ISSN: (Baskı) ISSN: (Online) SAYI: 115 DSİ TEKNİK BÜLTENİ DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Benzer belgeler
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARI NOTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Tamer Yılmaz, Barış Yılmaz, Halim Sezici 1 ÖZET

EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE YENİLİKÇİLİK ÖDÜLLERİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI ÖDÜL SÜRECİ. Rapor Yazım Esasları

2011 YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

FIRAT HAVZASI AKIMLARINDA GÖRÜLEN TRENDLERİN NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

Türkiye deki karla kaplı alanların uydulardan takibi ve uzun yıllar trend analizi

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SUSURLUK HAVZASI NDA M. KEMAL PAŞA ÇAYI NIN AYLIK AKIMLARININ OTOREGRESİF HAREKETLİ ORTALAMA (ARMA) MODELİ

Bülten No 2: Ekim 2011-Mayıs 2012

Yrd. Doç. Dr. Fatih TOSUNOĞLU Erzurum Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

TÜRKİYE DE GELİR DAĞILIMI VE İÇ GÖÇ. Özet

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Fren Test Cihazları Satış Bayiler. Administrator tarafından yazıldı. Perşembe, 05 Mayıs :26 - Son Güncelleme Pazartesi, 30 Kasım :22

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) İllerinin Aylık ve Yıllık Toplam Yağış Analizi

KAMU HASTANELERİ BİRLİKLERİNDE SÖZLEŞMELİ PERSONELE EK ÖDEME YAPILMASINA DAİR YÖNERGEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNERGE

İSTANBUL BOĞAZI SU SEVİYESİ DEĞİŞİMLERİNİN MODELLENMESİ. Berna AYAT. İstanbul, Türkiye

ÖĞRENCİLERİNİN SINAV NOTLARI DAĞILIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİ ÖRNEĞİ

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

(ki-kare) analizi ( Tablo 1. Araştırmaya Katılanların Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı. Sayı % , , ,0


TAŞRA TEŞKİLATI MÜNHAL TEKNİKER KADROLARI

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

KARAMAN ve KARAPINAR IN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TRENDLERİ

KÖPRÜÇAY YILLIK AKIM VERİLERİNE UYGUN OLASILIK DAĞILIM FONKSİYONU VE KURAKLIK ANALİZİ

2015 KOCAELİ NÜFUSUNUN BÖLGESEL ANALİZİ TUİK

UYDU KAR ÜRÜNÜ VERİLERİYLE TÜRKİYE İÇİN BÖLGESEL VE MEVSİMSEL KARLA KAPLI ALAN TREND ANALİZİ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

Büyük Menderes Havzası Yağışlarında Eğilim Analizi

Bu sayının Hakemleri

Yığma Yapıların Deprem Güvenliklerinin Arttırılması

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ÇEVRE SICAKLIĞININ SOĞUTMA ÇEVRİMİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

15-19 ŞUBAT 2016 AŞIRI SICAKLIKLAR

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İL BAZINDA DAĞILIM İSTANBUL 136 ANKARA 36 İZMİR 23 ANTALYA 12 KOCAELİ 10 GAZİANTEP 9

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

NEHİR SU KALİTESİ İÇİN TREND ANALİZİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Şube, Mevduat ve Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı

SU YILI ALANSAL YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

3. basamak. Otomobil Kamyonet Motorsiklet

Türkiye İletim Sistemi Bağlantı Kapasitesi Raporu ( Dönemi)

BÖLÜM -VII- BÖLGESEL AZALTMA KATSAYILARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2017 YILI BİLİM SANAT MERKEZLERİNE ÖĞRETMEN ATAMASI SONUCU OLUŞAN İL-ALAN BAZLI TABAN PUANLAR

FARABİ KURUM KODLARI

EGE ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJE KESİN RAPORU EGE UNIVERSITY SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT REPORT. 4,5 cm

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURULU KARAR. : 2017 Yıllık Kullanım Hakkı Ücretleri. : Yetkilendirme Dairesi Başkanlığının hazırladığı takrir ve

MOCKUS HİDROGRAFI İLE HAVZA & TAŞKIN MODELLENMESİNE BİR ÖRNEK: KIZILCAHAMAM(ANKARA)

BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ METAVERİ

2012 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2016 Ocak İşkolu İstatistiklerinin İllere Göre Dağılımı 1

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

Talepte Bulunan PersonelinÜnvanlara Göre Dağılımı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

LİSTE - II TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU - TAŞRA

2007 YILI ISITMA VE SOĞUTMA GÜN DERECELERİ

Bölüm başlıkları : Ortada, tamamı büyük harf, 12 punto, kalın, numaralama 1 GİRİŞ biçimindedir.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE BUHARLAŞMA VERİLERİNİN GİDİŞ ANALİZİ. Trend Detection of Turkish Evaporation Data

KPSS-2014/3 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Sözleşmeli Pozisyonlarına Yerleştirme (Ortaöğretim)

Ekonomik Rapor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / 307

Ekonomik Rapor Bileşik faiz formülü ile hesaplanmış olan, nüfus artış hızıdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İL ADI UNVAN KODU UNVAN ADI BRANŞ KODU BRANŞ ADI PLANLANAN SAYI ÖĞRENİM DÜZEYİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Faaliyet Raporu (1 Ocak 31 Aralık 2009) İstatistikler İSTATİSTİKİ BİLGİLER

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Tüvturk Araç Muayene Gezici Mobil İstasyon Programı

Ankara 1996 PUAN TÜRÜ TABAN PUAN ÜNİVERSİTE ADI BÖLÜM ADI KONTENJAN SIRALAMA

İLLERE GÖRE NÜFUS KÜTÜKLERİNE KAYITLI EN ÇOK KULLANILAN 5 KADIN VE ERKEK ADI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Personel Daire Bşk.)


TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

OTO KALORİFER PETEK TEMİZLİĞİ - VİDEO

Gayri Safi Katma Değer

Gediz Havzası Yağışlarının Stokastik Modellemesi

Transkript:

ISSN: 1012-0726 (Baskı) ISSN: 1308-2477 (Online) SAYI: 115 DSİ DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEKNİK BÜLTENİ

DSİ TEKNİK BÜLTENİ Sahibi DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Adına Akif ÖZKALDI Sorumlu Müdür M. Fatih KOCABEYLER İÇİNDEKİLER TÜRKİYE GENELİ YILLIK TOPLAM YAĞIŞLARIN UZUN DÖNEM DEĞİŞİMLERİ Mustafa DOĞAN, Aslı ÜLKE 1 N-GÜNLÜK AKIMLARIN MATEMATİK MODEL BİLEŞENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Serhat DOĞAN, Ahmet ALKAN 17 Yayın ve Hakem Kurulu Yakup DARAMA Tuncer DİNÇERGÖK Ali KILIÇ Nurettin PELEN Ali SARANER Kemal ŞAHİN Haberleşme Adresi DSİ Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol (TAKK) Dairesi Başkanlığı 06100 Yücetepe - Ankara Tel (312) 399 2793 Faks (312) 399 2795 bulten@dsi.gov.tr EVSEL VE ENDÜSTRİYEL ATIK SULARLA SULANAN ŞANLIURFA- PAŞABAĞI TARIM ALANLARININ ÇEVRESEL ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Remziye YILDIZ GÜLAĞACI 25 Basıldığı Yer Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Basım ve Foto-Film Şube Müdürlüğü Etlik - Ankara SAYI : 115 YIL : NİSAN 2012 Yayın Türü Yaygın süreli yayın Üç ayda bir yayınlanır ISSN 1012-0726 (Baskı) 1308-2477 (Online)

DSİ TEKNİK BÜLTENİ NİN AMACI DSİ Teknik Bülteni nde, su ile ilgili konularda, temel ve uygulamalı mühendislik alanlarında gönderilen bildiriler yayınlanır. Bildiriler, ilk önce konunun uzmanı tarafından incelenir ve değerlendirilir. Daha sonra, Hakem Kurulu uzman görüşünü de esas alarak bildirinin yayınlanıp yayınlanmamasına karar verir. Bildirilerin tamamı veya büyük bir kısmı diğer yayın organlarında yayınlanmamış olması gereklidir. DSİ TEKNİK BÜLTENİ BİLDİRİ YAZIM KURALLARI 1. Gönderilen yazılar kolay anlaşılır dilde ve Türkçe kurallarına uygun şekilde yazılmış olmalıdır. 2. Yazıların teknik sorumluluğu yazarına aittir (yazılardaki verilerin kullanılması sonucu oluşabilecek maddi ve manevi problemlerde muhatap yazardır). 3. Yayın Kurulu, bildiriler üzerinde gerekli gördüğü düzeltme ve kısaltmaları yapar. 4. Bildiriler bilgisayarda Microsoft Word olarak bir satır aralıkla yazılmalı ve Arial 10 fontu kullanılmalıdır. Bildiriler A4 normundaki kâğıdın her kenarından 25 mm boşluk bırakılarak yazılmalıdır. 5. Sadece ilk sayfada, yazı alanı başlangıcından sola dayalı olarak, italic 10 fontunda Arial kullanılarak ilk satıra DSİ Teknik Bülteni yazılmalıdır. 6. Konu başlığı: Yazı alanı ortalanarak, DSİ Teknik Bülteni yazısından sonra dört satır boş bırakıldıktan sonra Arial 12 fontu kullanılarak büyük harflerle koyu yazılmalıdır. 7. Yazar ile ilgili bilgiler: Adı (küçük harf), soyadı (büyük harf), yazarın unvanı ile bağlı olduğu kuruluş (alt satıra) ve elektronik posta adresi (alt satıra) başlıktan iki boş satır sonra ilk yazardan başlamak üzere Arial 10 fontu ile yazı alanı ortalanarak yazılmalıdır. Diğer yazarlar da ilk yazar gibi bilgileri bir boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalıdır. 8. Türkçe özet, elektronik posta adresinden dört boş satır sonra, özetten bir boş satır sonra ise anahtar kelimeler verilmelidir. Aynı şekilde, Türkçe anahtar kelimelerden iki boş satır sonra İngilizce özet, bir boş satır sonra ise İngilizce anahtar kelimeler verilmelidir. 9. Bölüm başlıkları yazı alanı sol kenarına dayandırılarak Arial 10 fontu kullanılarak koyu ve büyük harfle yazılmalı. Bölüm başlığının üzerinde bir boş satır bulunmalıdır. 10. Ara başlıklar satır başında başlamalı, üstlerinde bir boş satır bulunmalıdır. Birinci derecedeki ara başlıktaki bütün kelimelerin sadece ilk harfi büyük olmalı ve koyu harflerle Arial 10 fontunda yazılmalıdır. İkinci ve daha alt başlıklar normal harflerle Arial 10 fontu ile koyu yazılmalıdır. 11. Yazılar kâğıda iki sütün olarak yazılmalı ve sütün aralarındaki boşluk 10 mm olmalıdır. 12. Paragraf sola dayalı olarak başlamalı ve paragraflar arasında bir boş satır bırakılmalıdır. 13. Eşitlikler bilgisayarda yazılmalı ve numaralandırılmalıdırlar. Eşitlik numaraları sayfanın sağına oturmalı ve parantez içinde yazılmalıdır. Her eşitlik alttaki ve üstteki yazılardan bir boş satır ile ayrılmalıdır. Eşitliklerde kullanılan bütün semboller eşitlikten hemen sonraki metinde tanımlanmalıdır. 14. Sayısal örnekler verildiği durumlarda SI veya Metrik sistem kullanılmalıdır. Rakamların ondalık kısımları virgül ile ayrılmalıdır. 15. Yararlanılan kaynaklar metinde kaynağın kullanıldığı yerde köşeli parantez içersinde numaralı veya [Yazarın soyadı, basım yılı] olarak belirtilmelidir. Örneğin: basamaklı dolusavaklar için geometri ve eşitlikler 1 veya basamaklı dolusavaklar için geometri ve eşitlikler Aktan, 1999 gibi. 16. Kaynaklar yazar soyadlarına göre sıralanmalı, listelenirken yazar (veya yazarların) soyadı, adının baş harfi, yayın yılı, kaynağın ismi, yayınlandığı yer ve yararlanılan sayfa numaraları belirtilerek, köşeli parantez içerisinde numaralandırılmalı ve yazarken soldan itibaren 0,75 cm asılı paragraf şeklinde yazılmalıdır. Makale başlıkları çift tırnak içine alınmalı, kitap isimlerinin altı çizilmelidir. Bütün kaynaklara metin içinde atıf yapılmalıdır. 17. Çizelgeler, şekiller, grafikler ve resimler yazı içerisine en uygun yere gelecek şekilde yerleştirilmelidir. Fotoğraflar net çekilmiş olmalıdır. Şekil ve grafikler üzerine el yazısı ile ekleme yapılmamalıdır. 18. Bildirinin tamamı 20 sayfayı geçmemeli, şekil, çizelge, grafik ve fotoğraflar yazının 1/3 ünden az olmalıdır. 19. Sayfa numarası, sayfaların karışmaması için sayfa arkalarına kurşun kalem ile hafifçe verilmelidir. 20. Yazım kurallarına uygun olarak basılmış bildirinin tam metni hem A4 kâğıda baskı şeklinde (2 adet) hem de dijital ortamda (CD veya DVD) yazışma adresine gönderilmelidir. 21. Yayınlanan bütün yazılar için Kamu Kurum ve kuruluşlarınca ödenecek telif ve işlenme ücretleri hakkındaki yönetmelik hükümleri uygulanır. 22. Bildiriyi gönderen yazarlar yukarıda belirtilenleri kabul etmiş sayılırlar. 23. Yazışma adresi aşağıda verilmiştir: DSİ TEKNİK BÜLTENİ DSİ Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol (TAKK) Dairesi Başkanlığı 06100 Yücetepe ANKARA Tel (312) 399 2793 Faks (312) 399 2795 E-posta bulten@dsi.gov.tr Web http://www.dsi.gov.tr/kutuphane/dsi_teknik_bulten.htm

