Canavarlar, Curcuna ve Kahraman Kardeşler! 1
Canavarlar, curcuna ve Kahraman Kardeşler! Orijinal Adı: Monsters, Mayhem and a Sprinkling of Crumbs Yazarı: Tracey Corderoy İllüstrasyonlar: Ali Pye Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Sibel Coşar Editör: Emirhan Burak Aydın Düzenleme ve Kapak Uygulama: Nurhan Seyrekbasan 1. Baskı: Temmuz 2015 ISBN: 978-605-173-023-3 YAYINEVİ SERTİFİKA NO: 12280 @ Tracey Corderoy, 2013 @ İllüstrasyonlar Ali Pye, 2013 Türkçe Yayım Hakkı: Akcalı Ajans aracılığı ile Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. ve San. Ltd. Şti. Baskı ve Cilt: Kitap Matbaacılık Davutpaşa Cad. No: 123 Kat: 1 Topkapı / İstanbul Tel: (0212) 482 99 10 (pbx) Fax: (0212) 482 99 78 Sertifika No: 16053 Yayımlayan: Epsilon Yayıncılık Hizmetleri Tic. ve San. Ltd. Şti. Osmanlı Sk. Osmanlı İş Merkezi 18/4-5 Taksim / İstanbul Tel: (0212) 252 38 21 Faks: (0212) 252 63 98 İnternet adresi: www.epsilonyayinevi.com e-mail: epsilon@epsilonyayinevi.com 2
Canavarlar, Curcuna ve Kahraman Kardeşler! Tracey Corderoy İllüstrasyonlar: Ali Pye Çeviri: Sibel Coşar 3
İcatlar 390-394 Resim 390: POD Şiştiğinde giyeni koruyucu bir balonla saran cankurtaran yeleği. Resim 391: Cikcik Gökyüzünden görüntü çekip Otto nun saatindeki takip ekranına yollayan mekanik bir casus kuş. 4
Resim 392: Yapış Ayakkabılar Duvarlarda ve tavanda yürümeye yarayan antiyerçekimi ayakkabıları. Resim 393: Fred Çok hızlı atılabilen bir ağa sahip olta. Resim 394: Dans Böcekleri Geceleri etrafa ışık saçıp dans eden mekanik ateş böcekleri. 5 Henrig Crumb ın icatlarıdır.
Muldoon Eski Ahır Hamish in Teknesi Bessie Hala nın Çiftliği 6
OYUN ALANI KAMP ALANI Greyhorn Gölü Muldoon Kasabası 7 Tren İstasyonu
8
Bölüm bir 9
canavar yakalayacağım, dedi Scarlett. Otto ve Martha onu umursamadılar. Bir Görürsünüz! dedi Scarlett. Yakalayacağım. Crumb ailesi, Sharksbooth Körfezi tren istasyonundaydı. Çocuklar İskoçya ya, Sevimsiz Hala nın evine tatile gidiyorlardı, böylece babaları da evde rahatça icatlarını yapmaya devam edebilecekti. Acaba nasıl bir tatil olacak, diye düşündü Otto. Sevimsiz Hala nın domuz çiftliğinde o korkunç hayvanlarla beraber olmak! Çiftlik evinde televizyon bile yok! Halalarının gerçek adı Bessie ydi. Geçen hafta onlara bakmak için evlerine geldiğinde Scarlett, ona Sevimsiz ismini takmıştı. Crumb ailesinin en küçüğü olan ve her zaman aklına ilk geleni söyleyen Scarlett e göre kıllı, yaşlı bir kadına Sevimsiz Hala demek daha uygundu. 10
Otto platforma baktı. Sevimsiz Hala ortalıklarda görünmüyordu. On dakika önce yavru domuzu Basil i, trende sepetinin içinde götürebilmek için istasyon müdüründen izin istemeye gitmişti. 11
Tanrım! dedi Martha etrafına bakınırken. Ya Sevimsiz Hala trenin altında kalıp ezildiyse! Martha on bir yaşındaydı ve hep böyle şeyler söylerdi. Her şeyden korkardı ama en çok, ailesinin başına kötü, ölümcül bir şey gelecek diye endişelenirdi. Babaları Henrig, Martha nın elini tuttu. Korkma, dedi, Şimdi döner. Evet, diye mırıldandı Scarlett. Bu daha da kötü! Scarlett, söz dinlemeyen kızıl saçlarını geriye savurdu ve Otto ya bir çimdik attı. Ahhh! O kuş ne öyle? dedi gülerek Scarlett. Otto kaşlarını çattı. Bir gözetleme aleti. Babam yaptı. Henrig Crumb harika bir mucitti. Ancak karısı Clarice in ölümünden sonra hiçbir şey 12
yapmak istememişti. Son zamanlarda ödenmemiş faturalar dağ gibi biriktiği için icat odasının tekrar tozunu alıp çalışmaya başlamak zorunda kalmıştı. Henrig in son icadı, müzede sergilenen çok değerli bir altın fil için yaptığı kırılmaz bir kasaydı. Aynı zamanda ev işlerinde yardımcı olabilecek ev aletleri ve çocukları için oyuncaklar, elektronik aletler de icat ediyordu. Çocuklar tatile giderken bunlardan bazılarını yanlarına almışlardı. Dokuz yaşındaki sıska Otto, Zac i yani fermuarla çalışan kamuflaj çadırını (fermuarını çektiğin an görünmez oluyordu) ve yeni casus kuşu Cikcik i yanına aldı. Televizyondaki kahramanı Montague Plum gibi, Otto da dedektif olmak istiyordu. Ve tatil süresince bu konu üzerine uygulamalar yapabileceğini umut ediyordu. 13
