SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Mardinliler barış için oynayacak! Bir süre önce başlatılan çözüm sürecine İzmir Mardinliler Federasyonu'ndan da destek geldi. İzmir Mardinliler Federasyonu, barış ortamının biran önce sağlanması için Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası düzenlediklerini açıkladı. 14 Nisan'- daki turnuvaya 16 takım katılıyor Turnuvanın Mardin in ve İzmir in ruhuna denk düşen Barış ve Dostluk adıyla taçlandırıldığını kaydeden Sait Başdaş, Bu etkinliğimizle İzmir de yaşayan Mardinlileri kaynaştırmak istiyoruz. Tabii ülkemizin de içinde bulunduğu atmosfere denk düşerek her maçta barış mesajı vereceğiz. Futbolun kardeşliğe ve bir araya gelme kültürüne hizmet ettiğinin bilinciyle İzmir de yaşayan 50 bin gencimize ulaşacağız dedi. 4 te Yüzülebilir körfeze MESAFE ENGELİ İzmir Körfezi'nde ''yüzülebilir deniz'' hedefiyle devam eden dip tarama çalışmasında yer sorunu yaşadıklarını açıklayan İZSU Genel Müdürü Alpaslan,"Çıkardığımız atıkları döküm yerine gemilerle ulaştırıyoruz. Döküm alanı uzak olduğu için de vakit kaybediyoruz" diye konuştu Büyükşehir Belediyesi tarafından geçen yıl temmuz ayında başlayan dip tarama çalışması döküm yeri uzaklığı sebebiyle yavaş ilerliyor. Çalışmalarla ilgili bilgi veren İZSU Genel Müdürü Alpaslan, "Şu anda bize müsaade edilen alanlarda 1 milyon metreküpü aşan bir malzemeyi temizledik. Şu anda malzemenin çok uzak bir bölgeye gemilerle taşınması nedeniyle istediğimiz hızda gidemiyoruz. Hedefimiz İZSU'nun kendi arazileri ve kıyı kesimindeki bölgelere aktarmak ve yaymak. Son teknoloji bir sistemle çalışıyoruz. İş modeli açısından da bir çok orijinal özellik içeriyor. Bu çalışmanın benzerini dünyadaki başka bir denizde bulamadık" diye konuştu. www.sondakikagazetesi.com Çıkarılan malzemeyle ilgili çevresel kaygılar bulunduğunu ancak bunun yersiz olduğunu söyleyen Müdür Alpaslan, "Değişik derinliklerden 84 kritere göre analiz yapıldı. Deniz dibinden çıkan malzeme ağır metal barındıran bir atık değil, ağırlıklı olarak kum ve kilden oluşuyor. Bunlar bizim yararlanacağımız malzemeler. Mesela kum, İzmir için zor bulunan bir malzeme. Bunun piyasaya sunulması söz konusu. Çıkan malzemenin talibi çok. Malzemenin Harmandalı Çöp Deponi Alanı ve taş ocaklarında örtü malzemesi olarak kullanılması seçeneği değerlendiriliyor. 8 de Cumhuriyet Savcısı Murat Gök evinde ÖLÜ BULUNDU 3 25 Kr. Egeli ihracatçı teşvik kurbanı Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Kızıltan, sektörün teşvik mağduru olduğunu açıkladı. Kızıltan, Eskiden 2 bin tona kadar yüzde 100 teşvik veriliyordu. Şimdi yüzde 50 veriliyor" dedi BU İDDİA kavga çıkartır EZZİB 2012 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı nda konuşan TİM Başkan Vekili ve EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, Dahilde İşleme Rejimi'ne karşı çıkan ihracatçıların iki yüzlü davrandığını ileri sürdü. Başkan Güreli, "Sektörde k- endilerini âkil adam olarak tanımlayan, gazetelere, İhracatçılar DİR istemez. diye beyanat veren kişiler, Suriye den gelen zeytinyağlarını alan ilk firma oldu. Ama biz sözümüzün arkasındayız" diyerek meydan okudu. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği nin Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı, Ege İhracatçı Birlikleri nde gerçekleştirildi. 2012 yılında Su ürünleri ihracatında sıralamaya giren ilk 30 firmaya teşekkür belgesi ve çipura/levrek şeklinde ödül verildi. Törende konuşan Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Kızıltan,sektörü yönelik teşviklerde yüzde 50 oranında azalma olduğuna dikkat çekti. Hükümetten bu konuda düzenleme yapmasını isteyen Başkan Kızıltan, "Eskiden 2 bin tona kadar yüzde 100 teşvik veriliyordu. Ancak şimdi, 250 tona kadar yüzde 100, 150-500 ton arasına yüzde 50 oranında teşvik veriliyor. Bu durum sebebiyle orta ve büyük ölçekli firmalarımız yüzde 80 e varan teşvik kaybı yaşadı dedi. Su ürünleri ve kanatlı ihracatının iyi gittiğine dikkat çeken Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu ve Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, teşviklerin geri gelmesi durumunda rekor kıracaklarını söyledi. Başkan Kızıltan, Türkiye geneline baktığımızda 2011 de 1 milyar 418 milyon dolar olan ihracat rakamımızın, 2012 yılında yüzde 17 lik bir artışla 1 milyar 664 milyon dolarlık ihracat değerine ulaştığını görüyoruz. 2013 ün ilk üç ayına baktığımızda balık fiyatlarında ve ihracatımızda yaşanan artışı da göz önünde bulundurduğumuzda 2013 yılı için 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracat yapmayı bekliyoruz. Sektör olarak, 2014 te de 2 milyar dolarlık ihracat rakamını hedefliyoruz, ayrıca 2023 ihracat hedefimiz de 3,5 milyar dolardır dedi. devamı 4 te Savaş gemisi için gelecekler Çin Halk Kurtuluş Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Shiliang Su nun, savaş gemisi üretimi için İzmir ile temas kurmak istediği belirtildi. Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Geza Dologh, "Koramiral Su, Türkiye nin harp gemi inşasında da başarılı olduğunu belirterek Türkiye ile çalışmak istediklerini dile getirdi. Konteyner gemileri, kimyasal ve ürün tankerleri, dökme yük taşıyıcı gemiler, mega yatlar, motorlu ve yelkenli yatlar sektöründe çok iyi" dedi. devamı 4 te YARIM SAATTE dipçik gibi oldu Halk arasında "kunduracı göğsü" o- larak bilinen ve erkeklerde daha çok görünen "Pectus Excavatum-Gögüs Çöküklüğü" rahatsızlığına sahip 300 hasta, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 30 dakikalık ameliyatla sağlığına kavuştu. DEÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ö- nen, "Hastalar, yaşıtlarına göre daha çabuk yoruluyor, çarpıntı ve ağrı şikayetleri yaşayabiliyor. A- ma hastalığın estetik boyutu, gençler için daha önemli" diye konuştu. devamı 8 de Plaj keyfi ENGEL tanımadı Türkiye nin engelliler için özel olarak tasarlanan tek plajı Engelsiz Plaj sezonu açtı. İzmir in Çeşme ilçesinin en güzel plajlarından Ilıca Plajı na kurulan Engelsiz Plaj, 2013 sezonunun ilk misafirlerini ağırladı. devamı 5 te Kimseye fırsat vermeyiz Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, son günlerde tartışma konusu olan kamu hastanelerindeki "TC" ibaresi ve "süt bankası" ile ilgili soruları cevaplandırdı. Müezzinoğlu, "TC" ile ilgili sürecin 25 Ekim 2012'de başladığını ancak haberlerin çözüm sürecinde gündeme getirildiğini söyledi Bakan Müezzinoğlu, "Önceki Bakanımız Recep Akdağ Bey, yanılmıyorsam 25 Ekim tarihli genelgede logo değişikliği altındaki 'TC' kelimesinin kaldırılmasını yan tarafındaki 'Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı' ibaresinin ise kalmasını istemiş. Şimdi 25 Ekim'deki hadise bir haftadır gündeme getiriliyorsa bu, Türkiye nin gündemini farklı yerlere çekme amacı olanlara da bir fırsattır. Bu fırsatı hiç kimseye vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni de bunlarla tartışılır hale getirmeyiz. Logomuzun altına da 'TC' koyduk, dolayısıyla tartışılacak bir konu yok" dedi. devamı 8 de
SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Tarihi ESERLER para basacak! Ayvalık Belediyesi, 1873 yılında inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi'ni, Muğla Valiliği de bir dönem Rumların oturduğu tarihi Kayaköy evlerini restore etmek için düğmeye bastı. Muğla Valisi Şahin, Kayaköyde'ki evlerin turistik amaçla çalıştırılması için 49 yıllığına kiralandığını açıkladı Tarihi binalar restore edilecek Ayvalık'ta 1873 yılında inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi'ni çevreleyen sokaklar ile tescilli binaların dış cepheleri, aslına uygun yenilenerek, turizm hareketliliğinin artırılması hedefleniyor. Ayvalık'ta 1873 yılında inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi'ni çevreleyen sokaklar ile tescilli binaların dış cepheleri, aslına uygun yenilenerek, turizm hareketliliğinin artırılması hedefleniyor. Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, tarihi kilisenin restorasyonunun şubat ayında tamamlandığını söyledi. Restorasyon sürecinde Kültür ve Turizm Bakanlığından bazı bürokratların Ayvalık'ı ziyaret ettiğini dile getiren Türközen, "Ziyarette, sadece Taksiyarhis Kilisesi'nin restore edilmesinden öte, etrafındaki evlerin de sokak ve cephe sağlıklaştırılması gündeme geldi" dedi. (AA) Fethiye ilçesi sınırlarında bulunan Kayaköy'deki tarihi yapılar, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılacak restorasyon çalışması ile korunup gelecek nesillere ulaştırılacak. Muğla Valisi Fatih Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada, Rumların bir süre yaşadığı ve daha sonra terk ettiği taş evlerden oluşan, ilginç manzarasıyla dünyanın ilgisini çeken Kayaköy'ün restore edilerek ayağa kaldırılması ve turizme kazandırılması için çalışma başlatıldığını söyledi. Kayaköy'ün 1. derece arkeolojik ve kentsel sit alanı içerisinde bulunduğunu belirten Şahin, Maliye Bakanlığının Kayaköy'deki taşınmazların özel konaklama tesisi olarak kullanılması amacıyla 49 yıllığına yatırımcılara tahsis edilmesinde sakınca görmediğini dile getirdi. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Kayaköy'de turizm amaçlı yatırım yapılması için yerli ve yabancı girişimcilere tahsis edilmesi yönünde karar alındığına işaret eden Şahin, "Muğla'nın gün yüzüne çıkmamış tarihi değerlerini ayağa kaldırıp değerlendirmek arzusundayız. Kayaköy yıllardır hali hazırdaki şekliyle kalmış ve ilgilenilmemişti. Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile birkaç yıldır turizme kazandırılması için çeşitli çalışmalar ve projeler hazırlıyorduk. Amacımıza ulaştık" dedi. Kayaköy'deki yapıların kısa zamanda turizme kazandırılması için yasal düzenlemeler yapıldığını kaydeden Şahin, "Kayaköy'de artık kısım butik oteller, kafeler, restoranlar yapılacak ve yapıların bir kısmı da bulunduğu şekliyle kalacak. Böylece kentimizdeki çok önemli bir değeri ayağa kaldırıp turizme kazandırmış olacağız. Bu faaliyet bölgeye ivme kazandıracak ve daha fazla yerli ve yabancı turistin gelmesine imkan sağlanacak" diye konuştu. Kayaköy Fethiye ilçesine 8 kilometre uzaklıkta bulunan, tarihi geçmişi MÖ 3000 yıllarına uzanan ve antik dönemlerde ''Karmylassos'' olarak bilinen Kayaköy ören yeri, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Kayaköy'de yaşayan Rumlar 1922'de yapılan mübadele sonrasında Yunanistan'a gönderilmiş, Yunanistan'daki Türkler de bölgeye yerleştirilmişti. İlerleyen yıllarda Türkler, köyü terk ederek ovaya yerleşti. Buradaki tarihi evler yıllarca bakımsız ve ilgisiz kaldı. Yüzlerce yıllık ortak geçmişin, kültürel çeşitliliğin ve zenginliğin izlerini taşıyan Kayaköy'ün ''Dostluk ve Barış Köyü'' olması için 1988 yılında Türkiye Mimarlar Odası ve Türk-Yunan Dostluk Derneği işbirliğiyle proje hazırlanmış, bu çalışmalar sonunda 736 sivil mimari örneği ile şapeller bulunan Kayaköy 1. derece kentsel ve arkeolojik sit alanı ilan edilmişti. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, geçtiğimiz aylarda Kayaköy ziyaretinde, tarihi yerin kültür ve turizm amaçlı kullanılması konusunda çalışma başlatıldığını söylemişti. (AA) Hrant Dink cinayetine farklı bir bakış 'Hile Yolu' VİZYONDA Sinema eleştirmenlerinin ve takipçilerin merakla beklediği Hile Yolu filmi vizyona girmek için son hazırlıklarını tamamladı. Filmin yapımcılarından Hakan Alak, sadece Hrant Dink cinayetine farklı bakış açısı getirmekle kalmadıklarını aynı zamanda sürükleyici bir suç filmi çektiklerini de söyledi Hrant Dink cinayetine farklı bakış açılar getiren Hile Yolu filmi 26 Nisan 2013 tarihinde seyircilerle buluşacak. Vizyona girmeden önce Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan filmin Yapımcılarından Hakan Alak, izleyicilerin son derece iyi kurgulanmış bir suç filmi izleyeceklerini ifade etti. Alak, Bizi şuna inandırmaya çalışıyorlar: 17 yaşında bir çocuğun Agos gazetesini okuyup sonra bunun öfkesiyle bir tetikçi haline dönüşüp, bilmediği bir şehre gelip, bilmediği bir adamı öldürmüş olmasına. Buna kimse inanmaz. dedi. Filmin öyküsüne değinen Hakan Alak, Hile Yolu filminin Hrant Dink cinayetinin bilinmeyen sanıklarının hikayesi olduğunu söylüyor. Alak sözlerine şöyle devam ediyor: Hile Yolu filmi, Hrant Dink sanıklarının hikayesi diyemeyiz. Hrant Dink cinayetinin bilmediğimiz sanıklarının hikayesidir. Sanık olmaları gerekenlerin hikayesini anlatan bir film yaptık. Bizim hikayemiz cinayetten 2 yıl sonra geçiyor. Cinayetten sonrası Türkiye nin böyle karmaşık siyasal meselelere girdiği bir dönem oluyor. Bizde hikayemizi tam bunun ortasına yerleştirdik. Bizim filmimizin temel unsurları şunlar: bir görgü tanığı var. Cinayeti işleyen kişinin yanında 2 kişinin daha olduğunu söylüyor. Bizde bu 2 kişinin kim olduğunu bilmiyoruz. Basın bilmiyor. Mahkeme bilmiyor. Halk bilmiyor. Biz bu 2 kişi kimdir? sorusunu soruyoruz. Nereden soruyoruz. Yine kamuoyuna mal olan güvenlik kameralarından yola çıkıyoruz. O güvenlik kameralarında silinmiş bölümler vardı. Bizde diyoruz ki silinen o görüntülerde ne vardı? Bu ülkede yoksulluk eğitimsizlik, insanların kişisel acıları her şey olabilir. Lakin önemli bir kesim var ki 500 TL ye bile adam vurabilir. Bu kötü bir şey ama daha kötü olan bu adamları kiralayanlar. Bizden şunu istiyorlar 17 yaşında bir çocuğun Agos gazetesini okuyup sonra bunun öfkesiyle bir tetikçi haline dönüşüp bilmediği bir şehre gelip bir adamı öldürdüğüne inandırmaya çalışıyorlar. Bu inanılır bir şey değil. Bizim filmimizin karakterleri insanların hiç bilmediği karakterlere ulaşıyor. Bizde Ogün Samast karakteri oluşturup. Her şeyi bunun üzerine kurmayı bilirdik. Biz daha cesurunu ve daha önemli bir şey yaptık. Biz bir şeyi anlatıyoruz. Anlattığımız şeye mesafemizi koyarak anlatıyoruz. O mesafe içerisinde izleyiciye bakın böyle oluyor diyoruz. Yıl: 2 Dağıtım: Yayın türü:. Sayı: 535. İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Hakkı SARIÖZ Yerel - Süreli (Pazar günleri yayımlanmaz) Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 03 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Süper Savcı evinde ölü bulundu Samsun Adliyesi nde görevli Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, adliye lojmanlarındaki evinde ölü bulundu. İzmir Adliyesi'nde Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaparken yaptığı operasyonlarla gündeme gelen ve 'Süper Savcı' olarak anılan Murat Gök, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kararnamesi ile 2009 Ekim ayında Samsun'a Cumhuriyet Savcısı olarak atanmıştı. Savcının ölüm haberinin ardından meslektaşları adliye lojmanına akın etti. Bir süre Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde tedavi gören Murat Gök, bugün İlkadım İlçesi Adalet Mahallesi ndeki Adliye Lojmanları ndaki evinde ölü bulundu. Roche davasına ZAMAN AŞIMI MUĞLA'DA kaçak kazı operasyonu Kiraladıkları iş makinesiyle kaçak kazı yaptıkları iddia edilen 9 kişi gözaltına alındı Muğla'da kiraladıkları iş makinesiyle tarihi eser bulmak a- macıyla kaçak kazı yaptıkları i- leri sürülen 9 kişi gözaltına alındı. Milas ilçesine bağlı Akkovanlık köyü yakınlarında kaçak kazı yapıldığı ihbarını alan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri bölgeye gitti. Jandarma ekipleri köyün ormanlık alanında bulunan A.O.Ş. (50), M.İ. (52), E.A. (26), İ.A. (43), E.Y. (32), V.U. (32), T.Ç. (27), H.İ. (47) ve C.İ'nin (32) kiralanan iş makinesi ile tarihi eser bulmak amacıyla kazı yaptıklarını belirledi. Gözaltına alınan şüpheliler, emniyette ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevk edildi. (AA) POLiSiN arabasında esrar ele geçirildi Aydın'da, polis memurunun o- tomobilinde yaklaşık 1 kilogram esrar ele geçirildi. Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Aydın Emniyet Müdürlüğü ekipleri, polis memuru S.Ö'nün kullandığı 35 KCC 65 plakalı otomobili takibe aldı. Germencik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından Ortaklar beldesinde durdurulan otomobilde yapılan aramada, yaklaşık 1 kilogram esrar ele geçirildi. Gözaltına alınan S.