-10 gün önce kabuklar ndan ayr lmal r. Daha öncesinden kabuktan ayr rsa çimlenme oranlar dü er. Ekim öncesi tohum kabuklar zedelenmemelidir. Yerf st kapsül olarak (kabuklu) da ekmek mümkündür. Ancak kabuklu olarak ekildi inde çimlenme için daha fazla toprak nemine ihtiyaç duymakta, özellikle toprak nemi yetersiz oldu unda ç lar gecikmektedir. Hemen hemen hiçbir ülkede kabuklu olarak ekilmemektedir. Yerf st için geli tirilmi özel ekim makineleri vard r. Ekim, çapa bitkileri için imal edilmi ve yerf st na uygun ekim plakalar tak lan mibzerle yap labildi i gibi, pamuk mibzerlerinin kovalar ç kar ld ktan sonra elle de yap labilir. Ancak, elle yap lan ekimlerde s ra üzeri mesafeler iyi ayarlanamamaktad r. Türkiye de yeti tirilen iri taneli yar yat k ve yat k geli en yerf st ekimleri, çok iyi haz rlanm tohum yata na 70-75 cm s ra aras ve 15-25 cm s ra üzeri mesafede, 5-6 cm derinlikte yap r. Ekim derinli i özellikle toprak yap na, tohum irili ine ve ekim makinesinin özelliklerine göre de mektedir. ri taneli tohumlar daha derine, küçük taneli tohumlar ise daha yüzeye ekilir. Yine a r yap topraklarda ekimler daha yüzlek (4-6 cm), hafif yap topraklarda daha derin (6-8 cm) olmal r. Kuru artlarda biraz daha derine ekmek tavsiye edilir. Ekilen tohumun hafif s lmas gerekir. Modern ekim makinelerinde bunu sa layan tertibat vard r. Ekim makinesi ile ekim yap ld nda tohumlar n ayn derinli e dü üp dü medi ine ve iyice kapanmas na dikkat edilmelidir.

24 ekil 14. Pamuk Mibzerlerinin Kovalar Ç kar ld ktan Sonra Elle Yerf st Ekimi Mümkünse ekimi yap lacak tohumlar n çe itli toprak alt zararl lar na ve topraktan bula an hastal klara kar Thriam, Ceresan, Benleyt, Captan, Agrosan GN, PCNB ve Carboxin gibi ilaçlardan biriyle (100 kg tohuma 1 gr aktif madde hesab yla) ilaçlanmas tavsiye edilir. Yerf st tohumlar pamuk ilaçlamas nda kullan lan makinelerle ilaçlanabilir. Basit bir ekilde ilaçlama ise bir branda bezi üzerine tohumluk f st klar konur, üzerine toz ilaç ilave edilerek bir kürekle iyice kar r. Bu i te bir akaryak t bidonu daha iyi i görür. Bidonun ortas ndan bidonu çevirebilecek ekilde bir mil geçirilir. laçla tohum bidona konduktan sonra bidon iyice çevrilir. Tohumluk ilaçlan rken ve ekilirken çok dikkat edilmelidir. GÜBRELEME Yerf st n azotlu gübre ihtiyac az, fosforlu gübre ihtiyac fazlad r Yerf st, bir önceki mahsule verilen gübreden iyi istifade eder. Yerf st tar nda iyi bir münavebe uygulanmazsa topra a mutlaka gübre verilmelidir. Fazla gübre verilen m r ve pamuktan sonra yerf st ekilecek olursa iyi ürün al r. Yerf st için ekonomik bir ekilde kullan lacak gübrelerin cinsi ve miktar ba ta topra n verimlili ine ba r. Toprak verimli ise verilecek gübrenin ürün miktar na olan etkisi az olur. Yerf st di er kültür bitkilerine nazaran topraktan çok g da kald rmamas na ra men topraktaki besin maddelerini önemli derecede tüketti i

