Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 28 Temmuz 2013 Sohbeti,

Benzer belgeler
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 31 Temmuz 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 21 Haziran 2013 Sohbeti,

ILLA-L MAWADDATA FI-L QURBA (42:23)

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 19 Haziran 2013 Sohbeti,

SECDE ET VE YAKLAŞ (96:19)

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 28 Ağustos 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 16 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 13 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 10 Ocak 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 5 Temmuz 2013 Sohbeti,

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 12 Mayıs 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 31 Mart 2013 Sohbeti,

MODERN HAYATIN AVARACILIĞI

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 10 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 17 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 8 Nisan 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 23 Haziran 2013 Sohbeti,

SADECE AKILLILAR GÖ RÜ R

AŞIRI ZALİM, AŞIRI CAHİL (33:72)

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 26 Temmuz 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 26 Mayıs 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 23 Temmuz 2013 Sohbeti,

ZARAR VERMEYİN VE ZARAR VERENLERDEN OLMAYIN

MISIR: ONDAN SONRA NE?

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 28 Haziran 2013 Sohbeti,

MISIRLILAR MEYDANLARDA

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 6 Ağustos 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 29 Haziran 2013 Sohbeti,

DİLEYİN Kİ SİZE VERİLSİN

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 16 Nisan 2013 Sohbeti,

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

ALLAH İÇİN SADIK DURUN (2:238)

BU DÜNYANIN KIYMETİ. Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 24 Mart 2010 Sohbeti,

SEMADA DA RIZKINIZ VARDIR

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 25 Şubat 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 3 Mart 2013 Sohbeti,

RUHUM SANA FEDA YA RASULALLAH

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 21 Şubat 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 8 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 9 Nisan 2013 Sohbeti,

İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 25 Mart 2013 Sohbeti,

BERAAT KANDİLİ MESAJI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

DİRİ DİRİ TOPRAĞA GÖMÜLEN KIZA SORULDUĞUNDA (81:8)

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 20 Mayıs 2013 Sohbeti,

Sufi-Zentrum Rabbaniyya. Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim. Sövene dilsiz gerek. Şeyh Eşref Efendi

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Sufi-Zentrum Rabbaniyya

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 9 Mayıs 2013 Sohbeti,

Herkes bir arayış içinde

VAHŞİ HAYVANLAR HAŞR OLDUĞU VAKİT (81:5)

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 5 Nisan 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 14 Mayıs 2013 Sohbeti,

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

MİLLAT İBRAHİM HANİFA

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 6 Şubat 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 9 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 22 Haziran 2013 Sohbeti,

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 16 Mart 2013 Sohbeti,

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 30 Haziran 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 1 Şubat 2013 Sohbeti,

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Somemto Big Data Somemto ile Gezi Parkı Eylemleri Haftasında Sosyal Medya Analizi. Copyright 2012 Etiya All Rights Reserved

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Küçüklerin Büyük Soruları-2

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

BEYTULLAH VE ABDULLAH

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 6 Mart 2013 Sohbeti,

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

DERİNSU ANAOKULU Haziran Ayı Eğitim Bülteni

ŞİKAYET ETMEYİN. Şeyh Bahauddin Efendi nin 13 Mayıs 2012 Sohbeti,

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

ISBN :

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 28 Mart 2013 Sohbeti,

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

DEPRESYON VE İNKAR. Şeyh Bahauddin Efendi nin 1 Şubat 2015 Sohbeti

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

ANAHTAR TESLİM OLMAKTIR

tellidetay.wordpress.com

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 13 Mart 2013 Sohbeti,

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 4 Mayıs 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 15 Temmuz 2013 Sohbeti,

Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 19 Şubat 2013 Sohbeti,

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Transkript:

SIKINTI VE DERMANI Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 28 Temmuz 2013 Sohbeti, Mübarekler, dervişler öyle söylerdi. Zala-l 'ana nilna-l muna. (Zahmet bitti, ve biz istediğimize ulaştık) Zala-l 'ana nilna-l muna. (Zahmet bitti, ve biz istediğimize ulaştık) Tuba lana nilna-l muna. (Ne şanslıyız ki istediğimize ulaştık) Allahımız, ol Habibi kibriyanın hürmetine, ilahi lütfun kesilmez, daimdir. Hoşgeldiniz. Ey yaran Şahı Merdan. Diyelim, Bismillahi r-rahmani r-rahim. Ne güzel. Buyur ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Sizden öğrenmek ister. Sizden nur almak ister. Nursuz insan, siyah kömür var ya onun gibi. Nurlu insan, gökyüzünde parlayan güneş gibidir. Allahu Akbar. Destur ya Rical'Allah. Meded ya Şahı Merdan, yaranınız size hayran. Zala-l 'ana nilna-l muna. (Zahmet bitti, ve biz istediğimize ulaştık) Tuba lana nilna-l muna. (Ne şanslıyız ki istediğimize ulaştık) Allahu Akbar. Ne güzel, ne güzel. Güzellikleri ara. Güzellikleri arayalım, diyor. Rabbul İzzet, güzel yarattı. Güzellikleri arayınız, diyor. Ma sha Allahu kana, wa ma lam yasha lam yakun. Zala-l 'ana nilna-l muna. (Zahmet bitti, ve biz istediğimize ulaştık) Zala-l 'ana nilna-l muna. (Zahmet bitti, ve biz istediğimize ulaştık) Tuba lana nilna-l muna. (Ne şanslıyız ki istediğimize ulaştık) Allah Allah. Meded. Ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Abdun daif. Qawwi dha'fana ya Rabbi. Zayıf kulunuz. Bizi kuvvetlerdirecek mübarek kullarını bize gönder ya Rabbi. Eksiğimiz nedir? Eksiğimiz, bu Şahı Merdan'ı aramamaktır. Arasak, her işimiz müyesserdir. Yassar Allahu amrak. Böyle. Böyle güzel konuşurlardı müminler. Ra yassar Allahu amrak. Ya, ey yaran. İşin gücün rast gelsin. Birbirine hitap ederlerdi eskiden, şeyh Mehmet efendi. Allah işini rast getirsin. İşimiz ne? İşimizin ne olduğundan haberimiz olsa, hemen her işimiz müyesserdir. Lakin, işimizin ne olduğundan haberimiz yok. Allahu Akbar. Buyur ey Şahı Merdan. Kelamınız, dertlere dermandır. Ne güzel söylersiniz. Yüreklerimizdeki sıkıntı gider. Sıkılıyorum yahu, der. Bir sıkıntı var içimde. E, ne yapıyorsun? Aha, gidiyorum, içeyim de açılayım. Bre, içmek ile açılmaz insan. Sıkıntı onun ile gitmez. Sıkıntı, sıkıntı ne ile gider? Sıkıntı onunla gider ama o kimdir, tanıyasın. Merhaba, ey yaran Şahı Merdan. Merhaba. Ne güzel. Merhaba günümüz. Günümüz ferahlı olsun. Bu, bir sohbettir. Hem dermandır. Sohbettir, uyandırır. Dermandır, sıkıntımızı alır. Halk sıkılıyor. Halk sıkılıyor. Başım ağrır der, karnım ağrır der. Gider ilaç alır. Bu ağrım, bu sıkıntım benden gitsin, diye. Sıkıntın varsa, zahir sıkıntı ise, git abdesthaneye. Değil mi? Giderim ama benden sıkıntı gitmez. Öyleyse başka bir ilaca ihtiyacın var. Hadhal zaman. Bismillahi r-rahmani r-rahim. Bak, ne gibi haberler geliyor, mübarek Şahı Merdan'dan. Allah'ın arslanından. www.saltanat.org Page 1