Ö, Germencik İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Kaymakam Resul Çelik, söz konusu kişinin daha önce de Germencik'te 6 ay görev yaptığını ve soruşturma geçirdiğini söyledi. Çelik, polis memurunun Aydın'da görevli olduğunu, soruşturmanın çok yönlü sürdüğünü kaydetti. (AA) Roche davasında ilaç firmasının eski yöneticileri ile eski SSK bürokratlarının görevi kötüye kullanmak, ihaleye fesat karıştırmak, örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçlarından yargılandığı dosya zaman aşımından düştü. 7 sanık ise örgüt suçlamasından beraat etti Bergama ilçesinde, hayvanları av tüfeğiyle öldürdükten sonra karkas eti kasaba sattığı iddia edilen şebeke çökertildi İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nde geçtiğimiz hafta yapılan duruşmada dava ile ilgili ikinci kez karar çıktı. Duruşmaya tutuksuz sanıklar eski SSK İstanbul Bölge Müdür Yardımcısı Azmi Arslan, eski SSK İstanbul Satın Alma Müdürü Nazmi Celal Güler ile Roche nin eski Satış Müdürü Veysi Mungan katıldı. Sanıklar ve avukatları beraat talebinde bulundu. Mahkeme, 11 sanık hakkındaki davanın zaman aşımından düşmesine karar verdi. Örgüte yardım ile suçlanan sanıklar eski SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü Orhan Canpolat, eski SSK Sağlık İşleri Daire Başkanı Hülya Özdemir, eski SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü Servet Rüştü Karahan, eski SSK Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sait Ersoy, eski SSK Başkan Vekili Nazmi Güleyüpoğlu, eski SSK Yönetim Kurulu Üyesi Gülşen Terakye, eski SSK Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Yener Kaya, eski SSK Yönetim Kurulu Üyesi Zehra İnci Koyuncu, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müşaviri İsmail Şeref Sümer, eski SSK İstanbul Bölge Müdür Yardımcısı Azmi Arslan ve eski SSK İstanbul Satınalma Müdürü Nazmi Celal Güler hakkındaki suçlamanın zaman aşımına girdiğini belirten mahkeme, davanın düşürülmesine karar verdi. Mahkeme, 7 sanık hakkında ise beraat kararı verdi. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ile suçlanan Roche nin eski Genel Müdürü Faruk Yöneyman, Roche çalışanı Gökhan Demir, eski Roche Pazarlama Bölümü Sorumlusu Ümit Ceylan, eski Roche Kanser İlaçları Satış Müdürü Tahir Ünsal, Beşer Ecza Deposu nun eski Genel Müdürü Ahmet Sarıbay, Beşer Ecza Deposu nun eski yöneticisi Burak Mehmet Sarıbay ın suçu işlediklerine dair sabit delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildi. Eski Roche Satış Müdürü Veysi Mungan da örgüte yardım suçlamasından beraat etti. 2005 yılındaki iddialara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucu aralarında ilaç firması Roche yöneticileri ve üst düzey bürokratların da bulunduğu 18 kişi hakkında dava açılmıştı. 10 Haziran 2006 tarihinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nde görülmeye başlayan davada 18 sanık çete üyesi olmak, görevi kötüye kullanmak ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından yargılandı. 2 yıl süren mahkeme sonucu 28 Mart 2008 tarihinde ilk karar çıkmıştı. Sosyal Sigortalar Kurumu na çete kurarak fahiş fiyatla ilaç satıp devleti 8.2 milyon TL zarara uğrattıkları iddiasıyla Roche eski Genel Müdürü Faruk Yöneyman ın da aralarında bulunduğu 18 sanığın suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve bu örgüte üye olmak suçlarından beraatlerine karar verilmişti. Mahkeme, ihaleye fesat karıştırmak ve görevi kötüye kullanmak suçlarına ilişkin ise görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi ne göndermişti. Ancak mahkemenin örgüt suçundan beraat kararı Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından dosyadaki delillerin eksik incelendiği gerekçesiyle bozulmuştu. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nde yeniden görülmeye başlayan davada 9 Nisan günü ikinci kez karar çıktı. Hayvanları öldürüp KASABA SATTILAR İlçeye bağlı köylerin sakinlerinin jandarmaya çok sayıda büyükbaş hayvanın çalındığı bildirmesi üzerine İl Jandarma Komutanlığı ile Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, çalınan hayvanların önce av tüfeğiyle vurulduğunu, kafası ve iç organları çıkarıldıktan sonra boş araziye atıldığını belirledi. Soruşturmayı genişleten Jandarma ekipleri, bölgeye gelen kiralık araçları takibe aldı. Yukarıbey köyünde 35 DHN 50 plakalı aracı durduran ekipler, içerisinde karkas et olan araçtaki Gürcistan uyruklu Z.G. (25) ve R.U'yu (39) gözaltına aldı. Zanlıların, karkas eti Dikili ilçesinde kasaplık yapan İ.Ö'ye (37) sattığını belirleyen ekipler İ.Ö'yü de gözaltına aldı. Jandarma Komutanlığı'nda ifadeleri alınan 3 zanlı çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Jandarma ekipleri, şebekenin elebaşı olduğu iddia edilen G.G.'yi (37) yakalamak için çalışma başlattı. Zanlıların 18 ayrı hayvan hırsızlığı olayına karıştıkları tespit edildi. (AA)
SAYFA 04 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SAYFA 05 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI gündem 4 gündem 5 FUTBOL DÜDÜĞÜ barış için ÇALACAK Bir süre önce başlatılan çözüm sürecine İzmir Mardinliler Federasyonu'ndan da destek geldi. İzmir Mardinliler Federasyonu, barış ortamının biran önce sağlanması için Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası düzenlediklerini açıkladı. 14 Nisan'daki turnuvaya 16 takım katılıyor İMAF Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası düzenliyor. 14 Nisan Pazar günü start verilecek turnuvaya 16 takım katılıyor. İMAF, toplumsal etkinliklerine bir yenisini daha ekliyor. Mardin derneklerinin kurduğu 16 takım ile Barış ve Dostluk Turnuvası na hazırlanan federasyon, 8 hafta boyunca her maçta barış mesajı vermeye hazırlanıyor. Selahattin Bıçakçı, İsmail Taş, Sait Başdaş, Beşir Çoban, Felemez Çelik ve Mehmet Ali Kızgın ın turnuva komisyonunda yer aldığı etkinlik Pazar günü Gaziemir Onur Spor Tesisleri nde saat 12:00 da başlayacak. Dörtlü gruplar halinde oynanacak maçlarda İzmir de yaşayan 50 bin Mardinli gence ulaşılması hedefleniyor. Turnuva Genel Koordinatörleri İsmail Taş ve Sait Başdaş, çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü belirtti. BARIŞ ÇAĞRISI YAPACAĞIZ Turnuvanın Mardin in ve İzmir in ruhuna denk düşen Barış ve Dostluk adıyla taçlandırıldığını kaydeden Sait Başdaş, Bu etkinliğimizle İzmir de yaşayan Mardinlileri kaynaştırmak istiyoruz. Tabii ülkemizin de içinde bulunduğu atmosfere denk düşerek her maçta barış mesajı vereceğiz. Futbolun kardeşliğe ve bir araya gelme kültürüne hizmet ettiğinin bilinciyle İzmir de yaşayan 50 bin gencimize ulaşacağız ŞAMPİYONA MARDİN GEZİSİ Takımlar ve çalışmalar hakkında bilgi veren İsmail Taş da, 14 Nisan Pazar günü Kutlubeyliler Derneği ve Derikliler Derneği arasında yapılacak olan açılış maçına tüm hemşerilerimizi ve İzmir kamuoyunu bekliyoruz. Şu an bütün derneklerimizde çok güzel bir heyecan var. Tüm takımlarımız sahalarda antrenman yapıyor. Turnuvamızın renkli geçeceğine inanıyoruz diye konuştu. Birinci İMAF kupası ve Mardin gezisini ödül olarak belirlediklerini kaydeden Taş, ikinci ve üçüncülük alan takımlara da sürpriz ödüllerinin olduğunu söyledi. Mardin gezisinde Mardin Spor Kulübü ile bir maç organize edildiğini de anlatan Taş, sportif çalışmaların süreceğini kaydetti. Taş, sayıyı 16 takımla sınırlı tutmak zorunda kaldıklarını belirterek, Bu turnuvadan sonra ikinci etap olarak İzmir deki STK lar arasında bir turnuva yapılmasını öngörüyoruz dedi. Turnuvada şu takımlar yer alıyor: Kutlubeyliler Derneği, Derikliler Derneği, Yenilmez Köylüler Derneği, Genç Mardinliler Derneği, Kızıltepeliler Derneği, Ömerlililer Derneği, Savurlular Derneği, Ege Mardinliler Derneği, Karabağlar Çamlık Derneği, Mardin Ömerli Çatalyurt Derneği, Mardinliler Derneği, Çiğli Mardinliler Derneği, Ziyaretliler Derneği, TOKİ Mardinliler Derneği ve Şenköylüler Derneği. Kocaoğlu'ndan çözüm SÜRECiNE DESTEK İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çözüm sürecine destek için 22 23 Mayıs tarihlerinde özel uçakla Diyarbakır'a gideceğini açıkladı. Aziz Kocaoğlu, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir i 12 Aralık ta İzmir de ağırlamış ve iki başkan birlikte Diyarbakır Belediyesi Şehir Tiyatroları nın hazırladığı 'Kürtçe Hamlet' oyununu izlemişlerdi. Türkiye küçük Millet Meclisi'nin (TkMM) İzmir ve Diyarbakır belediye başkanlarını buluşturma çabası umutları arttırdı. Kocaoğlu, TkMM'nin geçen Şubat ayında gelen Diyarbakır davetine cevabını, İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyonu Kurulu'nun 40. toplantısında verdi. Hükümetin başlattığı çözüm sürecine destek verdiklerini belirten Kocaoğlu, 22 23 Mayıs tarihlerinde Diyarbakır'a gideceğini bildirdi. Barış sürecinin kalıcı ve sürdürülebilir olması için toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetlerinin göz önünde tutulması gerektiğini söyleyen Kocaoğlu, "Bunun sağlanması için her türlü desteği vereceğiz. dedi. Su ürünleri ihracatından 2 milyar dolar bekliyoruz Çeşme'de engelsiz eğlence Su ürünleri ve kanatlı ihracatının iyi gittiğine dikkat çeken Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kızıltan, "2012 başından beri ihracatımız sürekli artıyor. 