Milli Saraylar Bülteni Nisan 2010 Meclis-i Mebusan Sergisi Törenle Aç ld Milli Saraylar Daire Başkanlığı tarafından düzenlezır bulundu. ne değindi. Koloğlu, Doç. Dr. Mustafa Burı açılışa bir çok davetli de ha- böyle bir sergi açmanın önemi- yönettiği panele Dr. Orhan nen Belgeler ve Fotoğraflarla Meclis-i Mebusan 1877-1920 sergisi, ilk Osmanlı Meclisinin 133. açılış yıldönümü olan 19 Mart 2010 Cuma günü törenle açıldı. TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca, Genel Sekreter Yardımcısı Sadık Yamaç ve Milli Saraylar Daire Başkanı Yasin Yıldız ın ortaklaşa yaptıkla- Açılışta bir konuşma yapan Genel Sekreter Ali Osman Koca, meşrutiyetten cumhuriyete gelinceye kadar yapılan çalışmaların belgelerle anlatılmasının önemine değindi. Milli Saraylar Daire Başkanı Yasin Yıldız da açılışta yaptığı konuşmada. Milli Saraylar Dairesi olarak ilk meclis olan Meclisi Mebusan ın ilk toplantı yerinde Açılışın ardından konuklara sergide yer alan belge ve objeler hakkında bilgi verildi. Daha sonra da Dolmabahçe Sarayı Medhal Salonda Meşrutiyet ten Cumhuriyet e Demokratikleşme Süreci adlı panel düzenlendi. Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun un dak, Doç. Dr. Rıdvan Akın ve Doç. Dr. Kenan Olgun konuşmacı olarak katıldılar. Sergi, 19 Mart-11 Nisan 2010 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı Camlı Köşk Galeri de açık kalacak. Sergi, Dolmabahçe Sarayı nın ziyarete kapalı olduğu pazartesi ve Perşembe günleri dışında her gün 09.00 ila 16.00 saatleri arası gezilebilecektir. İletişim: www.millisaraylar.gov.tr
Milli Saraylar da Bilgilendirme ve Payla m Toplant s TBMM merkez teşkilatı yöneticileri ile Milli Saraylar Dairesi yönetim grubu arasında Bilgilendirme ve Paylaşım toplantısı düzenlendi. Toplantıya TBMM Mali Hizmetler Müdürü Yılmaz Yalçın, Satın Alma Müdürü Oğuz Bilgehan, İç Denetçi M. Selim Bağlı, Muhasebe Müdürü Mehmet Demircioğlu ve Milli Saraylar Dairesi Yönetim kadrosu katıldılar. Daire Başkanımız Yasin Yıldız açılış konuşmasında çalışmaların düzenli, kanunlara uygun ve planlı yürütülebilmesi için bu tür bilgilendirmenin önemine değindi. Toplantının birinci bölümünde 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu çerçevesinde, Stratejik plan, İç kontrol sistemi, Muhasebe, satın alma ve iç denetim uygulamaları konusunda bilgi verildi. İkinci bölümde ise daha çok kanunun uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ile bunların çözümüne yönelik görüşler ortaya kondu. Toplantı 8 Mart Pazartesi günü öğleden sonra yeniden düzenlenerek uygulamalardaki sorunların giderilmesi hedefleniyor. Dolmabahçe de Osmanl ca ve ngilizce Dersleri Dolmabahçe Saray personeli eğitim çalışmaları kapsamında Osmanlıca ve İngilizce kurslarına başladı. Böylelikle rehberlerimiz Milli Saraylar Hazine-i Hassa Arşivi çalışanlarından araştırmacı Ali Gözeller ile birlikte hem Osmanlı saray dilini yeniden keşfedecekler hem de müzenin çok yerinde karşılaştıkları Osmanlıca yazıları çözme imkanına kavuşacaklar. Koruma memurları ise Milli