Ey yaran, dinleyiniz Şahı Merdan'ı. Ne demiş, Şahı Merdan. Her derman bizdedir. Bu sizin kullandığınız ilaçlar, size derman olmaz. Hastalık sebebi bulunup ondan kurtulmadıktan sonra insan nasıl rahat edecek? Sıkıntım var, diyor. Bir sürü gafil kimseler, sıkıntım var içerimde, diyor. E, nedir sıkıntın yahu? Zahiri sıkıntı ise git abdesthaneye. Yok, diyor. O değil. Başka bir sıkıntı var. Param var. İşim var. Ailem, çoluk çocuklarım var, rütbem var. Bunun ile beraber içerimde bir sıkıntı var. E, bir şeyin var ki, onu unuttun sen. Unuttun. O arif zat, Şahı Merdan cevap veriyor. Sıkıntın var. Senin sıkıntın, zahiri sıkıntı zannetme, zahiri esbapların noksanlığından değil sende. Çünkü, paran var, pulun var, altının var, rütben var, bağın bahçen var. Bunun ile beraber sıkılıyorum, diyor. Sıkılıyorum. O sıkıntıyı, dünyanın hekimleri toplansa senden alamaz. Allahu Akbar. Buyur ey Şahı Merdan. İnsanların şimdi yüzde doksan dokuzunda sıkıntı var. Sıkılıyoruz, diyor. Yemeğin, yiyeceğin yok mu? Var. Giyeceğin yok mu? Var. İçeceğin yok mu? İstediğin kadar var. Evlerin. Evleri.. Eskiden bu memlekette, Şeyh Mehmet Nazım Efendi. Eskiden insanlar, kerpiçten iki oda yapar, üstüne de bazı defa hanay dediğimiz bir sofa yaparlardı yukarıya da. Ve insanlar rahattı Mehmet, rahattı. Şimdi, şimdi millet çimentonun esiri oldu. Çimentoda hayat yok. Arama. Lakin, moda bu. İnsanlar efendim, betonarme betonarme binalar kaldırdılar. Bir kat, iki kat, üç kat. Yukarıya doğru. Meşayıh-ı izam öyle söylerdi. Melaikeler ne derdi, diyor? İkinci katı geçtikten sonra, ey Nemrut, Nemrut sıfatına mı girmek istersin? Nemrut, gökyüzünün Rabbisine, göreceğim kimdir, diyerekten Nemrut kulesi yaptı, kar etmedi. E, sen nereye kadar seni bir kat.. Eskiden bir kat evler vardı. Tekalifi az birşey, şeyh Mehmet efendi. Ağaçtan efendim, kerpiç ile yaparlardı, rahattı. Gailesizdi. Ocakları da olabilir içerisinde efendim, herşeyleri ile barınabilir uzun bir sofa olurdu. Birbirleri ile kaynaşırdı insanlar. Şimdi, herbirinin bir odası olacak, bir konağı olacak, her konakta da bu kadar oda bulunacak tatmin olunmak için. Tek başına bir kimse efendim, bir ev ister. Nedir bu? Binalar sizi tatmin ediyor mu? Sual bu. Buyur ey Şahı Merdanımız. Bu binalar, insanları tatmin ediyor mu? Ooo, reklamları var efendim, bu kadar kat. On katın üstünde, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksana kadar çıkan bina yapıyorlar. Yahu, ey insan. Muraqqabu n-mina n-nisyan. Unutuyor insan. Seni, yazın sıcağından, kışın soğuğundan barındıracak, bir oda, iki oda, bir ocak yetişirdi sana. Şimdi sen bu binaları niye kaldırırsın? Maksadın nedir? Yatatabaluna fil bunyan. Değil mi? Bina yapmada birbirleri ile yarıştadır. E, delidirler. Deli olmuş insanlar. Yahu seni barındıracak bir oda, iki oda, bir de hanay, "Inna ardi wasiatun" (29:56) Yerim, size tayin ettiğim, tahsis ettiğim yeryüzü geniştir, diyor Canabı Mevla. Geniştir, diyor. Herkesin eskiden evleri genişti. Bahçeleri, etrafı bahçe ile duvarlar ile örtülü, insan kendisini cennette zannederdi. O kadar güzeldi. En azından üns vardı. Üns. www.saltanat.org Page 2

