SAYFA 1 ÜCRETSİZDİR HAMİDİYE ALAYLARI KURMUŞ OLSAYDIK DAHA MI İYİ OLURDU? İrtibat: yenidivrigigazetesi@gmail.com

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Eşsiz Bodrum Tanıtım TIR ı Zonguldak ta

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazı sonrası açıklama yaptı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

AĞUSTOS 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

En büyük gücümüz teşkilatlarımız

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

HAVRAN BELEDİYEBAŞKANLIĞI 2016 YILI HAZİRANAYI FAALİYET RAPORU

Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

10SORUDA AİLE SİGORTASI

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

MHP TURGUTREİS SEÇİM İLETİŞİM MERKEZİ AÇILDI

AKP'li Başkan, Peygamberin oğlu Tayyip dedi mi? Sözcü yalan mı söylüyor?

Benimle Evlenir misin?

EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Şerif Kocadon için mevlit

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Bilmem daha önce adını duymuģ muydunuz : Dr. DerviĢ Özer, hem tıp doktoru, hem de heykeltıraģ Hikayesi de Ģöyle (Google dan alıntıdır):

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

- HAFTALIK KULÜP BÜLTENİ

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ACR Group. NEDEN? neden?

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

TOPLU KONUTLARIN TEMELİ, 12 ŞUBAT RUHUYLA ATILDI

Türkiye nin 81 ilinden gelen 100 muhtar, çözüm sürecine destek için Mardin de toplandı. Muhtarlar, barışa destek için beyaz güvercin uçurdu.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Cumhuriyet Halk Partisi

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

BAŞKAN ÇİĞDEM DEMİRALP : ANKARA YA SÖZ VERDİK, BODRUM BELEDİYESİ Nİ ALACAĞIZ

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ KAMUOYU ARAŞTIRMASI. Ağustos, 2014

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir?


olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz

Onlar konuşur, AK Parti yapar

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

ŞUBAT 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

DEDENİN ADAYI, ERDOĞAN BAŞEĞMEZ, PROJELERİNİ ANLATTI

CHP DE GENÇLİK KOLLARI KONGRESİNDE İKİ ADAY

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Tek Rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Transkript:

SAYFA 1 ERŞİN girişi, Sulama Suyu için kavşak noktası. Buraya kadar Mursal Barajından gelen su A-1 adlı kanalla sorunsuz geliyor. Suyun miktarı da oldukça iyi. Kanal silme dolu geliyor. Erşün den itibaren su, A-2 ve A-3 kanallarıyla ikiye ayrılıyor. A-2 kanalı, Divriği bahçe ve tarlalarını sulama kanalı. A-3 ise, Ahiköyü ve Palanga nın bir kısmını sulayarak GALİGİN Dere HES ini destekleyen kanal. A-2 ve A-3 Kanallarına yeteri kadar suyun verildiğini, DSİ tarafından yapılan beton kanalların su ile dolu olduğunu söylemek mümkün. Sulama Birliği, kendi imkânlarıyla, kendi personeliyle Divriği ye kadar suyu getirmeye çalışıyor. Bu konudaki azim ve başarısı her hallerinden belli. Karşılaşıp konuştuğumuz Sulama Birliği personeli görevini biliyor ve suyu iyi idare etmeye çalışıyor. Sulama Birliği Başkanı, konuşmamızın bir yerinde; Mustafa Bey, ben bu su kanalını Divriği nin girişine kadar çoğu zaman günde 5 kere dolaştığım oluyor demesi dikkatimi çekti. Başkan, hem bilinçli hem de fedakârca yaptığı bu görevi içselleştirmiş, bu görevi yaşam biçimi yapmış... Divriği Sulama Birliği Başkanını; Yeni Divriği İnternet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni şapkamızla ziyaret ettiğimizde söz Divriği nin sulama suyundan açıldı. Bu yıl yaptığım şehir içi yürüyüşlerde, kanallardaki su akışını görerek, geçmiş senelere kıyasla bu yıl su sorunu olmadığı görüşünü dillendirdim. Divriği nin sulama su kanallarını merak ettiğimi söyledim. Siz değerli okurlar için de, daha kapsamlı bir bilgi elde etmek ve Sizlere sunmak adına Sulama Birliği nin 5 yıldır Başkanlığını yapan Sayın Güzel Karayılan dan rica ettim; birlikte kanalları gezebilir miyiz dedim; Sağ olsun, ne zaman isterseniz hazırım, cevabını verdiler. Birlikte, Mursal Barajından itibaren sulama suyu Birlikte, Mursal Barajından itibaren sulama suyu kanallarını ve HES lere girip çıkan su sistemlerini, ODUR, ERŞİN, AHİKÖYÜ, GÜZELBAHÇE ve DİVRİĞİ sulama ana kanallarını bizzat kanal üzerinde araçla dolaşarak, sabah 09oodan, öğleden sonra 16.oo ya kadar inceledik. Sulama Su Hizmeti, yaz aylarında Divriği Belediyesinin çöp gibi, kanalizasyon gibi, sinekle mücadele gibi temel görevlerinden birisi. Divriği yi daha yeşil yapmak, dikilen ağaçları kurutmamak, dikilen sebzeleri kurumaya mahkûm etmemek sulama suyunun düzenli akmasına bağlı. Ancak, nedendir bilinmez, DSİ bu su kanallarını yaparken, Yeni Hastanemizin tam arkalarında, tarlalar arasında bir noktadan itibaren beton kanal bitiyor su toprak kanalda akmaya devam ediyor. Gel gör ki toprak kanallar dolmuş, yer yer şişiyor, havuz yapıyor, su bir türlü akmıyor. Yukardan biraz daha fazla su vermeye kalksan patlayacak, su tarlalara akacak. Sulama Suyu Başkanına yerinde söylediğimiz gibi, Erşün den itibaren biraz daha su vermek mümkün ama o suyu getirecek kanal yok. Beton kanalın bittiği yerden itibaren iki bilemedin iki buçuk-üç kilometrelik kanalı senelerdir yapmamışız, bu yüzden bel kalınlığı su kol kalınlığına düşerek Divriği girişine geliyor. Divriği Girişine yakın, eksik bırakılan beton su kanalının tez elden ya DSİ tarafından yapımı temin edilmeli, olmuyorsa derhal Belediye olanaklarıyla yapılmalıdır. Şunu unutmamamız lazım: Mursal Barajı Divriği bahçelerini bol bol sulamak için yapılmıştır. HES lerde suyun değerlendirilmesi Kışın Suyun heba olmamasını temin içindir. Bu ana fikir hiçbir yöneticinin aklından çıkmaması gereken bir husustur. (HES lerin asıl maksadı; kışın sulamada kullanılmayan suyun elektrik üretimi için kullanımını sağlamaktır.) Kanalların kuru kalmaması esas alınmalı. Bu kapsamda bu sene Divriği belediyesinin tecrübesiz personel de olsa yeterli sulama ekibi kurup sulama suyunu yönetmesi takdire değer... HAMİDİYE ALAYLARI KURMUŞ OLSAYDIK DAHA MI İYİ OLURDU? MUSTAFA TARAKÇI * Malumunuz, Türk tarihinde Hamidiye Alayları diye bilinen, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesindeki aģiret gençlerinden oluģan, Komutanlıklarını da Kürt çocuklarından seçilip Ġstanbul da özel olarak yetiģtirilen alaylar vardır. (devamı: sayfa 8 de) * www.mustafatarakci.com Özgeçmiş (Divriği ye yaklaşık 3 km. kala beton su kanalı bitiyor, toprak su kanalı başlıyor.onun da durumu yukarda görüldüğü gibi.) SAYFA 1 Bize göre 15 Mayıs tan itibaren Divriği Bahçeleri suyun yolunu gözler! Yeşil Divriği nin şimdiye kadar yeşil kalmayı başarmış olması ağaçlarının kurumamasından ileri gelir. Bu yeşilliği korumanın ötesinde ilave yeşillik katmak hepimizin görevi olmalıdır...