DSİ Teknik Bülteni Sayı: 115, Nisan 2012 TÜRKİYE GENELİ YILLIK TOPLAM YAĞIŞLARIN UZUN DÖNEM DEĞİŞİMLERİ Mustafa DOĞAN Araş. Gör., İnş. Müh. YL, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Tınaztepe Yerleşkesi 35160 Buca İZMİR mustafa.dogan@deu.edu.tr Aslı ÜLKE Yrd. Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Kurupelit Kampüsü 55139 Kurupelit SAMSUN asli.ulke@omu.edu.tr (Makalenin geliş tarihi: 31.07.2012, Makalenin kabul tarihi: 12.10.2012) ÖZET Su kaynaklarının ileriye yönelik planlanmasında ve havza bazında projelerin gerçekleştirilmesinde, iklim parametrelerinin geçmiş verileri kullanılmaktadır. Küresel iklim değişikliği çerçevesinde su kaynaklarının yönetiminde yağış verilerinin önemi büyüktür. Bu çalışmada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (DMİ) den sağlanan, Türkiye geneli 43 il merkezinde 1950 2006 yılları arasında ölçülen yıllık toplam yağış verileri kullanılmıştır. Tüm verilere bağdaşıklık sınamaları yapıldıktan sonra Van, Gaziantep ve Antalya illerine ait yağış verilerinin çözümlemelerin dışında tutulmasına karar verilmiştir. Türkiye geneli yıllık toplam yağışların uzun dönem değişimlerinin incelenmesinde eşlenik t sınaması, Mann-Kendall eğilim sınaması ve Sen in T sınaması yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda özellikle 1980 li yıllarda dönüm noktaları saptanmıştır. Bu dönümler, Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde azalıştan artışa yaşanırken, Ege ve Marmara bölgelerinde ise artıştan azalışa doğru gerçekleşmektedir. Anahtar Kelimeler: Yağış gözlemleri, eşlenik t sınaması, Mann-Kendall eğilim sınaması, Sen in T sınaması, bölgesel çözümleme, 1980 li yıllar LONG TERM VARIATIONS OF ANNUAL TOTAL PRECIPITATIONS THROUGHOUT THE TURKEY ABSTRACT Past climatic parameters are used for when future planning of water resources and to actualize basin projects. As a part of global climate change, precipitation data is very important. This study is carried out with the annual total precipitation data set of 43 city center, covering a period of 1950 2006 which is supplied from Turkish State Meteorological Service (DMI). After from the homogeneity test, the rainfall data belonging to the city of Van, Gaziantep and Antalya are kept outside from the analyses. Paired t test, the Mann-Kendall trend test and Sen s T test methods are used at the trend analyses investigation of long period of the annual precipitation. At the end of the study some points at the years of 1980s are confirmed which trend direction changes. These changing points behave decrease to increase at the Middle and East Black Sea regions and vice versa at the Aegean and Marmara region. Keywords: Precipitation data, Paired t test, the Mann-Kendall trend test, Sen s T test, regional analyses, years of the 1980s 1

1 GİRİŞ İklim değişikliği 21. yüzyılda insanoğlunun karşısına çıkan en büyük sorunlardan birisidir ve dünya ikliminde bir bozulmanın olduğu neredeyse tüm iklimbilimciler ile çeşitli bilimsel ve idari kurumlar tarafından kabul görmektedir [1, 2, 3]. Birleşmiş Milletler Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından öngörülen senaryolara göre 2100 yılına kadar sıcaklıkta ortalama 1~3.5 ºC lik bir artış beklenmektedir [1]. Bu artış neticesinde deniz seviyesinde yükselme, sıcaklık ve yağış rejimlerinin değişmesi ve bunların sonucunda afet boyutuna ulaşan iklimsel olaylar söz konusudur. Türkiye de iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasındadır [4]. Üç tarafının denizlerle çevrili olması, değişik topoğrafyaya sahip bölgelerden oluşması gibi nedenlerle bu yedi coğrafi bölge de iklim değişikliğinden farklı biçimde ve değişik boyutlarda etkilenecektir. Özellikle Güney Doğu ve İç Anadolu gibi kurak ve yarı kurak bölgeler ile yeterli su potansiyeline sahip olmayan Ege ve Akdeniz bölgelerinin daha fazla etki altında kalacağı bilinmektedir [5, 6]. Son yıllarda gözlenen ısınma eğilimi, Türkiye de küresel iklim değişikliğinin sıcaklık verisi üzerinde bir göstergesi olarak ifade edilebilir fakat özellikle bölgesel yağış verilerinde durum biraz daha karmaşıktır. Ege ve Akdeniz bölgeleri iklim değişikliğinden su kaynakları potansiyeli açısından olumsuz etkilenirken [6], bölgesel anlamda kurak diye nitelendirilen İç Anadolu bölgesinde bile şiddetli uç değerde yağışlar görülmekte hatta bu yağışlar taşkına yol açmaktadır. Türkiye de yıllık yağışların azalma eğilimi içinde oldukları ve kurak dönemlerin sayısının arttığı [5, 7], öte yandan tüm bölgeler genelinde kısa süreli yağışların önemli bir artış eğilimi gösterdiği bilinmektedir [8]. Türkeş (1996), yağış verilerinin gidiş eğilimi üzerine yaptığı çalışmada Akdeniz ve Karadeniz bölgesinde yağışların azalacağını ifade etmiş [7], benzer şekildeki bir azalmayı Partal ve Kahya (2006) ise, Türkiye nin batısı ve kuzeyi için elde etmişlerdir [9]. Yağış verilerinde gözlenen farklı eğilim davranışlarının El~Niño ve Güneyli Salınımı (ENSO) ve Kuzey Atlantik Salınımı (NAO) gibi atmosferik olaylarla bağlantısı da çeşitli araştırmacılar tarafından dikkate alınmıştır. Yine Türkeş (1998), 48 yağış istasyonunda gidiş eğilim azalmasının ENSO ile ilişkisini [5], Türkeş ve Erlat (2003) ise NAO ile ilişkisini incelemiştir [10]. Tüm mevsimlerde yağış yoğunluğu tutarlarının azaldığı fakat özellikle kış ve yaz aylarında bu azalmanın daha fazla ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde daha etkin olduğu da bilinmektedir [11]. Tüm bu farklı çalışmalardan da anlaşılacağı üzere iklim değişikliğinin en önemli iki göstergesi olan sıcaklık ve yağış, küresel ısınmadan değişik şekillerde etkilenmektedir. Bu nedenle bu çalışmada da yağış verilerinin gidiş eğilimleri incelemiş, veri uzunluğu boyunca ortaya çıkan anlamlı dönümlerin saptanması hedeflenmiştir. Yağış olaylarında herhangi bir olağan üstü durumun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla bağdaşıklık sınamaları yapılmış, bağdaşıklığının belirlenmesinde dört farklı sınama uygulanmıştır. Bağdaşıklık sınamalarına olumsuz yanıt veren istasyonlar çıkartıldıktan sonra, Türkiye geneli yıllık toplam yağışların uzun dönem değişimlerinin incelenmesinde eşlenik t sınaması, Mann- Kendall eğilim sınaması ve Sen in T sınaması yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, özellikle 1980 li yıllarda dönüm noktaları saptanmıştır. Bölgesel anlamda Marmara, Kıyı Ege ve İç Ege de 1980 lerin başlarında yağışlardaki artış eğiliminin yön değiştirerek azalış eğilimine doğru döndüğü, buna karşın Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde ise 1980 lerin başlarında yağışlardaki azalış eğiliminin yön değiştirerek artış eğilimine doğru döndüğü gözlenmiştir. Diğer bölgelerde, eğilimlerin yönünde anlamlı değişimler gözlenmemiştir. 2 VERİ ve BAĞDAŞIKLIK SINAMALARI Bu çalışmada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü nden sağlanan, Türkiye geneli 43 il merkezinde günlük ölçülen toplam yağış verileri yardımıyla elde edilen aylık toplam ve yıllık toplam yağış verileri kullanılmıştır (Şekil 1). Tüm istasyonlardan elde edilen veriler, 1950 2006 yılları arası kesintisiz olup, 57 yıllık bir gözleme dayanmaktadır (Çizelge 1). Sağlanan verilerin istatistiksel açıdan bağdaşıklığının denetlenmesi için, Standart Normal sınama, Buishand Sıra sınaması, Pettitt sınaması ve Von Neumann Oran sınaması %1 anlam seviyesinde uygulanmıştır. Bu sınamaların sonucunda Van, Gaziantep ve Antalya meteoroloji istasyonlarına ait yıllık toplam yağış verilerinin bağdaşıklıklarının, istatistiksel açıdan oldukça kuşkulu olduğu sonucuna varılmış ve çalışma kapsamında kullanılan istasyonlar arasından çıkarılmışlardır. Çalışmaya devam edilen 40 meteoroloji istasyonun yıllık toplam yağış verilerinin 1950 2006 dönemi için belli başlı istatistikleri Çizelge 2 de verilmektedir. Burada, x : veri dizisinin aritmetik ortalamasını, Ŝ x : veri dizisinin yanlı olmayan standart sapmasını, C v, x : veri dizisinin değişebilirlik katsayısını ve C s, x : veri dizisinin çarpıklık katsayısını göstermektedir. 2

Şekil 1. Çalışmada kullanılan meteoroloji istasyonlarının coğrafi dağılımı Çizelge 1. Çalışmada kullanılan meteoroloji istasyonlarının açıklayıcı bilgileri İstasyon Bölge Kuzey Enlemi Doğu Boylamı Yükselti (m) Zonguldak Batı Karadeniz 41 27 31 48 135,4 Sinop Orta ve Doğu Karadeniz 42 02 35 10 32,0 Samsun Orta ve Doğu Karadeniz 41 21 36 15 4,0 Giresun Orta ve Doğu Karadeniz 40 55 38 23 38,0 Rize Orta ve Doğu Karadeniz 41 02 40 30 8,6 Artvin Orta ve Doğu Karadeniz 41 11 41 49 628,4 Edirne Marmara 41 41 26 33 51,2 Tekirdağ Marmara 40 59 27 30 3,6 Bolu Batı Karadeniz 40 44 31 36 742,9 Kastamonu Batı Karadeniz 41 22 33 47 799,9 Çankırı Batı Karadeniz 40 37 33 37 751,0 Çorum Batı Karadeniz 40 33 34 58 775,9 Sivas İç Anadolu 39 45 37 01 1285,0 Erzincan Doğu Anadolu 39 45 39 30 1218,2 Erzurum Doğu Anadolu 39 57 41 10 1758,2 Ağrı Doğu Anadolu 39 43 43 03 1632,0 Çanakkale Marmara 40 08 26 24 5,5 Bursa Marmara 40 13 29 00 100,3 Bilecik İç Ege 40 09 29 59 539,2 Ankara İç Anadolu 39 57 32 53 890,5 Yozgat İç Anadolu 39 49 34 48 1298,4 Kütahya İç Ege 39 25 29 58 969,3 Kırşehir İç Anadolu 39 09 34 10 1007,2 Van * Doğu Anadolu 38 28 43 21 1670,5 Manisa Kıyı Ege 38 37 27 26 71,0 Uşak İç Ege 38 41 29 24 919,2 Afyon Batı Akdeniz 38 45 30 32 1033,7 Kayseri İç Anadolu 38 43 35 29 1092,0 Malatya Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 38 21 38 13 947,9 Elazığ Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 38 39 39 15 989,8 Siirt Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 37 55 41 57 895,5 İzmir Kıyı Ege 38 23 27 04 28,6 Aydın Kıyı Ege 37 51 27 51 56,3 Burdur Batı Akdeniz 37 43 30 18 957,0 Isparta Batı Akdeniz 37 45 30 33 996,9 Konya İç Anadolu 37 59 32 33 1030,6 Niğde İç Anadolu 37 58 34 41 1210,5 Gaziantep * Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 37 03 37 21 854,0 Şanlıurfa Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 37 09 38 47 547,2 Diyarbakır Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 37 54 40 12 674,0 Muğla Kıyı Ege 37 13 28 22 646,1 Antalya * Batı Akdeniz 36 42 30 44 63,6 Adana Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu 37 03 35 21 27,0 * Van, Gaziantep ve Antalya istasyonlarının verileri istatistiksel açıdan bağdaşık değildir 3

