AMME ALACAĞININ KORUNMASINDA VE TAHSİLİNDE İHTİYATİ TAHAKKUK MÜESSESESİ KEMAL AKMAZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR BAĞIMSIZ DENETÇİ GİRİŞ Kamu borçluları borçlarını çoğu zaman kanunda belirtilen usul ve sürele- re uyarak kendililiklerinden eksiksiz olarak ödememektedirler. Bu durumda kamu alacaklısı cebren tahsil yoluna başvurmaktadır. Başka bir deyişle kamu alacaklısı kamu gücüne ve re'sen hareket yetkisine dayanarak alacağını tahsil etmektedir. Geniş anlamda kamu alacaklarının tahsil aşamasını kurallara bağlayan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun, bünyesinde kamu idaresinin alacaklarını cebri icra aşamasından öncede ko- rumaya yönelik olarak; mal bildiriminde bulunulması, teminat istenmesi, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk uygulamaları gibi çeşitli müesseseleri bulun- durmaktadır. Bu müesseselerden biri olan ihtiyati tahakkuk, diğerlerinden farklı olarak tüm kamu alacakları için değil, yalnızca vergiler için uygulanır. Yasa tarafından hangi vergi ve resimlerde ihtiyati tahakkuk uygulanacağı-nın saptanması yetkisi Maliye Bakanlığına verilmiştir.(dipnot) Biz de bu yazımızda amme alacağının korunmasında oldukça önemli biri yeri ve uygulaması olan ihtiyati tahakkuk müessesesi üzerinde dura- cağız. 2. GENEL OLARAK İHTİYATİ TAHAKKUK 6183 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde ihtiyati tahakkuk müessesesi hükme bağlanmış ve amme alacağının tehlikeye girdiği hallerde henüz tahak- kuk etmemiş alacaklar için de ihtiyati haciz uygulanması mümkün kılınmıştır. İhtiyati tahakkuk, ileride tahakkuk edecek olan kamu alacağının önce- den korunmasını sağlayan bir yoldur. Verginin tahakkuk etmesi yani ödenmesi gereken aşamaya gelmesi için tarh ve tebliğ etmiş ve aynı zamanda itiraz aşamalarından geçmiş olması gerekmektedir. İhtiyati tahakkuk da ise kamu alacağı normal tahakkuk yollarından geçirilmeksizin tahakkuk ettirilmektedir. Böylece ihtiyati tahakkuk yolu ile verginin tahakkuk etmesi için uzunca bir süre bekleme zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Diğer taraftan ihtiyati tahakkuk kesin borç doğurmaz ve etkinliğini ihtiyati hacizle birlikte uygulanıyor olması durumunda gösterir.(dipnot) Ayrıca ihtiyati tahakkuk uygulaması icrai bir karara dayan-maktadır. İhtiyati tahakkuk icrai bir işlem niteliğinde olduğundan normal tahakkukun aksine vergi davasına konu edilebilmektedir. 3. İHTİYATİ TAHAKKUKUN NEDENLERİ 6183 sayılı Kanun'nun 17. maddesi şu şekildedir; "Aşağıdaki hallerden birinin bulunması takdirinde vergi dairesi mü- dürünün yazılı isteği üzerine defterdar, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığı tarafından tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların tahakkuk ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebilir. Vergi dairesi müdürü bu emri derhal tatbik eder:
1) 13. maddenin 1, 2, 3 ve 5 inci bentlerinde yazılı ihtiyati haciz se- beplerinden biri mevcut ise, 2) Mükellef hakkında 110. madde gereğince takibata girişilmişse, 3) Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve hakikatte başkasına aidiyeti hak- kında deliller elde edilmişse"(dipnot) Söz konusu bu kanun hükmünden yola çıkılarak ihtiyati tahakkuk ne- denleri şu şekilde izah edilebilir; 3.1. 6183 Sayılı Yasanın 13. Maddesinin 1, 2, 3 ve 5'inci Bendinde Yazılı Olan İhtiyati Haciz Sebeplerinden Birinin Varlığı 3.1.1. 9'uncu Maddeye Göre Teminat İstenmesi Gereken Hallerin Bulunması Vergi daireleri uygulamalarında, 9.madde uyarınca teminat istenmesi gereken hallerde, ihtiyati tahakkuk yapmadan teminat istememekte ve sadece teminat istenmesi gereken borç için ihtiyati tahakkuk ve haciz uygulaması yapmaktadır.(dipnot) Yani mükellefin diğer borçları varsa bunlar için ihtiyati tahakkuk yapma ve ihtiyati haciz uygulama yoluna gidilmemektedir. Amme Alacaklarının Tahsili Usulü hakkındaki Kanun'un 13/1. maddesi- ne göre teminat istenmesini gerektiren hallerin bulunması, aynı zamanda ihti- yati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulaması için yeterlidir. Teminat istenmesini gerektiren haller ise 6183 Sayılı Kanun'un 9. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; "213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 344 üncü maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359 uncu maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat istenir. Türkiye'de ikametgahı bulunmayan amme borçlusunun durumu amme alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyorsa, tahsil dairesi kendisinden teminat isteyebilir" 6183 Sayılı Kanun'un 13/1. maddesindeki düzenlemeye göre, ihtiyati ta- hakkuka gitmek için önce teminat istemeye gerek yoktur. Teminat uygulama- sında kamu borçlusuna 15 günden az olmamak koşulu ile süre verilmektedir. Fakat teminat istenmesini gerektiren hallerin ihtiyati tahakkuk uygulamasına sebep olması durumunda kamu borçlusuna herhangi bir süre verilmemekte ve doğrudan ihtiyati tahakkukla birlikte ihtiyati haciz uygulanmaktadır. Teminatı gerektiren hallerin mevcut olması nedeni ile teminat alınmışsa ih- tiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasına gitmemek gerekir. Çünkü te- minat ile kamu alacağı güvence altına alındığı için, aynı alacak hakkında aynı amaca yönelik olarak bir başka koruma tedbirinin daha uygulanması, kamu borçlularını gereksiz yere zor duruma sokacaktır. Ancak teminat istenilmesi gereken bir durumun varlığı halinde, gösterilen teminat kamu alacağının ta- mamını karşılayamıyor ise, kamu alacağının teminatla korunamayan kısmı için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yoluna doğal olarak gidilebilecektir. 3.1.2. Borçlunun Belli Bir İkametgâhının Olmaması Medeni Kanun'un 19. maddesinde yerleşim yerinin tanımına yer veril- miştir. Buna göre; Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yerinin olması söz ko- nusu değildir.. Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yeni bir yerleşim yerinin e-
dinilmesine bağlıdır. Önceki yerleşim yeri belli olmayan bir kimsenin veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır Kanun'un 9/2 No.lu bendi Türkiye'de ikametgahı bulunmayan amme borçlularını, 13/2 No.lu bendi ise gerek yurt içinde gerekse yurtdışında ika- metgahı bulunmayan amme borçlularını düzenlemektedir. Söz konusu her i- ki durum da ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz nedenidir. Ancak 9/2 No.lu bent uyarınca önce teminat istenilmesi mümkündür. Yurt dışında ve yurt i- çinde belli bir ikametgahı olmayan kişilerin varlıklarına ise doğrudan ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulanacaktır. İkametgah yerinin bulunmamasının kamu alacağının tahsilinin tehlikeye düşüp düşmeyeceği konusu ile bir ilgisi yoktur. Salt ikametgah yokluğu ihti- yati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasını gerekli kılan bir neden olarak sa- yılmıştır. Diğer taraftan tüzel kişilerde ise ikametgah iş merkezinin bulunduğu yada ana sözleşmede belirtilen yerdir. Tüzel kişilerde de ikametgahın belli olmaması madde hükmünün uygulanabilmesi için yeterli bir kanıttır. 3.1.3. Borçlunun Kaçmış Olması veya Kaçması, Mallarını Kaçırması ve Hileli Yollara Sapması İhtimalinin Olması İhtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz nedenleri arasında takdire en fazla müsait olan bu hükümdür. Eğer borçlu kaçmışsa o zaman sorun yoktur. Ancak borçlunun kaçması, mallarını kaçırması veya hileli yollara sapması ihtimalinin somut bir şekilde tespit edilebilmesi son derece güçtür. Zaten bu nedenle ihtiyati haciz kararının, alacaklı olan amme idaresinin mahalli en büyük memurunca onaylanması şartı belki de en fazla bu gibi hallerin varlığı halinde önem kazanmaktadır. Bu sebebe bağlı olan ve son derece geniş bir takdir hakkı içinde kullanılabilecek olan ihtiyati haciz uygulaması, bugüne kadar fazla yapılmış değildir 3.1.4. Mal Bildirimine Çağrılan Borçlunun Belli Müddet İçinde Mal Bildiriminde Bulunmaması veya Noksan Bildirimde Bulunması Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 13/5. maddesine göre, mal bildirimine çağrılmış olan kamu borçlusunun yedi gün içerisinde mal bildiriminde bulunmaması veya bildirmiş olduğu malın borcuna yetmemiş olması