KONU SİRKÜLER 2010 / 40 Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Karşılanması (Özelge Ve Sirküler) Hakkındaki Yönetmelik Yayımlanmıştır Giriş Özelge (Mukteza) mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yetkili makamlardan yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüştür. Büromuzun 2010/07 sayılı Sirkülerinde ayrıntılı olarak ele alındığı üzere özelge uygulaması hakkında 16.01.2010 tarih ve 27464 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 395 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, bir yandan uygulamaya uzun süre yön veren 1988 tarih ve 188 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ilgili bölümü yürürlükten kaldırılmış, öte yandan özelge uygulaması hakkında daha kapsamlı açıklamalar yapılmıştır. Ancak, yine büromuzun 2010/35 sayılı Sirkülerinde ayrıntılı olarak ele alındığı üzere, 1 Ağustos 2010 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 6009 sayılı Torba Kanunla, Vergi Usul Kanununda değişiklikler yapılmış ve bu bağlamda Kanunun VUK nun özelge/sirküler sistemini düzenleyen birbirine bağlı 369. ve 413. maddeleri yeniden düzenlenmiştir. VUK nun 413. maddesinde 6009 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, mükelleflerin izahat taleplerinin yanıtlanma usul ve esaslarının Maliye Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. İşte bu düzenlemeye istinaden Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 28.08.2010 gün ve 27686 sayılı Resmi Gazete de Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik yayınlanmıştır. Sözü geçen Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar genel olarak 395 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamaların tekrarı şeklindedir. Ancak, VUK nun 413. Maddesi gereği, GİB bünyesinde bir Özelge Komisyonu oluşturulması ve ilk defa özelge talep edilen hususlara ilişkin olarak vergi dairesi başkanlıkları ya da defterdarlıklar tarafından hazırlanacak özelge taslaklarının bu Komisyonun onayından sonra nihai özelge haline gelecek olması bir yeniliktir. Yönetmelikte yapılan düzenlemelere ve değerlendirmelerimize aşağıda yer verilmiştir. 1- Yasal Dayanak Vergi Usul Kanununun 6009 sayılı Kanunla değişik 413. maddesi aynen şöyledir.
Mükelleflerin izahat talebi: MADDE 413- Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir. Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir. Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur. Söz konusu komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından da özelgeler verilebilir. Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler gözönünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Bu hükme göre, mükellefler ve vergi sorumluları, vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından kendileri açısından açık olmayan, tereddüt ettikleri hususlar hakkında yetkili makamlardan yazı ile izahat isteme hakkına sahip olup, yetkili makamlar da mükelleflerin yazı ile yapacakları taleplere yine yazıyla (özelge ya da sirküler tayiniyle) cevap vermek mecburiyetindedirler. 2 Yasal düzenleme, yetkili makama kendisinden izahat isteyen mükellefe cevap vermek mecburiyeti yüklemekle birlikte, bu izahatın ne kadarlık bir süre içerisinde verilmesi gerektiği yönünde bir belirleme içermemektedir. Bu durum uygulamada zaman zaman izahat verilmesinin çok gecikmesine yol açmakta, bu da mükellefleri zor durumda bırakmaktadır. Yönetmelikte bu konuda bir belirlemeye yer verilmemiş olması bize göre önemli bir eksikliktir. 2- Yönetmeliğe Göre Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Karşılanma Şekilleri Kanuni düzenlemeye göre; Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir. Sözü geçen Yönetmelikte yapılan tanımlara göre; Özelge: Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı
olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüşü ifade eder. Sirküler: Vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan ve tereddüt edilen konular hakkında aynı durumda olan tüm mükellef ve vergi sorumluları için uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan görüşü ifade eder. Özelge ile sirküler arasında iki temel farklılık söz konusudur. 1) Özelge şahsa münhasır olup, sadece verilen için geçerlidir. Verilen özelgeler kamuoyuna açıklanmış olsa dahi, diğer mükellefler için hukuki bir değer taşımaz. 2) Özelgeleri Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatı olan vergi Dairesi Başkanlıkları, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde ise Defterdarlıklar tayin edebilir iken sirküler tayini yetkisi münhasıran Gelir İdaresi Başkanlığına ait bulunmaktadır. 3- ÖZELGE Tayininin Usul ve Esasları 3.1 - Özelge Talep Edilebilecek Ve Edilemeyecek Haller Mükelleflerin, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından tereddüt ettikleri konular hakkında izahat talebinde bulunabilmeleri, böyle bir talep yapılmış olsa dahi yetkili makamın bu talebi değerlendirmesi / cevaplaması ve nihayet verilen izahatın mükellefleri ceza ve gecikme faizi uygulamasından kurtarabilmesi için, özelge talebinin belirli kurallara uygunluk taşıması gerekmektedir. Aşağıda özelge talebinin yasal ve idari açıdan kabul edilebilir ya da edilemez olduğu durumlara yer verilmiştir. 3 1) İzahat talebi vergiye konu işlem gerçekleşmeden yapılmalıdır. Vergi uygulamaları ile ilgili işlemlerin gerçekleşmesinden sonra yapılacak başvurular yasal geçerlilik taşımayacaktır. 2) İzahat talebi, vergi hatalarının düzeltilmesine yönelik talepler şeklinde olmamalıdır. Vergi Usul Kanununun 122. maddesine göre vergi hataları ile ilgili yapılan düzeltme talepleri yasal geçerlilik taşımayacaktır. 3) Vergi Usul Kanununun 124. maddesine göre Maliye Bakanlığınca incelenecek olan şikâyet yoluyla müracaat talepleri de özelge kapsamında değildir. 4) İzahat talebi, bu talepte bulunanın kendi vergi durumu ve uygulanması hakkında olmalıdır. Başkalarının vergi durumları hakkında bilgi ve izahat talepleri yetkili makamlar tarafından cevaplandırılmayacaktır. 5) İzahat talebi, henüz yargıya intikal etmemiş bir vergi durumu ve uygulamasına ilişkin olmalıdır. Yargıya intikal etmiş olaylara ilişkin özelge talepleri yetkili makamlar tarafından cevaplandırılmayacaktır.
6) İzahat talebi, vergi incelemesi safhasında olan bir işlem hakkında olmamalıdır. Hakkında vergi incelemesi yapılmakta olan mükelleflerce veya vergi sorumlularınca incelemeye konu olan işlemlerle ilgili özelge talepleri yetkili makamlar tarafından cevaplandırılmayacaktır. 7) İzahat talebi, somut bir vergi uygulaması hakkında yapılmalıdır. Somut bir olaya dayanmayan, teorik hususlara ilişkin bilgi ve izahat talepleri yetkili makamlar tarafından cevaplandırılmayacaktır. 8) Mücbir sebep hali ilanı, vergi borçlarının terkini, belge düzenine ilişkin yetkilerin kullanılması gibi kanunlarla uygulamanın tespitine dair Maliye Bakanlığına yetki verilen konulara ilişkin talepler özelge kapsamında değerlendirilmeyecek ve yetkili makamlar tarafından cevaplandırılmayacaktır. 9) Son olarak, mükellefler ve vergi sorumluları tarafından sözlü ya da yazılı olarak veya internet aracılığıyla, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun veya 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu uyarınca yapılan talepler, özelge kapsamında değerlendirilmeyecektir. Söz konusu taleplerin gereği, Gelir İdaresi Başkanlığının ilgili birimlerince ve ilgili mevzuat çerçevesinde yerine getirilecektir. 3.2 - Özelge Talebinde Bulunabilecekler Ve Bulunamayacaklar Sözü geçen Yönetmelikte yapılan açıklamalara göre yetkili makamlardan izahat talebinde bulunabilecek olanlar şunlardır. Mükellefler, Vergi sorumluları, Mükellefler ve vergi sorumlularının mirasçıları, Mükellefler ve vergi sorumlularının yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri Mükellefler ve vergi sorumlularının yetki belgesine sahip vekilleri. 