Question Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?
Answer: Muhammed b. el-hasan el-saffar ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz: 1-Rical alimlerinin onun hakkındaki görüşleri: Şianın büyük rical alimlerinin hepsi onu saygıyla anmış ve bazıları da onun Basair-ud Derecat kitabını övmüşlerdir. 2-Merhum Muhammed b. el-hasan el-saffar ın kendisinin gulatı reddeden kitabı vardır. 3-O, Kum alimlerindendir ve Kum lular onun zamanında guluv ve tefviz şüphesi olan ravi ve rivayetleri reddetmekle ünlüydüler. Böyle bir itham, onun yaşadığı yer ve o zamanın genel düşünce yapısı göz önüne alındığında bu ithamlardan beri olduğu ortaya çıkar; çünkü kitapları, bu konuda sıkı olan hemşerilerinin ulaşacağı yerdeydiler. Kumlular, sırf bu ithamdan dolayı bir cemaati Kum dan çıkarmışlardı. Ama onun kitaplarından böyle bir inanca rastlamamışlardı. 4-Onun kitabında (Basair-ud Derecat), Masumların (a.s) guluv ve gaybi ilimlerini red ve inkar eden rivayetler vardır. Detaylı cevaplar: Müfevvize, Kaderiye nin bir fırkasıdır. Onlar Allah ın, insanların işlerini kendilerine bıraktığına inanır ve Allah ın hidayetinden bahsetmezlerdi. Müfevvizenin bir başka kolu olan Şia nın Gulat ı ise şöyle diyordu: Allah, alemin işlerini Hz. Muhammed e (s.a.a), sonra Hz. Ali ye (a.s), sonra da diğer İmamlara (a.s) vermiştir. [1] Ancak bu fennin uzmanı olan Merhum Mamakani ye göre, tafvizin 9 manası vardır ve onlardan iki veya üçünde tafviz ve guluv hükmü verilebilirdi. Söz konusu 9 mana şunlardır: 1-Allah, Hz. Muhammed i (s.a.a) yarattı ve alemin işlerini ona verdi, öyleyse dünyayı O yaratmıştır. 2-Dini işlerde tafviz: Yani Allah, Onlara (Yüce İslam Peygamberine (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s)) istedikleri her şeyi helal ve haram etme iznini vermiştir. 3- Allah, Yüce İslam Peygamberine (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) insanların siyaset, edep ve kemale erdirme işlerini havale etmiştir. 4-Allah, Masumlara (a.s) ilimleri ve ahkamı (insanların akıllarının farklı olması, takiyye vs den dolayı) uygun gördükleri şekilde söyleme hakkını vermiştir. 5-Verme ve engellemede tafviz: Yani Allah yeryüzünü ve onda olan her şeyi Onlar (a.s) için yarattığından, istedikleri şeyi verme veya engelleme hakları vardır. 6-Masumların (a.s) her olayda şeriatın zahirine veya ilahi ilime ve rabbani ilhama amel etme yetkilerinin olması. 7-Rızıkların taksiminde tefviz: Yani insanların rızıklarını onlar taksim ederler.
