İKİNCİ YENİ AKIMI EDA POLAT
İkinci yeni akımının ÖZELLİKLERİ İkinci yeni akımının ÖNCÜLERİ Cemal SÜREYYA İlhan Berk Edip CANSEVER Ece AYHAN Turgut UYAR Sezai KARAKOÇ Ülkü TAMER İsmet ÖZEL Öncülerinin; Eserleri Kişisel görüşleri Siyasetle olan ilişkileri
İkinci Yeni şairi bütün bunlarla kendi başına veya koruyabildiği küçük çevresiyle birlikte yüzleşmeyi tercih eder. Pervasızca çıkışlar yapabilir, büyük ve içini doldurma kaygısı gütmediği iddialı laflar edebilir, bu sözlerin sorumluluğunu hiç kimseye, okuruna karşı da hissetmek zorunda değildir. Aslında değişimin ve dönüşümün eşiğinde ortaya çıkan belirsizliğin boşlukta bıraktığı sesin yankısıdır.
Şiir devlet dersinde öldürülen çocuklara zarfsız kuşlar gönderileceği yerde değildi; sıkılı yumrukların Nâzım Hikmet in ; akın var güneşe akın güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın dizeleriyle o çocukların intikamını almaya yemin ettiği günlerdeydi. Ece Ayhan ın tüzüklerle çarpışa çarpışa büyüdüğünü söylediği İkinci Yeni şiiri şimdi bir de eleştirisiyle çarpışmasından sağ salim çıkmaya çalışacaktı. İkinci Yeni nin bu çatışmadan sağ çıktığı söylenebilir.(poetik barikat savaşlarında hayatiyesini kaybederek tarihsel zenginlik müzesine kaldırılmak zorunda kalmamıştır bu şiir)
İKİNCİ YENİ AKIMININ ÖNCÜLERİ Cemal SÜREYYA İlhan Berk Edip CANSEVER Ece AYHAN Turgut UYAR Sezai KARAKOÇ Ülkü TAMER
Ece Ayhan'a göre iktidarların ideolojilerine uygun olarak yazılan bu "sarışın tarih" gerçekleri yansıtmaz "tersinden" yazılmıştır. Ece Ayhan şiirlerinde iktidarlara muhalif olan her türlü kesimi anlatmış ve gerçek tarihi yansıtmaya çalışmıştır. "Meçhul Öğrenci Anıtı" adlı şiiriyle geniş kesimlerce sevilmiştir.
Cemal Süreya(1931-1990) : Aslı adı Cemalettin Seber dir. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşları, zengin birikimi, duyarlı, çarpıcı, yoğun imgeleriyle aşk ve özgürlük odağında şiirler yazdı. Şiirlerinde zekanın ve ince mizahın izleri vardır. Yaşadığı çağı, canlıları ve çevreyi ironik bir biçimde anlatmıştır.
SEZAİ KARAKOÇ (1933 -) : İslami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştırmış, mistisizmden, evliya kıssalarından yararlanmıştır. Çarpıcı benzetme ve imgelerle özgün sentezlere ulaşmış kendine has bir şairdir. Öğrencilik yıllarında "Şiir Sanatı" adlı iki sayılık kısa ömürlü bir dergi çıkarmış; sonra adı kendisiyle özdeşleşen "Diriliş" adlı dergiyi çeşitli aralıklarla yayımlamıştır. " Monna Rosa" adlı şiiri geniş kesimlerce sevilmiştir. Şiir: Körfez Şahdamar Hızırla Kırk Saat Sesler, Taha'nın Kitabı Gül Muştusu Zamana Adanmış Sözler Ayinler Leyla ile Mecnun Ateş Dansı Alınyazısı Saati Monna Rosa Gün Doğmadan (Bütün Şiirleri)
Sosyal temaları daha etkileyici hale getirmek için "slogan" üslubundan yararlanılmıştır. Şiir, toplum bilincini uyaran ve toplumu dönüştüren bireysel bilincin sesidir. Şiir, sosyal ve politik sorunlar karşısında bireyin eleştirel duruşunu ve özgürlük arayışını yansıtmalıdır.
İSMET ÖZEL 1944 yılında Kayseri de dünyaya gelen sanatçı, ilk ve orta öğrenimini Kastamonu, Çankırı ve Ankara illerinde tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinde okumuş, ancak Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı ndan mezun olmuştur. Bir zaman Devlet Konservatuarında Fransızca okutmanlığı da yapmış olan İsmet Özel birçok dergi ve gazetede yazılar yayımlamıştır. İlk kitabı Geceleyin Bir Koşu yu 1966 yılında, büyük yankılar uyandıran ikinci kitabı Evet İsyan ı ise 1969 yılında da yayımlamıştır. 1975 yılında, sol anlayıştaki düşüncelerini bırakarak büyük bir fikri ve ruhi bir değişim yaşamıştır. Bu tarihten sonra hayatına ve yazınsal yaşamına benimsediği İslami hayatın doğruları ile devam etmiştir. Yazdığı eserlerle ödüller de alan sanatçı halen Çengelköy deki evinde düşünce ve sanat hayatına devam etmektedir.
İsmet Özel, şiirleri, toplumcu şiire özgü karakterler barındırmakla birlikte İkinci Yeni'nin havasını taşır. Belki şu söylenebilir: İsmet Özel şiiri yapısı itibariyle İkinci Yeni'ye, öfkesi itibariyle de toplumcu şiire yaslanır.
Peki, İkinci Yeni'den farkı nedir? İkinci Yeni şiirinin temel kalkış noktası 'yaşıyor olma' hâlidir. İsmet Özel'de ise hayat, kendi anlamı ve bütünlüğü içerisinde şiire bir gerekçedir. 'Yaşıyor olma' ile 'hayatın şiire gerekçe oluşturması' arasında fark vardır. İsmet Özel'de hayat, anlamın bizzat kendisidir çünkü o, şairin 'sevgilisi'dir. Diğerleri ise, yaşıyor olmanın sunduğu veriler her ne ise oradan hareket ederler. Özel, hayatı muhatap alır ve onun soyut varlığını kavramaya ve anlamlandırmaya çalışırken, diğerleri hayatın verilerinden yola çıkarak uğraşılarını yoluna koymaya çalışırlar. İsmet Özel'de öfke ve isyan, diğerlerinde kadın, şehvet ve eşyaya dokunuş vardır. İkinci Yeni şairleri bireyden yola çıkarlar, İsmet Özel ise kendinden yola çıkar. Bu 'kendilik' durumu çoğu zaman topyekûn insanlık durumudur.
İsmet Özel'in sıklıkla tekrar ettiği "neden sosyalist oldumsa, aynı nedenlerle Müslüman oldum" ifadesinin şiirleri bağlamında ne tür bir karşılığı olduğu sorusu önemli görünüyor. Ayrıca, sosyalist olduğu dönemlerde yazdıklarına ilişkin Sezai Karakoç'un şu ifadesinin ne demeye geldiğini de anlamak gerekiyor: 'O önceden de bizim gibi yazıyordu'.
İsmet Özel şiiri, içerisinde dört aşama barındıran sürekli bir akışa benziyor. Bu dört aşamayı şiirleri baz alarak söylersek: (İlk şiirler), "Geceleyin Bir Koşu", "Kanla Kirlenmiş Evrak "Cellâdıma Gülümserken, Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar"dır. "Geceleyin Bir Koşu"ya kadar olan şiirlerde lirizm baskın öğedir. Bu şiirlerde acı, salt kendisi olarak şiire sirayet ediyor. Yani, öfke ve hüküm barındırmıyor."geceleyin Bir Koşu" ve devam eden şiirlerde ("Kanla Kirlenmiş Evrak" şiirine kadar) bu havayı görüyoruz. "Kanla Kirlenmiş Evrak" şiiri belli belirsiz bir şekilde metafizik bir hava içeriyor.ismet Özel şiiri için bu yeni bir şeydir. Şairin sorgulaması ve öfkesi hayatın ötesinden izler taşımaya başlıyor. Bu izler "Amentü" ile birlikte kavramlara dönüşüyor. Ne ki pek değişen bir şey olmuyor. "Amentü", metafizik öz anlamında kendinden önceki şiirlerden farklı bir yere oturmuyor. Bir değişimi açıklıyor, evet ama öz olarak 'yeni durumdan' fazla bir hava taşımıyor. "Geceleyin Bir Koşu" ya da "Kanla Kirlenmiş Evrak" hangi havayı taşıyorsa "Amentü" de o havayı taşıyor. İçerdiği bir takım yeni imgelere ve kavramlara rağmen.
İsmet Özel şiirinin mizacı, sert bir mizaçtır. Bu sertlik zaman zaman şiddete varır. Öfkenin dinamikliği, kendine aşırı güven, bu güvenin bir yansıması olarak başkalarına aldırışsızlık ve isyan duygusunun verdiği gayretle haykırma isteği, kelimelerin ve imgelerin içini eril bir sesle doldurur. Kelime mısra içinde, mısra da şiir içinde etle tırnak gibi durur. Hiçbir gereksiz unsura, fazladan söyleyişe, coşkudan pay almayan kelimeye rastlayamayız. Özel, şiirde laboratuar çalışmasına önem verir. Şiirin 'yapılmaya' müsait yanlarıyla gereği kadar ilgilenir, üzerinde kafa yorar. Onun şiirlerinde bir kelime bilinci olduğunu söylersek belki yeni bir şey söylemiş olmayız ama Özel şiiri bilhassa böyledir. Az şiir yazmış olmasının gerekçesi de bir bakıma; buradadır.
Köprüyü
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER