GENEL: LEFKOŞA MÜCAHİTLER SİTESİ NİN MİLLİ KURTULUŞ MÜCADELESİNDEKİ YERİ Bazı yapılar vardır ki, toplumların hafızalarında, ülkelerin geçmişlerinde farklı açılardan özel öneme sahiptirler. Örneğin; Bugün İstanbul/Şişli de Atatürk Müzesi olarak hizmet veren bina, Mustafa Kemal in Samsun a çıkmadan önceki altı aylık süreçte, Türk Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin düşünsel hazırlığını yaptığı yer olması nedeniyle bizler için özel bir öneme sahiptir. Bunun gibi, Sakarya Meydan Muharebesindeki Komuta Yerini teşkil eden Ankara/Polatlı-Alagöz köyündeki köy evi bugün bile önemini yitirmemiş ve her yıl binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. İşte bu binalar gibi Lefkoşa da, Lefkoşa yı çevreleyen on iki burçtan biri olan Musalla veya diğer adıyla Barbaros Burcu üzerinde yer alan Mücahitler Sitesi de, Kıbrıs Türkünün Milli Kurtuluş Mücadelesinde farklı ve haklı bir öneme sahiptir. Mücahitler Sitesi; Kıbrıs Türkünün azminin, kararlılığının, inancının ve dayanışmasının bir sembolüdür. MÜCAHİTLER SİTESİ NİN YAPILIŞI: Günümüzde, Güvenlik Kuvvetleri 1 inci Piyade Alay Komutanlığı karargâhı olarak kullanılmakta olan Mücahitler Sitesinin inşaatına Mart 1967 de başlanmıştır. Tarihi Yusuf Kaptan sahasının arkasındaki MUSALLA Burcu üzerinde Cumhurbaşkanı yardımcısı Dr. Fazıl Küçük tarafından temeli atılan inşaat için gerekli malzemeler, silaha ve mevziye çevrileceği korkusuyla Rumların koyduğu ambargolara ve sıkı aramalara rağmen mücahitler tarafından değişik yol ve yöntemlerle taşınmıştır. İnşaatte mücahitlerin yanısıra hemen hemen tüm Lefkoşalı Türkler çalışmıştır. Site, Sancağın, Evkaf idaresinin ve Anavatanın sağlamış olduğu finansal destek ve Mücahitlerin üstün gayretleri sonucu yapılmıştır. Bununla birlikte, Ada çapındaki bütün sancaklar ellerindeki olanaklarla inşaata yardım etmişlerdir. Mücahitler Sitesi nin yapımından güdülen amaç, her alanda TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) ilkelerini yaymak ve kökleştirmektir. O dönemde, yapılan inşaatın bir bölümü TMT nin ana binası olarak düşünülmüş ve her sancaktarlık için bir oda tahsis edilmesi planlanmıştır. Mücahitler Sitesi nin yapımında özellikle inşaat malzemesi temini büyük bir problem teşkil etmiştir. Az önce de belirttiğim gibi, Rumlar Türkler in savunma mevzisi ve silah 1
yapabilecekleri endişesiyle, en temel malzemelerin bile Türk bölgesine geçişine izin vermiyorlardı. Aralarında çividen, bot bağına kadar her çeşit malzemenin bulunduğu tam 37 çeşit malın Türk bölgelerine girişini yasaklamışlardı. Bunu dönemin Rum Lideri Glafkos Klerides, 1993 yılında yazdığı İFADEM adlı kitabında inşaat malzemesi ile saldırıya karşı savunma yapıları inşa edilebiliyordu cümlesiyle itiraf etmiştir. Yani Rum saldırılarına karşı, Türklerin kendilerini savunmaları için mevzi yapabilecekleri olasılığına tedbir olarak bu malzemelere ambargo koymuşlardı. Sitenin yapılışı, inşaat malzemelerinin temin edilişi, bu malzemelerin inşaat bölgesine nakledilmesi ve müteakiben sitenin kullanılışı ile ilgili mücahitlerimize ait birçok anı mevcuttur. Bunların bir kısmı mücahitlerimiz