Mehmed Birgivî (Balıkesir, 27 Mart 1523 - Birgi, 21 Eylül 1573)



Benzer belgeler
AKADEMİK YILI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

Dersin Optik Kodu. Ders Dur. (Z/S) Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Dersin Optik Kodu. Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Ders Dur. (Z/S) Dersin Adı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DERSLER KATALOĞU. Dersin Optik. Kredi AKTS. Ulus.

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM FORMASYONLU İLAHİYAT MÜFREDATI (ILY)

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

1- el-kavaidul- esasiyye lil- Lugatil-arabiyye (Arapça), Seyyid Ahmet el-haşimi.

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GÜZ DÖNEMİ SINAV PROGRAMI

Osmanlı Döneminde Hisabu s-sittinî

DEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI İLAHİYAT BÖLÜMÜ I. SINIF I. & II. ÖĞRETİM BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 3 Sayı:4 Yıl:2000 BALIKESİR'Lİ BİR OSMANLI AYDINI: İMAM BİRGİVÎ

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İLAHİYAT LİSANS PROGRAMI (YENİ, VE SONRASI)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Değerli İlim Talibi, Kadın erkek her Müslüman ın hayatını İslamin kuralları çerçevesinde idame ettirerek ebedi saadete yelken açması, İslam dininin

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI (FORMASYON DERSLERİ EKLENEREK GÜNCELLENMİŞ HALİ)

ilam AKADEMi Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı İlmi Araştırmalar Merkezi

Sadrettin Gümüş, Seyyid Şerîf Cürcânî ve Arap Dilindeki Yeri, İstanbul: Fatih Yayınevi Matbaası, 1984, 211 s. Murat Dinler*

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI ARA SINAV PROGRAMI

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Birinci İtiraz: Cevap:

BİR MUHALEFET OLARAK İMAM BİRGİVÎ VE SOSYAL HAYATA ETKİLERİ

İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YIL SONU (BÜTÜNLEME) SINAV PROGRAMI SINAV YERİ :

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

ADANA İL MÜFTÜLERİ ( ) GÖREVDEN AYRILDIĞI TARİH Mehmet Hüsnü EREN Adana, 1870 Medrese

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

GÜZ DÖNEMİ DERS PROGRAMI II.Ö/İLA.7.YY. İstanbul Üniversitesi / İlahiyat Fakültesi I.Ö/ 7 ve II.Ö/1 I.Ö/8 ve II.Ö/2 II.Ö/ 4.

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Konu Anlatımlı Diyanet Yeterlik Kitabı - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Şerhu l-fâtiha ve ba zı sûreti l-bakara

HİZMETE ÖZEL. T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire Halit Özkan

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Şeyhülislamlar kaynakçası

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Tel: / e-posta:

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ALİ FUAT BİLKAN Fakihler ve Sofuların Kavgası

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Transkript:

