NİĞDE ŞEHRİYLE İLGİLİ TARİHİ KAYNAKLAR: AKMEDRESE VAKFİYESİ

Benzer belgeler
Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 39

XV. YÜZYILDA KARAMAN TOPRAKLARINDA AHİLER VE AHİ VAKIFLARI*

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

Türkiye Selçukluları Devrinde Niğde Vilâyetinin Alt Birimleri ve Sınırları

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı

Tekcan, A. R. (2012). Anadolu Selçuklu Devleti merkezi şehirlerinden Konya ve Kayseri'de şehir hayatı.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

MEHMET ALTAY KÖYMEN ARMAGANI

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

osmanlı kurumları tarihi

AZİZZÂDE HÜSEYİN RÂMİZ EFENDİ NİN ZÜBDETÜ L-VÂKI ÂT ADLI ESERİ NİN TAHLİL ve TENKİTLİ METNİ

THE NIĞDE MESJIDS ACCORDING TO 15 TH

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

UŞAK'DA BIR KÖPRÜ KITABESI ÇANLı KÖPRÜ (H M. 1255)

ELBİSTAN ALAUDDEVLE BEY CAMİİ (CAMİİ KEBİR, ULU CAMİ)

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

YÜZYILLARDA SİVAS ŞEHİR HAYATI. Adnan GÜRBÜZ

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

SELÇUKLU KALELERİ VE SAVUNMA YAPILARI SEMPOZYUM PROGRAMI

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

KOSOVA DEVLET ARŞİVİNDE VAR OLAN VAKFİYELER

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

ANADOLU SELÇUKLU MEDRESELERİNİN İDARECİ VE HİZMETLİ KADROSU İbrahim BALIK *

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

MEHMET ÖZ- YAYINLAR. Makaleler ve Yayınlanmış Bildiriler

Son Gönderme Tarihi : KENAN ARAYICI

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

TARİH BOYUNCA ANADOLU

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, Timaş Yayınları, İstanbul 2013, 581 s.

AHİLER DÖNEMİNDE ANKARA'DAKİ BAZI İLİM VE FİKİR ADAMLARI. İsmail ÇİFTÇİOĞLU *

Türkiye Selçuklu Devleti Kaynakçası

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

1- Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (Abdulahad Davud'dan tercüme), İzmir, 1988.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks KARAMAN EYALETİ VAKIF DEFTERİNDE NİĞDE VAKIFLARI (H. 881/M. 1476)

TARİH İNCELEMELERİ DERGİSİ XXIX. CİLT DİZİNİ / INDEX

(2001). Türklerin ve Moğolların Eski Dini. istanbul: Kabalcı Yayınevi.

Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler

ÖZGEÇMİŞ VE YAYINLAR

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

HÜYÜK İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ. PERSONEL LİSTESİ Adı ve Soyadı. Abdullah YALMAN Doğum Yeri ve Tarihi BOZKIR / Görevi. İlçe Müftüsü Görev Yeri

Arş. Gör. İlker YİĞİT

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Osmanlı Mimarisi ARCH 594 bahar

OSMAN TURAN BİBLİYOGRAFYASI

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

Arş. Gör. Togay Seçkin BİRBUDAK

Osmanlı Devleti Kaynakçası

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SELÇUKLU DÖNEMİ TÜRKİYESİNİN DİNÎ TARİHİNE DAİR ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA A Considerable Work on Religious History of Turkey in the Period of the Seljuks

Selçuklular Devrinde Kent İskânı ve Mahalleler Ahmet AKŞİT 1. City Settlement and Districts during Seljuk Empire

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks TARİHÎ COĞRAFYA ÇALIŞMALARI KAPSAMINDA NİĞDE KENTİ ŞEKİLLENİŞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Derece Üniversite Alan Yıl Lisans Selçuk Ü. Mim. Fak. Mimarlık Uluslararası Diğer Hakemli Dergilerde Yayımlanan Makaleler

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

2012 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI

Bu sayının Hakemleri

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Soykut, R. (1980). İnsanlık Bilimi Ahilik. Ankara: Afsaroğlu Matb..

ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Cafer ÇİFTCİ Doğum Tarihi ve Yeri: 1973 BURSA Unvanı: Prof. Dr. Ana Bilim Dalı: Yakınçağ Tarihi Doçentlik Alanı:

Transkript:

NİĞDE ŞEHRİYLE İLGİLİ TARİHİ KAYNAKLAR: AKMEDRESE VAKFİYESİ Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKŞİT ÖZ: Şehirlerle ilgili araştırmalarda ilk müracaat edilen kaynak grubu vakfiyelerdir. Fiziki yapı başta olmak üzere şehri ilgilendiren hemen her konuda vakfiyelerden bilgi edinilmektedir. Akmedrese nin 1415 tarihli vakfiyesinde de Niğde yle ilgili önemli bilgiler bulunmaktadır. Burada söz konusu vakfiyeden hareketle Niğde şehrinin XV. yüzyıl başlarındaki durumu ve bunun Selçuklularla ilgisi tespit edilmeye çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Vakfiye, Akmedrese, Niğde, Karaman oğulları, Alâeddin Ali Bey Akmedrese Vakfıye: Hıstorical Sources About Nıgde City ABSTRACT: The first group of sources used for the research of local history is that of vakfiye. It is possible that the vakfiyes can provide almost all sorts of information especially the physical appearances about the city. The vakfiye of Akmedrese dated from 1415 gives important information about Niğde. By the information available in this vakfiye we will try to establish the state of Niğde city in the XVIth century and its relations with the Seljukids. Key Words: Vakfiye, Akmedrese, Niğde, Karaman oğulları, Alâeddin Ali Bey. Giriş Vakfiyeler başta ait oldukları yapı olmak üzere bir şehirdeki mahallelerin, çarşı ve pazarların, mimari eserlerin, etnik durumun, meslek erbabı ve sosyal tabakaların tespitine imkân veren kıymetli belgelerdir (Köprülü 1938: 1-6; Köymen, 1976: 153-163). Hemen her devir için önemli olmakla birlikte vakfiyelerin önemi şehirlerin Osmanlılardan önceki durumu söz konusu olduğu zaman daha belirgin olarak hissedilmektedir. Zira bu devre ait kaynaklar oldukça sınırlıdır (Köprülü 1943: 379- Niğde Üni. Fen-Ed. Fak. Tarih Böl. ahmetaksit@hotmail.com

