Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Benzer belgeler
I. Musammat Kaside. 1. Esdi nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem. Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

JOURNAL OF SOCIAL AND HUMANITIES

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan

NEF Î FELEK İLE NEDEN SÖYLEŞMİYOR? ÖZET

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

Müşterek Şiirler Divanı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

şeh-nişin: pencere çıkması, balkon ; âgûş: kucak ; dâye: dadı ; pîraye: süs

74- Makam, Mevki. Evvelîn pendi budur pîr-i mugânun rinde Ki sakın sehv ile dil-dâde-i câh olmayasın. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 796/7.

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

249- Yiğitler Unutulmuş

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Mantıkî ve Bir Hezliyyesi. Tâhirü l-mevlevî (Olgun) [Metin-Şerh] Hazırlayan Abdulmuttalip İpek

* Yard. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi. DiVAN ŞAiRLERİNİN GAZELLERiNDE HARF. MehmetAKKAYA *

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

17. YÜZYIL DİVANLARINDA NEF Î ETKİSİ. Öğr. Gör. M. Nurefşan KAPAL * Fatih Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu, Çocuk Gelişimi Bölümü

œ œ œ. œ œ œ œ œ œ œ œ

tellidetay.wordpress.com

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Azrail in Bir Adama Bakması

Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek

Çileler sıkıntı yoldaşın oldu Ömrüne her zaman kahırlar doldu Henüz açan gülün çok çabuk soldu Dört mevsim bitmeyen kış mıydın anne

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

199- Güzellik. Bî-bedel gerçi ki yok hüsn ile senden gayrı Var mıdur hüsnüne de âyîne benden gayrı. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 847/1.

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

mef ûlü / mefâ îlü / mefâ îlü / fa ûlün

Yrd. Doç. Dr*. A li Osman COŞKUN*

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmış sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

1) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamlıdır?

Anlamı. Temel Bilgiler 1

BİR ŞİİR MECMUASI HAKKINDA

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Bilge Şair Yunus Emre

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

nevi den ( Mes 9şirli) r H i k â y ele

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TANZİMAT ÖNCESİNDEN II. MEŞRUTİYET DEVRİNE KADAR BASININ GELİŞİMİ İLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRME

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

DERS YILI MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ VE FEN LİSESİ 10. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ YARIYIL ÖDEVİ

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

İNSAN HALLERİ. Ümitleri, hayalleri, korkuları ve kuruntularıyla: BU BÖLÜMDE:

SELANİK HORTACI CAMİSİ

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

SAMSUNLU DİVAN ŞAİRLERİ

Ziya Paşa. Zeus tarafından yazıldı. Pazartesi, 05 Nisan :27 - Son Güncelleme Pazartesi, 05 Nisan :03

TENKİTLİ BİR DİVANA DİPNOTLARINDAN BAKMAK HAYRETÎ DİVANI ÖRNEĞİ

Nefsin iki hali vardır. Üçüncüsü yoktur. Biri bela diğeri afiyet...

AZERBAYCAN A HESR OLUNMIŞ HUSUSİ ELMİ KONFERANS XI.2013, WARŞOVA-POLONYA

KLASİK TÜRK EDEBİYATINDA ÂSİYÂ

SYMBOL OF LOVE: APPLE

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

SÖZCÜKTE ANLAM (MECAZ-SOYUT- SOMUT)

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ABSTRACT: In this article we examined müselles (triplet) that is used so rare in Divân poetry. Moreover, two müselles of Kâzım Paşa are given.

Bu vesileyle hem vefk usülü tarihi hem de zaman içinde husule gelen bazı hissiyatımızı ifade eden manzumeleri bir araya getirmek istedik.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

SU KASÎDESİNDEN BEŞ BEYİT ÜZERİNE BİR ŞERH DENEMESİ

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

tellidetay.wordpress.com

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

Zikir hareketleri, 1 li, 2 li, 3 lü ve 4 lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanır.

AVNÎ (FATİH) DÎVÂNI. Hazırlayan. Muhammed Nur Doğan

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları. ŞEYH GÂLİB Gazel

49- Huzur. Dü kevnde garaz âsâyiş ise ey Nâbî Bed-âzmâ vü bed-âmûz u bed-ma âş olma. Yusuf NÂBİ , Urfa G. 796/7.