tarafından şahsıma yazılmamak kaydıyla anlatılmıştır. Bir kısmı da TMT andına sadık kalmak adına fazla ayrıntıya girmek istememişlerdir. Ben de onlara ve milli davalarına saygımdan dolayı bu ayrıntılara girmeyeceğim. Ancak burada özellikle üzerinde durmak istediğim bir konuyu belirtmeliyim. Kuzey Kıbrıs ta bir Türk Devleti kurulmuştur ve bu toprakların vatan haline gelmesi için birçok şehit verilmiştir. Siz kahraman mücahitlerimiz, bugünleri sağlamak adına gençliğinizi yaşamadınız. Sevdiklerinizden ayrı kalmayı göze aldınız. Yurtdışındaki eğitiminizi hiçe saydınız. Bugünün ve geleceğin gençlerinin de sizlerin tüm fedakarlıklarınızla sağlamış olduğunuz bu mevcut durumun değerini bilmeleri için, geçmişte yaşananları yüzeysel olarak değil, ayrıntılarıyla bilmeleri gerekmektedir. Bazı mücahitlerimizle yapmış olduğumuz görüşmelerde, gençlere geçmişi neden tam olarak anlatmadıklarını sorduğumuz zaman; Aman biz yaşadık, onlar yaşamasın yanıtını almaktayım. Tabii ki Onlar yaşamasın, ancak geçmişte neler yaşandığını da bilsinler ki geleceklerini kurarken daha tedbirli olsunlar. Tarihini doğru olarak bilmeyen toplumlar, geleceklerini doğru olarak şekillendiremezler. İşte burada siz mücahitlerimize tarihi bir sorumluluk düşmektedir. Geçmişte yaşadıklarınızın gelecekte tarihe bir ışık tutmasını sağlamak için anılarınızı lütfen yazınız, hemen yayınlanmasını istemiyorsanız bile, gelecekte yayınlanması koşuluyla ilgili kişi veya kurumlara teslim edebilirsiniz. Aynı şekilde o günlere ait belgeleri, vesikaları muhafaza ediniz veya üniversiteler, TMT Derneği, Mücahitler Derneği gibi kurumlara teslim ediniz. Bu gibi dokümanların ilgisiz kişiler elinde kaybolmasına izin vermeyiniz. Sizce fazla önem arz etmeyen bir mektup, bir belge, bir fotoğraf gelecekte tarihi bir vesika olarak o günleri aydınlatacaktır. Ve bizim haklılığımızı dünyaya anlatmada bir belge olacaktır. o acı olaylarla bugün arasında en az bir nesil geçti. yaşananları şimdi kendi çocuklarımıza bile anlatmakta güçlük yaşıyoruz. kaldı ki bu işten hiç canı yanmamış bir yabancıya anlatabilmek Bunun için bu belgelere ihtiyacımız olduğunu unutmayınız. 2
Tekrar konumuza dönecek olursak; Sitenin yapılışı ile ilgili olarak Mücahit Komutanlarından Fikret Kürşat ın, Lefkoşa Sancağı nın Tarihçesi ile ilgili bir kitap hazırlamakta olan 1. Piyade Alay Komutanlığı personeline verdiği mülakattan bir alıntı yapmak istiyorum. Burada Sitenin yapılması fikrinin nasıl doğduğuna şahit oluyoruz. Şunları anlatıyor Sayın Kürşat; 1967 yılına gelindiğinde, Denktaş Bey sürgünden dönünce, yavaş yavaş barikatlar açılmış ve Türkler dışarı çıkmaya başlamıştı. Denktaş Bey ile Kleredies görüşmeye başlamışlardı. Kısacası ortam, önceki yıllara göre biraz daha sakinleşmişti. Bizler, Mücahitliğin bitebileceği ihtimalini düşünmeye başlamıştık. Mücahitlerin haklarını korumak için bir şeyler yapmamız gerektiğine inanmıştık. O dönemde Tabur Komutanımız Şimşek Bey, durumu Bayraktar a anlatmıştı. Yılmaz Bora, Ben ve Özer Asım bunun için bir organizasyon yapmamız gerektiğini belirtmiştik. Böylece Mücahitler Sitesi nin yapılması fikri ortaya