Çizelge 2. Yıllık toplam yağışların 1950 2006 dönemi belli başlı istatistikleri İstatistik İstatistik İstasyon x Ŝ C v, x C s, x İstasyon x Ŝ C v, x C s, x x x Zonguldak 1221 195 0,16 0,36 Yozgat 569 101 0,18 0,42 Sinop 676 140 0,21 0,07 Kütahya 560 97 0,17 0,09 Samsun 700 111 0,16 0,45 Kırşehir 378 67 0,18 0,21 Giresun 1248 142 0,11 1,28 Manisa 727 165 0,23 0,61 Rize 2219 230 0,10 0,07 Uşak 543 103 0,19 0,43 Artvin 704 131 0,19 0,10 Afyon 418 81 0,19-0,09 Edirne 584 112 0,19 1,00 Kayseri 381 75 0,20 0,67 Tekirdağ 591 122 0,21 0,30 Malatya 391 95 0,24 0,74 Bolu 548 80 0,15 0,07 Elazığ 414 102 0,25 0,61 Kastamonu 472 82 0,17 0,21 Siirt 731 200 0,27 0,63 Çankırı 407 75 0,18 0,18 İzmir 681 162 0,24 0,33 Çorum 428 72 0,17 0,21 Aydın 638 147 0,23 0,16 Sivas 443 73 0,17-0,26 Burdur 429 86 0,20 0,11 Erzincan 382 77 0,20 0,94 Isparta 531 139 0,26 0,72 Erzurum 410 72 0,18 0,74 Konya 314 75 0,24 0,56 Ağrı 516 109 0,21 0,40 Niğde 329 66 0,20-0,18 Çanakkale 623 132 0,21 0,38 Şanlıurfa 467 139 0,30 0,88 Bursa 694 115 0,17 0,40 Diyarbakır 491 116 0,24 0,07 Bilecik 449 69 0,15 0,51 Muğla 1171 269 0,23 0,37 Ankara 397 78 0,20 0,34 Adana 657 189 0,29 1,10 Çizelge 2 den de görüleceği gibi, özellikle Karadeniz in kıyı kesimlerinde yıllık toplam yağış ortalamaları yüksek iken, İç Anadolu bölgesinde ise en düşük değerleri almaktadır. Bununla birlikte, yine Karadeniz istasyonlarında değişebilirlik katsayısı en düşük değerleri almakta iken, Akdeniz in doğusunda ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yüksek değişebilirlik katsayıları görülmektedir. Bu durum, Karadeniz bölgesinde ortalamadan çok sapmayan yağışları, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu da ise ortalama değer etrafında yüksek salınımlar yapan değişimleri göstermektedir. 3 YÖNTEM Bir önceki bölümde, çalışmanın başlangıcında verilerin istatistiksel olarak bağdaşıklığı araştırılmış ve gerçekleştirilen dört sınama sonucunda bağdaşıklığı oldukça kuşkulu olan istasyonlar çalışma kapsamından çıkarılmıştır. Gerçekleştirilen bağdaşıklık sınamaları ile ilgili ayrıntılı bilgilere, bu çalışma kapsamında ikincil önem taşıdıklarından dolayı değinilmemektedir. Bu bölümde, istatistiksel olarak bağdaşık olan verilere, çalışma boyunca zamanı geldikçe uygulanan sınamalara ve çözümlemelere değinilmektedir. 3.1 Eşlenik t Sınaması İki veri grubunun ortalamalarının farkının sıfırdan anlamlı ölçüde farklı olup olmadığının denetlenmesi için kullanılan t sınamasıdır. Genellikle bir zaman serisinde ani değişimin (dönüm) öncesi ve sonrası dönemlerdeki ortalamaların çözümlenmesi için kullanılmakta olup t istatistiği (1) eşitliği ile hesaplanır. y x t (1) nx Sˆ 2 x n y Sˆ 2 1 1 y 1 1 n n 2 n n x y Burada, n x dönüm noktasından önceki örnek uzunluğu, n y dönüm noktasından sonraki örnek uzunluğu, x dönüm noktasından önceki örneğin aritmetik ortalaması, y dönüm noktasından sonraki örneğin aritmetik ortalaması olmaktadır. t istatistiği, n x +n y 2 serbestlik derecesine sahip t örnekleme dağılımıdır. Bu istatistiksel sınama ile H 0 : y x = 0 hipotezi, H 1 : y x 0 karşıt hipotezine göre denetlenir. Yukarıdaki denklem ile hesaplanan t değeri seçilen bir anlam seviyesine göre güven sınırları içerisinde kalıyorsa H 0 hipotezi kabul edilir. Aksi durumda H 0 reddedilir ve dönüm noktası öncesi ve sonrası dönemlerdeki ortalamaların birbirlerinden anlamlı ölçüde farklı olduğu sonucuna varılır. 3.2 Mann Kendall Eğilim Sınaması Bu yöntem, hidroklimatolojik zaman serilerinin eğilimlerinin araştırılmasında sıkça kullanılan ve verilerin frekans dağılımından etkilenmeyen, parametrik olmayan bir sınamadır [12]. Kendall ın τ istatistiğine dayanan bu sınamada, değişkenlerin değerleri yerine bu değerlerin büyüklük sırası önem taşır. H 0 : ρ x,y = 0 hipotezi, verilerin (x 1, x 2,..., x n ) n adet bağımsız ve eş dağılmış değişkenler olduğunu belirtir [13]. Bu durum iki taraflı H 1 : ρ x,y 0 karşıt hipotezine göre denetlenir. j 2,3,..., n ve k 1,2,..., j 1 olmak üzere x j xk ve x j xk (k j) x y 4

durumlarının sayılmasına dayanan sınama istatistiği S (2) eşitliği ile hesaplanır. n 1 n k 1 j k 1 S sgn( x j x k ) (2) Burada sgn(x j -x k ) ifadesinin değeri (3) eşitliği ile belirlenebilir. Sıfır ortalamalı olan sınama istatistiğinin değişebilirliği (4) eşitliği ile hesaplanabilmektedir. 1; ( x j xk ) 0 sgn( x j xk ) 0 ; ( x j xk ) 0 (3) 1; ( x j xk ) 0 n n 1 2n 5 t t 1 2 5 18 Var ( S) t (4) t Burada t, herhangi bir düğümün uzunluğu olmakta ve t bu düğüm boyunca ki toplamı göstermektedir. Örnek uzunluğunun 10 değerinden büyük olduğu durumlar için standart değişken (5) eşitliği yardımıyla hesaplanır [14]. S 1 ; S 0 Var( S) z 0 ; S 0 (5) S 1 ; S 0 Var( S) Seçilen bir α anlam seviyesinde, eğer z >z α/2, sağlanıyorsa bu zaman serisinde anlamlı bir eğilimin varlığı kabul edilir ve standart değişken z nin işareti eğilimin yönünü belirler. 3.3 Sen in T sınaması Mann-Kendall sınamasında olduğu gibi parametreye bağlı olmayan bir yöntem olan Sen in T sınaması, bir sıralanmış dizi yöntemi olduğundan Mann-Kendall sınamasına oranla daha güçlüdür. Bu yöntem, zaman serisinin frekans dağılımından bağımsız olup, mevsimsel değişimlerden etkilenmemektedir [15, 16]. Öncelikle veriler, i=1, 2,, n kadar yılları ve j=1, 2,, m kadar ara dönemleri (bu çalışma için aylar) gösterecek şekilde X ij olarak simgelenir. Sonra, X.j j. aydaki ve X i. i. yıldaki ortalamaları simgeleyecek şekilde (6) eşitliği yardımıyla hesaplanır. n X ij i X. j ve n m j X ij X i. (6) m Daha sonra aylık ortalamalar, tüm yıllardaki her bir aya karşılık gelen değerlerden çıkarılır. Böylece oluşturulan yeni veri matrisi, en küçük değerin rankı 1 ve en büyük değerin rankı n m olacak şekilde kendi rank değerleri ile değiştirilir (R ij =Rank{X ij -X.j }, i=1, 2,, n ve j=1, 2,, m). Tüm t düğüm değerleri için kendinden sonra gelen t kadar rankın ortalama değeri alınır. Böylece sınama istatistiği T (7) eşitliği yardımıyla hesaplanabilir. T n Burada 1 2 n 2 12 m n 1 nm 1 (7) i Ri. 2 2 i, j 2 n 1 R ij R. j i 1 R. j i Rij n ve Ri. j Rij m sırasıyla, j. aya ve i. yıla karşılık gelen rankların ortalamalarını göstermektedir. Seçilen bir α anlam seviyesinde eğer T >z α, sağlanıyorsa bu zaman serisinde anlamlı bir eğilimin varlığı kabul edilir ve sınama istatistiği T nin işareti eğilimin yönünü belirler. Yağış verilerin eğilimlerinin belirlenmesinde başlıca parametrik olmayan Mann-Kendall sınaması, veri uzunluğu ile eğilimlerin değişiminin araştırılması ve dönüm noktaların belirlenebilmesi için tekrarlı olarak uygulanmıştır. Yıllık toplam yağış verilerinin başlangıç yılı sabit tutulup, bitiş yılları birer yıl geri alınarak sınamalar gerçekleştirilmiş ve bu yöntem geri yayılımlı tekrarlı Mann-Kendall sınaması olarak adlandırılmıştır. Mann-Kendall sınamasının bu şekilde kullanılmasındaki amaç, özellikle son yıllardaki değişiminin yağış eğilimlerine etkisinin belirlenebilmesidir. Sen in T sınaması, 1950 2006 tam gözlem döneminde aylık toplam yağış verilerine uygulanmıştır. 4 UYGULAMA Elde dilen sonuçların bir anlam bütünü olarak ele alınması ve gösteriminin de özetlenebilmesi açısından, istasyonlar bölgelere ayrılmıştır (Şekil 2). Bölge ayrımları yapılırken, eşlenik t ve devamında gerçekleştirilen tekrarlı Mann- Kendall sınamalarında benzer gidişler gösteren istasyonlar gruplanmıştır. Yıllık toplam yağış verilerinin 57 yıllık dönemde istatistiksel olarak anlamlı bir dönüm noktası ya da noktalarının varlığının araştırılması için bir önceki bölümde yöntemi verilen eşlenik t sınaması, olası dönüm yılı veri başlangıcından itibaren birer yıl ötelenerek, tekrarlı olarak gerçekleştirilmiştir (Şekil 3). Şekil (3.a), (3.b) ve (3.c) incelendiğinde, kümelendirilen istasyonların yıllık toplam yağış verileri kullanılarak elde edilen t istatistikleri genel olarak benzer değişimler göstermektedir. 5

Bununla beraber, Şekil 3a da Orta ve Doğu Karadeniz istasyonlarında, 1980 lerin başlarından itibaren anlamlı dönüm yılları gözlenmektedir. Batı Karadeniz istasyonlarında ise, Çorum daki 1960 lı yıllar hariç, anlamlı bir dönüm yılı gözlenmemektedir. Yine, Marmara istasyonlarında da, Çanakkale istasyonu hariç anlamlı bir dönüm yılı yoktur. Çanakkale istasyonunda ise 1960 ve 1980 li yılların başlarında t istatistiği alt anlam seviyesinin altına düşmekte, bir diğer deyişle eksi yönde büyümektedir. Bu durum Çanakkale istasyonunda ölçülen yıllık toplam yağışların 1960 ve 1980 li yıllardan önceki dönemdeki ortalamalarının, 1960 ve 1980 li yıllardan sonraki dönemde ortalamalarından anlamlı ölçüde yüksek olduğunu göstermektedir. Şekil 3b de genel olarak tüm bölgelerdeki istasyonlarda anlamlı bir dönüm yılı görülmezken, Kıyı Ege de Manisa ve İç Ege de Kütahya istasyonlarında 1980 li yılların başlarında, Batı Akdeniz de ise Afyon istasyonunda 1960 lı yılların başında anlamlı eksi yönde dönüm gözlenmiştir. bir gidiş olduğu, Yozgat istasyonunda ise 1960 ve 1970 li yıllarda olmak üzere iki farklı anlamlı artı dönüm yılları görülmektedir. Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise, İç Anadolu ya benzer olarak Siirt istasyonun ilk yılları hariç durağan bir hareket tespit edilmektedir. Doğu Anadolu bölgesi istasyonları da genel olarak durağan hareket izlemekte yalnızca Ağrı istasyonunda 1990 lı yılların ortalarında eksi yönlü anlamlı dönüm hareketi gözlenmektedir. Üçüncü bölümde yöntemi verilen geri yayılımlı tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları, eşlenik t sınamasının sonuçlarının verilişi gibi yine bölgelere ayrılarak sunulmaktadır. Yıllık toplam yağış veri setlerinin başlangıcı olan 1950 yılı sabit tutularak ve veri setinin bitiş yılı 2006 dan itibaren birer yıl geri gelinerek 1970 yılına kadar değiştirilmek suretiyle gerçekleştirilen geri yayılımlı tekrarlı Mann- Kendall sınama sonuçları Şekil 4 de verilmektedir. Şekil 3c nin incelenmesi ile İç Anadolu bölgesinde Yozgat istasyonu haricinde durağan Şekil 2. Çalışmada kullanılan meteoroloji istasyonlarının bölgeleri 6

Şekil 3a. Orta ve Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verileri ile gerçekleştirilen tekrarlı, eşlenik t sınaması sonuçları 7

Şekil 3b. Kıyı Ege, İç Ege ve Batı Akdeniz bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verileri ile gerçekleştirilen tekrarlı, eşlenik t sınaması sonuçları 8