Mehmed Birgivî (Balıkesir, 27 Mart 1523 - Birgi, 21 Eylül 1573) Alim, dilci ve müderris. Tam adı Şeyh Muhyiddin b. Pir Ali b. İskender el-rûmî el- Birgivî'dir. İlk tahsilini müderris olan babası Ali Efendi'nin yanında yaptı; ondan Arapça, mantık ve diğer bazı temel ilimleri okudu. Bu arada Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. Yüksek tahsil yapmak üzere babası tarafından İstanbul'daki Fâtih Semâniye Medresesine gönderildi. Öncelikle Mahmut Paşa Medresesi müderrislerinden Küçük Şemseddin Efendi'den (öl. 1550-1551) ilim tahsil etti. Daha sonra devrin meşhur müderrislerinden Ahi-zâde Mehmed Efendi (öl. 1566-1567) ve Kızıl Molla lakabıyla meşhur Kazasker Abdurrahman Efendi'den (öl. 1575) ders aldı. Tahsilinin ardından îcâzet alarak müderrislik yapmaya hak kazandı. Hocası Abdurrahman Efendi'nin yanında ihtisâsını tamamladıktan sonra bazı İstanbul medreselerinde bir müddet müderrislik yaptı. Rumeli Kazaskerliği vazifesini yürüten hocası Abdurrahman Efendi'nin aracılığıyla Halep ve Edirne'de dört yıl süreyle kassâm-ı askerîlik vazifesinde bulundu. Bu süre zarfında da ders okutmaya devam etti. Bu arada câmilerde vaaz veriyor, eserlerini kaleme alıyordu. Hem vaazlarında hem de eserlerinde halkı, selefî akideye davet ediyor; Kitâb ve Sünnet'e uymaya, bid'atlerden kaçınmaya çağırıyordu. Ona göre, zamanında bid'atler ve bâtıl inanışlar yaygın hale gelmiş; rüşvet gibi hastalıklar, kadılık müessesesi ve medrese başta olmak üzere toplumun her tabakasına yayılmıştı. Bu durumdan büyük üzüntü duyan Mehmed Birgivî, toplumda yanlış olduğuna inandığı her şeyi tenkit etti. Öyleki, zamanın Şeyhülislâmı Ebusuûd Efendi, İmâm Züfer'in görüşüne dayanarak, para vakfetme hususunda cevâz verince, Mehmed Birgivî, Şeyülislâm ile onunla aynı görüşü paylaşan Kâdî Bilâl-zâde'ye karşı, İnkâz el-hâlikîn, İnkâz el-naîmîn ve el-seyf el-sârim gibi eserler kaleme aldı. Bu eserlerin sonuncusunda Şeyhulislam ve Kâdî'yı sert bir dille eleştirdi. Ancak uyarılarının ne halk ne de devlet erkanı üzerinde hiç bir yararı olmadığı inancıyla ve kendi ruhunu da kötülüklerden korumak ümidiyle kassâm-ı askerîlik görevinden ayrıldı ve İstanbul'a gelip Bayrâmîye tarikatı şeyhlerinden Abdullah Karâmânî'ye (ö. 1564-1565) intisâb etti. Şeyhinin talebiyle bir ara geri dönerek Edirne'de kassâm-ı askerîlik görevi sırasında aldığı paraları hak sahiplerine dağıtarak helallik istediği ve şeyhinin rızasını kazandığı rivâyet edilir. Şeyhine tam bir teslimiyetle hizmet etmesine rağmen mantık bilgisi karşılaştığı her meselede Mehmed Birgivî'yi Kur'an ve Sünnet'ten delil aramaya itiyordu. Bunu hisseden Şeyhi, ondan tedris hayatına dönmesini ve insanlara iyiliği emredip kötülükten menetmesini istedi. Bu arada Sultan II. Selim'in hocası Birgili Atâullah Efendi'nin (öl. 1571) Birgi'de yeni inşa ettirdiği medreseye Şeyhinin aracılığı ve 1

