Yahya Kemal in Hastalığı



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kalbinize İyi Bakmak. Kalp Damar Hastalıklarından Korunmada Etkili Yöntemler Fikret Mert Acar SMMMO Bodrum

Kari m ve eşi Kelly alti sonra çocuk sahi bi olmak i sti yor

HİPERTANSİYON VE İLAÇLAR

9. Sigarayı bırakma zamanı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

B.M.M. Yüksek Reisliğine

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

8, Safsaf sokak Emirrân Tel Ağustos Muhterem Bey Efendi

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

ÄEKİM EKLERİ. Kardeşine kitabın yerini sor. (Senin) kardeşin: Tamlama (iyelik) eki. Kardeşin-e: Kime?: YÅnelme durum eki

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

U M U M Î F İ H R İ S T

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Dönem : 1 Toplası* : 6 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : (Not : Millet Meclisi S. Sayısı : 242)

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Dr. İsmet Turanlı. Köln

MİLLİ İTTİFAK BASIN'LA BİR ARAYA GELDİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

- ~ - p.:, o... :ı> .~ ~ 3. ~... c: (1) ::ı 3 ..., < ... "O ~ rı ;!. o tı) l"li. ... '< j ;ı;. r ~ v:ı ~ ...

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Süha Derbent Danışmanlığında Botswana da Helikopter ile Foto safari

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

Merhabalar :) Projemde ilk ayı tamamladım, size sürecimden bahsedeyim.

Kemal Akyer: 18 Ocak 2011 Çarşamba

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

DENETİM MESLEĞİNDE MEVZUAT PARADOKSU - YETKİ PAYLAŞIMI. Prof. Dr. Ünal TEkİNaLP. İhsan Uğur DELIkaNLI Yücel akdemir Nazmi karyağdi

Doğukan Türkekul Akgün TURK Seda Uyanık. Tarih: Başlık: Budapeşte Gezi Notlarım. Budapeşte Gezi Notlarım

NEJAT İŞLER İSTANBUL'A SEVK EDİLDİ

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

ORGAN NAKLİ: ELLİ YIL ÖNCESİNE KADAR BİR HAYALDİ

YAZAR YASAR KEMAL 35 GÜNDÜR YOGUN BAKIMDA

HASTA BAKIM VE YARDIM GÜNLÜĞÜ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

DİĞER NOKTALAMA İŞARETLERİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Prostat kanserine karşı erken teşhis için

s#»? ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU RAPORU Tarih: BİRİM İTİRAZ SAHİBİ

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN

BAZAL INSÜLIN TEDAVISI IÇIN. başlangıç yardımı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

YUNAN'A BEŞ BEŞ BAKİ SARISAKAL

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Bu vaka nın (akademik dille) eski bir muhasebeci olarak bana maliyetini çıkardım, paylaşayım:

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Clarisse Beaulieu 18, rue du Bac Paris.

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?

Yahya Kemal Beyatlı 100. Yıl İlkokulu Gazetesi. Okulumuzdan Haberler

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

ISTANBUL ÜNIV. ÖGRETIM ÜYESI ALIM ILANI

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

Sistem-atik Membran Kapak Sipariş Takip ve Üretim Takip Sistemi;

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

İzmirli girişimcinin hazin öyküsü!

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Kelaynakların Hazin Öyküsü

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

için kılavuzunuz Hasta Bilgilendirmesi

An Urgent Treatment of Profuse Bleeding Bladder CA.

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

Aşkı Yorgunluktan Koruyan ve Taze Tutan 6 Kural - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

BODRUM EMNİYET MÜDÜRÜ HALUK BAŞ HAKKARİYE TAYİN OLDU

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

ETİK VAKA TARTIŞMALARI. Öğr. Gör. Dr. Aslıhan AKPINAR HÜTF Tıp Tarihi ve Etik AD

Türk Hava Yolları ile direkt uçuş; 4* IZMAILOVO ALFA

Transkript:

Prof. Dr. Nihat! Reşat! B elger \ M Yahya Kemal in Hastalığı Yahya Kemal Enstitüsü Mecmuası Sayı: I den Ayrı Basım İstanbul 1959