Saraylar Yayın Birimi çalışanlardan Mehmet Miyasoğlu ile hem yeni bir dil öğrenmenin heyecanını yaşıyor hem de müze içinde zaman zaman ziyaretçilerle karşılaştıkları iletişim sorunlarını çözmenin keyfini yaşıyorlar. Rehberler Y ld z Saray n Gezdi Eğitim çalışmaları kapsamında İstanbul un değişik tarihi ve turistik yapılarını ziyaret eden Dolmabahçe Sarayı Rehberleri, Saray Müdürü Dr. Kemal Kahraman ve Beylerbeyi Saray Müdürü Dr. Halil İbrahim Erbay ın da katılımıyla 11 Mart 2010 Perşembe günü Yıldız Sarayı na bir gezi düzenlediler. Bu kültürel gezi Saray Müdür Yardımcısı Ünal Karıncalı nın rehberliğinde gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti nin son dönemlerinde tahtta uzun yıllar kalan Sultan II. Abdülhamid e ev sahipliği yapan bu önemli yapı kuşkusuz Ünal Karıncalı nın kendine özgü renkli anlatımıyla geziye katılan grubun düşünce dünyasında yeniden inşa edildi. Bu kültürel gezi esnasında bizlerden her türlü yardımı esirgemeyen Yıldız Sarayı Müdiresi Sayın B. Buket Bayoğlu na ve diğer kurum çalışanlarına teşekkürlerimizi sunarız. 2
Kas rlar Restore Ediliyor AYNALIKAVAK KASRI RESTORASYONU Aynalıkavak Kasrı restorasyonuna 2003 yılında başlanmıştır. Çalışmalara 2004 yılında bir yıla yakın ara verilerek 2005 yılı bahar aylarından itibaren devam edilmiştir. Restorasyonun ilk yıllarında ahşap taşıyıcı sistemin restorasyonu ve çevre drenajı yapılmıştır. Daha sonraki dönemde kurşun çatı kaplaması ile yağmur dere ve olukları yenilenmiş, taş ve tuğla duvarların, mermer kısımların, döşemelerin, kapı ve pencerelerin, dolapların, iç ve dış ahşap kaplama elemanlarının, içlik ve dışlık alçı tepe pencereleri ile stuk sıvaların restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Geçmiş dönemlerde yapılan onarımlarda yapıya eklenen kaplama, çimentolu sıva, beton tepe pencereleri gibi ilave elemanlar kaldırılmış veya restitüsyona uygun elemanlarla değiştirilmiş, sıvası kaldırılmış olan kısımlar özgüne uyumlu sıva ile tamamlanmıştır. Restorasyon sırasında elektrik, yangın sezim ve su tesisatları da kontrol edilerek yenilenmiştir. Kasır binasında halen boya ve cila yapılmasına, ahşap oymalı ve varaklı kısımların, kalemişi ve edirnekâri bezemelerin konservasyonu ve restorasyonuna devam edilmektedir. Kasırda devam etmekte olan çalışmaların yanı sıra çevre duvarlarının, Okmeydanı Kapısı nın taş ve ahşap kısımlarının ve mermer havuzların restorasyonu da sürmektedir. Kasır binasının restorasyonunun 2010 Ağustos ayında tamamlanması hedeflenmektedir. BEYKOZ KASRI RESTORASYONU Yapımı 1865 Yılında tamamlanan Beykoz Kasrı, beş set bahçeden oluşan yaklaşık 70.000 m² alana sahip bir koru içerisinde yer almaktadır. Zengin bitki türlerinin bulunduğu bahçe içinde bir de hava hamamı yer almaktadır. Toplam 1700 m² kullanım alanına sahip Beykoz Kasrı nın restorasyonuna 2006 yılı nisan ayında, çatı ahşap strüktürünün onarımı ile başlandı. Çatı onarımı, ahşap taşıyıcı onarımlarının ardından yüzey kaplaması, yalıtım yapılması ve kurşun kaplanmasıyla tamamlandı. Birinci