Atâullah Efendi'yle aralarındaki muhabbet sayesinde müderris tayin edildi. İlmî iktidârı şöhret bulunca Osmanlı Ülkesinin dört bir yanından talebeler Birgi'ye akın etti. Ömrünün geri kalan kısmını burada telif, tedris ve halkı aydınlatma faaliyetleri içinde geçirdi. Bir İstanbul seyahati sırasında yolda veba hastalığına yakalanarak 52 yaşında vefat etti. Kabrinin üzerine türbe yapılmamasını bizzat vasiyet eden Mehmed Birgivî'nin kabri, Birgi ilçesinin kuzey doğusunda Kameryaylası yolu üzerinde Namazgâh yakınında bulunmaktadır. Kabri bugün bile, özellikle Mayıs ve Haziran aylarında ziyaret edilmektedir. Birgilû, Birgili, Mehmed Çelebi yahut İmâm Birgivî diye tanınan Mehmed Birgivî, eserleri yanında, kendi çizgisini devam ettiren ve Osmanlı-Türk bilgi hayatı için önem arzeden talebeler de yetiştirmiştir. Bu öğrenciler arasında, özellikle, oğlu Fazlullah Efendi (ö. 1622-1623), Akşehirli Hoca-zâde Abdünnâsır Efendi (ö. 1582), Avlamışlı Muslihiddin Efendi ve Kâdî-zâde Mehmed Efendi (ö. 1635-1636) zikredilebilir. Bütün kaynakların güzel ahlak ile düşüncelerinde ve eylemlerinde sâmimiyet sıfatlarını atfettikleri Birgivî'yi "ilimle takvayı cemetmiş, zâhiren ve bâtınen mükemmel bir hale gelmiş, vakar ve temkin ile muttasıf, faziletli bir kişi" cümlesiyle özetlemek mümkündür. Bildiği doğruyu her mekanda ve her fırsatta, ilmî ve edebî çerçevede dile getirmekten kaçınmamıştır. Kendisine maddî imkanlar sağladığı halde Atâullah Efendi'yi, Sadrazam ve Şeyhülislamı rahatsız etmesi sebebiyle uyarması, Sokullu Mehmet Paşa'ya memleketteki adaletsizliklerin giderilmesi için nasihatte bulunması, dönemin güçlü ismi Şeyhülislâm Ebu's-Suûd Efendi'yle bazı ilmî konularda tartışması, hatta çatışması bu duruma örnek olarak verilebilir. Birgivî'nin diğer bir özelliği de, yaşadığı dönemin meselelerine kafa yorup, bunlarla ilgili olarak çözüm üretmeye çalışmasıdır. Bu sebeple eserleri, yaşadığı dönemin sosyal yapısına ışık tutmaları açısından ayrı bir önemi haizdir. Ele aldığı konuların yanısıra geniş kitlelere hitab edebilmiş olması eserlerinin hemen her devirde büyük ilgi görmesine sebep olmuştur. Birgivî'nin "İtikat, ibadet ve ahlak'a dair herkes için lüzumlu" addettiği meseleleri özetlediği Vâsiyet-nâme adlı eserini "faydası umûmî olsun diye", "herkesin anlayabileceği bir şekilde" Türkçe telif etmesi, eserin halk nazarında meşhur ve muteber bir el kitabı haline gelmesinde birinci etmendir. İstek üzerine bu eserini Arapçaya da tercüme etmiştir. Çok ilgi gören diğer bir eseri el-tarîkat el- Muhammediyye'yi ise Arapça telif etmesi "bütün müslümanların istifade etmesi"ni hedeflemek olarak yorumlanabilir. Eserin, şerh, hâşiye ve tercümeleriyle birlikte senelerce Osmanlı-Türk dünyası ile Orta-Asya ve Hind bölgesindeki câmi ve medreselerde, selefî çizgi çerçevesinde okutulması bu durumu teyid eder. Öyleki 2