Üns, insanların anlayamadığı nokta, bu nokta. Üns aramıyorlar. Enisim, dediği vakıtında insanı kendisine cezbeden, rahatlandıran, ferahlandıran başka bir insandı. Üns, ilahi lütuftan ahir zaman nebisine indirilmiştir. Üns, enis. Ünsü olan insan, yılan ile ünsiyet yapabilir mi? Kedi ile yapar. Kedi ile ünsiyet yapar. İnsan, köpek ile ünsiyet yapar mı? Yapamaz. Haşa minel huzur, merkep ile ünsiyet yapar mı? Yapar. İnsan, köpek ile ünsiyet yapar mı? Yapmaz. Lakin şimdiki sersem insanlar, köpekleri enis tutuyor. Ahbabımız, diyor. Canımız ciğerimiz, diyor. Beraber oturur, kucağında taşır, omuzunda taşır, sofrasına koyar, yatağına bile kor. Bu insanlık değildir. Bu şerefsiz bir hayattır. Sen hayvanlar için icad olunmadın. Veya hayvanlar ile tatmin olunmak için icad olunmadın sen. Niye çıkarsın yukarıya, ikinci kattan sonra? İkinci kattan sonra melaike çağırıyor. Ey Ademoğlu, nereye kadar? Nemrut kadar bina mı yapacaksın sen? Sana iki kat yetişmedi mi? Buyur ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Hanaya çıktı, derlerdi. Hanay. Kafesli, perdeli. Etrafında, sofası da olurdu. Yukarıda çıkardı, çoluk çocuk ile ferah ederdi. Şimdiki insanlar efendim, bina delisi oldu. 21. asrın insanı, bina delisi oldu. Akıllısı yok. Herkes yüksek bina arıyor yapacak. Bu memlekete geldiğimizde herkesin evi bir kattı. Şimdi, beş senedir Lefke'nin içi betonarme bina ile doldu. E, n'oldunuz? Faydası ne? Soğuğu, soğukluğundan başka bir faydası yok. Kışın buzdolabı, yazın kurum gibi. Halbuki, topraktan toprağa ünsiyet var. İnsan topraktan halkoldu. Dinle ey gafil. Dinle ey uyan. Meded ya Şahı Merdan, yaranınız size hayran. Bakıyorum bu memlekette, beş sene içerisinde efendim, beton yığınları olmuş. Bir de soğukluk var onlarda, çimento yapıda hayat yoktur. Çünkü insanın yapısı çimentodan değil, şeyh Mehmet Efendi. Topraktandır, kerpiç bina insana ünsiyet verir, rahat eder, ferah eder. E, bu insanlar cahil oldu bu zamanda. Tatabu l-fi l-bunyan. Değil mi? İnsanlar birbirleri ile yarıştadır, kimin binası daha yüksek olacak? E, azabdır o. İnsanlığı berbad etti. Aza razı olmadılar. Yer yapı, yer katı deriz. Yani, direkler üzerine. Eski evlerimiz öyleydi. İnsana girdiğinde bir ferahlı havası vardı. Bu beton evlere kim girerse, girerken sıkıntı basar. Her şeyi tersine anlamış insan. Ey insan. Nereye kadar der, melaike. Haber verir. Her gün, melaike var. Şeyh Mehmet Efendi. Çağırır. "Lidu lil-mawt wa bnu lil-kharabi" İşittin mi? "Lidu lil-mawt" Ölüm için evlad yetiştiriniz. Ey insanlar yetişirsiniz. Lakin, yetişeceğiniz yer, ne içindir? Ölüm içindir. Yaptığınız binalar da, "wa bnu lil-kharabi" Harap içindir. İşte şimdi, kaç memleketleri, yukarıdan atıyor. Ateş atıyor, top atıyor, o koca binaları, başlarına yıkılıyor. Yeryüzü müstevasında olmuş olsaydı, yukarıdan görünmezdi. Yani, tamahları olmazdı şeyin, düşmanın gelip de kerpiç evleri yıkmaya. Ama büyük binalardan şehirler yaptılar, vur da vur. E, karagözün hikayelerini mi anlatayım size? Ulan Karagöz. Nedir eylediğin, ettiğin, eylediğin? www.saltanat.org Page 3