katın 340 m² alanlı salon zemininde 12x50x1250cm ölçülerinde 44 adet taşıyıcı ahşap kiriş zemin kat tavan sıvasına zarar verilmeden özel teknik ve malzeme kullanılarak aşılandı ve döşeme kalasları çakılarak kapatıldı. Aynı şekilde birinci katın bütün mekânlarının döşeme onarımları tamamlandı. Birinci kattaki mekânların döşeme kaplaması için parke ve kasrın bütün pencere doğramalarının imalatı Yıldız da marangoz atölyesinde yapılmaktadır. Beykoz Kasrı restorasyon çalışmalarında en çok hassasiyet gerektiren işlerden biri olan balkonların çatlak mermer kirişlerinin onarımı, birinci kat salon döşeme onarımında olduğu gibi akademik düzeyde uzun araştırma ve istişareler sonucunda hazırlanan proje ile yine özel malzeme ve teknikler kullanılarak tamamlandı. Birinci kat salonu ile 104, 109, 111 numaralı odalarda tavan onarımı tamamlanarak kartonpiyer ve kalemişi süslemeleri bitirildi. Birinci katın diğer mekânlarında sıva onarımları tamamlanmış olup, kartonpiyer ve kalemişi süslemeleri devam etmektedir. Dış cephe duvar yüzeyleri ve sütun Hasarlı bir kirişin restorasyon aşamaları başlarındaki eksik mermer süsleme elemanlarının imalatı, şantiye bünyesinde oluşturulan taşçı atölyesinde yapılmakta ve yerine monte edilmektedir. Birinci set bahçe duvar yüzeylerinde bulunan dört adet mermer çeşmenin onarımı da yapılarak kullanıma hazır hale getirildi. Kasrın restorasyonu devam ederken eş zamanlı olarak bahçe set duvarlarında yıkılan kısımlar yeniden yapılarak bozuk kısımlar onarıldı ve 3000 m² yüzeyde derz dolgu çalışması tamamlandı Restorasyon çalışmalarına devam edilmekte olup 2010 yılı sonunda bina restorasyonunun tamamlanması planlanmaktadır. Bahçe duvarlarının onarımı ile peyzaj düzenlemesi için proje çalışmaları devam etmektedir. 3
Ramazan GÜDÜLOĞLU; 1963 Kastamonu doğumlu. 1986 yılında Sultanahmet Camii nde dış cephe restorasyonunda çalışmaya başladı. 1987 yılının Nisan ayında taş ustası olarak Dolmabahçe Sarayı nda işe başladı. Şimdi emekliliği bekliyor. Ramazan bey de burada çalışmanın ayrı bir keyif olduğunu o da Metin bey gibi kendilerinden sonra taş ustası bulmanın güçleşeceğinden korkuyor ve Saraya ilk girdiğimiz yıllarda 74 usta vardı. Şu an 19 usta var. 4 kişi yakın bir zamanda ayrılacak, geriye 15 kişi kalıyor diyerek kaygılarını dile getiriyor. Ömer UZUN; 1966 Giresun doğumlu olan Ömer bey 1977 yılında İstanbul a gelmiş. Mayıs 1988 tarihinde Dolmabahçe Sarayı nda işe başladı. Ömer bey de kurumumuzun adı, yeri ve imajının kendileri için önemli olduğunu ve buranın personeli olmaktan gurur duyduğunu söylüyor. Teknik Birimlerimizden Ta Ustalar m z Bültenimizin her sayısında Milli Sarayların emektarları olup ancak çok fazla öne çıkmayan emektarlarımızı size tanıtmak istiyoruz. Geçen sayımızda Kalemkârları ve yaptıkları çalışmaları sizlere sunmuştuk. Bu sayımızda da taş ustalarımızı tanıtmak istedik. Onların çalışma ortamlarını paylaştık, sorularımıza samimi cevaplar aldık. Metin BENLİ; 1968 Beykoz doğumlu, doğma büyüme bir İstanbullu. Üsküdar Bülbül Deresi