Yayın no: 3 Saadet Asrı ndan Neşeli Hatıralar Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Tashih: Emine Aydın isbn: 978 975 261 198 6 Sertifika no: 14452 Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar - stanbul Tel: (0 212) 446 21 00 Fax: (0 212) 446 01 39 zaferyayinlari.com - zafer@zaferyayinlari.com - twitter / zaferyayinlari 1. Baskı: Temmuz, 2012 copyright İlkgençlik Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Bas kı-cilt: Vesta Ofset
Kısas... 15 Binit... 17 Hüseyin... 19 Kıskandın mı?... 21 Seyir... 22 En faydalı put... 24 Yarış... 26 Büyük günahlar... 28 Seni nasıl kurtardım?... 30 Hubeys... 32 Temiz, beyaz elbise... 34 Ebu Turâb... 35 Bilmece... 37 At sevgisi... 39 Meyvenin iyisi... 40 Bal... 41 Ben köle değilim... 43
Kristaller kırılmasın... 46 Hurma sevgisi... 47 Cennette ziraat... 49 Gözdeki ak... 51 İki gül goncası... 52 Şakanın ciddi ölçüsü... 54 Görünüş aldatır... 53 Kanatlı at... 58 Oruç bozulunca... 60 Sen mi güzelsin, hanımın mı?... 61 Cennete giremezsin!... 63 İpin düğümü... 64 Neşeli sofra... 65 Sen benden önce ölsen..... 67 Dua... 84 Genişi daraltın!... 86 Çift kulaklı... 87 Hak muhakkak alınacak... 90 Göz ağrısı... 91 Küçük çadır... 93 Ümmü Süleym... 94 Cünüp İmam... 96 Cennette bir ağaç... 98 Temimdari nin kandili... 100 Benekli elbise... 103 Binek... 105 Yarış... 107 Cafer in dönüşü... 108 Her zaman kalbimdesin... 68 Yağmur... 70 Bayram... 72 Ufaklık... 74 Eyvah!... 76 Komşunun daveti... 80 Güzel isim... 82
Müminleri annesi Hz. Aişe ye sordular: Resulullah Efendimiz (asm), evde bulunduğu zamanlar nasıldı? Şöyle cevap verdi: İnsanların en yumuşak huylusu ve en saygılısıydı. Sizin erkekleriniz gibi bir insandı; fakat o, çok güler yüzlüydü... (İbn-i Sa d, Tabakat, I,274) Cabir b. Semure den: Resulullah ın (asm) susması gayet uzun olurdu. Sahabileri şiir okur, cahiliye dönemlerindeki işlerini anıp gülüşürlerdi. Onlar güldükçe, Allah ın Resulü de (asm) tebessüm ederdi... (Müslim, Fadail,17) Abdullah b. Haris den: Allah ın Resulü nden daha güler yüzlüsünü görmedim... (Tirmizî, Menakıb, 10)
BİZ MÜSLÜMANLAR, Saadet Asrı nda yaşanan olaylara, İslam ın o ilk garip ve çileli yıllarına, Batılı bir tarihçinin, yahut dinsiz bir din bilimcinin, gözlüğü ile bakamayız... Sevgili Peygamberimiz ve sahabilerine ait hatıraları yâd etmek, okumak, anlatmak, dinlemek hüzünlendirir bizi... Taif deyince yüreğimiz yanar.. Uhud, ciğerimizi delip geçen bir mızraktır... Mus ab, ağlayan gökler kanayan toprak... Ve başımıza, Kâinatın Efendisi nin (asm) vefatından daha büyük bir musibet gelmemiştir... Ağlayanımız da çok olur bizim; gülmekten utananımız da... Fakat müminler ve Müslümanlar olarak, gözyaşı dökmek ve hüzünlenmek için ne kadar sebebimiz varsa, mutlu olmak ve neşelenmek için de, o kadar sebebimiz vardır... 11