22 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKŞİT 522). Bu sebeple Altun-Aba vakfiyesi (Turan 1947: 197-235) Konya, Karatay vakfiyesi (Turan 1948: 17-171) Kayseri, Cacaoğlu vakfiyesi (Temir 1989) ise Kırşehir ile ilgili çalışmalarda araştırmacıların müracaat ettikleri ilk kaynak özelliğini kazanmaktadır. Bu devre ait vakfiyelerden bir bölümü de Karaman oğullarına aittir. Yukarıda zikredilen vakfiyeler gibi Alâeddin Ali Bey in 1415 tarihli vakfiyesi de Niğde nin Osmanlılardan önceki tarihi bakımından önemlidir. Söz konusu vakfiye Selçuklular devrinde kaleme alınan birkaç vakayinameden sonra Niğde yle ilgili en eski bilgileri ihtiva etmektedir. İ. Hakkı Uzunçarşılı vakfiyenin eğitim ve öğretimle ilgili kayıtlarını (Uzunçarşılı 1942: 45-69) 1 tahlil etmiş ise de, şehirle ilgili kayıtlar üzerinde durmamıştır. Burada bu kayıtlardan hareketle Niğde şehrinin XV. yüzyıl başlarındaki durumu ve bunun Selçuklu devriyle ilgisi tespit edilmeye çalışılacaktır. 1. Şehrin Unvanı Selçuklu şehirlerinin umumiyetle bir Bizans şehrinin üzerinde veya yakınında kurulup geliştiği; Konya nın İkonium, Kayseri nin Caesareia ve Sivas ın ise, Sebasteia nın devamı olduğu bilinmektedir (Cahen 1979: 191). Adı geçen şehirler gibi Niğde de Nahita (Oral 1936: 3-5) ismindeki bir yerleşim birimi üzerinde kurulup gelişmiştir. İsimleri değiştirilmemekle birlikte Selçuklular devrinde bu şehirlere bir unvan verildiği, Konya nın dârü l-mülk, Kayseri nin dârül-feth olarak anıldığı görülmektedir. Niğde nin unvanı ise, dârü l-pehlivâniye idi (Artuk 1986: 66). Kadı Ahmed, 1334 tarihlerinde telif ettiği El-Veledü ş-şefik isimli eserinde Niğde nin unvanını dârü l-pehlivâniye olarak zikretmektedir (Erzi 1950: 95). Pehlivanlar yurdu anlamına gelen bu unvan, Akmedrese vakfiyesinde de geçmektedir (Uzunçarşılı 1942: 50, 58) 2. Vakfiyede geçen ikinci unvan ise, ma şûkiye dir (Uzunçarşılı 1942: 50, 58). Muhtemelen âşıklar beldesi 3 anlamına gelen bu unvanın Selçuklular devrinde kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. 2. Şehrin Fizikî Unsurları a. Mahalleler: Bilindiği üzere şehirlerin en önemli fiziki unsuru, birbirini tanıyan, bir ölçüde birbirlerinin davranışlarından sorumlu olan kişilerin yaşadığı veya başka bir ifadeyle aynı mescitte ibadet eden cemaatin aileleri ile birlikte ikamet ettikleri mahallelerdi (Ergenç 1984: 69). 1 2 3 Osmanlı belgelerinde de söz konusu vakıfla ilgili kayıtlar bulunmaktadır. bk. (Uzluk 1958: 51-52; Erdoğru 2004: 149) Dârü l-pehlivâniye unvanı Sungur Bey Camiindeki 1469 / 1470 tarihli vergi kitabesinde de görülmektedir. bk. (Hinz 1949: 780-782) Vakfiyenin metni ve tercümesinde yer, mekân anlamını veren dâr kelimesi görülmemektedir. bk. (Uzunçarşılı 1942: 50, 58)