nde 3 yıl taş çıraklığı yapmış. Yine burada geçen 2 yıl kalfalıktan sonra 1987 yılında Çırağan Sarayı restorasyonunda çalışmaya başlamıştır. Askerlik vazifesinden sonra bir süre yine Çırağan Sarayının restorasyonunda çalışan Benli daha sonra Dolmabahçe Sarayında çalışmaya başlamıştır. Dışarıyla burayı karşılaştırmasını istedik. Burada çalışmanın ayrı bir zevk olduğu cevabını aldık. Taş ustalığında geçmişle bugünü kıyaslamasını istediğimizde ise; teknolojinin çok geliştiğini ve her şey günümüzde daha kolay olduğu cevabını aldık. Metin beyin en büyük sıkıntısı ise her meslekte olduğu gibi taş ustalığının da giderek kaybolan meslekler arasına girmeye başladığını bu alanda belki 10 yıl sonra yetişmiş usta bulunamayacağını söylüyor. Metin beye saraylarımızın inşasında kullanılan taşları sorduk, Genellikle dış cephede küfeki taşı kullanılmıştır. Günümüzde bu taşlar bizim atölyemize Çatalca, Pınarhisar ve Antalya dan getirtiliyor. Bu taşın en önemli özelliği yağmurlu, güneşli ve soğuk havalarda giderek daha da sağlamlaşmaktadır şeklinde cevap verdi. Aziz GÖR; 1969 Bakırköy doğumlu olan Aziz Bey, uzun dönem kendi mermer atölyelerinde, yaklaşık 3 yıl da başka atölyelerde çalıştı. Şubat 1997 tarihinde dilekçe ile başvurduğu Dolmabahçe Sarayı nda işe başlamış. Sıcak ve samimi bir ortamımız var diyerek söze başlayan Aziz bey iş hayatında da paylaşımın önemini öne çıkarıyor Buradaki taşlar dışarıdakilerden çok ağır, yaklaşık 100 kilo. Bunları tek başınıza taşımanız imkânsız, bizler bu yükü paylaşarak hafifletiyor, o kocaman kütleleri pamuk hafifliğinde kaldırıyoruz. diyerek ekibine övgüler diziyor. Ali ÇAKIR; 1962 Trabzon Şalpazarı doğumlu olan Ali Bey 1987 de İstanbul a geldi. Bir dönem inşaat işinde çalıştıktan sonra Nisan 1989 tarihinde Dolmabahçe Sarayında düz işçi olarak işe başlamış. Başlarda 2 yıl düz işçilik yaptıktan sonra ustaları bu işe daha yatkın olduğunu düşünmüşler o gün bu gündür bu atölyede devam ediyor. Ziya İŞÇİ; 1965 Giresun doğumlu olan Ziya Bey 1987 yılında İstanbul a geldi. İş hayatına Dolmabahçe Sarayı nda başladı. Yaklaşık 6 yıl düz işçilik yaptıktan sonra taş atölyesine girdi. Milli Saraylar için Birçok kişinin rüyalarını süsleyen bir yerde çalışmaktan gurur duyuyorum. Diyerek kurumunu olan sevgisini dile getiriyor. Sarayların ayakta kalmasında önemli payı olan taş ustalarımızın övgüye ve kıymete layık olduğuna inanıyoruz. 4
Teknik Birimlerimizden Elektrik Atölyesi Elektrik Atölyesi, Milli Saraylar Daire Başkanlığı Destek rütülmesi için 2 Mühendis, 4 itibaren Atölyece tüm elektrik Tüm bu hizmetlerin yünın istenmesi ile 2007 yılından Hizmetleri Başkan Yardımcılığı bünyesindeki İşletme Şube Müdürlüğüne bağlı olarak görev yapmaktadır. Atölye, başta Dolmabahçe Sarayı olmak üzere, tüm Saray, Köşk ve Kasırlar ile bağlı birimlerin (Sosyal tesisler v.b) elektrikle ilgili taleplerine, sorunlarına ve ileride çıkabilecek ihtiyaçlarına çözüm üretmek için görev yapan bir birimdir. Birincil görevi, ihtiyaca cevap verebilen, sürekli, güvenilir, kontrollü