eser, XVI. yüzyıl boyunca Osmanlı-İstanbul düşünce ve siyâsî hayatında önemli bir yeri olan Kâdî-zâdeliler hareketinin de el kitabı olmuştur. Birgivî, "herkesin anlayabileceği bir şekilde" bazı eserlerini Türkçe telif etmesi yanında Arapça'nın öğretilmesi konusu üzerinde önemle durur. Bunun nedeni, selefî bir yönelime sahip olmasıdır. Çünkü bir selefî için dinin iyi anlaşılması demek, o dinin ana metni olan Kur'an ve Hadis'in iyi anlaşılması demektir. Sahih bir dil bilgisi sahih bir din anlayışı için zorunludur. Dolayısıyla Birgivî'nin Arapça konusundaki hassasiyeti, Osmanlı-Türk Devleti'nin siyâsetine paralel şekilde, "bizatihi Arapça öğrenme" anlayışından daha çok, "Kur'an'ı daha iyi anlamak" kaygısından kaynaklanır. Bunun yanında tarihî süreç içerinde teşekkül etmiş dinî ilimleri tedris etmenin yolu Arapçayı öğrenmekle mümkündür. Nitekim Osmanlı medreselerinde dil ilimleri, yüksek ilimleri (ulûm-i â'liyye) tahsil için okutulan alet ilimleri olarak (ulûm-i 'âliyye) kabul edilmiştir. Bu nedenle, Birgivî, Arapça'yı öğretmek amacıyla medresedeki öğretmenlik tecrübesinden de istifâde ederek, talebelerin ihtiyacı doğrutusunda "muhtasar ve müfid" filolojik eserler kaleme almıştır. Müellifin bu türde telif ettiği eserlerindeki gaye ilmini göstermek değil, tersine Türkçe konuşan talebelere, Arapçanın öğretimidir. Bunun için kaleme aldığı dil eserlerinin ana özelliğini, hatta hedefini "nahvi veciz bir şekilde özetleyerek mübtedilerin kolaylıkla ezberleyebileceği tarzda kâide manzumesi olarak sunmak" şeklinde özetlenebilir. Özellikle, asırlar boyu, Osmanlı-Türk medreselerinin Arapça konusunda baş kaynaklarından olan Avâmil ile onun şerhi mahiyetindeki İzhâr adlı eserleri, içeriklerinin mürettep ve meseleleri sunmadaki ustalıkları yanında talîmî (pedagojik) esaslar ihtiva eden örneklemeleriyle de haklı bir şöhret kazanmışlardır. Öyleki, modern dönemde, yeni tarz dil eğitim yöntemlerine uymadıkları gerekçesiyle resmî eğitimde terk edilen bu eserler, günümüz Türkiye Cumhuriyeti'nde Arapça eğitiminde hala el kitabı olma özelliklerini korumaktadırlar. Fıkıhta Hanefî, itikadda Matûridî mezhebine bağlı olan Birgivî, vaaz ve eserlerinde, bidatlere ve hurafelere karşı selefî bir din anlayışını öne çıkarmakta, hatta savunmaktadır. O da selefi İbn Teymiye gibi, "halk İslâmı"na, bidatlere ve tasavvufî tarikatlara karşı önemli eleştirilerde bulunmuştur. Eleştirileri, ilmî - edebî çerçevede ve ehl-i sünnet çizgisi dâhilinde olmuştur. Ayrıca, sözlü ve yazılı olarak yaptığı bu eleştiriler hiç bir zaman kendi sağlığında bir güç haline dönüşmemiştir. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta Birgivî'nin, kendisinden sonra ve özellikle modern dönemde zannedildiği gibi tasavvuf karşıtı bir isim olmadığıdır. Bunun en önemli delili bizzat kendisinin biyografisinin ilk dönem kaynaklarda "meşâyıh" bölümlerinde incelenmesidir. Bu kaynaklarda tasavvufî ünvanlarla yad edilen Birgivî'nin eleştirileri, 3

daha sonra Abdülganî Nabulsî'nin (öl. 1731) de ifade ettiği gibi, ehl-i sünnet çizgisindeki tasavvufa değil, kendisinin de eserlerinde "müteşeyyih = şeyh geçinenler" şeklinde isimlendirdiği şahısalara yöneliktir. Nitekim bizzat kendisi savunduğu İslâmî anlayışı ve ahlakı bizzat kendi nefsinde, zâhidâne bir şekilde yaşamıştır. Bundan dolayıdır ki başta öğrencileri olmak üzere çevresi üzerinde tesiri büyük olmuş, hatta ölümünden sonra bile etkisi, Davûd Karsî, Ömer İzmîrî, Saçaklızâde Maraşî ile eserlerine onlarca şerh ve hâşiye yazan alimler eliyle devam etmiştir. Mehmed Birgivî'nin ölümünden sonra Kâdî-zâde Mehmed (öl.1635) ve öğrencileri ile daha sonra Vânî Mehmed Efendi (öl. 1685), Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'da, Birgivî'nin fikirlerini esas alan dînî-siyâsî bir hareket oluşturdular. Bu hareketin halk ve bazı devlet erkanı üzerinde tesiri büyük oldu. Bundan güç alan hareket ve taraftarları dinde bid'at kabul ettikleri unsurları ve başta İbn el-arabî'nin vahdet-i vücûd nazarî irfânî öğretisi ile diğer tasavufî anlayışları tenkit ettiler. Bu tenkid daha sonraları İstanbul'da bulunan tasavvuf merkezlerine saldırı ve hatta onlarla çatışmaya varan boyutlara ulaşmıştır. Kaynağını Birgivî'nin fikirlerinde bulan bu hareket Osmanlı tarihinde "Kadızadeliler Hareketi" olarak isimlendirilmekte; mensuplarına da fukaha (fakihler) denmektedir. Karşılarında bulunan Sivâsîler ise isimlerini Şems-i Sivâsî'nin İstanbuldaki halifesi Sivas'lı Abdulmecid Efendi'den almıştır. Kadızadeliler hareketi, XVII. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı Devleti merkezinde en etkili dînî- siyâsî hareket olmuştur. Bu yüzyıldan sonra sosyal tesirinin azalmasına rağmen Birgivî'nin eserlerine şerh, hâşiye ve talik yazımı şeklinde yazılı olarak devam etmiştir. Bugün bile Mehmed Birgivî Efendi, selefî İslam anlayışını kuvvetli bir temsilcisi olarak kabul edilmekte ve eserleri okunmakta, incelenmektedir. Eserleri: Birgivî'nin Arap dili, tefsir, hadis, fıkıh, ahlak-tasavvuf, âkâid, kelam, mev'ıze gibi sahalarda, Arapça ve Türkçe olmak üzere altmışa yakın eseri tesbit edilebilmiştir. Şerh, hâşiye, talik ve küçük risaleler şeklinde olan eserlerinin en önemlileri şu şekilde sıralanabilir: A. Arap dili: 1. el-avâmil (A): Arap dilinin cümle yapısı hakkında muhtasar bir risaledir. Abdülkâhir Curcânî'nin (öl. 1081) Avâmil adlı eseriyle karıştırılmasını önlemek amacıyla Avâmil-i cedîd olarak da bilinir. İzhâr el-esrâr adlı nahiv kitabının özeti mahiyetindeki bu risale İzhâr'la birlikte Osmanlı-Türk medreselerinin baş kaynağı olmuştur. Eserde, âmil - ma'mûl ilişkisine göre inşâ edilen Arap dili sentaksı üç ana başlık altında yüz konu olarak ele alınmaktadır. Birinci başlıkta altmış âmil, ikinci başlıkta altmış ma'mûl, üçüncü başlıkta ise on maddede irab işlenmektedir. Kısaca mantık bilimine dayalı olarak Arap dili sentaksı "etkileyen", "etkilenen" ve 4