25 tespit edilmi tir. Ancak patates ve bu daya nazaran topraktan çok daha az besin maddeleri kald r. Yerf st n yeti me periyodu süresince topraktan hangi besin elementinden ne kadar kald rd n bilinmesi, uygun bir gübreleme program n olu turulmas için büyük önem ta r. Yap lan bir ara rmada; dekardan 392 kilo kapsül, 566 kilo sap elde edildi inde, bir dekardan 26 kg azot (N), 4.4 kg fosfor (P 2 O 5 ), 13 kg potasyum (K 2 O), 7.4 kg kalsiyum (Ca) ve 2.3 kg ma nezyum (Mg) kald ld hesaplanm r. Buna göre topraktan en fazla azot, potasyum ve kalsiyum kald lmaktad r. Tekni ine uygun bir gübreleme için en az ndan 3-5 y lda bir toprak analizi yapt lmal r. Azot Bir baklagil olan yerf st, kendisi için gerekli azotun önemli k sm köklerindeki yumrucuklarda ya ayan bakterilerin havadaki azotu ba lamas suretiyle temin eder. Ancak bunun için toprak bu bakterilerle bula k olmal veya bula k de ilse tohumlar n bu bakterilerce lanmas gerekir. Yerf st yeti tirilen yerlerde dekara ortalama 25 kilo azot havadan bakteriler sayesinde ba lan r. Bu miktar n % 30-40 toprakta kalmakta gerisi ise bitkilerce kullan lmaktad r. Genç yerf st n köklerinde nodozite (yumrucuklar) te ekkül edinceye kadar yerf st azota muhtaçt r. Bu da bitkinin ilk devreleridir. Yerf st yeti tirilecek topra a ekimden önce, e er Rhizobium bakterisi (yerf st köklerindeki yumrularda ya ayan ve havan n azotunu ba layan bakteriler) bula k ise, gübre olarak 2-3 kg/da saf azot at lmas yeterlidir. Bitkiler çiçeklenme döneminde kontrol edilerek köklerde yeterli yumru olu umu yoksa birinci sudan önce dekara 7-9 kilo saf azot gelecek ekilde gübreleme yap lmal r. Bakteri lamas yap lmam ise, belirtilen azot miktar 20 kg/da'a kadar ç kart labilir. Azotun yar ekimle, di er yar ise birinci veya ikinci sulama ile birlikte verilir. Topra n veya tohumun azot bakterilerince a lanm oldu u farz edilerek; dekara 13-14 kg Di Amonyum Fosfat (18-46-0) gübresi at rsa bitkinin ihtiyaç duydu u fosfor ile azotun ekimle beraber verilecek k sm kar lanm olur. Bir dekar için, sadece azot içeren u kimyevi gübre ve dozlar ndan herhangi birisi verilirse de azot ihtiyac kar lanm olur: % 21 lik Amonyum Sülfat tan 12-14 kg, % 26 l k Amonyum Nitrattan 10 kg, % 46 l k Üre gübresinden 4.5-6.5 kg. Gerekli gübrenin tamam ekim öncesi son diskaro alt na verilir. An za ekilen yerlerde azot noksanl daha çok görüldü ü için, üst gübrelemede verilecek azot dozu artt lmal r. E er ç tan sonra bitkilerde bir sararma

26 görülüyorsa ve bu sararma çiçeklenme devresinde de devam ediyorsa, birinci veya ikinci sudan önce dekara 15-20 kg Amonyum nitrat veya 10 kg Üre verilerek tarla sulan r. Fazla azot uygulamas yerf st n koyu ye il kalmas na, bitkilerin h zla büyümesine ve fazla çiçek açmayan ve meyve vermeyen çok dall gev ek dokulu bir bitki olmas na sebep olur. Azot yetersizli i ise bitkinin bodur kalmas na, yapraklar n sararmas na sebep olur. Ekimden 4 hafta sonra yaprak analizindeki azot oran yüzde 3.7 nin (% 3.7) alt na dü tü ünde eksiklik belirtileri görülmeye ba