YENĠ SĠVAS VALĠSĠNĠ TANIYALIM SAYFA 2 YENĠ DĠVRĠĞĠ KAYMAKAMIMIZ ÖMER ASLANBURÇ KONUŞUYOR: Ömer Aslanburç Divriğili, tanınmış bir aileden, esnaf. Ulucami yakınlarında evleri vardı. Çocukluğumdan beri tanırım, halını hatırını sorarım... Sağ olsun Kasap Dükkânlarının önünden geçerken buyur etti, çay söyledi, derken Divriği den söz açıldı. Ne var ne yok, neler söylemek istersin? Diye sorduğumuzda özetle şunları söyledi: -Divriği den göçü durdurmak lazım. Ulucami çevresinde 180 ev yıkıldı. Evi yıkılanların 80 kadarı Divriği yi terk etti, göçüp gitti. Konya ya, Sivas a, İstanbul a çekip gittiler. Divriği kan kaybetti. Oysa evler yıkılmadan önce TOKİ ev yapmış olsaydı veya prefabrik evlerden temin edip getirilseydi bu göç olmazdı. Kiralık ev yok sayılır. Benim ev de yıkıldı, hem bana hem oğlum Naci ye kiralık ev bulduk. 500 er lira kira veriyoruz... Mehmet Nebi KAYA Zübeyir KEMELEK Özgeçmiş Özgeçmiş 1954 Yılında Çorum Ġli Ġskilip ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun oldu. 1981 Yılında Samsun Valiliğinde Kaymakamlık stajına baģladı. Bafra Kaymakam refikliği, Espiye Kaymakam Vekilliği görevlerinde bulundu. Sırasıyla; ġabanözü, Nazımiye, Iğdır Kaymakamlıklarında bulundu. 1990 yılında ĠçiĢleri Bakanlığı ġube Müdürlüğüne atandı. Ġller Ġdaresi Daire BaĢkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. 1999 Yılında Kayseri Vali Yardımcısı olarak atandı. Ġstanbul Ümraniye Kaymakamlığı görevinde bulundu. 30/12/2005 tarihinde atandığı Osmaniye Valiliği görevini 24/06/2009 tarihine kadar sürdüren KEMELEK, 11/6/2009 tarih ve 2009/15064 sayılı Kararname ile Tekirdağ Valiliği görevine atanmıģtır. 29.06.2009 tarihinde Ġlimizdeki görevine baģlamıģtır. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Manisa nın Salihli Ġlçesinde doğdu. Ġlk ve orta öğrenimini Kocaeli nin Gebze Ġlçesinde tamamladı. 2004 yılında Selçuk Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden Yüksek ġeref Öğrencisi olarak mezun oldu. 28 ġubat 2005 tarihinde Afyonkarahisar Kaymakam Adayı olarak Mülki Ġdare Amirliği mesleğine intisap etti. EskiĢehir Ġli Han ve Ġnönü Ġlçelerinde Kaymakam Vekilliği görevinde bulundu. Ġngiltere de Sheffield Üniversitesinde bir yıllık süre ile dil eğitimi alıp idari gezi ve incelemelerde bulundu. 04.04.2008 08.08.2010 tarihleri arasında Afyonkarahisar Ġli Ġhsaniye Ġlçesinde görev yapan Kaymakamımız 11.08.2010 tarihi itibariyle Ġlçemizdeki görevine baģlamıģtır. Kaymakamımız evli olup, iki çocuk babasıdır. -Yıkılan evlerimiz karşılığında metrekareye göre 30 ila 125 bin lira arasında para aldık. Allah Devlete zeval vermesin ama bu para, birileri için Divriği dışında ev almaya harcandı. Kaybeden Divriği oldu. -Ulucami miz hepimizin gururu. Atalarımızın bize bıraktığı en büyük miras. Etrafının boşaltılması da normal ama böyle olmamalıydı.. -Palanga düzlüğümüz çok önemli. Palanga tarlaları sulanıyor. Pancar ekenler iyi para kazanıyor. Güzel de şekerpancarı oluyor. Ancak Malatyalılar gelip ekebiliyor, bizimkilere müsaade etmiyorlar. Onda da kota varmış. Bu iş yanlış, kendi toprağımıza kendimiz istediğimiz ürünü ekip biçmeliyiz. Buradan yetkililere sesleniyorum, bu mağduriyeti önlesinler veya bize ne yapacağımızı söylesinler... DEĞERLİ OKURLARIMIZ, LÜTFEN DİKKAT: -Bizim Divriği paytaklık yapmış bir şehir. Uzunca bir süredir kaymakamının olmaması, vekâleten kaymakamlık makamının yürütülmesi doğru değil. Divriği ye yakışmıyor. Divriğilinin gururunu kırıyor...(bu haberin yayınlanışından önce yeni kaymakam atanması oldu, İlçemize hayırlı uğurlu olsun) YENİ DİVRİĞİ GAZETESİ OKUNMAYA DEĞMEYECEK HİÇ BİRŞEY YAZMAZ! Ömer Abi nin dili tatlı, çok şey anlattı. Ancak, bu konuları siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedik... Genel Yayın Yönetmeni ve Yayın Koordinatörü MUSTAFA TARAKÇI Mizanpaj: Mutlucan AYDIN Bünyamin ŞAHİN Halkla İlişkiler-Tanıtım: Ayla YERLİKAYA VERGİ DAİRESİ: Göztepe VERGİ KİMLİK NO: 8.230.105.579 15 AĞUSTOS 012 SAYI:33 SAYFA 2

SAYI:33 DĠVRĠĞĠ KEMAL-DURAN ÖNDER KÜTÜPHANESĠ DAHA ÇOK ÖĞRENCĠYE HĠZMET VERĠYOR. SAYFA 3 Doğan Bermek'ten Diyanet'e zor soru KILIÇDAROĞLU'NUN A TAKIMI Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı Doğan Bermek: Rumların papaz yetiştirmesini şart gören bir Diyanet Aleviler için neden bir dede zakir okulu açmaz dedi. Alevi Vakıfları Federasyonu BaĢkanı Doğan Bermek Cem TV' Ana Haber bültenine katılarak Malatya'nın Sürgü Beldesi'ndeki CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun görev tanımlı alfabetik sıraya göre açıkladığı MYK listesi şöyle: Alevi aileye yapılan saldırıyı ve Diyanet ĠĢleri BaĢkanı Mehmet Görmez'in Alevi dedeleriyle ilgili açıklamasını değerlendirdi. Doğan Bermek Ģunları söyledi: 27 Temmuz'da Malatya'da meydana gelen olayın raporu üç gün sonra çıktı. MüthiĢ bir gecikme var devletin sorunları takibinde. Malatya'da da Erzincan'da Adıyaman'da hiç bir gözaltı olayı yoktur. Bu devletin Sayın Duran Önder tarafından, babası adına geçtiğimiz senelerde Mercentepe Mahallesinde, Eski askerlik ġubesi yukarısında, özgün mimari eser olarak inģa edilen Halk Kütüphanesi amacına uygun olarak hizmet vermeye devam ediyor. Kütüphanede, Kültür Bakanlığına bağlı bir memur ve bir hizmetli görevi en iyi Ģekilde yürütmeye gayret ediyorlar. Günlerden Cuma idi, saat 15oo gibi Kütüphaneyi ziyaret ettik, okullar kapalı olduğu için maalesef okuma salonunda kimseler yoktu. Kitap sayısı hakkında bilgi sorduk. Henüz sağlıklı bir envanter çalıģmasının yapılmadığını ancak, 25 bin kadar kitap olduğunu söylediler. bu olayı ne kadar ciddiye aldığını gösterir. Türkiye'de hükümet toplumun gerçeklerinden 25-30 yıl geride kalmıģtır. Doğan Bermek, Diyanet ĠĢleri BaĢkanı Mehmet Görmez'in Dede dediğimiz zevatın etkisi zayıfladı. Onlar güçlü olsaydı meydan siyasi mühendislik olarak Aleviliği iģlemeye çalıģanlara kalmazdı sözleri içinde Ģu yorumu yaptı Geçtiğimiz günlerde sayın Görmez Ortodoks Patrikhanesi'ne bir ziyaret yaptı. Burada Görmez dedi ki 'Bu asırda bir inancın kendi din adamını yetiģtirememesi çok büyük bir eksikliktir ayıptır'. Bunlar söylenirken güzelde hangi gerçeklerde yaģıyoruzu da merak etmek lazım. Türkiye'de Rumların papaz yetiģtirmesini Ģart OKUMAK GÜZELDİR. LÜTFEN KÜTÜPHANEMİZİ DEĞERLENDİRİNİZ! gören bir Diyanet Aleviler için neden bir dede zakir okulu açmaz? Dört yüz tane imam hatip okulu var sayısını bine çıkaracaklar. Peki, neden Diyanet dede -zakir okulu açalım demez onu bilemiyorum. Burada çifte standart var. Bu çifte standarttan kurtulmak lazım. Sayın Görmez Aleviliğe gönderme yapmıģ ama Diyanet Aleviliğin tanıtılamaması öğrenilmemesi için elinden CHP Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri AR-GE Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu S. Sencer AYATA Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojileri M. Emrehan HALICI DıĢ ĠliĢkiler ve YurtdıĢı Örgütlenmeler O. Faruk LOĞOĞLU Doğa Hakları ve Sosyal Politikalar ġafak PAVEY Ekonomi Politikaları Faik ÖZTRAK Halkla ĠliĢkiler Gülseren ONANÇ Ġdari ve Mali ĠĢler Umut ORAN ĠletiĢim, Tanıtım ve Medya ile ĠliĢkiler Gürsel TEKĠN Ġnsan Hakları M. Sezgin TANRIKULU ĠĢçi ve Memur Sendikaları, Emekliler ve Emek Büroları Yakup AKKAYA ĠĢveren Sendikaları ve Meslek KuruluĢları (TĠSK, TOBB, TÜSĠAD, TESK vb. - Erdoğan TOPRAK Kamu Politikaları ve Parti Sözcüsü A. Haluk KOÇ Parti Ġçi Eğitim Perihan SARI Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimleri Adnan KESKĠN Sivil Toplum Örgütleri ve Diğer Meslek KuruluĢları (TMMOB, TTB, TBB, ÇYDD vb.) Nihat MATKAP Seçim ve Hukuk ĠĢleri Bülent TEZCAN Yerel Yönetimler Gökhan GÜNAYDIN Genel Sekreterlik Bihlun TAMAYLIGĠL geleni yaptı. (HABERCEM) Kütüphane yetkilisi, gayret ve çalıģkanlığı ile dikkat çeken Mahmut Yılmaz dan edinilen bilgilere göre, Onun göreve baģladığı son 4 ayda kütüphaneden yararlanma durumu Ģöyle: ġubat 2012 Mart 2012 Nisan 2012 Mayıs 2012 Toplam: : YetiĢkin: 63, : YetiĢkin : 89, : YetiĢkin : 63, : YetiĢkin :64, Öğrenci :317 Öğrenci :652 Öğrenci :503 Öğrenci :390 YetiĢkin:279, Öğrenci:1862 4 ayda Toplam Ziyaretçi/Kitap ödünç alan miktar: 2141 kiģi. SİLİFKELİ İHSAN Keşke Bodrum da askerlik yapmasaydım, Hakkâri de olsaydım. Bodrum askeri Kamp Kütüphanesinde tanıdım İhsan ı. Kütüphane sorumlusu olarak görevlendirilmiş. Disiplinden pek nasibini almamış, gelenlere bazen komutanım bazen abi diyen, zaman zaman da kendi kendine hiç duyulmadık türkü- şarkı nameleri çıkaran sevimli bir delikanlı. Beni, belki biraz samimi ve sıcak biri olarak görmüş olacak ki, raflardan kitap seçerken; Komutanın size bir bozlak çalayım mı? dedi. Nasıl çalacaksın, sen müzisyen misin? Dedim. Hemen tezgâhın altına zulaladığı kanununu çıkardı, bir güzel taksim e başladı ki, birkaç dakika sonra bir başka asker ona gelip şunu söyledi. Beni Başçavuş gönderdi. Kanunun buradaymış, onu depoya teslim edecekmiş sin dedi. Benden özür dileyerek, kanununu alıp gitti. Çok geçmeden döndü ve Üzüntülü bir halde başladı anlatmaya: -Ben 10 yaşımdan beri kanun çalıyorum. Babam da müzisyen. Geceleri uykudan uyanıp kanun çaldığımı bilirim. Ben kanun çalmadan yaşayamam. Buraya diğer müzisyen arkadaşlarla beraber akşamları sahneye çıkacaksın diye gönderdiler. Yeni karar alınmış. Hiçbir asker, hiçbir yerde şarkı-türkü çalıp söyleyemeyecekmiş. Ben de bunalıyorum. Hakkâri de belki çaldırırlardı keşke oraya dağıtımım çıksaydı dedi. İlave olarak da benden başka birkaç kişiye de kanun çaldığını, demek birilerinin çıkıp onu şikâyet ettiğini sözlerine ekledi... Ben yanaklarını okşamakla, biraz da kitap okumasını tavsiye etmekle yetindim... Adı İhsan dı. Ayrı bir dünyası vardı. Saf ve temiz bir çocuğa benziyordu... (MT:Bodrum) SAYFA 3 Yeni Divriği İnternet Gazetesi eski sayılarını okumak için www.mustafatarakci.com Sitesini tıklayınız.