elektrik enerjisini kullanılması ve bu enerji kullanılırken, çalışanların can güvenliğinin, birimlerimizin mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Saraylarımızda, 7 gün 24 saat esasına göre görev yapan tek atölye, elektrik atölyesidir. Ana merkez Dolmabahçe Sarayıdır. Teknisyen, 13 Elektrik Ustası ve Müteahhit firma aracılığı ile 6 Elektrik Ustası görev yapmaktadır. Elektrik Atölyesi tarafından, 90 lı yılların başından itibaren Dolmabahçe Sarayı hariç olmak üzere, restorasyonları yapılan Saray, Köşk ve bağlı birimlerimizin eski elektrik tesisatları, PVC izoleli yeni tip kablolar kullanılarak, günün şartlarına uygun olarak yenilenmiştir. Dolmabahçe Sarayı ana binasında ise, bodrum kattaki elektrik kablo tavalarının gerek çirkin bir görüntü oluşturması, gerekçe de idare tarafından bodrum katın personel kullanıma açılması halinde kullanıma engel teşkil edeceği için tavaların kaldırılması- altyapısı kapsamlı olarak projelendirilmiştir. Yapılan proje doğrultusunda Dolmabahçe Sarayı na yeni bir elektrik alt yapısı tesis edilmiştir. Tüm bu çalışmalar 2 yıl aralıksız devam etmiştir. Bu çalışmalar esnasında yaklaşık 10.000 metre uzunluğu bulan çeşitli kesitlerdeki elektrik besleme kabloları yanmaz cins yeni kablolar ile değiştirilmiştir. Ayrıca yeni alt yapı sisteminin, Yangın Sezim ve Uyarım, Bilgi İşlem, Kamera Güvenlik ve telefon tesislerince kullanılmasına imkân sağlanmıştır. Yapılan alt yapı ile Sarayın aydınlatma otomasyon sistemine geçiş çalışmalarına da başlanmıştır. Bu işlemler paralelinde, Sarayın yaklaşık 35 yıldır kullanımda olan elektrik kat panoları otomasyon sistemine uygun olacak şekilde yenileri ile değiştirilmiştir. Ayrıca Elektrik ana kumanda merkezi de otomasyon sistemi alt yapısına uygun olarak tasarlanmış ve eski sistem demonte edilerek yeni sistem elektrik tesisleri yapımı gerçekleştirilerek devreye alınmıştır. 2010 yılı içersinde tam otomasyona geçilerek, Dolmabahçe Sarayı ana binasının tüm elektrik kontrolü bu merkezden yapılacaktır. Hedeflerimiz; Dolmabahçe Sarayı ve müştemilatlarının tamamının ileriki yıllarda otomasyon sistemi kapsamına alınması düşünülmektedir. Her seviyedeki personele, Elektrik enerjisinin verimli ve güvenli şekilde kullanması bilincini yaygınlaştırmaktır. 5
Ulusal Bas nda Milli Saraylar Mart ayı içersinde yazılı ve 21.03.2010 : 3 haber görsel medyada Milli Saraylar Daire Başkanlığını konu 27.03.2010 : 2 haber 22.03.2010 : 4 haber alan 50 den fazla haber yayınlandı. Bu haberlerin bazıla- 29.03.2010 : 3 haber 28.03.2010 : 3 haber rı kurumda düzenlenen etkinlikleri anlatırlarken bazıları da 31.03.2010 : 1 30.03.2010 : 1 haber haber genel kanaatleri oluşturmuştur. 1 Mart ta Meclis Başkanımız Mehmet Ali ŞAHİN in Hereke halı fabrikasını ziyareti ile aynı yerde bulunan Wılhelm köşkü, eski karakol binası ve idari binanın restorasyon sonrası incelemelerini içeriyor. 11 Mart tarihli gazeteler ise eski Yıldız Porselen satış merkezinin Başbakanlığı devri protokolünü haberleştirirken, 12 Mart ta yine TBMM Divan Kurulu toplantısında alınan kararlarda yer alan konuları haber haline getirdiler. 