lar. Fosfor Yap lan bir çok gübre denemelerinde fosforun mahsulü artt rmada azot ve potasyuma göre daha etkili oldu u bulunmu tur. Fosfor bilhassa meyve te ekkülünü artt r, bo kapsül oran n dü ürür, olgunla may h zland r ve kapsül irili ini artt r. Fosfor, daha ziyade bitkinin ilk geli me dönemlerinde daha faydal r. Fosfor noksanl yerf st n yaprak ve meyvelerinin küçük kalmas na, yaprak renginin solgun, mavimsi ye il bir renk almas na sebep olur. % 50 çiçeklenme dönemindeki yaprak analizinde yaprakta binde 29 dan (%0.29) daha az fosfor varsa fosfor noksanl var demektir ve ilave fosforlu gübre uygulamas yap lmal r. Fosfor noksanl n daha ileri devrelerinde yaprak sarar r ve dökülür. Fosforun topraktaki hareketlili i azd r, bu nedenle uzun y llar tarla tar yap lan ve fosforlu gübre uygulanan yerlerdeki topraklarda fosfor birikimi olur. Toprak analiz sonucunda böyle yerlerde fosfor birikimi oldu u anla rsa, verilecek fosfor miktar ndan topraktaki miktar dü ülmelidir. A fosfor birikiminin oldu u anla rsa fosforlu gübre vermekten kaç lmal r. Aksi halde, fazla fosfor birikimini daha da artt rarak özellikle çinko gibi di er besinlerin yaray azaltm oluruz. Genel olarak, toprakta hiç fosfor birikiminin olmad durumlar için yerf st tar nda kullan lmas gereken fosfor (P 2 O 5 ) miktar dekara yakla k 6-8 kg kadard r. Fosforlu gübrenin tamam ekimle birlikte verilmelidir. Toprakta hiç yaray fosfor olmad farz edilirse, ekim öncesi dekara 13-14 kg Diamonyum Fosfat (18-46-0) gübresi at rsa, bitkinin ihtiyaç duydu u fosfor ile azotun ekimle beraber verilecek k sm kar lanm olur. Bir dekar için, sadece fosfor

27 içeren u gübre ve dozlar ndan herhangi biri uygulan rsa da fosfor ihtiyac kar lanm olur: % 16-18 lik Süperfosfat tan 35 kg, % 42-44 lük Triple Süperfosfat tan 13-14 kg. Potasyum Yerf st yeti me süresi boyunca topraktan fazla miktarda potasyum kald r. Potasyum, yerf st nda verimi artt rd gibi tohumda ya oran da yükseltir. Di er taraftan bitkilerin hastal klara olan dayan kl artt r. Eksikli inde yaprak kenarlar nda yan klar meydana gelir. leri a amalarda dal uçlar na yak n gövde k mlar nda önce k rm sonra kahverengi bir renk görülür ve bunu dokular n ölmesi takip eder. Fosforda oldu u gibi ilk geli me dönemlerinde daha faydal r. 40 günlük bitkilerin yapraklar nda % 0.28 den daha az potasyum varsa bitkilerde eksiklik belirtileri görülmeye ba lar. Ülkemiz topraklar genel olarak potasyumca zengindir (genellikle dekarda 80 ile 200 kilo yaray potasyum içerir) ve genelde potasyumlu gübre vermeye gerek yoktur. Ayr ca yerf st kendinden önceki bitkiye verilen potasyumu en iyi ekilde de erlendirir. Ancak çok kumlu baz yerlerde fazla y kanma ile birlikte potasyum noksanl ortaya ç kabilir. Böyle yerlerde toprak analizi ile potasyum noksanl tespit edilmi se potasyum gübrelemesi yap lmal r. Toprakta hiç yaray potasyum olmad farz edildi inde dekara 15-20 kg saf potasyum verilmesi gerekir. Toprak analizi sonucunda ortaya