SAYFA 4 BODRUM BELEDİYE BAŞKANI TUTUKLU Demokrat Parti kökenli, oldukça genç politikacı Bodrum Belediye BaĢkanı Mehmet Kocadan,1 Haziran 2012 den beri Muğla Hapishanesinde tutuklu. Ġki ayı geçkin süredir görevden uzaklaģtırılmıģ durumda. ĠçiĢleri Bakanlığı de resmen görevden aldı. DuruĢması 6 Eylül de baģlayacak. Bodrum da Ģehir içi yollar üzerinde çok sayıda resimli bez pankartları asılmıģ. ÇalıĢkan BaĢkanımızı Ġstiyoruz, Bodrum Sevdalısı BaĢkanımız, Onun suçlu olduğuna inanmıyoruz... BODRUM BELEDİYE BAŞKANLIĞI BİNASI Bu pankartlardan üçünün altında durup, konuģmaya müsait esnaflarla görüģtüm. BaĢkan hakkında görüģlerini sordum.kimileri aleyhte kimileri lehte konuģtular: Birisi; Hiçbir Belediye BaĢkanı düģünemiyorum ki yolsuzluk yapmasın diye bir genelleme yaptı. Ġkincisi; Kocadan BaĢkan ın riski göze almasını bilen ama, yaptığı iģlerin kılıfını hazırlamakta becerikli olmayan biri anlamında bir Ģeyler anlattı. Açtığı ihalelerde birilerini koruyup kollamadığından söz etti. Bir diğeri: daha farklı bir Ģekilde konuya yaklaģarak, Bodrum Belediye BaĢkanı AKP li değil; AKP ye geçeceğini söylemiģ olsaydı bu iģ tamamdı. Fazla yatmaz çıkardı dedi Rivayetler muhtelif. Elin ağzı çuval değil ki büzesin. Hani bir zamanlar çok söylenen bir söz vardı: Ağzı olan konuģuyor. Bodrum, benzersiz bir tatil beldemiz KıĢın 50 bin olan nüfusu yazın 5 milyon insanı konuk ediyor. Belediye BaĢkanı da konuģulmaya değer. Sanki birçoklarımızın ikinci Belediye BaĢkanı gibi... Sivas platformu İstanbul da iftarda buluştu: Sivas Platformu İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar yemeğinde buluştu. 30 Temmuz 2012 günü, Haliç Kongre Merkezi nde düzenlenen iftar yemeğine Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Platformu Başkanı İsmail Erdem, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp ve Sivas Valisi Ali Kolat ile çok sayıda davetli katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Sivas doğudan batıya, kuzeyden güneye, Türkiye'nin hem coğrafi manada hem kültürel ve toplumsal manada kalbidir, özetidir, merkezidir. Sivaslı demek memleketin bütün hesabı kendisinden sorulan kişi demektir. Bu sorumluluk hissinin de doğal bir sonucudur. Biz kendimizi memleketin sahibi sayarız. Buda memleket sevgisindendir" dedi. Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp te yemekte yaptığı konuşmasında, Sivaslıların birliği ve beraberliği Türkiye mizin birliği acısından çok önem arz etmektedir. Geçmiş yıllarda yaşamış olduğumuz önemli sıkıntıları Allaha şükürler olsun ki Sivaslılar olarak aştığımız kanaatindeyim. Sivas 1000 yılık Müslüman Türk coğrafyası içerisinde çok önemli bir görev ifa etmektedir. Bu görev ve sorumluluk bilinci içerisinde bulunan kıymetli yöneticilerine her zaman Sivas ın ihtiyacı vardır. Şükürler olsun ki Allah ta onları eksik etmiyor dedi. Başbakan ı kızdıran Pamukoğlu nun çarpıcı açıklamaları Bakan Egemen Bağış ise yemekte yaptığı konuşmasında "İsmet bey Sivas'ın bu ülkeye katkılarını, değerlerini çok güzel anlattı. Ama inanın bana, buradan bakıldığındaki görünen tabloda o kadar güzel anlatıyor ki Sivas'ın o bütün zenginliklerinin bir arada olması Türkiye'de gerçekten birlik ve beraberliğimizin bize neler kazandırabileceğini sizler burada verdiğiniz bu tablo ile ortaya koyuyorsunuz."ifadelerini kullandı. Pamukoğlu, Hakkari'de yapılan saldırıdan hareketle birçok konuda çarpıcı açıklama ve iddialarda bulundu. Efsane komutan Osman Pamukoğlu, TV Habertürk'te Fatih Altaylı'nın hazırladığı TEKE TEK adlı programa katıldı. İşte Pamukoğlu'nun Teke Tek programında konuşmalarından satır başlıkları: ŞEMDİNLİ'DE NE OLUYOR? PKK K.Irak'ta bulunan hattını kuzeye doğru çekerek hattı Yüksekova Hakkari çizgisine getirmek istiyor. Şemdinli kolay işgal edilecek bir yer değil. PKK alanı elde etmek istiyor. PKK'lı 5 bin kişi çok iyi eğitim almıştır. Denildiği gibi çapulcu vs. değildir. Bir zamanlar öyle değildi ama şimdi halktan destek de alıyor. Halk çok doğal olarak 'devlet nerede' diye soruyor. Siz sadece kışlada, karakoldaysanız Hakkari'de milyonda bir yerde demeksinizdir. AYKIRI İŞLER AYKIRI ADAMLARLA YAPILIR Rus ordusu 25 yıldır Şeyh Şamil'le başedemedi. Bir teğmen yüzbaşılığına kadar orada kalıyor. Çar özel bir kanunla o subayı Milli Savunma Bakanı yaptı. O subay Şeyh Şamil'in işini bitirdi. Şamil en son yanında çocuklarıyla birlikte teslim oldu. Bu aykırı işlem aykırı adamlarla yapılır. Bu işler karakolu güçlendirmekle falan olmaz. HAKKARİ ELDEN ÇIKTI! Türkiye'de eksiklik siyasi, ekonomik ve askeri olarak bağımsız olmamasıdır. Biz camide namaz kılıp kilisede mum yakıyoruz. Bizim durumumuz o. Ben iki yıl önce Hakkari elden çıktı diyordum. Şimdi bakın Hakkari'yi konuşuyoruz. DEVLET KARAKOLDA VAR, DAĞDA YOK! Pamukoğlu, bölgedeki arazi koşullarının ne kadar zorlu olduğunu ayrıntılarıyla anlatarak "Devlet karakolda var, dağda devlet yok." dedi. SAYFA 4