Yahya Kemal in Hastalığı Prof. Dr. NlHAD BEŞAD BELGER P aris de tahsil ettiği zaman tanıdığım Yahya K em al i P aris den İstanbul a döndükten on sene sonra 1922 de Lozan da görmüştüm. Yahya Kemal, A nkara dan Lozan a gelen sulh heyetine m atbuat m üşâviri olarak katılmış, Ruşen Eşref Ü naydın la berâber m atbuat ve istihbârat işlerini idareye memur edilmişti. O zaman 38 yaşm a basmış olan Yahya Kem al i çok değişmiş bulmadım. Evvelki hâline nazaran biraz toplamış, fakat obese denilecek kadar şişmanlamamıştı. P aris de Olduğu gibi sıhhati normal ve neş esi yerinde idi. Eskisi gibi hareketli ve canlı bir genç hâli vardı. Beau Rivage Oteli nde, akşam yemeklerinden sonra buluşur, konuşurduk ve hasbıhâl ederdik. Lozan da berâber geçirdiğimiz bir kaç ay esnâsmda Yahya Kemal sıhhî durumundan asla şikâyet etmediği gibi ben de kendisinde bu bakım dan dikkati çeken gayri tabiî bir hâl görmedim. Lozan konferansı, uzun müzâkere ve münâkaşalardan sonra inkıtâa uğradığı zaman o da bütün heyetle berâber A nkara ya dönmüştü. Bu dönüşten sonra teşrîî ve siyasî hayâta atılmağa kat î karârını vermiş olan Yahya Kemal Lozan a ikinci defâ giden heyete katılmacı. A nkara da kalarak mebus seçilmek için icâbeden teşebbüslere geçti. İkinci Lozan konferansında m atbuat ve istihbârat müdürü sıfatıyle ona ben halef oldum. Lczan da sulh imzâ edildikten sonra heyetle A nkara ya döndüğüm zaman o, Büyük Millet Meclisi nde Urfa mebusu idi. Buluştuk, konuştuk, sıhhati yine ber-kemâl idi. Ben kısa, bir zaman sonra tekrar P aris e dönmek mecburiyetinde kaldım. Yahya Kemal bir müddet mebus olarak A nkara da ikametten sonra Polonya da hüküm etim izi temsil etmek üzere orta elçilik pâyesiyle V arşova ya, oradan, Madrid ve Lizbon elçiliğine tâyin edildiğinden Madrid e gitti. Daha sonra M adrid deki vazifesinden ayrılarak P aris e geldi. Yıllarca Yahya Kemal den ayrı ve uzak kaldıktan sonra Paris de ona lcaj vuştum. Sene 1932 idi. I

118 NlHAD REŞAD BELGER Paris de Yahya Kemal i hemen her gün görür- Hastalığın ilk B elirtilen düm y aşj elliye yaklaşmış ve b ir hayli şişmanlamıştı. Y ürüyüşünde eski canlılık hemen kalmamış, nefesinde kolaylıkla farkedilen bir darlık başlamıştı. Karşılıklı iştiyâkımızın ve yeniden buluşmamızın heyecan ve sevinci sükûnet bulduktan sonra ilk sözlerim kendisinden sıhhati hakkında malûmat istemek olmuştu. «Sıhhatim fena sayılmaz, faaliyetim e mâni olmuyor, fakat İspanya da bulunduğum sıralarda bir aralık epiyce şişmanladığımı, fazlaca su içtiğimi görünce meşhur bir profesöre m üracaat lüzûmunu duydum. Profesör M aran an a m üracaat ettim.» dedi. Beslenme hastalıklarında ihtisas sahibi olan bu zâtın pek mâruf bir tıb üstâdı olduğunu bilirim; en salâhiyetli bir doktora mürâcaat etmişsin azizim, cevâbını verdim ve profesörün ne düşündüğünü ve nasıl bir tedâvî tavsiye ettiğini öğrenmek istedim. Sizde şişmanlık ve şeker hastalığı var demiş; mûtâdından az yemesini, pek az ekmek ije et, yeşil sebze ve pek tatlı olmıyan meyvelerden m ürekkep bir gıda rejimini tatbik etmesini ve hergün yürüyerek Sédentaire hayattan çekinmesini tavsiye etmiş. Yahya Kemal Paris de bu rejimi takip etmeye gayret ediyordu. Lâkin aynı zamanda bir ruhî ıztırap içinde kıvranıyor, üzülüyor, sıkılıyor ve neş esini bulamıyordu. Çok konuşmuyor, sükûtu te r cih ediyor ve çok düşünüyordu. Rûhî b ir depression içinde olduğu aşikâr idi. Sıhhî durumuyle candan alâkalandım ve kendisini hem Paris de hem Plombières de tedâvî ettim. Tedâvîrün têsiri ile kanda şeker normal hizaya düştü. Bedenî sıkleti biraz azaldı. Tansiyonu normaldi. Rûhî ıztırâbı dahi pek mahsûs bir derecede hafiflemişti. Plombières de şifâhön bana söylediği bu iyileşmeyi Paris e döndükten sonra mektupla da teyit etti, ve beni sevindirdi. (13 ve 18 Temmuz 1932 de Paris de Celtic Oteli nde yazdığı iki mektup.) Bu mektupların birinde «tedâvîmin vücûda getirdiği farkı bu sabah daha fazla hissettim. Aylarca beni sıkan Paris nisbeten daha mûnis göründü. Öyle zannederim ki gördüğüm k ü r ün têsiri devam edecektir.» diğerinde: S ' V<Vv. \ A, c/v > v» U' ^ <s - à J' 4 y y V? f aût O yo