"etki" açısından incelenmiştir. Kâtip Çelebi bu tür en eski Avâmil kitabının İbn Fâris'e (öl. 1004-1005) ait olduğunu; bu eseri de sırasıyla Curcânî (öl. 1081) ile Kayravânî'nin (öl. 1086-1807) konu ile ilgili kitaplarının takip ettiğini belirtir. Konuların muhtasar ve müfid bir yolla işlendiği Avâmil, amelî (pratik) ve talîmîdir (pedagojik). Bu sebeple tarih boyunca üzerine otuzu aşkın şerh yazılmış Türkçe'ye tercüme edilmiş; ayrıca kırk civarında baskısı yapılmıştır. 2. İzhâr el-esrâr (A): Didaktik bir gayeyle Arap dili sentaksı hakkında tasnif edilmiş Avâmil'in şerhi niteliğinde bir eserdir. Buna rağmen meseleleri ayrıntılara ve nahivciler arasındaki ihtilaflara girmeden Arap dilini yeni öğrenenlere hitab edecek şekilde ele almıştır. Birgivî'nin bizzat "her muribin en çok ihtiyaç duyduğu şeyler hakkında kaleme alnımış bir risaledir" diye tavsif ettiği İzhâr, Osmanlı-Türk dünyasında Arapça öğrenen her talebenin ana kaynağı haline gelmiştir. Bu sebepledir ki sadece İstanbul Yazma Kütüphanelerinde yüzden fazla yazma nüshası mevcuttur. Ayrıca yalnızca Osmanlı döneminde kırkdan fazla baskısı yapılmıştır. Bu esere şerh, hâşiye, ta'lik, tercüme, irab vb. şeklinde yapılan kırka yakın çalışma mevcuttur. Bu şerhlerden Kuşadalı Mustafa b. Hamza'nın (öl. 1085) Netâic el-efkâr'ı, Avlamışlı Muslihiddin Efendi'nin Keşf el-esrâr'ı ile Davud Karsî'nin (öl. 1160)'nin yazdığı şerh en meşhurlarıdır. 3. İmtihan el-ezkiyâ (A): Kâdî Beyzâvî'nin (öl. 691) Lubb el-elbâb fî ilm el-irâb adlı eserinin şerhidir. Birgivî eseri, onu okumakta zorlanan talebelerinin isteği üzerine şerh etmiştir. Ezkiyâ, Avâmil ile İzhâr derecesinde olmamakla beraber dikkatleri çekmiş, üzerine pek çok hâşiye yazılmıştır. Yazma kütüphanlerinde elliye yakın nüshası bulunan eser, ayrıca beş defa basılmıştır. Ayrıca bizzat Birgivî'nin bu eserine bir talikatı vardır 4. Kifâyet elmubtedî (A): Arap dilinin kelime yapısına (sarf) dair olan bu eserin, yazma kütüphanelerinde, yirmiyi aşkın nüshası nüshası tesbit edilmiştir. Ayrıca üç baskısı mevcuttur. Yıllarca tedris edilen bu kitaba bir çok şerh yazılmakla birlikte, en önemlileri arasında, Kuşadalı Ahmet Efendinin Gâyet el-mubtedî, Mehmed Sıddıkî'nin Husn el-inâye bi el-kifâye'si, Hasan Ferhad Uskubî'nin el-inâye fî Şerh elkifâye fi el-tasrîf'i sayılabilir. Bunlardan başka Birgivî'nin İm'ân el-enzâr ve el-emsilet el-fadliyye adlı iki sarf kitabı ile ikinci esere şerhi ve hâşiyesi mevcuttur. B. Ahlak - Tasavvuf ve Akaid: 1. el-tarîkat el-muhammediyye ve el-sîret el- Ahmediyye (A): İçinde din, ahlak ve tasavvuf konularının işlendiği çok tanınmış bir eserdir. Birgivî'nin, Hanefî - Maturidî çerçevesinde Ehl-i sünnet itikad esaslarını ortaya koyduğu bu kitabı üzerine, özellikle, XVII. yüzyılda Kâdî-zâdeliler ile Sivâsîler arasında cereyan eden tartışmalara meydan vermesi nedeniyle, lehte ve aleyhte şerh, tercüme, ihtisar gibi Osmanlı-Türk dünyası, Arap ülkeleri ile Orta-Asya Türk dünyası ve Hind bölgesinde pek çok çalışma ortaya konmuştur. Onüçten fazla baskısının yapıldığı eserin sadece İstanbul Yazma Kütüphanelerinde ikiyüzü'ü aşkın 5