SAYFA 5 SORU-5 YEREL SEÇİMLER DE ONDAN SONRA YAPILACAK OLAN CUMHURBAŞKANLIĞI VE GENEL SEÇİMLERİNDE CHP VE MHP TABANLARINDAN OY ALABİLECEĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ? SORU-1 SAYIN MERMER SORULARIMIZA YANIT VERMEDEN ÖNCE SİZİ TANIYABİLİRMİYİZ, KENDİNDEN KISACA BAHSEDERMİSN? CEVAP: Sayın Mustafa Bey öncelikle Parti İlçe binamızı taşıma aşamasında olduğumuz için,sizi partimizde ağırlayamadık çok özür dileriz. Bizlere de böyle bir imkân verdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederim. Ben 1964 yılında Divriği KESME köyünde doğdum. İlkokulu köyde Orta ve liseyi de Divriği de tamamladım. 1989 yılında Divriği Çelik işletmelerinde işe girdim ve 2011 yılında da emekli oldum. Gerçi benimki biraz zorla emeklilik oldu. 1977 yılından bu yana da Divriği de yaşamaktayım evli 2 çocuk babasıyım. SORU 2- AKP İLÇE BAŞKANI OLARAK PARTİNİZE NE GİBİ KATKILARDA BULUNMAK İSTİYORSUNUZ? HEDEFİNİZ NE? NEYİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORSUNUZ? CEVAP: 2 Mustafa Bey, Ben bu partinin kurucu 7 üyesinden birisiyim.2003 yılından bu yana da İlçe Başkanı olarak görev yapmaktayım. Yaklaşık 9.5 yıldır partime hizmet etmekteyim. AK Partili olmak Türk iyenin değişmene dönüşümüne öncülük eden bir partinin mensubu olmak, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN la aynı parti çatısı altında siyaset yapmak bence şahsım adına ulaşılabilecek en güzel ve en büyük hedeftir. Şahsi hiçbir ikbalim olmadı. Birçok kişiye nasip olmayacak bir görevi yapıyorum ve bundan da çok mutluyum. Siyaset illaki hedefiniz olmalı, siyaset hedefsiz yapılmaz ama bizim hedefimiz daima milletimize en iyi şekilde hizmet etmektir. Siyasi anlamada da seçimlerde başarılı olmaktır. Şimdiki tek hedefimizde 2009 yılın da kaybettiğimiz İlçe Belediyesini yeniden kazanmaktır. Bu yönde çalışmalarımıza şimdiden başlamış durumdayız. SORU-3: CHP TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE DİVRİĞİ DE KÖKLÜ BİR PARTİ. YEREL YÖNETİM VE ÖZELLİKLE GENEL SEÇİMLERDE TÜRKİYE GENELİNİN ÇOK ÜSTÜNDE OY ALIYOR? BUNU NEYE BAĞLIYORSUNUZ? CHP NİN DİVRİĞİ DE YUMUŞAK KARNI NEDİR? CEVAP-3: Sorunuzda belirdiğiniz köklü parti sözüne sonuna kadar katılıyorum, CHP Türkiye nin en köklü partisidir. Ama aynı CHP devlet partisi olmaktan çıkıp ta bir türlü kendilerinin laik düzenin ve onların yaşam tarzlarının bir güvencesi olarak gördükleri için bu partiye oy veriyorlar, Sağ partilerin iktidarlarını kendilerinin yaşam tarzlarına bir müdahale edilecekmiş gibi görmekteler. Partimiz 9,5 yıldır iktidarda kimin yaşam tarzına karıştı? Oysa en büyük haksızlıkları ve zulümleri CHP iktidarlarında yaşamışlardır. Alevi vatandaşlarımızın yıllardır konuşulamayan sorunları ilk defa bizim iktidarımız döneminde ele alınmaya başlanmıştır. CHP Divriği de yumuşak karnı derken ben geriye dönüp baktığımda maalesef her türlü olumsuzlukların yaşanmış olmasına rağmen tablonun pek farklı olacağını sanmıyorum. İktidarımız döneminde hizmet almayan köyümüz kalmadı, düzgün bir yolun hasreti çekilirken, şimdi asfalt üstüne asfaltlar atılıyor, suyu, menfezi, köprüsü, kanalizasyonu hatta köy içi kilit taş düzenlemeleri yapılıyor.2011 Genel seçimlerinde Milletvekilimiz Nursuna MEMECAN hanımla bir çok köyümüz ziyaret ettik, sorunlarını dinledik ve desteklerini istedik, ama değişen çokta bir şey olmadı. Has bel kader birkaç oy çıkan köylerimizde bu oyları kim verdi diye cadı avı başlattılar. Böyle bir siyasi anlayış olabilirimi; bu halkın özgür iradesine ipotek değil de nedir? Sayın Divriği Belediye Başkanı kendi partisi iktidar da olsa bu kadar destek alamazdı. İlçemizin sorunları noktasında kendisine her türlü destek verilmektedir. Ama maalesef Sayın Başkan tüm yapılanları kendi yaptırıyormuş gibi halka lanse ediyor bu nu da tüm hemşerilerimizin takdirlerine bırakıyorum. Mahalle baskı diyorlar ya işte bu tam bir mahalle baskısı değil de nedir? Ama bizim siyasi anlayışımızda önce insan vardır. Seçimler bittikten sonra sayın milletvekilimiz Nursuna MEMECAN hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm köylerimizin taleplerini değerlendirdi ve yardımcı olmaya çalıştı. Kendi siyasi ikballeri uğruna yıllardır barış içerisinde yaşayan bu halkın içerisine fitne ve fesatlığı sokarak iktidar da kalacaklarını sanalar yanılıyorlar, böyle bir siyasi anlayış Divriği ye yapılacak olan en büyük kötülüktür. SORU-4 SAYIN BAŞKAN DİVRİĞİNİN ÖNECELİKLERİ YILLARDIR ÇÖZÜLEMEYEN İÇME VE KULLANMA SUYU PROBLEMLERİ VAR BUNLARIN ÇÖZÜMLERİNDE MALESEF YİNE SIKINTILAR VAR VE ÇALIŞMALR YAVAŞ GİDİYOR NE DERSİN? YENİ HASTANENİN AÇILIŞINA SAYIN BAŞBAKAN IN GELMESİ SİZCE MÜMKÜNMÜ? CEVAP-4: Sayın Mustafa bey, İlçemizin sorunları çok uzum yıllardır devam etmektedir bunların başında da İçme suyu ve bağlantı yollarımız gelmektedir. ilk defa ciddi manada hizmet bizim iktidarımız döneminde yapılıyor, Programlardan çıkarılan ÇETİNKAYA-DİVRİĞİ arası olsun yıllarca arpa boyu bile ilerlemeyen ARAPGİR DİVRİĞİ arası olsun bizim iktidarımız döneminde yapılmaya başlanmıştır. Yine 6 km şehir içi yolu bölünmüş yol bizim dönemimizde yapıldı. İçme suyuna gelince en önemli konulardan birisi muhakkak Başbakanımızın su konusunda ilçemize vermiş olduğu bir söz var ve onun da gereği yapıldı. DSİ nin görevi olmamasına rağmen yine bu kuruluşumuz tarafından getirilecek bu su. Fakat bir takım bürokratik ve teknik nedenlerden uzamış durumda. Ama hiç kimse endişe etmesin çalışmalar hızla devam etmektedir. Bazı çevreler bunu bilerek ve ya bilmeyerek istismar ediyorlar sanki kasıtlı uzatılıyormuş gibi ama bizim partimiz hiçbir dönem popülistlik yapmadı hiçbir dönem seçimlere yönelik hizmet etmedi. Bizim böyle bir şeye de ihtiyacımız yok Yapılacak ne varsa vakti zamanın da beklentisiz yapılır. İlçemize büyük hizmetlerde bulunan Sayın Sadık ÖZGÜR beyin yaptırdığı hastanenin açılışına Sayın Başbakanımızın gelmesini elbette bizde canı gönülden isteriz bu yönde bir takım çalışmalar yapılmaktadır. Bizimde bu konu da çalışmalarımız var ama tabii ki Sayın Başbakanımızın programı çok yoğun inşallah uygun bir zaman bulur ve gelir diye düşünüyoruz. Biz tüm bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra yapılacak olan tüm seçimler de de belli bir grubun belli bir sınıfın, oylarına talip olmadık. Divriği de tüm seçmelerimizin oylarına talibiz. Bunu söylerken yaptığımız hizmetlere güvenerek halkımızın partimize olan ilgisine bakarak söylüyoruz. Bizim siyasi anlayışımızda kırmızıçizgilerimiz de olan üç şey vardır. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden ve yöresel milliyetçilik üzerinden siyaset yapmamak vardır.bizde bu anlayışa göre siyaset yapmaktayız.bizim İlçe yönetimimize bakarsanız bunu çok daha net görebilirsiniz.biz de yerlisi de var yabancısında, alevisi de var sünnisi de, köylüsü de var şehirlisi de bizim amacımız herkesin partisi olmak Tüm Divriği yi kucaklamaktır.bunu da zaten 81 Vilayetin 80 ninde Milletvekili çıkararak ispat eden bir partiyiz. SORU 6-BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE İDDALIMISINIZ? SEÇİMLERİN 6 AY ÖNE ALINMASI SİZE NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLAYABİLİR? Sayın Mustafa Bey, Biz her seçimde iddialıyız, Belediye seçimlerine de en iyi şekilde hazırlanacağız, önceliğimiz sağ da birliği sağlamak olacaktır, Hiçbir ön şartımız yoktur, tek bir şartımız vardır oda adayın Partimizden olmasıdır. Bizim partimizde siyaset yapmak isteyen herkese kapılarımız açıktır. Divriği nin Muhalefette kalma lüksü yoktur. Divriği nin AK partili bir belediye ye ihtiyacı vardır. Bunu da kazanmak için gece gündüz demeden çalışacağız. Belediye seçimlerinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçti. 3 yıl önce seçim propagandalarında şişelere kirli suları doldurup şov yapanlar bu gün aynı şişelerde aynı kirli su görüntüsü devam etmektedir. Belediyenin satılmadık hiçbir şeyi kalmadı, satılmaya da hızla devam edilmektedir. En ufak bir inşaat ruhsatı için mecburu bağışlar talep edilmektedir. Bu yüzden birçok vatandaşımız inşaat yapmaktan vazgeçiyor. Kendi tabanı ile kendi seçmeni ile kavgalı bir CHP Belediyesinin bu ilçeye verebileceği bir şey kalmamıştır. Şapka düştü kel göründü. Sayın Başbakanımızın bize talimatları var bizden Divriği de Belediye yi istiyor bizde kendisine bunu hediye edeceğiz inşallah. Erken olmuş geç olmuş bizim için fark etmez biz yarın seçim yapılacakmış gibi seçimlere hazırız. Biz bugüne kadar yaptıklarımıza güveniyoruz ve bu yerel seçimlerden de başarıla çıkacağımıza inanıyoruz. Buradan sizin aracılığınızla tüm milletimizin Mübarek Ramazanlarını tebrik ediyorum sizlere de çok teşekkür eder, Tüm Divriğili hemşerilerimize Saygı ve Sevgilerimi sunuyorum. SAYFA 5