4 Yönetmelikte yapılan açıklamalara göre, odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar (TÜRMOB, TOBB, YMM ve SMMM Odaları gibi), üyelerine bildirmek üzere özelge talebinde bulunamayacak olup, talebin üyelerin kendileri tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak, bu kuruluşlar Başkanlıktan, vergilendirme ile ilgili konularda özelge niteliğinde olmayan görüş talep edebileceklerdir. 3.3 - Özelge Tayinine Yetkili Makam Ve Başvuru Vergi Usul Kanununun 413. maddesinde özelge tayinine, Gelir İdaresi Başkanlığı veya bu hususta yetkili kıldığı makamlar yetkili kılınmıştır. Yönetmelikte, özelge tayinine münhasıran Vergi Dairesi Başkanlıkları, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde ise Defterdarlıklar yetkili kılınmıştır. Buna göre mükellef ve vergi sorumluları, doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığına başvurarak özelge talep edemeyeceklerdir. Özelge talebi, münhasıran yetkili Vergi Dairesi Başkanlığı veya Defterdarlıklara yapılacaktır. Buna göre;
Özelge taleplerinin, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından sürekli mükellefiyetlerinin bulunduğu Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde Defterdarlıklara yapılması esastır. Sürekli mükellefiyeti bulunmayan diğer mükellef veya vergi sorumlularının, ikametgâh veya kanuni merkezlerinin bulunduğu Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Vergi Dairesi Başkanlığı bulunmayan illerde Defterdarlıklara başvurmaları gerekmektedir. Türkiye de İkametgâhı veya kanuni merkezi bulunmayanların ise Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıklarından herhangi birine başvurmaları gerekmektedir. Sözü geçen 395 sıra numaralı VUK Tebliği ile yürürlükten kaldırılmış olan 188 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, Defterdarlıkça verilen cevabı yetersiz bulan mükelleflerin, tekrar Defterdarlığa müracaat ederek Bakanlıktan görüş alınmasını isteyebilecekleri, Defterdarlığın bu istek dilekçesini ve daha evvel konuya ilişkin verdiği cevap yazısı ve eklerini Bakanlığa göndereceği, Bakanlığın ise, Defterdarlık aracılığı ile mükellefe cevap vereceği yönünde bir açıklama mevcut idi. Benzer yönde bir düzenlemeye bu Yönetmelikte yer verilmiş değildir. Yani, Vergi Dairesi Başkanlıklarınca ya da Defterdarlıklarca verilen cevabı yetersiz bulan mükelleflerin, tekrar bu makamlara başvurarak Gelir İdaresi Başkanlığından görüş alınmasını isteyip isteyemeyecekleri müphemdir. 3.4 - Özelge Talep Usulü Ve Formu 5 Özelge talepleri, bundan böyle Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde bir örneği yer alan Özelge Talep Formu kullanılmak suretiyle yapılacaktır. Söz konusu form kullanılmaksızın yapılacak özelge talepleri kabul edilmeyecektir. Özelge Talep Formu, Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde oluşturulduktan ve mutlaka mükellef/sorumlu, vekili veya kanuni temsilcilerince imzalandıktan sonra, bir önceki ayrımda açıklanan yetkili makama elden veya posta (tercihen iadelitaahhütlü posta) yoluyla ulaştırılmalıdır. Yetkili makamlardan, vergi durumları ve uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip görülen hususlar hakkında izahat istenirken aşağıdaki noktalara özen göstermekte yarar olduğunu düşünmekteyiz. 1) Bir olay veya durum hakkında özelge istenirken, olay açık ve net bir şekilde ortaya konulmalı, müphem ve tereddüt edilen husus açıkça belirtilmelidir. Böylece gereksiz olarak ilave bilgi istenilmesi ve yazışmalarının önüne geçilmiş olacaktır. 2) İstenilen izahat belirli bir zaman içinde ya da özellikli bir durum için kullanılacaksa, başvuru bu zaman süreci göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Aksi takdirde alınan izahat geçersiz kalabilecektir.
