İCRA TAKİBİ BAŞLATILDIKTAN SONRA AÇILAN MENFİ TESPİT DAVALARI ÖZELİNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARLARI Av. Sevinçhan AKPINAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 31.01.2017 sevinchan@eryigithukuk.com
Bir hukuki ilişkinin yok olduğunun (aslında var olmadığının) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denmektedir. Konu, İcra ve İflas Kanunu (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Burada davalı, hukuki ilişkinin varlığına dayanarak ya bir hak iddia etmiştir ya da ileride edecektir. Davacı; icra takibinden önce veyahut takip sırasında; böyle bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını yani karşı tarafın kendisinden hiçbir hak talep edemeyeceğini ileri sürmektedir. Borçlu olunmadığının tespiti için açılan menfi tespit davası konularına; borç senedinin veya borç doğuran sözleşmenin hata, hile, tehdit gibi sebeplerle geçersiz olması, borcun ödenmiş olması, borcun takas edilmiş olması, hatır senedinin söz konusu olması, alacağın muaccel olmaması, borcun zamanaşımına uğramış olması örnek olarak gösterilebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları: İİK Madde 72/I 1 : Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra ve İflas Kanunu; konuyu düzenlerken ikili bir ayrıma giderek; menfi tespit davalarını icra takibinden önce ve icra takibinden sonra açılanlar olmak üzere ayırmıştır. Bu fark; davanın açılmasının, icra takibi üzerindeki etkisi olarak ortaya çıkmaktadır. Menfi tesbit ve istirdat davaları: İİK Madde 72/II-III 2 : İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. Görüldüğü üzere; yapılan bu ayrım sonucu; icra takibinden önce açılan menfi tespit davaları ihtiyati tedbir kararı ile icra takibini durdurulabilirken; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarının, icra takibini durdurması mümkün olmayıp; yalnızca icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesini durdurabilmektedir. Bunun sebebi; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının; yüksek ihtimalle alacağı sürüncemede bırakmak niyetiyle açılacağına dair duyulan kuvvetli şüphedir. Bu ön bilgiler ışığında; makalemizin esas inceleme konusuna gelecek olursak; İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının; icra takibini hiçbir surette durdurmayacağını belirtmiştik. İcra takibi durdurulamamasına rağmen; doktrine ve 1 (İcra ve İflas Kanunu [İİK], 1932: madde 72/I) 2 (İcra ve İflas Kanunu [İİK], 1932: madde 72/II-III)
hukuk derslerine %115 teminat konusu olarak yansımış hususun icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin önüne geçeceğini; haciz ve satış işlemlerinin de bu yolla engellenebileceğini belirtmek isteriz. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları takibin devamına engel değildir. Takibin devam etmesi temel prensiptir ve takip sonuçlanıncaya kadar haciz aşaması, satış aşaması gibi aşamalara dahi geçilmektedir. Takip konusu alacak miktarı İcra veznesine yattıktan sonra menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar; icra veznesindeki paranın alacaklılara ödenmemesi için %15 teminat yatırılması gerekmektedir. Yani icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında; haciz ve satış yapılmaması ile bundan sonra icra veznesindeki paranın alacaklılara ödenmemesi için uygulamada %115 teminat (takip konusu alacağın tümü + %15 teminat) yatırılması gerekir ki alacak konusu para; menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra veznesinde muhafaza edilebilsin. Prof. Dr. Baki Kuru, kitabında bu konuya şu şekilde açıklık getirmiştir.... İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibinin durmasına karar veremez. (m. 72/3). Çünkü menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması halinde, bu davanın başlamış olan icra takibini sürüncemede bırakmak için açıldığı hakkında kuvvetli bir karine vardır. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu davacının gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için yani icra takibinin beşinci safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi safhasını durdurmak için ihtiyati tedbir kararı verebilir. 3 İcra takibinin son safhasından önce, mahkemeden icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında ihtiyati tedbir kararı almış olan borçlu, malların haczedilmesini ve satılmasını önlemek için, (takip giderleri ve faizleri ile birlikte, m.138/2) alacağı karşılayacak parayı (nakit olarak) icra dairesine ödeyebilir. Ancak bu halde borçlunun malları haczedilemez, haczedilmiş ise haciz kalkar, yani borçlunun malları satılmaz. Demek suretiyle; takip sırasında ancak tüm alacak konusu para ferileriyle icra veznesine yatırılırsa; bu paranın alacaklılara ödenmemesi için de %15 teminat karşılığı tedbir kararı alınırsa; ancak bunun soncunda haciz ve satış yapılamayacağını, bir kez daha açıklığa kavuşmaktadır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2.11.2001 tarih ve 16626 E., 17831K. sayılı kararında da; 4 3 Prof. Dr. KURU Baki, İcra İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, s.50 60. 4 Yargıtay 12. Hukuk Dairesi; 2001/16626 E.; 2001/17831 K.; 2.11.2001 T.