SAYFA 6 ÇAMŞIH FESTİVALİ NDEN GÖRÜNTÜLER SAYFA6

SAYFA 7 Yedi Ulu Ozan-5 Arzu Karaca Ayçiçek YANLIŞ ZAMAN boş evler çağırdı bizi doluştuk acıkondu odalara çıkarıp baktık bir daha iç cebimizde sakladığımız sözleri eskiyen acıları gömdük toprağa. Yedi Ulular olarak anılan Ģairler: sessizliğin ustasıydım konuştum geceye karışmak üzereyim, dışarısı ayaz bir yanda kıyım bir yanda dirilişin ateşi dünyanın bütün dillerinde haykıran tekel işçilerinin sesi çınlıyor karanlıkta. kavel ateşinin etrafında dönmekteler ne çok acı ne çok sancı Ankara. kar yem kavgasına tutuşmuş kuşlar gibiyiz bir hırka bir derviştik yüzümüz gömülü dünyaya. soğuk salonlardan geçtik, kıyım günlerinden teneke kokularından gözü kara bir isyandı. ömür dağlarımızdan dökülen kar eriyikleri terkimizde umut, değdikçe hayatın tuşlarına omzumuzda bir çift beyaz güvercin sürgünlerde sevdamız vardı, güneş çığlık çığlığa... Şubat 2010 TAM MANASI İroni : Söylenen sözün tersini kastetmek suretiyle, kişiyle veya olayla alay etme, Paranoya :Kuşku, güvensizlik hali, Pragmatizm :Yararcılık, Mizansen : Oyun düzeni; sahneye koyma, Mazbut :Bir yere yazılmış veya düzgün, beğenilen Mütemadiyen :Ara vermeden, sürekli, Tahsis : Bir şeyi bir kimseye ayırma, Tanzim: Sıraya koyma, düzen verme, Teskere:Ağaçtan yapılmış dört kollu taşıma aracı/askerliğin bitimine dair belge Seciye :Huy, karekter, 1-Fuzuli(16. yy.) 2-ġah Ġsmail Hatayi (16. yy.) 3-Kul Himmet (16. yy.) 4-Virani (16. yy.) 5-Yemini (15. yy.) 6-Seyyid Nesimi (14. yy.) 7-Pir Sultan Abdal (16. yy.) 'dır. YEMİNİ Adı Fazıl oğlu Mehmet Yemini olarak bilinirse de, gerçek kişiliği, doğum - ölüm tarihleri, eserleri, asıl adı hakkında yeterli bilgi ve belgeler yok. Ancak Alevi Bektaşi geleneğinde ''Yedi Ulular'' olarak bilinen saygın şairler arasında yer alan Yemini, On altıncı yüzyılda yaşamış, ancak yaşamı konusunda güvenilir nitelikte hiç bir bilgi bulunmamaktadır. Bektaşi ozanının Ömrü, Tuna ırmağı yörelerinde geçmiş. Betova'da büyük bir dergahı olan, Bektaşi azizelerinden Akyazılı Sultanın ardalarındandır. Teskireler, bu şairden hiç söz etmez. Ancak, Demir Baba velayet namesinde adı: ''Hafız Kelam Yemini'' olarak geçer ki, bundan, Kur'an-ı Kerim'i ezbere okuduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerinde, koyualevi-bektaşi inancını işler. On iki imama gönülden bağlılığını dile getirir. Yemini'nin şiirleri genellikle hece ölçüsü ile yazılmış olmakla beraber, bazı şiirlerinde aruz ölçüsünü de hatasız ve ustaca kullandığı görülür. Şiirlerinin toplu olarak bulunduğu bir divanı şimdiye değin ele geçmemiştir. 1519'da yazdığı ''Faziletname'' (Erdem kitabı) adındaki 7300 beyitten oluşan manzum bir eseri bulunmaktadır. Bu, Hz. Muhammed ile Hz. Ali'nin erdemlerinden kerametlerinden, cenklerinden methiye olarak bahseden, Alevilerce kutsal sayılan bir kitaptır. Mesnevi tarzında yazılmıştır. Yeni yazıyla Emek Basımevi tarafından basılmıştır. Dizeleriyle aşkın niteliklerini, etkinliğini, özelliğini dile getirirken Yunus Emre'nin anlayışına, düşüncelerine katılır. Arınmanın, ölümsüzlüğün ve olgunlaşmanın yolu saydığı aşk ile Tanrı'ya ulaşacağına içten inanır. Divan geleneğine bağlıdır. Eserlerinden bir örnek: Lam eliften arşa pervaz eyledim Kaf u nun'dan başıma taç eyledim Kuvvet u savt ü kelam nutku ruh Cümlesini hüsne muhtaç eyledim SAYI:33 Bir gün Müslüman memleketlerinden birinde (Mısır da) bağımsızlık davası için çalışan liderlerden biri, Mustafa Kemal i görmeye gelmişti, kendisine Bizim hareketin de başına geçmek istemez misiniz? diye sordu. Olabilecek bir şey değildi ama insan yoklamalarını pek seven Mustafa Kemal, Yarım milyonun bu uğurda ölür mü? diye sordu. Adamcağız bakakaldı. - Fakat paşa hazretleri yarım milyonun ölmesine ne lüzum var? Başımızda siz olacaksınız ya... - Benimle olmaz, beyefendi hazretleri, yalnız benimle olmaz. Ne zaman halkınızın yarım milyonu ölmeye karar verirse, o vakit gelip beni ararsınız. MÖSYÖ HERRIOT SORAR: KADINLARA PEÇELERİNİ NASIL ATTIRDINIZ? Afgan kralı Amanullah Han, Türkiye ye yaptığı bir ziyarette yapılan inkılâplara, çağdaşlaşma ve uygarlık yolunda atılan adımlara hayran kalmıştı. Ülkesine döner dönmez, yeniliklere doğru bazı teşebbüslere girişti; bu arada kadınların kıyafeti hakkında da bir kanun çıkardı. Afganistan daki bu girişimler, Atatürk e arz edildiğinde çok müteessir oldu: Eyvah adam gitti demektir. Ben kendisine ısrarla bu mevzu ya girmemesini tavsiye etmiştim, çok yazık oldu. Sonunda olan olmuş, Kral taç ve tahtını terk ederek, ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştır. Bir gün Mösyö Herriot, Atatürk e sormuş: Kadınların peçelerini nasıl attırdınız? Atatürk: Biz bu işte hiçbir zorlama yapmadık. Sadece bir gün güzel kadınlar yüzlerini açabilirler, dedik. Ertesi gün bütün kadınlar peçelerini atmışlardı. Hiçbir devlet adamı, hiçbir lider kendi ülkesinin kadınlarını Atatürk kadar takdir etmemiş, yüceltmemiş, layık olduğu yeri alması için insanüstü çaba göstermemiştir. En ilkel hayatı bile kadınlara çok gören bir toplumu, çok kısa süre içinde batılılaştırmış; bu yanlış davranışları ve kadını ikinci sınıf insan olarak gören inançları kökünden silip atmıştır. Nüh felek burcunda kurdum hameyi La mekan yurdunu taraç eyledim Suret -ı şabin katat görmek için Perde püşi ne miraç eyledim Beyt-i mamur içre mesken tutalı Ey Yemin'i günde bir hac eyledim Gerdiş-i Çerh-i felek seyran-ı aşk Cümle eşya tabi -i ferman-ı aşk İBRETLİK YARIM MİLYON ÖLMEYE HAZIR MI? Nevşehir Hacıbektaş Dergahı sınırları içinde Yedi Ulu Ozan Büstü burası umut çarşısı, hayat yürüyor kuşların ağaçlardan dökülen sesleri yankılanıyor parklarda bahçelerde. pazar yerlerinde limon satan nane satan çocukların sırtlarında ceza rengi çantaları kimi lükse boğulmuş kimi karlı patikalarda ipek kanatlı atlar gibi umuda koşmakta kimi gecenin kalbinde ağdalı bir ışık dokunuyor içime rüzgâr didikleyip duruyor sonbaharın saçlarını, akbabalar ekmeği ıslatan kanı gizlemekteler, herkes kendi yarasına saplanıp kalmış. SAYFA 7 Zahid ü abid hacerdendir meğer