Şekil 3c. İç ve Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verileri ile gerçekleştirilen tekrarlı, eşlenik t sınaması sonuçları. Şekil 4a da Orta ve Doğu Karadeniz istasyonlarının genelinde, 1980 lerin başlarından itibaren sınama istatistiklerinde durağandan artı yöne doğru bir gidiş gözlenmektedir. Özellikle, Sinop istasyonunda 1980 lerin başında anlamlı eksi yönlü eğilim görülmekte, ancak takip eden dönemde artı yönde artış başlamaktadır. Batı Karadeniz istasyonları genel olarak anlam seviyeleri içerisinde kalan durağan bir gidiş izlemekte ancak, Çorum istasyonundaki durağanlık 1980 lerin başından itibaren anlamlı artı eğilimler olarak devam etmektedir. Marmara istasyonlarında genel olarak incelenen zaman diliminde anlam seviyeleri arasında bir gidiş izlemekte ancak, 1990 ların ilk yarısına kadar eksi yönde gidiş gösteren eğilimler, 1990 ların ilk yarısından itibaren artı yönlü gidiş göstermektedir. Çanakkale ve Tekirdağ istasyonlarının sınama istatistikleri 1990 ların ilk yarısında anlamlı eksi yönlü eğilim göstermektedir. Şekil 4b de Kıyı Ege de genel olarak tüm istasyonlardaki eğilimler yıllara bağlı olarak durağan görülmekle birlikte, 1990 ların ilk yarısında eğilimlerde artı yönde bir dönüş gözlenmektedir. Bu dönüş, Aydın istasyonunda anlamlı eksi eğilimden sonra gelmektedir. İç Ege de de, Marmara ve Kıyı Ege bölgelerine benzer olarak 1990 ların ilk yarısına kadar 9

eğilimlerde genel bir azalma gidişi ve 1990 ların ilk yarısından sonra da yön değiştirerek durağa geçiş gözlenmektedir. Kütahya istasyonunda 1980 li yılların başlarında artı yönlü anlamlı bir eğilim görülmektedir. Batı Akdeniz de ise tüm istasyonlar durağan bir gidiş göstermekle birlikte Afyon da 1970 lerin ortalarında anlamlı eksi yönlü eğilim belirlenmiştir. Şekil 4c nin incelenmesi ile İç Anadolu, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu bölgelerinin tümünde durağan yönlü eğilim gidişleri görülmektedir. İç Anadolu da, Konya istasyonunda 1980 lerin ikinci yarısında anlamlı bir artı yönlü eğilimden dönüş ve Yozgat istasyonu içinde yine aynı zaman diliminden başlayarak anlamlı artı yönlü eğilimler görülmektedir. Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu da ise Siirt istasyonunda 1970 lerin ortalarında anlamlı eksi yönlü eğilimler görülmekte ve sonra anlam seviyelerinin arasında kalacak şekilde durağan görünüm oluşmaktadır. Doğu Anadolu bölgesinde ise Ağrı istasyonunda 1990 ların ilk yarısında artı yönü anlamlı eğilim görülmekte ve bu zaman dilimine kadar artış gösteren eğilimler bu zamandan sonra yön değiştirmektedir. Şekil 4a. Orta ve Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verilerinin geri yayılımlı tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları 10

Şekil 4b. Kıyı Ege, İç Ege ve Batı Akdeniz bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verilerinin geri yayılımlı tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları 11

Şekil 4c. İç ve Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerindeki istasyonların yıllık toplam yağış verilerinin geri yayılımlı tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları Mann-Kendall sınamasının tam gözlem dönemi olan 1950 2006 yılları arasında uygulanması ile elde edilen eğilimler tüm istasyonlar için anlam seviyeleri arasında kalmakta, bir başka deyişle tüm istasyonlarda Mann-Kendall sınaması sonuçlarına göre anlamlı bir eğilim görülmemektedir. Bununla birlikte Şekil 5 de ki Sen in T sınaması sonuçları incelendiğinde 1950 2006 döneminde üç istasyon hariç anlamlı eğilim belirlenememiştir. Sen in T sınamasına göre, Çanakkale ve Aydın istasyonlarında anlamlı azalma eğilimleri görülmekle birlikte Yozgat istasyonunda anlamlı artış eğilimi gözlenmiştir. 5 SONUÇ ve TARTIŞMA Gerçekleştirilen çalışmada kullanılan istatistiksel sınamalar ve çözümlemelerin ayrıntılı sonuçları bir önceki bölümde verilmektedir. Bu sonuçlar incelendiğinde, öncelikle yıllık toplam yağış verilerinin farklı bölgelerdeki üç istasyon için istatistiksel olarak bağdaşık olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durum, özellikle insan kaynaklı etkilerden kaynaklanabileceği gibi, cihazların kalibrasyonu yada ölçüm yerlerinin değiştirilmesi gibi durumlardan da ileri gelebilmektedir. 12

Verileri istatistiksel olarak bağdaşık olan istasyonların öncelikle belli başlı istatistikleri incelendiğinde, süregelen gözlem ve çalışmaları doğrulayacak şekilde Karadeniz kıyılarında yüksek, İç Anadolu da ise düşük ortalamaların görüldüğü söylenebilir. Bununla beraber, Karadeniz bölgesinde yıllık toplam yağışların değişebilirliği düşük iken, bir başka deyişle ortalama değerden çok fazla değişim görülmemekte iken, Akdeniz in doğusu ve Güneydoğu Anadolu da yüksek değişebilirlik katsayıları, dolayısıyla da ortalamalar etrafında yüksek salınımlar gözlenmektedir. 1950 2006 gözlem döneminde, incelenen istasyonların yıllık toplam yağış verilerindeki olası dönümlerin araştırılmaları için gerçekleştirilen eşlenik t sınaması sonuçlarına göre, genel olarak durağan gidişler görülse de, özellikle 1980 lerin ilk yarısında bazı istasyonlarda anlamlı dönüm yılları kaydedilmiştir. Bu durum, Orta ve Doğu Karadeniz deki istasyonların neredeyse tümünde görülmektedir. Bu dönümler artı yönde oluşmaktadır. Bunun anlamı, Orta ve Doğu Karadeniz istasyonlarında ölçülen yıllık toplam yağışların, 1950 1980 lerin ortaları dönemi için ortalama değerlerinin, 1980 lerin ortaları 2006 dönemi için ortalama değerlerlerden anlamlı ölçüde düşük olduğudur. Buna karşın, Batı Karadeniz istasyonlarında anlamlı dönüm hareketi yaşanmamıştır. Yine Marmara da yalnızca Çanakkale istasyonunda 1980 lerin ilk yarısında eksi yönde anlamlı dönüm görülmektedir. Yine, Kıyı Ege de Manisa ve İç Ege de Kütahya istasyonlarında 1980 lerin ilk yarısında eksi yönde anlamlı dönümler gözlenmiştir. Batı Akdeniz de Afyon da 1960 ların, Isparta da ise 1970 lerin ilk yarısında eksi yönde anlamlı dönümler görülmekle birlikte, bu durum Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu da Siirt de 1970 lerin ve Doğu Anadolu da Ağrı da 1990 ların ilk yarısında aynı şekildedir. İç Anadolu da Yozgat istasyonunda ise 1980 lerin ilk yarısında artı yönlü dönüm görülmektedir Bu durum Şekil 6 da gösterilmektedir. Tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları da, eşlenik t sınması sonuçlarına benzer sonuçlar göstermektedir (Şekil 7). Her ne kadar da 1950 2006 tam gözlem dönemi için çalışmada kullanılan tüm istasyonların yıllık toplam yağış verileri anlamlı eğilim göstermese de, tekrarlı olarak uygulanan Mann-Kendall sınaması sonuçlarına göre veri uzunluğunun eğilim üzerindeki etkisi gösterilmiş, ayrıca eğilim gidişlerinde yön değiştirme zamanları belirlenmiştir. Tekrarlı Mann-Kendall sınaması sonuçları bölgesel olarak incelendiğinde (Şekil 7), Marmara, Kıyı Ege ve İç Ege de 1980 lerin başlarında yağışlardaki artış eğiliminin yön değiştirerek azalış eğilimine yada durağan gidişe doğru döndüğü, buna karşın Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde ise 1980 lerin başlarında yağışlardaki azalış eğiliminin yön değiştirerek artış eğilimine doğru döndüğü gözlenmiştir. Diğer bölgelerde, eğilimlerin yönünde anlamlı değişimler gözlenmemiştir. Çalışma sonucu ortaya çıkan, Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki toplam yağışlarda artış eğilimleri ve Türkiye nin batısındaki toplam yağışlarda azalış eğilimleri, literatürde mevcut birçok çalışma ile uyumludur. Bunlardan bazıları, I. Ulusal İklim Değişikliği Raporu (2007), Türkeş, (1996, 1998), Partal ve Kahya (2006) çalışmalarıdır. Şekil 5. 1950 2006 dönemi için istasyonlara göre Sen in T sınaması sonuçları 13

Şekil 6. Anlamlı dönüm yılları gösteren istasyonların coğrafi dağılımı Şekil 7. Tekrarlı Mann-Kendall sınamasına göre bölgesel eğilim gidişleri 14

6 KAYNAKLAR [1] IPCC Report, Climate Change 2001, The Scientific Basin, Cambridge University Presss, Cambridge, 140 165, 2001. [2] World Meteorological Organization, WMO, Statement on the Status of the Global Climate in 1997, WMO-No.877. Geneva, Switzerland, 1998. [3] T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, I. Ulusal İklim Değişikliği Raporu, 276 sayfa, 2007. [4] Türkeş, M., Sümer, U.M. ve Demir, İ., Re- Evaluation of Trends and Changes in Mean, Maximum and Minimum Temperatures of Turkey for the Period 1929-1999, International Journal of Climatology, 22, 947-977, 2002. [5] Türkeş, M., Influence of Geopotential Heights, Cyclone Frequency and Southern Oscilltion of Rainfall Variations in Turkey, Int. J. of Climatology, 18, 649-680, 1998. [6] Öztürk, K., Küresel İklim Değişikliği ve Türkiye ye Olası Etkileri, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt: 22, Sayı:1, 47-65, 2002. [7] Turkes, M., Spatial and Temporal Analysis of Annual Rainfall Variations in Turkey, International Journal of Climatology, 16, 1057 1076, 1996. [8] Acar, R. ve Şenocak, S., Türkiye deki Kısa Süreli Yağışların Trend Analizi, I. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, İstanbul, 335-349, 2007. [9] Partal, T. ve Kahya, E., Trend Analysis in Turkish Precipitation Data, Hydrological Processes, 20, 2011 2026, 2006. [10] Turkes, M. ve Erlat, E., Precipitation Changes and Variability in Turkey Linked to the North Atlantic Oscillation During the Period 1930 2000, International Journal of Climatology, 23, 1771 1796, 2003. [11] Türkeş, M., Koç, T. ve Sarış, F., Türkiye nin Yıllık Yağış Toplamı ve Yoğunlu Dizilerindeki Değişkenlerin ve Eğilimlerin Zamansal ve Alansal Çözümlemesi, Coğrafi Bilimler Dergisi, 5(1), 57-73, 2007. [12] Zhang, X., Harvey, K. D., Hogg, W. D. ve Yuzyk, T. R., Trends in Canadian Streamflow, Water Resources Research, 37(4), 987 998, 2001. [13] Yu, Y.S., Zau, S. ve Whittemore, D., Nonparametric Trend Analysis of Water Quality Data of Rivers in Kansas, Journal of Hydrology, 150, 61 80, 1993. [14] Douglas, E. M., Vogel, R. M. ve Kroll, C. N., Trends in Floods and Low Flows in the United States: Impact of Spatial Correlation, Journal of Hydrology, 240, 90 105, 2000. [15] Sen P.K., On a Class of Aligned Rank Order Tests in Two-Ways Layouts, Annual Mathematics Statistic, 39, 1115 1124, 1968. [16] Van Belle G ve Hughes J. P., Nonparametric Tests for Trend in Water Quality, Water Resources Research, 20, 127 136, 1984. 15

