Sırat-ı Müstakim, ismiyle müsemma bir yoldur. Ucu cennete çıkan bir yol.

Benzer belgeler
Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Sunabihi (Rah Aly.) anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubade b. Samit'i (R.A.) ziyarete gittim. Onu gürünce ağladım. Ubade, "Dur biraz!

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Peygambersiz dönemde yaşamak

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran :17

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45

Question. Kadir gecesi yalnız bir gece midir yoksa bir geceden fazla mıdır? Gündüz de kadir gecesinden. sayılır mı?

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Asr-ı Saadette İçtihat

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

İnanç ve Amelde İhlâs Pazartesi, 09 Nisan :28

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kur an ın Bazı Hikmetleri

GECE NAMAZI, SALİHLERİN İŞİDİR

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

İhlâs ve Samimiyet Pazartesi, 09 Nisan :29

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE SADAKA-I FITR İbni Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur:

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Muhammed Salih el-muneccid

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Teheccüd namazını lazım tutun!

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Kavramlar. 1.Mü min. 2. Kafirler. 3.Münafiklar. 1.1 Kur anda Mü min ile ilgili Ayetler 1.2 Kur anda Mü min görevleri ve özellikleri

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Zilhicce Ayının İlk On Günü Çarşamba, 11 Kasım :28

8. KÂFİRÛN SÛRESİ ÖĞRENELİM

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Gençlik Eğitim Programları KULLUK VE SORUMLULUK BİLİNCİ

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

RABBİNİ TANI Allah hüküm ve hikmet sahibidir.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

(A) Cinsellik ve onunla irtibatlı duygular ve eylemler peygamberler dâhil bütün erkekleri kuşatıcıdır.

ÜMMETİN GELECEK NESLİ ÇOCUKLARIMIZA NAMAZ EĞİTİMİ NASIL VERİLEBİLİR? Gelecek Nesle Doğru

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE NAMAZ

Samimiyet ve Sıdk İlişkisi

CİBRİL HADİS BAĞLAMINDA İSLAM IN RUHU Prof.Dr.Ali ÇELİK

Yolların En Güzeli Cuma, 08 Aralık :55

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

Dr. Mehmet Sürmeli tarafından yazıldı. Perşembe, 07 Ekim :45 - Son Güncelleme Perşembe, 21 Ekim :00

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Transkript:

Sırat-ı Müstakim, ismiyle müsemma bir yoldur. Ucu cennete çıkan bir yol. Bizler bu geniş arz üzerine başıboş salıverilmiş, cennet önünüzde, nasıl giderseniz gidin denilmiş varlıklar değiliz. Yol var, yolun haritası, yolculuğun pusulası. Bu yola iletildiğimiz andan, Kelime-i Şahadet i en son kelâmımız olarak söyleyeceğimiz ana kadar, bu yol üzereyiz. Yolların hiç bir devirde olmadığı kadar çoğaldığı bu zamanda dosdoğru yol üzere bulunmak, ne olursa olsun yoldan çıkmamak, yürümek, yürüyebilmek ne büyük nimet! Yollar nefeslerin adedi kadar çok. Ama kim, hangi yolun sahibi şu müjdeyi veriyor: Rabbim Allah tır deyip, sonra da dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: 1 / 14

Korkmayın, üzülmeyin, size vaadolunan cennetle sevinin. derler. (Fussilet, 30) Müminler olarak her namazda Cenab-ı Hakk ın huzuruna her durduğumuzda Yüce Kitabımız ın bize öğrettiği bir duayı tekrar ederiz: İhdina s-sırate l-müstakîm: Bizi Sırat-ı Müstakim e ilet. İstikamet üzere olmak, hayatın her anına hakkını vermektir. Hayatımızın her saniyesini kısacık bir çizgi ve ömrü bu çizgilerin uç uca eklenmesinden oluşan bir hat olarak düşünürsek, bir anlık gafletin oluşturduğu sapma, bu hat üzerinde bir kırılma meydana getirecektir. Bu hat üzerindeki sapmaların sayısı ne kadar çoksa, kırılma ve aşınma noktalarımız o kadar fazla olacaktır. Hayatımızı oluşturan an ları bir teyakkuz, muhasebe ve murakabe şuuruyla disipline ettiğimizde ise, uç uca eklenen o kısacık çizgiler uzun ve dosdoğru bir seyir oluşturacaktır. İşte muhtaç ve muhatap bulunduğumuz istikamet budur. 2 / 14

Yanlışa düşmeden, eğriye sapmadan Yazımızın başlığındaki dosdoğru kelimesi, müstakim tabirinin karşılığı olarak iki anlama işaret ediyor. Karşıtlıklara başvurarak anlatacak olursak, bunlardan biri yalan/yanlış ın, diğeri de eğri nin zıddını ifade ediyor. Yalan/yanlışın zıddı olarak doğru derken şunu kastediyoruz: İslâm dışındaki bütün dinler ve inanç sistemleri, kısmen veya tamamen yalan/yanlış üzerine kuruludur. Dolayısıyla aşağıda zikredeceğimiz rivayetten de açıkça anlaşılacağı gibi, yalan/yanlış üzerine kurulu bu din ve inanç sistemlerinin insanı götüreceği yer bu dünyada taşkınlık ve isyan, ahirette de bunun karşılığı olarak azaptır. Eğrinin zıddı olarak doğru ise, insanın, Sırat-ı Müstakim olan İslâm ı kabul ettikten sonra yürüdüğü yolda kalbî ve amelî olarak istikamet üzere bulunmasını ifade eder. Yani dosdoğru yol üzerinde yine dosdoğru biçimde yürümek, hiçbir şekilde eğriliğe itibar etmemek Yüce Kitabımız da ve hadis-i şeriflerde sıkça geçen Sırat-ı Müstakim ifadesi, işte bu iki anlam boyutunu da içine alacak şekilde, sağa-sola sapmadan, yanlışa ve eğriliğe itibar etmeden dümdüz bir hat üzere yürünen dosdoğru bir şekilde yürünen dosdoğru yol u anlattığına göre, iç içe geçmiş bu anlam boyutları üzerinde derinlemesine durmak zorundayız. 3 / 14

istikameti anlamak ve benimsemek Her şeyden önce şu temel gerçeğin altını çizelim: Kur an ın genel olarak bütün insanlıktan istedikleri ile müminlerden istedikleri, birbirini çevreleyen halkalar misali dıştan içe doğru belli bir tedricî seyir izler. Burada iki kademeli bir çağrı bahis konusudur: 1. Yüce Kitabımız önce insanlığı Sırat-ı Müstakim e gelmeye çağırır; hayatı insanca, yaradılış maksadına, fıtrata ve ilahî iradeye uygun yaşamanın biricik yolu budur çünkü. Bu cadde-i kübra yı (ana cadde) Alemlerin Efendisi s.a.v. en yalın biçimde ve doğrudan şöyle bir benzetmeyle açıklamıştır: Abdullah b. Mes ûd ve Câbir b. Abdillah r. anhuma dan rivayet edildiğine göre Efendimiz s.a.v. mübarek eliyle yere bir çizgi çizer ve: - İşte Allah ın dosdoğru yolu budur. buyurur. 4 / 14

Ardından bu çizginin sağına ve soluna da (sağa ve sola doğru giden) çizgiler çizip şöyle devam eder: - İşte bu yolların her biri üzerinde bir şeytan vardır ve insanları o yola çağırır. Böyle buyurduktan sonra Efendimiz s.a.v. mübarek sözlerine devam ederek: Ve şüphesiz ki bu benim dosdoğru yolumdur. Ona hemen uyun ve başka yollara uymayın ki, sonra sizi O nun yolundan ayırır. (En am, 153) ayetini okur. ( Ahmed b. Hanbel, İbn Mâce, Hâkim) Aynı konuyu işlediği bir başka seferinde Efendimiz s.a.v. in, Yüce Rabbimiz den naklederek şöyle bir benzetme yaptığını görüyoruz: Allah Tealâ Sırat-ı Müstakim e şöyle bir misal vermiştir: Onun iki yanında, açık kapıları bulunan iki sur (kale) vardır. Kapılarının üzerinde, salıverilmiş perdeler bulunur. Sırat-ı Müstakim in kapısında (girişinde) bir davetçi şöyle demektedir: 5 / 14

- Ey insanlar! Sırat-ı Müstakim e topluca girin, dağılmayın! Sırat-ı Müstakim in ortasında da bir davetçi vardır. İnsan, yanlarda bulunan surlardan birinin kapısını aralamaya yeltendiğinde: - Yazık sana! Onu açma. Şayet onu açacak olursan, helâk olursun, der. Sırat-ı Müstakim İslâm dır. Yanlarda bulunan iki sur, Allah Tealâ nın hadleridir (insanlar üzerine çizdiği, aşmamaları gereken sınırlardır). Açık (olup perde gerilmiş bulunan) kapılar, Allah ın haramlarıdır. Sırat-ı Müstakim in kapısındaki davetçi Allah ın Kitabı dır. Sırat-ı Müstakim in ortasındaki davetçi ise, Allah ın, her müslümanın kalbinde bulunan nasihatçisidir. (Tirmizî ) Nitekim bu hadisin sahabi râvilerinden Abdullah b. Mes ud r.a. a Sırat-ı Müstakim in ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: 6 / 14

Hz. Muhammed s.a.v., bizi onun başında bırakmış (bizi bu yola irşad ettikten sonra vazifesini tamamlayarak aramızdan ayrılmış)tır. Öbür ucu cennete çıkan bu yolun sağında ve solunda da yollar vardır. Buralarda, geçenleri oralara çağıran kişiler vardır. Kim bu yollara girerse sonu cehenneme çıkar. Sırat-ı Müstakim e giren kişi ise bu yolu izleyerek cennete ulaşır. Böyle dedikten sonra İbn Mes ud r.a., yukarıda mealini verdiğimiz En am Suresi nin 153 üncü ayetini okumuştur. (Taberî ) Hayatı istikamet üzere yaşamak 2. Yüce Kitabımız, bu umumi çağrıya icabet edenleri, bu kez de bu dosdoğru yol üzerinde yine müstakim bir hayat yaşamaya sevk ve teşvik eder. Bu aşamada kabul edilen hakikatlerin hayata geçirilmesi söz konusudur ki, insanın bütün hücreleriyle müslüman olması, sadece amel plânında değil, tasavvur ve tahayyül plânında bile dosdoğru yaşamasını ifade eder. İslâm bizatihi Sırat-ı Müstakim olduğu halde, en az günde 5 vakit kıldığımız namazların her rekatinde okuduğumuz Fatiha Suresi nde bizi Sırat-ı Müstakim e ilet diye Rabbimiz den niyazda bulunmamızın anlamını işte burada buluyoruz. Bunun anlamı sadece Sırat-ı Müstakim üzerinde yürürken ayağımızı kaydırma demek değil, aynı zamanda bizi dosdoğru yol üzerinde dosdoğru yürüt demektir. 7 / 14

Bu aşamada her sözümüzün, her amel, fiil ve davranışımızın, hatta niyetimizin istikamet üzere olması bahis konusudur artık. Yüce Kitabımız da, Hûd a.s. ın dilinden son derece çarpıcı bir şekilde şöyle buyurulur: Şüphe yok ki Rabbim dosdoğru bir yol üzeredir. (Hûd, 56) Bu ayette geçen orijinal ifade de Sırat-ı Müstakim dir. Buradan şunu anlıyoruz: Yüce Allah ın Sırat-ı Müstakim üzere olması demek, O nun her fiilinin, her hükmünün ve her emir ve yasağının belli ve şaşmaz bir ölçü, düstur ve sistem doğrultusunda olması demektir. En küçük zerreden evrene hakim olan kozmik sisteme kadar her şeyin belli bir disiplin içinde varlığını sürdürmesi de bu gerçeğin ifadesidir. Şu halde bu ilahî tarz ve sistem, yeryüzünde halife olarak yaratılmış bulunan insanın hayatına da hakim olmalıdır. Bu alanda ilk örnekliğin peygamberlerde (hepsine salât ve selam olsun) bulunduğu ise açıktır. Bu sebeple Efendimiz s.a.v. e hitaben Kur an da iki yerde Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ( Hûd, 112; Şûrâ, 15) buyurulmuştur 8 / 14