15AĞUSTOS 2012 SAYFA 8 Alb. MUSTAFA TARAKÇI Yrd. Doç. Dr./ Em. Kur. Alb. tarakci.mustafa@gmail.com HAMİDİYE ALAYLARI KURMUŞ OLSAYDIK DAHA MI İYİ OLURDU? Malumunuz, Türk tarihinde Hamidiye Alayları diye bilinen, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesindeki aģiret gençlerinden oluģan, Komutanlıklarını da Kürt çocuklarından seçilip Ġstanbul da özel olarak yetiģtirilen alaylar vardır. II. Abdülhamit döneminde, 1890 yılından itibaren kurulan ve sayıları 50 nin üzerine çıkan, mevcudu ortalama 1000 kiģi olan bu süvari alaylarının kuruluģ amacı hakkında muhtelif görüģler vardır: Akla en yatkın olanı, devlet kontrolü dıģında kalmaya hevesli bu yöre insanını disiplin altına almak, komuta kademesini kendi görüģ ve düģüncesi doğrultusunda yetiģtirmek, bölgede asayiģ ve güvenliğin sağlanmasında, Ermeni çetelere karģı bölge insanını korumada bu alaylardan yararlanmak istenmiģtir. Bir bakıma Kurdu Kurda Boğdurmak taktiği uygulanmıģtır! Tarihi, geçmiģimiz iyi etüt edilmiģ olsa idi, PKK Terör örgütüne karģı nizami birliklerle mücadele etme yerine o bölgede Hamidiye Alayları benzeri birlikleri yasa ile oluģturup bu mücadele için belki daha uygun yararlanma yöntemini hayata geçirebilirdik. Bu bölgede temelde ne yapılmak isteniyor? PKK Terör örgütü ve onun elebaģları 30 yıldır Bağımsız bir Kürt devleti kurmak peģindeler. Bu maksatla bazen geri adım atıyorlar ama beyin derinliklerinde, gönüllerinde yatan hedef budur. Azımsanmayacak bir kesim yöre insanı da aynı düģünceleri taģımaktadır. Yöre gençlerini Kürt Bağımsızlık hareketi için özendiriyorlar, onları çeģitli vasıtalarla motive ederek dağa çıkarıyorlar,özel eğitimden geçirip olur olmaz yerde kullanıyorlar.bazen pusu yaptırıyorlar, bazen karakol bastırıyorlar, bazen yol kestiriyor,bazen de masum insanları hedef gösterip ateģ açtırıyorlar... Bu gayri nizami güç kullanım karģısında Türk Devleti nizami kuvvetlerle karģı koymaya çalıģıyor! Helikopterler dağlarda tur atıyor, savaģ uçakları dağı taģı cehenneme çeviriyor, birbirinin izinden yürüyen binlerce asker elinde tüfeği, çapraz tutuģta dağlarda tepelerde dolaģıyor, vurmak için terörist arıyor, bulunca çatıģmaya giriyor, kimi zaman da bu orantısız güç eģit kayıpla operasyonu tamamlıyor... Mehmetçik ve Türk Polisi, Vatan Hizmeti kapsamında gördüğü bu hizmette, beyniyle ve gönlüyle ve tüm aile efradıyla kendini ortaya koymuyor, koyamıyor. Bu konuda yapılmıģ en gerçekçi film olan Nefes filminde de gördük; YüzbaĢı nın karısı kocasıyla her telefonla konuģmasında Aman kendine mukayyet ol, kendini tehlikeye atma, biran önce dönmeni bekliyorum diyordu... Çocuğu, eģi,oğlu askerde volan binlerce eģ ve anne de benzer Ģeyleri söylüyordu... Bu mücadele bitmedi, bu yöntemle bitecek gibide gözükmüyor. Hem maddi hem manevi çok kayıp verdik! Kuzey Irak ta Barzani yönetimindeki Kürt Bölgesinin her geçen gün devlet olmaya biraz daha yaklaģtığı, Kuzey Suriye de, 2-2.5 milyon kadar nüfusu olduğu tahmin edilen Kürt Bölgesi nin de Barzani himayesinde özerk bir yapılanmaya gittiği bir süreçte biz Ģapkamızı önümüze koyup bir kez daha düģünmek mecburiyetindeyiz. Bu iģin baģlangıcında nizami ordu birlikleri yerine kurdu kurda boğdurucu bir tedbir alıp modern Hamidiye Alayları kurup mücadeleyi onlar aracılığı ile yürütseydik daha mı iyi olurdu diye düģünmeden edemiyorum. Bunun dıģında bir baģka dünce de, baģkalarına (Amerika +Ġsrail) fırsat vermeden Ortadoğu da tüm Kürt Varlığını kendi himayemiz altında tutan, Onlara yarı bağımsız yönetim veren bir düģünceye de sıcak bakıyorum... Buda, her kesim ile oturup konuģmakla olur. Zira insanlar konuģa konuģa anlaģırlar... GEÇMİŞİNDEN DERS ALMASINI BİLMEYENLER, GELECEĞİNİ İYİ TASARLAYAMAZLAR AHMET YOZGATLI Öğretmen (E) Divriği Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Bşk. Yrd. ESKİ BAYRAMLARIMIZ Tellallar: - Bu gün toptüfeekkk, - Yarın arifeee, - Öbürgün bayrammm - Hayrooollaaaaa.. Duyan kiģiler: - Aminnnnnnn Tellallar tekrar: -Amin diyen behrüdarolaaaaaa, Amiiinnnnnn. Bu kelimeleri çoğumuzun bildiğini tahmin etmiyorum. Çünkü bu bizim yaģlardaki kiģilerin çocukluk yıllarından çok önceleri Divriği çarģısında üç belediye tellalın her köģe baģında her çatta sırtlarını duvara dayayarak bağıra bağıra yaptıkları duyurulardı.(bu duyuruyu yapan tellallardan biride benim dedem Ahmetoğluahmet idi,dedem tellal oduğu için bu konular evimizde anlatılırdı.) Zamanla bu adet memleketimizde kalkmıģ. Çocukluğumda bayram baģka bir hevesle geçerdi. Mutlaka bayramlık olarak çocuklara bir kadife pantolon veya naylon ayakkabı alınırdı. Bayram akģamı bizlere sabah olmazdı.hepimizde mutlaka bir mantar tabancası olurdu.bayram sabahı babamızla birlikte bayram namazına giderdik.namaz çıkıģı hemen mezarlığa gidilirdi o arada kaleden üç tane top atıģı yapılırdı.(bu gün gurbette yaģayan biri olarak benim ve hemģehrilerimizin en büyük özlemlerinin bu olduğuna inanıyorum.en çok hasretini çektiğim olay bayramda geçmiģimizin mezarlarını ziyaret etmek ve bu ziyaret anında atılan o üç adet top sesini duymak) Mezarlıkta ki ziyaretçileri çocukluk gözümüzde ne kadar kalabalık görünürdü. Mezar ziyaretinden sonra evimize geldiğimizde Divriğinin bayram yemeği olmazsa olmazı Yaprak Sarması, Ah pilov(pirinç Pilavı) ve sütlüaş yenirdi. (Bizim evimizde halen bu gelenek devam etmekte.) Düşünebiliyor musunuz? Sabah saat 7 de 8 de yaprak sarması yenilirdi. Ayrıca büyüklerimiz nedense yaprak sarmasının suyunu da kaşık kaşık içmemiz için kafanızdaki çatlakları gapatur. diye teşvik ederlerdi. Yemek sonrası önce aile büyüklerimizin elleri öpülür bayram haçlığı alınırdı. Sonrada akrabalarımızı ve komşularımıza giderek bayramlaşırdık. Bayramda kimlerin harçlık vereceğini bildiğimiz için hemen onlardan başlardık. O çocukluğumuzda bizlere verilen 25 kuruş dahi bizleri ne kadar sevindirirdi. Paralar ekseri mantar almak ve kırık leblebi alımına harcanırdı.o 25 kuruş verdiğimizde cebimizi kırık leblebi ile doldururduk Evlerde bir çocuklar için bir de ayrıca gelen misafirler için iki çeşit şeker olurdu. Şeker toplamak için gelen çocuklara mutlaka şekerleri verilir boş gönderilmezdi Bayramda Ramazan ayı boyunca kale dibinde sahurda ve iftar vaktinde davul zurna çalan kişiler ( Battal Ami) bayram boyunca ev ev gezerek her evin önünde durup davul zurna çalarlar bahşiş ve şeker toplarlardı... DİVRİĞİLİ, DİVRİĞİ İÇİNDE BİRBİRİNE BİRAZ SOĞUK,MESFELİ DURSA BİLE CANDIR,CİĞERDİR GARDAŞTIR.DİVRİĞİ DIŞINDA DA SAMİMİ BİR DOSTTUR. 15AĞUSTOS 2012 SAYFA 8