DSİ Teknik Bülteni Sayı: 115, Nisan 2012 N-GÜNLÜK AKIMLARIN MATEMATİK MODEL BİLEŞENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Serhat DOĞAN İnşaat Yüksek Mühendisi, DSİ 22. Şube Müdürlüğü MANİSA serhatdogan@dsi.gov.tr Ahmet ALKAN Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üni., Müh., Fak., İnşaat Mühendisliği Bölümü, İZMİR ahmet.alkan@deu.edu.tr (Makalenin geliş tarihi: 06.09.2012, Makalenin kabul tarihi: 14.11.2012) ÖZET Su yapılarının projelendirilmesine temel oluşturacak verilerin belirlenmesinde hidrolojik çalışmalar önem arz etmektedir. Hidrolojik süreçlerin matematik modellerinin oluşturulmasında kullanılan akım gözlem istasyonları verilerini minimum parametreyle ve uygun modelle belirleme, projelendirme aşamasının temelini oluşturmaktadır. Bu amaçla Seyhan havzasında yeralan 1801 nolu akım gözlem istasyonu gözlemlerinin, 5, 7, 15, 30 günlük ortalamaları alınarak oluşturulan serilerin istatistik parametreleri hesaplanarak değişimleri değerlendirilmiştir. Bununla birlikte serilerin olasılık dağılım fonksiyonlarına uyumları da irdelenmiştir. Çeşitli kesikleme aralığı ile oluşturulan seriler AR(1), AR(2), AR(3), ARMA(1,1) ve ARMA(2,1) modelleriyle modellenerek uygunlukları araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: N-günlük akımlar, Stokastik Hidroloji, AR modelleri, ARMA modelleri EVALUATION OF COMPENENTS OF MATHEMATICAL MODELS IN THE N-DAYS AVARAGE FLOWS ABSTRACT Hydrological studies are substantial in determining the data which will form a basis in projecting structures of hydraulic. Determining the stream gauging data, which are used in creating mathematical models of hydrologic processes, with the minimum parameter and appropriate model forms the fundamental phase of projecting. For this purpose; statistical parameters of the series which were generated by calculating the 5, 7, 15, 30 days average values of the observations of stream gauging station with number 1801, which is located in Seyhan river basin, were calculated and the changes in these parameters were evaluated. Additionally, the congruity of these series and the probability distribution functions were investigated. Series which were created with various range of discretization were modeled with AR(1), AR(2), AR(3), ARMA(1,1) and ARMA(2,1) models and congruities of these series were investigated. Key Words: N-days flows, Stochastic hydrology, AR models, ARMA models 1 GİRİŞ Su yapılarının boyutlandırılmasına temel oluşturan akış değerlerinin belirlenmesi su mühendisliğinin varoluşundan günümüze kadar temel problemleri arasında yer almaktadır [5. Kesikleme aralığı, tahmin edilecek parametre sayısının minimize edilmesinde doğrudan etkin bir belirleyicidir. 1-günlük akışlar ile 30-günlük akışların arasında sadece ortalama ve standart sapma gibi iki istatistik parametre değerinin değerlendirilmesinde 706 adet daha az sayıda parametre tahmini yapılmaktadır 5. Bu amaçla çalışmada akış-zaman serileri değişik kesikleme aralıkları ile modellenerek hidrolojik süreçler tanımlanmaya çalışılmıştır. 17

Seyhan havzasında, Göksu nehri üzerinde yer alan 1801 nolu akım gözlem istasyonu gözlemlerinin 1-günlük, 5-günlük, 7-günlük, 15- günlük ve 30-günlük ortalama akımlarının istatistik parametreleri ile otokorelasyon ve kısmi otokorelasyon katsayılarının dağılımı hesaplanmış, AR(1), AR(2), AR(3), ARMA(1,1) ve ARMA(2,1) modelleri her bir kesikleme aralığı için değerlendirilerek birbirlerine üstünlükleri araştırılmıştır 5. 2.2.1 Normal dağılım Pratikte uygulamalarda karşılaşılan rastgele değişkenlerin büyük bir çoğunluğu normal dağılım adı ile bilinen dağılıma uyar. Bu dağılımın olasılık yoğunluk fonksiyonu denklem (2.4) deki gibidir [4]. 2 YÖNTEM 2.1 Temel İstatistik Parametreler Akış zaman serilerinin genel yapısı hakkında öngörüde bulunabilmek için genel olarak ortalama, standart sapma, çarpıklık katsayısı gibi temel istatistik parametrelerinden yararlanılmaktadır. yıl içindeki zaman aralığını, yılı göstermek üzere ortalamaları (2.1) denklemiyle, standart sapmaları (2.2) denklemiyle, çarpıklık katsayıları (2.3) denklemiyle tanımlanabilmektedir. [7]. Kısaca şeklinde gösterilen bu dağılımın iki parametresinden rastgele değişkenin ortalaması, standart sapmasıdır [4]. 2.2.2 3-Parametreli lognormal dağılım 3-parametreli lognormal dağılım (a) alt sınır parametresinin seriden çıkarılarak logaritmasının alınması üzerine oluşturulan serinin normal dağılıma uydurulması durumudur. 3-parametreli lognormal dağılımın olasılık yoğunluk fonksiyonu denklem (2.5) de gösterilmektedir [6]. ve serisinin sırasıyla ortalama ve standart sapmasını ifade etmektedir [6]. 2.3 Stokastik Modelleme Stokastik süreçleri incelerken sadece rastgele değişkenin olasılık dağılımını bilmek yeterli olmaz, ayrıca değişkenin iç bağımlılığını ifade eden bir model de kurmak gerekir [3]. Stokastik bir süreçte ardışık elemanlar arasındaki iç bağımlılığın ölçülmesinde en çok kullanılan parametreler otokorelasyon parametreleridir [3]. 2.2 Olasılık Dağılım Fonksiyonları Rastgele değişkenlere ait örneklerdeki gözlemlerden elde edilen frekans dağılımlarındaki bilgiyi özlü bir şekilde ifade etmek için bu dağılımlara analitik ifadeleri belli olan olasılık dağılım fonksiyonlarının uygun olanı araştırılır [3]. İncelenen problemde bir dağılım fonksiyonu seçildikten sonra eldeki örneğe dayanarak bu fonksiyonun parametrelerinin tahmini gerekmektedir, Parametrelerin belirlenmesiyle birlikte de fonksiyon tanımlanmaktadır [4]. Çalışmada 1-günlük, 5-günlük, 7-günlük, 15- günlük ve 30-günlük ortalama akımların, normal dağılım ve 3 parametreli lognormal dağılıma uyumu değerlendirilmiştir. (2.6) denklemiyle hesaplanan serisel korelasyon katsayısı veya otokorelasyon fonksiyonu olarak adlandırılır. Otokorelasyon katsayılarının k zaman farkına bağlı olarak çizilmesine korelogram adı verilmektedir [7]. Kısmi otokorelasyon fonksiyonu veya kısmi korelogram modelin ya da serinin bağımlılığını gösteren bir diğer yoldur. Kısmi korelogram örnek zaman serisinden model sınıfının araştırılması ve tipinin belirlenmesine yardımcı olur [7]. 18

Kısmi otokorelasyon fonksiyonu dır, ve (2.7) denkleminin her k=1,2, değeri için arda arda birlikte çözülmesi ile belirlenir [7] 2.3.1 Otoregresif modeller stasyoner, normal dağılan ortalaması ve varyansı olan otoregresif korelasyona sahip zaman serisinin olduğu varsayıldığında otoregresif p. mertebe modelinin denklemi (2.8) deki gibi tanımlanmaktadır [7]. 2.3.2 Otoregresif haraketli ortalama modeller stasyoner, normal dağılan ortalaması ve varyansı olan zaman serisi (2.9) da ki gibi belirtildiğinde, p. mertebe de otoregresif ve q. mertebe hareketli ortalamaya sahip modelin denklemi (2.10) da gösterildiği şekilde tanımlanabilmektedir [7]. 3 UYGULAMA Çalışmada, Seyhan havzasında yeralan 1801 nolu Himmetli istasyonu akım gözlemleri kullanılmıştır. Göksu nehri üzerinde yeralan Himmetli istasyonu 03.10.1935 tarihinde açılmıştır. İstasyon 665 m kotunda kurulu olup yağış alanı 2596,8 km 2 dir. İstasyonda yapılan günlük ölçümler yardımıyla 5-günlük, 7-günlük, 15-günlük ve 30-günlük ortalama akımlar hesaplanmıştır. Günlük akımlar ile birlikte her bir kesikleme aralığıyla oluşturulan serilerin ortalamalarının dağılımı Şekil 1 de gösterilmektedir. 5-günlük kesikleme ile seride veri kaybı olmamakta, dağılım günlük dağılımı temsil etmektedir. 7- günlük dağılımda aynı şekilde günlük ve 5- günlük ortalamalar ile yakın bir dağılım göstermektedir. Ancak 7-günlük ortalamalar hesaplanırken her yıl için 1 günlük veri kaybedilmektedir. Yine Şekil 1 de 15-günlük ve 30-günlük ortalamaların günlük ortalamalar ile birlikte dağılımı görülmekte olup 15 ve 30 günlük kesikleme ile her yıl için 5 günlük gözlem kaybı olmaktadır. Kesikleme aralığına göre verilerin ortalama etrafında dağılımını belirleyebilmek amacıyla hesaplanan standart sapmaların dağılımı Şekil 2 de gösterilmektedir. 2.4 En Uygun Modelin Seçilmesi Model uygunluğunun sınanmasında kullanılan yöntemlerden biri, sürece ait gözlenmiş veriler ile model tahminleri arasındaki farkların e i, varyans değerinin karşılaştırılmasıdır. Farklı modeller için hesaplanan varyans değerlerinden minimumu, uygun modele karar vermeye yardımcı bir ölçüt olarak kullanılır [2]. Akeike tarafından 1974 yılında ARMA(p,q) modelleri arasında karşılaştırma yapmak için teklif edilen Akeike Bilgi Kriteri denklemi (2.12) de verilmektedir. Denklemde N örnek boyutunu kalıntı varyansını, p ve q ise sırasıyla modelin otoregresif ve hareketli ortalama mertebesini ifade etmektedir [1]. 19

Şekil 1. Gözlem süresindeki 5, 7, 15, 30 günlük kesikleme aralığı ile1-günlük ortalamaların gidişleri Şekil 2. 1-günlük,5-günlük,7-günlük,15-günlük ve 30-günlük ortalama akımların standart sapmalarının dağılımı 20

0,01, 0,05 ve 0,1 anlamlılık düzeyinde günlük, 5-günlük, 7-günlük, 15-günlük ve 30-günlük ortalama akımların normal dağılıma uygunluğu kontrol edilmiştir. Sonuçlar yüzde olarak Çizelge 1 de gösterilmiştir. Ayrıca herbir serinin 3 parametreli lognormal dağılıma uyduğu varsayımı ile x 0 altsınır parametresi maksimum olabilirlik yöntemiyle 3.1, 3.2 ve 3.3 denklem sistemi yardımıyla belirlenmiştir. Her seride belirlenen alt sınır parametrelerinden fiziksel anlamlı olanlar bir başka deyişle 0 dan büyük olanlar seriden çıkarılıp, logaritmaları alınarak oluşturulan yeni serilerin normal dağılıma uyumları 0.01, 0.05 ve 0.1 anlamlılık düzeyinde kontrol edilmiştir. Sonuçlar Çizelge 1 de gösterilmiştir. Gözlemlerden belirlenen kesikleme aralıklarında oluşturulan serilerin stokastik iç bağımlılığını belirlemek amacıyla hesaplanan alt sınır parametreleri serilerin herbirinden çıkarılarak logaritması alınmış, bir başka deyişle seriler normalize edilmiştir. Normalize edilen seriler ortalaması sıfır standart sapması bir olan stasyoner serilere dönüştürülmüştür. Dönüşüm uygulanan seriler tek boyuta indirgenerek her bir kesikleme aralığı için açık seriler elde edilmiştir. Her bir açık seri için k=100 zaman farkına kadar hesaplanan otokorelasyon katsayıları ile kısmi otokorelasyon katsayılarının dağılımı Şekil 3 de gösterilmiştir. AR(1), AR(2), AR(3), ARMA(1,1) ve ARMA(2,1) model parametreleri belirlenerek seriler modellenmiş, modellerin birbirlerine üstünlükleri incelenmiştir. Çizelge 1. Akım gözlemlerinin olasılık dağılımlarına uyum yüzdeleri 1-Günlük 5-Günlük 7-Günlük 15-Günlük 30-Günlük %99 Güven Aralığı %95 Güven Aralığı %90 Güven Aralığı Kabul Red Kabul Red Kabul Red Normal 0,78 0,22 0,66 0,34 0,58 0,42 Lognormal-3 0,94 0,06 0,87 0,13 0,83 0,17 Normal 0,82 0,18 0,67 0,33 0,62 0,38 Lognormal-3 0,93 0,07 0,89 0,11 0,79 0,21 Normal 0,79 0,21 0,71 0,29 0,67 0,33 Lognormal-3 0,96 0,04 0,87 0,13 0,81 0,19 Normal 0,88 0,12 0,83 0,17 0,75 0,25 Lognormal-3 0,88 0,12 0,83 0,17 0,83 0,17 Normal 0,75 0,25 0,75 0,25 0,75 0,25 Lognormal-3 1,00 0,00 1,00 0,00 0,83 0,17 21

Şekil 3. Otokorelasyon ve kısmi otokorelasyon katsayılarının dağılımı (ACF=otokorelasyon, PACF=kısmi otokorelasyon) 22

