Portal Adres KULUNÇ : www.saglikekibi.com İçeriği : Haber Tarih : 06.09.2014 : http://www.saglikekibi.com/can/diger-hastaliklar/kulunc.html 1/2
KULUNÇ 2/2
'CEP TELEFONU KANSER YAPIYOR' IDDIASI YALAN ÇIKTI Portal : www.gazetea24.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.gazetea24.com/haber/cep-telefonu-kanser_30008954.html Cep telefonu kanser yapıyor iddiası yalan çıktı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, cep telefonlarının ve baz istasyonlarının kanser etkisi olmadığını savundu. Kartal Belediyesi nin Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi nde düzenlediği 'Elektromanyetik Alanlar' isimli seminerde gündelik yaşamda kullanılan elektronik cihazların insan vücudundaki etkilerine değinen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan, cep telefonlarının ve baz istasyonlarının kanser etkisi olmadığını savundu.seminer sonrası açık alanda MR cihazıyla elektro manyetik ölçümü yapan Prof. Dr. Kalkan, dünyada baz istasyonları için limit değerin 41 volt / metre 10 olduğunu Türkiye de, bu değerin 10 volt /metre olarak alındığı vurgulayarak canlı olarak yapılan ölçümlerde 0.8, 0.9 volt/metre değerine ulaştığını söyledi.ev eşyası olarak kullanılan mikro dalga fırınlarının insan sağlığını olumsuz yönde etkilemesinin mümkün olmadığını dile getiren Kalkan, 'Ev eşyaları hepsi bir arada kullanılmadığı için tek tek o kadar fazla etkisi olmuyor. Mikro dalga fırının kendi içine verdiği ısı etkisi yemeği, suyu ısıtır. Onun dışında insana bir etkisi olmaz. Bu nedenle de insan üzerinde kanserojen bir etkisi de olmaz' dedi.'artik TEHLİKELİ SINIRI GEÇTİK'Cep telefonunun ilk çıktığı zamanlardaki zararlı etkiyi vermediğini söyleyen Prof. Dr. Tunaya Kalkan, 'Cep telefonu ilk çıktığında çok yüksek şiddetliydi ancak şimdiki teknolojide baz istasyonları sık ve yakın oldukları için kolay birbirlerini duyuyorlar kolay birbirlerini duyuyorlar. Düşük şiddette çalışıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü ya da bizim Türkiye de yetkili kurumların izin verilen sınırların şu anda çok çok altında kalıyor. Artık tehlikeli sınırı geçtik' ifadelerini kullandı.uzun saatler cep telefonu konuşması yaptığını belirten vatandaşlardan Sibel Çamalan cep telefonu kullanımının zararları olduğu düşündüğü söyledi.,
Portal Adres TIRAJE DIKMEN TOPRAGA VERILDI : www.aydinlikgazete.com İçeriği : Gündem : http://www.aydinlikgazete.com/sanat3/50517-tiraje-dikmen-topraga-verildi.html 1/1
BEBEGINIZI KORUMASIZ GÜNESE ÇIKARMAYIN Portal : www.gazetea24.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.gazetea24.com/haber/bebeginizi-korumasiz-gunese_30008947.html Bebeğinizi korumasız güneşe çıkarmayın Uzmanlar özellikle anneleri uyarıyor. 0-6 ay arası bebekleri güneşe çıkarmak son derece tehlikeli olabilir. T.C. Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanlığı; Türk Onkoloji Vakfı; Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği; Türk Onkoloji Grubu Derneği; Kanserle Dans Derneği işbirliği ve Bristol-Myers Squibb ilaç firmasının koşulsuz desteği ile bir deri kanseri türü olan?melanom konusunda bir Sosyal Sorumluluk Projesi başlatıldı. Pilot bölge olarak seçilen Sarıyer ilçesinde?