Hayattaki en büyük neşe ve mutluluk kaynağımız, Resulullah Efendimiz (asm) ve onun varlığı ile bir Saadet asrına çevrilen günler, aylar ve yıllardır... Hüznümüz gibi, neşe ve mutluluğumuz da, dünyaya ve dünyanın işlerine ait fani, gelip geçici, uçup kaybolucu, anlık ve azıcık bir zamanlık neşe ve mutluluklara benzemez... Peygamber sevdasından, sahabe sevgisinden, İslam ve Kur an davasından kaynaklanan, İlahî bir neşe ve mutluluktur bizimkisi... İlkgençlik Yayınları nın bu üçüncü kitabı ile sizleri yine değişik bir Asr-ı Saadet okumasına davet ediyoruz. Saadet Asrı ndan Neşeli Hatıralar, Allah Resulü nün (asm) tebessüm ettiği, birkaç kez de mübarek dişleri görünecek kadar güldüğü anlardan ve Saadet Asrı nın mutlu mesut günleri içinde yaşanmış, hoş, latif, nükteli hatıralardan bir gül demetidir... M. Sinan Adalı 5 Ramazan, 1433 12
PEYGAMBER EFENDİMİZ İN (asm) arkadaşları arasında, şaka yapmayı seven bir kimse vardı. Bir gün yine, komik şeyler anlatıyor ve etrafındakileri güldürüyordu; Allah da onu güldürsün... O sırada Peygamber Efendimiz (asm) geldi ve elindeki çubuk ile, onun böğrünü dürtüverdi. O şakacı adam birden ciddileşti ve kimsenin beklemediği bir karşılık verdi: Ey Allah ın Elçisi! Canımı yaktın. İzin ver kısas yapayım! dedi. Yani kendisine yapılanın aynısını Resulullah a yapmak istedi. 15
Haydi yap! buyurdu Allah ın Elçisi... Ama sizin üzerinizde gömlek var. Benim üzerimde ise yok! Kısasın tam olması için, Peygamberimizin de, gömleğini çıkarmasını istedi. Herkes şaşırmış ve ona çok kızmıştı. Resulullah (asm), mübarek sırtından gömleğini sıyırıp çıkardı, böğrünü açtı. O şakacı adam ise, Allah ın Elçisi ni (asm) sıkı bir kucaklayış ile kucaklayıp, böğründen öpmeye başladı ve: Ben işte bunu arzu etmiştim Ey Allah ın Elçisi (asm)! dedi. SAADET ASRI NIN mutlu mesut günlerinden bir gündü. Bir adam, huzur-u saadete geldi. Nebî Aleyhisselam ın huzurunda diz çöküp: Ey Allah ın Elçisi (asm)! Beni bir bineğe bindir dedi. Kendisinden bir şey istenenlerin en hayırlısından, binit istedi. Resulullah Aleyhisselam: Seni bir devenin yavrusuna bindireceğim! buyurdu. Adamcağız şaşırdı. Hiç deve yavrusundan binit olur muydu!? Ey Allah ın Elçisi (asm), ben deve yavrusunu ne yapayım!? Ona binilmez.. dedi. 16 17
Nebî Aleyhisselam: Acaba deveyi, deveden başka bir mahlûk mu doğurur!? buyurarak, o şaşkın adama her devenin bir başka devenin yavrusu olduğunu, latife ile hatırlattı... NEBÎ ALEYHİSSELAM, dünya ve ahiret arkadaşlarından birkaçı ile beraber, davet edildikleri bir eve yemeğe gidiyorlardı. Sokaklardan bir sokakta, karşılarına oyun oynayan çocuklar çıktı. Aralarında Hüseyin Efendimiz de vardı. Allah Resulü (asm), bütün çocukları çok severdi ama sevgili torunları Hasan ile Hüseyin i bambaşka severdi. Ciğerparesini görünce, önüne geçip kollarını açtı ve onu tutmak istedi. Sevgili Hüseyin ise, koşarak sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah (asm) da, tıpkı onun gibi sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinden koştu. 18 19