4 SONUÇLAR Su yapılarının projelendirilmesine temel oluşturacak verilerin belirlenmesinde hidrolojik çalışmalar önem arz etmektedir. Hidrolojik süreçlerin matematik modellerinin oluşturulmasında kullanılan eldeki akım gözlem istasyonları verilerini minimum parametreyle uygun modelle belirleme projelendirme aşamasının temelini oluşturmaktadır. Çalışmada, 67 yıl süresince günlük 24455 veriden oluşan akım gözlemlerinden, 5-günlük ortalamalar, 7-günlük ortalamalar, 15-günlük ortalamalar ve 30-günlük ortalamalar hesaplanarak sırasıyla 4891, 3484, 1608 ve 804 veriden oluşan seriler elde edilmiştir. Tahmin edilen istatistik parametre sayısı ortalama ve standart sapma değerleri için günlük akımlarda 730 iken 5-günlük,7-günlük, 15-günlük ve 30-günlük akımlar için bu değerler sırasıyla 146, 104, 48 ve 24 tür. Bir başka deyişle seçilen kesikleme aralığı büyüdükçe tahmin edilen parametre sayısı azalmaktadır. Ancak bununla birlikte kesikleme aralığı büyüdükçe oluşturulan serinin gözlenmiş günlük değerleri temsil oranı da azalmaktadır. Kesikleme aralığı büyüdükçe seride periyodik ortalama değerlerine daha yakın dağılım görülmektedir. Aynı şekilde kesikleme aralığı ile çarpıklık katsayılarının dağılımı da azalan bir eğilim göstermektedir. Kesikleme aralığı ile serinin olasılık dağılım fonksiyonuna uyumunun değişimi değerlendirildiğinde α=0.05 anlamlılık düzeyinde kabul bölgesinde kalanların yüzdesi kesikleme aralığının değişimi ile doğru orantılı olarak değişmektedir. 30-günlük ortalama akımlar için bu oran normal dağılım için %75 iken 3 parametreli lognormal dağılım için %100 olmaktadır. Bir başka deyişle α= 0.05 anlamlılık düzeyinde 30-günlük ortalama akımların 3- parametreli lognormal dağılıma uyduğu hipotezi kabul edilmektedir. uygun model olarak gözlenirken, 5-günlük ortalama akımlar, 7-günlük ortalama akımlar, 30-günlük ortalama akımlar için ARMA(2,1) modeli minimum kalıntı varyans değerini vermektedir. Akeike bilgi kriteri değerlerine göre modellerin uygunluğu belirlendiğinde ise 7- günlük ortalama akımlar için ARMA(2,1), 30- günlük ortalama akımlar için AR(1) en uygun model görünmekte iken, 1-günlük ortalama akımlar, 5-günlük ortalama akımlar ve 15- günlük ortalama akımlar için AR(3) en uygun modeldir. 5 KAYNAKLAR [1] Akeike, H., A new look at the statistical model identification., IEEE Transactions on Automatic Control, 716-723, 1974 [2] Baran, T., " Uygun Stokastik Model Seçim Ölçütlerinin Değerlendirilmesi, İMO Teknik Dergi, 3991, 2006 [3] Bayazıt, M., Hidrolojide istatistik yöntemler, İ.T.Ü. yayınları, İstanbul, 34-223, 1981 [4] Bayazıt, M., ve Beyhan, O., Mühendisler için istatistik, Birsen Yayınevi, İstanbul, 84-93, 1994 [5] Doğan, S., N-günlük akımların matematik modeli, DEÜ, Doktara tezi, İzmir,(Yayımlanmamış) 2012 [6] Kite, G. W., Frequency and risk analyses in hydrology, Water Resources Publications, Colorado, 72, 1985 [7] Salas, J. D., Delleur, J. W., Yevjevich, V., ve Lane, W. L., Applied modeling of hydrologic time series, Water Resources Publications, Colorado, 1-260,1980 Kesikleme aralığı arttıkça serinin içsel bağımlılığı azalmaktadır. k=1 zaman farkı için 1- günlük ortalama akımların içsel bağımlılığı 0,970 iken 5-günlük ortalama akımların içsel bağımlılığı 0,893, 7-günlük ortalama akımların içsel bağımlılığı 0,865, 15-günlük ortalama akımların içsel bağımlılığı 0,799, 30-günlük ortalama akımların içsel bağımlılığı 0,714 olmaktadır. Araştırılan model kalıntılarının minimum varyans değeri üzerinden model seçimi yapıldığında 1-günlük ortalama akımlar ile 15- günlük ortalama akımlar için AR(3) modeli en 23

DSİ Teknik Bülteni Sayı: 115, Nisan 2012 EVSEL VE ENDÜSTRİYEL ATIK SULARLA SULANAN ŞANLIURFA-PAŞABAĞI TARIM ALANLARININ ÇEVRESEL ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Remziye YILDIZ GÜLAĞACI İnşaat Yük. Müh. DSİ 15. Bölge Müdürlüğü, 63300, Şanlıurfa-TURKEY remziyey@dsi.gov.tr (Makalenin geliş tarihi: 21.09.2012, Makalenin kabul tarihi: 17.12.2012) ÖZET Bu çalışmada, Şanlıurfa il merkezine bağlı Paşabağı Bölgesinde bulunan sebze bahçelerinin, Karakoyun Deresine akan atık sularla sulanmasının; halk sağlığında, toprakta ve bitkide yarattığı sorunları irdelemek ve araştırma sonuçlarına göre anılan tarım alanlarının normal sulama suyu ile sulanmasının gerekliliğinin ortaya konması amaçlanmıştır. Paşabağı tarım alanlarının sulama suyu gereksinimini karşılayan atık sudan, sulama döneminde 2 kez (31 Mayıs 2001-27 Haziran 2001), 5 farklı noktadan örnek alınarak, Pb, Zn, Cr, Mn, Fe, Cu, Cd, Hg, Ar, K, Na, Ca, Mg, PH, sıcaklık, elektriksel iletkenlik (EC) ve bakteriyolojik analizler yapılmıştır. Araştırma alanında yetiştiriciliği yapılan ve atıksu ile sulanan bitkilerden; taze soğan, maydanoz ve naneden 2 kez, 3 tekerrürlü örnek alınmış ve Ca, Na, Mg, K, Cu, Mn, Fe, Zn, Cu analizleri, ayrıca her bitkinin etkili kök derinliğinden 2 kez, 3 tekerrürlü alınan toprak örneklerinde; ph, EC, K, Na, Ca, Mg, Mn, Fe, Zn ve Cu analizleri yapılmıştır. Çalışma sonucunda, atık suda bulunan yüksek seviyedeki patolojik mikroorganizmaların halk ve çevre sağlığını önemli düzeyde tehdit ettiği saptanmıştır. Bu sebeple bu atıksu, sebze sulamalarında kesinlikle kullanılmamalıdır. Araştırma bölgesi, Şanlıurfa ilinin kanalizasyon arıtma tesisinin mansapında yer aldığından, arıtılacak atıksuyun tekrar sulama amaçlı kullanılmasının olanaksız olduğu belirlenmiştir. Diğer bir seçenek olarak atıksuyun, arıtılarak tekrar pompa ile menbaya iletilmesi düşünüldüğünde, yapım maliyetinin çok yüksek, işletmesinin pahalı olması nedeniyle projenin fizibil olmayacağı belirlenmiştir. Ancak GAP Projesi kapsamında inşa edilen Şanlıurfa Tünelleri ile Harran Ovasına cazibe ile iletilen sulama suyundan, anılan sahanın sulanmasının ekonomik ve yapılabilir olduğu saptanmıştır. Proje alanının Şanlıurfa Tünellerinden gelen Fırat suyu ile sulanmasının en uygun seçenek olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Şanlıurfa-Paşabağı Sulaması, çevre ve halk sağlığı, atıksu, toprak kimyası, bitki besin elementleri, su kimyası. IRRIGATION IN PAŞABAĞI AGRICULTURAL LANDS WITH ŞANLIURFA URBAN AND INDUSTRIAL WASTE WATER AND ASSESSMENT OF ITS ENVIRONMENTAL IMPACTS ABSTRACT In this study conducted in Harran Plain, it was aimed to evaluate effects of irrigation of vegetable crops in Pasabagi Region by Karakoyun river wastewaters in human health, soil and plants. Based on the results from the study, it was proposed to determine the effects of irrigation of the lands by normal irrigation water to environment. 25

In this regard, five different water samples were collected twice during irrigation periods (May 31, 2001-June 27, 2001) from waste waters used to irrigate Pasabagi agricultural lands to analyze Pb, Zn, Cr, Mn, Fe, Cu, Cd, Hg, Ar, K, Na, Ca, Mg, ph, temperature, electrical conductivity (EC) and bacteria levels. In the research, plant samples were collected twice with three replications from crops; fresh onion, parsley and mentha spicata grown in this region to analyze Ca, Na, Mg, K, Cu, Mn, Fe, Zn. Soil samples were collected twice with three replications from the effective soil depth in each crop to analyze ph, EC, K, Na, Ca, Mg, Mn, Fe, Zn, Cu and total salt levels. Research results revealed that high concentrations of pathological microorganisms in wastewater were serious threat to human health and environment. Thus, the results suggested that wastewater should not be used for irrigation purposes. Because Sanliurfa wastewater treatment facility was out of the research region, it was found that reuse of treated wastewater for irrigation was not a feasible task. It was concluded that pumping the treated waste-water back to the agricultural fields in the research region for irrigation was not an appropriate alternative due to investment and operation costs. However, it might be possible to carry water by gravitational means for irrigation which could be provided by Sanliurfa water tunnels flown to Harran Plain in GAP Project. In conclusion, it was suggested that irrigation of the agricultural lands studied in this research with water provided by Tigris River was a better alternative. Thus, criterias for such irrigation projects were presented in this thesis. Keywords: Şanlıurfa-Paşabağı Irrigation, Enviromental and Public Health, Wastewater, soil chemistry, plant nutrient elements, water chemistry. 1 GİRİŞ Ülkemizde kurak ve yarı kurak bölgelerde evsel ve endüstriyel atık sular hiçbir işleme tabi tutulmadan, sulamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Dünyada ve ülkemizde yapılan çalışmalar sulamada kullanılan kentsel atıksuların en önemli tehlikesinin mikrobiyal olduğunu göstermiştir. Evsel atıkların veya kanalizasyon sularının deşarjı bütün dünyanın önemli bir sorunudur. Kanalizasyon sularının, endüstriyel atıklarla karışması bu suların ağır metallerle kirlenmesine neden olmaktadır. Eğer bu nitelikte ki sular, sulamalarda kullanılırsa toprakta ağır metallerin birikimine neden olmakta ve besin zincirine geçerek insan sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Bu amaçla; araştırmada Şanlıurfa İl merkezine bağlı Paşabağı mevkii arazilerinin kanalizasyon ve Karakoyun Deresi atıksularıyla sulanmasının halk sağlığı, toprak ve bitkide yarattığı sorunlar ele alınmıştır. Burada yetiştirilen ürünler genellikle çiğ tüketildiğinden insan sağlığını önemli düzeyde tehdit etmektedir. Ayrıca Şanlıurfa ilinin sebze ihtiyacının büyük bölümü buradan karşılanmaktadır. Atıksu ile sulanan ve genelde çiğ tüketilen sebzelerde, tifo, paratifo, dizanteri v.b. hastalıkların parazitlerini taşıma riski yüksektir. 2 AMAÇ Bu çalışmada, Şanlıurfa il merkezine bağlı Paşabağı Bölgesinde bulunan sebze bahçelerinin, Karakoyun Deresine akan atık sularla sulanmasının (Resim 1); halk sağlığında, toprakta ve bitkide yarattığı sorunları irdelemek ve araştırma sonuçlarına göre anılan tarım alanlarının normal sulama suyu ile sulanmasının gerekliliğinin ortaya konması amaçlanmıştır. 3 ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Atık, suların mevsime bağlı olarak tarım alanlarında sulama suyu olarak kullanımı ülkemizde ve gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinde oldukça yaygın olduğu bilinmektedir. İnsan mikroorganizmasının katı-sıvı atığı ve evsel atık sularda bulunan, yağ, deterjan, kimyasal, petrol atıkları topraklar üzerinde zararlı organik ve inorganik maddelerin birikmesine sebep olmaktadır. Topraklar üzerinde biriken organik ve inorganik maddeler, özellikle çiğ tüketilen sebze ve meyvelere doğrudan geçerek insan sağlığını tehdit eden virüs ve bakterilerin çoğalmasına sebep olmaktadır. İnsan yaşamıyla oluşan atıklar, kontrolsüz bir şekilde aktığı sürece önemli çevre sorunları yaratır. Atıksu kirleticilerinin ortamda uzun süre kalmaları ve/veya akmaları sonucu, toksit etki yapan kimyasallar ve bunların türevlerinin oluştuğu bilinmektedir. Kirleticiler ekosistemin yaşamsal haklarını yok etmekte ve çevrede sağlığı tehdit eden hastalıkların oluşmasına neden olmaktadır [15]. 26