23 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Akmedrese Vakfiyesi Niğde nin mahalleleriyle ilgili en eski kaynak Akmedrese vakfiyesidir. Vakfiyede üç mahallenin ismi zikredilmektedir (Uzunçarşılı 1942: 50, 58). Bunlardan ilki Yuğutaş mahallesidir. Uzunçarşılı tarafından Yuğutaş şeklinde okunan ismin Yonutaş olması kuvvetle muhtemeldir. Adı geçen mahallenin ne zaman teşekkül ettiği belli değildir. Ancak, medresenin yanındaki yeşil alanlar (Uzunçarşılı 1942: 59) 4 bu bölgenin Selçuklular devrinde henüz iskân edilmediğini, mahallenin Karaman oğulları devrinde teşekkül ettiğini düşündürmektedir. 1473 tarihlerinde Ali Bey in (Uzluk 1958: 52) ismiyle anılan mahalle bugün kısmen Saruhan mahallesine tekabül etmektedir. Vakfiyede ismi zikredilen ikinci mahalle ise, Meydan Mahallesi dir. Söz konusu mahalle şehrin kuzey / kuzeybatısında bugünkü Öğretmenevi nin bulunduğu alana tekabül etmektedir. Meydanın Selçuklular devrinden itibaren mevcut olduğu aşikâr ise de, bu mahallenin de ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Meydandan hareketle mahallenin Selçuklular devrinde teşekkül ettiği öne sürülebilir ise de, söz konusu alanın çevresinde cami / mescit veya tekke / zaviye gibi iskâna işaret eden herhangi bir eser bulunmamaktadır (Akşit 2005: 32). Alâeddin Ali Bey tarafından bu mahallede inşa ettirilen (1409) çifte hamam ve yine aynı mahallede bulunan birbirine bitişik sekiz dükkân (Uzunçarşılı 1942: 60) Meydan Mahallesi nin de Karaman oğulları devrinde kurulduğunu düşündürmektedir. İsmi bildirilen bir diğer mahalle ise, Nur Mahallesidir. Söz konusu mahallenin ne zaman kurulduğu ve bugün hangi mahalleye tekabül ettiği bilinmemektedir. Bu mahalleler yanında Bezzazlar Çarşısı civarında (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) ismi bildirilmeyen bir mahalle daha bulunmaktaydı. Çarşının yanındaki kilise (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) bir gayrimüslim mahallesine işaret etmekte ise de, gayrimüslimlerin şehrin merkezi sayılabilecek bir alanda ikamet ettiklerini söylemek oldukça güçtür. Gayrimüslimlerin XVI. yüzyılda Mahalle-i Ermeniyan ve Mahalle-i Zımmiyan (Oflaz 1992: 74) isimli iki mahallede ikamet ettikleri bilinmekle birlikte bu mahallelerin yerleri tespit edilemediği için gayrimüslim ahalinin şehrin neresinde ikamet ettikleri belirlenememektedir. b. Çarşı: Vakfiyeden çarşının esas itibariyle şehrin merkezinde, Seyfeddin Sungur Bey Camii nin civarında olduğu anlaşılmaktadır. Caminin yanındaki Bezzazlar Çarşısı (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) 5 ile ismi bildirilmeyen han (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) 6 çarşının merkezi olmalıdır. Sungur Bey Camiindeki 1469 / 1470 tarihli vergi kitabesi de (Hinz 1949: 780-782) cami ve civarının dini olduğu kadar ekonomik bakımdan da şehrin merkezi olduğunu düşündürmektedir. Bu özelliğinden dolayı Bez- 4 5 6 Uzluk (1958: 51); Erdoğru (2004: 149) bezzazistan (Uzluk 1958: 51); bezastan (Erdoğru 2004: 149). kervansaray (Uzluk 1958: 51); karbansaray (Erdoğru 2004: 149).