ç kan yaray potasyum, bu miktardan dü ülmelidir. Potasyumun tümü ekim öncesi di er gübreleri de içeren kompoze gübre halinde (15-15-15 gübresi gibi), yada potasyum sülfat gibi sadece potasyum içeren gübrelerle verilebilir. Örnek olarak, dekara 3 kilo saf potasyum vermemiz gerekti i durumlarda; 15-15-15 gübresinden 20 kilo (ayn zamanda 3 er kilo da saf azot ve fosfor verilmi olur) veya potasyum sülfattan 5-6 kilo uygulanabilir. Kalsiyum (kireç) Yerf st beslemesinde kalsiyumun önemi büyüktür. Kireçli (kalsiyumca zengin) topraklarda yeti en yerf st klar n içleri dolgun, kapsülleri aç k ve parlak renkli, iç oranlar yüksek olur. Kalsiyum noksanl, yerf st bitkisinin büyümesi üzerine olumsuz etki eder. Bitkide bodurlu a ve dal uçlar ndaki yaprak ekillerinin bozulmas na ve yaprak damarlar aras nda lekelerin meydana gelmesine sebep olur. Ana gövdede yer yer çatlamalar olur, meyveler c z kal r,

28 bo meyve olu umu artar, tohumlar n çimlenme oran dü er. Yerf st bitkileri gereksinim duyduklar kalsiyumun %70'ini gineforlar ile al r. Büyük daneli yat k çe itlerin kalsiyum ihtiyac dik geli en küçük daneli çe itlere göre daha fazlad r. Genellikle topraklar n kireci yüksek (kalsiyumca zengin) oldu u için kireç gübrelemesine gerek yoktur. A sulamalar sonucu toprakta kirecin y kand yerlerde, toprak asitli i (ph) özellikle 5.9'un alt nda ise 3-5 y lda bir defa olmak üzere sonbaharda, dekara 30-50 kilo sönmü kireç (kalsiyum hidroksit), sönmemi kireç (kalsiyum oksit) veya kireçta (kalsiyum karbonat) tarlaya serpilir ve toprakla kar r. Yaprak analizine göre 9 haftal k bir yerf st yapra nda % 1.2 den daha az kalsiyum varsa bitkilerde kalsiyum eksiklikleri görülmeye ba lar. z Elementleri (mikro besin maddeleri) Topraklar n ekserisi kireçlidir ve bunun sonucunda asitlik de erleri dü üktür (ph de eri yüksektir). Bunun sonucunda bitkiler için en önemli mikro besin maddeleri (bitki beslenmesinde gerekli ancak çok az miktarlarda al r) olan demir, mangan, bak r ve çinko (Fe, Mn, Cu ve Zn) gibi a r metaller oksit ve hidroksit formlar na dönü erek çözünürlükleri azalmaktad r. Genel olarak böyle yerlerde topraktaki kirecin etkisinin azalt larak toprak asitli ini artt racak (ph n n dü ürülmesi) önlemler al nmal r. Böylece toprakta bol miktarda bulunan ancak yaray forumda bulunmayan mikro besinlerin yaray hale getirilmesi sa lanm olur. Aksi halde verilen gübreler tekrar yaray z hale geçer. Bu önlemler tüm besin maddeleri için de gereklidir. Bu önlemler; gübrelemede asitli i yüksek gübrelere yer verilmesi (amonyum sülfat gibi), toprak asitli ini artt toz kükürt uygulanmas (dekara 50 kilo civar nda), topra a çiftlik gübresi veya ye il gübre gibi organik gübrelerin verilmesi eklinde say labilir. Demir Özellikle kireçli ve alkali yap topraklarda demir noksanl na çok s k rastlan lmaktad r. Noksanl nda genellikle genç yapraklarda yaprak damarlar ye il kal rken damar aralar nda sararmalar ortaya ç kar. Baz çe itlerin (NC-7 gibi) demir noksanl na olan duyarl klar daha