Canlıların temel yapı taşını oluşturan su, aynı zamanda hastalık yapan mikroorganizmaların da taşıyıcısıdır. İnsanda enfeksiyon hastalıkları yapan bu mikroorganizmaların vücuda taşınması; patojenik mikroorganizmaları içeren su ve besinlerin alınması, patojenlerin atmosferden solunumla geçmesi ayrıca böcek ve hayvanlarla taşınması şeklinde gerçekleşmektedir. Ayrıca, farklı toplumlarda virüs, bakteri, protozoa ve helmint yumurtalarının kompozisyonu da farklılık göstermektedir. Çünkü bu mikroorganizmaların oluşumunu ve gelişimini arttıran en büyük faktörlerin dengesiz ve yetersiz beslenme olduğu ifade edilmektedir [6]. Atıksu içeriği su kaynağının niteliğine, kullanım sırasında eklenen atıklara ve arıtma işleminin özelliğine bağlı olarak değişmektedir [2]. Atıksuyun sulamada kullanılması durumunda yaratabileceği sağlık ve çevre sorunları nedeniyle, atıksuyun arıtma tekniğindeki önemden dolayı planlamanın gerekliliği, birçok çalışmada belirtilmiştir [5]. Kızılgöz ve Kaptan [10], Kupchella ve Hyland [11] dan bildirdiğine göre, kanalizasyon sularının uygulandığı topraklarda yetiştirilen bitkilerin, özellikle iyi yıkanmadan yenmesiyle, Salmonella typhi, Salmonella paratyphi, Shigella, Vibrio comma gibi mikroplar ve cilt hastalıklarına neden mantarlar vasıtasıyla bağırsak enfeksiyonu başta olmak üzere ölümle sonuçlanan tifo, dizanteri, kolera, deri hastalıkları türünden birçok probleme neden olduğu bilinmektedir. Oysa arıtılması mümkün olmayan toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini bozan, geri dönüşümsüz olarak elden çıkmasına yol açan bu çeşit uygulamalardan kaçınmak gerekmektedir. 4 MATERYAL ve METOT 4.1. Materyal Araştırma Şanlıurfa merkezde ve Urfa toprak serisinde yürütülmüştür. Paşabağı tarım alanlarında, ekimi yapılan ve yaprağı çiğ olarak tüketilen sebzeler yetiştirilmektedir (Resim 2). Bu sebzeler; nane, maydanoz, soğan, marul, patlıcan ve biberden oluşmaktadır. Ancak yoğun ekimi yapılan sebzeler; nane, maydanoz ve taze soğan olduğu görülmektedir ve tüketilen bu sebzelerin çoğu, son derece yetersiz yıkandıktan veya hiç yıkanmadan yenildiği bilinmektedir. Araştırma alanlarında yetiştirilen tüm sebzeler geleneksel tava yöntemiyle sulanmaktadır. Bu yöntemde bitkiler tamamen su içerisinde kalmakta ve suda bulunan tüm mikroorganizmalar sebzeye bulaşmaktadır. Bitkilerde makro ve mikro element düzeylerini saptamak amacıyla Na, Ca, Mg, K, Cu, Mn, Fe ve Zn analizleri yapılmıştır. 4.2. Metot 4.2.1. Toprak örneklerinin alınması ve analiz yöntemleri Çalışma alanının topraklarının, bazı kimyasal özelliklerini belirlemek amacıyla nane, maydanoz ve soğan bitkisine ait toprakların etkili kök derinliklerinden 2 kez, 3 tekerrürlü bozulmuş toprak örnekleri alınmıştır. Toprak örnekleri alımında Hollanda tipi burgu kullanılmıştır [12]. Toprak örneklerinde ph, elektriksel iletkenlik (ds/m), Na, K, Ca, Mg, Cu, Mn, Fe ve Zn analizleri yapılmıştır [8, 14, 16]. 4.2.2. Su örneklerinin alınması ve analiz yöntemleri Paşabağı tarım alanlarının sulama suyu gereksinimini karşılayan atıksudan, sulama döneminde 2 kez ve 5 farklı noktada örnek alınarak bazı fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmıştır. Bu analizlerde kullanılan yöntemler sırasıyla ph; TS266, elektriksel iletkenlik (μmhos/cm); STMD 205/1980, katyonlar (Na: STMD 325 B/1980, Ca, Mg: TS266) ve anyonlar CO 3, HCO 3, Cl, SO 4 ): STMD 426 C/1980 DSİ standartları kullanılmıştır.[3] %Na, SAR [16] ve suların sınıfları saptanmıştır. Aynı sularda Pb (AR-GE K 26 /84), Zn (AR-GE K 25 /84), Cr (AR-GE K 27 /84), Mn (AR-GE K 24 /84), Fe (TS266), Cu (AR-GE K 21 /83) ve Cd (AR-GE K 33 /88) DSİ standartları kullanılarak saptanmıştır. Atıksularda toplam coliform, Escherichia coli (E. coli) ve Fecal Streptococci (F. Streptococci) miktarları TS 266 da bildirilen yönteme göre belirlenmiştir [3]. 4.2.3. Bitki örneklerinin alınması ve analiz yöntemleri Paşabağında yetiştiriciliği yapılan nane, maydanoz ve soğandan; 2 kez ve 3 tekerrürlü yaprak, gövde örnekleri alınmıştır. Bitkilerde makro Ca (%), Na (%), Mg (%), K (%) ve mikro elementlerin Mn (mg/l), Fe (mg/l), Zn (mg/l), Cu (mg/l) miktarları saptanmış ve aritmetik ortalama değerleri çıkartılmıştır. Bergmann tarafından bildirilen atomik absorpsiyon spektrofotometresi ile kuru yakma metoduna göre tayin edilmiştir [4]. 27

5 BULGULAR 5.1. Paşabağı Sulamalarının Toprak Üzerine Etkisi Paşabağı Tarım alanlarında yaprağı çiğ yenen sebzelerin ekildiği topraklarda farklı tarihlerde yapılan fiziksel ve kimyasal analiz sonuçları Çizelge 5.1 de verilmiştir. Araştırma topraklarında elde edilen EC sonuçları incelendiğinde toprakların tuzsuz topraklar sınıfına girdiği, ancak sınır değerde yer aldığı saptanmıştır. Toprakların ph değerleri incelendiğinde, yarı kurak iklim kuşağında beklendiği gibi, orta alkali topraklar olduğu görülmüştür. Toprakta makro ve mikro besin elementlerinin konsantrasyonları incelenmiştir. Na un konsantrasyon değerleri önerilen üst sınırlara göre 2,0-3,36 kat fazla bulunmuştur. K un sonuçları üst sınır değerlerine çok yakın veya çok az üzerinde olduğu saptanmıştır. Ca konsantrasyonları nane ve soğan bitkilerinin ekili olduğu topraklarda üst sınır değerine göre 1,28-1,34 kat daha fazla olduğu saptamıştır. Mg besin elementinin nane bitkisinin ekili olduğu topraklarda üst sınırından 1,28 kat daha fazla olduğu, diğerlerinde standartlarda kaldığı görülmüştür. Mikro besin elementlerinden; Cu üst sınırlarından 6,71-15,45 kat daha fazla, Mn üst sınır değerlerinin 11,45-15,45 kat daha fazla çıktığı saptanmıştır. Toprakta Fe seviyelerinin önerilen üst sınıra göre 2,06-4,25 ve Zn besin elementinin 15,00-26,05 kat daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu artışların atıksularla gelen besin maddelerinin yığışmasından kaynaklandığı söylenebilir [13]. Resim 1. Paşabağı Tarım Arazilerinde Atıksu ile Sulama 28

Çizelge 5.1. Farklı Noktalardaki Atıksu ile Sulanan Bitkilere Ait Toprakların Kimi Kimyasal Özellikleri Örnekleme tarihi I. Örnekleme tarihi 31.05.2001 II. Örnekleme tarihi 27.06.2001 Örnekleme Tekerrür ph noktası Nane ekili alan Maydanoz ekili alan Soğan ekili alan Nane ekili alan Maydanoz ekili alan Soğan ekili alan EC (ds/m) Na (me/l) K (me/l) Ca (me/l) Mg (me/l) Cl (me/l) Cu (me/l) Mn (me/l) Fe (me/l) Zn (me/l) I. 8,14 1,481 1,65 0,46 9,05 3,05 0,4 0,30 0,42 0,57 0,27 II. 8,18 1,513 1,48 0,49 10,15 2,8 0,60 0,29 0,48 0,49 0,24 III. 8,23 1,388 2,09 0,62 9,10 2,20 0,50 0,23 0,46 0,40 0,20 Ort. 8,18 1,460 1,74 0,52 9,43 2,68 2,00 0,27 0,45 0,49 0,24 I. 8,05 0,856 2,09 0,49 9,60 2,70 0,50 0,29 0,42 0,43 0,27 II. 8,14 1,259 2,09 0,51 10,55 1,50 0,50 0,36 0,47 0,92 0,40 III. 7,89 2,043 2,70 0,95 11,20 1,80 1,00 0,29 0,55 0,47 0,29 Ort. 8,03 1,386 2,29 0,65 10,45 2,00 0,67 0,32 0,48 0,61 0,32 I. 8,21 1,482 2,70 0,54 11,25 2,00 0,40 0,16 0,43 0,28 0,19 II. 8,18 1,085 2,17 0,49 11,65 0,20 0,40 0,14 0,35 0,27 0,16 III. 7,94 1,462 2,70 0,82 9,95 0,70 0,50 0,14 0,41 0,28 0,21 Ort. 8,11 1,343 2,52 0,62 10,95 0,97 0,43 0,15 0,40 0,28 0,18 I. 7,98 1,848 2,70 0,69 11,20 0,85 0,60 0,35 0,32 0,53 0,27 II. 8,15 1,336 2,17 0,64 8,45 1,30 0,60 0,33 0,33 0,60 0,24 III. 8,02 2,092 3,91 1,15 11,35 0,65 0,60 0,36 0,42 0,56 0,25 Ort. 8,05 1,758 2,93 0,83 10,33 0,93 0,60 0,34 0,36 0,56 0,25 I. 8,09 1,916 2,70 0,62 11,50 0,60 0,30 0,28 0,32 0,44 0,24 II. 8,06 2,330 3,22 0,95 11,90 1,30 0,60 0,27 0,30 0,38 0,26 III. 8,23 1,159 2,13 0,46 11,00 0,35 0,40 0,33 0,32 0,81 0,36 Ort. 8,13 1,801 2,68 0,68 11,47 0,75 0,43 0,30 0,32 0,54 0,29 I. 7,83 2,159 3,91 1,03 12,90 1,00 0,90 0,19 0,30 0,36 0,23 II. 8,07 1,661 2,74 0,77 10,50 2,50 0,88 0,20 0,30 0,40 0,24 III. 8,17 1,266 2,13 0,59 9,25 0,75 0,50 0,20 0,31 0,35 0,25 Ort. 8,02 1,695 2,93 0,79 10,88 1,42 0,76 0,20 0,30 0,37 0,24 5.2. Su Analiz Sonuçları Sulama suyu olarak kullanılan atıksuların analiz sonuçlarını saptamak amacıyla farklı tarihlerde alınan su örneklerinin, bazı fiziksel ve kimyasal parametreleri Çizelge 5.2 de verilmiştir. Su örnekleri, 31 Mayıs 2001 ve 27 Haziran 2001 tarihlerinde alınmıştır. Atıksudan sağlıklı sonuç alınması amacıyla, tarım alanından akan derenin yan kolları ile birlikte, araziyi temsil edecek şekilde, beş ayrı noktada örnek yeri seçilmiştir. Bu çalışmayla tüm alanın sulanmasında kullanılan atıksuların kontrollü bir şekilde izlenmesi gerçekleştirilmiştir. Paşabağı tarım alanlarında açık ve kapalı drenaj sistemi bulunmadığından kullanılması sakıncalıdır. % Na araştırma sonuçlarına göre normal değerler sınırları içerisinde kalmaktadır. Atıksuların katyonlarından sodyum absorbsiyon oranı (SAR) değerlerinin düşük olduğu hesaplanmıştır. USSL ye göre sulama suyu sınıfı tüm atıksu örneklerinde, SAR değerinin düşük olmasından dolayı sınıfı C₃-S₁ olarak belirlenmiştir [16]. 5.2.1. Atıksuların EC, Katyon, % Na, SAR analiz sonuçları ve suyun sınıfı Farklı zamanlarda alınan atıksu örneklerinde, ilk ve ikinci örnekleme tarihlerinde EC (μmhos/cm) değerlerinde farklılık gözlenmiştir. Bu suların EC değerlerinin USSL [16] ye göre sınıflandırılması yapıldığında 3. Sınıf sular olduğu görülmektedir. Böyle suların drenajı olmayan arazilerde sorun yaratacağı söylenebilir. 29

Örnekleme yeri Örnekleme tarihi Ec*10 6 25C (μmhos/cm) Çizelge 5.2. Karakoyun Deresi Atıksularının Sulama Yönünden Bazı Özellikleri No Suyun sıc. ( º C) ph Katyonlar (me/l) Anyonlar (me/l) Na + K + Ca ++ +Mg ++ CO 3 - HCO 3 - CL - SO 4 - % Na SAR Suyun sınıfı 1 Eyyübiye 31.05.01 24 7,80 965 1,08 0,15 8,5-6 2,30 1,43 11,09 0,52 C 3S 1 27.06.01 27 7,96 1050 1,02 0,14 9,2-6,6 2,99 0,77 9,84 0,47 C 3 S 1 2 Sanayi 31.05.01 24 7,82 985 1,03 0,14 8,5-6,1 2,57 1,00 10,65 0,50 C 3S 1 27.06.01 27 7,85 1020 0,96 0,15 8,9-6,3 2,72 0,99 9,59 0,45 C 3 S 1 31.05.01 24 7,72 972 1,10 0,15 8,5-6,2 2,47 1,08 11,31 0,53 C 3 S 1 3 Bileşik 27.06.01 27 7,87 1035 1,11 0,15 9,1-6,4 2,87 1,09 10,71 0,46 C 3 S 1 4 Karalök 31.05.01 24 7,86 975 1,02 0,14 8,5-6,2 2,51 0,95 10,55 0,49 C 3S 1 27.06.01 27 7,92 1160 1,10 0,14 10-6,7 2,69 1,85 9,78 0,49 C 3 S 1 5 Fakülte 31.05.01 24 7,62 985 1,07 0,14 8,7-6,2 2,63 1,08 10,79 0,51 C 3 S 1 5.2.2. Atıksularda ağır metal analiz sonuçları Atıksuların ağır metal analiz sonuçları çizelge 5.3 de gösterilmiştir. Analiz sonuçları Kıta İçi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri Çizelge 5.4 dikkate alınarak kıyaslama yapılmıştır [1]. Buna göre Pb, Zn, Cr değerleri birinci sınıf su kalitesinde ve standartlarda kaldığı görülmüştür. Fe içeriği bakımından tüm suların birinci sınıf olmadığı saptanmıştır. Bunun nedeni, atıksuyun beslenme kaynağı küçük ölçekli sanayi olmasıdır. Bu sular Fe bakımından ikinci sınıf su kalitesindedir. Aynı şekilde Cu ve Cd düzeyleri de ikinci sınıf su kalitesinde kaldığı gözlenmiştir. Karakoyun Deresi atıksularında ağır metallerden arsenik ve kurşun elementine rastlanmamıştır. Resim 2. Paşabağı Tarım Arazilerinde Atıksu ile Sulanan Soğan Bitkisi 30