2014 çok daha iyi olacak" dedi Lastik sektörü, Plastech Fuarı nda buluştu T.C'den çok daha önemli İŞLER VAR Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, valilik tabelasında "T.C." ibaresinin yer almamasına ilişkin, "Talimat verdim, tabela en kısa zamanda değişecek" dedi. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Ramazan Demir ve yönetim kurulu üyeleri, Turhan'ı ziyaret etti. Turhan, kabulde, gelişen teknoloji sayesinde her yerden haberlerin takip edilebildiğini söyledi. Yerelde yapılan herhangi bir haberin bugünkü şartlarda dünyanın en uzak noktasından takip edebildiğini dile getiren Turhan, "Basın, insanların hak ve özgürlüklerinin korunmasında en büyük görevi üstleniyor, vatandaşları bilgilendiriyor, haber veriyor, kamuoyu oluşturuyor. Bunlar, demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerde yapılan işler. Sizler, bu konuda çok emek harcıyorsunuz" ifadesini kullandı. Turhan, birkaç gündür gazetelerde yer alan "Balıkesir Valiliği tabelasındaki 'T.C.' ibaresinin kaldırılmasına" ilişkin haberler üzerine, şunları kaydetti: "Balıkesir Valiliği binasında 1 yıl önce büyük bir restorasyon çalışması yapıldı. Benim dönemimden önce yapılan bir çalışma. Çalışma sırasında tabelalar değiştirilmiş. Yalnız bunda bir art niyet aranmamalı. Kasıtlı olarak yapıldığına inanmıyorum. Şu an gündemde 'T.C.' ibaresiyle ilgili haberler yapıldığı için dikkat çektiğini düşünüyorum. Böyle bir haberin yapılmasını doğru buluyorum, bizi uyarmış oldunuz. Talimat verdim, tabela en kısa zamanda değişecek. Tabii hemen yarın değişmeyecek. İstanbul'dan, paslanmaz harfler sipariş ettik. Onlar geldiğinde yerleştirilecek. Ayrıca gündemde daha önemli konular var. Böyle şeylere fazla takılıp kalınmamalı diye düşünüyorum." Demir ise Balıkesir'de, Marmara ve Edremit Körfezi basınını bir araya getirerek, tek bir amaç doğrultusunda hareket ettiklerini belirtti. BGC yönetimi, daha sonra İl Emniyet Müdürü Halil Karataş'ı ziyaret etti. Hem karşı çıkıyorlar HEM DE kapışıyorlar İhracat rakamları üç yıldır gerileyen zeytinyağı sektörü, 2013 yılında rekoltedeki artışa paralel olarak rekor kırıyor. Zeytinyağı üretiminin düşük olduğu 2007 yılından bu yana DİR talep eden (EZZİB, talebinin arkasında duruyor. EZZİB 2012 Yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı nda konuşan TİM Başkan Vekili ve EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, Sektörde kendilerini âkil adam olarak tanımlayan, gazetelere, İhracatçılar DİR istemez. diye beyanat veren kişiler, Suriye den gelen zeytinyağlarını alan ilk firma oldu. iddiasını ortaya atarak, DİR tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Türkiye de her sektörün ihracatının arttığı son dört beş yıldır zeytinyağınınkinin ürün azlığı sebebiyle sürekli gerilediğine dikkat çeken Güreli, şöyle konuştu: Bir ürünün ihracatı 100 bin tondan 15 bin tona düşünce, bol olduğu yılda 30 bin tona çıkınca artış oranı da büyük oluyor. Türkiye de DİR olmadığı için büyük pazar kaybı oldu. Yeni dikilen ağaçlar verim vermeye başladıkça ihracat da artacak, iç piyasada tüketim de yükselecek. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği nin Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı, Ege İhracatçı Birlikleri nde gerçekleştirildi. 2012 yılında Su ürünleri ihracatında sıralamaya giren ilk 30 firmaya teşekkür belgesi ve çipura/levrek şeklinde ödül verildi. Su ürünleri ve kanatlı ihracatının iyi gittiğine dikkat çeken Ege Su Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı olan Sinan Kızıltan, Türkiye geneline baktığımızda 2011 de 1 milyar 418 milyon dolar olan ihracat rakamımızın, 2012 yılında yüzde 17 lik bir artışla 1 milyar 664 milyon dolarlık ihracat değerine ulaştığını görüyoruz. 2013 ün ilk üç ayına baktığımızda balık fiyatlarında ve ihracatımızda yaşanan artışı da göz önünde bulundurduğumuzda 2013 yılı için 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracat yapmayı bekliyoruz. Sektör olarak, 2014 te de 2 milyar dolarlık ihracat rakamını hedefliyoruz, ayrıca 2023 ihracat hedefimiz de 3,5 milyar dolardır dedi. Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği tarafından yapılan 2011 yılında yapılan 550 bin dolar olan ihracatın yüzde 7 oranındaki artışla 2012 yılında 587 milyon dolar olarak gerçekleştiği bilgisini verdi. Teşvik politikasının su ürünleri sektörüne olan etkisini değerlendiren Kızıltan, Eskiden 2 bin tona kadar yüzde 100 teşvik veriliyordu. Ancak şimdi, 250 tona kadar yüzde 100, 150-500 ton arasına yüzde 50 oranında teşvik veriliyor. Bu durum sebebiyle orta ve büyük ölçekli firmalarımız yüzde 80 e varan teşvik kaybı yaşadı diyerek görüşlerini bildirdi. Geçtiğimiz aylarda vefat eden İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği nin Kurucu Başkanı Necdet Doğanata nın sektöre büyük emekleri olduğunu ifade eden Kızıltan, sektörün Doğanata nın hizmetlerini hiçbir zaman unutmayacağını belirterek rahmet diledi. STG VE KTG'DEN TANITIM ATAĞI Su Ürünleri Tanıtım Grubu ile Kanatlı Tanıtım Grubu - nun faaliyetlerinin ihracatı arttırdığını vurgulayan Kızıltan, Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) ile Kanatlı Tanıtım Grubu (KTG) titizlikle tanıtım faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor. Tanıtım faaliyetleri sayesinde, hem su ürünleri hem de kanatlı ürünleri ihracatımız her geçen yıl artıyor ve sektör rekabet gücünü ortaya koyarak her geçen yıl başarılı şekilde ihracat artışı sergiliyor. Tanıtım faaliyetleri kapsamında, 2013 yılı içinde toplam 13 fuar katılımı gerçekleştirecek olan STG 4 fuarı yılın ilk çeyreğinde gerçekleştirdi. KTG ise 2013 yılı içinde 19 fuara katılacak. Tanıtım Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şube Başkanı Geza Dologh, 20-23 Mart 2013 arasında düzenlenen Europort İstanbul Denizcilik Fuarı nı ziyaret eden Çin Halk Kurtuluş Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Shiliang Su nun, Türkiye nin harp gemi inşasında da başarılı olduğunu, anlaşabilmeleri halinde Türk tersanelerle çalışmak istediklerini söylediğini aktardı. Türkiye, stratejik bir bölgede bulunması sebebiyle gemilerin bakım ve onarımının yapılması için önemli potansiyele sahip. Bunun yanında 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridi ve yetişmiş insan gücü gibi imkanları, sektör açısından artı değer olarak nitelendiriliyor. DTO Şube Başkanı Dologh da Türk tersanelerinin, sektörde yaşanan krizde akıllı bir yöntem izleyerek tamir, bakım ve onarıma yöneldiğini, 2013-2015 arasındaki iki yıllık sürecin bu açıdan fırsatları değerlendirme dönemi bütçelerimizin az olmasına rağmen gidilen ülkelerde mutfak kuruyor, gelen ziyaretçilerin özel Türk aşçılarımızın hazırladığı levrek, çipura, alabalık gibi ülkemiz balıklarını tatmalarını sağlıyoruz. Profesyonel faaliyetlerle beraber ticari iş bağlantıları kuruyor ve fuar sonrası ulaştığımız alıcıların bilgisini sektör ile paylaşıyoruz. Gidilen ülkelerde Türk su ürünleri ve hayvansal mamullerimizin tanıtımını en iyi şekilde yapmaya gayret ediyoruz. Rusya, Ukrayna ve Libya gibi yeni pazarlarımız