KOSTA RİKA & PANAMA = PURA VIDA Sevgili Burak Doğansoysal ile iki yıldır Kosta Rika yı konuşuyorduk; Neotropikal türleri habitatında görmek çok çekici geliyordu! Ancak düzgün rehber bulmak, programı iyi yapmak, kalınacak yerler, seyahat zamanı, türlerin uçuş zamanları gibi çok detay vardı. Burak ın bu işi en güzel ve en iyi şekilde yapacağından emindim! Programı oluşturup gönderdiğinde gideceğimiz, kalacağımız yerlere internetten bakıp yanılmadığımı görmek beni daha da heyecanlandırmıştı; geriye görebileceğim türlere, özellikle kelebeklere çalışmak kalmıştı... Gerçekten de Burak ın organizasyon yeteneğini, titizliğini, dürüstlüğünü, düzgün ve güvenilir iş yapmasını övmeden geçemeyeceğim. 24 Mart sabahı yola çıktığımız Iberia Havayolları ile 7 Nisan 2012 akşamı döndüğümüz Kosta Rika & Panama gezisine katılan, Ahmet Yay, Burak Doğansoysal, Cavit Bilen, Cem Orkun Kıraç, Rüştü Kasım Bozacı ve ben Vildan Bozacı unutulmayacak güzellikte keyifli günler geçirdik! Rehberimiz Federico yaban hayat konusunda muhteşemdi, çok çok iyi bir kuşçu olmasına rağmen sadece kuş değil, kelebek, herptil, bitki, böcek vs. kısaca doğadaki tüm canlılar konusunda süperdi, kelebeği bilmesi normal olabilir ama bulduğum tırtılları, hayatta kalabilmek için olağanüstü şekilde gizlenme ustası olan bu canlıların gördüğümüz pupalarını dahi güve/kelebek seviyesinde ayırması şaşırtıcıydı. Ülkenin gelirinin büyük çoğunluğunun eko turizmden olması etkili olsa da çok iyi bir gözlemci olduğu bizlerin isteklerini bile çok çabuk kavramasından belliydi! Aracımızı kullanan William da güler yüzü ile daha çok tür görmemiz için sürekli destek oldu ve yollarda bile durup rahatça gözlem yapıp, fotoğraf çektik. İlk gittiğimiz tesis San Jose de Hotel Bougainvillea di, sabah günün ilk ışıkları ile bahçesinde kuş bakmak, ışık artınca uçuşmaya başlayan kelebekleri görmek, ağaçlarda hayat bulan orkidelere hayran olmamak mümkün değildi.
Ne dilediysem oldu; ilk gün ilk görmek istediğim kuş dart oku gibi uzun kuyrukları olan motmottu ve bahçede kuşlara bakarken önüme çıkıverdi... Kırmızı/siyah renkler kuşta ve kelebekte çok güzel oluyor, bir kaç tür kırmızı/siyah kuş görmüştük ama birini iyi görememiştim ve Tortuguero yolunda sadece bir yerde vardı, dönüşte o kuşu görmek istiyorum dedim ve yolda önümüzdeydi Nadir bir kelebek görmek istedim, kanal da dişi Morpho cypris üzerimizde uçup ağaca kondu böylece tekneden de kelebek çekerek kara ve deniz taşıtlarını tamamladım, daha önce Kenya da kara taşıtından kelebek çekmiştim, geriye hava taşıtı kaldı
Türkiye nin ilk kuşçularından Cem ile bu gezide tanıştım ve gezi boyunca ara sıra, ülkemizin milli parklarını, doğasını, Panama ve gelirinin büyük bir kısmını doğadan sağlayan küçücük Kosta Rica ile karşılaştırmak bizi mutsuz etse de konuştuk. Monteverde Cloud Forest Reserve de neye bakacağımıza şaşırdık, hedef tur quetzal erkek ve dişi olarak güzelce gözlemlenip zorca fotoğraflandı. Hava kararmaya başlarken çıkılan Arenal a gölden geçerken su kuşları ve yavaş yavaş bulutlanan havanın izin verdiği volkan manzarası muazzamdı! Gece başlayan yağmur pek izin vermese de Arenal daki tesis çok keyifliydi, Arenal Volcano Lodge da odalar doğrudan bahçeye açılıyordu ve kuşlar önümüzde besleniyordu. gece gözlemi benim için farklı bir deneyim oldu, ötüşü korna sesine benzeyen, sadece göç zamanında ve nadir görülen, uzun bıyıkları ile sesi gibi kendisi de özgün olan kuşu rehberler görmekten ve göstermekten acayip mutlu oldu ama gece yürüyüşünün unutulmazı tarantulaydı! Sadece Rüştü nün fotoğrafladığı Kırlangıçkuyruklu Akçaylak ın Monteverde Lodge&Gardens dan ayrılırken veda geçişi çok etkileyiciydi. Dünyanın ilk canopy köprülerinin yapıldığı yağmur ormanında yağmurda ekipmansız dolaşmak ve alaca karanlıkta ağacın üzerinde kıvrılmış engereği görmek, kompakt makinalarla fotoğrafını çekmek farklı bir deneyimdi!
La Selva daki tesis dünyaca ünlü biyolojik araştırma istasyonuydu ve çok özel bir yerdi, Amerikalı öğrenciler, akademisyenler ve bizim gibi bilinçli gelen birkaç meraklı vardı. Tesiste sadece yürüyerek ve bisikletle dolaşmaya izin veriliyordu, araç girişi sadece otopark alanına kadardı... Hava açık olsa bile dar patikalarda ağaçlar gökyüzünü kapatıyor ve fotoğraf için ışık hep sorun oluyordu.. Ormanda loş ışıkta palmiye yaprağında camkanat kelebeği görmek, köprüden kuşlara bakmak, yaprak taşıyan karıncaların konvoyu ve açtıkları yola hayran olmak, kırmızı kurbağaları izlemek, odanın balkonundan beslenen tukanı seyretmek, Kosta Rica nın en büyük ve az sayıda kalan papağanına dürbün yetmeyince teleskopla çok uzaktan bakmak La Selva da öne çıkanlar...
