Sonbaharın gelmesiyle, yaprakların dökülmesiyle ruhumuz yeni bir hale girdi. Kuşkusuz bu muazzam manzara bize ölüm hakikatini hatırlatıyor. Ve daha başka nice hakikatler daha söylüyor. İşte bütün bunları şair yazar İbrahim Özgün Bey le konuştuk. Burhan Dergisi okurlarının istifadesine sunuyoruz. Sonbahar geldi Bir şair olarak sonbahar size neler çağrıştırıyor? İsterseniz ilkbahardan başlayalım. Tabiatın uyanması ile bitkilerin ağaçların,yaprakların,çiçeklerin filizlenip yeşerdiğine tanıklık ettiğimiz mutlu mevsim Onda canlıların dokuları ile kokuları ile etrafa yayıldıklarını gözlemlemekteyiz. Canlılar bu yayılma işlemini gerçekleştiriyorkensusuyorlar,yoruluyorlar ve uyuyorlar.geçen günlerin ardından yorgun ve yaşlı bedenlerini taşıyamayan yapraklar esen rüzgârlar ile birer birer dallarından kendilerini bırakıyorlar. Aslında düşen yaprak gelecek olan yeni yaprağa yerini bırakıyor.giden ilkbahar gelecek olan sonbahara yerini bırakıyor.ve yapraklar birer birer dallarından, evlerinden ayrılarak düşerler. Tekrar doğmak üzere toprağa giderler; arkalarına bile bakamadan Onlar bu halleri ile bize gideceğimiz günü hatırlatırlar. Her canlı gibi, onların da bizim de bir dönüşümüz olacaktır.öyle ise bir gün Hakka döneceğimizi dönmeden önce bilmeliyiz.anlamalıyız, anladığımız gibi an be an yaşamalıyız. İşte sonbahar bana acizane bunları hatırlatıyor. Giden zamanı, yiten insanı bize hal dili ile gösteriyor. Külli nefsin zaigatül mevt sırrını kulağımıza fısıldıyor. Ve bize İnnalillah ve innaileyhiraciun dedirtiyor. Sonbahar her ne kadar bize bir gidişi ve bir gerçeği anımsatıyor ise de yokluk değildir. Edebiyatımızda ölümü Yunus Emre ahirete açılan bir kapı olarak görür;"ölümden ne korkarsın,/ Korkma ebedi varsın." Bir şair olarak çiçekler konusunda ne söylemek istersiniz, çiçek deyince aklınıza ne gelir? 1 / 6
Kâinatta her ne var ise Allah'ın sıfatlarının tecellisidir.aziz MahmudHüdayi Hazretleri bunu Ayinedir bu âlem her şey Hakk ile kaim/ Mırat-ı Muhammedden Allah görünür daim diyerek ifade etmiştir. Onun için çiçekler bin bir tecellidir. Böyle olmak ile birlikte çiçek çocuktur, çiçek özlemdir, çiçek sevgidir, çiçek aşktır. Aşkların en yücesi; Allah cellecelalüh ünaşkıdır. Çiçek bu ve bunların sembolüdür.yapılan araştırmalarda sevginin, hoşgörünün olduğu ortamlarda çiçeklerin daha sağlıklı olarak yetiştiği ortaya çıkmıştır. Demek ki onlar da bütün canlılar gibi huzuru aramaktadırlar. Huzur aradıklarına göre onlarında kalbi vardır.kalpler ise ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. (Ra'd Süresi 28.ayet). Çiçeklerarasında da gülün çok müstesna bir yeri vardır. Gülü düşününce veya görünce kainatın Efendisi Hz.Muhammedsallallahü aleyhi ve sellem i hatırlarım.ardından güller ve güzellikler zamanına yani asr-ı saadete doğru bir yol bulurum. Sonra dalıp gidiveririm. Bir şair kâinata nasıl bakar? Ve nasıl bir tefekkür âlemine dalar? Yeryüzünde ne var ise Allah'tandır ve Allah'a gider.yeter ki o gözle bakalım ve o