Ticaret Mahkemesinin tedbir kararında yazılı alacağın takip masrafları ile birlikte icra veznesine ve teminatın da mahkeme veznesine yatırıldığı dilekçe ekinde tahsilat masraflarından anlaşılmıştır. Bu durumda alacak ve eklentileri teminatla birlikte yatırıldığı için borçlunun malları haciz edilemez, haciz edilmişse talep üzerine kalkar. Demek suretiyle aynı görüşü benimsemiştir. Hemen belirtmeliyiz ki İcra Müdürlükleri bu konuyu genelde yanlış yorumlayıp; ara kararlarında takibin durmasına karar vermektedirler. Bu ara karar hukuki açıdan son derece yanlış ve alacaklıyı hak kaybına uğratacak niteliktedir. Çünkü alacaklı; ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmakla; ancak alacağın tamamı ferileriyle birlikte icra veznesine yatmamış ise; haciz ve satış yapmaya devam edebilir. Bunun önünde hukuki bir engel yoktur. Ne var ki İcra Müdürlükleri tarafından; mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararı yanlış yorumlandığında; takip olduğu yerde durmakta ve başkaca işlem yapılamamaktadır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında; ivedilikle İİK madde 16 vd. gereğince şikayet yoluna başvurulması tavsiye olunur. Somut bir örnekle açıklamak gerekirse; açılan bir menfi tespit davası kapsamında; Ankara Ticaret Mahkemesi, ara kararında; İcra Müdürlüğü nün 2013/ takip sayılı dosyasında takibe konu alacağın borçlu davacı tarafından icra veznesine yatırılması halinde İİK nun 72/3 maddesi uyarınca alacaklı davalılara ödenmemesi için dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir. Karar; İcra Dairesi tarafından hukuka aykırı bir biçimde yorumlanmış ve takip durdurulmuştur. Ticaret Mahkemesi kararının 2. paragrafında ise; takibe konu ( 165.958,56 TL) alacak üzerinden %15 i olan (24.893,78- TL) nakit veya bu miktarda süresiz, koşulsuz, kesin banka teminat mektubunun güvence olarak alınmasına karar verilmiştir. Ne var ki, İcra Müdürlüğü; İcra dosyasında mevcut olan 150.555,87 TL yi ihtiyati tedbir kararının uygulanması için hukuka aykırı bir biçimde yeterli görmüş; takibi durdurmak gibi bir yetkisi olmamasına rağmen takibi durdurmuştur. Kaldı ki Ticaret Mahkemesi kararında takibin durması yönünde herhangi bir ibare de yer almamıştır. Takip konusu alacak icra veznesine yatırıldığı takdirde; borçlu - davacı %15 teminatı da yatırırsa, icra veznesindeki paranın alacaklılara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Bu hukuka aykırı durum; tarafımızca Ankara İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış; şikayetimiz aşağıdaki gerekçeyle kabul edilmiştir. Davacı borçlu165.958,56 TL takip miktarını yatıracak, ayrıca bu miktarın %15ini de teminat olarak yatıracaktır. Bu şekilde verilen karar İİK 72/3 maddesine uygundur. Mahkeme de kararında paranın ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir kararını buna dayandırmıştır. Oysa borçlu 165.958,56 değil; takip miktarını karşılamayacak şekilde 150.555,87 TL yatırmıştır. İhityati tedbir kararının gereği borçlu tarafından yerine getirilmediğine göre icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki mahkeme kararının gereği yerine gelmemiştir. Dolayısıyla müdürlük kararı yerinde değildir. şeklindedir.
Anılan İcra Hukuk Mahkemesi kararı; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/21459 E.; 2014/29321 K. ve 04.12.2014 T. İlamı ile onanmıştır. Bu örnekte; yapılan şikayetin kabul edilmesi akabinde; ihtiyati tedbir kararının şartı yerine gelmediğinden; takibe devam edilmiş; icra veznesindeki para tahsil edilmiş, haciz ve satış işlemleri de kalan borç için devam etmiştir. Sonuç olarak; önemle belirtmek isteriz ki; İcra takibi başladıktan sonra açılan menfi tespit davasının icra takibini durdurması mümkün değildir. Bu icra takibi için, haciz ve satış işlemlerinin önüne geçilmek isteniyorsa; borcun tamamının ferileriyle icra veznesine yatırılması ve yatırılan miktarın %15 inin de menfi tespit davasının açıldığı mahkeme veznesine depo edilmesi gerekmektedir. Yapılan eksik ödeme; yukarıdaki örnekte belirttiğimiz gibi icra veznesindeki paranın tahsilini sağlamıştır. İhtiyati tedbir kararı uygulanamamıştır. Tarafların hak kaybına uğramamaları için konunun hassasiyetle takip edilmesi gerekliliğini bilgilerinize sunarız. KAYNAKÇA Prof. Dr. KURU Baki, İcra İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası. Ankara: Adalet Yayınevi, 2011. Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm İcra ve İflas Kanunu (1932), T.C. Resmi Gazete, 2128, 19/6/1932