MOTORLU TAŞITLAR SEKTÖRÜNDEKİ DİKEY ANLAŞMALARA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ TASLAĞI EŞDEĞER YEDEK PARÇA KULLANIMININ ÖNÜNÜ AÇIYOR Melisa KORKMAZ Giriş Motorlu taşıtlar sektöründe yapılan dağıtım anlaşmaları, benzer kısıtlamaları içeren yeniden satış anlaşmaları ağıyla örgütlenmektedir. Yapılan bu dağıtım anlaşmaları, rekabet hukuku kurallarının uygulanması açısından değerlendirildiğinde gerek Avrupa Birliği nde gerekse ülkemizde diğer sektörlerden farklı bir konumda bulunmaktadır. Bahsi geçen dağıtım anlaşmaları için diğer sektörlerden farklı muafiyet kurallarına ihtiyaç duyulduğundan Rekabet Kurumu tarafından hazırlanan ilk grup muafiyeti tebliği (1998/3 sayılı Motorlu Taşıtlar Dağıtım ve Servis Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği), 1 Nisan 1998 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak beş yıllık bir uygulamanın ardından 1998/3 Sayılı Tebliğ in bazı düzenlemelerinin rekabetçi bir piyasa hedefine ulaşmakta yetersiz kaldığı, bir kısmının ise uygulama açısından sakıncalar doğurduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu tespitler ışığında hazırlanan 2005/4 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile 2005/4 Sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği nin Açıklanmasına Dair Kılavuz 01.01.2006 tarihinden beri yürürlüktedir. Rekabet Kurumu, 2005/4 Sayılı Tebliğin ve kılavuzun pazar üzerindeki etkilerinin ölçülebilmesi ve uygulama sonuçlarının gözden geçirilmesi amacıyla bir dizi çalışma yürütmüştür. Yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan raporda, yeni motorlu araçların dağıtımı pazarının oldukça rekabetçi bir görünüm sergilediği ve Tebliğ sonrası dönemde pazarın daha rekabetçi hale geldiği anlaşılmıştır. Ayrıca, bakım onarım hizmetlerinin sunumu ve yedek parça dağıtımı faaliyetleri bakımından değerlendirildiğinde ise 2005/4 sayılı Tebliğ öncesi dönemde var olan rekabetçi sorunların ve endişelerin sürdüğü tespit edilmiştir. Gerçekleştirilen çalışmalar ve hazırlanan raporların sonucunda da "Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği Taslağı ile Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği'nin Açıklanmasına Dair Kılavuz Taslağı Rekabet Kurumu tarafından hazırlanmıştır. Tebliğ Taslağı na İlişkin Genel Bir Değerlendirme Özellikle muafiyetin genel koşulları bakımından değerlendirildiğinde Tebliğ Taslağının getirmiş olduğu bazı farklılıklar bulunmaktadır. 21
Örneğin, 2005/4 Sayılı Tebliğin yürürlükte olduğu süreç içerisinde devir serbestisine, sözleşmelerin fesih süreleri ile feshin gerekçeli olmasına ilişkin düzenlemelerin aslında tarafların arasındaki sözleşme ilişkisine müdahale niteliğinde olduğu; ayrıca bu düzenlemelerin tek başına rekabet ihlali oluşturmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, yapılan yeni düzenlemede bu koşullara yer verilmemiştir. Hazırlanan Tebliğ Taslağı ile yeni motorlu taşıtların dağıtımı bakımından sağlayıcıların daha esnek bir dağıtım ağı kurmalarına imkân verecek düzenlemelere yer verilmiştir. Satış sonrası faaliyetler açısından değerlendirildiğinde ise satış pazarının tersine, Bakım onarım hizmetleri pazarında kar marjlarının %15-35 aralığında seyretmesi, Yetkili servislerin halen özellikle üç yaş altı araçlar bakımından pazarın en önemli oyuncusu olması, Özel servislerin yetkili dağıtıcılar ve yetkili servisler karşısında güçlü bir alternatif olmakta zorlanması, Teknik bilgiye erişimin önemli olması, Garanti dönemindeki bazı uygulamaların özel servislerin faaliyetlerini zorlaştırması nedeniyle halen rekabeti engelleyebileceği tespit edildiğinden Tebliğ Taslağında sektörde kalite ve fiyat baskısı yaratarak rekabeti güçlendirecek olan özel servislerin pazarda alternatif oyuncu olmasını kolaylaştıracak hükümlere yer verilmiştir. Yedek parça bakımından ise Yetkili dağıtıcıların ve yetkili servislerin genel olarak orijinal yedek parçaya bağımlı oldukları ve alımlarının büyük bir kısmını motorlu taşıt sağlayıcılarından gerçekleştirdikleri, Eşdeğer yedek parça kullanımının özel servislerde arttığı gözlense de eşdeğer yedek parçaya ilişkin tanım ve tescil sorunları nedeniyle sektörün genelinde sınırlı kaldığı, Yedek parça sağlayıcılarının doğrudan pazara satışının sınırlı kaldığı ve yedek parça tedariğinin halen büyük ölçüde ana sanayiye bağımlı olduğu anlaşıldığından yedek parça sağlayıcılarının doğrudan pazara satış yapmasına, eşdeğer parça ile markaya ve logoya ilişkin hükümler de Tebliğ Taslağında yer almaktadır. Otomotiv Sektöründe Eşdeğer Yedek Parça Kullanımına İlişkin Yaşanan Sorunlar ve Tebliğ Taslağı nın Getirdiği Çözümler Hazine Müsteşarlığının 13.01.2015 tarihli 2015/2 sayılı Motorlu Araç Sigortalarında Eşdeğer Parça Belgeleme Esaslarına İlişkin Genelgesinde Eşdeğer (muadil) parça nın tanımı yapılmıştır. Buna göre; bir motorlu aracın montajında kullanılan esas-orijinal parçaların değiştirilmesi amacıyla üretilen, ilgili yasal mevzuat (yönetmelik, standard, teknik düzenleme) çerçevesinde belirlenen deney, muayene metotlarına göre orijinal parçayla (kütle, boyut, malzeme ve işlevsellik vb.) kıyaslanarak tespit edilen kriterlere uygunluğu, akredite bir kuruluş tarafından belgelendirilmiş parçalara Eşdeğer (muadil) parça olarak adlandırılmıştır. 22
Otomotiv sektörünün eşdeğer yedek parçanın kullanımına ilişkin çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Sektördeki genel kanı, Yetkili servislerin araç üreticisi ile olan ticari ilişkileri nedeniyle orijinal ürün kullanmayı tercih etmeleri, Araç üreticilerinin orijinal parça üreticileri ile genel satın alma sözleşmesi yapmaları, Garanti süresi içerisinde yapılan bakım ve onarım faaliyetlerinde orijinal yedek parça kullanılmaması durumunda aracın garanti kapsamı dışında kalacağına yönelik tüketici algısı, Yetkili servislerin orijinal araç üreticisi firmanın cezai yaptırımı altında kalmamak için eşdeğer parçalara ilişkin ürün belgesi istemeleri, Yetkili servislerin, eşdeğer parçaları standartları karşılamayan ürün olarak değerlendirmeleri, Tüketicilerin eşdeğer parçaları standartları karşılamayan ürün olarak değerlendirmeleri, Garanti süresi içerisinde yapılan bakım ve onarım faaliyetlerinde orijinal yedek parça kullanılmaması durumunda aracın garanti kapsamı dışında bırakan yetkili servis /araç üreticisi uygulamaları, Yetkili servislerin iş modellerinin araç sağlayıcısı dışındaki kanallardan yedek parça temininde maliyet dezavantajı yaratması nedeniyle eşdeğer parçanın yeteri kadar kullanılmadığı yönündedir; Tebliğ Taslağında eşdeğer yedek parça kullanımını arttırılması yönünde bazı düzenlemeler bulunmaktadır. Tebliğ Taslağına göre, Garanti döneminde bedeli tüketici tarafından karşılanan bakımlar ve onarımlar bakımından getirilen kısıtlamalar olması halinde grup muafiyetinden faydalanılamaz. Garanti kapsamında olmayan ve bedeli tüketici tarafından karşılanan bakımlar ve onarımların özel servislerde yapılmasının söz konusu olması halinde, garanti döneminde taşıtta bir arıza ortaya çıktığında, taşıt sağlayıcısı ve yetkili dağıtıcı/servis arasında yapılan anlaşmalar ya da uygulamalar yoluyla, özel servis tarafından yapılan bakım onarım işlemi ile bu arıza arasında illiyet bağı kurulmaksızın taşıtın garanti kapsamı dışında bırakılmasına neden olan anlaşmalar, grup muafiyetinden faydalanılmasını engelleyen sınırlamalar arasında sayılmıştır. Tüketicilerin araçlarında garanti döneminde ve garanti kapsamında ortaya çıkan arızalarda yapılan bakım onarım işleminden, tüketicinin garanti kapsamında olmayan işlemleri özel servislerde yaptırması nedeniyle garantisinin bozulduğu gerekçesiyle bedel alınmaktaydı. 13 Haziran 2014 tarihli ve 29029 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tanıtma ve Kullanma Kılavuzu Yönetmeliği, Garanti Belgesi Yönetmeliği, Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği nin ilgili maddelerinde araçların garanti süresi içinde yapılan ancak garanti kapsamında olmayan bakımları için yetkili servislerin işaret edildiği görülmektedir. Yetkili servislerin yatırımlarının karşılığının alınması ve bu suretle bakım onarım hizmeti ve yedek parça sunumunda devamlılığın sağlanması amaçlanmaktadır. 23
Tüketicinin garanti kapsamında olmayan ve bedelini kendi ödediği bakım onarımlar için özel servisleri tercih etmesi durumunda, taşıtta garanti döneminde bir arıza ortaya çıkması halinde, bu arıza ile özel serviste yapılan bakım onarım arasında bir illiyet bağı kurulmaksızın taşıtın, taşıt sağlayıcısı ile yetkili dağıtıcı/servis arasında yapılan anlaşma ya da uygulamayla, garanti kapsamı dışında bırakılması hususunun düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Ancak, tüketicilerin araçlarında garanti döneminde ortaya çıkan sorunlar bakımından, garantinin, tüketicinin garanti kapsamında olmayan işlemleri özel servislerde yaptırdığı gerekçesine dayalı olarak bozulup bozulmadığının tespitinin ne şekilde yapılacağı net değildir. Aracın garantisinin bozulmasına neden olacak illiyet bağı nın nasıl ve ne şekilde kurulacağına yönelik kesin yönergelerin Tebliğ taslağına eklenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu düzenleme, garanti dönemiyle sınırlı olup, ihtiyari garanti dönemine ilişkin anlaşmaları ve uygulamaları kapsamamaktadır. Özel servislerin yedek parçaya erişimini engelleyen kısıtlamalar olması halinde grup muafiyetinden faydalanılamaz. Araç sağlayıcısının yetkili dağıtıcıların, yetkili servislerin ve yetkili yedek parça dağıtıcılarının kendisi tarafından sağlanan taşıtların yedek parçalarını özel servislere satmalarını kısıtlaması yönündeki anlaşmalar, grup muafiyetinden yararlanmayı engellemektedir. Bu durum özellikle sadece motorlu taşıt sağlayıcısı kanalıyla tedarik edilen parçalar söz konusu olduğunda daha da önemli hale gelmektedir. Bu durumda özel servisler, bu parçaların tedariki bakımından bütünüyle taşıt sağlayıcısına bağımlı durumdadır. Ancak bu maddenin yetkili dağıtıcılara ve yetkili servislere, özel servislere parça satma yükümlülüğünü getirmediği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu madde, yetkili dağıtıcıların veya yetkili servislerin özel servislere parça satışını gerçekleştirmek istemeleri durumunda bunun sağlayıcı