19 Mart Cuma günü Dolmabahçe Sarayında açılan Meclisi Mebusan sergisi ve Meşrutiyetten Cumhuriyete konulu panel de aynı gece televizyon kanallarında ikinci gün de gazetelerde konu genişçe yer aldı. Haber dökümü: 01.03.2010 : 3 haber 11.03.2010 :11 haber 12.03.2010 : 2 haber 13.03.2010 : 1 haber 14.03.2010 : 2 haber 19.03.2010 : 2 haber Çeşitli konularda Milli Saraylara bağlı birimlerle ilgili haber yayınlandı. Bunlara ek olarak farklı zamanlarda haber ajansları etkinlikleri içeren haber bültenlerini internet ortamında yayımlarken, bazı televizyonlar da etkinliklerini haber bültenlerinde izleyiciye aktardılar. Skylife Abdulmecid Efendi Kütüphanesine Geni Yer Ay rd Türk Hava Yollarının prestij dergisi olan SKYLIFE Nisan 2010 sayısında Dolmabahçe Sarayında bulunan Halife Abdulmecid Efendi kütüphanesine 7 sayfa ayırdı. Dolmabahçe nin Saklı İncisi Abdulmecid Efendi Kütüphanesi başlığıyla hazırladığı dosyada, kütüphanenin barındırdığı 10.867 eserin nadir eserlerden olduğu ve bunların gerek içerik gerekse cilt bakımdan önemli eserler olduğu vurgulanmış. Abdulmecid efendinin entelektüel kişiliğinin bir yansıması olarak bu eserleri topladığına da değinilen dosya, kütüphanenin çeşitli yönlerinden alınan görsellerle desteklenmiş. Haber metni İhtisas kütüphanesi sorumlusu Akile ÇELİK, fotoğraflar ise Ahmet Bilal ARSLAN a ait. Kütüphanenin Halife Abdulmecid in yurt dışına gönderilmesinin ardından ATATÜRK ün de bu kütüphaneye yeni eserler getirttiği ve burada çalıştığı bilgileri de dosyada yer aldı. Tablo Restorasyonu Aksiyon Dergisinde Aksiyon dergisi 22-28 Mart 2010 sayısında Milli Saraylar tablo restorasyon çalışmalarını konu alan bir dosya hazırladı. Padişahlara Layık Koleksiyon başlığıyla yayınlanan dosyada Milli Saraylar koleksiyonunda yer alan tablolar hakkında genel bilgiler verirken aynı zamanda bunların bakım ve restorasyonundaki gösterilen önem özveri ve dikkatleri de okuyucularıyla paylaştı. Tablo seksiyonunun TBMM nin 90. yılı nedeniyle yapmayı planladıkları projeler hakkında bilgi verilen dosyada resim koleksiyonun önemli tabloları da yer aldı. 6
Personel Haberleri Başsağlığı Dolmabahçe Sarayı Müdür yardımcısı Ünal KARIN- CALI nın kayınpederi Mehmet BOZDAĞ 6 Mart Cumartesi günü vefat etmiştir. Merhuma Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı dileriz. Dolmabahçe Sarayı rehberlerinden Mehmet EKİN- Cİ nin anneannesi 13 Mart cumartesi günü vefat etmiştir.merhuma Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı dileriz. Mehmet EKİNCİ Tel. no: 0533 263 65 54 Geçmiş Olsun Dileği Daire Başkan Yardımcımız Muhsin ÖZCAN 25 Mart Perşembe günü Eyüp Devlet Hastanesinde başarılı bir safra kesesi ameliyatı olmuştur. Geçmiş olsun dileklerimizi iletir sağlıklı günler dileriz Doğum Haberi Şirket çalışanlarımızdan Mehmet HELVA nın 09 Mart 2010 tarihinde bir kızı dünyaya gelmiştir. Nisa bebeğe sağlıklı bir ömür dileriz. Mehterân- Rehberân- Saray- Hümâyûn Kol A as : Rasim Karakullukçu Mehterba : Turan Dinçer Seyis: Levent Küçüko lu Davul: Erkan Av ar Zil: Memet Ekinci Saltanat Kap -Yeniçeri: Gökhan Göksu (sa da) Saltanat Kap -Yeniçeri: Tuba Altu (sa da) Hazinedar Kalfa: Nihal Aras (elinde asa) brikdar Usta: Buket Co kuner Kahveci Usta: Özgül Çetin Kahveci Usta: ule pek Yelpazeci Usta: Lebriz Bu rul (sa da) Yelpazeci Usta: Dinemis Vatanart ran (solda) Ko an ehzade: Osman Nihat Bi gin Kedi: Zihni Çad r-yeniçeri: Ertu rul Akay (sa da) Çad r-yeniçeri: Baran Bucak (solda) 7
Tarih ten Notlar Nisan 2010 Tanzimat lân nda Yap lan Dua... Ahmet Refik anlatıyor: T Sadrazam Said Pa a n n karyola alt nda yatmas... Tahsin Paşa anlatıyor: Sultan Hamid yaratılış itibariyle vehham idi ve bu vehim daha şehzadeliği zamanında vardı. Sultan ın bu vehhamlığını aşırıya vardıran etkenlerden biri de Said Paşa nın kendisine yakınlığı olmuştur Sultan Hamid tahta geçtiği zaman dışarıyla olan irtibat ve muamelatına yardımcı olan Başkâtip makamına başka bir kişi getirilseydi, vaziyet hiç şüphe yok ki, başka türlü olurdu Sultan Hamid de daha ilk zamanlarında Said Paşa nın vehhamlığıyla karşılaşmış ve kendi yaratılış eğilimi de bu yolda olduğundan bu şüpheciliği artmış Başbakan Said Paşa nın karyola altına yatmasına gelince, Tahsin Paşa Başkitabet e tayin edilince evine gitmek için her akşam geç vakitlerde Said Paşa nın Konağının önünden geçermiş. Her geçişte bir mum aydınlığının odaları dolaştığını görür ve bunu merak edermiş. Bir vesileyle bunun nedenini usturuplu bir şekilde Padişaha sormuş. Abdülhamid gülümseyerek: Said Paşa nın âdetidir, geç vakte kadar elinde bir mumla odaları dolaşır, hatta bazı geceler karyolanın altında yatar, diye cevaplamış. * * Bkz. Sultan Abdülhamid- Tahsin Paşa nın Yıldız Hatıraları, İstanbul 1990. anzimat Fermanı okundu, her ferman okunuşundan sonra dua etmek âdetti. Öteden beri deâvi memurları içinde Duacı namıyla bir memur bulunurdu. Duacılar ale l-umum cahil adamlardı. Hatta Hüsrev Paşa nın sadaretine dair hatt-ı hümayun okunduktan sonra Deâvi Nazırı nın duacısı Hüsrev Paşa ya dua ederken, Rabbim Kahhar ismiyle kahretsin! demişti. Bu hal nazar-ı dikkati celb eylediği için dua vazifesi deâvi çavuşlarından alınmış, dua etmeyi bilenlere tevdi edilmişti. Binaenaleyh Bab-ı Âli nin resmî bir duacısı vardı. O tarihlerde Bab-ı Âli duacısı Nuruosmaniye Camii hatibiydi. Ne zaman sadaret değişse çağrılır, hatt-ı hümayun okunur okunmaz dua ettirilirdi. Islahat Fermanı Müslimlerle gayr-i müslimlerin müsavatı esasına müsteniddi; binaenaleyh bu münasebetle dua edilmesi muvafık olamayacaktı. Bunun için Hariciye Nâzırı Fuad Paşa, hatip efendinin çağırılmasını tembih etmişti. Fakat Şeyhülislâm Ârif Efendi nin bundan haberi yoktu. Binaenaleyh ferman okunur okunmaz: Duacı efendi nerede? diye sordu. Teşrifatçı Nazif Efendi: Yok, gelmedi diye cevap verdi. O sırada Meclis-i Maarif azasından Ârif Efendi metropolitlerin arkasında duruyordu. Arif Efendi ömrünü vaizlikle geçirmişti... Maarif Nezareti ne bile vaiz kıyafetiyle gider, ekseriya