Ev yaparım ey Hacivat. Ev yaparım. Kimin için? Kendim için. Hey Hacivat. (...) için yapıyorum desene. Ne kendim için? Berbat. "Lidu lil-mawt wa bnu lil-kharabi" Ey insan, işit bunu. Ölüm için doğunuz, yıkılmak için de binalar yapınız. Tabi ki yıkılacak bina. İşleyecek insanlar. İşi gücü insanların, hangimiz daha yüksek bina yapıyoruz, diye değildir. Lakin, şeytan şeytan insanın rahatlığını aramaz ki. Her yaptırdığı, insanlığın başına bir beladır şeytanın. Her kim şeytana uyduysa, bir belaya duçar oldu. Başımızdan uzak olsun. Hadhal zaman, zamanu suqut, wal mulazamatu wa l-buyut. Nasihat bu, büyüklerden. Kaç yüz sene evvel ki hikayelerden. Bu zaman diyor, zaman-ı sükuttur. Dilini tut. Wa mulazamatu l- buyut. Evinden dışarı çıkma. Evine mülazim ol. Evine mülazim ol. Ya eyyuhen nemludhulu mesakinekum.(neml:18) Emanet. Kendinizi korumak isterseniz, dışarı çıkma, diyor. Karınca bile. Karıncanın başı bile söyledi bunu. Kur'an-ı azimuşşanın lisanı ile, Ya ayyuhal namlu 'dkhuloo masaakinakum.(27:18) Evlerinize girin, diyor. Dışarı çıkmayın. Dışarı çıkanlar hakkında, Wala Tabarrajna Tabarrajul Jaheliyathil Oola.(33:33) Cahiliyet zamanındaki gibi, sokaklara dökülmeyin. Cahillik alametidir. Ey şerefli insan. Buyur ey Şahı Merdan. Uyuma. Bu insanlar onun için hayır etmiyor. Dünya, koca dünya, dar geldi başlarına. Buyur ey Şahı Merdanımız. Beyan ediniz. Yaranızdan sizden haber bekliyor. Ey yaranım. Barınacağınız yerleriniz, bir kat veya iki kat olsun. Geniş olsun. Oturduğu kaide geniş olsun. Yukarıya doğru açılmayın. Yukarıya doğru çıkamak, tehlikelidir. Bir zaman gelir ki, ufak bir sallantı dev gibi binaları çökertir. Lahzanın içinde bitirir. Bu nasihattır. Şahı Merdan'dan bize. Hadhal zaman zaman as-suqut, wa munazamatul buyut. Evinizde diyor, kaç yüz sene evvel, bu zaman diyor, sesini çıkartma ve evinde otur. Başın rahat olmak isterse, ne bu efendim, bu, bu halinde olan insan, ya budur ya şudur, deme. Terazi tutma. Bırak. Herkes yapacağını bilir. Boş gezen adam yoktur. Ya şeyh efendi. Boş gezen adam.. Bu kadar ahali nerden geliyor? E, bunlar ahırdan kaçmışlar, tayfadır. Girecekleri kapıyı bilmeyenlerdir bunlar. Sokakları doldurdular. Hadhal zaman zaman as-suqut. Bir kimseye efendim, birşey anlatacağım diye uğraşma ve evinde mülazim ol. Eskiden atalarımız, akşam olunca kapıyı pekler, çoluk çocuk evde yatar, fanoz derdik, lamba, gaz lambasında okurdu, yazardık, yatardı. E, şimdi millet sokaklarda, kızlar çıplak, oğlanlar onlardan beter. Ne ipi var, ne sapı var. Bu, bu cemiyet.. E, bu cemiyet, diyor, şeyh efendi nedir bu? Bu sosyetik hayattır. Ya. Sosyetik hayat böyledir? İşte başınıza gelene bak. İçinden çıkamıyor millet şimdi. Bir zatın birisi, bundan 100 sene evvel İstanbul'da.. İstanbul'un nüfusu 200 000 kişi idi Mehmet. Şeyh Mehmet Efendi. Hatta ben, Bayezid'den yürürdüm de, Unkapanı'ndan geçerim.. Zeyrek yokuşunu alırım, o tiyatronun yeri nerdedir? www.saltanat.org Page 4

