DOKUNMAK GEREK. Kötü olmak, iyiymiş gibi davranan bir sahtekar olmaktan daha kötü değil. Yüzleş

Benzer belgeler
AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Doğada İngilizce Öğreniyorum. En İyi İngilizce Etkinlik Yarışması Jüri Özel Ödülü. verime giden yolda. -İçeride Hiç Çocuk Kalmasın- Doğa.

Dünya Onlarla Daha Renkli

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Büyük Öğretmen İsa

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Büyük Öğretmen İsa

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

PENGUENLER GRUBU MART AYI BÜLTENİ

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

ŞEKİL KAVRAMI TEMA ÇALIŞMALARIMIZ KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI SES KAVRAMI ÖZEL BİLGİ İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFI

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini ifade ettik. Atatürk ün

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.

ÖZEL EFDAL ANAOKULU UĞURBÖCEĞİ GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

MART AYI VELİ BÜLTENİ

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

ÖZEL EFDAL ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

İlk 4 soruyu metne göre cevaplayınız. 1 Metinde geçen aşağıdaki cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

D Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz değişkenlik gösterir mi, yoksa her zaman aynı mıdır?

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Bay Çiklet in Bahçesi

4B SINIFI MART AYI BÜLTENİ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

Erkek, dişiden hamile kalır. Ne hayvan ama değil mi! Erkek denizatı, kesesindeki minik yumurtalara gözü gibi bakar. Bu arada yumurtaların yanına

KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI ZIT KAVRAMLAR DUYU KAVRAMLARI. Geometrik Şekil. Yön Mekanda Konum BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR.

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Nazlı Ö. : Yardım isteyeceğim zaman babamdan yardım isterim. Ali A. : Parkta dayımdan yardım isterim. Ayşenaz K. : Rüyamda başıma kötü birşey gelse an

ÇAMLICA ÇOCUK

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

ÇİÇEK GRUBU NİSAN BÜLTENİ

UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ

ÖZEL YAKACIK BALKANLAR KOLEJİ Eğitim Öğretim Yılı. Etkinlik Havuzu KASIM AYI +4 YAŞ

BİZ MUTLU OLALIM DİYE

TASARIM ODAKLI DÜŞÜN KAHVALTILIKLAR

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (19 Aralık Şubat 2017)

EXPLORERS ANAOKULU MART AYI BÜLTENİ

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

.com 2. SINIF 1. DÖNEM TATİL KİTABI

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

Herkese Bangkok tan merhabalar,

ÖZEL EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU NİSAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEKLER TEMASI

Pestisitler ülkemiz tarımında yaygın olarak kullanılmaktadır.

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi

Engelli kardeşlerimizin yüzü gülmeye başladı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK POSTASI 2

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

PENDİK MERKEZ İLKOKULU 1-D SINIFI HAFTA SONU ÇALIŞMALARI

Takvimdeki Deniz (Şiir İncelemesi)

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ (24 Mart Mayıs 2014)

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

SANAT ATÖLYEMİZ ATÖLYEDE NELER OLUYOR? Renk çalışmaları, Üç Boyutlu Çalışmalar ve Otoportre Çalışmaları

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

ANLATIM BOZUKLUKLARI

Transkript:

KILIC 1 Altan Berdan Kılıç 21400276 Türkçe 101- Şube 18 Ali Turan Görgü 16.11.2015 DOKUNMAK GEREK Kötü olmak, iyiymiş gibi davranan bir sahtekar olmaktan daha kötü değil. Yüzleş kendinle Müzeyyen. (Kopan 76) diyen kahramanımız, Ömrüm boyunca, ikinci el eşya satan bir dükkanın vitrinine bakar gibi baktım hayatıma. (Kopan 54) diyerek hem kendisiyle hem de çevresiyle bir iç hesaplaşma yaşıyor. Saatçi Nejat Bey le ev Hanımı Meral Hanım ın kızı, Çiğdem in ablasıdır Müzeyyen. Altı yaşlarındayken bir kardeşi olacağı haberiyle sarsılır. Kıskanıyordum. Bu yeterli değil miydi, sevgisizliğimi anlatmak için? (Kopan 71) der. Sonra da hep nefret eder kardeşinden. Yaşamın merkezine kendisini koyan kahramanımız aslında tüm çocuklar böyledir, çocuk ancak başkalarının düşüncesiyle temasa geçtiği zaman mantıklı olmaya başlar - öylesine içe kapanıktır ki yetişkin biri olduğunda arkadaşı Özlem le izlediği filmde, Açıklamam yasak olmasaydı eğer Yaşadığım zindanın sırlarını, Öyle şeyler anlatırdım ki sana, Tek kelimesi aklını başından alır, Kaynayan kanını donduruverirdi.

KILIC 2 Hamlet in dizelerinde dile gelen gerçeklikle, başkalarının da acıları olduğu gerçeğiyle, belki de ilk kez ciddi anlamda yüzleşir ve kendisini sorgulamaya başlar. Uzun zaman ayrı kaldıkları Çiğdem le babaları ölmek üzereyken tekrar karşılaşır Müzeyyen. Onun çektiği acıları dinledikçe yumuşamaya başlar kardeşine kapalı kalbi. Ve şöyle der içinden: Başaramamıştık hayatı. Sonunda dönüp dolaşıp birbirimize sığınmıştık işte. Anılarımıza. Çocukluğumuza. (Kopan 123) En uzak mesafe birbirini anlamayan iki kafa arasındadır. der Can Yücel. Düşünüyorum da ne kadar uzağız en yakınımızdakilere. Ailemize, aynı apartmanı paylaştığımız komşularımıza, okulumuzda sıra, işyerimizde mesai arkadaşlarımıza. Kan donduran paylaşımlar olmuyor aramızda. Charles Bukovski de: Afrika ya ilaç göndermeye karar vermiştik, fakat hepsinin üzerinde tok karınla alın yazıyordu. diyor. Uzağı yakın etmek de yetmiyor demek ki. Paylaşmak, ama neyi? Sanırım her şeyden önce, duyguları. Duygudaşlıktır belki de Müzeyyen in acılarını dindirecek olan. Tabii, bizimkini de. Yoksulluk, Marquez e göre: Elini cebine attığında cebin boş olması değil; çıkardığında o eli tutacak kimse olmamasıdır. Müzeyyen in dramı Marguez in yoksulluk tanımına tıpa tıp uyuyor bence. Tutunacak bir dal arıyor kahramanımız. Bulamıyor. Metropollerde, birey olmayı başarabilenler, belki de bu nedenle insanlardan daha çok kitaplarla dost. Onları kitaplara çeken kan donduran

KILIC 3 paylaşımlar mı dersiniz? İyi de kitaplardaki kan donduran paylaşımlar insana ait değil mi? Tutunacak bir dal ararken Müzeyyen, nerede o insanlar, nerede? Ne zaman öğreneceğiz birbirimizin yaralarını sarmayı, ne zaman? Kitaplarla yetinmeyeceğim artık. Dokunmak istiyorum insanlara, aklımı başımdan alacak öykülerini dinlemek için. Evet, dokunmak, anahtar kavram bu olmalı. Müzeyyen in dramı dokunamamak olabilir mi? Belki benimki de. Bunu dert edinen herkesinki de. Ya kalabalıklar içinde yalnız olacağız ya da sürünün bir parçası. Hayır, üçüncü bir yol olmalı, yoksa da yaratmalıyız. Kim bilir belki de üçüncü yolu ararken dokunuruz birbirimize. Doğayla barışıktır Müzeyyen. Aslında kendisini doğanın bir parçası olarak gören, doğayla bütünleşmiş insanlarla da yoktur sorunu. Onun derdi doğanın egemeni haline gelen insan(lık)ladır. Şöyle der yağmur altında yürüyüşe çıktığı bir gün: İnsan olmaktan utanmadığın tek andır, ağaçlar gibi, çiçekler gibi, köpekler, kuşlar, kediler, bildiğin-bilmediğin bütün hayvanlar gibi ıslandığın an. Doğanın bir parçası olduğunu hissedersin. Manzaraya dışarıdan bakan kibirli insanlardan uzakta, o manzaranın bir parçası olursun. Irkının kendini beğenmişliğini unutur, bir böcek kadar özgür, sunarsın kendini doğaya (Kopan 74) Kitapta beni en çok etkileyen bölümdü Müzeyyen in bu sözleri. İnsanın kendine yabancılaşması da böyle başladı sanırım, doğaya müdahalesiyle. Avcılık-toplayıcılık aşamasından tarım toplumuna geçerken daha mutlu olacağını sanıyordu insan(lık). Evcilleştirirken bitki ve hayvanları, kendi özgürlüğünü de yok ettiğinin farkında

KILIC 4 değildi. Tüketemeyeceğinden fazlasını üretti. Üretimin tüketilemeyen kısmına birileri el koydu. Böyle başladı sınıflı toplumlar ve kölelik. Geçenlerde ülkemizi ziyaret eden Mujica: Düşündüğün gibi yaşa yoksa yaşadığın gibi düşünürsün. dedi. İnsanlık da yaşadığı gibi düşünmeye başladı. Yemek ve uyku dışındaki tüm zamanını çalışarak geçiren insanlar, doğayla birlikte, giderek kendilerine de yabancılaştılar. Her anımızı daha çok kazanmak için geçirir olduk. Büyük bir açgözlülükle her şeye saldırmaya başladık. Bizim dışımızdaki canlı- cansız varlıkların yaşam alanlarını daralttıkça türler yok olmaya başladı. Derelerin akışını durdurduk, derelerde yaşayan türleri de yok ederek. Köstebek yuvasına çevirdik toprağı. Dünyayı doğanın diğer bileşenleriyle paylaşmayınca, birbirimizle paylaşmayı da unuttuk. Onları yaşatmak için çaba göstermeyince, dayanışma duygumuz da yok oldu giderek. Kim bilir, belki de, ailemizden tutun arkadaşlarımıza kadar tüm ilişkilerimiz sorgulanmaya muhtaç bu nedenle. Yok ettiğimiz sadece doğa değildi. Onunla birlikte kendi sonumuzu da hazırlamaya başladık. Türler yok oldukça kendi besin kaynaklarımızı da yok ettik. Beslenebilmek için daha çok üretmek gerekiyordu, genleriyle oynadık türlerin. GDO böyle girdi hayatımıza, yol açtığı hastalıklarla birlikte. İlişkilerimiz de GDO lu artık. Onun için, İnsan değil bizim adımız, yalancı, katil, ikiyüzlü, rezil (Kopan 74) diyor ya Müzeyyen. İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin kuyunun dibindeki taş gibi

fakat öbür tarafın öylesine karışmalı ki dünyanın kalabalığına sen ürpermelisin içerde dışarda kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa der, Nazım. Yalnızlığımızı giderecek reçete bu olmalı. Kırk günlük yolda kıpırdayan yaprağa duyarlılık. Daha çok duyarlılık. Böceğe de çiçeğe de. Dereye de denize de. Yalnızca bireysel değil, toplumsal duyarlılık aynı zamanda. İlle de insana duyarlılık. KAYNAKÇA Kopan, Yekta. Aile Çay Bahçesi. İstanbul: Can Yayınları, 2013. Baskı.