8-Mutezilinin inandığı manaya inanmak. Yani Allah alemi yarattı ve artık onun tedbir ve idaresinde hiçbir rolü yoktur. 9-Zındıkların inancı olan bütün engel ve yasakların insanlardan kaldırıldığına ve istedikleri şeyi yapabileceklerine inanma.[2] Allame Mamakani yine şöyle diyor: Eski alimlerin içinde temel meselelerde ihtilaf vardı; mesela bazıları bir şeyin fesat ve guluva neden olduğunu söylerken, bazılarına göre de bu böyle değildi.[3] İşte bu temel ihtilaftan dolayı birbirlerini guluv ve tefvizle itham ederlerdi. Kum alimleri ve İbn-i Gazairi gibiler guluv ve tefviz alanındaki inançlarından dolayı, bir çoklarını -hatta Masumların ashabını- tefviz ve guluvla itham etmişlerdi.[4] Örneğin, Necaşi nin, hakkında Büyük alimlerdendir ve üstün bir makamı vardır [5] dediği Yunus b. Abdurrahman ı Kum lular zayıf sayıyorlardı. Merhum Şeyh Tusi Rical kitabında şöyle diyor: Kum luların zayıf dedikleri Yunus, güvenilir ve itimat edilen biridir. [6] Veya Necaşi nin hakkında Kum lular onu yermiş ve guluvla itham ediyorlardı. Öyleki onu öldürmeyi bile kastetmişlerdi. Akşamdan sabaha kadar ibadet ettiğini görünce onunla uğraşmaktan vaz geçtiler. [7] dediği Muhammed b. Urme Kummi yi, Rical alimleri içinde cerh ve ta dil le meşhur olan İbn-i Ğazairi, onu bu yerme ve guluv ithamından beri etmiş ve Kum luları bu ithamda hatalı bulmuştur. O şöyle diyor: Kum lular onu (Muhammed b. Urme) guluvla itham etmişlerdir. Oysa onun rivayetleri temiz ve fesattan uzaktır. [8] Bazı alimler tarafından tefviz ve guluvla itham edilen birçok kimse var ki, gerçekte öyle değillerdir.[9] Ne ilginçtir ki, Muhammed b. el-hasan Saffar, Kum alimlerindendir, Kum da vefat etmiştir, kitapları ve eserleri Kum luların ulaşacağı yerdeydi ve Kum luların guluv ve tefviz meselelerindeki bütün katılıklarına rağmen ona guluv ya da tefviz ithamında bulunduklarını görmüyoruz. Genellikle rivayette zayıfların ismini getiren İbn-i Ğazairi nin kitabında da Muhammed b. el-hasan Saffar ın adını görmüyoruz. Öyleyse, onun kitaplarında İmamların (a.s) şanında rivayetler gelmişse, bundan dolayı onu guluv veya tefvizle suçlamamak gerekir. Rical alimlerinin Muhammed b. el-hasan ın hakkındaki görüşleri: Merhum Necaşi kitabında Saffar hakkında şöyle yazıyor: O, Kumlu alimlerin içinde itibarlı ve değerli biri olup, güvenilir, muteber ve kadri yücedir. [10] Allame Hilli kitabında şöyle diyor: O, Kum lu ashabın büyüklerinden ve makam sahibi biriydi. [11] Mu cem-ur Rical adlı kitapta şöyle yazılıdır: Kütüb-ü Erbaa da ondan 572 den fazla hadis rivayet edilmiştir.[12] Oysa rivayet naklindeki dikkatleriyle bilinen eski alimler, gulat veya müfevvize birinden bu kadar çok rivayet nakletmeleri uzak bir ihtimaldir. Ondan hadis alan ravilerin içinde birçok Kum lunun da olduğunu görüyoruz.