SAYFA 9 ŞENGÜL DURAN GENÇDAL Divriği ÖDP eski İlçe Bşk zemheri_ilkyaz254@hotmail.com BİR ARADA YAŞAMI SAVUNALIM...Ve şimdi acı bir gülüşle durup anlatıyorsam bütün bunları; duyulsun bir çığlığın dehşeti Acının hesabı sorulsun diyedir. AHMET TELLĠ Haberleri izlerken kalkıp içimdekileri kâğıda dökmek geldi birden. NASA tarafından tasarlanmıģ ''Curiosity'' Türkçe karģılığı ''merak'' olan en zeki robot 570 milyon km yol kat ederek kızıl gezegen Mars'a iniģini baģarıyla gerçekleģtiriyor. Ġnsan ırkının hepsine ekipte rastlamak mümkün; beyaz, sarı, siyah tenli, çekik gözlü insanlar. Renklerini, dillerini, dinlerini düģündükleri yok, o anın mutluluğunu yaģıyorlar coģkuyla birbirlerine sarılarak sevinç çığlıkları atarak bir baģarı öyküsünün ortak kahramanı olarak. Bize bakıyorum aynı topraklarda tahammülsüzlük sınırlarını çoktan aģmıģ hoģgörüsüz, anlayıģsız, dayatmacı, barbar toplumları aratmayacak insanlar gözümün önüne geliyor. Hangi akla hizmet ettiği belli olmayan (ya da olan mı desek)her türlü galeyana sorgusuz sualsiz teslim olan düģünmeyen, anlamak istemeyen insan yığınları 5'er 10'ar,100'er 500'er toplanıp kendi gibi düģünmeyen, yaģamayan insanları düģman ilan edip saldırıya geçiyorlar... Malatya Sürgü de sahur vaktinde davulcuyla tartıģan ailenin evinin etrafında ertesi gün 500 kiģi toplanıyor, ev taģlanıyor, aileye küfrediliyor ''burası size mezar olacak'' diye tehdit ediliyor. Vali, ''küçük çapta bir olay'', ''tahrik unsuru var'' deyip tedbir için ailenin gitmesi gerektiğini söylüyor. Ġlk Valiler Kararnamesinde ''Kamu Düzeni MüsteĢarlığına'' atanıyor ''gururluyum''diyor. Davulcu ertesi gün hiç çekinmeden, bu benim davam değil Ġslam davası'' diyebiliyor. Saldırıya uğrayan aile ifadeye gidiyor sorgusu alınıyor, ceza alma ihtimalleri bile var? Muğla Ortaca'da 300 kiģinin saldırısına uğrayan restoran sahibi 20 çalıģanıyla ifade vermeye gidiyor ona da tedbir olsun diye, gitme önerisinde bulunuyorlar, saldırganlar günlerce restoranın etrafında nöbet tutuyorlar, tek bir gözaltı yok. Ġstanbul Ayazağa da inģaat iģçilerine yapılan linç giriģimine güvenlik güçlerinin ''gazlı, coplu'' müdahalesi gecikmiyor ama saldırganlara değil kendini savunmak isteyen gariban, yoksul iģçilere Onlara da git diyorlar onlar bu kez gidiyor çünkü iģten çıkartılıyorlar. Balıkesir Altınolukta Hedef Sitesi hedef alınmıģ Alevi olduğu bilinen evlere çarpı iģareti konulmuģ Ģimdilik iģaret dilini tercih eden bu saldırganlar aileleri huzursuz etmeyi baģarmıģ, beden dillerini kullanmak üzere tetikteler.( daha önceleri Adıyaman da ve Hatay da evler iģaretlenmiģti) KONUK YAZAR SİZ HİÇ KİRACI OLDUNUZ MU? Merhaba; son günlerde ülkemizin yaģadığı çok önemli sıkıntıları var. Ama Ģu an gündemde bulunmayan ancak, toplumumuzun en çok sıkıntı çektiği konulardan biri var ki oda ıģıklar söndüğünde gidebileceği bir evinin olması. Bir zamanlar memur olmayana kız vermezlerdi, kızlarının geleceğinin damatlarının memur olmasıyla garanti altında olacağına inanılırdı. Günümüzde ise damat memursa kimse kızını vermek istemiyor, geçinemeyeceklerini düģünüyorlar hiç de haksız değiller. Evlenebilmeleri için öncelikle bir evlerinin olması lazım. Memur maaģıyla bir ev sahibi olmalarının zaten mümkün atı yok artık. Olsa olsa kiracı olacaklardır. Artık orta halli bir mevki de bile kiracı olamıyorlar. Memurların oturacakları evler bir kere sobalı, kapı pencere ahģap boyasız veya boyası dökülmüģ kırık dökük, 90 m2 den büyük olmayacak. Tavan kartonpiyersiz, tabanlar taģ, dıģ kapı ahģap, evin içinde asla ekstra bir Ģey olmayacak, ev; duvarlar, kapı, pencerelerden oluģacak ve asla yeni bir bina olmayacak Bunların dıģında en ufak bir fark olduğunda aynen kira fiyatına yansıyacaktır. O zamanda devlet memurunun oturamayacak duruma gelmiģ oluyor. Ben 31 yıl devlete hizmet etmiģ biri olarak kiracılığın sıkıntılarını anlatmak istedim. AĢağı yukarı on yıl lojmanlarda, geri kalan yıllarımızı da devlet memuru olmayanların evlerinde kiracı olarak yaģadık. Lojmanların da elbette sıkıntıları oluyor ama kiracılık çok zor. 12 defa ev taģıdım 21 yılda. Azınlıklar için sıkça kullanılan ''hassas vatandaģ, dıģ mihraklar ya da münferit'' yaftalamaları olayları yapanları haklı çıkarmak bir nevi aklamaktan baģka amaç içermemektedir. ''Elhamdülillah Müslümanız'' yerine ''Elhamdülillah Sünniyiz''diyen iktidarın seçim meydanlarında rakiplerinin mezhebini yuhlatması, Suriyedeki olaylara yorum yapan ana muhalefet liderine''esadı destekliyorlar zira kendileri de Alevi'' diye eleģtirmesi; aynı Ģekilde Üniversitelerde caminin önemini fakülteler kadar mühim görmeleri, Cem Evlerinin ibadet yeri olup olmamasına Diyanetin fetva vermesi, Ucube benzetmeleri, Alevi imam yetiģtirme projeleri, Cem evlerini tekke den sayma önerileri iktidarın bu yaģanılan süreçteki payını açıkça ortaya koyuyor. Bir toplumda dinsel ve etnik farklılıklar körüklenirse o toplum yangın yerine döner. Ġnançlar üzerinden nefret saçmak, sürekli ''kin ve nefret'' dilini kullanmak, sadece bugünü değil yarınları da yaralar. Toplumdaki bu ayrıģtırmalar her daim egemenlerin iģine gelmiģtir, insanlar iģsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu, haksızlığı, eģitsizliği sorgulamasın kendi iktidarlarının keyfini, saltanatını rahat rahat sürsünler, inançlar üzerinden duygu sömürüsü yapıp servetlerine servet katsınlar... Hiçbir ibadethane zorla dayatılamaz; kiģi kendini nereye ait görürse ibadetini orda yapabilir. Ezberlerinizle Aleviliği tanımlayamazsınız o çok derin bir tarihtir; geçmiģi acılarla dolu kökü Ġslamiyet in çok daha ötesine dayanan Sevgiyi, hoģgörüyü, insanı esas alan bir kültür bir yaģam biçimidir. Birkaç satırda özetlenmeyecek kadar öğretileri olan günümüz Alevilerinin bile uzağında kaldığı, sözde dedelerin bile anlatamadığı her türlü çirkin iftiradan ve yalandan nasibini almıģ hep yürek sürgünü olmuģ kadim bir yoldur. Bu kadar üzerine gidilmesi de egemenlerin hep tehdit olarak görmesinden kaynaklanıyor çünkü kâmil-i insan hiçbir daim iģlerine gelmeyecektir, bütün planları altüst olacaktır... Gidilecek en zor, en uzun mesafe iki gezegen arası değil vicdan taģlarıyla döģenmiģ, sevgiyle bezenmiģ, hoģgörüyle renklenmiģ iki yürek iki zihin arasındaki yoldur. Bu yolu kat etme azmi ve kararlığını, cesaretini gösterelim bütün engelleri kaldıralım bir arada farklılıklarımıza saygı gösterelim sevgi kendiliğinden büyüyüp filizlenecektir iģte o an dünya daha yaģanılır bir yer olacaktır. (Suriyede yaģanılan olaylara yönelik hep yazmak istiyordum ama olmadı sürece yönelik en sade en kısa yorumum''suriyede emperyalist güçlere karģı''halklarin'' ve ''HAKLARIN'' özğürlüğünü ve eģitliğini savunmak insan olmanın tam karģılığı adalet ve vicdan kelimesinin tam manasıdır.)sevgiyle kalın... Dikene sormuşlar: Çok güzel kokuyorsun, nedendir? Cevap vermiş: Bir zamanlar güller arasında bulunmuştum." Evden eve taģınmanın sıkıntılarını benden daha iyi bilen olmayacaktır bu durumda. Evleri topla taģı yerleģtir bir de bu arada hastalıklarla baģ etmek durumunda kalabiliyorsunuz, evlat büyütüp okutuyorsunuz, ev değiģtirdikçe çevreye uyum sağlama sorunları yaģıyorsunuz, ev sahipleriyle anlaģma sorunları yaģıyorsunuz eeee artık siz düģünün haksız mıyım? Yeter artık memurlarda insan, onlarında memur olmayanlar gibi yaģamak hakları değil mi?gerçekten bir devlet memuru olup da ev sahibi olanlar olur mu canım nasıl olsa bir ev alabilirlerdi kabul etmiyorum bunu diyenler kesinlikle olacaktır. Ben de iddia ediyorum ki alamazlar. Bu kiģiler ya boğazdan kesecekler yada ek bir gelirleri olacak, ancak o zaman bir evleri olacaktır tabi Yazık bu devlete hizmet etmiģ insanlara, kendisine hizmet edenin hakkını korumalı, hayatlarını güvence altına almalıdır bence devlet. Bunun çözümü de aslında çok basit. Ġlk memurluğa aldığında hemen bir ev verecek, bedelini belirleyip, uygun taksitlerle maaģından kesilecek bu iģ bu kadar basit bence. Bunu kiģilerin kendisi de yapabilir diyen bilmiģ kiģileri duyuyorum ama bu iģ onların bildiği gibi o kadar da kolay değil, zaten böyle bir Ģeyi söyleyen kiģinin kesinlikle de bir evi vardır. Eminim kendileri de evlerini bu Ģekilde almıģlardır TOK AÇIN HALĠNDEN ANLAMAZ. AnlamıĢ olsaydılar ülkemizde bu kadar aç olmazdı. Rahime ÜSTÜNER BAŞ Elim dar olacağına evim dar olsun. SAYFA 9