YAHYA K EM ALİN HASTALIĞI 119 18 Temmuz 1932, Paris Aziz ve muhterem kardeşim doktor! Bundan önce iki mektup takdim etmiştim. «Sıhhatim, eskisinden çok iyidir. İnşallah bu siyakda devam eder. Dün biraz depression gelmiş idi, lâkin bir kaç saat sonra geçti. Bundan anladım ki eskiden olduğu gibi günlerce harap bir vaziyette kalmıyacağım.» diyordu. Görülüyor ki Yahya Kemal in hastalığı ilkönce Ispanya da başlamış ve ondan sonra müzmin bir şekilde devâm edip gitmiştir... Yahya Kemal P aris den ayrılıp A nkara ya dön- ^ ci n s ı y o n x w s c. J, m os ı i *i ı i *,, < _ - _ dükten sonfa kendisinden uzun zaman haber alamadım. 1936 da ben Yalova Kaplıcaları Müdürü ve Mütehassıs doktoru olarak Paris den İstanbul a dönüp işe başladıktan sonra Yahya Kemal ile yine buluştuk. O târihten, hayâtının sonuna kadar, eski, sıkı ve samimî dostluğumuz devâm etti. Sıhhati ile dâima meşgul olur ve gıda rejimi ile, sigara ve alkollü içkiler hakkında her vakit kendisine izahat vererek müm kün olduğu - kadar sıhhî şartlar dâhilinde yaşamasını temine çalışırdım. Ne çare ki dâima otelde yaşaması, lokantalarda yemek yemesi, rejimini arzu edilen şekilde tatbik etmesine engel oluyordu. Mamâafih ısrarlı ricalarım üzerine arada bir sigarayı ya çok azaltır yahut büsbütün keserdi. Alkollü içkilerden dahî bir m üddet vazgeçtiği olurdu. Nitekim 14 Nisan 1941 tarihli, A nkara dan yazdığı bir m ektupta: s jjuj e r t «* 1 ciai 2 o / cjtssıi> ^ ^ ^ 'V J t c ^ o~>- «Sıhhatim fcnâ değil. Artık emin oldum ki benim asıl derdim nikotindir. Sigarayı çok azalttım, bıraktım gibi. Alkolü haftada bir defâya kadar indireceğim. Bu hafif rejimin iyiliğini şimdiden görmekteyim. Yalnız sizden bir ricam var. Bana her sabah aldığım müshilin bir reçetesini gönderir misiniz?» diyordu. Bir buçuk ay sonra, 30 Mayıs 1941 de yine A nkara dan aldığım biı~ başka mektupta:

120 NİHAD REŞAD BELGER ajz>' C-»v. V., I ^ ^ / O ««*., -,V; - - '* :. ^/O -i \;J * ai5> * ^' ^ /- t A-. '» _>v ' 5 r*-'./ Jr 'j rj^_'?c, (fa> * ^ ci > V */ f J / ft)«cr*ii> <X>»v >%!,>/ ç/ y, ' V * l o? <»>. *'/C rjjß-j Cr^/C X -<**«* t (V?«s» J i./ -^-O.- <Oy> *» «J0. ^ - r r - a '* Cr^-" L > A*4 t.. 1 «<*,.- *.... o^. Is 4 ^ t fs* A-W- --X>,C. A.,. ^^ 5 «{ (A 30 Mayıs 1941, Ankara Çok azız kardeşim doktor. Bugün mektubunu aldım. Bu Ankara havası içinde bu sâatde dünyâlar kadar sevindim. «Sıhhatime dâir malûmat istiyorsun, önce, o ciheti arz edeyim: Yedi günden beri kat i olarak sigarayı ve kiiûlü bıraktım. Yâni tek bir sigara içmediğim gibi, küûle benzer bir mayii de ağzıma koymadım. Yemek cihetinden perhize de çok dikkat ediyordum. Ancak dün çok fecî bir baş ağrısı duydum; o kadar ağrılı idi ki başımı gövdemin üzerinde tutamıyordum. Bu hâli sigarayı birdenbire bırakmağa hamlettim. Burada mebus arkadaşlardan, sabık Hatay başvekili bizim Abdurrahman Melik Bey var, iyi bir doktordur. O, tansiyona bakmak liizûmunu hatırlattı. Meclisin doktorunun yanına gittik, hemen tansiyona baktı* 23!... Abdurrahman Bey ve meclisin doktoru vücûdumu muâyene ettiler; başka bir arıza bulamadılar, hattâ şeker tahlili (2) çıktı. Yâni sizin son muayenenizdeki teşhise tetâbuk etti.» dem ekte idi.

YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI 121 Yüksek tansiyon, şişmanlık ve diyabet senelerce devam etti. Yahya Kemal in sıhhî durumu yavaş yavaş artarak bozulmakta idi. Sinsi sinsi devâm eden bu anormal durumun bir gün ciddî komplikasyonlara sebep olabileceğini tab an vehham olan Yahya K em al e, kendisini çok k o rk u t madan ölçülü bir iiade ile anlatmaya çalışırdım. Bâzan izahlarım ona o kadar derin bir tesir icra ederdi ki derhal ricalarımı kabul eder, nasihatlerimi tatbîka başlardı. M aateessüf - yaşama şartlarının husûsîyeti sebebiyle - sıhhî kaidelere riâyeti pek devamlı olamazdı. Vaziyet böyle iken günün birinde bir komplikasyon daha zuhûr etti: Yüz felci, konuşmada güçlük, sağ kol ve bacakta hafif bir kuvvetsizlik görüldü. Bunlar da tedavi gördü ve iyileşti. Hulâsa Madrid'de başlıyan diyabet ve şişmanlık yavaş yavaş damar sistemini bozarak tansiyonun yükselmesine ve asabi bâzı ihtilâfların zuhûruna sebeb olmuştu. Yalıya Kemal, 1957 de tedâvî edildiği Cerrahpaşa Hastahânesi nde. 1947 de yeni ve mühim bir komplikasyon ile Kan K aybı ve Ancnıı ]îa rşıiaşıldı: M akattan kan kaybı. K an, Yahya Kemal i o kadar üzmüş ve sarsmıştı ki sabahleyin tuvalette kanı görür görmez bana hemen telefon ederek «Doktor çabuk gel, çok kan kay