olarak sayılabilecek ülkelere çipura, levrek, alabalık gibi ülkemiz balıkları ihraç edilmesi de bizleri memnun ediyor dedi. EN ÖNEMLİ HEDEF Balık tüketiminin artmasının hem yurtiçi hem yurtdışı faaliyetlerine katkı sağlayacağını belirten Kızıltan, Türkiye de nüfusun yüzde 33 ü obezite sınırında yaşıyor ve bu oran her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu bağlamda en önemli hedefimiz balık tüketimini arttırmaktır. Balık tüketimi Avrupa ülkelerinde yılda 18 kg iken ülkemizde 6-7 kg civarında. Bu durumun ortadan kalkması ve sağlıklı bir nesil yetişebilmesi için iç tanıtıma da gereken önem verilmelidir. MARKALI VE AMBALAJLI BAL Genel Kurul da konuşan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kalpaklıoğlu zeytinyağı ihracatındaki gibi, ambalajlı ve markalı bala da Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik verilmesi talebinde bulundu. Başkan Kızıltan da konunun Ekonomi Bakanlığı nda olduğunu, konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Çin ordusu İzmir'e göz dikti olduğunu söyledi. Türk tersanelerinin geçmiş dönemlerde sipariş gemi yapımında marka haline geldiğini ve dünya pazarlarında isim yaptığını hatırlatan Dologh, bugün de harp gemileri ve askerî savunma botları gibi konularda adını duyurmaya devam ettiğini vurguladı. Koramiral Su nun, Europort u ziyaretinde Türkiye yi harp gemi inşasında da başarılı bulduğunu söylemesinin bunun güzel bir göstergesi olduğunu belirterek, Anlaşabilirlerse Türk tersaneleriyle çalışmak istediklerini ifade etti. Bu sözler, sektör yetkilileri olarak biz denizcileri çok mutlu etti. Türkiye, mevcut tersaneler itibariyle konteyner gemileri, kimyasal ve ürün tankerleri, dökme yük taşıyıcı gemilerle römorkörler, mega yatlar, motorlu ve yelkenli yatlar sektöründe yerleşmiş bir pazara sahip. şeklinde konuştu. Türkiye nin engelliler için özel olarak tasarlanan tek plajı Engelsiz Plaj sezonu açtı. İzmir in Çeşme ilçesinin en güzel plajlarından Ilıca Plajı na kurulan Engelsiz Plaj, 2013 sezonunun ilk misafirlerini ağırladı Engellilerin kullanımı için özel olarak tasarlanan plajın misafirleri için eğlence de keyif de engelsizdi... Gerçekten istenildiğinde tüm engellerin kalkabileceğini söyleyen Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Çeşme nin dünyaca ünlü plaj, deniz ve güneşinden engelliler de istifade edebilsin diye böyle bir plaj kurduk. Yoldan denize kadar kumlar üzerine kurulan ahşap rampalarla plajımızı tekerlekli sandalye, beyaz baston ve koltuk değneklerine uygun hale getirdik. Engelsiz tatil Plajdaki genel kullanıma ait tuvalet, duş ve soyunma kabinleri de engelli vatandaşlarımıza göre tasarlandı. Adı gibi engelsiz bir plaj kurduk. Ayrıca Çeşme Belediyesi nin 2013 yılının ilk meclis toplantısında bir karar aldık. Bu karara göre; Haziran ayına kadar özel ya da kamuya ait olduğuna bakılmaksızın ilçemizde halkın kullanımına açık olan tüm otel, pansiyon, eğlence mekanları ve kurumlara ait binalar engelli vatandaşlarımızın kullanımına uygun hale getirilecek. Çeşme de tüm yönleriyle engelsiz tatil sunacağız diye konuştu. (HABER MERKEZİ) İzmir Fuarcılık A.Ş. (İZFAŞ) tarafından düzenlenen 2. Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Fuarı (Plastech) Kültürpark ta açıldı. Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) işbirliğinde organize edilen fuara yurtiçinden 11 il, Almanya, ABD, Azerbaycan, Çin, Fransa ve Hindistan'dan 10 u yabancı toplam 133 firma katılıyor Fuarın açılışında konuşan EGEPLAS- DER Başkanı Şener Gençer, fuarın önümüzdeki yıllarda büyüyerek ismini duyuracağını söyledi. Türkiye nin dünya plastik sektöründe Almanya ve İtalya dan sonra üçüncü sırada yer aldığını kaydeden Gençer, fuarın başarıya ulaşması halinde mermerden sonra İzmir in ikinci büyük fuarı olacağını belirtti. Gençer, Kayseri ve Bursa da da değişik fuarlar düzenleyerek sektörün etkinliğini arttıracaklarını kaydetti. Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan ise İzmir de bir fuar geleneği olduğunu belirterek, Plastech in de prestijli fuarlardan birisi olacağını ifade etti. Sanayicilerin de katılmasının fuarı kalıcı hale getireceğini belirten Aydoğan, Plastech de gelecekte gelinlik ve mermer fuarları gibi olacak. Sektör hızlı gelişiyor, bundan pay almamız lazım. dedi. Plastiği gelişmiş ülkelerin daha çok kullandığına dikkat çeken Aydoğan, Plastik, hayatımızın her alanına girmiş durumda. Sektör, farklı bakış açısıyla ve kendini geliştirerek ihtilafları da sona erdirecektir. diye konuştu. Fuar kapsamında İZFAŞ ve Ekonomi Bakanlığı işbirliğinde düzenlenecek VIP Alım Heyeti programına ABD, Almanya, Bulgaristan, Güney Afrika, Irak, İran, İtalya, Kosova, Libya, Lübnan, Nijerya, Romanya, Rusya ve Yunanistan katılacak. Fuarda sergilenen ürün gurupları arasında ambalaj, plastik, kauçuk polyester, pvc kapı ve pencere profilleri, boru üretim teknolojileri ve aksesuarları, geri dönüşüm sistemleri ve ekipmanları yer alıyor. Çakar: KOCAOĞLU topu taca atıyor AK Parti Grup Başkan Vekili Kenan Çakar, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, personel ihalesini kaybetmesinden sonra işten çıkarılma tehlikesi yaşayan 650 İZELMAN işçisi konusunda topu taca attığını söyledi. Yaptığı açıklamada, TBMM'nin belediyelerin kendi şirketlerine ihalesiz iş verebilmesi için Büyükşehir Belediye Meclisi'nde temenni kararı alınmasını ve kanuni düzenleme yapılması isteğini topu taca atmak olarak yorumlayan Çakar, "Bugün Büyükşehir Belediyesi'nin şirketlerinde çalışan 650 işçimizin işsiz kalacağı, Sayın Başkan Aziz Kocaoğlu'nun, 'Tazminatlarını vereceğiz, çıkaracağız.' sözleriyle resmen ilan edilmiştir. Bu konuyla ilgili bir yasal düzenleme olduğunu bile bile TBMM'ye mektup yazma girişimi, aslında İzmir'deki idarenin, 'Ben bu işi çözmüyorum, bu işçileri kapıya koyacağım. Adres ben değilim, adres Ankara.' diyerek topu taca atma girişiminden başka bir şey değildir. Bu bir siyasi atraksiyondur. Hiçbir haklı temeli yoktur. Bu konu zaten TBMM'in gündeminde. dedi. Samimiyetsizliği gördüklerini ve oyunu bozmak için iki önerge verdiklerini anlatan Kenan Çakar, Biz bu oyunu bozmak için samimi olarak belediye meclisine iki önerge verdik ancak CHP grubu, samimiyetsiz tavrını devam ettirerek ihaleyi iptal etme önergemizi reddetti. Bu iki önergenin reddedilmesi, aslında işçinin düşünülmediğini, işin siyasi malzeme haline getirilip sorumluluktan kaçıldığını gösteriyor. İşçi grubu da meclis toplantısından sonra, 'İşçiyi satanı biz de satarız.' diyerek tepkisini göstermiştir. İzmir'de bugün geldiğimiz noktada, taşeron falan kaldırılmış değildir. Büyükşehir Belediyesi şirketlerinin pek çok işi, hâlâ taşeronlar tarafından yapılmaktadır. Taşeron sistemine karşı olduğunu söyleyenler, iki yıl önce işçi bayramı şöleni düzenleyenler, bugün işçiyi kapının önüne koymuşlardır." şeklinde konuştu.
SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Sofralara tam buğday ekmeği! Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saniye Şen, Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasında yüzde 45-85 oranında vitamin ve mineral farkı var. Üstelik buğdayın ruşeymi çıkartıldığında vitamin kaybı daha da çoğalıyor diye konuştu Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saniye Şen, sofralarda tam buğday ekmeğinin tercih edilmesi gerektiğini belirterek, Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasında yüzde 45-85 oranında vitamin ve mineral farkı var. Üstelik buğdayın ruşeymi çıkartıldığında vitamin kaybı daha da çoğalıyor dedi. Şen, ekmekteki kepek oranının artırılmasının son derece yararlı olduğunu söyledi. Birçok vitamin ve mineralin, buğdayın kepeğiyle dışarıya atıldığını anlatan Şen, ruşeymi de alınmış buğdayın unlaştırılarak şeker deposu haline getirildiğini kaydetti. Şen, basit şekerle şişmanlık ve kanserin ilişkisinin yıllardır bilindiğini, ekmek aracılığıyla vücuda alınan basit şekerle karaciğerin yağlandığını, vücutta insülin direncinin geliştiğini ifade etti. Kepek oranı artırılan ekmekte bir sonraki aşamanın, doğal bir şekilde öğütülen buğday kullanımı olması gerektiğini bildiren Şen, şöyle devam etti: Buğdayın içindeki ruşeymi, kar amaçlı yaklaşımla ekmeğin raf ömrü uzasın diye çıkarıyoruz. Ruşeymin içinde DNA ların dizaynında etkisi olan maddeler, vitaminler ve Amerikalıların kalp hastalarına reçete ettiği, güzellik kremlerine katılan Koenzim Q10 var. O yüzden tahılların, ekmeğin raf ömrünü kısaltacak diye insan için en yararlı ruşeym ayrılmadan öğütülmesi lazım. Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasında yüzde 45-85 oranında vitamin ve mineral farkı var. Üstelik buğdayın ruşeymi çıkartıldığında vitamin kaybı daha da çoğalıyor. RUŞEYMİ NEDEN ÖNEMLİ? Kepek oranı artırılan ekmekte bir sonraki aşamanın, doğal bir şekilde öğütülen buğday kullanımı olması gerektiğini bildiren Şen, sözlerini şöyle tamamladı: Buğdayın içindeki ruşeymi, kar amaçlı yaklaşımla ekmeğin raf ömrü uzasın diye çıkarıyoruz. Ruşeymin içinde DNA'ların dizaynında etkisi olan maddeler, vitaminler ve Amerikalıların kalp hastalarına reçete ettiği, güzellik kremlerine katılan 'Koenzim Q10' var. O yüzden tahılların, ekmeğin raf ömrünü kısaltacak diye insan için en yararlı ruşeym ayrılmadan öğütülmesi lazım. Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasında yüzde 45-85 oranında vitamin ve mineral farkı var. Üstelik buğdayın ruşeymi çıkartıldığında vitamin kaybı daha da çoğalıyor. Aslında bu topraklarda eskiden esmer ekmek tüketilirdi. Kentleşmeyle birlikte beyaz ekmek ortaya çıktı. Doğru olan, buğdayın tama yakın kısmının ekmeğe dönüştürülmesidir. Astım hastası olan bu haberi kaçırmasın! ASTIM rahatsızlığı olan çocukların yaklaşık yüzde 60 ında egzersiz yaparken öksürük, nefes sıkışması gibi şikayetler olur. Bu yüzden aileler genellikle çocuklarının spor yapmalarını istemez. Ancak spor yapmayan, aktivitesi azalan çocuğun bu sefer de obezite sorunuyla baş başa kaldığını söyleyen Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Akçay, obezitenin astımın daha da kötüleşmesine neden olduğunu vurguladı. Akçay, astım hastası çocukların spor yaparken dikkat etmeleri gereken noktalara değindi. Spor yapmadan 30 dakika önce hafif terleme oluncaya kadar 15 dakika ısınma hareketleri yapılmalı. Hafif ısınmadan 30 dakika sonra yapılacak egzersizle spor yaparken akciğerlerle ilgili sorun yaşama riski çok az olacaktır. ÇATIŞMANIN NEDENi Araştırmalara göre, günlük hayatımızda yarattığımız ve yaşadığımız sorunların yüzde 90 ı iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor iletişimsizlik Uyku problemine dikkat edin! "İlk 6 ayda bebekler gece 1-3 kez emmek için uyanabilir, ancak hemen tekrar uykuya dalarlar. Bir yaşındaki bebeklerin yaklaşık % 85 i gece boyunca sakin ve düzenli uyur. Ancak % 10 unda hemen her gece uyanma sorunu olduğu bildirilmektedir." Anadolu Sağlık Merkezi nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, çocuklarda uyku problemi hakkında merak edilenleri anlatıyor. Dr. Ebru Gözer: Çocuk ve ergenlerin %20 ile %30 unda uyku sorunları yaşanmaktadır. Hekimin rolü normal uyku fizyolojisini bilmek, aileleri uyku hijyeni açısından eğitmek, davranış temelli uyku problemlerinin gelişmesini önlemektir. Uyku bozukluklarında önde gelen nedenleri fiziksel ya da duygusal kaynaklı olmaktadır. Ailelerin tutum ve davranışlarındaki yetersizlik ya da olayın üzerine aşırı gitme gibi davranışlar sonucunda uyku sorunu ciddi boyutlara varmaktadır. Ailenin rahatlatılması ve bunun yanı sıra çocuğun temel uyku alışkanlıklarının yeniden kazandırılması yönünde anne ve babanın yönlendirilmesi önemlidir. Dr. Ebru Gözer: Bir yenidoğan tipik o- larak 30 dakika ile 4 saat arasında uyur. Bebeğin yaşı arttıkça uyku y- oğunlaşmaya başlar. Yenidoğan bebekler günde 17-18 saat, bir aylık olduklarında günde 16-17 saat, 3-4 aylık olduklarında günde 15 saat kadar uyurlar. Dört aylık bir bebekte uykunun üçte ikisi gece gerçekleşir. Altıncı ayda uyku evresi 7 saat kadar sürebilir. Birçok bebek uyku aralarında tekrar uyanır ve tekrar uykuya dalabilir. Anne babaların çoğu bebeklerinin 10-12 saat kadar uyuduğunu söylese de bu aralarda uyanma hesaba katılmadığı içindir. Kimse uyandırmasa da belli aralıklarla uyanabilir. İki yaşına gelindiğinde günlük uyku saati 12 saate kadar iner ve gündüzleri kısa süreli uyuklamaları olabilir. Bebeğin yaşı arttıkça gündüz uykularının süresi kısalır. Genellikle 3 yaşından sonra gündüz uyumayı bırakırlar. İlk 6 ayda bebekler gece 1-3 kez emmek için uyanabilir, ancak hemen tekrar uykuya dalarlar. Bir yaşındaki bebeklerin yaklaşık % 85 i gece boyunca sakin ve düzenli uyur. Ancak % 10 unda hemen her gece uyanma sorunu olduğu bildirilmektedir. Uyku, non- REM ( Rapid eye movement ) ve REM denen iki farklı dönemden oluşur. Non-Rem dönemi uykunun en derin dönemleridir, gecenin 1. ve 3. saatleri arasında yer alır. (HABER MERKE Zİ) Uzmanlara göre insanların önemli bir kısmı, işe ayırmaları gereken zaman ve enerjiyi departman savaşları, kişiler veya gruplar arası çatışmalara harcıyor, sonuçta da depresyon ve tükenmişlik duygusuyla baş başa kalıyor. Çatışma aslında hayatımızın önemli bir parçası. Peki, çatışmayı kontrol altına alıp, ona sebep olan sorunları nasıl çözülebiliriz? Konunun uzmanları, çatışmanın her zaman negatif bir durum olmadığını, kontrol altına alınırsa fırsata dönüştürülebileceğini belirtiyor. Araştırmalar, günlük hayatımızda yarattığımız ve yaşadığımız sorunların yüzde 90 ının iletişim eksikliğinden kaynaklandığını gösteriyor. "İnsanın ancak diğer nesne ve varlıklarla ilişkileriyle var olabildiği göz önüne alındığında iletişimin önemi daha iyi anlaşılıyor" diyen Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Eğitmeni Şebnem Ergül, doğru bir iletişim yönetimi ile zaman ve enerjiyi kontrol ederek, tarafların istekleri ve yararları doğrultusunda doğru sonuçlar almanın her zaman mümkün olabildiği görüşünde. Çatışma, anlamı ve çağrıştırdıkları nedeniyle olumsuz olarak algılansa da Ergül e göre, iyi yönetildiği zaman kurumlar için yıkıcı olmaktan çok yapıcı olabiliyor. Ergül, İyi yönetilen bir çatışma kuruma; esneklik, yaratıcılık, uzmanlık, katılım, motivasyon ve kapasite kullanımının artması yönünde katkı sağlayabilir diyor. Konuşma dilinde sinir bozukluğu diye bilinen durum, genellikle stresin ve çeşitli birikimlerin sonucu ruhsal rahatsızlıklarla ortaya çıkan bir tür tepkidir. Kişinin günlük yaşamın zorluklarıyla başa çıkmaz hale gelmesine yol açan bu rahatsızlıklar kolayca tedavi edilebilir. Genellikle sinir bozukluğu diye adlandırılan durum gerçekte sinirlerle ilgili bir bozukluk değildir. Bu terim, sinir sistemimizin etkinliğinin bir bölümü olan zihinsel işlevlerle ilgilidir. Sinirli, aşırı duyarlı, depresif bir hale gelen ve çabuk öfkelenip özdenetimini yitiren kişiler için sinir bozukluğundan söz ederiz. Oysa bozulan ruhsal denge ve zihinsel işlevlerdir. Söz konusu durum apansızın akut bir biçimde patlak vermiş gibi görünür, ama aslında çok önceden alttan alta ilerleyip genellikle gözden kaçan belirtiler vardır. Birikimlerin sonunda ruhsal bir sorun halinde tepkiye yol açması pek çok biçimde olabilir. Tıpkı bir nedenin söz konusu olmaması gibi, durumun şiddeti de büyük değişiklik gösterebilir. Belirtiler Belirtiler nedene, kişinin yapısına, kişideki psikolojik savunma mekanızmalarına göre farklı biçim ve şiddette ortaya çıkar. A- ma genel olarak nörotik ve psikotik olmak üzere iki ana türde görüldüğü söylenebilir. Nevroz (iç çatışmaların bilinçdışı dışavurumu biçiminde ortaya çıkan ruhsal durumlar) söz konusu olduğunda, aşırı anksiyete (iç sıkıntısı, endişe ya da nedensiz korku), fobi, çarpıntı, sinirlilik, kolay ağlama, aşırı duyarlık gibi belirtiler görülür. Bazen kişi insanlarla ilişkilerden uzaklaşıp içe kapanır. Bazen de kişinin özdenetimini yitirdiği görülür. Birbirinden çok farklı ruh durumları arasında gidip gelen kişi duygularını denetleyemez ve bu da onun çevresi tarafından huysuz, saati saatine uymayan ve normal olmayan biri olarak değerlendirilmesine neden olur. Belirtiler arasında histerik nitelikli olanlar da yer alır: bayılmalar, uyuşma ve karınclanma, histerik felçler ile bellek yitimi en sık görülenlerdendir. Öte yandan açık seçik bir depresyonda ortaya çıkabilir. Belirtiler psikotik (psikoz akıl hastalığı demektir) nitelikli ise düşünce sürecinde bozukluk, sanrılar, hezeyanlar, konuşma bozukluğu ve gerçeklik duygusunun yitimi gibi durumlar söz konusudur. Bu konuda unutulmaması gereken nokta psikotik belirtilerin mutlaka psikoza yani akıl hastalığı anlamına gelmemesidir. Sözgelimi, histerik disosiyasyon olarak adlandırılan durum bazı yönleriyle akıl hastalığına çok benzeyen ama geçiçi olan bir nevroz türüdür. Bu türden ruhsal sorunlar, akut bir biçimde patlak vermiş izlenimi yaratmalarına karşın, önceden bazı belirtilerle uyarıda bulunurlar. Bu nedenle psiyatrlar hastanın o andaki durumunu değerlendirmenin yanısıra, geriye doğru bir sorgulamayla onu bu noktaya getiren nedenleri, yaşam koşullarını, gözden kaçan belirtileri öğrenmeye çalışırlar.genellikle tanı oldukça kolaydır, ama bazı vakalarda ayırıcı tanı güç olabilmektedir. Nedenler En basit neden kişinin başaçıkabileceğinden fazla güçlük ve stresle karşı karşıya kalması ve gerginliğin birikerek ruhsal sorun halinde patlak vermesidir. Ancak aynı koşullar altındaki insanların bazılarında ruhsal sorun ortaya çıkarken bazılarının etkilenmediği de bilinir. Belirli ruhsal sorunlarda özellikle de düşünme sürecinin bozulduğu psikotik belirtilerle seyreden rahatsızlıklarda doktorlar, kalıtsal bir yatkınlığın söz konusu olduğuna inanmaktadırlar.
SAYFA 07 S?YAH MAVR KIRMIZI SARI Kocaman gönderme! Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, "Geçen sezon Fenerbahçe'yi özellikle Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyenlere buradan, yarı finalden selam olsun demek lazım" dedi. Kocaman, UEFA Avrupa Ligi çeyrek finalinde Lazio'yu eleyerek yarı finale çıktıkları maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, ülke futbolu, Fenerbahçe Kulübü, takımı ve şahsı adına çok mutlu olduğunu söyledi. Maçta her iki takımın da isteğine uygun bir şekilde oynadığını belirten Kocaman, "Lazio ilk maçı 2-0 kaybetmenin dezavantajıyla sürekli öne oynadı.önce ilk golü bulup sonra da tur için oynamayı hesap ediyordu. Bizim için amaç ilk maçta aldığımız skoru da düşünerek maçın bütününde 2-0'lık avantajı korumayı başarmaktı. İlk yarım saat bizim için doğru bir şekilde geçti. Sonra sıkıntılı bir maç oldu. Bütün futbolcular turu geçme iradesini ve yüksek isteğini maçın her anında ortaya koydu. Geçen sezon özellikle bizi Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyenlere yarı finalden selam olsun demek lazım herhalde" dedi. K Fenerbahçe destan K Fenerbahçe Avrupa Ligi'nin en büyük 4 takımından biri! Fenerbahçe, tarihinin en büyük başarısını kutluyor! Avrupa Ligi'ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, Lazio deplasmanında elde ettiği 1-1'lik beraberlikle, Avrupa Ligi'nde yarı finale çıktı Orta alan mücadelesi şeklinde başlayan mücadelede Lazio, Fenerbaçe ye oranla daha etkili başladı ve dakikaların ilerlemesiyle Sarı-Lacivertliler oyunda dengeyi getirse de Lazio daha etkili olan taraf oldu. İki takım da ilk devrede çok sayıda top kaybı yaptı. Lazio ilk devrede uzaktan çektiği şutlarla Fenerbahçe kalesinde etkili olmaya çalıştı. İtalyanlar, ilk devrede Fenerbahçe kalesine tam 16 şut çekti. Fenerbahçe mücadeleye Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Ziegler, Selçuk Şahin, Meireles, Kuyt, Cristian, Caner Erkin, Webo ilk 11'i ile çıktı. Lazio ise, Marchetti, Biava, Ciani, Cana, Radu, Hernanes, Ledesma, Lulic, Candreva, Ederson, Kozak 11'i ile mücadeleye başladı. Maçın ilk tehlikeli atağı Lazio'dan geldi. Fenerbahçe'de Cristian'ın 4. dakikadaki hatalı geri pasında araya giren Candreva, ceza alanı önünden şutunu çekti ve top Volkan'da kaldı. Fenerbahçe kalesi 13. dakikada büyük tehlike atlattı. Sol çarprazda kazanılan serbest vuruşta Hernanes, kaleci Volkan Demirel'i önde görünce orta yapmak yerine topu kaleye doğru gönderdi. Volkan çizgi üzerinde yopa zorlukla sahip oldu. 28. dakikada Luric'in sol kanattan ceza alanına gönderdiği topa, Candreva ceza alanı yayı önünden çok sert bir şut çekti ve top az farkla üstten auta gitti. "Kariyerim için önemli bir gol attım" Volkan, 41. dakikada çok önemli bir kurtarışa imza attı. Fenerbahçe ceza alanına girmeyi başaran Lazio'da Ederson kaleyi sağ çarprazdan karşısına aldı ve yerden şutunu çekti, Volkan bu pozisyonda tehlikeyi ayaklarıyla önledi. yazdı 45. dakikada Radu'nun sol taraftan gönderdiği pasa Hernanes ceza sahası dışından çok sert vurdu, Volkan topa iki hamlede sahip oldu ve bu pozisyonda topu kontrol ettikten sonra kendisine sert müdahalede bulunan Kozak, sarı kart gördü. İlk devrede iki takım da gol bulamadı ve takımlar soyunma odasına golsüz eşitlikle gitti. Lazio ikinci devreye çok etkili başladı. 48. dakikada sağ kanattan Candreva'nın yaptığı ortaya Kozak, Yobo'nun yanından kafayı vurdu ve top direğin 1 karış üstünden auta gitti. İkinci yarıda etkili bir oyun ortaya koyan Lazio, 60. dakikada 1-0 üstünlüğü yakaladı. Ledesma'nın çabuk kullandığı serbest vuruşta Candreva sağ taraftan ortasını yaptı ve arka direkte topa çok iyi yükselen Lulic düzgün bir kafa vuruşuyla topu ağlarımıza gönderdi. Ve Roma'da beklenen gol Caner'le geldi. Lazio'nun golünün ardından adeta ölüp ölüp dirildiğimiz dakikalarda sahneye çıkan Caner, skora dengeyi getirdi. 1-1. Salih Uçan, Dirk Kuyt ve Pierre Webo'nun paslaşmalarının ardından topu alan Caner Erkin önce vurur gibi yaptı ve rakibini oyundan düşürdü, ardından kale sahasının hemen sol çaprazında vuruşunu yaptı ve topu ağlarla buluşturdu. Bu gol maçın da skorunu belirledi ve mücadele 1-1 eşitlikle sonuçlandı. Fenerbahçe, bu skorla yarı finale adını yazdırdı.
SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Bakan Müezzinoğlu: Art niyetliler KAYBEDECEK Son günlerde tepkilere neden olan "TC" ibaresi ile ilgili tartışmalar Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nu kızdırdı. İzmir'de konuşan Bakan Müezzinoğlu, çözüm sürecinden taviz verilmeyeceğini açıkladı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, son günlerde tartışma konusu olan kamu hastanelerindeki "TC" ibaresi ve "süt bankası" ile ilgili soruları cevaplandırdı. "TC" ile ilgili sürecin 25 Ekim 2012'de başladığını ancak çözüm sürecinde gündeme getirilmesinin kötü niyetli olduğunu söyleyen Müezzinoğlu, süt bankasıyla ilgili çalışmalarınsa hızla devam ettiğini, mayıs ayında hükümete ve Meclis'e sunarak kanunlaşmasını sağlayacaklarını aktardı. Bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti: Sorular, daha çok çözüm süreciyle ilgiliydi. Bir de bizim Sağlık Bakanlığı'nda son bir haftadır oluşturulmaya çalışılan, 'Türkiye Cumhuriyeti' veya 'TC' logosuyla ilgili soruları sordular. Biz de gerekli cevapları verdik. Bakanlıkla ilgili olanı dün de söyledim, defaatle de söylüyoruz. Bizim Sağlık Bakanlığı'nın yazışmalarının hiçbirisinde 'TC' ibaresi kaldırılmamıştır. Yalnız 2012 Mart ayında yapılan kurumsal çalışmaların sonucunda önceki Bakanımız Recep Akdağ Bey, yanılmıyorsam 25 Ekim tarihli genelgede logo değişikliği altındaki 'TC' kelimesini bırakmış ama yan tarafında da, 'Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı' yazıyor. Ondan sonraki kurumsal yapıda Halk Sağlığı Kurumu, kurumsal yapıda Kamu Hastaneler Kurumu, kurumsal yapıda İlaç ve Eczacılık Kurumu, başında Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı yazıldıktan sonra tekrar Türkiye Cumhuriyeti Halk Sağlık Kurumu, tekrar Türkiye Cumhuriyeti Kamu Hastaneleri Kurumu yazmaya gerek yok denilmiş. www.sondakikagazetesi.com İzmir Körfezi'nde ''yüzülebilir deniz'' hedefiyle devam eden dip tarama çalışmasında önemli bir aşamaya gelindi. Her gün 2 bin metreküp çamur, gemilerle Hekim Adası'na taşınıyor. İZSU Genel Müdürü Alpaslan, "Ağırlıklı olarak kum ve kil çıkıyor. Bu malzemenin talibi çok" dedi Temiz körfeze GNÇTRKCLL Kantin Turnuvaları İzmir de! Gençlerin hayatlarının her alanında ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmaya devam eden gnçtrkcll şimdi de üniversite öğrencilerinin ders aralarını daha eğlenceli hale getirmek için gnçtrkcll Kantin Turnuvaları düzenliyor. İzmir 9 Eylül ve Ege Üniversiteleri nde 15 Nisan da başlayacak olan turnuvalar kapsamında gnçtrkcll li öğrenciler ders aralarında hem PlayStation oynayarak hünerlerini sergileyecek hem de LG Nexus 4 ya da son model LG Optimus G telefon kazanma fırsatı yakalayacak. Türkiye nin en büyük gençlik kulübü gnçtrkcll, gençlerin hayatlarının her alanında onlar için sürpriz organizasyonlara imza atmaya devam ediyor. gnçtrkcll bu kez birçok üniversitede öğrencilerin ders aralarının daha sosyal ve eğlenceli olmasını sağlamak adına gnçtrkcll Kantin Turnuvaları düzenliyor. 