29 belirgindir. Son y llarda mikro element noksanl n (iz elementleri) giderilmesi amac yla kileyt (chelate) denilen sentetik organik bile ikler kullan lmaktad r. Kireçli topraklarda demir noksanl n giderilmesi amac yla %5-14 demir içeren Fe EDTA-OH kileyti, ekim öncesi topra a dekara 0.5-1 kilo dozunda uygulanabilir. Ayr ca demir sülfat (kara boya) veya demir kileyt gübrelerinden haz rlanacak % 1 lik çözeltiler, 10 gün ara ile birkaç kez yapraklara püskürtme eklinde uygulan rsa daha h zl sonuç al nabilir. Pratikte demir noksanl genelde geli menin sonlar na do ru ortaya ç kt için demir gübrelemesi yap lmamaktad r. ekil 15. Yerf st Yapra nda Demir Noksanl Bor Yerf st nda eksikli i en çok görülen mikro elementlerden birisi de bordur. Bor eksikli inde tohumlarda hollow heart denilen tohum içi bo luklar olu maktad r. Bor noksanl n belirtisi kalsiyum noksanl gibidir. E er toprak analizi sonucunda bor yetersiz ise, çiçeklenme zaman yada ekim öncesi dekara 0.1-0.3 kilo boraks gübresi uygulanabilir.

30 Çinko Türkiye topraklar n birço unun yaray çinko içerikleri topraktaki s r de erinden dü üktür. Böyle yerlerde aç k yada gizli çinko noksanl klar ortaya ç kar. Aç k çinko noksanl klar nda, bitkilerin sürgün k mlar nda sararmalar, bo um aralar n k salmas sonucu yapraklarda y lmalar (rozetle me) ortaya ç kar. Gizli noksanl kta, bitkilerin d görünü lerinde farkl la ma olmaz. Ancak, tohumlar yeterince çinko içermediklerinden dolgun olmayan tohum oranlar artar, tohumlar n besin de eri azal r. 2-3 y lda bir dekara 3-5 kg çinko sülfat gübresi ekim öncesi at rsa çinko noksanl düzeltilebilir. Ayr ca ekim öncesi 20-20-0+Zn gibi çinko içeren taban gübrelerin kullan lmas daha pratiktir. BAKIM Ekimi yap lan yerf st tohumlar toprak s cakl na ba olarak belirli bir süre sonra çimlenerek toprak yüzeyinde genç bitkileri meydana getirir. Yerf st çok h zl geli en bir bitkidir. Bu nedenle bak m i lerinde geç kal nmamal r. Ba ca bak m i leri: çapalama ve yabanc ot kontrolü, bo az doldurma, sulama ve hastal k ve zararl larla mücadele i leridir. Çapalama ve Yabanc Ot Kontrolü Yabanc otlarla mücadele mekanik, kültürel ve kimyasal yollarla yap r Yerf st bir çapa bitkisidir. Kök bölgesini gev etmek, havaland rmak ve yabanc otlarla mücadele etmek için çapalama yap r. Say tarla artlar na göre de ir. Yerf st nda bitkiler 3-4 yaprakl iken (genelde ç tan 25-30 gün sonra, ilk çiçekler görüldü ünde) ilk çapa yap r. Bu çapa s ras nda seyreltme i i de yap r. F st k, üst üste ekilmi se geçen y ldan kalanlar da (kendi gelenler) toprak yüzüne ç kacakt r. Birinci çapada bu f st klar kesilerek imha edilir. Geli me ilerledikçe özellikle yabanc ot durumuna göre 2. ve 3. çapalar yap r. lk çapa genç yerf st klar n köklerinin oynamamas için yüzeysel yap r. Di er çapalar daha derin yap lmal ve topra n iyice kabart lmas sa lanmal r. Bitkilerde kapsül i neleri (ginefor) olu maya ba lad nda çapalamaya