122 NİHAD REŞAD BELGER bettim. Heyecanlıyım. Seni bekliyorum.» deyince şimdi geliyorum, cevabını verdim. Beş, on dakika sonra Yahya Kemal in Park Oteli ndeki 165 num aralı odasmdaydım. Kanın rengi kıpkırmızı idi. Mıkdârı kendisini telaşlandıracak kadar fazla değildi. Nezfin emoroid lerden geldiğini fak at zannettiği kadar çok olmadığını izah ederek epeyce bozulmuş olduğunu hissettiğim mâneviyâtını kuvvetlendirmeye çalıştım. Kanamanın tekerrürü ihtimâlini söyliyerek şayet gine kan görülürse mutlaka bana haber vermesini ricâ ettim. Bâzan birkaç hafta ve bâzan birkaç ay fâsıla ile kaybettiği kanın arada bir zift gibi simsiyah renkte olduğunu gördüm. Bunun hazım yollarının yukarıki kısım larından geldiğine kanâat getirdim. Kanamaların tekerrürü mühim anemiye (kansızlık) sebep oldu. Ve Yahya Kemal in ıztırâbını arttırdı. Kendisine kan verilmesi için C errahpaşa H astahânesi ne nakline lüzûm görüldü. Hastahânede icap eden m u ayeneler yapıldıktan ve aneminin derecesi tâyin edildikten sonra lüzûmu kadar kan verildi. Yahya Kemal iyileşti ve otele döndü. Aradan aylar geçtikten sonra aynı durum zuhûr etti. K anam alar ve anemi. Yahya K e mal yine Cerrahpaşa H astahânesi ne nakledildi ve kendisine yine kan verildi. Kandaki kırmızı yuvarlakların sayısı durumuna göre bir milyon veyâ daha fazla arttık tan sonra oteline döndü. Cerrahpaşa Hastahânesi nde Yahya Kemal Profesör Muzaffer Esat Güçhan ve asistanları ile Profesör Kâzım İsmail Gürkan ve muâvinleri farklından dâimi nezâret altında bulundurularak tedâvî edilmekte idi. Profesör İhsan Şükrü Aksel de hastahâneye sık sık uğrar Yahya Kemal i yoklardı. Hastahânede servis şeflerinden en mütevâzı hademeye kadar, herkes, onun sıhhati ile alâkalanmakta ve iyilik haberlerini heyecanla beklemekte idi. Tedâvîde, dikkat ve ihtimamda ve her türlü arzusunun derhal infazında en küçük bir gevşeme ve ihmâl olmadığı muhakkaktır. H astahâneden otele geldikten sonra dahî ayni ihtimam eksilmedi. Profesör M uzaffer Esat Bey in muâvinleri hocalarının direktifiyle otelde anemi tedavisine ve kan muâyenesine muntazaman devam ediyorlar, Yahya Kemal i esaslı nezâret altında bulunduruyorlardı. Ben de berm utat Park Oteli ne sık sık uğrar, yapılan tedâvî hakkında kendisine etraflı îzâhat v erir ve bu tedâviye devâmının zarûrî olduğunu anlatırdım. Yahya K e mal'in Park Oteli nden hastahâneye nakli, hastahâneden Park Oteli ne avdeti bâzan kısa bâzan uzun fâsılalarla senelerce devam etti. H astahânede yapılan muhtelif m uâyeneler ve araştırm alar Yahya K em al in hazım sisteminde herhangi bir karha, habîs bir tüm ör göstermedi, fakat kanam anın (emoroidden gelen nezif müstesna) sebebi ne olduğu anlaşılamadı.

YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI 123 Lâkin bugün m ütehassislarca ittifakla kabul edilen bir ilm i hak ik attir ki, barsak kanam alarında yüzde yirm i nisbetinde nezfin sebepleri teşhis ve tesbît edilememektedir. B arsak kanam alarında sür atle gelip geçen, hiçbir habâseti olmıyan ve nörovegetatif patojeni ye bağlı olan nezifler mevcuttur. Fakat ölümle neticelenen ve en müdekkikaane yapılan otopsilerde dahî sebepleri bulunamıyan pek çok vahim kanama vak aları vardır. Gerek hazım cihâzmda gerek cihâz hâricinde yapılan bütün muâyenelerde bağırsak kanamasının sebebi hemen bulunamazsa teşhisi m üm kün değildir. Yahya K em al de de böyle oldu. D urum un bu sarahatine ve yapılan tedâvîlerin isâbetine rağm en hastalığın yıllardan beri devamı sebebiyle ben Yahya Kem al e bir kere de P aris e giderek ilmi değerini pek iyi bildiğim, hazım yolları hastalıklarında ve bilhassa proktoloji dediğimiz rektum ve makad hastalıklarının teşhis ve tedavisinde ihtisasıyle çok mâruf dostum Doktor Arnous tarafından muâyene ve tedâvî edilmek üzere bir müddet Paris de kalmasını ehemmiyetle tavsiye ettim. Yahya Kemal fikrim i kabulde tereddüd etmedi. 1957 senesinde P a ris e gitti. Doktor Arnous a Yahya Kemal in hastalığı hakkında düşündüklerimi ve iktizâ eden malûmatı yazdım. Üstad'da mevcûdiyetine kani olduğum emoroidleri tedavi etmesini, hazım borusunun yukarıki kısım larının bilhassa radyolojik m uâyenelerle tam b ir tedkik den geçirilmesini ricâ ettim. Doktor Arnous Yahya Kemal de gayet iri,( adetâ tumorales manzaralı emoroidler görerek bunları tedâvî ettiğini ve makaddan 22 santimetrelik b ir mesafeye kadar endoscopique muayenede herhangi b ir uzvî lésion a te sadüf etmediğini bildiriyordu, başka mütemm im m uâyeneler yapılacağını (Dr. Arnous un P aris den yazdığı 1 H aziran târihli mektup) kendisini dâhiliye m ütehassıslarına ve lüzûm görülürse kan ve şeker hastalıkları m ütehassıslarına muâyene ettireceğini yazıyordu. Doktor Arnous ikinci m ektubunda (Paris 19 H aziran 1957) sclérosantes zerklerle yapılan tedâvî neticesinde nezfin çarçabuk kesildiğini ve onbeş gün zarfında kırmızı yuvarlak sayısının 2,100,000 den 4,100,000 e çıktığını yaptığı diğer muayenelerin normal vaziyet gösterdiğini bahusus kan şekerinin yalnız 1,37 bulunduğunu ve idrarda şeker kalmadığını tebşir ediyordu. O târihlerde Yahya K em al den aldığım iki m ektup Doktor A r nous un verdiği bu iyi haberleri têkid ediyordu:

124 NÎHAD REŞAD BELGER Ulvî yaradılışlı, aziz, büyük ruhlu muhibbim, Sizi bu kadar günden beri mektupsuz bırakmak, her saat, her an ruhumun ezâsı olmuştur. Hastalık, yol zahmetleri, sürekli miişkilât, istediğim gibi yazmağa mâni oldu. Paris de altı defâ otel değiştirmeğe mecbur oldum. Bir küçük müddet de Neuilly de Pierre Choré Sokağı nda, bizim doktorun gönderdiği bir klinikte kaldım. Şimdi tedavimden bahsedeyim. Doktor Arnous size yazdığını vâkıâ söyledi. Paris e gelir gelmez, ilk işim Doktor Arnous u görmek oldu. Çok hastası olmasına rağmen, sizin mektubunuzu okuduğu anda hemen hiisn-i kabûl etti. Tedâvîye başladı. Şimdiye kadar, kendi nezâreti altında, muâvini Doktor Partout ya, fâsılalarla altı enjeksiyon yaptırdı. Sizin İstanbul da tahmin ettiğiniz gibi, (emoroid) lerin alt tarafta olduğu tahakkuk etti; başka bir doktora yaptırdığı bir radyografi neticesinde de üst kısımda bir şey olmadığı meydana çıktı. Tanı sizin İstanbul daki tahminlerinizin doğru olduğu sâbit oldu. Yeryüzünde büyük bir insan olduğunuz kadar büyük bir doktor olduğunuz bir kere daha sâbit olmuştur. 12 Haziranda bir kontrol daha yapacaktır. Ondan sonra yir.e onun emrine tâbi olacağım. Paris, fuar münâsebetiyle çok kalabalık; çok pahalı. Bana ettiğiniz iyiliğin şükranını ifâdan âcizim. Bugünlük bu kadar yazabildim. Bütün kalbimle ellerinizi, gözlerinizi öperim. Hayrânımz Yahya Kemal Beyatlı II 27 Haziran 1957, Paris Azız Doktor. Glion dan lütfettiğin mektubu aldım. Sana İstanbul'a iki mektup göndermiştim. İkincisini hâlâ almadığını anlıyorum. Zâten seyahatte olduğunu tahmin ediyordum. Doktor Arnous da iki mektupla tedavi vaziyetini iş âr etmişti. Tabiî hepsini biraz teahhürle alırsın. Doktor Arnous (7) enjeksiyon sonunda vaziyetimin mükemmel olduğunu ve artık İstanbul a dönebileceğimi kanâatle söyledi. Son günü başka bir doktorun yaptığı (rectoscopie) neticesi: Kanın dört milyon yüz bine çıktığını şekerin (absence), albumine in kezâ (absence) olduğunu söyledi. Arnous bıı neticenin fevkalâde güzel olduğunu söyledi. Seniıı büyük insanlığın ve büyük doktorluğunun bir daha hayranıyım. Bu işin kısa bir zamanda, tam bir isabetle bitmesi yalnız senin eserindir. Mektubun geldiği gün, maatteessüf İstanbul'a dönmek üzere tiren ve vapur biletim alınmıştı. Glion a sana gelmek, seni bütün minnetdarhğımfla kucaklamak

YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI 125 en büyük enıelimdi. Yazık ki kaabil olmadı. Artık seni İstanbul da görebileceğim; fazlın ve faziletin hâlis timsâli, büyük ruhlu doktorum. Perestişle hayranın Yahya Kemal (1) Elde edilen bu neticeden çok memnun görünen Yahya Kemal, röntken muâyeneleri ve kan tahlilleri yapıldıktan sonra, Dr. Arnous un tasvibi ve m uvafakati ile İstanbul a dönmüştü. Ne yazık ki İstanbul a >avdetinden biraz sonra kanama yine başladı v e,y alıya K em al i bihakkın üzdü. Âdetâ ye se götürdü: Park Oteli 19 Temmuz 1957, İstanbul Çok azız, ulvî yaradılışlı muhibbim. Bilmem bu mektubum sizi Glion'da bulacak mı? Vaziyeti kısaca arz edeyim: 13 Haziranda Doktor Arnoüs un bir kan muayenesi müessesesiııe yaptırdığı, esaslı bir mııâyenede, küreyvât-ı lıamrâ adedi dört milyon yüz bin, emoglobin, yüzde yetmiş beş çıkmıştı. Gece idrarında albumine (absence) şeker de keza (absence) kaydediyordu. Doktor bu raporu aldıktan sonra «Netice hânkıılâdedir» dedi. Bu işiıı böyle hayırlı bir neticeye varışından çok sevindim. Lâkin yine işretten külliyyen mütevakkî idim; bir kadeh alkol almıyordum ve perhize eskisi gibi devâın ediyordum. 8 Temmuzda İstanbul a vardım. Birgüıı, muharrik bir sebep, bir vesile olmaksızın, bir defâlık bir (kanama) oldu. Çok müteessir oldum ve merak ettim. İlk defâ yaptırdığım kan muayenesinde küreyvât-ı hamrânın üç milyon üçyüz bine, ikinci defâ bir muayenede ise iki milyon beşyüz elli bine düştüğü anlaşıldı. Doktor Muzaffer Esad Bey dedi ki: «Paris seyahatiniz ve Doktor Arnous un tedâ\ isi hayırlı ve faideli olmuştur. Çünkü bizim keşfedemediğimiz âmânın ne olduğunu ve mahallini keşfetmiştir. Anlaşılan yakılmamış birkaç emoroid kalmıştır.», I. ; 1 Paris'den ayrılırken Doktor Arnous, her ihtimâle karşı bu hâl nüks ederse, iştîmâl edilmek üzere iki paket anusclérol ampulleri vermişti. Bunları istîmâl ve tatbik husûsunda, Doktor Muzaffer Esad Bey dedi ki: «En doğru tedbîr, Doktor Nilıad Reşad Bey in İstanbul'a avdetini beklemek, -bu ampullerin tatbikini ondan rica etmektir.» İşte aziz Doktorum; vaziyet budur. Yakında gelirseniz mübarek ellerinizle bu belâdan kurtulurum. Eğer avdetiniz uzun sürerse nasıl hareket etmemiz lâzım geldiğini lütfen yazarsınız. Vaziyetin intizâr edilmiyen bir hâl olmasına rağmen bunu bir sukut-ı hayâl 1 Prof. Dr. Nihad Reşad Bclger in, Yahya Kemal Müzesi ne hediye ettiği ve makalesine aynen almadığı bu iki mektup, mecmuamız tarafından, târihî vesika değerleri ve merhum Yahya Kemal in son yıllarındaki hastalığı üzerinde ne ölçüde hassas olduğu düşünülerek, buraya aynen alınmıştır. Mektupların fotoğrafları, Dr. Arnous un mektuplarıyle birlikte, bu yazının sonundadır.

126 NİHAD REŞAD BELGER telâkki etmiyorum. Senin nûrânî görüşlerine lâyezâl itimâdım tamamıyle bakîdir. Ancak bir nokta beni ye se sevk ediyor: Kaç defa haplarla ve enjeksiyonla kiireyvât-ı hamrâ dört milyondan fazla yükselmişti. Tedaviyi kestikten sonra kansızlık tekrar baş gösterdi. Ömrümün bakıyyesi böyle tedâvî ile mi geçecektir? Bu'hastalığın kat î bir tedâvîsi yok mudur? Bu ye se düşerken sizin tabâbetdeki kudretinizi, bana karşı gösterdiğiniz hudutsuz şefkati düşününce iimidvâr Oluyorum. Bu perişan satırları bu perişan kafamla ancak yazabildim. Allahın inayeti ile mektubum sizi Glion da bulur ve cevap alırım. Mübârek ellerinizden ve gözlerinizden öperim. Yahya Kemal Beyatlı Hâmış: Aziz Doktorum, bu mektubum size vâsıl olursa dört beş kelimelik bir telgrafla, Park Otel e', bana, mektubumu aldığınızı, avdetinizin târihini bildirir misiniz? Yahya K em al in m ektubunu hüzünle okuduktan sonra bu yeni kanam anın, daha bidâyetden beri düşündüğüm veçhile, barsaklarm yukarıdaki kısım larından geldiğine k a t î bir kanâatle hükmettim. Nezif, bu sefer de tekerrür etti ve şiddetli bir anemiye sebep oldu. Kandaki kırmızı yuvarlakların sayısı çok azaldı ve Yahya Kemal, tedâvî için Cerrahpaşa Hastahânesi ne - maalesef son defâ olarak - nakledildi. Hastahânede tahliller yapıldı, saati saatine, dakikası dakikasına kendisine lüzûmu kadar kan verildi. Her türlü ihtimam ve itinâda asla kusûr edilmeksizin, bu aziz hastamız, devamlı, sıcak bir sevgi ve şefkat havası içinde mükemmel bir tedâvîye tâbi tutuldu. Ne hazindir ki bu defâ bol bol kan verilmesine ve en modern tedâvînin tatbik edilmesine rağmen nezif durdurulamadı. Vaziyet her gün ve her saat fenâlaşmakta ve hayâtı tehlike gösteren çok vahim b ir m âhiyet alm akta idi. Y ahya Kemal, çok üzülüyor, sıkılıyor, bâzan hırçınlaşıyor hattâ bir aralık kan verilmesine bile itirâz ediyordu. Açıktan açığa söylemiyorsa da mühlik bir duruma düştüğünü sezdiği anlaşılıyordu. O esnâda bir gün «Doktor, P aris e bir defâ daha gitsem nasıl olur?» demişti. Esâsen tedâvîsi ile meşgûl olan bizler de daha evvel bunu düşünmüş olduğumuzdan bu son arzûsuna itirâz etmedik. Bunun üzerine Yahya K em al döviz m ü sâadesi ve pasaport istedi ve aldı. Ama artık vaziyeti, Paris seyâhati şöyle dursun, oteline bile dönemiyecek kadar ağırlaşmıştı. Paris e giderse benim behemehâl kendisine refâkat etmekliğimi çok istiyordu. O dere

YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI 127 cede ki bu arzûsunun is âfını sûret-i mahsûsada rica etmek için Başvekilimize bir telgraf dahî çekmiş idi. Zavallı Yahya Kemal. Bir taraftan P aris e giderek ilmin en son ilerlemelerinden istiâneleri düşünürken diğer taraftan yarım asırlık kadîm ve sâdık bir dostunun şefkatinden, mânevi ve rûhî tesellisinden mahrum kalmak istemiyordu. A radan birkaç gün geçti. Bütün tedâvîlere rağmen gittikçe artan sürekli nezifler koca şâiri ölümün pençesine kadar sürükledi. K anam a neticesinde husûle gelen semlerden mütevellid derin bir koma içinde, öleceğini anlamadan, hayâta vedâ ederek, dostlarını, hayranlarını ve milletini sonsuz bir mâtem içinde bırakarak aram ızdan ebediyyen ayrıldı. Yahya Kemal, yine Cerrahpaşa Hastahânesi ndeki son hastalığında. Not: Dr. Arnous un m ektubunda bahsi geçen röntken muayenelerine âit filimler Cerrahpaşa Ilastahânesi Kliniği ndedir. Yahya Kemal Enstitüsü yakında, bu filimleri de üstadın hastalığına âit dosyaya ilâve etmek emelindedir.

128 N IH A D REŞAD BELGER e u J ^ _ / HOTEL BALTİMORE 88*-*a v e n u e K l é b e r PA R IS A J»-' ** r b*.j** J-* r L^j> <r <a^ a - i- * «-*1* czaaas-*' ù \-& t ~~à ' r *" -7 +* * "T y «/ * " > - * V scrc J Oj> r <A- - : ^ «>>' *w i «V '* ^ * * > - - / * ' >'Z ' ^ ^ 61/ ^ r - ' * «r ^ ' I i ' A 1, - ~ * r * ~. «M<i>-* **>> ^ a^uu <- J-A5 ^ «/,> >»-»*' c ^ ' - C*^ **,... - r.. a C, > c/^0- *-* U>* v ^ ' --it /î (JL * y,,., A / L y Á* U I '* 0 ' S/tJr*+S* ' j>^s» C*i '* **. «* > -* -r i: ~ j j ~-LcT. I "'l«' '***' r * CrJ<,. i *>-*»-** _ 1 jj * ' ' JZiT ejj * C-~v'-> *** -V V ' ^ ^ "*,'y j *-*" '-* t». «yya' il rc1 **J ' f * < t ^ a J ~ LS TİJİ S * > Jí. L C ** ->'- s. <, ^ 1 ^ < s ** - ^ ^ -* > ~ 7> ^ ^ y ^ V c r «a *. ' ^ ^ r / < I

YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI 129 HOTEL BALTİMORE 88'! AVENUE KLÉBER PARI S c r - v t- > S' V.A.I5W <- X f c. -- &J /->- - A > r ^ ı ' Xv> A, 0 - ^ ' ' 'T~J*** ^ * ^ c - :</Q ojcr^-'1 W t -> <* CT<mİ> «(f V-T* ^ </ J İ*T (A- -~A> \ cfjc <VA p j - û j r - f * ~ i d 'd? «r - ^ r w» - ^ i-jc~j ö >r ) ip ı~*xj - tj. -«-TL ô «-V-. <CL«jy -«.LT ; *, ) cr~~"jr { 0 -Lv^ } 'a /^ - -i f 'e </ i L-»? J) cu-^üt «/ * wio^a *^T A/t- <«r V Lp1 V* VjM y <' o t -O o S ' T * ^«^A/-*» sa y-«-).î>» _, e^ A > / O ı ^ J a *' o i - «* <ut-i7* * *~ ^ S ^ ~Mo (-«<Lf 'a O O icl_ *»^ <» 0 tjs O U. ı ^ t T ^ ' ^ ç. - w C, <2^-r Q/J -,, v. ^.../' -» > j^ <^- > c/*~ -"-T* - t 6>KA-ua> > ~zuâ< t-? * '^* ; * «5ja/ ^. ^JZSj j _a ^-» «- '" I v> c