yoldan gitmeye çalışalım.kâinatta hiç bir varlık gelişigüzel ve başıboş yaratılmamıştır. Onlardaki hikmetleri gören bir gözümüzün olması gerekir. Ünlü İtalyan ressam Leonardo Da Vinci ressamlığının yanı sıra iyi bir gözlemcidir.yapmış olduğu gözlemlerin birinde;"ağacın herhangi bir noktasındaki dallarının kalınlığının toplamı ana gövdesine eşittir" şeklinde bir sonuca varır. Bu gözlem, kâinatta her ne var ise bir sistem ve sistemler bütünü içinde kurulmuş ve yaratılmış olduğunu gösteriyor. Bunu gözlemek sadece şairin işi, sanatçının işi de değildir.inanan insan her zaman keskin bir gözle kâinata bakabilmelidir. Bu firaset düzeyine ulaşmak için de sürekli kendini eğitmeli ve geliştirmelidir. MuhyiddinİbniArabi; "Sevgi, sevenin var oluşudur" der.yeryüzünde hiçbir çalışmanın karşılıksız kalmadığı ve kalmayacağı evrende,insanoğlunun elbette bir görevi vardır.bu görevini yerine getirmek için aşk gereklidir. Yani yeryüzündeki arayışımızı aşkla sürdürmemiz gerekiyor... İnsanın asıl işi bu olsa gerektir. 2 / 6
Eshab-ı Kiram ve Ehl-i Beyt sevgisi üzerine ne düşünüyorsunuz? Peygamber Efendimiz sallahü aleyhi ve sellemher konuda bize örnektir.her konuda bize modeldir.birlikte yaşamış olduğu aile ve yakın çevresine, arkadaşlarına yani doğal olarak yakın ilişkiler içinde bulunmuştur Hayatta yanılgıya düşmek istemiyor isek,mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürmek istiyor isek Efendimiz in ve onun ehl-i beyt ve eshabının yolunu izlememiz gerekiyor.bu yola sıkı sıkıya sarılmamız gerekiyor.bu yoldan gidenlerin mutlu olduklarını gözlemlemekteyiz. Çünkü Allah'a kul Habibine ümmet olan mutluluğa erme yoluna de girmiş demektir. O insan kul olmakla özgürleşme yolundadır.çünkü nefsini ve diğer egemen duygularını kontrol altında tutan insan artık onların esaretine girmemektedir. İç dünyasını denetim altında tutuyor demektir.bu insan içindeki dünyası ile barışıktır, mesuttur, bahtiyardır.iç dünyasında kendine gerekli olanları temin etmiştir. O kanaatkârdır, dolayısı ile zengindir.dışındaki dünya onun için bir süreçtir.geçiş sürecidir.sonsuzluğa geçiş.muhyiddinibni Arabi Hazretleri der ki; Varoluş içinde sadece seven bir de sevilen vardır." Şiir sizin dünyanızda ne anlama geliyor? Şiir kaynağını Hak ve hakikatten aldığı için kıymetlidir. Şiir bir hayrettir, bir hasrettir, bir hatırlayıştır, bir oluştur.bir duygudur, bir duyuştur Şair doğadan, doğa içindeki Sonbahardan doğal olarak kendi payına düşeni alır.nasibini alır.bunu çevresi ile paylaşır.bu yeniden doğmak gibi bir olgudur şair için.o düşen yapraklarla birlikte düşer,esen rüzgâr ile birlikte eser.neşe verdiği gibi, acıda verir bu şaire Fakat şair o neşeyi de acıyı da bir görür. Sevgi merkez ve eksenli düşünür şair Onun için sadece sonbaharı değil, her ne var ise onu sevmektedir. O kimse "O ndan" gelen her ne var ise razıdır.tabiatla kaynaşmalıdır o. Çünkü onun ilkesi her ne var ve ne oluyor ise odur ve ondandır. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne de güzel 3 / 6