vükelâ konaklarına devam ederdi. Arif Efendi Şeyhülislâm ın gözüne ilişmişti: Gel Arif Efendi dua et! dedi. Arif Efendi derhal metropolitlerle papazların safını yararak geçti, meydana çıktı, ellerini açtı: Yâ Muhavvile l-havli ve l-ahval! Havvil hâlena ilâ ahseni l-hâl. Allahümme rham Refi Cevad Ulunay ın anlatıyor: Osmanlı nın son döneminde padişahlar halka görüşmeye, tebalarıyla haşır neşir olmaya başlamışlar. Tanzimat ı ilân eden, hatta adı gâvur padişah a çıkan II. Mahmut, halkla teması çok seven biriymiş. Bir gün mabeyincilerinden biri ile gezerken ihtiyar bir balıkçıya rastlamışlar. Aralarında şu konuşma geçmiş: Burada ne yapıyorsun? Ekmek parası çıkarıyorum. Altıyı on iki edemedin mi? Ettim, ama otuz ikiye yetiştiremedim. Niye erken uyanmadın? Uyandım da el aldı. Bir kaz göndersem yolar mısın? Ben o işin erbabıyım. Saraya gelince Sultan Mahmud mabenciye sormuş: Balıkçı ile ne konuştuğumuzu anladın mı? Hayır efendim. Sana bir gün müsaade Bu ümmete Muhammed. Allahhümme hfaz ümmete Muhammed! [Ey hareket ve halleri değiştiren Allah! Durumumuzu hallerin en güzeline çevir. Ey Allah ım Ümmet-i Muhammed e rahmet et, ey Allah ım Ümmet-i Muihammed i koru] diye beylik bir dua okudu. Papazlar fena halde bozuldu. Herkesin canı sıkıldı. Serasker Rüşdü Paşa bu dua üzerine rüfekasından birinin kulağına eğildi ve şu sözleri söyledi: Bir gece saat dokuza kadar meşgul olarak bir uzun lâyiha kaleme alıp da tamam ettikten sonra rih (yazı kurutma maddesi) dökerek derken yanlışlıkla mürekkep hokkasını alıp dökerek bu kadar emeğini heba ettikte insan nasıl meyus ve müteessir olur ise, bu fermanın akabinde bu duanın okunuşu da öyle oldu. * * Ahmet Refik, Türkiye de Islahat Fermanı, Türk Tarihi Encümeni Mecmuası, 14. Sene, No: 4 (81), 1 Temmuz 1340, S. 196-197 den aktaran İsmail Kara, Tanzimat ın Duası, Dergâh, S. 33, Kasım1992, S. 6 7. Alt y on iki etmek ve kaz yolmak muammayı halledeceksin Mabeyinciyi bir telaş almış. Düşünüp taşınmış. Sormuş soruşturmuş, cevabını aramış, bütün girişimleri, araları sonuçsuz kalmış. Sonunda padişahla konuşan yaşlı balıkçıya başvurmaktan başka çare bulamamış. Kurnaz ihtiyar lâkırdısının her kelimesini ağırlığınca altına satmış: Altıyı on iki etmek, altı ay çalışıp bir sene yemektir. Otuz ikiye yetiştiremedim demek de 32 dişe kâfi gelmedi demektir. Erken uyanmadın demekle Niye erken evlenip seni besleyecek evlât yetiştiremedin? dedi. Ben de uyandım ama el aldı sözüyle Hepsi kız oldu evlendirdim! cevabını verdim. Mabeyinci sormuş: Yolunacak kaz kim oluyor? Balıkçı: O da zat-ı âliniz! demiş. O işin erbabı olduğuma gelince: Erbabı olduğum için bugün sizi üç bin altın kadar yoldum Kâfi değil mi? 8 TBMM MİLLİ SARAYLAR DAİRE BAŞKANLIĞI ADINA: YASİN YILDIZ Yayın Kurulu Adına Editör: İlhan KOCAMAN Yayına Hazırlayan: Murat KÜÇÜKKARAKAŞLI Grafik Tasarım: Mehmet MİYASOĞLU Baskı: Renk Matbaası 0212 612 11 27 Adres: TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş, İSTANBUL. Tel: 212 236 90 00 - Faks 212 227 66 73 www.millisaraylar.gov.tr