3) Vergi kanunlarında ve tebliğlerde açıkça düzenleme yapılmış olunması hallerinde özelge talebinden kaçınılmalıdır. Özelge Talep Formu na bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 3.5 - İdarenin Özelge Tayin Usul ve Esasları Büromuzun 2010/07 sayılı Sirkülerinde usul ve esasları 395 sıra numaralı VUK tebliği ile belirlenen (yeni) özelge sistemine ilişkin olarak Özelgeler konusunda yaşanan önemli bir sıkıntı da, yetkili makamların etkin olarak iç denetime tabi tutulmaması nedeniyle, farklı makamların (bazen de aynı makamın) aynı vergisel durum için farklı izahat vermeleridir. Bu durum, Bakanlık bünyesinde kurulacak ve etkin olarak kullanılacak bir Özelge Ambarı yoluyla bir an önce çözümlenmelidir. şeklinde bir değerlendirmemize yer vermiştik. Nihayet, 6009 sayılı Kanunla VUK nun 413. maddesinde ve buna bağlı olarak Yönetmelikte yapılan düzenlemeler ile farklı makamların (bazen de aynı makamın) aynı vergisel durum için farklı izahat vermelerinin önüne geçilmesi yönünde adımlar atıldığını görmekteyiz. Zira bir yandan GİB bünyesinde bir Özelge Komisyonu oluşturulmakta, diğer yandan ise Özelge Otomasyon Sistemi kurulmakta ve Emsal Özelge Havuzu oluşturulmaktadır. Mükelleflerin, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt ettikleri konular hakkında izahat taleplerinin değerlendirilmesi ve özelge tayini sürecinin bundan böyle şu şekilde işlemesi öngörülmektedir. 6 1) Mükellefler izahat taleplerini, Özelge Talep Formu ile vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklara yapacaklardır. 2) Vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklar özelge taleplerini; özelge talep edilebilecek ya da edilemeyecek hususlar (Kısım 3.1.), özelge talebinde bulunabilecekler ve bulunamayacaklar (Kısım 3.2.) ile özelge tayinine yetkili makam ve başvuru şekli (Kısım 3.3.) bakımlarından değerlendirecektir. Söz konusu hükümlere aykırı bir durumun varlığı hâlinde, başvuru sahibine yazılı ve gerekçeli olarak gerekli (özelge talebinin usulüne uygun olmadığı) bildirim yapılacaktır. Aykırı bir durum yok ise izahat talebi işleme konulacaktır. 3) Vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklar; konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından ilk defa özelge talep edilen hususlara ilişkin olarak özelge taslağı hazırlayarak, Gelir İdaresi Başkanlığa göndereceklerdir. Özelge taslağı, usul ve esasları Yönetmeliğin 4-7.maddelerinde belirtilen GİB bünyesinde oluşturulacak bir Özelge Komisyonu tarafından incelenecek ve komisyon onayından sonra mükellefe iletilmek üzere ilgili vergi dairesi başkanlığı ya da defterdarlığa geri gönderilecektir.