tarafından kısıtlanmasının önüne geçmektedir. Yedek parça dağıtımına ilişkin kısıtlamalar olması halinde grup muafiyetinden faydalanılamaz. Tebliğ Taslağı kapsamında, motorlu taşıt sağlayıcısının kendisine yedek parça tedarik eden yedek parça sağlayıcılarıyla veya kendisine teşhis cihazı, tamir ekipmanı gibi ekipmanlar tedarik eden ekipman sağlayıcılarıyla yaptığı anlaşmalar ile bu malların sağlayıcısına, söz konusu malların yetkili yedek parça dağıtıcılarına, yetkili servislere, bağımsız yedek parça dağıtıcılarına, özel servislere veya son kullanıcılara satmasını engelleyen kısıtlamalar getiremeyecektir. 24
Bu düzenleme ile yetkili yedek parça dağıtıcıları, yetkili servisler, bağımsız yedek parça dağıtıcıları, özel servisler veya son kullanıcılar söz konusu malların tedariğinde motorlu taşıt sağlayıcısından bağımsız hareket edebilecek ve bu malların sağlayıcıları pazarda etkin bir şekilde faaliyet gösterebilecektir. Tebliğ taslağında sağlayıcı tarafından, garanti kapsamındaki ücretsiz sunulan hizmetler dışında, yetkili dağıtıcılar ve yetkili servisler tarafından başka kaynaklardan elde edilen orijinal yedek parça veya eşdeğer kalitedeki yedek parçaların kullanılmasının kısıtlanması ve yetkili dağıtıcı ile yetkili servisin orijinal yedek parçaları parça üreticisinden doğrudan satın almasının engellenmesine yönelik anlaşmalar, muafiyet dışı olarak nitelendirilmiştir. Ancak garanti kapsamında yapılan tamir, ücretsiz bakım ve araç geri çağırma hizmetleri söz konusu olduğunda, sağlayıcı tarafından, yetkili dağıtıcıların ve yetkili servislerin sadece kendisinden veya göstereceği bir teşebbüsten yedek parça edinmesi zorunlu tutulabilecektir. Bu kural garanti süresi içinde ancak garanti kapsamında olmayan ve müşteriye ücret karşılığı sunulan bakım onarım hizmetlerini de kapsamaktadır. Bu durumda, yetkili dağıtıcı ve yetkili servis bu bakım onarımlarda eşdeğer ya da farklı kaynaklardan temin edilmiş orijinal parçaları kullanabilir. Ancak söz konusu parçalar nedeniyle herhangi bir arıza olması halinde, illiyet bağı nın kurulup kurulamayacağı ya da bu bağın hangi koşullarda kurulacağı netlik kazanmalıdır. Bunun yanında Tebliğ ile sağlayıcının, yetkili servislere, eşdeğer kalitede yedek parça kullanılması halinde müşteriyi önceden bilgilendirme veya faturada söz konusu parçaların markalarının gösterilmesi yükümlülüğünü getirmesine olanak tanınmıştır. Yetkili dağıtıcılar ve yetkili servisler tarafından temin edilen yedek parçaların %80 inden fazlası taşıt sağlayıcılarından alınmaktadır. Bunun yanında, eşdeğer parça kullanımı da %5 in altında kalmaktadır. Bu nedenle, yedek parçaların dağıtımı bakımından alıcı konumunda olan teşebbüslerin araç sağlayıcısına olan bağımlılığının kırılması, tüketiciye alternatif yedek parça ve fiyat seçeneklerinin sunulabilmesi bakımından söz konusu alıcıların başka kaynaklardan yedek parça alımının kısıtlanamaması önemlidir. Bu doğrultuda Tebliğ Taslağında yedek parça dağıtımı açısından rekabetin arttırılması amacıyla düzenlemelere de yer verilmiştir. Tebliğ Taslağı na ilişkin tüm kesimlerin görüşleri alınmıştır. Alınan görüşler Rekabet Kurumu tarafından değerlendirilerek Taslağa son şekli verilecektir. Tebliğ Taslağı nın eşdeğer yedek parçanın kullanımını arttıracağı düşünülse de taslağın yürürlüğe girmesi ve uygulanmaya başlanmasının ardından etkileri daha net değerlendirilebilecektir. 25