damıtmıştır bunu; Arif anı seyreyler/ Görelim Mevla neyler/ Neylerse güzel eyler. Kur an ve kainat üzerinde nasıl bir tefekkür önerirsiniz? İnsanoğlunun kâinattaki görevi okumaktır.her ne var ise okumak... Başta Kur an ı okumak... Ve biz O nu tanımak tanıdıkça da daha çok sevebilmek için okuruz. Sevmek;gayrettir,bir çabadır,uzun bir koşudur.kur'an bir kâinat kitabıdır.bu göz ile bakıp bu bakış açısı ile düşünüp buradan okumalıyız onu.her an, her gün kaldığımız yerden yeniden devam etmeliyiz okumaya. Ancak Kur an bizim anladıklarımızdan ibaret değildir.bir okyanustan bir bardak su alsak, o bizim kabımızdaki kadarıdır.geride koca bir okyanus durmaktadır. Böyle bir okyanusun varlığını bilmeliyiz.merhum Mehmet Akif Ersoy nede güzel söylemiştir: İnmemiştir hele Kur'an şunu hakkıyla bilin; /Ne fal bakmak ne mezarlıkta okunmak için. Buradan bir pencere oluşturmalıyız.bu pencereden dışarıya bu gözle bakmalıyız.her gün yeniden silerek penceremizi,elimiz yüzümüzü ve azalarımızı yıkayıp silerek.bunu günde beş defa tekrarlamalıyız.fırsat bulduğumuzda artırarak tekrarlamalıyız bunu,tekrar,tekrar... Bir şair olarak ilahi aşk konusunda ne söylemek istersiniz? 4 / 6
Aşk insan olmanın gereğidir. Ölen hayvan imiş/ Âşıklar ölmez diyen Yunus Emre bunu çok güzel ifade etmiştir. Onu için aşk insan için olmaz ise olmaz bir duygudur. Varlığın ve varoluşun kimyasıdır.sevmek ve sevginin doruk noktasıdır.insanın varlığını ifade etmesidir.eylem fiiliyat ve faaliyet ile olur.en küçük davranışımızda bile aşk gereklidir.bundan haberdar olarak veya olmayarak tamamlarız bütün hareketlerimizi.bunun birde farkına varır isek, kavrar isek bu kişiyi kendinden alır.bir üst noktanın sınırlarına taşır.muhyiddinibniarabi Hazretleri; "Seven sevgilisinin sevdiğini sever" der. O halde sevgiliden haberdar olacağız.ona göre yaşayacağız. Gerçek aşk Allah'tandır ve bu ilahi aşka O nun sevdiklerini severek, sevdiklerinin yolundan giderek ulaşılır. Sürekli gülümseyen bir simanız var, bunu nasıl kazandınız, hiç mi sıkıntılarınız yok? Bildiğiniz üzere Efendimizsallahü aleyhi ve sellem; "Müminin mümine gülümsemesi sadakadır" buyurmuştur. Bunu fert ve cemiyet olarak içimize, altyapımıza sindirmiş bir topluluğuz.insan ve insanlık günümüzde yoğun makina teknolojisinin kuşatması altındadır. Tüketim toplumu içinde tükettikçe tükeniyoruz. Ve bu git gide daha az gülümseyen bir hale geliyoruz. Bizim de bu çağda birbirimize daha fazla gülümsememiz gerekiyor. Sadece gülümsememiz de yetmez. Sünnet-i seniye üzere bir birimize güzel sözler söylemeliyiz. Malum Hz. Ali; "Kişi dilinin altında gizlidir der. Bu söyleşimizi İmamı Azam Ebu Hanife nin şu sözü ile taçlandıralım; "Kulların birbirine karşı işledikleri suçlar, kendileri için bir zulümden ibarettir." O halde ne başkasına zulmedelim, ne de kendimize Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim. 5 / 6
Bendeniz de teşekkür ederim, bu mülakatınızın hayırlara vesile olmasını niyaz ederim. 6 / 6