hali, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz sebeplerindendir. Bu halde uygulama alanı bulacak olan ihtiyati haciz, ödeme emrinin konusu olan borçla ilgili değildir. Ödeme emrine konu olan borç, kesin olarak tahakkuk etmiş ve aynı zamanda vadesi de dolmuş olan bir borçtur. Ödeme emrinden sonra borçlu hakkında artık kesin haciz yoluna gidilir. Fakat ödeme emri ile istenen borcu ödemeyen ve mal bildiriminde bulunmayan veya bildirdiği mal borcuna yetmeyen borçlunun, henüz muaccel olmamış diğer borçlarının ödenmesini garanti altına almak ve kamu alacağını korumak için önce ihtiyati tahakkuk yapılmak suretiyle ihtiyati haciz uygulanmaktadır. Diğer bir ifade ile burada ihtiyati tahakkuk, mal bildirimine konu olan amme alacakları için değil, borçlunun henüz tahakkuk etmemiş amme alacakları için yapılacaktır. 3.2. Kamu Alacağının Tahsiline Engel Olunması Durumunda Mü- kellef Hakkında Takibata Girişilmiş Olunması 6183 sayılı kanunun 100'üncü maddesine göre, amme alacaklarının tahsili için haklarında takip muamelelerine başlanan borçlu, kısmen veya tamamen tahsile engel olmak veya tahsili zorlaştırmak amacıyla mallarından bir kısmını veya tamamını, mülkünden çıkararak, telef ederek veya değerinden
düşük göstererek muvazaa yoluyla başkasının üstüne geçirerek varlığını yok eder veya azaltırsa hapis cezası ile cezalandırılır. Mükellef hakkında takibat yapılabilmesi için alacaklı amme idaresinin cumhuriyet savcılığına başvurması gerekmektedir. Kovuşturma borçlunun kesinleşmiş alacakları esas alınarak yapılacağından, ihtiyati tahakkuka konu olan alacaklar, kovuşturma konusu dışında kalan ve tahakkuk etmemiş olan amme alacaklarıdır.yani böyle bir durumda borçlunun, tahakkuku kesinleşmemiş diğer borçları ihtiyaten tahakkuk ettirilmekte ve ardından ihtiyati haciz uygulanmaktadır. Böyle bir uygulamaya gidilmesinin sebebi ise söz konusu takibat yüzünden kamu alacaklısının borçluya karşı olan gü- venini kaybetmesidir. 3.3. Bir Teşebbüsün Muvazaalı Olması ve Gerçekte Başkasına Ait Olduğu Hakkında Delillerin Bulunması 6183 sayılı kanunun 17'nci mad-desinin 3 No.lu bendinde yer alan bu hüküm, vergiye tabi faaliyetlerini paravan firmalar aracılığı ile yürüterek vergi kaçakçılığı yapanların borçlu oldukları amme alacaklarının ko- runmasına yönelik olan bir uygulamadır. Bu hallerde ihtiyati tahakkuk ve buna istinaden yapılacak ihtiyati haciz, muvazalı teşebbüsten (paravan firmadan) vergi ve resim bakımından yararlananların, başka bir ifade ile vergi kaçakçılığını paravan firma aracılığı ile yapanların mal varlığına ko- nulacaktır. Paravan firmanın işleticisi durumunda görülenler zaten varlıklı olmayan kimselerdir. Zaten paravan firmanın yöneticisi görünümüne ge- tirilmelerinin sebebi de varlıklı olmayışlarıdır. Bu durumun mevcudi- yetinde, ihtiyati tahakkuk asıl borçlunun (muvzaalı teşebbüsten yararla- nanların) tahakkuk etmemiş amme borçları için yapılacak ve 18. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca derhal ihtiyati haciz uygulanacaktır 4. İHTİYATİ TAHAKKUKUN UYGULANACAĞI AMME ALACAKLARI 6183 sayılı kanunun 17'nci maddesinde, ihtiyati tahakkukun mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezaları hakkında uygulanabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, madde metninde yazılı hallerden birinin bulunması halinde, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş; a) Gelir vergisi (geçici vergi dahil), b) Kurumlar vergisi (geçici vergi dahil), c) Katma değer vergisi, d) Damga vergisi, e) Özel tüketim vergisi, f) Özel iletişim vergisi, g) Şans oyunları vergisi, h) Banka ve sigorta muameleleri vergisi, ı) Veraset ve intikal vergisi, i) Bu vergilerin gecikme faizi ve vergi aslına bağlı vergi cezaları, hakkında ihtiyati tahakkuk uygulanabilmesi uygun görülmüştür. Gelir ve kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere tarh ve tahakkuk ettirilen geçici verginin asıllarının aranılmayacağı durumlarda, maddenin öngördüğü şartların varlığı halinde ihtiyati tahakkuk, bu vergi için hesaplanan gecikme faizi ve bu vergiye bağlı vergi cezaları için uygulanır.
6183 sayılı kanunun 18'inci maddesi gereğince ihtiyati tahakkuk tutarı, mükellefin maddede sayılan vergi, resim ve cezalarından matrahı belli olanlar üzerinden, geçmiş yıllara ve cari yılın geçen aylarına ait olup matrahı henüz belli olmayan alacaklar açısından ise geçici olarak harici karinelere göre takdir yoluyla tespit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanacaktır. İhtiyaten tahakkuk ettirilecek amme alacakları üzerinden hesaplanarak ihtiyaten tahakkuku verilmesi gereken gecikme faizi tutarının belirlenmesinde, ihtiyati tahakkuk talep yazısının düzenlendiği tarih esas alı- nacaktır. 5. İHTİYATİ TAHAKKUKUN UYGULANMASI VE SONUÇLARI 5.1. İhtiyati Tahakkuk Kararını Verecek Makam 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 17'nci maddesinde sayılı olan hallerin varlığı durumunda vergi dairesi müdürünün teklifi üzerine vergi dairesi başkanlığı kurulan illerde vergi dairesi başkanı, diğer illerde defterdar, mükelleflerin henüz tahakkuk etmiş vergileriyle bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebilirler. Vergi dairesi müdürü bu emri derhal tatbik eder. İhtiyati tahakkuk talepleri 5345 sayılı kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili ge- lir idaresi grup müdürü ve/veya müdür tarafından yazılı olarak yapılacak, bu talepler vergi dairesi başkanı tarafından uygun görülmesi üzerine, ihtiyati ta- hakkuk işlemleri ilgili gelir idaresi grup müdürü ve/veya müdür tarafından derhal yerine getirilecektir. 5.2. İhtiyati Tahakkuk Uygulama Süresi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 17. maddesinde ihtiyati tahakkukun uygulanması hususunda herhangi bir süre belirtilmemiştir durumdadır. Bu nedenle de belirtilen hallerin mevcut olması durumunda ihtiyati tahakkuk derhal uygulanır 5.3. İhtiyati Tahakkukun Sonuçları Haklarında ihtiyati tahakkuk işlemi uygulanan mükelleflerin vergi, re- sim ve cezalarından matrahı belli olanlar, hesap edilen miktar üzerinden derhal tahakkuk ettirilir. Geçmiş yıllara ve cari yılın geçen aylarına ait matrahı henüz belli olmayan vergi, resim ve cezaları geçici olarak ve harici karinelere göre takdir yolu ile tespit ettirilen matrahlar üzerinden hesaplanır. Böylece hesaplanan vergi, resim ve bunların zam ve cezaları derhal tahakkuk ettirilir. Bu esasa göre tahakkuk eden vergi ve resimler ve bunların zam ve cezaları, ka- nunlarına göre ödeme zamanları gelmeden tahsil olunmaz. Ancak bunlar için derhal ihtiyati haciz uygulanır. Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkasına ait bulunduğu hakkında deliller elde edilmesi halinde, ihtiyati ha- ciz, muvazaalı teşebbüsten vergi ve resim bakımından faydalananların malları hakkında uygulanır. İhtiyati tahakkuk uygulaması ile ilgili geçici takdirler, talep tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde, takdir komisyonları tarafın- dan yapılır 6. İHTİYATİ TAHAKKUKUN DÜZELTİLMESİ İhtiyati tahakkukun düzeltilmesi, 6183 sayılı kanunun 19. maddesinde dü- zenlenmiştir. Madde hükmü ile ihtiyati tahakkukun düzeltilerek özel kanun- lara göre oluşan normal tahakkuka
dönüştürülmesi amaç edinilmiştir. Bilin- diği gibi ihtiyati tahakkuk kendisini izleyen ihtiyati hacizle birlikte tahsili tehlikeye düşen amme alacağının güvenceye alınması için geliştirilen önlemler dizisinin ilk adımını oluşturmaktadır. Bu önlemler ivedilikle alındığı için hataya düşme olasılığı her zaman mümkün olmaktadır. İşte söz konusu bu hüküm geçici tahakkuk işlemleri sırasında hataya düşülürse, bu hataların düzeltilmesini öngörmektedir. Özel kanuna göre tahakkuk yapıldıktan sonra, eğer ihtiyati tahakkukla özel kanun uyarınca yapılan tahakkuk arasında fark olursa, bu fark özel kanuna dayanan tahakkuk esas alınarak düzeltilir. Örneğin; ihtiyati tahakkuk kurumlar vergisi ile ilgiliyse, kurumlar vergisi beyannamesi verildikten sonra düzeltme yapılacaktır. Ancak düzeltmenin yapılabilmesi için beyannameye dayanan tarhiyatta verilen beyannamenin incelenerek kabul edilmiş olması gerekmektedir. Bu konuya yönelik incelemenin, dönem beyannamesinin verildiği tarihten başlayarak en geç iki ay içinde tamamlanması gerekmektedir. Bu süre içerisinde inceleme yapıl- mazsa artık düzeltme yapılamaz. Ayrıca yine düzeltmenin yapılabilmesi için; dava konusu yapılmış tarhiyatta kesinleşmenin vuku bulması, Danıştaya baş- vurulmuş ise de Danıştaydan kesin kararın çıkması gerekmektedir 7. İHTİYATİ TAHAKKUKA İTİRAZ 6183 sayılı kanunun 20. maddesinde, haklarında ihtiyati haciz üzerine ihtiyati tahakkuk uygulananların, ihtiyati tahakkukun sebeplerine ve miktarına karşı itiraz edebilecekleri düzenlenmiştir. Ancak ihtiyati tahakkuk kararının tek başına davaya konu edilebilmesi için, ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haczin uygulan-mış olması gerekmektedir. İhtiyati tahakkuka itiraz, ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulamış olan alacaklı tahsil dairesine ait vergi davası işlerine bakan, vergi mahkemesinde dava açılması suretiyle yapılır. Dava açma süresi ise; ihtiyati haczin uygulanması, gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. İhtiyati hacze itirazda sadece ihtiyati haciz sebeplerine itiraz edilebildiği halde, ihtiyati tahakkuka itirazda ihtiyati tahakkukun hem sebeplerine hem de miktarına itiraz edilebilmektedir. İhtiyati haciz, tahakkuku itibarıyla ke- sinleşmiş kamu alacakları ile ilgili olduğundan miktar anlaşmazlığı zaten söz konusu olmayacaktır. Diğer bir ifade ile ihtiyati hacze karşı dava açıldığında sadece haciz sebeplerine itiraz edilebilecek, fakat ihtiyati tahakkuka karşı dava açıldığında, ihtiyati tahakkukun miktarına, sebeplerine ve ihtiyati haczin sebeplerine itiraz edilebilecektir. İhtiyati tahakkuk sebebiyle ihtiyati haciz uygulamasına karşı dava açıldığı takdirde, dava dilekçesinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkukun her ikisine birden itiraz edildiğinin bildirilmesi gerekmektedir. İhtiyati tahakkuka karşı yapılan itiraz vergi mahkemesi tarafından haklı bulunsa dahi, ihtiyati tahakkuk ancak, Danıştayda dava açma süresinin sonunda veya Danıştaya gidildiği takdirde Danıştay tarafından nihai kararın verilmesinden sonra kaldırılabilir SONUÇ 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile düzenlenen ve kamu alcaklarının tahsilinin güvence altına alınmasını sağlayan yollardan biri olan ihtiyati tahakkuk müessesesinin ihtiyati hacizle birlikte uygulanması oldukça büyük önem taşımaktadır. İhtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz müesseseleri yoluyla kamu alacaklısı alacağının tehlikeye girmesi durumu söz konusu