yazma nüshası mevcuttur. Bu rakamlar eserin geçmişte ne denli rağbet gördüğünün delilidir. Burada, özellikle, Birgivî'nin talebelerinden Akşehirli Hocazade Abdunnasır'ın (öl. 1582) isteği üzerine telif ettiği şerhi; torunu Kazasker İsmetî Mehmet Efendi'nin (öl. 1665) Arapça bilmeyenlerin de istifadesine sunmak üzere yaptığı tercüme; ve devrinin büyük alimlerinden Abdulgânî en-nabulsî'nin (öl. 1731) el-hadîkat el-nediyye Şerh el-tarîkat el-muhammediyye adlı şerhi zikredilebilir. Ayrıca Kâtip Çelebi'nin de ifade ettiği gibi, Kayserili Mehmed Remzî Efendi'nin (öl. 1718) Kunûz el-rumûz adlı üç ciltlik şerhi ile bu şerhe yazdığı üç küçük ciltlik Rumûz el-kunûz adlı hâşiyesi eser üzerine kaleme alınan en güzel çalışmalardan birisidir. Eser, bin dokuz yüz yetmişli yılların sonunda günümüz Türkçesine de aktarılmıştır. 2. Cilâ el-kulûb (A): Sultan II. Selim'in hocası Atâullah Efendi'nin isteği üzerine yazılmış olan eser nasihat ve vaazdan mürekkeptir. İstanbul Yazma Kütüphanelerinde yüze yakın nüshası olan eseri (bkz. Şehit Ali Paşa, nr 1477, 60 yaprak, müellif nüshası), İshak b. Hasan Tokadî, Zîyâ el-kulûb, Abdusselâm Kayserî de Şîfâ el-kulûb adlarıyla şerhetmiştir. 3. Vâsiyet-nâme (T): Birgivî'nin Türkçe telif ettiği birkaç kitaptan birisi olan eser muhtasar bir ilmihal ve ahlak kitabı hüviyetindedir. Müslüman-Türk toplumlarınca büyük ilgi gören eser, Türk halkının itikâdî anlayışına şekil veren eserlerden kabul edilebilir. Bizzat müellifi tarafından el-risâlet el-i'tikâdiyye adıyla Arapçaya tercüme edilen eser üzerine pek çok şerh kaleme alınmıştır. Ayrıca müteaddit baskıları yapılan eser, Toktamışoğlu tarafından Kazan Türkçesine, Fransız müsteşrik Garcin de Tassy tarafından da Exposition de la foi musulmane (İslam İmanının Açıklanması) adıyla Fransızcaya tercüme edilmiştir. Fransızca tercüme, izahlarla birlikte 1822'de Paris'de basılmıştır. Birgivî'nin ayrıca, ahlak - tasavvuf ve akâid alanına sokabileceğimiz, Risâlet el-tevhîd, Kitâb el-irşâd fî el-akâid ve el-ibâdât, Muaddil elsalat, el-kavl el-vasît beyn el-ifrât ve el-tefrît gibi bir çok eseri mevcuttur. C. Fıkıh: 1. İnkâz el-hâlikîn (A): Eser, Birgivî'nin döneminde yaygın hale gelmiş olan parayla Kuran-ı Kerim okutmanın ve para vakfetmenin yanlışlığına işaret etmek amacıyla 1560'da telif edilmiştir. Bir takım ilmî münakaşalara sebebiyet veren bu risale, bizzat müellifi tarafından Türkçe'ye aktarıldığı gibi Tarikatçı Emir adıyla meşhur Seyyid Abdullah (ö. 1730-1731) tarafından da şerh ve tercüme edilmiştir. Ayrıca müellifin bu risalenin bazı bölümlerini daha kapsamlı açıkladığı bir de hâşiyesi mevcuttur (Süleymaniye Ktp. Serez, nr. 3832 yaprak 1b-3a). 2. İkaz el-nâimîn ve ifhâm el-kâsirîn (A): İnkâz el-hâlikîn adlı eserinde dile getirdiklerini anlamayanlara yönelik olarak 1565'de telif ettiği bu risâle diğer risaleleriyle birlikte İstanbul'da iki defa basılmıştır. Eserin, Ebu's-Suûd Efendi'ye cevap olmak üzere yazıldığı söylenmektedir (KZ, I, 214). Ayrıca bu esere, kendisine yapılan itiraz ve tenkidlere cevap verdiği bir hâşiyesi mevcuttur. 3. el-seyf el-sârim fî adem cevâz vakf el-menkûl ve el-derâhîm 6