Şehir tiyatrosu İstanbul'da. Bundan yürürdüm de tiyatro bir tane vardı.. Bazı defa vardı, bazı defa yok da yürürdüm tabanvay yetişirdim şeye Beyoğlu'nda, yerimize. Şimdi millet deli. İnsandan çok araba. Nasıl hükümetsiniz be siz? Hanımlar bilhassa sokağa çıkmasınlar. Başlarına gelecek vardır. Qu Anfusakum.(66:6) Kendinizi saklayınız, gözetiniz. Gözetin. Gözlenmek isteyeni gözeten vardır. Gözlenmekten haberi olmayanı, şeytan gözler alır götürür. Yüz, iki yüz bin nüfus vardı. Elli, elli değil kırkta ben İstanbul'dayken. Bugün 20 milyon adamı sen oraya yığasın. Bir köprü yaptın, bir köprü daha yaptın. Nedir o? İnsanları yerinden oynatma. Hükümet budur. İnsanları yerinde idare etmektir hükümet. Milleti bütün hepsini sokağa döktüler. Tayyarelerin hesabı yok, vapurların yok, trenlerin yok. Arabaların sayısını makine bile saymaz. Nedir be bu? Duymadınız mı? "wa bnu lil-kharabi" Yıkılmak için binalar yapınız diyor, melaike. "Lidu lil-mawt" Ölüm için de doğunuz, diyor. Akıllı adam kalmadı. Hepsi zibil oldu. Başlarına gelecek var. Buyur ey Şahı Merdan. Ne güzel sözler. "Lidu lil-mawt wa bnu lil-kharabi" Melaike çağırıyor. Ölüm için doğunuz, yıkılmak için de binalar yapınız. İnsanın akıbeti ölüm, binanın akıbeti harab olmak. Allah bize akıl versin. Bizi doğru yoluna götürecek mübarek zatlarını yollasın. Genişleyelim, ferahlayalım. Her işimize Allah için koşturalım. Allah bizim ile olsun. Şimdiki insanların, beraberliğinde şeytan var. Allah'ı tanımaz. Allah'ı ile beraber olmaz. İlle şeytan ile beraber. Al şeytanı başına kalpak et. Tövbe ya Rabbi. Bize sahip gönder. Bize sultan gönder. Ey yerlerin göklerin sultanı olan Allah'ımız. Bize sultan gönder. Amin amin. Wa salamun alal mursaleen. Wa l-hamdu Lillahi Rabbul alamin. Ey Şahı Merdan. Yaranınız size hayran. Bize imdad kılınız. Diyelim, Bismillahi r-rahmani r-rahim. Korkmayalım hiçbir şeyden. Yılan bile gelmez Bismillahi r-rahmani r- Rahim, derse. Yasaktır. Besmele çeken insanın yanına yaklaşma, diyor. Akrep, onlara da, vahşi hayvanlara hepsine emir var. Besmele çekenin yanına yaklaşırsanız size ceza veririm. Kutup talimatı vardır. Kutbul zamanın, şeyh Mehmet efendi. İrade sahipleri onlar. Maşaallah, Allah'ın arslanlarıdır. Onların meclisine bizi de kabul etseler. Terbiyelerini almayınca kabul etmezler. Huu. Ey Rabbımız. Bizi yarattın. Gözümüz Senden başkasında olmasın. Yazıklar olsun bize ki, gözümüz heryerde. Allah'a değil. Allah'a bak. Allah'ı gör. Allah ile ol. "Qun ma'allah wala tubali" Buyur ey Şahı Merdan. As-salamu alaikum. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=8664&name=2013-07-28_tr_sikintivedermani.mp4 www.saltanat.org Page 5