olduğunda, tahsil aşamasını beklemek ve bu bekleyişin sonunda tahsil gerçekleşmez ise cebri icra yoluna gitmek yerine, alacak henüz tahakkuk etmeden ihtiyaten tahakkuk ve haciz yapmak suretiyle güvence altına alabilmektedir. Ayrıca kamu borçlusu tarafından, kamu alacağını koruyan bu gibi yol- ların varlığının bilinmesi de kamu borçlarının kötü niyetli davranışları üzerinde caydırıcı etki oluşturacak ve borçlarını zamanında ve eksiksiz ödemesinde etkili olacaktır. KAYNAKÇA BAĞDINLI, İ.Halil, "Katma Değer Vergisi İadelerinde İhtiyati Haciz Uygulaması", Vergi Sorunları, Sayı 147, 2000. BİLİCİ, Nurettin, Vergi Hukuku, Güncelleştirilmiş 11. Baskı, Seçkin Kitapevi, Ankara 2005. BOZDOĞAN, Mine Nur, "6183 Sayılı Kanun Hakkında Haciz Uygulama- sında İstihkak İddiasının İncelenmesi ve Değerlendirilmesi", Vergi Sorunları, Sayı 168, Eylül 2002. ÇELİK, Abdullah, "İhtiyati Haciz Hangi Hallerde Uygulanabilecektir?", Yaklaşım, Sayı 126, 2003. DOĞAN, Salih, "Vergi Hukuku Ders Notları", http://www.mukellefgazetesi.com.tr/cgibin/goster.pl?id=4552. GÜLSEVEN, Mustafa, Açıklamalı-İçtihatlı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999. KARAKOÇ, Yusuf, Genel Vergi Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 3. Baskı, Ankara 2004. KARAKOÇ, Yusuf, Genel Vergi Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 3. Baskı, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004. KAYA, Mehmet, "Katma Değer Vergisinin İadesi Konusunda 84 Seri Numaralı KDVK Genel Tebliği İle Yapılan Düzenlemeler", http://www. kabiline.com/ docs/aatax/article/ kdv_duzen.doc. KIZILOT, Şükrü-ŞENYÜZ, Doğan-TAŞ, Metin-DÖNMEZ, Recai, Vergi Hu- kuku, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2006. KUMKALE, Ruknettin, Vergi Sözlüğü, 1. Baskı, Şubat 2001. ÖNCEL, Mualla-KUMRULU, Ahmet-ÇAĞAN, Nami, Vergi Hukuku, Göz- den Geçirilmiş 21 Nisan 2006 Tarihli Değişiklikleri İşlenmiş 13. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara Mayıs/2006. ÖZBALCI,Yılmaz, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ocak 2002.. ÖZDEMİR Muhammer, "İhtiyati Haciz Müessesesi", http://www. alomaliye. com/2007/muhammer_ozdemir_ihtiyati_haciz.html. ŞİMŞEK, Edip, Güncelleştirilmiş ve Genişletilmiş Açıklamalar ve İçtihatlarla Amme Alacakları Tahsil Usulü Şerhi, İkinci Baskı, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 1996. TOSUNER, Mehmet-ARIKAN Zeynep, Vergi Usul Hukuku, Gözden Geçirilmiş Yeni Baskı, İlkem Ofset, İzmir 2006. ÜSTÜN, Ümit Süleyman, "Kamu Alacaklarının Korunması Bakımından İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tahakkuk Kurumlar-I", Vergi Sorunları, Sayı 187, Nisan 2004. ÜSTÜN, Ümit Süleyman, "Kamu Alacaklarının Korunması Bakımından İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tahakkuk Kurumlar-II", Vergi Sorunları, Sayı 188, Nisan 2004. Vergi Portalı, "İhtiyati Haciz", http://www.vergiportali.com/kcontent.aspx?id=539. ARSLAN, Mehmet, Vergi Hukuku, Güncelleştirilmiş 5. Baskı, Yaklaşım Ya- yıncılık, Ankara 2006. http://www.malihaber.com/moduls.php?name=mevzua