130 NİHAD REŞAD BELGER YAHYA KEMAL İN HASTALIĞI PARK OTELİ AYAZ-PAŞA t<taw BU t-*b E Y O flm Ttİgr. ı^rtti s PARK- İstanbul İstanbul : T.l.fon ; 44 46 30 t 95 PARK OTELİ A Y A Z - P A Ş A l* T A N B U L - B 6 Y 0 Ö L U Talgr. adrsai PARK - İstanbul İstanbul... -.... 19 5 Tslsfon i 44 46 30 A - '1 -p-'. ı p r, ' r &l*js f *>j - \Aav <*"* v v- f L f" r -**- yv y ir^ J^r 1 < ^ r ) i ^ ^.-*^S t* İfS~*. ^ ^ V*v> W ^ T* <>^ ^ 'j- p*^ «*> ( C - y,, cs<rr^-< A ^ * r - r " - ^ 7 */*s r -a ~ r* >» v ~ ' >-** " ". ^ v V y r ^ ( ^ ö? ^ ' C-v ı ; j s. - ^ - 4*. jjj} ) yia.^ >f w : c» U s > *-* ^ 6 r>j' Ü-^ >> d ^ * c _ J~ «--f- ^ Cy l > «.c * W «WA«1» *- y / * T v-. İ w *- ^ JZSj j cj> -sja. ^ / -» > ' -* < L _ (v L d ^ c jr çt -t/ y y -V l* t - ' - ^ - f. ^ v- V> d «Y - ; r < ~ > J s *J U n_s. 1 C(S~ -') r r- rt*' / a *w^ J 1 ^ A> ^ t** o - î> ^ C / V ' f v ^ * ^ V. _ y > - -» -- ş *. '. y y - d r* ; > 1 - T r ' ^.>. o. L <Liy «İ^/*a/. V "5 ' V J ^ c -. _, çjj t o o A - l- > 1 0 Xo T ' V' - f ^ yy Ç- VyOTI «Jjj-y *' -* a ; c - /,t_ 4 ^ o- ^ u v ' ^ '-t Y ı ~ e L j-.- y. CAa.. a (^y ky i <2r*--v'"' j r±. Û <~>> 1/->> I /. V -r^* ^ ^ ; - ^ c^s" _,r"' -< 4/.> L*-'* * *-' o - 1 " i> o- ^ ^ r*'^' C*~~ ^ / ^ V - *y.^v JK >J* * f ' X X v r > ' C ^ ^ > L' " -- C/A» İ f a ; * / < 's ^ ' o- -;r:- L _1 i A dl \ -Î> r-~ ı > p -> d ' d ' * i > 6 ' o ^ C j - ^ ^-->*' V- <-ya-» ı c >û-iı' d " 1 «" ^ }, p -d ->*4a ^ V d *. c ---'1 ' J^ p -* * i.,- c / ğs / d vr-'i 5. <- III (devam) iu '\ \. y tc - 1 c*' *' ' -* ' «Y ^ - * r - " ' i P y -: _, ı t r. * S o*0^>u 4 _ <S /» V» ( d' >-, v> -*- <WV 1 r ^ i'j l/ U ' k i e *! ' t^o1* ^ ' - A T «Y O '*' >~ ' -p-' 0 * * ii f. r v ^ V A ^ y ' L - / < v. ' s -~*j y. ^ T., «UXUİ.. d- * '-»-= /-i" * 1 ( j ^ ^ 1 f ">, (' s ^C*l ' " >İ5- ;s.- < III

132 NÎHAD RESAD BELGER ikh ARNQUU Mon cher Ami, PARIS, le 1 e r.ju in 1957 J'ai Y.u,- ces jours den iers, votre -.a ad'e 'Monsieur lâiïla KSMAL BEI, que vous avez eu la 7oniillesse de- me confier. J ai trouvé à la recto scopie.des héuorroides internes, tmaoraies, sans aucune autre lésion jusqu'à vingt-deux centimètres. Il est vraisemblable que les émorr?-. les qu il a présentées sont en rapport?vec ces '\6 - morroides volumineuses et pour n'en assurer je lui ' ai fait trois injections sclérosantes qui doivent a r r ê te r l e s h em orroides; c ' e s t ce q u i s ' e s t p r o d u it,/fia is l e r e c u l n 'e s t que d 'u n e sem aine. Par a ilh u r s, j e l u i a i f a i t f a i r e d if f é r e n t s examens e t je v a is l e m ontrer à d es m édecins de m édecine g é n é r a le e t au b e s o in A un hém atologue e t à d ia b é to lo g u e. Je vous tie n d r a i au courant de la.su ite d es événem ents. Je vous rem ercie de v o tr e c o n fia n c e e t vous p r ie de c r o i re,m on cher Ami, h. mes b ie n f i d è l e s pen sées» t Dr. Arnous un, Prof. Nihad Re ad Belger e 1 Haziran 1957 târihli mektubu.

YAHYA K EM A LİN HASTALIĞI 133 a *-aévité oz Me.oc6i.Ni: Al. J.Kİ0**01.t? t «L U N s. a U S H E B Ö E S <XV»»«). HA» ^-*5 P a ris, le 19 ju in 1957?ñZ -V/O'jiV ' * ' Mon cher ami, Comme su ite à la premier l e t t r e que je.vous ai adressée, je tie n s à vous donner de trè s bonnes nouvelles de Monsieur Yahya Reniai be. Sous l'a c tio n des in je c tio n s sclé ro santes, ses 'hémorragies anales ont cessé rapidement. La ru...«ration g lo b u laire a passé en 10 jours ae 2 100 000 à 4 100 üooj les autres examens que j ai oï'atioués sont bons en p a r tic u lie r sa glycémie est seulement a 1,37. Il n 'y a pas de sucre dans les u rines. Je lu i ai donné le nom du produit à in je c te r s i par hasard i l a v ait encore besoin d'inje ctio n s sclérosantes» Je vous remercie erieor.e de votre confiance-et vous prie de c ro ire à mes sentim ents fidèlem ent dévoués. Dr. Arnoııs un Prof. Nihad Reşad Belger e 19 Haziran 1957 târihli mektubu. II Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi