NAZİLLİ TİCARET ODASI



Benzer belgeler
MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

Sende şu sevgi, şu ölüm var ya, yani şu ölümsüzleri, ölümleri alt ettiğin, işte onları bana ver bugünlük. .çözdü göğsünden nakışlı memeliğini,

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

Roma mimarisinin kendine

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

Muhteşem Pullu

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi


İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

TARİHİ ESERLER. Yapılan araştırmalar, iki kırık dökük hanın bulunması nedeniyle Kırıkhan isminin verildiğini destekler mahiyettedir.

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

KLASİK DÖNEM. Atina Akropolü, M.Ö.5.yy.

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

AKROPOLİS de ONARIM YÖNTEMLERİ Eylül-2011


KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

AYDIN SULTANHİSAR NYSA ANTİK KENTİ VE SU TÜNELİ 08 AĞUSTOS 2013 MEHMET BİLDİRİCİ

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

Mutluluğu birlikte yaşamaktır

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

TEOS ARKEOLOJĠ KAZISI 2010 YILI KAZI RAPORU (ĠLK SEZON) Kazı ve Bilimsel AraĢtırmaların Dünü, Bugünü ve Beklentileri

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

YAZ 2015 SAYI: 305. şehir tanıtımı

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Yeni Yerler keşfetmek lazım

-İÇİNDEKİLER- 1.1.ANTALYA Tarihi Nüfus PLANLAMA ALAN TANIMI PLAN KARARLARI... 7

S C.F.

ASSOS KAZISI 2015 YILI SONUÇ RAPORU yılı çalışmaları kapsamında aşağıda listelenen alanlarda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir (Resim 1).

ANKARA DOĞAL ELEKTRĠK ÜRETĠM VE TĠCARET A.ġ. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DENĠZLĠ ĠLĠ, SARAYKÖY ĠLÇESĠ, TURAN MAHALLESĠ 571 ADA 1 PARSEL

GÖLMARMARA MAHALLESİ, 234 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNE AİT

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

DEMRE DEMRE. Demre Myra Antik Kenti. Dünden Bugüne Antalya

LİKYA TURU MAYIS 2015

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ


Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.


Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Transkript:

NAZİLLİ TİCARET ODASI BÖLGE TURİZM RAPORU AR-GE BÖLÜMÜ MART 2012 FATİH SARIKAYA

APHRODISIAS ANTİK KENTİ Bir zamanlar Lidya eyaletinin başkenti olan Aphrodisias, Nazilli'nin 38 km güneyinde Karacasu bölgesinin Geyre köyünün yakınlarında bulunuyordu. Eski zamanlarda şimdi olduğu gibi Aphrodisias'ın çekici mermer yapıları, hiç şüphe yok ki zengin bitkileri, Dadaloz vadisinin ortasında badem, nar ve kavak ağaçları ile beliriyordu. Şehrin zenginliği kültürel ve politik önemi yapılarının büyüklüğü ve ihtişamından açıkça belli oluyordu. Aphrodisias adı, güzellik, aşk, doğa ve bolluk tanrıçası olan Aphrodite'den geliyor ve en ünlü tapınaklardan birisiydi.şehrin tarihi tunç çağına dayanabilir ve M.Ö. 3000 yılından önce kalkolitik kültür ile ilgili açık delil vardır. Aphrodisias ismi M.Ö. 3000 den sonra Helenistik devirde kullanılmaya başladı. Bizanslılar ile Hıristiyanlığın yayılmaya başlanması ve Hıristiyanlığın derece derece din olarak adapte edilmesi şehrin statüsünde büyük bir değişikliğe sebep olmuştur. Tapınma Merkezi Aphrodite'in önemi azalmıştır. Aphrodite ve Aphrodisias sonunda bütün yazıtlardan silindi.çabalar şehrin isminin Stauropolis'e Haçlı Şehrine çevrilmesini sağladı. Fakat halk Caria kullanmayı tercih etti. Geyre, modern köyün ismi, de aynı yeri işgal ediyor, muhtemelen eski Caria'nın hali Türklerin işgalinde sonra oluşan bozulmuş halidir. Türkler muhtemelen Caria'yı ilk olarak Goyra şeklinde ediyorlardı ki daha sonra g'ye a da e'ye dönüşmüştür. Diğer Roma ve Bizans şehirleri gibi Aphrodisias da kendince önemliydi. Aphrodisias her çeşit besin maddesini yetiştiren verimli topraklarla çevrili, çağının ilk şehriydi. Ayrıca gösterişli yün ve pamuk endüstrisine, gelişmiş ticari, politik, dini ve kültürel kuruluşlara, mükemmel sanat ve resim geleneğine, dünyaca ünlü felsefe ve heykeltıraşlık okullarına ve büyük ve enerjik vücutlu halka sahipti. Şehrin zayıflaması 7.yy. da olan beklenmedik bir olayla hızlandı. Heraklius (610-641) hükümdarlığı doğudan gelen Arap akını ve istilaları, dinsel anlaşmazlıklar, politik ve ekonomik baskılar ve büyük kayıplara sebep olan salgın hastalıklarla damgalandı fakat son vuruşu her yeri harap eden bir deprem yaptı. Aphrodisias depremde binalarda oluşan hasarlar halen görülebiliyor. Bazı azametli binalar hasar gördü ve halen onarılamadı. 7. yy. dan sonra şehrin tarihiyle ilgili az şey biliniyor, bilgilerin kaynağı bazı dini dokümanlar ve piskoposların isimleriyle sınırlı. Arkeolojik bulgular bunlarla birlikte 11.yy la ait küçük yaşam belirtileri olduğunu gösteriyor. Selçukluların 11. ve 13. yy.larda Anadolu'ya yaptıkları akınlar, büyük depremden sonra kalan yerleşim birimlerinin sonu oldu. Bütün bölge Aydın ve Menteşe beyliklerine kaldı. 15. ve 16. yüzyıllarda bölgenin verimli kaynakları yeni yerleşimlere sebep oldu ve Aphrodisias Geyre köylüler, tarafından işgal edildi. Afrodisias kenti, deprem kuşağındaki konumu nedeniyle, tarihi boyunca pek çok depremden şiddetle etkilenmiştir. Özellikle 4. yüzyıl ve 7. yüzyılda burada büyük depremler olduğu bilinmektedir. 4. yüzyıl depremi ayrıca Afrodisias'ın bulunduğu mevkide su akış mecralarını da değiştirmiş, kentin bazı kısımlarını su baskınlarına maruz kalmaya müsait bir hale getirmiştir. Su baskınları sorununu çözümleme amaçlı ve aciliyet içinde inşa edildiği anlaşılan tahliye sisteminin kanıtları bugün de görülebilmektedir. 7. yüzyıldaki depremden sonra Afrodisias bir

daha hiçbir zaman tam olarak kendine gelememiş ve bakımsızlığa düşmüştür. Zamanla kalıntılar kısmen Geyre Köyü alanı ile örtülmüştür. 20. yüzyıl başlarında Geyre Köyü'nün bir kısmı yine bir deprem nedeniyle boşalmış, boşaltılan alanın altındaki kalıntılar ortaya çıkmıştır. 1960'larda Geyre, deprem olasılığı da düşünülerek bugünkü yerine taşınmış ve belde olmuştur. Aphrodite Tapınağı Kentin tanrıçası Aphrodite için yapılan tapınak kentteki en eski mermer binadır. Tapınağa ait kutsal alanın sınırlarının belli olması bu alana tanınan sığınma hakkından dolayı önemli olmuştur. Tapınak çevresindeki yazıtlarla önce bu imtiyazın Iulius Caesar ve ardılı, daha sonra da Roma İmparatoru Augustus tarafından verildiği ortaya konulmuştur. Tapınak, Hiristiyanlığın kentin ana dini haline geldiği M.S. 500 yıllarında dış sütunların kilisenin içindeki nef sütunlarına dönüştürülmesi, tanrıça heykelinin bulunduğu kapalı kısmın yok edilerek buradan elde edilen taşların yapının dış duvarlarının yapımında kullanılması suretiyle kentin en büyük tapınağı haline getirilmiş, Aphrodite heykelleriyle kabartmalarının yerini Hıristiyanlığa ait semboller almıştır. Sebasteion Kabartmaları Salonu'nda sergilenmektedir Sebasteion Tapınağı'nın kuzey ve güney kenarındaki cephelerin ikinci ve üçüncü katlarında yer alan, insan boyutlarında yapılmış, 200 adet kabartma Sebasteion Kabartmaları olarak adlandırılmaktadır. Kuzey yapının ikinci katında, Augustus tarafından imparatorluğa katılan 50 adet ethne, yani halklar kabartması; üçüncü katında ise Roma İmparatorları ile Gün ve Okyanus gibi zaman ve mekanın evrensel alegorilerinin betimlemeleri yer alır. Heykeltraşların eş-zamanlı bir çalışma sonucunda yaptıkları 200 kabartmanın kazılar sonucunda bulunabilen 80 adeti, 31 Mayıs 2008 tarihinden itibaren Afrodisias Müzesi Sevgi Gönül

Stadyum M.S. 1. yüzyılda inşa edilen Stadyum, Mermerden yapılan seyirci kısmı 30.000 seyirciyi, kent nüfusunun en az iki mislini alabilecek büyüklüktedir. Atletizm yarışmaları için kullanılan yapının doğu ucu, meydana gelen depremlerin kent tiyatrosunda oluşturduğu ciddi hasarlar nedeniyle arena oyunları, sirk ve hayvan gösterilerine uygun bir biçime dönüştürüldü. M.S. 4. yüzyılın ortalarında ise yapının kuzeybatısındaki seyirci sıralarının üzerinde görülen sıra kemerler ve duvarlar kent surları ile birleştirilmiş, böylelikle kentin herhangi bir şekilde işgal edilmesi durumunda buranın bir saldırı noktası olarak kullanılması fırsatı yaratılmıştır. Tiyatro M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Tiyatro, 10.000 kişilik bir seyirci grubunu içine alabilmekteydi. Klasik dönem tiyatrolarında olduğu gibi yarım daireden biraz daha kavisli olan seyirci kısmı (cavea), tarih öncesi dönemden kalma büyük bir höyüğe yaslanmaktadır. Yapı, aynı yüzyılın sonunda, tüm oturma sıralarının mermerle kaplanması ve tonozlar üzerinde bir üst seyirci kısmının eklenmesi suretiyle genişletilmiştir. Sahne binası seyircilerin oturduğu bölümden kapalı geçişlerle (paradoi) ayrılmış ve bu alanlardan tiyatroya giriş sağlanmıştır. Sahnenin üstündeki üç katlı yapı ise dor üslubunda düzenlenen ve dışarıya çıkıntı yapan sütunlarla süslenmiş, duvar payeleri üzerinde yükselen üçgen alınlıklar ve nişlerle zenginleştirilmiştir. Mermer sahne binasının üzerindeki arşitravda yapının MÖ 20 yıllarında, önceleri Octavianus'un kölesi olup daha sonra özgür bırakılan G. Julius Zoilos tarafından vakfedildiği belirtilmektedir. M.S. 2. yüzyılda gladyatör dövüşlerinin, güreş yarışmalarının ve hayvanlarla yapılan gösterilerin ilgi görmesi üzerine en öndeki iki sıra kaldırılıp onun yerine düz bir duvarın eklenmesiyle orkestra bölümü derinleştirilmiş, böylece bu vahşi gösteriler sırasında izleyicilerin tehlikeden korunması sağlanmıştır. Yaklaşık 5 m yüksekliğe ve 15 m uzunluğa sahip sahne duvarı, Romalı önderlerin ve imparatorların mektupları ile Afrodisias'a tanınan ayrıcalıklarla ilgili senato kararlarının yer aldığı Hellence yazıtlarla kaplıdır.

HARPASA ANTİK KENTİ Nazilli İlçesi nin Esenköy Köyü sınırları içerisindedir. Yüksekçe bir tepe üzerine kurulu olan kent, eski bir Karia kentidir. Kentin etrafı bugün hala görülebilen surlarla çevrilidir. Antik kentten günümüze ulaşan en önemli yapı, Esenköy modern yerleşmesinin hemen üzerinde yer alan yeni su deposunun altındaki antik tiyatrodur. Kent yerleşimi tam tepede yer almaktadır. Antik kentin planını çıkarmaya yönelik araştırma çalışmaları, 1990 lı yılların sonunda, bir Fransız ekip tarafından yapılmış, kent ile ilgili araştırmalar bununla sınırlı kalmıştır. Kentin içinde bulunan Arpaz Beyler Konağı, 18. yüzyıl Ayanlık dönemi yapılarındandır. Arpaz daki en önemli mimari yapılar kümesini oluşturan beyler konağı, Harpasa Antik Kentinin bulunduğu Hisartepenin eteklerinde ve Akçay Ovasına hakim konumda inşa edilmiştir. Kuruluş, değişik zamanlarda inşa edilmiş bir kısmı yıkıntı halindeki yapı birimlerinden oluşur. Bunların arasında iri payandalarla desteklenmiş etek duvarları, üstü yıkılmış bir kale görünümündedir. Benzer payandalı duvar izleri konağın batı ve güney kısımlarında hala durmaktadır. Bu kalıntılar burada müstahkem bir duvarla çevrili bir eski avlunun varlığını düşündürüyor. Kalenin gerisinde yükselen bir kule, çiftlik sahiplerinin ikametgâhı olan evle karşı karşıya durmaktadır. Kulenin eve bakan cephesinin birinci katında bulunan giriş kapısına çıkan taş merdivenler vardır. Kapının üst kısmında daha önce kullanılan bir çekme köprüye ait makara yuvaları bulunmaktadır. İndirildiği zaman evin zemin kat taşlığına dayanan kemerli bir platforma oturan köprü, evden kuleye doğrudan doğruya geçebilmeyi sağlıyordu. Söz konusu köprü günümüze ulaşamamıştır. Dışa tamamen kapalı olan kulenin zemin katı Meşrutiyet Dönemine kadar zindan olarak kullanılmış. Giriş katından üst kata ahşap bir merdivenle çıkılır. Bu kat ovaya bakan parmaklıklı pencereleri, oturma sekileri, dolapları ve alçıdan ocağı ile bir yaşama mekânı olarak düzenlenmiştir. Yanında sonradan eklendiği anlaşılan kubbeli bir küçük hamam yer alır. II. Mahmud zamanında, Rodos a ıslahata gönderilen Hacı Hasan Bey tarafından ve Rodos tan getirtilen 20 kadar Rum ustaya yaptırılmıştır. Muhtemelen Hacı Hasan Bey in yaptığı işler kulenin yapımı ile değil ama onarımı ile ilgilidir. Nitekim Kel Mehmet in 1830 yılında kuleyi kuşatarak ateşe verdiği bilinmektedir. Kuledeki onarım izleri ise 1830lardan sonraya ait görünmektedir.

Kulenin karşısında duran bey evi, oymalı ahşap işçiliği, nakışlı tavanlarındaki çarkıfelek motifleriyle, 19.yy üslup özelliklerini yansıtan güzel bir taşra yapısıdır. Dekoratif özellikleri nedeniyle, kulenin onarımı sırasında yapılmış olmalıdır.

MASTAURA ANTİK KENTİ Mastaura Antik Kenti, Nazilli ilçesi Bozyurt Köyü sınırlan içinde Menderes Nehri'nin kuzeyinde ve Nysa Antik kenti yakınlarında bulunmaktadır. Kent Bozyurt Köyü'nün 1km kuzeyinde, doğu ve batısı yüksek tepelerle çevrili, ortasından Mastaura (Krizoroas) deresinin geçtiği dar vadinin kuzeyinde yer alan küçük bir antik yerleşmedir. Bu dere Hellen dilinde "Altın Kılıçlı Dere" anlamına gelmekteydi. Mastaura Luwi dilinde" Ana Tanrıçanın Ulu Akarsuyu" anlamına gelmektedir. Açık biçimi M(a)asta-ura'dır. Lydia'daki ilk çağ kenti Mastaura Plini us 'ta, Hierokles'te ve Byzantion'lu Stephanos'ta anılmaktadır. Bu günde görülebileceği gibi Masataura bir akarsuyun yanında bulunmaktadır. Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olan kent Ephesos ve Khalkedon konsillerine katılmıştır. Kentte görülebilen yapı kalıntılarından tiyatro şehrin kuzeybatısında yer alır. İki kademeli kemerli teras ile oluşturulmuş sahne binası kısmen korunmuştur. Tiyatronun orkestra kısmı zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. Ören yerinin güneydoğusunda kentin nekropolü (mezarlık) yer almaktadır. Çok tahrip olmuş mezar yapılan tamamen orman ve çalılıklarla kaplanmıştır. Bu kent Ephesos'u (Efes) Celenaea'ya bağlayan ticaret yolu üzerinde olup, sikke basma ayrıcalığına sahipti. Ancak kent depremler ve veba salgını nedeniyle harap olmuş ve terkedilmiştir.

NYSA ANTİK KENTİ Antik Çağ da büyük bir öneme sahip olan Nysa, Aydın Dağlarının güneye bakan yamacında Tekkecikdere adlı akarsuyun çevresinde çok dik bir boğazın oluşturduğu alanın her iki yanında kurulmuş romantik görünümlü bir tür çifte kent dir. kalıntılar şunlardır: Nysa daki arkeolojik kazılar 1990 yılından başlayarak Türkiye deki ilk Arkeopark olarak düzenlemeye çalışılan bu antik kentte bugüne kadar ortaya çıkarılan Kentin Sur Duvarları:Yer yer Bizans döneminden kalma sur izleri görülmektedir. Gymnasium: Nysa daki gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri 70*165m. ölçülerindeki bu büyük yapı genç Roma İmparatorluğu dönemine aittir. Stadyum:Strabon un amphitheater olarak tanımladığı ve bugün sel suları nedeniyle tahrip görmüş 44*192m. ölçülerindeki stadyum, 30.000 kişiyi alabilecek kapasitededir. Roma Köprüsü:Stadyum un kuzey kısmında derin bir vadi üzerinde bir Roma köprüsü kalıntısı bulunmaktadır. Tünel:Tonozlarla örtülü 100m. uzunluğundaki bu tünel, gizli yer altı geçitidir. Agora:89*105m. ölçülerinde ve dört yanı sütunlarla çevrili Agora bir Pazar yeridir. Bouleuterion:Strabon bu yapıyı Gerontikon(Yaşlılar Meclisi)olarak tanımlamıştır.en iyi korunmuş yapılardan biri olan Bouleuterion 600 ile 800 kişiyi alabilecek kapasitededir.bouleuterion M.S. 1.yüzyılda inşa edilmiş olup, M.S. 2.yüzyılda değişiklik görmüştür.

Tiyatro:İyi korunmuş bu yapı, Roma İmparatorluk Çağı da inşa edilmiştir.12.000 kişilik tiyatronun orkestrası(sahne alanı)27m. çapındadır.tiyatronun taşınır sahnesinin altında büyük bir havuz vardır.deniz savaşlarını yansıtan gösterilerde burası su ile dolduruluyordu.tiyatronun sahne yapısının podyumlarında bulunan bağcılık ve şarapçılık tanrısı Dionysos un yaşamına ait frizler çok önemlidir. Çünkü Nysa tiyatrosundaki bu frizler Türkiye deki en iyi korunmuş durumdakilerdir. Kütüphane: M.S. 2.yüzyılda inşa edilen ve iki ya da büyük olasılıkla üç katlı olan bu yapı, Efes deki Celcus kütüphanesinden sonra Türkiye nin en iyi korunmuş ikinci antik çağ kütüphanesidir. Okuma salonunun yüzölçümü 13,40*14,80m.lik bir alanı kaplar. Rulolar ya da yazmalardan oluşan ciltler nişler içinde yapılmış raflarda korunuyordu. Roma Hamamları: Nysa da antik kentin doğusunda yer alan oldukça büyük bir yapı kalıntısıdır. Nekropol: Kentin nekropolü(mezarlık)kentin batı tarafındadır. Nekropol yan yana dizilmiş çift katlı, tonoz kemerli yapılardan oluşmaktadır. Mezarların içinde ise genellikle lahitler vardı. Antik Karia bölgesinin en önemli kenti olan Nysa, İlçemizin 3 km kuzeybatısında yer almaktadır. Nysa Antik kenti, 12.000 izleyici kapasitesine sahip atnalı planlı tiyatrosu, dört yanı çift sıra sütunlarla çevrili Agorası, amfi tiyatro olarak da tanımlanan Stadyumu, Türkiye nin en iyi korunmuş antik çağ kütüphanesi, Bizans dönemine ait şehir surları ve eski çağlarda Akharaka olarak adlandırılan kutsal tapınağı ile her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği önemli kültür ve turizm merkezidir. Tarihçi Stephanus a göre M.Ö. 3.yy.ın ilk yarısında Seleukos un oğlu I. Antiokhos Soter (M.Ö 281 261) tarafından eşi adına kurulmuştur. Coğrafyacı Strabon a göre ise, Athymbros, Athymbrados ve Hydreleos adında üç kardeşin kurduğu köylerden oluşuyordu.

Çok dik bir boğazın iki yakasına kurulmuş iki şehir görünümündeki kenti, üç köprü birbirine bağlamaktadır. Şehri ikiye bölen dere yatağının batısında Gymnasium ve Stadium, kuzeyde Bizans yapı kalıntısı ve Türkiye nin en iyi korunmuş antik çağ kütüphanesi, kütüphanenin kuzeydoğusunda ise sahne binasının kabartmalı podyum frizleri ile ayrı bir öneme sahip olan yaklaşık 10.000 12.000 kişilik tiyatro bulunmaktadır. Sel yatağının doğusunda dört tarafı çift sıra sütunlarla çevrili agora, Bouleuterion ( meclis binası) ve Roma hamamları yer alır. Şehrin Nekropolü batıda antik kentin kutsal alanı olan Akharaka, ( Salavatlı ) yolu üzerinde bulunmaktadır.

ORTHOSIA ANTİK KENTİ Yenipazar ilçesine bağlı Donduran Köyü sınırlarına ait arazide yer alan Karya dönemine ait antik bir kent, tüm sırlarıyla toprağın altında yatmaktadır. Çıplak bir tepenin altında gömülü olan antik kent, geniş bir vadiden aşağı doğru uzanarak, karşı yamaçlara kadar izlerini görmek mümkün. Kentin buraya kurulmasındaki en büyük etken savunma için yüksek bir alanda olması ve kuzeyinden akan Büyük Menderes Nehri yle bereketli ovasının yakınında bulunması. Aydın İli ne bağlı Yenipazar İlçesi yle, Donduran Köyü arasında yer alan Orthosia Antik kenti, Strabon a göre bir Karya yerleşmesidir. M.Ö. 7. yy.da Kimmerlerin saldırısına uğrayan Orthosia, Lydia Kralı Alyattes in Kimmerleri yenmesi sonucu bu egemenlikten kurtulup Lydialıların eline geçer. M.Ö. 6. yüzyılda ise İonia birliğine katılır ve birçok Anadolu kenti gibi Perslerin egemenliğine girer. M.Ö. 167 yılında Karialıların Rodos egemenliğine karşı başlattıkları ayaklanmada önemli rol oynayan Orthosia, Roma çağında Alabanda ya bağlıydı. İlk sikkelerini Büyük İskender sonrası dönemde basmıştır. Zengin olmamakla birlikte, Orthosia da dağ kristali yatakları vardır. Orthosia Hellen dilinde Artemis e yakıştırılan isimlerden biri olup dürüst,doğru ve adil anlamına gelmektedir. Büyük olasılıkla bu sözcük Luwi veya Karya dillerinden alınarak Hellenceye uydurulduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde antik kentin taşlarından devşirme olarak yapılan bir kaç ev bulunmaktadır. Büyük kısmı toprak altında olan Orthosia nın, ortaçağa ait kalesinin surları oldukça iyi durumda görülmektedir. Antik kente ait bazı odalar, yöre insanları tarafından kullanılmaktadır. Yöre halkı tarafından Toroslar olarak bilinen Orthosia nın bulunduğu bölgede, bölge halkı zeytincilikle uğraşmaktadır. Bakir alanlarımızda bir çok tarihi eserler bulunmaktadır. Antik kente çok yakın Direcik Köyü nün yanıbaşında, yöre halkının Lale Tepe dediği kış aylarında bile anemonların çıktığı arazide bir yükselti var. Lale Tepe nin tam ortasında bulunan bu yükselti bir tümülüs. Tümülüste Karya dönemi ne ait antik bir kaya mezarı bulunmakta. Önemli bir kişiye ait olduğu görülen kaya mezarının, bölge taşlarından çok düzgün bir şekilde işlendiği görülmektedir. Lale Tepe, Direcik Köyü nde yaşayan gençlerin bahar aylarında eğlence yaptıkları ve çok sevdikleri bir alan.

BUHARKENT TERMAL TURİZM Aydın-Buharkent Termal Turizm Merkezi, Aydın ilinin kuzeydoğusunda yer alırken kuzeyinde Kayadibi, batısında Ortakçı, doğusunda Savcıllı ve Kızıldere yerleşmeleri vardır. Yaklaşık 5.255 hektarlık bir alan kaplayan termal turizm merkezi, Buharkent ilçe merkezini çevreleyen bir alanda yer seçmiştir. Aydın-Denizli karayolunun (D320) içinden geçtiği Buharkent Termal Turizm Merkezi, Denizli ilinin Sarayköy ve Buldan ilçeleri arasında yer almaktadır. Alan içinde kaynaklar genelde güney kısımda yer almaktadır. Sıcak su kuyuları ise yine alanın güneydoğusunda ve doğusunda bulunmaktadır. Bu alanda 5 sıcak su kaynağı ve 8 sıcak su kuyusu mevcuttur. Tekkehamam Kaynağı ve çevresinde toplanan kaynaklar İnatlı Ilıcası ve Çavuşoğlu Kaynağı dır. Bunların dışında Demirtaş Geçidi Kaynağı ve Savcıllı nın hemen güneybatısında yer alan Babacıkpınar Ilıcası sayılabilir. Bölgede 1968 yılından bugüne kadar çok sayıda sondaj yapılmıştır. Sahadaki 22 kuyunun 9 u kullanılmaktadır. Su sıcaklığı 146-242 C arasında değişmektedir. Toplam debi 508 lt/sn dir. Kuyu suları flüorür ve bor içeren, sodyumlu, bikarbonatlı, sülfatlı, karbondioksitli sıcak su sınıfına girmektedir.

YAYLA TURİZMİ Karacasu ilçesinin batısını bir uçtan bir uca saran efeler, yiğitler yatağı Karıncalı Dağı, meşhur Karacasu yaylalarını bağrında saklar. Yaylalarımız ılçe merkezinden ıki ıle beş km kadar uzaklıkta yer almışlardır. İlçe merkezinin yüksekliğinden 120 m ıle 800 metre kadar yüksekliktedir. İlçe insanı sıcak günlerin gelmesi ıle birlikte temiz hava solumak yeşille bir olmak için yaylaların yolunu tutar. Karıncalı Dağının doğu yamaçları Meşelik, Çamlık, Cevizlik, Kestanelik, meyvelik olarak dikkatimizi çeker. Bu ağaçlıklar arasında adeta bülbül yuvalarına benzeyen Karacasu Yaylalarını görürüz. Birbirine aşıkmışcasına sarılmış ve yaz kış birbirine aşk melodileri söylerler. Yaylalarımız büyükşehir gürültüsü, kargaşa ve stresin atılacağı dinlenebileceğimiz temiz ve bol oksijenli sayfiye ve kür yendir. Yeşilin yedi rengini görebiliriz. Karıncalı Dağının eteklerinde bir nakış gibi yerleşmiş olan yaylalarımız şu ısimlerle anılır: 1- Tekke Yaylası 2- Gabalılar Yaylası 3- Nacipınar Yaylası 4- Ballıpınar Yaylası 5- Kahvederesi Yaylası ( Dokuz Kavaklar Olarak Da Anılır) 6- Kızıllık Yaylası 7- Sevindik Yaylası 8- Dedebağı Yaylası ( Her Yıl Büyük Keşkek Hayırı Yapılır) Ayrıca Palamutçuğun Gölcük Yaylası, Gökbel Yaylası da görülmeye değerdir Ayrıca bölgemizin önemli yaylaları Kahvederesi Yaylası, Bulgurlu, Sarıcaova, Ömür, Madran Yaylalarıdır. Bulgurlu ve Madran Yaylaları Bozdoğan ilçesinde, Sarıcaova ve Ömür Yaylaları Kuyucak ilçesindedir. Sarıcaova Yaylası Bulgur Yaylası