Divriği Hakkında Stratejik Yaklaşım SAYFA 10 SENEMANA KÖFTE (GEÇEN SAYININ DEVAMI...) 2012 Mayıs Ayı ortalarında İstanbul da Sivaslılar Vakfı nın verdiği kahvaltı esnasında görüştüğüm Hayat Ağacı Dergisi editörü Sayın Tekin Şener le Haziran 2012 de Sivas ve Divriği de yapılacak UNESCO 40.yıl kutlamalarından bahsettik. Tekin Bey, Hayat Ağacı yaz dönemi sayısında bu toplantıdan haber yapmak istediğini bu konu ile ilgili bilgi talebinde bulundu. Kendilerine böyle bir aktivitenin neden yapıldığı ve toplantı programı ile ilgili bilgiler gönderdim, uluslar arası yapılan bir kutlamanın sadece bir haberle geçmeyeceği düşüncesi üzerine Hayat Ağacı Yaz sayısının sadece Dünya Mirası Divriği Ulucamii konulu hazırlanması önerisinde bulundum. Yayın Kurulu toplantısında birkaç kişi haricinde olumlu görüş alması üzerine Çekül Vakfı Başkanı Sayın Prof.Dr. Metin Sözen in yönlendirilmeleri doğrultusunda çalışmalara başladık, konu başlıklarının tespitinden sonra makale, röportaj, bilgi ve belge araştırmalarına başladık. Bu araştırmalar esnasında ulaştığım bilgiler de şu gerçeği gördüm; Divriği ile ilgili yerli ve yabancı bilim adamları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın büyük bir kesimi; Divriği nin sahip olduğu soyut ve somut değerleri sadece kendi öğrendikleri doğrultusunda Divriği ve çevresi ile ilgili yeterli araştırmalar yapmadan tamamen dar bir çerçeve içinde değerlendirmektedirler. Bu tür çalışmalar 2000 li yıllara kadar devam etmekte bu tarihten sonra ilginin alan çalışması üzerine yoğunlaşması sonucu Divriği nin sahip olduğu değerler ulusal ve uluslararası alanlarda ses getirmeye başlamıştır. Örneğin 1970-1980 li yıllarda Ulucamii Külliyesi ile ilgili yapılan toplantılarda konuşma metinlerini incelediğimizde sıradan konuşmaların olduğunu Divriği gerçeği üzerinde çözümler üretilmediğini görürüz, sorunlar ve çözümlerin ağırlıklı olduğu toplantıların 2000 li yıllardan sonra daha çok konuşulduğunu tespit etmekteyiz. Bu durum çözüm üreten, çözüm bekleyen bir kültür bilincinin artması sonucu yerel ve yabancıların Divriği gerçeği konularında daha bilinçli ve duyarlı davranmaları gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Anadolu topraklarının yıllarca ürettiği değerleri bırakıp büyük şehirlere akın ettik, köylerimiz, şehirlerimiz boşaldı, son yıllara kadar terk ettiğimiz bu yerler için projeler geliştiremedik,2012 yılında Tarihi Kentler Birliği nin köylerimiz yaşatılmalıdır programı kapsamında Çobandurağı Köyü Derneği ile birlikte bir çalışma başlattık şu an çevre köylerin de yakından izlediği örnek bir çalışma olarak devam etmektedir. Köy dernek başkanlarının bu konu üzerinde bilinçlenip çözümler üretmeleri gerekmektedir. Örneğin Divriği nin yakın 5-10 köyü bir merkez köy etrafında birleşip müşterek değerlerini bütün olarak sunabilirler. Büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerimiz bu konular üzerinde iki-üç toplantı yapsalar görecekler ki yıllarca yaşadığımız topraklar da az bir emekle çok güzel şeylerin yapıldığını fark edeceklerdir. Bu tür çalışmalar kültür değerlerimizin ve düşüncelerimizin artmasına bunun sonucu da yukarıda bahsettiğim 1980 li yıllarda Divriği ve çevresine bakış açısını çok dar gören kamu ve yerel yöneticilerin daha geniş bir perspektifte bakmalarını sağlamış olacağız. Örneğin bir mücevher gibi yıllarca korunan Kale Camii tamiri ile değerini kaybetmiş bir basit mahalle camisi haline getirilmiştir, şehrin ortasından geçen Abuçimen Deresinin bir rekreasyon alanı, yıllarca terk edilmiş Cürek Yerleşkesinin gençlik yaşam merkezi haline getirilmesi gibi eğitim, sağlık ve turizm konularında projeler üreterek genel bütçelerden kaynaklar almamız gerekir. Türkiye nin çeşitli illerinde bu tür çalışmalar devlet desteği altında yoğun olarak yapılmaktadır, örneğin Antalya nın ilçelerini bırakın; her bir köyü hazırladıkları projelerle kamu ve sivil toplum kuruluşlarının kapılarını bilgi ve maddi destek amacıyla çalmaktadırlar. Divriği ve çevresi de Türkiye nin prestiji, Divriği nin gururu olan Dünya Mirası kapsamında hak ettiği imkânlardan istifade etmelidir. İhsan Çalapverdi Artık Oğlu ile o tatlı sohbetlerin arasında, sık sık Oğlum beni ne zaman memlekete göndereceksin? Biletimi ne zaman alacaksın? der olmuģtu. Yusuf da, bir hafta daha geçsin, gelecek hafta sonu Annesini, hafta içi telaģı olmadan rahat rahat göndermenin planını yapıyordu. Rezervasyonu yaptırdı. Otobüste orta koltuklardan birinde yolculuk yapacaktı. Yanında da bir bayan olacaktı. Annesi konuģmayı sever, sıkılmaz, konuģa konuģa giderlerdi. ĠnĢallah, yanındaki bayan da konuģkan biri olurdu. Annesine katlanır, bir iki sözden sonra surat asmazdı. Otobüs de zaten, Ġstanbul dan ilçelerine direkt giden otobüstü. Yanındakinin dıģında konuģacak, Onunla ilgilenecek baģka kimseler de mutlaka çıkardı. ġoförler, muavinler de Sevim Teyzelerini tanırlar Onun bir dediğini iki etmezlerdi. Bu Ģekilde yolcu ettiği Annesi, maalesef, o çok sevdiği, yazları Orada yaģamaktan büyük keyif aldığı Ġlçesine varamadan yolda Hakkın rahmetine kavuģmuģtu. O nun yarası hala içindeydi.o nu özlüyor,o nun bu Ģekilde hayata veda ediģinde kendisinin bir suçu olup olmadığını iç dünyasında sorguluyordu... Senemana ismi Yusuf a kendi Sevim Ana sını hatırlatmıģtı. Köfte bahaneydi. Senemana hakkında bilgi almak istiyordu. Garson Patron a, müģterinin Senemana ismi ile ilgilendiğini söyleyince, O da kasayı kilitleyip Yusuf un yanına geldi. Çok teģekkür ederim, Senemana köftesi yemek istemiģsiniz. Eksik olmayın Senemana yı da merak ediyormuģsunuz? demeyi müteakip, Senemana nın kendi Annesi olduğunu, aģağı yukarı bir yıla yakın bir süre önce Gaziantep te O nu yitirdiklerini söyledi. Bende Annemi böyle anmak istedim. O nun ismini çokça duymak hoģuma gidiyor. Sanki Onunla özlem gidermiģ gibi oluyorum. dedi. Hem müģterinim hem de patronun gözleri dolu dolu olmuģtu. Her ikisi de O güzel annelerini yeni kaybetmiģ olmanın üzüntüsünü yaģıyorlardı Patron, Eğer rahatsız etmeyeceksem, köfteniz hazırlanana kadar bir iki laf edelim dedi. Yusuf da çok memnun olacağını söyledi. Yeni insan tanımak, onlarla sohbet etmekten çok mutlu olduğunu da bu arada sözlerine ilave etti. Sözü yine Yusuf açtı: Senemana Köftesi nin diğer köftelerden bir farkı olup olmadığını sordu: Lokanta Sahibi de, Aslına bakarsanız pek de farkı yok. Annem güzel köfte yapardı. Çıraklık dönemimde çoğu yemeğin yapılıģını ustalarımdan öğrendim. Ama,Annemin köftesinin tadına diyecek olmadığından bunu pek merak edip sormadım.zaten Annemle birlikte evde,hele hele hafta sonları piknikte çokça köfte yapıp yediğimiz olmuģtur. Köftede maharet, ustadan çok malzemede. Eti iyi seçeceksin! Ne fazla yağlı,ne fazla yağsız olacak.kasapta, makinede bir kere çekilecek.ġçine hazır köfte harcı yerine,kuru ekmek içi, özellikle varsa Trabzon ekmeği içini avuç içinde ovalayıp katacaksın.sonra yeteri kadar baharat: Karabiber, kırmızı biber, kekik, köfte baharatı eksik olmayacak.yoğururken azıcık da yoğurt katarsan fena olmaz. Bizim Köfte böyle yapılıyor. Zaten önceden yaptığımız köfte de hemen hemen böyle idi. Annemin adını niye mi verdim diye soracaksın? Biraz ticari düģünce, biraz reklam olsun. Malum herkes her gün, yeni yeni bir Ģeyler bulduğunu söylüyor. Adını bilmediğimiz yığınlarca yemek çeģidi var.ben de değiģiklik olsun, değiģik bir ĢeymiĢ gibi yeni müģterilerin dikkatini çekmek istedim.ama doğrusunu isterseniz Hocam, niye yalan söyleyeyim.annemin ismini sıkça duymak gönlümden geçti.ne güzel bak! Seneman, benim annem. Herkesin annesi gibi, annelerin en iyisi, en güzeli Vefalı, fedakar, yemez yediren, giymez giydiren, elindeki üç kuruģ parayı, aman oğlum darda kalmasın diye bana gönderen, o güzel anne Ġsmini hep birlikte bir kere daha andık. Fena mı oldu! Akabinde, Sen de bir Ģey yap Annen için fena olmaz deyince, Yusuf da biraz düģündükten sonra: Benim senin gibi serbest bir mesleğim yok. Ürettiğim mala,yaptığım bir hizmete senin gibi bir ad verme Ģansım yok.bende Annemin yaģadığı, Babamın yaģadığı mekanları her yıl olabildiğince uzun bir süre ziyaret edip,onların özenle koruduğu kaysı, elma, kiraz ağaçlarına sahip çıkıp, ilaveten yeni ceviz, badem, Ģeftali gibi ağaçlar dikmek istiyorum... Annem, Babam hayata veda ettikten sonra O nun yokluğunu hiç aratmadı. Eve, bahçeye,ağaçlara O nun gibi bakmaya özen gösterdi.hani bir Anadolu Türküsünde söylenir ya: Asri gurbet harap etmiģ köyümü. Bülbül gidip baykuģ konmuģ,gelele Hiç istemezdi bu duruma düģmeyi Evinin,bahçesinin hep bakımlı kalmasını, ilgilenilmesini isterdi Birer çay daha içtiler, benzer Ģeylerden bahsettiler Anneler, birbirini daha önce hiç tanımayan iki kiģiyi samimi iki dost yapmıģtı.para vermek için elini cebine uzatır uzatmaz Lokanta Sahibi, Lütfen Efendim dedi. Bu sefer Annelerimizin ruhu için olsun.bir baģka sefere alırız.hiç önemli değil. Sizin Annenizin de ruhu şad, mekânı cennet olsun, yine beklerim Hocam... SAYFA 10 NURAY ÖDEK ten Aşk çalmak istiyorum gecenin zulasından İçinde sen... ve sana dair her şey olan.. Bir rol istiyorum hayat oyunundan Gözlerimi bağlamadan ebe, Ama... Sobelediğim hep sen olan... Kireç boyalı, beyaz kokulu bir oda istiyorum Küçücük bir penceresi olmalı... İçeri yalnızca ayın hüzünlü ışığı sızmalı.. Sonra... Avuçlarında... Sakladığın Yıldızları takmalısın saçlarıma.. Gecenin dingin karanlığında Bana yazdığın şiirleri fısıldamalısın usulca... Çenendeki gamzene dokunmak, Nefesine sokulmak.. Gözlerinde sarhoş olmak istiyorum Yıldızlara aynı tutkuyla bakan aşkın En yalın hali olmak istiyorum... Bana saklamak istiyorum seni Bu yüzden karanlıkta sevmek istiyorum... Ellerimin arayıp bulduğu, Bırakmak istemediği... Kulaklarımın yalnızca seni tınmasını, Vücudumun sol yanı olmanı diliyorum... Doğru kelimeleri arıyorum ama bulamıyorum.. Seni anlatamadığım kelimeler kadar seviyorum.. YEŞİL DİVRİĞİ