24 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKŞİT zazlar Çarşısı ve yanındaki hanın Selçuklular devrinden itibaren faal olduğu ileri sürülebilir. Vakfiyeden anlaşıldığına göre, çarşının bir bölümü de sur dışındaki Meydan Mahallesi ndeydi. Yukarıda da belirtildiği üzere bu mahalledeki sekiz dükkânın (Uzunçarşılı 1942: 60) bir çarşıya işaret ettiği aşikâr ise de, çarşının ismi bilinmemektedir. Çarşının esas itibariyle bir cami çevresinde yoğunlaşmış olması Niğde nin kapalı kent olmasıyla ilgili görünmektedir. Bilindiği üzere, Selçuklular devrinde şehirler iskânın sur içindeki veya dışındaki dağılımına göre açık ve kapalı şeklinde iki ana gruba ayrılmaktaydı. Her iki şehir tipinde de sur esas olmakla birlikte, açık kentler sur dışındaki mahalleleri ve farklı yerlerdeki çarşılarıyla kapalı kentlerden ayrılmaktaydı. Kapalı kentlerde çarşı merkezdeki bir caminin etrafında toplanmışken, açık kentlerde şehrin farklı bölgelerine dağılmıştı (Tanyeli 1987: 65). Bu devirde açık bir kent olan Kayseri sur dışındaki çarşılarıyla dikkat çekmişti. Memluk Sultanı Baybars ile 1277 tarihlerinde Kayseri ye gelen Kadı İbnü Abdüzzahir şehir içinde çarşı ve dükkân bulunmadığını bildirmektedir (Sümer 1985: 86). c. Meydan: Her şehirde olduğu gibi Niğde de de yeri ve fonksiyonu birbirinden farklı iki tür meydan bulunmaktaydı. Bu meydanlardan ilki hemen her mescide ve çeşmenin önünde planlanmamış bir yol şebekesinin tabii sonucu olarak kendiliğinden oluşan küçük alanlardı. Diğeri ise sur dışındaki şehir meydanıydı (Tanyeli1987: 165). Niğdeli Kadı Ahmed, Emir Hasan Sivasî ile meydanda konuştuğunu bildirmektedir (Köymen 1993: 21). Yukarıda da belirtildiği üzere meyden şehrin kuzey veya kuzey-batıdasın daydı. Söz konusu alanın çevresinde iskâna işaret eden herhangi bir esere rastlanmaması meydanın burada olduğunu düşündürmektedir. Nitekim Niğde nin 1920 li yılları hakkında bilgi veren Mehmed Hayri de şehrin esas itibariyle; şehir içi, Tepeviran ve Kayabaşı ndan ibaret olduğunu ve bunların arasında kalan geniş alanın ise imaret tarlası (Mehmed Hayri 1994: 86) olarak tanındığını bildirmektedir ki, burası meydan olarak düşünülen alana tekabül etmektedir. d. Şehrin Çevresi / Bağ-Bahçe: Niğde bugün olduğu gibi Selçuklular devrinde de bağ ve bahçeler ile ihata olunmuştu. Selçuklu müelliflerinden İbn Bibi, şehrin bağ ve bahçeler ile çevrili olduğunu, halkın, İzzeddin Keykavus ile Alâeddin Keykubad arasındaki iktidar mücadelesinde bağ ve bahçelerinin durumunu pazarlık konusu yaptıklarını bildirmektedir (İbn Bibi 1996: I, 139). 1330 larda Niğde ye gelen İbn Battûta da, bağ ve bahçelere dikkat çekmekte ve buralarda meyve yetiştirildiğini belirtmektedir (İbn Battuta 2004: I, 415). Vakfiyeden anlaşıldığına göre, şehrin batısında Fertek Köyü civarındaki bağlardan biri Ahi Bağı

25 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Akmedrese Vakfiyesi (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) bir diğeri ise Emir Bağı (Uzunçarşılı 1942: 60) 7 olarak bilinmekteydi. 3. Sosyal Tabakalar Vakfiyede şehirdeki sosyal tabakalar hakkında da bilgi bulunmaktadır. Şehirlerin esas itibariyle halkın geçimini ticaret ve alışverişle sağladıkları, halk arasında sosyal tabakaların mevcut olduğu, siyasî, idarî, ekonomik ve kültürel merkezler olduğu bilinmektedir (Cahen 1979: 157; Weber 2000: 74). Bir şehirde yaşayan halkı; idareciler (ümera), ilim adamları (ulema), tüccar ve sanatkârlar olmak üzere dört ana grup halinde sıralamak mümkündür (Akşit 2009: 39-51). a. İdareciler: Bu tabakaya mensup şahıslardan ilki Subaşı Hacı Mehmed (Uzunçarşılı 1942: 56, 62) isimli yöneticidir. Bilindiği üzere, eski Türkçedeki asker, ordu anlamına gelen sü kelimesiyle baş kelimelerinden meydana gelen ve ordu kumandanı veya asker başı demek olan sübaşı ortaçağ Türk devletlerinde yaygın olarak kullanılan askerî bir unvandı. Selçuklular devrinde vilâyet ismi verilen idari birimlerin en yüksek askerî-idarî görevlisini ifade etmek için kullanılan bu unvan Osmanlılar devrinde ise, sadece şehrin zabıta işlerinden sorumlu görevliler için kullanılmaktaydı (İlgürel 1983: 251-252). b. İlim ve Din Adamları: Şehirdeki ilim adamlarını Osmanlılar devrinde olduğu gibi iki gruba ayırmak mümkündür. İlk grup medreselerde yüksek tahsil görüp icâzetnâme alan (İnalcık 2003: 178) kadı, müftü ve müderrislerden oluşmaktaydı. Şehrin 1415 tarihlerindeki kadısı Mehmed b. Musa idi (Uzunçarşılı 1942: 46, 56). Vakfiyede ismi geçen önemli bir şahıs da Mevlânâ Mürsel b. Hacı Mustafa idi (Uzunçarşılı 1942: 52, 60) 8. Ulemânın ikinci grubu ise cami görevlileriyle, tekke ve zaviye şeyhlerinden oluşmaktaydı (Akdağ 1995: 17). Uzunçarşılı nın da belirttiği gibi şehirde imam 9, hatib 10, şeyh 11, fakih 12 ve seyyid 13 olarak bilinen pek çok kişi ikamet etmekteydi. Bunlar arasında dikkat çeken 7 8 9 10 11 12 13 Beybağı (Uzluk 1958: 51; Erdoğru 2004: 149) Neşri ye istinad eden Uzunçarşılı, Mevlânâ Mürsel in Karamanoğlu Mehmed Bey in Kazaskeri olduğunu bildirmektedir (Uzunçarşılı 1942: 52 not 2). İmam Mecdüddin b. Ahmed (Uzunçarşılı 1942: 55, 62). Hatib Bedreddin b. Said, Hatib Mehmed b. Emin, Hatib Bahaeddin Ömer b. Ali (Uzunçarşılı 1942: 55, 62). Şeyh Hızır b. Yusuf (Uzunçarşılı 1942: 56, 62). Fakih Hacı Ahmed b. Hasan, Fakih Ali b. Yakub (Uzunçarşılı 1942: 55, 61, 62). Seyyid Mehmed b. İbrahim, Seyyid İsmail b. Seyyid Hasan (Uzunçarşılı 1942: 56, 62).