çocuğunuzu Melanomdan Koruyun isimli proje kapsamında, hazırlanan görsel materyaller aracılığı ile Melanom hakkındaki bilgiler aileler ve çocuklarla paylaşıldı.türk Onkoloji Vakfı Başkanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul önderliğinde ilk kez Sarıyer ilçesinde başlatılan proje kapsamında, melanom ile ilgili bilgilendirici el broşürleri ve posterler 145 eczane, 43 kreş, 38 muhtarlık, 15 spor tesisi, 6 büyük market ve 1 özel Hastane ve yaklaşık 1800 haneye ulaştırıldı. Melanomda güneş ışınlarının etkisi ve sağlıklı güneşlenme konusunda hazırlanan poster ve el broşürleri ile, güneşe çıkılmaması gereken saatler, arabada, evde ve güneş etkisi yaratan solaryum da dahil olmak üzere güneş hasarı ve korunma yolları ile, anne ve babalar için önemli bilgiler bölge halkı ve özellikle çocuk sahibi olan aile bireylerinde farkındalık oluşturmayı hedefliyor.?bebeklerde RİSK DAHA FAZLA Türk Onkoloji Vakfı Başkanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul, 0-6 ay arası bebeklerin güneşten uzak tutulması gerektiğine dikkat çekti. 0-6 ay arası bebekler güneşin doğrudan etkisinden uzak tutulmasını, ciltlerinin güneşe karşı çok hassas olduğunu belirten Prof. Dr. Kurul,?Önlem olarak; araba camları ultraviyole ışınlara karşı yüzde yüz koruma sağlayan UV filmleri ile kaplatılabilir. Bebekler saat 10:00dan önce ve 16:00dan sonra güneş koruması olan bir pusetle dolaştırılabilir. Bebeklerin kol ve bacaklarını örten ince giysiler giydirilebilir ve boynunu da örten şapkalar kullanılabilir. Ancak bu saatler haricinde, güneş kremi kullanmadan günde 10-15 dakika güneşe çıkarmak da D vitamini gelişimi açısından önemlidir. 6-12 ay arası bebekler ise bu belirtilen önlemlere ek olarak, belli kurallar çerçevesinde güneşe çıkartılabilir. Özellikle dışarı çıkmadan yarım saat önce, en az 15 faktörlü bir güneş kremi sürülmeli ve bu krem her 2 saatte bir ve yüzmeden sonra tekrar uygulanmalıdır. Bebeklikte güneşe maruz kalma, cilt kanseri riskini iki kat artırmaktadır dedi.?hasta SAYISINI AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Türkiye de yılda yaklaşık 735 erkeğe ve 560 kadına melanom teşhisi konulduğunu belirtti. Doç. Dr. Gültekin, Projenin Türkiye de melanom hasta sayısının azaltılması amacıyla hayata geçirildiğini anlatarak şöyle devam etti: 'Şu anda ülkemizde az da olsa melanom görülme oranının artışını bekliyoruz. Bu konuda mutlaka bir takım eğitim, önleme ve erken teşhis tarama faaliyetleri yapmamız gerekiyor. Vücudumuzun D vitaminine de ihtiyacı var, bunu unutmamak gerekir. Güneş ışınlarının fazlasından kendimizi ve gelecek nesilleri korumamız gerekiyor. Genç yaşlarda solaryumun da malign melanom riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu projeyle hazırlanan tüm broşürleri hekimler aracılığıyla halkımıza ulaştıracağız. Kendi kendine cilt muayenesini yaygınlaştırmayı da hedefliyoruz.' dedi.türkiye nin kanser istatistiklerini sürekli takip ettiklerini ifade eden Doç. Dr. Gültekin, 'Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 735 erkeğe ve 560 kadına melanom teşhisi koyuyoruz' diye konuştu.?güneş KREMİNİN KORUMA FAKTÖRÜ 30 UN ÜZERİNDE OLMALI İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir ise, melanomda diğer deri kanserlerine kıyasla ölüm riskinin daha fazla olduğunu kaydetti. Deri kanserine yakalanma riskinin ilk 10 yaşta alınan ultraviyole dozuna bağlı olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydemir, güneşin yanık yapacak kadar yüksek dozda alınmasının, kişiyi bir basamak daha melanoma yaklaştırdığını söyledi. Hastalığın sürekli güneşte çalışanlarda değil, tatile çıkanlarda daha sık görüldüğünü ifade eden Aydemir, güneş ışınlarının en dik