SIRTLANİNİ MAĞARASI Sırtlanini Mağarası, Ege Bölgesi nde Aydın ın Karacasu ilçesine bağlı Çamarası Köyü nün yaklaşık 1,5 km güneydoğusunda, deniz seviyesinden 1060 metre yukarıda yer almaktadır. Mağaranın ölçülen toplam uzunluğu 450 metre ve girişe göre en derin yeri 40 metredir. Mağaraya karayoluyla ulaşım yılın her ayı mümkündür. Denizli-Aydın karayolunun 60.km sinde güneye, Karacasu yol ayrımı yer almaktadır. Karacasu ayrımından 37 km sonra Geyre ye (Afrodisias) ulaşılır. Geyre nin içinden güneybatı yönünde ilerledikten sonra Çamarası köyüne varılır. Daha sonra yaklaşık 1,5 km stabilize yoldan ilerledikten sonra Sırtlanini Mağarası na ulaşılır. Sırtlanini Mağarası, Menderes Masifi nin örtü birimlerinden Mesozoyik yaşlı, iyi karstlaşmış rekristalize kireçtaşları içinde gelişmiştir. Bölge tektonik hareketlerden oldukça fazla etkilenmiştir. Sırtlanini Mağarası nda oluşumunu ve gelişimini tamamlamış iki farklı seviye gözlenmektedir. Her iki seviyede vadoz zonda yer almaktadır. Yağışlı mevsimlerde mağara içinde damlayan sular gözlenmesine karşın, kurak aylarda damlama tamamen kesilir. Mağara giriş seviyesinin yaklaşık 5 metre üstünde bulunan en eski seviyeyle yüzey arasındaki kot farkı oldukça azdır ve bu seviyede yer yer yüzeyde bulunan maki topluluklarına ait bitki kökleri gözlenmektedir. Mağarada yarasa, farklı örümcek türleri, solucanlar gibi canlı yaşamına da rastlanmıştır. Günümüzde olduğu gibi, geçmişte de canlıların yaşam sürdüğüne dair belirtiler bulunmaktadır. Mağara tabanında bol miktarda kemik ve diş kalıntıları gözlenmiştir. Bu kalıntıların at, domuz, keçi ve sırtlan gibi farklı memeli türlerine ait olduklarını düşünmekteyiz. İsmini mağaraya veren sırtlanların, avlarını yakaladıktan sonra mağara içinde beslendikleri sanılmaktadır. Bölgede, Sırtlanini Mağarası nın yaklaşık 10 km KB sında bulunan antik Afrodisias kenti kazılarında rastlanılan belgelerde, bölgede 4. ve 7. yüzyıllarda iki büyük deprem meydana geldiği belirtilmiştir. Bu belgelerde 4. yüzyılda meydana gelen depremde yeraltı su seviyesinin değiştiği, şehrin bir kısmının sular altında kaldığından bahsedilmiştir (Erim, 1988). Meydana gelen bu depremlerin mağaradaki yeraltı su seviyesinin değişiminde etkili olduğu düşünülmektedir. Mağarada çok sayıda sarkıt, dikit ve sütunların bulunması, mağaranın oluştuğu kireçtaşında çatlak sistemlerinin iyi geliştiğini göstermektedir.

Bölgemizde sayılan önemli Turizm yöreleri haritada işaretlenmiştir. A: Nysa Antik Kenti B: Orthosia Antik Kenti C: NAZİLLİ TİCARET ODASI D: Bulgur ve Madran Yaylaları E: Sarıcaova ve Ömür Yaylaları F: Aphrodisias Antik Kenti G: Termal Alan