15 Nisan tarihinde İzmir 9 Eylül ve Ege Üniversiteleri nde başlayacak ve 3 gün sürecek olan turnuva kapsamında öğrenciler PlayStation oynayarak ders aralarını daha heyecanlı ve eğlenceli geçirebilecek. Üstelik turnuva sonunda birinci gelen kişi LG Nexus 4 ya da son model LG telefon kazanma fırsatı yakalayacak. Toplam 12 ilde 14 üniversitede gerçekleştirilecek. bir adım daha! İzmir Körfezi'nde ''yüzülebilir deniz'' hedefiyle devam eden dip tarama çalışmasında önemli bir aşamaya gelindi. Ragıp Paşa Dalyanı önüne kadar gelen taramalarda her gün 2 bin metreküp çamur, gemilerle Hekim Adası'na taşınıyor. İzmir Körfezi'ne güneyden giren suyun, kuzeydeki sığlaşma nedeniyle dışarıya çıkamamasının yarattığı kirliliği önlemek amacıyla geçen yıl temmuz ayında başlayan çalışma kapsamında kuzeyde 13 kilometre uzunluğunda 250 metre genişliğinde ve 8 metre derinliğinde bir sirkülasyon kanalı oluşturulacak. Yaklaşık 5 yılda tamamlanması beklenen proje ile körfez içinde dönen suyun yüzde 20 artacağı, su kalitesinin hızla iyileşeceği belirtiliyor. Çalışmanın diğer ayağında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, güney bölgesinde İzmir Limanı'na büyük tonajlı gemilerin girebilmesini sağlamak amacıyla 16 metre derinliğinde bir gemi yaklaşım kanalı açacak. Bu kanaldan giren su, güneydeki sirkülasyon kanalından körfez dışına çıkacak. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi uzmanlarının belirlediği güzergahta devam eden Akıntı İyileştirme Kanalı çalışması kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi, "Meltem" isimli, saatte 4 bin metreküp kapasiteli kesici emici tarama gemisi, "İmbat" isimli römorkör ve bir zodyak, TCDD ise DLH'ya ait "Kazar" isimli ekskavatör gemisi ve taşıma amacıyla kullanılan 2 duba gemisiyle tarama faaliyetini sürdürüyor. 50 santimetreden 4 metreye Tarama gemisi "İmbat"ın her gün deniz zeminini oyarak çıkardığı 2 bin metreküp çamur, duba gemilerle 17 mil uzaklıkta Urla açıklarındaki Hekim Adası'na taşınarak kuruması için toprağa seriliyor. Meles, Arap ve Bostanlı dere ağızlarında başlayan çalışma, derinliğin 50 santimetreye kadar düştüğü Ragıp Paşa Dalyanı önüne kadar ilerledi. Çalışma kapsamında bugüne kadar 1 milyon metreküpü aşkın çamur çıkarıldı ve bölgedeki derinlik 4 metreye ulaştırıldı. Çalışma ile 1800'lü yılların sonundan 1980'lere kadar balık yetiştirme çiftliği olarak kullanılan Ragıp Paşa Dalyanı'nın deniz altında kalan setleri de kaldırılıyor. İki kurumun birlikte hazırlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunduğu ÇED Raporu'nun ise haziran ayında onaylanması bekleniyor. Raporun onay görmesi halinde "Meltem" gemisinin taradığı çamur doğrudan boru hattı aracılığıyla Çiğli'deki İZ- SU'ya ait Atıksu Arıtma Tesisi yanında oluşturulacak kurutma alanına pompalanacak. Duba gemilerinin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle saatte 800 metreküp taşınabilen çamur kapasitesi boru hattı sayesinde saatte 4 bin metreküpe çıkacak. Çalışmanın hızlandırılması amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yeni tarama gemileri için sipariş verebileceği de belirtiliyor. Benzerine rastlayamadık Çalışmalarla ilgili bilgi veren İZSU Genel Müdürü Ahmet Hamdi Alpaslan, "Türkiye'nin denizde yürütülen en önemli çevre projesi" olarak nitelendirilen proje için üniversite, yerel yönetim, bakanlık ve kamu kurumlarının örnek bir işbirliği yaptığını belirterek şöyle konuştu: "ÇED Raporu ile ilgili çalışmalar tamamlandı, dosyamız bakanlığa sunuldu. Onay alındığında çalışma hızlanarak devam ediyor. Şu anda bize müsaade edilen alanlarda 1 milyon metreküpü aşan bir malzemeyi temizledik. Henüz işin başındayız. Bu 5 yıllık bir çalışma süresini kapsıyor. Ne kadar yol kat edersek o kadar avantajlı olur düşüncesiyle çalışmalara başladık. Şu anda malzemenin çok uzak bir bölgeye gemilerle taşınması nedeniyle istediğimiz hızda gidemiyoruz. Hedefimiz İZSU'nun kendi arazileri ve kıyı kesimindeki bölgelere aktarmak ve yaymak. Son teknoloji bir sistemle çalışıyoruz. İş modeli açısından da bir çok orijinal özellik içeriyor. Bu çalışmanın benzerine dünyada başka bir denizde rastlamadık." Çıkarılan malzemeyle ilgili çevresel kaygılar bulunduğunun hatırlatılması üzerine Alpaslan, çıkan malzemenin ağır metalleri barındıran tehlikeli atık olmadığını, kum ve kilden oluştuğunu söyledi. Alpaslan, şunları kaydetti: "Böyle bir çalışma ilk kez yapıldığı için çamurun tehlikeli olduğu izlenimi oluştu. Değişik derinliklerden 84 kritere göre analiz yapıldı. Deniz dibinden çıkan malzeme ağır metal barındıran bir atık değil, ağırlıklı olarak kum ve kilden oluşuyor. Bunlar bizim yararlanacağımız malzemeler. Mesela kum, İzmir için zor bulunan bir malzeme. Bunun piyasaya sunulması imkanını da bulabileceğiz. Çıkan malzemenin talibi çok. Şu anda bu konudaki çalışma devam ediyor. Malzemenin Harmandalı Çöp Deponi Alanı ve taş ocaklarında örtü malzemesi olarak kullanılması seçeneği değerlendiriliyor. Çevreye hiçbir zarar söz konusu değil tam tersine büyük katkı sağlayacağız. Zaman içinde bu projenin kıymeti anlaşılacaktır." Körfez temizliğini kadınlar yönetiyor Sirkülasyon kanalıyla ilgili tüm çalışmalar, İZSU Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Tülay Yılmaz ve Dereler Bakım ve Körfez Tarama Şube Müdürü Fatma Mesutgil tarafından yönetiliyor. Daire Başkanı Yılmaz, çıkan malzemenin Kuş Cenneti'ndeki Çilazmak Dalyanı'nda kuş üreme havuzlarının yapımında kullanılmasının da gündemde olduğunu, ayrıca Çamaltı Tuzlası'nın da set iyileştirilmesi için bu malzemeden talep ettiğini açıkladı. Haziran ayında onay alınması halinde hızlanacak projeyle 2-3 yıl içinde körfezde gözle görülen değişiklikler yaşanacağını, sirkülasyon oranındaki artışı her an izleyebilecek bir sistemle çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı kıyı tasarım projesiyle eş zamanlı olarak İzmir Körfezi'ni farklı bir geleceğin beklediğini dile getirdi. (AA) Yarım saatte ayağa kalktı Halk arasında "kunduracı göğsü" olarak bilinen ve erkeklerde daha çok görünen "Pectus Excavatum-Gögüs Çöküklüğü" rahatsızlığına sahip 300 hasta, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 30 dakikalık ameliyatla sağlığına kavuştu. DEÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Önen, göğüs kafesinin içeri doğru çöktüğü doğumsal bir rahatsızlık olan söz konusu rahatsızlığın, bin doğumdan birinde görüldüğünü söyledi.erkeklerde, kadınlara göre 4 kat daha sık karşılaşılan hastalığın, estetik sorunlara da yol açtığını ifade eden Önen, "Hastalar, yaşıtlarına göre daha çabuk yoruluyor, çarpıntı ve ağrı şikayetleri yaşayabiliyor. Ama hastalığın estetik boyutu, gençleri sosyal yönden daha fazla olumsuz etkiliyor" dedi. Kunduracı göğsünün, 2006 yılından bu yana dokularda en az hasar oluşturularak uygulanan bir teknikle tedavi edildiğini anlatan Önen, şöyle konuştu: "NUSS ameliyatı minimal invaziv bir yöntem, kamerayla giriyoruz. Göğüs kafesini ileri iten pektus barı yerleştiriliyoruz. Göğüs altında ikişer santimlik ameliyat izleri oluyor. Önceden uygulanan teknik 3 saat sürerken NUSS tekniğinin süresi ortalama 30 dakika. Türkiye'de çeşitli merkezlerde uygulanıyor. 2006'dan beri yaptığımız minimal invaziv NUSS ameliyatlarında, Türkiye'de en fazla hasta sayısına ve yüzde 98 başarı oranına ulaştık. dedi.