4) Öte yandan, Komisyonca onaylanmış özelgeler emsâl teşkil etmek üzere GİB tarafından kurulacak olan Özelge Otomasyon Sistemi nde bu amaçla hazırlanan emsâl özelge havuzuna konulacaktır. 5) Vergi dairesi başkanlıkları / defterdarlıklar, Komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta özelge talebinde bulunulması hâlinde, Komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya emsâl özelge havuzunda yer alan özelgelere uygun olmak şartıyla, Komisyon onayına başvurmaksızın özelge verebileceklerdir. 6) Diğer yandan VUK nun 413. maddesinde.vergi mahremiyetine ilişkin hükümler göz önünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır. şeklindeki hüküm gereği Özelge Otomasyon Sistemi bünyesindeki emsâl özelge havuzundaki özelgeler Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanacaktır. 3.6 Özelgenin Tarafları Hukuki Bağlayıcılığı Ve Sonuçları Vergi Usul Kanununun 6009 sayılı Kanunla değişik 369. Maddesi aynen şöyledir. Yanılma ve görüş değişikliği: MADDE 369- Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz. 7 Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz. Buna göre, kendisine verilen özelgeye uygun hareket eden mükellef veya vergi sorumlusuna, bu hareketleri cezayı istilzam etse dahi ceza (vergi ziyaı, usulsüzlük gibi) kesilmeyecek ve gecikme faizi hesaplanamayacaktır. Özelgeler ceza kesilmesini ve gecikme faizi hesaplanmasını önleyici bir etkiye sahip olmakla birlikte mükelleflerin, aldıkları izahata uygun işlem tesis etseler dahi, kanuna aykırı işlemleri dolayısıyla ikmalen, re sen ya da idarece tarh ve tahakkuk ettirilen VERGİ ASLINDAN kurtulmaları söz konusu olmayacaktır. Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler göz önünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanacaktır. Yayınlanan sirkülerlerin benzer durumdaki tüm mükellefleri bağlayacağı tartışmasız olmakla birlikte, internet ortamında yayınlanan özelgelerin benzer olaylar için hukuki bağlayıcılığının olmayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer bir anlatımla, internet ortamında yayınlanmış olsa dahi, başka bir mükellefe verilmiş özelgeye göre hareket eden mükelleflerin, daha sonra yanıldıklarını, bu nedenle adlarına ceza kesilemeyeceğini ve gecikme faizi hesaplanamayacağını iddia
etmeleri mümkün olmayacaktır. Zira özelgeler mükellefe münhasır (verilen şahsa özel ) olup, sadece verildiği mükellef açısından geçerlidirler. Bunların internet ortamında yayınlanması, uygulama planında, belli bir konudaki idari yaklaşımın bilinmesi açısından yararlı olacaktır. Bu itibarla mükelleflerin, birebir aynı vergi durumu olsa da, başkalarına verilmiş özelgelere göre işlem tesis etmekten kaçınmaları ve kendi vergi durumları için izahat istemeleri gerekmektedir. Büromuzun 2010/35 sayılı Sirkülerinde ayrıntılı olarak ele alındığı üzere, 6009 sayılı Kanunla VUK nun 140. Maddesinde yapılan değişiklikler ile İdareden aldığı muktezaya (özelgeye) uygun davranan mükelleflerin vergi incelemelerindeki durumu güçlendirilmektedir: Şöyle ki, düzenlenen vergi inceleme raporlarında, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilmiş özelgelerin yanlış olduğu savıyla tarhiyat önerisi yapılması halinde, Gelir İdaresi Başkanlığı ile incelemeye yetkili olanlar arasındaki görüş farklılığının oluşturulan bir komisyon marifetiyle karara bağlanması öngörülmektedir. Süreç şu şekilde işleyecektir: Vergi inceleme raporları, işleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, rapor değerlendirme komisyonları ve duruma göre Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu tarafından raporun vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilecektir. Bu değerlendirmeler sırasında, mükellefin yetkili makamlar tarafından özelge ile yanıltılmış olduğu kanaatine varılır ise, özelge oluşturulacak bir komisyon tarafından değerlendirilecektir. Bu komisyonca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlayacaktır. Diğer bir anlatımla, komisyon tarafından verilen karar, özelgenin vergi kanunlarına uygun olduğu yönünde olması halinde, incelemeye yetkili olanlar, aksi yöndeki raporlarını düzelteceklerdir. Bu düzenlemeden önce, aldıkları özelgelere göre hareket etmelerine rağmen, mükellefler adına düzenlenen vergi inceleme raporları hiçbir iç denetimden geçmeden doğrudan işleme konulabilmekteydi. Nitekim 2010/07 sirkülerimizde bu durum eleştirilmiş ve aynen şu değerlendirme yapılmış bulunmaktaydı. 8 Özelge uygulamasının, yönetimin bütünlüğü ilkesine ve idari hiyerarşiye aykırı sonuçlar doğurmasının önüne geçilmelidir. Vergi incelemeleri bakımından özelgelerin bağlayıcı niteliği bulunmadığından, özelge veren makama bağlı hatta daha alt seviyedeki vergi incelemesi yapmaya yetkililer (örneğin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgeyi Bu Başkanlığa bağlı bir Vergi Dairesi Müdürü) özelgeyi eleştirebilmektedir. Vergi incelemesi sürecinde yetkili makamın yükümlüye vermiş olduğu özelgenin, hiyerarşik olarak daha alt seviyedeki yetkililer tarafından eleştirilmesi, mükellefler nezdinde yetkili makamın inandırıcılığını ve yönetimin bütünlüğü ilkesini zedelemektedir. Görüşümüze göre, bu sorunun çözümü, daha önce mükellefe özelge verilmiş bir konuda, eğer vergi idaresinin tarhiyatı, münhasıran mükellef ile vergi idaresinin yorum farkından kaynaklanıyor ise, mükellef adına ilave tarhiyat yapılmamasının sağlanmasıdır. 4- SİRKÜLER Uygulaması VUK nun 413. Maddesine göre; Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilecektir.