atıldı. O dönemde Dr. Necdet Ünel komisyonumuza başkan tayin edildi. Bayraktarlık da buna onay verince çalışmalara başladık. O zaman Türkiye den gönderilen ses sanatçılarının tertiplediği konserlerden elde edilen gelir, sitenin inşaatına aktarıldı. Lefkoşa da bulunan bölüklerden de yapıcı, dülger gibi mücahitler gelerek, inşaatın yapımında görev aldılar. Bunun yanında Lefkoşa Sancağı na bağlı köylerden gelen ustalar da sitenin yapımına katkı koydular. Türkiye den de sitenin inşaatı için maddî yardım gönderilmişti. TMT Derneği Genel Başkanı Sayın Yılmaz Bora nın ifadelerine göre; Bölgede mevcut altı bölükten beşi cephede, diğer bölük geride ihtiyatta bulunur ve bu ihtiyattaki bölük de sitenin inşaatında çalışırdı. Bu faaliyet, haftalık veya onbeş günlük dönüşümlerle gerçekleştirilirdi. Gönüllülük esasıyla çalıma yapıldığı için mücahit komutanları, genç mücahitlere örnek olmak adına öncelikle kendileri ağır yüklerin altına girerlerdi. Mücahitler Sitesinin yapımında teknik destek, zamanın genç mühendisi Erdal Yücelt tarafından sağlanmıştı. Şu anda Mücahitler Sitesi içerisinde yer alan Milli Mücadele Müzesi nin sorumlusu Tahir Hürelli de, sitenin bulunduğu mahallede çocukluğunu yaşayan ve sitenin yapımına şahit olan birçok Lefkoşalı gibi inşaatın yapımına katkı koyan bir mücahit. Tahir Bey söyleşimizde, mahallenin gençleri ve çocuklarının inşaate malzeme taşıma ve ustalara yardım işinde birbirleriyle yarıştıklarını özellikle vurguluyor. Dönemin mücahit komutanlarından Mehmet Ali Aydınöz de o günlerle ilgili olarak şunları söylüyor; 1974 Barış Harekâtı na kadar çok sıkıntı çektik. Sosyal hayatımız hemen hemen yoktu. Ancak üzülmüyorduk. Mutluyduk. Birlik, beraberlik vardı. Herkes birbiriyle 3
derdini, sıkıntısını paylaşırdı. Zengin, fakir herkesin yaşam şekli aynıydı. Eğlence yerimiz, Mücahitler gazinosu, Çağlayan ve Boğaz bölgeleriydi. Mücahitler Sitesi de o dönemlerin bir ürünüdür. Sitenin yapımına başlanacağında Bölük Komutanları bir haftalık, 15 günlük ekipler hazırlayarak inşaata göndermişlerdi. Çok büyük emekler vererek sitenin inşaatını bitirdik. Bu binanın yapımında sadece mücahitler değil, mücahidelerimiz de değişik şekillerde destek sağlamışlardır. Onlardan biri de hiç şüphesiz milli mücadelemizin kahraman mücahidelerinden biri olan Seval Teyze olarak bildiğimiz Seval Özdüşküner dir. Diğer mücahide arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları çalışmalarla Türk kadınının vatan savunmasındaki özel yerinin sembolü haline gelmişlerdir. Mücahitler Sitesi; kısmen anlatabildiğimiz zorluklarla, başlangıçta da ifade ettiğim gibi Kıbrıs Türkünün azminin, kararlılığının, inancının ve dayanışmasının bir sembolü olarak, bizzat mücahitlerimizin el emeğiyle Türkiye Cumhuriyeti nin 50 nci yıl dönümü törenlerine yetiştirilmiş ve 29 Ekim 1973 tarihinde Dr. Fazıl Küçük tarafından Lefkoşa Sancak Karargahı olarak hizmete açılmıştır. SANCAK KARARGAHI OLARAK MÜCAHİTLER SİTESİ: Lefkoşa Sancak karargâhı, kurulduğu günden Mücahitler Sitesi nde konuşlanana kadar güvenlik gerekçeleriyle yedi kez yer değiştirmiştir. Lefkoşa Sancak Karargâhı, son olarak 29 