geldiği vaktin 2 saat öncesi ve sonrasında dışarı çıkılmamasını istedi.güneşten en iyi korunma şeklinin doğru giyinme olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydemir, şu önerilerde bulundu: 'Giysili alanınıza güneş etki etmiyor. Kuru, sık dokulu ve koyu renk giyinmeli. Bize hep sıcak havada açık renk giyinmek öğretilirdi. Isıdan, güneşten korunmak için sık dokulu ve koyu renk giyinmek gerekir. Hep gölgeden yararlanmak isteriz fakat gölge, çevreden, sudan, betondan yansı yapar. Gölgede ancak yüzde 50 korunabiliriz. Şapka da kısmen korur. Bunların dışında güneş kremi kullanabiliriz. Koruma faktörünün 30 un üzerinde olması gerekir.'prof. Dr. Aydemir, açık tenli, fazla beni olanların melanom hastalığına yakalanma riskinin daha çok olduğunu belirterek, benlerin 2-3 ayda renk, şekil, boyut değiştirmesi durumunda mutlaka bir dermatoloğa gidilmesi gerektiğini anlattı.?hiçbir BEN BIÇAK DEĞDİĞİ İÇİN KÖTÜ OLMAZ Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı İsmail Kuran, melanomun tedavisinde erken tanının önemli olduğunu, bu nedenle de kişinin bedenini sürekli kontrol etmesi gerektiğini kaydetti. Benlerin alınmasının çok basit bir cerrahi işlem olduğunu ve iz kalmadığını anlatan Kuran, alınan benin tahlil edilmesinin önemine işaret etti. Kuran, 'Halk arasında Bene bıçak değerse kötü olur kalıbı nasıl yerleşmiş bilmiyorum ama hiçbir ben bıçak değdiği için kötü olmaz' dedi.ultraviyole ışınlarının tetiklediği düşünülen melanomun, güneş ışığına maruziyetin yüksek olduğu bölgelerde daha sık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Kuran,?Melanositlerin tümör hücrelerine dönüşümü hem genetik olarak normal kişilerde, hem de riskli ve yatkın olan kişilerde görülmektedir. Erken evrede melanom yalnızca derinin yüzeyel tabakasını tutarken,ilerleyen evrede daha alt tabakalara uzanan mikroinvazyonlar (mikrouzanımlar) ve daha ileri evrede en alt tabakalarda invazyon ve metastazlar (uzak yayılımlar) görülmektedir şeklinde konuştu.?melanomda ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ Melanomdan korunmak için erken tanının çok önemli olduğunu ifade eden İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji ABD. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir şunları kaydetti: Bu kapsamda kişilerin kendini muayene etmesi ve şüpheli durumlarda dermatologlara gitmesi önerilmektedir. Melanomun asıl tedavisi cerrahi tedavidir. Hastaların önemli bir bölümü ameliyatla tedavi edilmektedir ve bu aşamada iyi kalitede cerrahi müdahale çok önemlidir. Ancak, hastalık sistemik hale geldiğinde yani uzak metastazlar başladığında medikal tedavi gerekli olmaktadır. Bu evredeki hastalar için de günümüzde oldukça iyi sonuçlar veren tedavi seçenekleri geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilmektedir.melanom konusunda farkındalık yaratılması amacıyla yazılı ve görsel basında bu konuya daha çok yer verilmesi son derece önemlidir.?yeni TEDAVİLER YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR Türk Onkoloji Grubu Derneği, Melanom ve Deri Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Alper Sevinç de, yapılan bir çalışmada melanom hastalığında lezyonun ilk kez fark edilmesinden tedaviye kadar geçen sürenin, hastaların yüzde 25inde 1 yıldan fazla olduğu belirlendiğini kaydetti. Prof. Dr. Sevinç,?Bu gecikme nedeniyle hastaların çoğu son evrelerde teşhis edilebilmektedir. Bu durum hastalığın hayatta kalım süresini olumsuz