Burada bir noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyoruz: Bütün ayetleri aynı kaynaktan aldığı ve aynı duyarlıkla karşıladığı halde, Efendimiz s.a.v. Hûd Suresi beni ihtiyarlattı (Tirmizî, Hâkim) buyurmuştur. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. İbn Abbas r.a. hazretlerinin, Hûd Suresi ndeki bu ayeti kastederek, Rasul -i Ekrem s.a.v. Efendimiz e bu ayetten daha zor ve ağır bir ayet nazil olmamıştır. şeklindeki tesbitini hatırda tutarak, buradaki zorluğun mahiyetini Elmalılı Hamdi Yazır merhumdan dinleyelim: Demek ki hakka ulaşmak için istikametten başka yol olmadığı gibi, her hususta kemal-i istikamet kadar yüksek bir makam ve onun kadar zor hiçbir emir yoktur. Herhangi bir amaca ulaşmanın en kısa yolu tarik-i istikamet (dosdoğru yol) olmakla beraber, evvela her işte tek olan istikamet noktasını tayin etmek zor; ikincisi, muhtelif noktaların alakasından sıyrılıp, sarsılmadan ve dosdoğru o noktaya yürümek daha zor; üçüncüsü, vasıl olduktan sonra aynı istikamette hiç eğilmeden devam ve sebat edebilmek büsbütün zordur. Bununla birlikte şunu ihtar etmeliyiz ki, bu ayette Rasulullah s.a.v. e beni ihtiyarlattı dedirtecek kadar zor gelen taraf, istikamet emrinin, asıl kendisine taalluk eden kısmından ziyade, ümmetine taalluk eden kısmıdır. Zira ayette Seninle beraber, tevbe edenler de (dosdoğru olsun) buyuruluyor. Yani şirkten tevbe edip de imanda sana iştirak ederek maiyetinden bulunan her müslüman da senin gibi müstakim olsun (Hak Dini Kur an Dili, 4/2830) Bu emrin ilim, amel, ahlâk ve hatta yukarıda da söylediğimiz gibi niyet ve tasavvur 9 / 14

seviyesinde bile istikameti ihtiva etmesi dolayısıyla alimlerimiz şöyle demiştir: Herhangi bir meselede kıl ucu kadar dahi ifrat ve tefride sapmadan istikameti muhafaza etmek, Allah Tealâ nın yardım ve tevfiki olmadıkça, havl ve kuvveti yalnız O ndan bilmedikçe gerçekleşmez. (Âlûsî, Rûhu l Ma ânî, 12/152) Rasul -i Ekrem s.a.v. Efendimiz in mübarek şahsında müminlere emir buyurulan istikametin temin ve muhafazası konusunda Süfyan -ı Sevrî rha. in tesbiti son derece yol göstericidir: Amel olmadan söz müstakim olmaz. Söz ve amel de niyetsiz istikamet bulmaz. Sünnet e uygunluk olmadıkça da ne söz, ne amel, ne de niyet istikamete kavuşabilir. (Ebû Nu aym, Hilyetu l Evliyâ, 7/34) Şeytan tuzağı Yüce Kitabımız ın bildirdiğine göre İblis, ilahî huzurdan kovulduktan sonra Allah Tealâ dan 10 / 14