Ekim 1973 tarihinden itibaren Mücahitler Sitesi nde konuşlanmıştır. O dönemde Mücahitler Sitesi nin; Lefkoşa Sancağı Karargahı na ev sahipliği yapmasıyla birlikte spor salonu, kütüphane, tiyatro salonu ve müzesiyle TMT nin belirleyeceği ilkeler dâhilinde bir kültür merkezi olması kararlaştırılmış ve kurulduğu tarihten itibaren Türk ailelerin spor, düğün ve sosyal faaliyetlerini gerçekleştirdikleri bir mekân olarak kullanılmıştır. Bu kapsamda; Kıbrıs Türk toplumunun 1955 yılından başlayarak günümüze kadar devam eden millî mücadelesini belgelemek ve bu mücadelenin niçin, nasıl ve hangi koşullar altında yapıldığını anlatmak amacıyla, Site avlusunda inşa edilen Milli Mücadele Müzesi, 1982 yılında hizmete açılmıştır. Bugün de ziyaretçilere ve özellikle öğrencilerin ziyaretine açıktır. Mücahitler Sitesi bir dönem, TMT nin Foto Film Merkezi ne de ev sahipliği yapmıştır. 1963 Kanlı Noelinden sonra fotoğraf/görüntü ihtiyacının ortaya çıkması üzerine Lefkoşa Sancağı tarafından fotoğrafçı Olgun Asım a verilen bir görev ile Mahmut Paşa 4
Sokak ta, Foto Film Merkezi kurulmuş, bu merkez daha sonra Mücahitler Sitesi nde hizmet vermeye başlamıştır. Dal 2 nin sorumluluğu altında bulunan Foto Film Merkezi tarafından merasimlerin, Mücahitlerin eğitimlerinin ve en önemlisi Rum askerlerinin mevzilerdeki görüntülerinin kayıtları tutulmuştur. O dönemdeki Türk gazeteci ve fotoğrafçıların önemli bir kısmı bu atölye ile işbirliği içinde çalışmıştır. 1976 yılında yapılan teşkilatlanma sonucu bu atölye kapatılmıştır. İlk kez 25 Aralık 1963 tarihinde, Cumhurbaşkanı Muavinliği resmi ikametgâhı içerisindeki garajdan, Kemal Tunç un Bayrak, Bayrak, Bayrak; Burası Kıbrıs Türk Mücahidi nin sesi Bayrak Radyosu. Bayrak, Bayrak, Bayrak tarihi anonsu ile sesini duyurmaya başlayan ve ulusal mücadelemizi sürdüren halkımıza ve askerlerimize güç veren, Türk bölgesinin hemen her tarafına yağmur gibi kurşunlar yağarken Türkçe, Rumca ve İngilizce yayınlar yaparak toplumumuzun direnç kaynağı ve gerçeğin sesi olan ve haklı davamızı dış dünyaya duyurmayı hedefleyen Bayrak Radyosu da bir süre Mücahitler Sitesi nin alt katında konuşlanarak yayınını sürdürmüştür. Radyonun Mücahitler Sitesi nde bulunduğu dönemde kullanılan verici cihazı, bugün halen Mücahitler Sitesi ndeki 1. Piyade Alay Komutanlığı nın şeref salonunda muhafaza edilmektedir. Dolayısıyla, Site; Sancak Karargahlığına ek olarak bu faaliyetleri ile de Milli Kurtuluş Mücadelesi ne katkı vermeye devam etmiştir. 1.PİYADE ALAY KARARGAHI OLARAK MÜCAHİTLER SİTESİ: 1974 Mutlu Barış Harekatı na da Lefkoşa Sancak Karargahı olarak şahitlik yapan Mücahitler Sitesi, 1976 yılında TMT nin yeniden yapılandırılması kapsamında, Bayraktarlığın Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Lefkoşa Sancaktarlığı nın da 1. P. A. K.lığı olarak teşkil edilmesi üzerine bu tarihten itibaren 1. P. Alay Komutanlığı karargahı olmuştur. Benim de 2006-2007 yıllarında Komutanlığını yapmış olmaktan onur duyduğum ve askerlik yaşamımın fiili olarak son görevini oluşturan 1. P.Alay Komutanlığı, Mücahitlerimizin el emeği ile yapılmış olan bu sitede karargahını konuşlandırarak, Lefkoşa Sancağının da devamı olma manevi sorumluluğunu üstlenmiştir. Bugünlerimizi borçlu olduğumuz Kahraman Mücahitlerimizin Mücahitler Sitesinde görev yapan Alay Komutanlarını halen Lefkoşa Sancaktarı olarak kabul etmeleri ve bağırlarına basmaları da 5