26 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKŞİT grup Seyyidlerdir. Bilindiği üzere, Seyyidler Hz. Peygamberin neslinden geldiklerine inanılan kişilerdi. Devlet tarafından korunup gözetildikleri ve halk arasında itibar gördükleri için pek çok kişi seyyid olduğunu iddia ederdi (Turan 1988: 55-57). Selçuklular devrinde de şehirde hatırı sayılır oranda seyyid bulunmaktaydı. Eserini 1334 tarihlerinde telif eden Niğdeli Kadı Ahmed, bunlardan birkaçının ismini zikretmekte ve dayızadelerinin de seyyid olduğunu bildirmektedir (Köymen 1993: 9, 21). Mevlevî yazar Eflâkî de, seyyidlerin Seyyid Nâsireddin Hankâhı nda (Eflâkî 1987: II, 210-211) faaliyette bulunduklarını belirtmektedir. c. Esnaf ve Sanatkarlar: Diğer şehirlerde olduğu gibi Niğde de yaşayanların çoğunluğunu elinin emeğiyle geçinen esnaf ve sanatkârlar oluşturmaktaydı. Esnaf ve sanatkârlar Ahi teşkilatının üyesiydiler. Bilindiği üzere, Ahi Evren in Anadolu ya gelişinden (1204) bir süre sonra Kayseri de kurulan (Bayram 1991: 81-83) esnaf teşkilatı Anadolu nun hemen her şehrine yayılmıştı. 1330 lu yıllarda Niğde ye gelen İbn Battûta burada Ahiler tarafından karşılanmış ve Ahi Çaruk un zaviyesinde misafir edilmişti (İbn Battuta 2004: I, 415). Yukarıda da işaret edildiği üzere, 1415 yılında Fertek köyü yakınlarındaki bağlardan biri Ahi Bağı olarak bilinmekteydi. Vakfiyedeki kayıtlardan anlaşıldığına göre, adları zikredilen 14 ahilerin babaları da birer ahi idi. 4. Mimari Eserler Vakfiyede altı yapıdan bahsedilmektedir (Uzunçarşılı 1942: 52, 60). Kronolojik olarak sıralamak gerekirse bunlardan ilki Seyfeddin Sungurbey Camii dir. Niğde valisi Seyfeddin Sungur tarafından 1335 tarihinde inşa ettirilen camii bugün de fonksiyonunu devam ettirmektedir. Diğer yapı ise, Sungur Bey Camii nin yanındaki handır. Günümüze kadar gelemeyen han hakkında vakfiyedeki kayıt dışında bilgi yoktur. Üçüncü yapı ise Bezzazlar Çarşısı dır. Diğer iki eser ise, Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey tarafından 1409 da inşa ettirilen Akmedrese 15 ve Çifte Hamam dır. Meydan Mahallesi nde inşa ettirilen hamam da günümüze kadar gelememiştir. Günümüze kadar gelemeyen bir diğer yapı ise, Bezzazlar Çarşısı civarındaki kilisedir. Sonuç olarak, Alâeddin Ali Bey Vakfiyesi Niğde nin hem XV. yüzyıl başlarındaki, hem de Selçuklular devrindeki durumu bakımından önemli bir kaynaktır. Şehrin mahalleleri ile ilgili en eski bilgiler bu vakfiyede bulunmaktadır. Yuğutaş / Yonutaş, Meydan ve Nar ismindeki üç mahalleye ilk kez bu vakfiyede rastlanmaktadır. Vakfiye bu isimler ya- 14 15 Ahi Çelebi b. Ahi Hüsam, Ahi Erendil b. Ahi Ali, Ahi Abdullah b. Ahi Muslihiddin, (Uzunçarşılı 1942: 55, 56, 62). Medrese için bk. Eyice 1989: II, 282