Burada bir koruma öyküsü anlatmalıyım; beslendikleri ağaçlar kesildiğinden sayıları çok azalan bu en büyük papağanları tekrar çoğaltabilmek için ağaçlara sahip çıkılmış ve kişilerin satın alıp koruduğu bu ağaçlarla birlikte papağanlar da korunmuş! Sırada Tortuguero var, Karayip Denizi ne paralel bir kanal ve bu kanala açılan başka kanallar ve deniz... tekneyle ulaştığımız Tortuga Lodge&Gardens da karşılama, yemekler, bahçe hep olduğu gibi harikaydı; iguanalar geziyor, kelebekler uçuyor, kuşlar ötüyor, maymunlar çığlık atıyor, sarmaşık yılanı poz veriyordu... Kanallarda su kuşlarını, ülkede görülen altı yalıçapkınından beş tanesini, suda yürüyen kertenkele, kayman, kaplumbağa vs. birçok herptil türünü ve fotoğraflanması neredeyse imkansız olan örümcek maymunlarını görmek, bize tüm ihtişamı ve çarpıcı mavisiyle yol gösteren bir fener gibi uçarak eşlik eden morpho ve çok güzel bir güve olup Guatemala ya göç etme telaşında olan uranyalara bakıp sıcağı, nemi ve sivrisinekleri unutmak, Cavit Bey in benzetmelerine kahkahalar atmak, Ahmet Bey den iyi fotoğrafın sırlarını öğrenmek güzeldi!
Panama ya gitme zamanı gelince yine San Jose de ki otele döndük. Sabah kahvaltı öncesi yine gözlem yaptık ve sonrasında Panama ya kısa bir uçuşla ulaştık. Panama da hava kuru sezon olmasına rağmen yağmurluydu, sıcak ve nem Tortuguero yı aratmıyordu. Canopy Tower sevimli, konforlu ve gözlemciliğin keyfinin çıkarılacağı kendine özgü, çok güzel bir tesis, huzur ve dinginlik var, kalabaklık değil; zaten olamaz, oda sayısı az butik bir otel, biz oradayken 6 kişilik Amerikalı grup gitti, 6 kişilik İngiliz grup geldi.
Rehber eşliğinde sabah ve öğleden sonra iki farklı rotada yürüyüşe çıkıp gözlem yapıyorduk, yağmur hep öğleden sonra yağdığı için sabah parkurlarını yapabildik; karıncayiyen ve yağmur sonrası görmeye gittiğimiz baykuş öne çıkan türlerdi, kelebekte ise metalmarklardan hedef turum Swordtail ı görmek harikaydı. Tropiklerde zıpzıplar öyle güzel ki renkleri, desenleri, kuyrukları çok etkileyiciydi.
Sabah gün doğumunda, aksam günbatımında içeceklerimizle tesisin canopy seviyesindeki terasında kuşlarla birlikte olduk, kelebekler de öğle yemeği saatlerinde ağaçların üzerinde oldukça aktifti. Tamarinler ve daha önce görmek için çırpındığımız tembel hayvan hiç zahmetsiz izlediğimiz türler oldu. Kelebek bakarken kulağımın yanından vııınnnn sesiyle gecen kıpır kıpır kolibriler en güzel pozlarını verdi. Cem ve ben gözlemcilikten gelen alışkanlıklarımızdan burada da vazgeçmeyip tur listelerimizi yapmayı, tüm kayıtlarımızı almayı ihmal etmedik. Tesislerin bahçeleri dışında, Panama kelebek açısından Kosta Rica ya göre yağmura rağmen çok daha iyiydi, sanırım orman yollarının daha geniş olması, açıklıkların bulunması etkendi.
Genel olarak nereye bakacağını bilmeyen için arazide kelebek görmek şansa kalır; burada itiraf etmeliyim ülkemde kelebek bakmak çok kolay, neotropikal türlerde hayatta kalma mücadelesi de oldukça zorlu, kurbağa, kızböceği, kertenkele, örümcek, kus gibi avcı türler ortalıkta çok fazla, kızböceklerinin kelebeklere saldırıları pek çok türün gözlemini engelledi. Çoğu tür yaprakların altında gizlenmiş oluyor veya ağaçların tepesinde dinleniyordu, inanılmaz kamuflaj geliştirmişler ve ormanlık alanlarda zaten türleri takip etmek neredeyse imkansızdı! Bu ortama rağmen çok sayıda tür gördük ve yaygın gördüğümüz birkaç tür dışında hepsi farklıydı, önceliğim kelebekti, kuşları zaten rehberler gösteriyordu, kuşlar ve diğer türler benim için ikinci sıradaydı. Hep uçarken gördüğüm Caligo akşamüstü poz vererek beni çok mutlu etti.
Panama ya gidip de mühendislik harikası kanalı görmeden olmaz dedik ve zaten kapalı, yağmurlu olan son günü sabah gözlemi sonrasında kanaldan gemilerin geçişini izleyerek ve de yolda gördüğümüz kahverengi pelikanlarla bitirdik. Yemeklerde kadehlerimiz doğaya, doğadaki canlılara, Burak a, Burak la yaban hayata ve Cavit Bey in gruba taktığı isimle, "6 patlar"ın sağlıkla daha nice gezilerde buluşması dileğine kalktı. Vildan BOZACI/15.04.2012/İzmir