Merhum Meclisi, onun meşhur kitabı hakkında şöyle diyor: Basair-ud Derecat kitabı, güvenilir asıllardan olup, Merhum Kuleyni gibiler ondan rivayet nakletmişlerdir. [13] Merhum Meclisi-i Evvel de şöyle diyor: Kum lular birçok kişiyi guluv ithamıyla Kum dan çıkardılar. Onlarda biri Muhammed b. Halit b. Berki dir. Sonra hatalarını anlayınca onu saygıyla geri getirdiler. [14] Belirtmek gerekir ki, Merhum Saffar, Basair-ud Derecat kitabında Masum İmamların (a.s) kendilerinden gaybi ilimlerinin olmadığı konusunda rivayetler getirmiştir. Bu da onun gulat olmadığının delilidir.[15] Ancak, belirtmek gerekir ki, kendi yerinde de ispat olduğu gibi Masumların gaybi ilimlerinin olması garip bir durum değildir. Bu Ehl-i Beyt in (a.s) şan ve makamlarından biridir ve böyle bir şey ne guluvdur, ne de tafviz. Hatırlatmak gerekir ki, Ehl-i Beyt in (a.s) öğreti ve makamlarıyla dolu olan Ziyaret-i Camiay-ı Kebire gibi ziyaretleri Kum lular nakletmişlerdir.[16] Merhum Ağabozorg Tahrani, Muhammed b. el-hasan es-saffar ın kitaplarının içinde er-red Al el Gulat (Gulata Red) adlı kitabın onun olduğunu söylemektedir. Bu da onun daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır. Merhum Necaşi de bu kitaptan bahsetmekte ve er-red Al el Gulat ın onun kitaplarından biri olduğunu söylemektedir.[17] Demek ki: 1-Guluv ve tefvizin çeşitli manalarının olması, 2-Bu manaların bazı alimler tarafından temeldeki bazı farklılıklardan ötürü birbirine nispet verilmesi, 3- Hiçbir rical ya da fihrist kitabında Saffar a Guluv veya tefviz ithamında bulunulmaması, 4-Saffar ın kitaplarının, guluv ve tefviz de çok sıkı olan Kum luların elinde olması ve onların bu kitaplara veya yazarına itiraz etmemeleri, 5-Ravilerin adını yazan, cerh ve yermede meşhur olan İbn-i Gazairî nin kitabında, Saffar ı gulatın ve zayıfların tabakasında saymaması. 6-Rical alimlerinin hepsinin onu ve kitaplarını övmesi, 7-Kum luların, onun rivayet ve kitaplarından alıntılar yapması, 8-Kütüb-ü Erbaa da onun rivayetlerinin çok olması, 9-Saffar ın gulatlığı reddeden kitabının olması, 10-Basair-ud Derecat kitabında guluvu redden hadislerin olması, gibi karineleri gözönüne aldığımızda Saffar a tefviz ya da guluv nispeti verilmesi bir töhmettir ve hakikatı yoktur.refrence: [1] - Muhammed Cevad Meşkur, Ferheng-i Fırak-ı İslami, s.424.
[2] -Mamakani, Telhis-u Mikyas-il Hidaye, (Ğaffari), s.151. [3] -a.g.e. (Telhis: Ali Ekber Ğaffaresi), s. 149-150 ve 151-153. [4] -a.g.e. s.151. [5] -Necaşi, Rical, s.446. [6] -Muhammed b. el-hasan Tusi, Rical, s.346 [7] -Necaşi, Rical, s.329, Muhammed b. Urme nin Yaşamı. [8] -İbn-ul Gazairi, Rical, s.93. Muhammed b. Urme nin Yaşamı. [9] -Onlardan bazıları şunlardır: İbn-ul Gazairi nin ithamdan beri ettiği Ahmed b. elüseyin b. Said (Gazairi, Rical, c.1, s.41) ve Ahmed b. Muhammed b. İsa nın Kum dan ıkardığı, sonra özür dileyip Kum a geri getirdiği Ahmed b. Muhammed b. Halid el-berki Gazairi, Rical, c.1, s.41, Ahmed b. Muhammed b. Halid in Yaşamı). [10] -Necaşi, Rical, s.354. [11] -Hulasa-i Allame Hilli, s.157. [12] -Ayetullah Hoi (r.a), Mu cem-ul Rical, c.15, 257. [13] -Meclisi, Bihar-ul Envar, c.1, s.17. [14] -Mamakani, a.g.e. s.153. [15] -Bihar-ul Envar, c.26, s.170 den alınmıştır. [16] -Mamakani, a.g.e. s.154, Dipnot. [17] -Necaşi, Rical, s.354, Muhammed b. el-hasan es-saffar ın Yaşamı ------------------------------ Kaynak:www. islamquest.net Sunulan cevaplar zorunlu olarak Ehl-i Beyt (a.s) Kurultayı nın görüşünü yansıtmamaktadır