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

17. YÜZYIL DİVAN ŞAİRLERİNDEN RIZÂYÎ NİN BİLİNMEYEN GAZELLERİ * Yrd. Doç. Dr. Hüseyin GÖNEL. Şefika YAPICI (Doktora Öğrencisi)

Araştırma Makalesi-Research Article

Transkript:

Nef î Gazel Tûtî-i mu cize-gûyem ne desem lâf değil Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil tûtî:papağan mu cîze-gû: mucize söyleyen Ben mucizeler söyleyen bir papağan gibiyim. Sözlerim kuru bir sözden ibaret değildir. Felekle konuşamam, çünkü onun gönül aynası temiz değil. Şair, kendisini sıradışı, mucizevî sözler söyleyen bir papağana benzetmektedir (teşbih). Papağan konuşmayı ayna karşısında öğrenir. Buradaki ayine feleğin gönlüdür (açık istiare). Saf olmayan ayna paslıdır. Bu aynanın karşısında konuşulmaz. Feleğin üzerindeki bulutlar da bu paslara benzer. Ayrıca, feleğin sözüne güvenilmez. Şair, bunu onun sinesinin saf olmaması sebebine bağlamaktadır (hüsn-i ta lil). Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil Sinesi saf olmayana gönül ehli diyemem. Gönül ehli insanların birbirlerini bilmemesi insafa sığmaz. Gönül ehli, Hak âşıklarının da gönlü, her türlü kötülüklerden arındırılmış olmalıdır. Yine endîşe bilir kadr-ı dür-i güftârım Rûzigâr ise denî çarh ise sarrâf değil güftâr: söz denî: alçak çarh: dünya, talih, çark Söz incimin değerini yine kendi düşüncem bilir. Zamane alçak. Felek, talih ise sarraf değilse ne önemi var? Zamane insanları, sözlerinin kıymetini alamazlar. Talihi, bahtı ise bu inciye benzeyen sözlerin kıymetini anlayacak bir sarraf değil. İnci çarkta delinir. Şair bu yüzden çarh kelimesini tercih etmektedir. Endîşe, rûzgâr kelimelerinde mecaz-ı mürsel vardır. Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma âni elime Âleme bezl-i güher eylesem itlâf değil miftâh: anahtar bezl: saçmak itlâf: telef etme, israf etme Mana hazinesinin kapısının anahtarı elime geçti. Dünyaya, cevher saçsam yine israf etmiş sayılmam. 1

Manayı bir hazineye benzeten şair, buradan değerli anlamlar çıkardığını söylemektedir. Levh-i mahfûz-ı sühandir dil-i pâk-ı Nef î Tab -ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil Levh-i mahfûz:korunmuş, gizli levha; Allah tarafından insanlarının kaderinin yazıldığı kitap, mukadderat tab : huy, tabiat, mizaç Nef î nin temiz gönlü sözün gizlendiği bir kitap gibidir. Dostların şairlikleri gibi küçük sarraf dükkanı değildir. Gönlü, sözlerin, ilahî sırların yazıldığı bir levhaya benzer (teşbih-i belîğ). Diğer şairler gibi başkalarından aldığı mücevherleri satan küçük bir dükkan değildir. tab-ı yâran dükkançe-i sarraf (teşbîh-i belîğ) 2

Nef î Gazel Hem kadeh hem bade hem bir şûh sâkîdir gönül Ehl-i aşkın hâsılı sahib-mezâkıdır gönül Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n ola Nice demlerdir esîr-i iştiyâkıdır gönül Dildedir mihrin ko hâk olsun yolunda cân u ten Ben ölürsem âlem-i ma nâda bâkîdir gönül Zerredir ammâ ki tâb-ı âfitâb-ı aşk ile Rûzigârın şemse-i tâk u revâkıdır gönül Etse Nef î n ola ger gönlüyle dâ im bezm-i hâs Hem kadeh hem bade hem bir şûh sâkîdir gönül Nef î Gazel Âşıka ta n etmek olmaz mübtelâdır n eylesin Âdeme mihr ü mahabbet bir belâdır n eylesin Gönlü dilberden kesilmezse acep mi âşıkın Gamzesiyle tâ ezelden âşinâdır n eylesin N ola ta yin etse zabt-ı mülk-i hüsnü gamzeye Zülfü bir âşüfte-i ser-der-hevâdır n eylesin Zülfüne kalsa perîşân eylemezdi dilleri Anı da tahrîk eden bâd-ı sabâdır n eylesin N ola olsa muztarib hâl-i dil-i uşşâkdan Sînesi âyîne-i âlem-nümâdır n eylesin Olmasa Nef î n ola dil-beste zülf-i dilbere Tab -ı şûhu dâma düşmez bir Hümâdır n eylesin Nef î Divânı, Haz. Metin Akkuş, Akçağ Yay., Ankara 1993. 3

NEF Î SİHÂM-I KAZÂ Sihâm-ı Kazâ, Kaza Okları anlamında şairin hicivlerinin yer aldığı mecmuasının adıdır. Eserde zekâ ürünü, sanatlı hicivlerin yanında kaba sözler ve ağza alınmayacak ifadelerle yüklü manzumelere de yer verilir. O kendisine hitap şekline göre tavır almaya çalışmış, ince nüktelere incelikle, kaba nüktelere de aynı kabalıkla cevap vermiştir. Tahir Efendi ve Şeyhülislam Yahya ile yazdıkları karşılıklı hicivler zarif hicivlerinin güzel örneklerindendir. Nev îzade Atayî, Ganizade Nadirî, Derviş Ali, Halil Paşa, Recep Paşa, Azmîzade Haletî, Kafzade Fa izî ve Şeyhülislâm Yahya hakkında ise ağza alınmayacak hicivler söylemiştir. Sihâm-ı Kazâ da kullanılan dil son derece açıktır. Şair, hicivlerinde de edebî sanatlara fazla iltifat etmemiştir. Nef î, O, övgü ve yergide ifrat ve tefrit yolunu seçer. O hicvin yaratılışına uygun düştüğünü düşünür: Kahpe hicvine tenezzül mi ederdüm ammâ / Bir kazâ ile bu da tab uma çesbân düştü Sadrazam Gürcü Mehmet Paşa nın, kendisine yazılan ağır hicivler sebebiyle onu öldürtmeye niyetlendiği, ancak şeyhülislâmın fetvâ vermediği söylenmektedir. Onun genel bir kabulle, yazdığı bir hicivden dolayı katledildiği bilinmektedir. Onun, hicivlerinden ziyade siyasi bazı faaliyetleri sebebiyle öldürülmüş olabileceği de söylenmektedir. Bazı mecmua ve yazma divan nüshalarında bulunan bir şiirindeki şu bentler, katline sebep olarak gösterilmektedir: Sâhib-hilâfet Oldu dev âfet Kuzgun kıyâfet Anlar da bunda Nef î vefâdır Şi riyle nâdir Ol puşt-ı kâfir Onlar da bunda (Akkuş 1998:100) Sihâm-ı Kazâ, Nef î nin sonunu hazırlayan eser olmuş ve kendisinin gözden düşmesine sebep olduğu gibi engerek yılanın öldürülmesinin dört mezhepte caiz olması gibi Nef î nin de öldürülmesi caizdir şeklinde bir kanının doğmasına sebep olmuştur. 4

Sihâm-ı Kazâ Der-Hakk-ı Peder-i Hîş (Mehmed Beğ) Sa âdet ile nedîm olalı peder Hâna Ne mercümek görür oldı gözüm ne tarhana Peder hana, mutlulukla arkadaş olalı, gözüm ne mercimek, ne tarhana gördü. Züğürtlük âfetüm oldı aceb midür itsem Peder gibi buradan ben de arz-ı cer Hâna cer:çekme, sürükleme, para, eşya vs. çekme Züğürtlük başıma bela oldu. Peder gibi ben de para isteğimi hana arz etsem, şaşılır mı? Eger müsâ ade itmezse bir tulum yağa İki tulum kumuz olsun nedür zarar Hâna kumuz: Eğer, bir tulum yağa izin vermezse, iki tulum kumuz olsun. Bunun hana zararı nedir? Buna da hısset olur mı ki günde bin Tatar Tulum tulum kumuzı pîşkeş çeker Hâna hısset:cimrilik Buna da cimrilik olur mu? Günde bin Tatar, tulum tulum kumuzu Hana peşkeş çeker. Peder de mi aceb imsâk Hânda mı bilmem Nezâket ile bunı kim su âl eder Hâna imsâk:perhiz, bir şeyden el çekme, cimrilik Cimrilik pederde mi, yoksa handa mı acaba? Bunu nazikçe hana kim sorabilir? Peder degül bu belâ-yı siyehdür başuma Sözüm yirinde n ola güç gelürse ger Hâna Bu peder değil, başıma kara bir beladır. Sözüm yerinde söylenmiştir, hana ağır gelse de ne var? Benüm züğürtlük ile ellerüm taş altında Müzahrefâtun o dürr ü güher satar Hâna müzahrefât: süprüntüler, pislikler Benim züğürtlükten ellerim taş altında. O ise süprüntülerini inci ve cevher olarak hana satar. 5