etkilemektedir ve mevcut, klasik tedavi yöntemlerinden yararlanmayı neredeyse imkânsız kılmaktadır. Üzerinde uzun yıllardır araştırma yapılan ve bağışıklık sistemini güçlendiren İmmüno Onkolojik tedaviler ve ilaçlar bugün melanom tedavisinde yeni bir çığır açmış, ileri evrelerde dahi yaşam süresini 2-3 kat uzatmıştır. İmmüno Onkolojik tedavi yaklaşımı sayesinde melanomun yanı sıra akciğer kanseri, böbrek kanseri gibi pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacaktır dedi. bebek, güneşlenme, krem, kanser, hastalık, anne,
NIVERSITELERE AB KRITERLERI ILE DENETLEME Portal : www.antalyaguncel.com İçeriği : Gündem Adres : http://www.antalyaguncel.com/haber-70067-universitelere_ab_kriterleri_ile_denetleme niversitelere AB kriterleri ile denetleme YKAK ile niversitelerin program ve kurum baznda yeterlii ve yetkinlii Avrupa Birlii standartlar erevesinde periyodik olarak takip edilecek, akademik kriterlerle incelenerek 'kalite' deerlendirmesi yaplacak. -YÖK Bakan Prof. Dr. Çetinsaya: 'Yükseköretimde bir büyüme söz konusu. Bu sürecinin kaliteyle taçlandrlmas gerekiyor. Bu kapsamda kalite ÇerÇevesinde yaplan tüm Çalmalar bir emsiye altnda toplamak, bir sistem içerisine oturtmak için YÖKAK kurduk' -'Üniversitelerimizi Avrupa Birlii standartlar ÇerÇevesinde inceleyerek, verilen izinlere uyup uymadklar, eitimleri, yetitirdii örencileri yani tüm süreci ve Çktsn da sistematik bir ekilde, kriterler ÇerÇevesinde denetleyeceiz' -?YÖKAK Bakan Prof. Dr. Toprak: 'Eitim sürecinin denetimi için üniversitelerin, program baznda ve kurum baznda yeterlii ve yetkinlii yllk olarak periyodik takip edilecek' YÖK bünyesinde oluturulan Yeterlilikler, Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Komisyonu (YÖKAK) ile üniversitelerin program ve kurum baznda yeterlii ve yetkinlii Avrupa Birlii standartlar ÇerÇevesinde periyodik olarak takip edilecek, akademik kriterlerle incelenerek 'kalite' deerlendirmesi yaplacak. YÖK Bakan Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, AA muhabirine yapt açklamada, YÖKün yükseköretimde kalite gibi Çok önemli bir ilevi olduunu belirterek, AB standartlar ÇerÇevesinde yükseköretimdeki büyümeye paralel bir ekilde ulusal düzeyde YÖK, MEB ve Mesleki Yeterlilik Kurumu ibirliiyle Türkiye Yeterlilikler ÇerÇevesi (TYÇ) yönetmeliinin hazrlandn anlatt. Yönetmeliin Bakanlar Kurulu kararyla önümüzdeki bir iki ay içinde yaymlanmasyla, üniversitelerin baz yükümlülükler altna gireceini belirten Çetinsaya, yönetmelik gerei yeterlilikler, kalite güvencesi, akreditasyon, denklik ve önceki örenmenin tannmas gibi süreçlerin daha sistematik bir ekilde takip edileceini ifade etti. Çetinsaya, bu kapsamda YÖK nezdinde de idari ve fonksiyonel yapnn kurulmas gerektiini söyledi. Kalite sürecinin kurumsallamas adna bu Çalmalar yürütecek bir komisyon oluturduklarn aktaran Çetinsaya, 'Yükseköretimde bir büyüme söz konusu. Bu sürecinin kaliteyle taçlandrlmas gerekiyor. Bu kapsamda kalite ÇerÇevesinde yaplan tüm Çalmalar bir emsiye altnda toplamak, bir sistem içerisine oturtmak için YÖKAK kurduk' diye konutu. Komisyonun 13 kiiden oluacan ve bakanln da stanbul Üniversitesi öretim üyesi Prof. Dr. Metin Toprakn yapacan anlatan Çetinsaya, YÖKAKn, TYÇ dorultusunda, kalite bal altnda toplanan bütün konularda koordinasyonu salayacan, yükseköretimin yeniden yaplanma alanndaki ulusal ve uluslararas gelimeleri izleyeceini ve uygulamay yönlendirecek politika