AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL
Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! (Nisa Suresi 4/1)
Ey insanlık (ailesi)! Elbet sizi bir erkek ve dişiden yaratan Biziz; derken sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki tanışabilesiniz. Elbet Allah katında en üstününüz, Ona karşı sorumluluk bilinci en üstün olanınıdır. (Hucurat Suresi 49/13)
Eşler iki ayrı hayatı yaşamış olan iki ayrı ve farklı kişilik olup, birlikte bir tek aile oluşturmak için bir araya gelmişlerdir. Birbirini düşünmeyen eşler, birbirleriyle hayatı nasıl paylaşacaklar? Hayatı paylaşmak, fedakarlık ve vefa ister. Paylaşmak,mutlu bir evliliğin sırrıdır.
Kadın ve erkek farklı yaratılmışlardır. Psikolojik ve fizyolojik farklılıkları vardır. Şüphesiz bu farklılıklar ne üstünlük ne de güç göstergesidir. Bu farklılıkları bilenler : Sorumluluklarını bilenler ve üstünlük yarışını takvayla kazanmak isteyenlerdir.
Ölçü, denge, balans ayarı= KUR AN-I KERİM Sizi yarattım, hanginiz daha güzel amel işleyesiniz diye... (Mülk Suresi 2) Ölüm ve hayat = Denge= İmtihan Kadın ve erkek = Denge =Aile Hidrofen ve oksijen= Denge= Hayat Akıl ve kalp= Denge= Mutluluk Yerçekimi kuvveti= Denge= Dünya hayatı Kainat ve kitap= Denge= Mü min insan
Aile hayatındaki denge : Hakların karşılıklı bilinmesi, birbirlerinin haklarına tecavüz edilmemesidir.
... Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi. Kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler bu haklarda kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir. Hakimdir. (Bakara 2/228). Peygamber Efendimiz de veda haccında karı koca haklarıyla ilgili şöyle buyurmuşlardır: (Ey erkekler) Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi kadınlarınız da sizin üzerinizde hakları vardır. (Tirmizî, Tefsir, 10. V, 274.)
1. Emanet: Eşler, birbirlerinden son derece emin olmalı ve birbirlerine güvenmelidirler. Birbirlerinden saklı gizli bir işleri olmamalıdır. Zira onlar hayatı paylaşan iki ortaktırlar. Ortaklar ne kadar dürüst olurlarsa Allah onlara yardım eder. Hilekarların ortağı şeytandır. İhlaslı, samimi ve dürüst olan birbirlerine hayır ve sabır tavsiyesinde bulunan, hayatın acı tatlı günlerinde destek olan eşler olmaları gerekmektedir.
2. Birbirlerine güven vermeleri gerekir. Birbirlerini şüpheye düşürecek söz ve davranışlardan kaçınmalıdırlar.
3. Karşılıklı sevgi ve saygı bulunmalıdır. Taraflardan birinin, diğerini saygı duymadığı, sevgi beslemediği evlilik, ya tuzsuz bir yemek gibi tat vermez, ya da günün birinde yıkılır.
4. Aile yuvasına karşılıklı iyi niyet ve iyi davranış hâkım olmalıdır Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür (Bakara 2/237).
Bilinçli ve sağlıklı iletişim; Anlamlı hayat, anlamlı hayat da sakin ve mutmain ruh halinin gelişmesine yol açar. Bunun içinde özgür ortam şarttır. Özgür ortam içersindeki iletişim ailenin sorunlarının çözümüne katkıda bulunur. Ailede sağlıklı iletişimin temel şartı üçtür.
1) MUHATABA SAYGI: Bu insan- insan ilişkisini olmazsa olmaz şartıdır. Saygı duymadığımız, varlığını kabullenmediğimiz, önem ve değer vermediğimiz hiç kimseyle sağlıklı ilişki kuramayız. Nedense eşler dışardan tanımadıkları birine asgari saygıyı gösterirken, birbirlerine karşı göstermekte cimri davranırlar
2)DOĞAL DAVRANIŞ: Yapmacık ve sentetik davranışlardan uzak, eşimize dürüst ve samimi davranmaktan geçer. Samimiyetsiz ve yapmacık davrananların ilişkisi, gerçek bir ilişki değildir ve çürüktür. Böylesine çürük bir insani ilişki üzerine, değil bir aile, sıradan bir dostluk bile bina edilemez
3) EMPATİ: KENDİMİZİ KARŞIMIZDAKİNİN YERİNE KOYMA: Olaylara ve eşyaya bir de eşinin durduğu yerden bakmayı denemek, eşimizi anlamanın en kestirme yoludur. Eşler birbirini suçlayip, yargılayıp, mahkum edip, infaz etmeden önce mutlaka anlaşmazlık konusu olan şeye, bir de karşı pencereden bakmayı denemeli ve kendisini eşinin yerine koymalıdır.
Sağlıklı iletişimin olması için ; a) Ne söyleyeceksiniz? b) Ne zaman söyleyeceksiniz? c) Nerede söyleyeceksiniz? d) Nasıl söyleyeceksiniz? Bir doğrunun sadece doğru olması yetmez, o doğrunun doğru bir zamanda, doğru bir yerde, doğru bir kişiye ve doğru bir üslupla söylenmesi gerekir.
EY RABBIM! BİZE EŞLERİMİZDEN VE SOYUMUZDAN, GÖZ AYDINLIĞI OLACAK ÇOCUKLAR ARMAĞAN ET VE BİZİ TAKVA SAHİPLERİNE ÖNDER KIL. ( FURKAN 25/ 74)