27 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Akmedrese Vakfiyesi nında iskânın seyri açısından da önemlidir. Selçuklular devrinde kapalı bir kent olan Niğde nin zamanla açık bir kent haline geliş süreci bu vakfiyeden hareketle kısmen izah edilebilmektedir. Mesela Akmedrese civarındaki yeşil alanlardan sur içinde henüz yapılaşmayan alanların bulunduğu, Meydan Mahallesindeki çifte hamam ve sekiz dükkândan ise, sur dışında da mahallelerin kurulduğu anlaşılmaktadır. Vakfiye sanat ve ticaret yerlerinin tespiti bakımından da önemlidir. Vakfiyeden hareketle çarşının esas itibariyle şehrin merkezinde, Sungur Bey Camii civarında olduğunu öne sürmek mümkündür. Bunun yanında Konya, Kayseri, Sivas vb. büyük şehirlerde olduğu gibi Niğde de de Osmanlılardan önce bir Bezzazlar çarşısının olduğu ilk kez bu vakfiyede zikredilmektedir. Vakfiye hem idareciler hem de ilim ve din adamlarını teşhis bakımından da önemlidir. Ahi ve Seyyidler ile ilgili kayıtlardan bu grupların Selçuklular devrinde olduğu gibi Karaman oğulları devrinde de etkili oldukları anlaşılmaktadır. KAYNAKÇA AKDAĞ, Mustafa (1995), Türkiye nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, I, Cem Yayınevi, İstanbul. AKŞİT, Ahmet (2005), Selçuklular Devrinde Niğde nin Fiziki Yapısı, Niğde Tarihi Üzerine, Kitabevi Yayınları, İstanbul, s. 25-32 AKŞİT, Ahmet (2009), Selçuklu Devri Niğdesi nde Sosyal Tabakalar, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 25, s. 39-51 ARTUK, İ. - C. Artuk (1986), Orta Çağ da Bazı Anadolu Şehirlerine Verilmiş Olan Unvanlar, Türk Kültürü Araştırmaları, XXIV / 2, s. 65-69 BAYRAM, Mikail (1991), Ahi Evren ve Ahi Teşkilatının Kuruluşu, Konya. CAHEN, Claude (1979), Osmanlılardan Önce Anadoluda Türkler, (çev. Yıldız Moran), E Yayınları, İstanbul. EFLÂKÎ (1987), Ariflerin Menkıbeleri, (çev. Tahsin Yazıcı), C. II, Remzi Kitabevi, İstanbul. ERDOĞRU, M. Akif (2004), Murat Çelebi Defteri: 1483 Yılında Karaman Vilayetinde Vakıflar III, Tarih İncelemeleri Dergisi, XIX / 1, s. 119-154 ERGENÇ, Özer (1984), Osmanlı Şehrindeki Mahallenin İşlev ve Nitelikleri Üzerine, Osmanlı Araştırmaları, C. IV, s. 69-78 ERZİ, A. Sadık (1950), Türkiye Kütüphanelerinden Notlar ve Vesikalar I, Belleten, XIV / 53, s. 85-105 EYİCE, Semavi (1989), Akmedrese, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. II, İstanbul, s. 282 HİNZ, Walther (1949), Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri, (çev. Fikret Işıltan), Belleten, XIII / 52, s. 745-793

28 TÜBAR-XXVI-/2009-Güz/Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKŞİT İBN BATTUTA (2004), İbn Battuta Seyahatnamesi, (çev. A. Sait Aykut), C. I, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. İBN BİBİ (1996), El-Evamiru l-ala iyye Fi l-umuri l-ala iyye, (çev. Mürsel Öztürk), C. I, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. İLGÜREL, Mücteba (1983), Sübaşılık Müessesesi, Journal of Turkish Studies, VII, s. 251-261 İNALCIK, Halil (2003), Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), (çev. Ruşen Sezer), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. KÖPRÜLÜ, M. Fuad, (1938), Vakıf Müessesesi ve Vakıf Vesikalarının Tarihi Ehemmiyeti, Vakıflar Dergisi, I, s. 1-6. KÖPRÜLÜ, M. Fuad (1943), Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları, Belleten, VII / 27, s. 379-522 KÖYMEN, M. Altay (1976), Selçuklu Devri Kaynakları Olarak Vakfiyeler, Studi Preottomani E Ottomanı, Napoli, s. 153-163 KÖYMEN, M. Altay, (1993), Türkiye Selçuklularına Dair Yeni Bir Kaynak: El-Veledu'ş-şefik, Belgeler, XV / 19, s. 1-22 MEHMED HAYRİ, (1994), Niğde Sancağı, (hzl. İlhan Gedik), Niğde. OFLAZ, Mustafa (1992), XVI. Yüzyılda Niğde Sancağı, (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi), Ankara. ORAL, M. Zeki (1936), Niğde Tarihi, Akpınar, S. 16, s.3-5 SÜMER, Faruk (1985), Yabanlu Pazarı Selçuklular Devrinde Milletlerarası Büyük Bir Fuar, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul. TANYELİ, Uğur (1987), Anadolu-Türk Kentinde Fiziksel Yapının Evrim Süreci (11.-15. Yüzyıl), İTÜ Yayınları, İstanbul. TEMİR, Ahmet (1989), Kırşehir Emiri Caca Oğlu Nur el Din in 1272 Tarihli Arapça-Moğolca Vakfiyesi, TTK Yayınları, Ankara. TURAN, Osman (1947), Selçuk Devri Vakfiyeleri I. Şemseddin Altun-Aba Vakfiyesi ve Hayatı, Belleten, XI / 42, s. 197-235 TURAN, Osman (1948), Selçuklu Devri Vakfiyeleri III. Celaleddin Karatay Vakıfları ve Vakfiyeleri, Belleten, XII / 45, s. 17-171 TURAN, Osman (1988), Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar, TTK Yayınları, Ankara. UZLUK, F. Nafiz (1958), Fatih Devri Karaman Eyaleti Vakıfları Fihristi, Vakıflar Umum Müdürlüğü Neşriyatı, Ankara. UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı (1942), Niğde de Karamanoğlu Ali Bey Vakfiyesi, Vakıflar Dergisi, II, s. 45-69 WEBER, Max (2000), Şehir. Modern Kentin Oluşumu, (çev. Musa Ceylan), Bakış Yayınları, İstanbul.