kıyamet gününe kadar mühlet istemiş ve istediği mühlet kendisine verildiğinde şöyle demiştir: Öyleyse beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de onları (insanları) saptırmak için senin doğru yolunun üzerine oturacağım. Sonra onlara elbette önlerinden, arkalarından, sağlarında, sollarından sokula cağım ve sen onların çoğunu şükredici bulmayacaksın. (A raf, 16-17 ) Dünya hayatının insan için bir imtihan olmasının hikmeti gereği İblis e, insanları saptırmak için çalışması doğrultusunda mühlet verilmiş olduğunu bu ayetten anlıyoruz. Konuyla ilgili bir diğer ayette, İblis in göstereceği bu çabanın bütün insanları aldatamayacağı şöyle ifade edilmektedir: (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de onlara (insanlara, günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım. Ancak onlardan ihlâslı kulların hariç (Hicr, 38-40) 11 / 14

Buradan anlıyoruz ki, şeytanın aldatamayacağı kimseler, imanda, ibadette, ahlâkta ve sair söz ve davranışlarında yolunu Allah Tealâ ya adayarak yaşayan ihlâs sahibi kullardır. Hayat disiplini ve murakabe İblis in ilahî huzurdan kovulması ile ilgili ayetlere dikkatle bakıldığında bir husus dikkat çekmektedir: O, insanları saptırmak için Sırat-ı Müstakim üzerinde oturacağını söylemiştir. Bu ne demektir? Elmalılı merhumdan yukarıda alıntıladığımız açıklamalarla birlikte bu sorunun cevabını düşündüğümüzde önümüze şöyle bir manzara çıkmaktadır: Şeytan, Sırat-ı Müstakim üzerinde oturacağını söylemekle, sadece insanları bu dosdoğru yola girmemeleri için aldatmakla kalmayıp, aynı zamanda fiilen Sırat-ı Müstakim üzerinde bulunanları da saptırmak için gayret göstereceğini söylemiş olmaktadır. Öyleyse şeytanın hile ve tuzaklarından emin olmak için iman edip Sırat-ı Müstakim e girmiş olmak yeterli değildir. Bu dosdoğru yol üzerinde hedefe doğru yürürken de yalpalamamak, yoldan sapmamak şarttır. 12 / 14

Bunu temin edecek olan ise, yazının başında da belirttiğimiz gibi, hayatın her anını disiplin altına sokacak murakabe ve kontrol sistemidir. Rasul -i Ekrem s.a.v. Efendimiz, kendisinden sonra başkasına danışma ihtiyacı hissetmeyeceği bir tavsiyede bulunmasını isteyen sahabiye şöyle buyurmuştur: Allah a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol! (Müslim, Tirmizî, İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel) Burada Efendimiz s.a.v. in, Rabbim Allah tır deyip, sonra da dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vaadolunan cennetle sevinin. derler. (Fussilet, 30) ayetine gönderme yaptığı görülmektedir. Esasen bu istikametin, en temel ibadetlerden, insana en önemsiz gelen hususlarda dahi ilahî rıza ve muhabbete aykırı davranmaktan sakınmayı ihtiva ettiğinde şüphe yoktur. Bu sebeple ulema, Efendimiz s.a.v. in bu cevabının, İslâm ın bütün emir, yasak, yönlendirme ve tavsiyelerini içinde toplayan kapsamlı bir ifade olduğunu söylemiştir. Böyle bir istikamet elbette kişiyi yalnızca haram-helal hudutlarında değil şüpheli şeylerde dahi doğruya yönlendirecektir. 13 / 14

Kalbi Allah a imanla güç bulmuş bir kul için istikamet üzere olmak, şeytanın yoldan çıkarmalarını görüp korunmak da zor olmayacaktır. Çünkü Allah Tealâ dosdoğru yol üzere olma emriyle birlikte dosdoğru yolun ölçülerini de bildirmiş, bu ölçüler Ehl-i Sünnet alimlerimizin gayretleriyle bize ulaşmıştır. Sırat-ı Müstakim, yani dinimiz apaçık ölçüleriyle ortadadır. Artık bize düşen Allah a iman ettim demek ve bu ölçülere sımsıkı sarılmaktır. 14 / 14