(A): Bu eser, Birgivî'nin Ebu's-Suûd Efendi'nin para vakfının caiz olduğunu ispat için yazdığı risâleye cevabıdır. 4. Zuhr el-muteehhilîn ve el-nisâ fî tarif el-ethâri ve el-dimâ (A): Kadınların özel halleriyle ilgili olan bu risâlenin İstanbul Yazma Kütüphanelerinde elliyi aşkın nüshası vardır. Çok okunmuş ve hatta tedris edilmiştir. Risâle üzerine İshak b. Hasan Tokadi (öl. 1688-1689) ile meşhur Hanefî fakihlerinden İbn el-abidîn (öl. 1836/37) şerh kaleme almışlardır. Mehmet Cemal Öğüt, eseri, Kadın İlmihali adıyla Türkçe'ye tercüme etmiş (1947) ve üç baskı yapmıştır. Birgivî'nin bu eserlerin dışında fıkh sahasında döneminin güncel fıkhî sorunlaruıyla ilgili irili ufaklı birkaç risalesi daha vardır. D. Hadis: 1. el-risâle fî usûl el-hadîs (A): Hadis terimleriyle alakalı küçük bir risaledir. Müellif bu eserini müderrislik görevini sürdürürken medrese talebelerine hadis terimlerini öğretmek için kaleme almıştır. Birçok yazma nüshası vardır ve defalarca basılmıştır. Risâle üzerine yapılan çalışmaların en meşhuru Davud Karsî'nin şerhidir. 2. Şerh el-ehâdis el-erbaîn (A): Müellifin bizzat kendi seçtiği,ibadetlere dair kırk hadisin şerhidir. Birgivî sadece yedi hadisin şerhini tamamlayabilmiş; geri kalanını Mekke kadısı iken ölen Muhammed Akkirmânî (öl. 1761) aynı yöntemle. Bol sayıdaki yazma nüshaları bu kitabın medreselerde okutulduğunu düşündürmektedir. Eser, İstanbul (1872, 1905, 1898), Tunus (1875) ve Mısır'da (1903) bir çok kez basılmıştır. Eser ayrıca, Mustafa Cem'î tarafından Türkçe'ye Burhân el-muttakîn adıyla tercüme edilmiş ve 1874 yayınlanmıştır. E. Tefsir: 1. Tefsîr sûret el-bakara (A): Kısa bir tefsir usulu ile Fatiha suresi ve Bakara suresinin 99. ayetine kadar yapılmış bir tefsirdir. Daha çok dil yönünden kıymet arzeder (Yaşar Düzenli, İmâm Birgivî ve Tefsirdeki Metodu, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1989). 2. el-durr el-yetîm (A): Tecvit kurallarının bir araya getirildiği küçük bir risaledir. İstanbul Yazma Kütüphanelerinde otuza yakın nüshası mevcuttur. Edirne'li Eskici-zâde Ali Mehdî Efendi'nin (öl. 1827-1828) şerhi ve tercümesi ile diğer bazı tecvid risaleleriyle birlikte ilki birkaç defa basılmıştır. Birgivî'nin bu eserlerden başka tefsir sahasında Hz. Osman tarafından yazdırılıp devrin önemli merkezlerine gönderilen mushaflarla alakalı bir risalesi daha mevcuttur. Mehmed Birgivî'nin, yukarıda zikredilen eserleri yanında, siyâset, astronomi, biyografi, metodoloji vb. sahalarda da irili ufaklı bazı risâleleri mevcuttur. Netice'de Birgivî, dönemindeki mevcud hemen hemen her konuda eser telif etmiş; ancak eserleri eğitim (tedris) amacı güttüğünden, muhtasar ve müfid risâleler şeklinde kaleme alınmıştır. Aynı nedenden dolayı eserleri yıllarca medreselerde talebelerin 7