Çizelge 5.3. Karakoyun Deresi Atıksularında Kimi Ağır Metal Analiz Sonuçları Suyun adı Örnekleme tarihi Eyyübiye Sanayi Bileşik Karalök Fakülte Pb (mg/l) Zn (mg/l) Cr (mg/l) Mn (mg/l) Fe (mg/l) Cu (mg/l) Cd (mg/l) 31.05.2001 <0,005 0,039 <0,005 0,047 0,23 0,012 <0,005 27.06.2001 0,005 0,034 0,022 0,05 0,29 0,009 <0,005 31.05.2001 0,011 0,254 0,014 0,119 1,17 0,026 <0,005 27.06.2001 0,01 0,12 0,015 0,088 0,17 0,018 <0,005 31.05.2001 <0,005 0,108 0,013 0,09 0,43 0,018 <0,005 27.06.2001 0,023 0,045 0,02 0,05 0,31 0,015 <0,005 31.05.2001 <0,005 0,107 0,023 0,073 0,35 0,017 <0,005 27.06.2001 0,015 0,185 0,025 0,087 0,69 0,031 <0,005 31.05.2001 0,018 0,258 <0,005 0,07 0,29 0,033 <0,005 27.06.2001 <0,005 0,211 0,013 0,081 0,16 0,019 <0,005 Resim 3. Paşabağı Sulama Projesi Su Alma Yapısı 31

5.2.3. Atıksularda bakteriyolojik analiz sonuçları Tarım alanlarında sulama suyu olarak kullanılan atıksuların bakteriyolojik analiz sonuçları; ilk örnekleme tarihinde Total Coliform, 116 000 sayı/100ml, ikinci örnekleme tarihinde 210 000 sayı/100ml, Escherichia coliform; ilk örnekleme tarihinde 97 000 sayı/100ml, ikinci örnekleme tarihinde 180 00/100 ml, Fekal Strepetkok; ilk örnekleme tarihinde 49 000 sayı/100ml, ikinci örnekleme tarihinde 160 000 sayı/100ml olduğu saptanmıştır. Bu değerler Çizelge 5.4. te verilen Kıta içi su kaynaklarının sınıflandırmasına göre, örneğin, Fekal Koliform da 2 000 üzerindeki değerler IV. sınıf değerlere ait olduğu Toplam Koliform da bu değerler 100 000 olarak verilmiştir [1]. Atıksulardan direkt insana geçen 30 un üzerinde hastalık paraziti bulunmaktadır. Bu nedenle geçmiş dönemlerde, Şanlıurfa İli sağlık kuruluşlarına büyük oranlarda bağırsak enfeksiyonundan kaynaklı hastaların başvurduğu bilinmektedir. Çizelge 5.4. Kıta İçi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri SU KALİTE PARAMETRELERİ I Yüksek kaliteli su Fiziksel ve İnorganik-Kimyasal Parametreler SU KALİTE SINIFLARI II III Az kirlenmiş Kirli su su IV Çok kirlenmiş su 1. Sıcaklık ( C) 25 25 30 30 2. ph 6,5-8,5 6,5-8,5 6,0-9,0 6, 9 dışında 3. Klorür iyonu [Cl] 25 200 400 400 4. Sülfat iyonu [SO4] 200 200 400 400 5. Nitrit azotu [NO2-N] 0,002 0,01 0,05 0,05 6. Nitrat azotu [NO3-N] 5 10 20 20 Toplam çözünmüş madde 7. 500 1 500 5000 5 000 [TDS] 8. Renk (Pt-Co) 5 50 300 300 9. Sodyum [Na] 125 125 250 250 İnorganik Kirlenme Parametreleri 1. Kadmiyum [Cd] 3 5 10 10 2. Kurşun [Pb] 10 20 50 50 3. Bakır [Cu] 20 50 200 200 4. Krom [Cr] Ölçülemeyecek kadar az 20 50 50 5. Çinko [Zn] 200 500 2 000 2 000 6. Florur [Fl] 1 000 1 500 2 000 2 000 7. Mangan [Mn] 100 500 3 000 3 000 8. Demir [Fe] 300 1 000 5 000 5 000 Bakteriyolojik Parametreler 1. 2. Fekal koliform (EMS/100 ml) Toplam koliform (EMS/100 ml) 10 200 2 000 2 000 100 20 000 100 000 100 000 32

5.3. Bitki Analiz Sonuçları Paşabağı sulama alanında, yoğun bir şekilde birçok sebze türü yetiştirilmektedir. Bunlardan tüm yıl boyunca üretimi gerçekleştirilen nane, maydanoz ve soğan bölgede hiç eksik olmamaktadır. Bu nedenle anılan bitkilerin kimi makro ve mikro elementlerin kimyasal analizleri yapılmış ve Çizelge 5.5 de gösterilmiştir. Bitkilerin topraktan aldıkları besin elementlerinden Na ve Mg un sınır değerde kaldıkları belirlenmiştir. Ca ve K besin elementinin maydanoz bitkisi için standartların üzerinde bitkiye taşındığı belirlenmiştir. Mikro elementlerden Fe ve Zn in standartların içerisinde olduğu ancak Cu, Mn ın üst sınır değerinin üzerinde bitki tarafından alındığı saptanmıştır [7, 9]. Çizelge 5.5. Bitkilerde Saptanan Kimi Kimyasal Özellikler Örnekleme tarihi 31.05.2001 27.06.2001 Bitki Türü Na Ca Mg K Cu Mn Fe Zn (%) ( mg/l) Nane 0,57 2,33 0,26 4,63 6,97 80,57 80,60 26,04 Maydanoz 0,87 1,27 0,20 10,36 6,70 54,80 64,63 22,51 Soğan 0,94 2,01 0,21 8,93 5,67 31,23 38,90 29,52 Nane 0,97 2,61 0,28 3,27 8,00 111,10 134,10 49,77 Maydanoz 1,69 1,48 0,20 9,29 8,90 69,57 76,23 31,08 Soğan 1,15 1,78 0,21 5,00 5,23 26,47 74,07 25,80 6 SONUÇLAR Bu çalışma, Şanlıurfa ili Paşabağı tarım alanlarının atıksularla sulanan ve yaprağı çiğ tüketilen (nane, maydanoz ve soğan) halk ve çevre sağlığına etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Atıksuyun arıtılmadan uygulandığı Şanlıurfa Paşabağı sulama örneğinde olduğu gibi kimi besin maddelerinin olağandan yüksek miktarlarda topraklarda yığıştığı ve en önemlisi halk ve çevre sağlığını tehdit eden ölçüde patojenik fekal kaynaklı mikro organizmaların, atıksu ile toprak ve bitkiye bulaştığı saptanmıştır. Topraklardaki makro besin elementleri Na, K, Ca, Mg ve mikro besin elementleri Cu, Mn ve Zn nun konsantrasyonları incelenmiştir. Makro besin elementlerinden; Na ve Ca, mikro besin elementlerinden; Cu, Fe ve Zn konsantrasyon değerlerinin standartların üzerinde olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlar incelendiğinde K makro elementi hariç tüm makro ve mikro elementler üst sınır değerinin üzerinde çıkmıştır. Bu değerlerin 2. Örnekleme tarihinde (sulamaların yoğun yapıldığı dönem) daha da arttığı ve bu artışların atıksularla gelen besin maddelerinin yığışmasından kaynaklandığı söylenebilir. Bitkideki makro ve mikro besin elementleri nane, maydanoz ve soğanda saptanmıştır. Bitkilerin topraktan aldıkları besin elementlerinden Ca, ve Mg un sınır değerlerde kaldıkları belirlenmiştir. K besin elementinin maydanoz bitkisi için standartların üzerinde bitkiye taşındığı belirlenmiştir. Mikro elementlerde Cu, Fe, Mn ve Zn nun standartlarının üzerinde bitki tarafından alındığı görülmüştür. Su Kirliliği Yönetmeliğine göre, sulama sularında Fekal koliform sayısı (EMS/100 ml) 2000 in üzerinde olması halinde bu suların hiçbir şekilde sulama suyu olarak kullanılamayacağı bildirilmektedir. Çünkü bu değerler 4. sınıf suların en üst sınırıdır. Paşabağı tarım arazilerinde kullanılan atıksuların sadece fekal koliform sayısı ilk örnekleme tarihinde 97 000 ve ikinci örnekleme tarihinde 180 000 sayı/100ml dir. Bu olay bu suların 30 un üzerinde bulaşıcı hastalığın yayılmasına ve özellikle sebzelerin sağlıksız tüketilmesinden dolayı kesinlikle sulama suyu olarak kullanılmaması sonucunu ortaya çıkartmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için alternatif proje geliştirilmiş ve Paşabağı Sulama Projesi, Şanlıurfa Tünelleri çıkışında bulunan ana isale kanalından alınan temiz su ile 2006 yılından beri sulanmaktadır (Resim 2). 33

Resim 4. Proje Sonrası Paşabağı Tarım Arazilerinin Atatürk Barajı'ndan Alınan Su ile Sulanması 7 KAYNAKLAR [1] Anonymous, 1998. 4 Eylül 1998 Tarih ve 19919 Sayılı Resmi Gazete, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği [2] Asano, T., R. G. Smith., G. Tchobanoglous, 1985. Municipal Wastewater: Treatment [10] Kızılgöz, İ., Kaptan, H., 1997. Şanlıurfa İli Karakoyun Deresi Civarında Kanalizasyon Sularıyla Sulanan Sebze Bahçelerindeki Bitkilerde Mikro Element Birikimi. Birinci Ulusal Çinko Kongresi, Adana and Reclaimed Water Characteristics. [11] Kupchella C. E., Hyland, M.C. 1993. Irrigation With Reclaimed Municipal Environmental Science (third Ed. ) Wastewater-A Guide Manual. (Edit. G. S. Pettygrove. T. Asano). Lewis Pub. Inc., 495 pp, 1985. [3] Baltacı, F., 2000. Su Analiz Metotları. DSİ İçme ve Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı, Ankara. [4] Bergmann, W., 1992. Nutritional Disorders Western Kentucky Uni. USA. ISBN: 0-13- 027418-6 [12] Petersen, R. G., Calvin, L.D., 1965 Sampling Methods Of Soil Analysis (C.A. Black et. Al. Edit.), Part 1, Agronomoy Series No: 9, Am. Soc. Of Agr. Inc. Pub., Madison, Wisconsin, USA, p: 54-72 of Plants : Development, Visual and [13] Scheffer/Schachtschabel. P. Blume, Et. Al, Analytical Diagnosis. Gustav Fischer Lehrbuch der Bodenkunde. 1993-1998 Verlag Jena, Stuttgart. [5] Bulmenthal, U.J.1988 Generalized model or Ferdinand Enke Verlag Sututtgart/ Toprak Bilimi (Çeviri) ÖZBEK, H., KAYA, Z., GÖK, the reduction in healt risk with defferent M., KAPTAN, H., 1993., Çukurova control measures fort he use of human wastes. IRCWD News, 24/25:13-17. [6] Dean, R.B. and Lund, E., 1981. Water Üniversitesi Ziraat Fakültesi: Genel Yayın No:73. Ders Kitapları No: 16 Adana [14] Sönmez, N. ve Ayyıldız, M., 1964. Tuzlu Reuse: Problems and Solutions. ve Sodyumlu Toprakların Teşhis ve Islahı, Academic.London, UK. [7] Güneş, A., Alpaslan, M. ve İnal, A. 2000. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No: 229, Ankara. Bitki Besleme ve Gübreleme. A.Ü., Ziraat [15] TUNCER, S., 1985: İzmir ve Çandarlı Fak., Yayın No: 1514, Ders Kitabı: 467, Ankara. [8] Jackson, M. L. (1958) Soil cehemical analysis. Prentice - Hall, Inc. Englewood Cliffs, N. J. USA. [9] Jones, J. B., Wolf, H. A., Milis,1991.Planta (Aliağa Limanı) Körfezlerinde Yaşayan Bazı Mollusk, Alg ve Ortamlarındaki Ağır Metal Kirlenmesi ile ilgili Araştırmalar. EÜ Doktora Tezi, İzmir. [16] USSL, 1954. Diagnosis and Improvement of Saline and Alkali Soils (Ed. Richards, Analysis Handbook, Micro-Macro L.A). Agr. Hand Book. 60, USSL. Publishing, Inc., Georgia, USA. 34