Özelgeden farklı olarak Sirküler sadece GİB merkez teşkilatı tarafından yayımlanabilecektir. Sirkülerler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulacaktır. Komisyonca hazırlanarak Bakan veya Başkan tarafından imzalanan sirkülerler Başkanlığın internet sitesinde yayımlanacaktır. Sirkülerlerin hukuki değeri açısından özelgelere göre önemli bir üstünlüğü bulunmaktadır. O da şudur: VUK nun 140. maddesinde 6009 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; İncelemeye yetkili olanların vergi kanunlarıyla ilgili sirkülerlere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri yasallaştırılmıştır. Böylelikle incelemeye yetkililerin, vergi kanunlarının uygulanmasına yön veren sirkülerlerde yapılan Bakanlık açıklama ya da düzenlemelerine uygun davranan mükellefler adına vergi inceleme raporu düzenleyerek, tarhiyat ve ceza kesilmesini isteyebilmeleri yasal olarak önlenmiştir. Düzenlemeden önce Yönetimde Birlik ve Uyum İlkesini zedeleyen aksi yöndeki tutumlar, bir yandan idarenin itibarının zedelenmesine, diğer yandan da idari açıklamalara uygun davranan mükelleflerin çok zorumda kalmasına neden olabilmekteydi. Bu yasal güvence henüz Özelgeler için geçerli olmayıp, düzenlenen vergi inceleme raporlarında, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilmiş özelgelerin yanlış olduğu savıyla tarhiyat önerisi yapılması hala mümkün olup, bu konuda getirilen bazı iyileştirmelere ise bir önceki bölümde değinilmiştir. 5- Değerlendirmelerimiz 9 VUK nun 413. Maddesinde 6009 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri ve Yönetmelik ile yapılan düzenlemeleri ve getirilen bazı yenilikleri (özelge komisyonu, özelge otomasyon sistemi, emsâl özelge havuzu, özelgelerin internet ortamında yayınlanması gibi), genel olarak olumlu bulmakla birlikte, 2010/07 sayılı Sirkülerimizde de değinmiş olduğumuz, önemli bir kısmı literatürde de yer bulmuş olan değerlendirmelerimizin bir kısmı hala geçerliliğini korumaktadır. Bunlardan bize göre en önemlisi, 413. Maddede ve Yönetmelikte, izahat taleplerinin yetkili makamlarca hangi sürede cevaplandırılacağının, belli sürede cevaplandırılmaması halinde hangi işlemlerin yapılacağının açıklığa kavuşturulmamış olmasıdır. Bu yasal ve idari boşluk nedeniyle, yükümlülerin bilgi gereksinimlerini yetkili makamlar tarafından etkin ve süratle gideremeyen bu güne kadarki uygulamada fazla bir değişiklik beklenilmemektedir. Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmeliğe bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 395 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğe bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Saygılarımızla ÖNER BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş. 31.08.2010