ellerinde dolaşmış ve Osmanlı - Türk ilmî zihnyetinin şekillenmesine katkıda bulunmuştur. Kaynaklar: Kuşadalı Ahmed Efendi, Tercüme-i Evrâd-i Birgiviyye, Süleymaniye Ktp. Düğümlü Baba, nr.449 vr.148a-149b; Mınık, el-ikd el-manzûm fî zikr efâdil el-rûm, Beyrut 1985 (Şekâik'in sonundadır), s. 436-437; Atâî, Zeyl el-şekâik, s. 179-181; Mehmed Süreyyâ, Sicill-i osmanî, IV, 121; Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı müellifleri, I, 253-256; Bağdadlı İsmail Paşa, Hediyyet el-arifîn, II, 252; Brockelmann, GAL, II, 440, SII, s. 654-658; Abdulmuta'âl el-saidî, el-muceddidûn fî el-islâm, Kahire trsz., s. 377-378; Nihal Atsız, İstanbul Kütüphanelerine Göre Birgili Mehmet Efendi Bibliyografyası, İstanbul 1966; Ahmet Turan Arslan, İmam Birgivi: Hayatı Eserleri ve Arapça Tedrisatındaki Yeri, İstanbul 1992; Kasım Kufralı, "Birgivî", İA, II, 634-635; aynı yazar, Eİ', I, 1272; Ziriklî, VI, s. 61; OALT, I, s. 184-185; Emrullah Yüksel, "Birgivî", DİA, VI, s. 191-194; Şükran Fazlıoğlu, İzhâr el-esrâr li-el-birgivî, Dirâset ve tahkîk, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, el-câmiat el-urduniyye, Kulliyet el-dırâsât el-ulyâ, Ammân 1995, s. 11-37, ve ilgili yerler. 8