Ben ıztırâb ile bunda semâ a girmede ol Dü beyt okur nağamât ile def çalar Hâne nagamât:nağmeler Ben ıstırapla buralarda dolaşırken, o hana ezgi ile iki beyit okuyup göklere çıkmakta. Zügürd olursam olaydım ne çâre kâ il idüm Olaydı baş sokacak denlü muhtasar hâne kâil: razı muhtasar: kısa Züğürt olursam olayım, elden ne gelir? Başımı sokacak küçük bir ev olsaydı buna razı olurdum Hudâ bilür ki sözüm serteser hakîkatdür Baş ağrıdur der isem lîk serbeser Hâne serteser: baştan başa lîk:fakat serbeser:başbaşa Allah bilir, sözüm baştan sona gerçektir. Fakat, hana söylersem onun başını ağrıtır. O demde kim peder-i nâbekâr-ı sifle-nihâd Beni garîb koyup oldı hem-sefer Hâne nâbe-kâr: işsiz, işe yaramaz,hayırsız sifle: alçak,adi O sırada, alçak tabiatlı hayırsız peder, beni garip koyup hana yoldaş oldu. İki kasîde komışdı ekâbiri cer içün Anunla toldı yine şehr içinde her hâne doldu. Büyüklerden caize için iki kaside koymuştu. Onunla bile şehr içindeki bir ev bile Ne câ ize ne sıla var bu yerde meddâha Meger idem yine varınca ber-güzer hâne ber-güzer: hediye, hatıra Hana, varınca hediye edecek, burada, bu meddah için ne caize, ne sıla var? Peder bu mısra ı hod kendi söylemişdi bilür Minâre üstine laklak çıkar yapar hâne Giderdüm âh velî korkaram ki ammüm de Tuyarsa gitdigim ardumca cân atar Hâna Belâ bir iken üç olurdı başına Hânun Ederdi her biri bir gûne arz-ı cer Hâna 6

gûne: tarz, şekil Üçi de cerr-i muvâfık ederdi birbirine Biri birin yine tenhâda hem geçer Hâna Belâ budur ki ri âyet ederse Hân bize ger Ne denlü var ise cerrâr azm eder Hâna cerrâr: dilenci Bu denlü asker-i cerrâra memleket lâzım Ne kişver-i Leh ü Çeh ne Kırım yeter Hâna Bu hayret ile varup geldigümce ahbâba Kimi söger pedere kimisi güler Hâna Birisi Mîr Şeref dür kadîmi ahbâbun Du â-yı hayr eder olmaz hem ol kadar Hâna Görünce hâlimi şetm-i galîz eder eder pedere Döner yemîn eder ardınca hem natar Hâna şetm-i galîz: edebsiz küfür Ki Hân sevâba girüp ger babanı katl itse Du â ederdi felekden ferişteler Hâna ferişte: melek Niçün deyince hemen handenâk olup der kim Niçe nedîm olur öyle le îm-i har Hâna handenâk:gülücüklü le îm: alçak, aşağılık, cimri kimse Denâ etinden eger bir latîfe nakl etsem Olurdı tuhfe-i makbûl mâ-hazar Hâna denâet:alçaklıklar mâ-hazar: hazır bulunan tuhfe: hediye Soyardı na lini ölmiş eşeklerün yolda Verürdi nân ü piyâza konunca her hâne nân: ekmek Nigâh-ı hasretile reng ü fer komaz bilürem Meded tuyurmasun ana gelince zer hâne Kırımî Hân sana verse babandan artar mı Yabana söyleme verme varup keder Hâna 7

Babana bin deve sana da bir keçi verse Anı dahi bana ver diyü göz kapar Hâne Kanâ at eyle baban gibi olma pes cerrâr.de tek verme derd-i ser Hâne Tevekkül eyle cenâb-ı Hudâya ahvâlün Ne şer i âhere arz eyle ne Tâtâr Hâna âher: diğer 8