bu manevi sorumluluğu bir kat daha artırmaktadır. Bu manevi sorumluluk, yine mücahitlerimizle birlikte çalışılarak yerine getirilmektedir. Alay komutanlığım döneminde de tüm mücahitlerimize anlattığım gibi, bu Site Mücahitlere aittir. Şu anda Alay Karargahı olmakla birlikte, kapıları her zaman mücahitlere açıktır. Bunun ifadesi olarak şunu belirtmeliyim; Günümüzde genellikle askeri birliklerin girişinde tel örgü veya demir kapı gibi muhafazalar bulunur. Ancak Mücahitler Sitesi nin Ana Girişine baktığınızda böyle bir engel göremezsiniz. Bu binanın mücahitlere ait olduğunu ve kapısının da Onlar a her zaman açık olduğunu vurgulamak maksadıyla, önünde hiçbir engel yoktur ve merdivenlerden direk olarak karargaha çıkabilirsiniz. Mücahitler Sitesi, kurulduğu günden bugüne birçok olaya tanıklık etmiştir. Özellikle milli kurtuluş mücadelesi döneminde yaşananlar, adeta bir tarihtir. Ben de Alay komutanlığım döneminde yaşadığım ve beni derinden etkileyen böyle bir olayı aktarmak istiyorum. Lefkoşa Sancağı, 01.EYLÜL 1957 ile 11ARALIK 1988 tarihleri arasında toplam doksan mücahitini bu toprakların vatan olması uğruna şehit vermiştir. Şehitlerimizin resimleri, Mücahitler Sitesi nin ikinci katında, Alay Şeref Salonunda Bayraktarlık ve sancaktarlıkların sancaklarıyla ve mücahitlerimizin milli kurtuluş mücadelesinin başlangıcında kendilerini savunmak için borulardan elle yaptıkları silahlarla birlikte, saygı köşesinde muhafaza edilmektedir. Görevde olduğum sürede, Lefkoşa bölgesinde, Alayımın sorumluluk sahasında bulunan şehit ailelerimizle yakın irtibat halinde idik ve birçoğu ile ailece gönül bağımız ve dostluğumuz halen devam etmektedir. 2007 yılının 14 Mayıs Pazartesi günü şehit ailelerimizi, Anneler Günü nedeniyle Mücahitler Sitesinde ağırlamak ve ellerini öpmek üzere davet ettik. Büyük çoğunlukla ve mutlulukla davetimize icabet eden şehit ailelerimizle Şeref Salonunu gezerken Şehit eşlerinin ve şehit çocuklarının, şehit mücahitlerimizin resimleriyle karşılaştıkları bölüm oldukça duygusal sahnelerin yaşanmasına neden olmuştu. Burada bir şehidimizin eşinin anlattıkları Kıbrıs taki Milli Mücadele ruhunun ne kadar güçlü olduğunu ve bu ruh yaşadıkça Kıbrıs Türkünün önünde hiçbir engelin sağlam kalamayacağını vurgulaması bakımından önem arz etmektedir; şehit eşi şöyle söylemişti; Bu binaya daha önce bir de 1974 Temmuz unda gelmiştim. Kocam mücahitti. Birinci Harekata katılmak üzere bizden ayrılmıştı. Harekattan birkaç gün sonra bir sabah beni siteye çağırdılar ve bu odaya aldılar. Bana eşimin Rumlar tarafından esir alındığını söylediler. Ben de hemen karşı çıktım ve Benim kocam ölür ama Ruma asla esir olmaz dedim. Akşama kadar bu odada bekledim. Akşam üzeri odaya birkaç mücahit geldi ve bana kocamın şehit olduğu haberini verdiler. İşte kocamın şehadet haberini burada aldım. O gün şehit ailelerimizle Mücahitler Sitesi nde 6
paylaştığımız duygusal ortam, sanırım yaşadığım sürece unutamayacağım bir gün olarak kalacaktır. Mücahitler Sitesi nin yapımını en yakından takip edenlerden biri de hiç şüphesiz 1960 ların başından beri sitenin karşısındaki berber dükkanını işleten ve sadece sitenin değil, Kıbrıs taki Milli Mücadelenin tarihine tanıklık eden, çoğumuzun Berber Ahmet adıyla tanıdığı ve birkaç ay önce kaybettiğimiz Ahmet Hammal dı. Mücahitler Sitesi nden söz edildiğinde, Siteyle adeta özdeşleşmiş olan bu insanı anmadan geçmek vefasızlık olur. Berber Ahmet, adeta canlı bir tarihti. Dükkanı, Kuzey Kıbrıs ın birçok siyasi, sosyal ve kültürel kişiliklerinin uğrak yeri idi. Kuzey Kıbrıs ın siyasi nabzını burada tutabilmek mümkündü. Ayrıca, Berber Ahmet Mücahitler Sitesinde görev yapmış bütün sancaktar ve alay komutanlarını da özellikleri ile birlikte çok iyi bilirdi. Alay komutanları da, devir teslim esnasında sitenin demirbaşı gibi Berber Ahmet i yeni komutana öncelikle tanıtırlardı. Kendisini bu vesileyle bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum. Mekanı cennet olsun. SONUÇ: Bildirimin sonunda Kıbrıs ta Milli Kurtuluş Mücadelesi ni kazanan ruhu bir kez daha vurgulamak, TMT personelinin, mücahitlerin ve sancaktarların hangi duygular içerisinde görev yaptıklarını bir kez daha belirtmek için bir örnek vermek istiyorum; (*) 1965-1967 tarihleri arasında Lefkoşa Sancaktarı olarak görev yapan ve Mücahitler Sitesi nin yapımında da önemli katkıları bulunan Kale Bey namıyla anılan Sertaç Savim, görevinin bitimi nedeniyle 3 Mart 1967 tarihinde mücahitlere bir veda mesajı yayınlar. Benim burada belirtmek istediğim bu veda mesajı değil, bu mesajın ekinde bulunan Şehitler için kaleme alınmış olan veda mesajıdır. Sancaktar Kale Beyin yoruma gerek bırakmayan şu ifadelerinden bir bölümünü aktarmak istiyorum: Sevgili Şehit Kardeşlerim, Bugün kutsal mezarlarınızı her zamankinden ayrı bir şekilde ziyarete geldim... Çok kere sizlerle teker teker konuşmuş ve görüşmüştüm. İnanç dolu mezarlarınız ve ruhlarınız önünde huşu ile eğilmiştim. Bugün de aynı duygularla huzurunuzdayım... Sizlere gıpta ederdim. Sizlerin mezarınız yanında benim de bir mezarımın olmasını isterdim. Kısmet değilmiş. Çocuklarıma bırakacağım en tatlı bir hatıra olacaktı. Ne sizlerle yan yana yatmak, ne de kutsal topraklarınız üzerine zafer buketleri koymak nasip oldu. Uğrunda seve seve canınızı verdiğiniz davanızın bir gün zaferle sonuçlanacağına inancım tamdır. 7
Sizlere gıpta ederek huzurunuzda saygıyla eğilir, hepinizin tertemiz alınlarınızdan öperim. Nur içinde yatın. Elveda. Napolyon un söylediği gibi Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. Kale Bey ve Onun gibiler işte bu ruh ile görev yaptılar. Şehitlerin kutsal topraklarına zafer buketleri koyamadan dönüşüne üzülen Kale Bey, 1974 Barış Harekatına katılmış ve zaferin kazanılmasından sonra Atatürk Anıtına da, şehitlerimizin kutsal mezarlarına da zafer buketleri koyma gururunu yaşamış bir kişi olarak gönül rahatlığı ile buradan ayrılmıştır. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. Turgay Bülent Göktürk 8