Cikcik in onu hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyordu. Cikcik sıradan bir kuş değildi, mekanizması eşsiz bir şekilde yapılmıştı. Sadece çok yükseklere uçabilmekle kalmıyor, şüphelileri yukarından bulabiliyordu da. Cikcik in karnındaki kamera aşağıda olup bitenleri izlemesini sağlıyordu, böylece istediği kişiyi rahatça takip edebiliyordu. Scarlett altı buçuk yaşında, erkek gibi kızdı. Yanına, sıradan bir olta gibi görünen fakat bir düğmeye bastığında kocaman bir ağ çıkaran Fred i almıştı. Scarlett, İskoçya nın tepelerindeki göllerde canavarlar olduğunu duymuştu ve bir tanesini yakalamak için Fred i kullanacaktı. Böylece arkadaşlarına gerçek bir evcil hayvanın nasıl bir şey olduğunu gösterebilecekti! Ayrıca Scarlett, yanında götürdüğü başka 14
bir icadı da ayaklarına giymişti. Yapış Ayakkabılar. Henrig, duvar, ağaç gibi şeylerin üzerinden yürüyebilmesi için, Scarlett e bu spor ayakkabıları yapmıştı. Yapış Ayakkabılar la bir yarasa gibi baş üstü bile durabiliyordunuz. Bu da, insanlara fark ettirmeden oyunlar oynayabilmenizi sağlıyordu. Martha nın oyuncakları, kardeşinlerininkiler kadar cüretkâr değildi. Yanına sadece, uzaktan kumandayla çalışan ve havada kibarca dans eden bir ateşböceği olan Dans Böcekleri ile Pod isimli can kurtarma yeleğini almıştı. Martha kumsala gitmekten korktuğu için, Henrig birkaç yıl önce bu yeleği yapmıştı. Fakat Pod, sıradan bir can kurtarma yeleği değildi, özel bir ipi vardı. İp çekildiğinde kocaman, içi görünebilen bir balona dönüşüyordu. Ve Martha da bu balonun içinde oluyordu. 15
Martha, büyük balonun içinde olmayı seviyordu, bu şekilde kendini güvende hissediyordu. Özellikle de kardeşleriyle beraber geçen hafta ünlü soyguncu çetesinin (Durdurulamazlar adıyla bilinirler) altın fili çalmasını engellediklerinden beri, Martha yeleği neredeyse hiç çıkarmamıştı. Devamlı ipini çekiyordu! Otto tekrar saatine baktı. Trenlerinin gelmesine az kalmıştı. Sevimsiz Hala yı bulması için Cikcik i gönderiyorum, dedi. Saatindeki izleme düğmesine bastı. Küçük kuş, kanatlarını kırparak istasyondan uzaklaşmaya başladı. 16
Otto saatinin ekranına baktı. Kuşun, aşağıda insanlar olduğuna dair sinyaller gönderdiğini görebiliyordu. Ekranda çok sayıda kadın, erkek ve çocuk vardı ama halaları ortalıkta görünmüyordu. Sevimsiz Hala o kadar büyük ve kıllıydı ki, gözden kaçırılması imkânsızdı! Birkaç dakika sonra Cikcik köşeyi döndü ve Otto görür görmez Sevimsiz Hala yı tanıdı. Bilet makinesinin yanında ayakta duruyordu ve el hareketlerinden anlaşıldığına göre üniformalı bir adamla tartışıyordu. Sevimsiz Hala yı buldum, baba, dedi Otto. Ama pek mutlu görünmüyor. Treni kaçırmadan gidip onu alayım mı? İyi fikir, Otto! dedi Henrig. Ama çabuk ol, tren birkaç dakikaya gelecek. Tamam, dedi Otto ve halasının adamla tartıştığı yöne ilerledi. Yanlarında üç yaşlı adam duruyor ve tartışmayı seyrediyordu. 17
Otto biraz ileride durdu ve Cikcik omzuna kondu. Aferin Cikcik, diye fısıldadı Otto. İlk işini başarıyla tamamladın! Sevimsiz Hala, her zamanki halinden de sinirli görünüyordu. Fakat Basil az bulunan cinsten, püsküllü kuyruğu olan bir domuz yavrusu! diye en yüksek sesiyle kükredi. 18
Umrumda değil! dedi istasyon müdürü, bir yandan da Sevimsiz Hala nın seyahat çantasındaki Basil e bakıyordu. Kurallar böyle. Bu çantadaki şey, Moldoon a gidene kadar çantada kalmak zorunda. Ama bu neredeyse tam bir gün! diye bağırdı Sevimsiz Hala. Ayaklarını esnetmeli! 19
Aman ne yazık! diye burnunu kıvırdı adam. Size uymuyorsa, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz! dedi ve arkasını dönüp gitti. Offf! diye bağırdı Sevimsiz Hala. Her an patlayacakmış gibi görünüyordu. İNANIL- MAZ! Otto, halasının yanaklarının posta kutusu kırmızısına dönüştüğünü ve burnundaki kılların titreştiğini fark etti. Sevimsiz Hala, konu vahşi domuzlar olduğunda tam bir çılgına dönebiliyordu! Özellikle de söz konusu domuz Basil ise! Otto hızla halasının yanına gitti. Trenimiz gelmek üzere! Tamam! Tamam! dedi Sevimsiz Hala. Hadi o zaman! Acele edelim. Üç yaşlı adam onların gidişini seyretti. Bilet makinesinin yanındaki sırada bekliyor- 20