tedbirlerini, eylem balklarn oluturacan söyledi. Komisyonun, politika tedbirlerini yükseköretim kurumlarnn gündemine nasl dahil edilecei konusunda da Çalmalar yapacan anlatan Çetinsaya, unlar kaydetti: 'Yani bu komisyonla biz üniversitelerimizi artk sadece kurulu aamasnda deil süreç içerisinde de kalite deerlendirmesine tabi tutacaz. Üniversitelerimizi Avrupa Birlii standartlar ÇerÇevesinde inceleyerek, verilen izinlere uyup uymadklar, eitimleri, yetitirdii örencileri yani tüm süreci ve Çktsn da sistematik bir ekilde, kriterler ÇerÇevesinde denetleyeceiz. Komisyon hem Bolonya Süreci, hem de mevcut sistem ve Mesleki Yeterlilikler Kurumu ÇerÇevesinde kalite süreçlerini koordine edecek ve bize anlaml bir kalite sistemi önerisi getirecek. Böylece biz de yükseköretimde nihai kalite modelini tespite Çalacaz. Gerekli yasal düzenlemeler konusunda önerilerimizi sunacaz. Bu kapsamda yükseköretimde kalite sürecini yürütecek olan Mühendislik Eitim Programlar Deerlendirme ve Akreditasyon Dernei (MÜDEK) gibi bamsz akreditasyon kurulularna lisans verilecek.' -YÖKAK Bakan Toprak: 'Deerlendirmeden geçenlerin tannrl kolay olacak?yökak Bakan Prof. Dr. Toprak ise Türkiyedeki üniversitelerin eitim ve aratrma faaliyetlerinin Bakanlk tarafndan 3 komisyonla takip edildiini ifade ederek, YÖKAKn üniversiteleri ve dier yükseköretim kurumlarn yeterlilik, kalite güvencesi ve akreditasyon bakmndan uluslararas ölçütler ÇerÇevesinde deerlendireceini belirtti. YÖKAKn, YÖKün akademik dünyaya ve eitim faaliyetlerine yönelik yetki ve sorumluluklarn YÖK adna takip eden, deerlendiren, önerilerini Bakanla raporlayan bir uzmanlar heyeti olarak Çalacann altn Çizen Toprak, ulusal düzeyde, kalite için idari ve fonksiyonel uygun bir yaplanmayla, YÖKün sorumluluundaki kalite, yeterlilikler ve akreditasyon konularnda, YÖKün bir aygt olarak Çalacan söyledi. YÖKün, üniversiteler kurulurken ön lisanslamayla eitim izni verdiini anmsatan Toprak, 'Üniversitelerin eitim sürecinde asgari gerekli koullarn kaybetmeleri halinde; YÖKün, baz bölüm veya fakültelere örenci alm iznini iptal etme ya da kontenjanlarn geçici olarak askya alma gibi yaptrmlar var. Bu kapsamda eitim sürecinin denetimi için üniversitelerin, program baznda ve kurum baznda yeterlii ve yetkinlii yllk olarak periyodik takip edilecek' eklinde konutu. Toprak, YÖKAKn kendi yönetmelii ÇerÇevesinde gelitirdii ablonlardaki kriterlere göre eitim programlarnn eitimlerini, akademik performanslarn, ölçme ve deerlendirme sistemlerini, iç kalite güvence sistemlerini, bata örenci ve öretim elemanlar olmak üzere paydalarla ilikilerini ve payda deerlendirmelerini eitim süreçlerine içerilmesi hususlarnn deerlendirileceini belirtti. Bu kriterlerin Türkiyenin de üyesi olduu Avrupa Yükseköretim Alanndaki (AYA) ölçütlerle uyumlu olacan belirten Toprak, sözlerini öyle sürdürdü: 'YÖKAK deerlendirmelerinden baaryla geçen kurum ve programlarn, diplomalar hem Türkiyedeki hem de yurt dndaki üniversitelerde tannrl Çok daha kolay olacak. Diplomalarn tannmas ve denklik ilemleri Çok daha sistematik ve merkezi bir veri tabanna dayal olarak yaplacak. Asgari ölçütleri salayamayan programlar veya kurumlar YÖK Bakanlna bildirilecek.' YÖKAKn kurulmasyla, 2005te kurulan ancak bugün faal olmayan YÖDEKin lavedileceini aktaran Toprak, YÖKAK ile YÖKün üniversitelere kalite konusunda daha kurumsal bazda rehberlik ve danmanlk yapmas imkan doacan sözlerine ekledi. Kaynak : haber ajansları