EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN SONA ERMESİ, MAL REJİMİNİN TASFİYESİ, İSTENEBİLECEK ALACAKLAR, BELİRLENMESİ VE HESABI (Yargıtay Kararları ile)



Benzer belgeler
Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

Edinilmiş mal sayılan değerler:

EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMLERİ, EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN MALVARLIĞI EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Uygulamaya İlişkin Sorunlar

EDİNİLMİŞ MALLAR KATILMA

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ

Aile Hukukumuzda Mal Rejimleri ve Eşin Yasal Miras Payı

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

İÇİNDEKİLER: 1-GİRİŞ 2-MAL REJİMİ TÜRLERİ 3-MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ I. Sözleşmenin İçeriği ve şekli II. Sözleşme Ehliyeti 4-EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,

T.C ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

TAZMİNAT HESAPLARINDA ASGARİ ÜCRETLERİN UYGULANMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İTÖHK/1

AVUKAT YASİN GİRGİN

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI

KARI - KOCANIN HAKLARI

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

3. MÜLGA TÜRK MEDENİ KANUNUNDA ÖNGÖRÜLEN MAL REJİMLERİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

T.C. YARGITAY. Hukuk Genel Kurulu. Karar Tarihi: YARGITAY KARARI. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 5 YARGITAY KARARI

İlgili Kanun / Madde 5510 S.SGK/21 RÜCÜ HAKKI HALEFİYET

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /19 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15387 Karar No. 2014/16184 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 1475.S.İşK/ S.İşK/57 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2009/17310 Karar No. 2011/19792 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/61 YAŞLILIK AYLIĞININ HESAPLANMA YÖNTEMİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/46 HAFTA TATİLİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

İlgili Kanun / Madde BK/66

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK. /68

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

MAL REJİMLERİ, MAL REJİMİNİN TASFİYESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/53,54,57

Yapılan bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince;

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı: MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

DANIŞTAYIN HAKSIZ ÇIKMA ZAMMIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.TBK/420

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

Yeni TTK na Göre Şirket Birleşmeleri ve Bölünmeleri. Mustafa TAN E. Gelirler Başkontrolörü YMM

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

BOġANMADAN SONRA EVLĠLĠK ĠÇĠNDE EDĠNĠLEN TAġINMAZLARA KATKI PAYI TALEBĠ

İlgili Kanun / Madde 854 S. DİşK/1

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

UYGULAMADA MAL REJİMİ DAVALARI MARITAL PROPERTY CASES IN PRACTICE

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

UZUN SÜRELİ ARAÇ KİRALAMA - FİNANSAL KİRALAMA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İlgili Kanun / Madde 5953 S.BİşK/6,8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

Transkript:

EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN SONA ERMESİ, MAL REJİMİNİN TASFİYESİ, İSTENEBİLECEK ALACAKLAR, BELİRLENMESİ VE HESABI (Yargıtay Kararları ile) Av.Ünzüle Küçüköner A) EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN SONA ERME ANI TMK Madde 225- Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. GEREKÇE MADDE 225 - Birinci fıkrada edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erme hâli olarak, eşlerden birinin ölümü veya başka rejiminin kabul edilmesi öngörülmüştür. İkinci fıkrada evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine ya da mal ayrılığına geçilmesine mahkemece karar verilmesi hâllerinde, edinilmiş mallara katılma rejiminin son bulması öngörülmüştür. Burada mahkemenin buna ilişkin kararının kesinleşmesinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye edilmesi söz konusu olacaktır. Mal rejiminin tasfiyesinde, malların tasfiye anındaki değerleri göz önüne alındığından, bu düzenlemeyle birinin davayı olabildiğince uzatarak diğer eşin edinilmiş mallarındaki artışa ve bu artış dolayısıyla kendi payını arttırmasına engel olunmuştur. hükmü gereği; Katılma Rejiminin sona erme anı; -Evlilik boşanmayla sona ermişse, boşanma davasının açıldığı tarih,( TMK Madde 179 - Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. -Evlilik iptal sebebiyle sona ermişse, iptal davasının açıldığı tarih,( TMK Madde 158 - Evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eş bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur. Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. -Hakim kararıyla Mal Ayrılığı Rejimine geçilmesi halinde, davanın açıldığı tarih, ( TMK md.206 - Haklı bir sebep varsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir. Özellikle aşağıdaki hallerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir: 1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması, 2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması, 3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi, 4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması, 5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması. Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.. Olağanüstü Mal Rejimi olarak Mal Ayrılığa geçişmesi davasında TMK md.207 Yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir. TMK Madde 208 Eşler, her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya başka bir mal rejimini kabul edebilirler. Mal ayrılığına geçişi gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine eski mal rejimine dönülmesine karar verebilir. TMK Madde 212 Mal ayrılığına geçildiği takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşler arasında önceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin hükümlere göre yapılır. TMK Madde 462 Aşağıdaki hallerde vesayet makamının izni gereklidir:..9. Mal rejimi sözleşmeleri.. TMK Madde 706/.f 2- Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tabidir. ) -Eşlerden birinin ölümüyle sona ermişse, eşin ölüm tarihi,

-Eşlerin başka bir mal rejimini kabul etmeleri halinde, noterde mal rejimi sözleşmesi yapıldığı tarihtir. (TMK md.203 -Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler. TMK Madde 204 Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir. Küçükler ile kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar. TMK Madde 205 Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur. ) 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/8138,Karar: 2006/15389,Karar Tarihi: 09.11.2006 Evlilik boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/12451,Karar: 2005/14803,Karar Tarihi: 25.10.2005 Taraflar evlendiklerine ve mal rejimi sözleşmesi yapmadıklarına göre aralarında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Mahkemece evliliğin iptal ve boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Açılmış olan boşanma, iptal davası veya mal ayrılığına geçilmesi davasının red edilmesi halinde, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi eşler arasında geçerli olmaya devam edecektir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/10089,Karar: 2006/18428,Karar Tarihi: 26.12.2006 Davacı koca tarafından açılmış bulunan boşanma davası reddedilmiş, karar kesinleşmiştir. Eşler arasında yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Davacı kocanın talebi, edinilmiş mallar yönünden de tasfiyeyi amaçlamaktadır. Açılmış olan boşanma davası reddedildiğine göre yasal mal rejimi devam etmektedir. Evlilik içinde ortak alınan eşyalar hakkındaki davada dava şartı oluşmadığında <hüküm verilmesine yer olmadığına> karar verilmesi gerekir. Ayrıca TMK Madde 213 Mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklığın alacaklılarının, üzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk dışında bırakamaz. Kendisine böyle mallar geçmiş olan eş, borçlardan kişisel olarak sorumludur; ancak, söz konusu malların borcu ödemeye yetmediğini ispat ettiği takdirde, bu ölçüde kendisini sorumluluktan kurtarabilir. Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin sona ermesi ve tasfiyede, eşler arasındaki evlilik birliği 1.1.2002 öncesine dayanıyor ise; EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMLERİNİN VE SONA ERME TARİHLERİNİN ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir. Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin sona ermesi ve tasfiyede, eşler arasındaki evlilik birliği 1.1.2002 öncesine dayanıyor ise, TMK md. 179 gereği uygulanacak hükümlerin belirlenmesi için, eşlerin hangi tarihlerde hangi rejime tabi olduklarının belirlenmesi gerekecektir. TMK Madde 179 Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/3121,Karar: 2010/114,Karar Tarihi: 15.01.2010 Taraflar 19.10.1984 tarihinde evlenmişler. 3.7.2006 tarihinde açılan dava sonunda boşanmışlar ve boşanma kararı 24.4.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz kooperatif hissesi durumunda olup, davalı kadın adına 5.4.1997 tarihinde üye olunmuş 25.7.2005 tarihinde ise dava dışı üçüncü kişiye devir yapılmıştır. Taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM. md. 170) bu tarihten itibaren mal rejiminin sona erdiği 3.7.2006 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 s. Yürürlük K. md. 10/1) Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre kooperatif ödemelerine davacının da kazancıyla katkı da bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak katkının oranı ve miktarının belirlenmesi bakımından 1.1.2002 tarihinden önce ve sonra yapılacak araştırmalar farklıdır.

* Eşler arasındaki evlilik birliği 1.1.2002 öncesine dayanıyor ise, evlilik tarihinde 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri yürürlükte olacak ve evlenme mukavelesiyle kanunda muayyen diğer usullerden biri de kabul edilmemiş ise, aralarında evlenme tarihinden- 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri gereği yasal rejim olan Mal Ayrılığı Rejiminin geçerli olduğu kabul edilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmesi ile, 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 10- Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar hükmü ve 4721 sy. TMK ( Yasal Mal Rejimi başlıklı md.madde 202/f1 - Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. hükmü gereği, taraflar ayrıca bir sözleşme yapmamış ise, aralarında; 1.1.2002 tarihinden itibaren Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi geçerli olacaktır. 4721 sy.tmk md.225..evliliğin boşanma sebebiyle..sona erdirilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. hükmü gereği, taraflar aralarındaki Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, boşanma davasının açıldığı (boşanma hükmünün kesinleşmesi şartı ile) tarihte de sona erecektir. Bu durumda, 1.1.2002 öncesine dayanan evliliklerde, yeni TMK yürürlüğe girdikten sonra açılan bir boşanma davası var ise ve eşler mal rejimleri konusunda ayrıca bir sözleşme de yapmamış ise taraflar arasında, -Evlilik tarihinden- 1.1.2002 tarihine kadar Mal Ayrılığı Rejimi -1.1.2002 tarihinden- Katılma Rejiminin sona erdiği (boşanma davasının açıldığı tarihe kadar) da Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi geçerli olacak Ve mal rejiminin tasfiyesinde uygulanacak hükümler de buna göre belirlenecektir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/16726,Karar: 2006/1095,Karar Tarihi: 07.02.2006 Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında, bu tarihe kadar, tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. 20.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/5436,Karar: 2005/7112,Karar Tarihi: 31.05.2005 Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde "T.M.Y.'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar." hükümleri yer almaktadır. * Eşler arasındaki evlilik birliği 1.1.2002 öncesine dayanıyor ise, evlilik tarihinde 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümleri yürürlükte olacaktır. Ancak eşler Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 10 /f. 3 da belirtilen bir yıllık süre içerisinde, mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağını kabul etmişler ise, bu durumda; Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Madde 10 /f. 3- Şu kadar ki eşler, yukarıdaki fıkralarda öngörülen bir yıllık süre içinde mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağını kabul edebilirler. hükmü gereği, taraflar arasında evlenme tarihinden itibaren Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi geçerli olacağı kabul edilecektir. Yine bu durumda da; 4721 sy.tmk md.225..evliliğin boşanma sebebiyle..sona erdirilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. hükmü gereği, taraflar aralarındaki Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, boşanma davasının açıldığı (boşanma hükmünün kesinleşmesi şartı ile) tarihte de sona erecektir. Bu halde; 1.1.2002 öncesine dayanan evliliklerde, yeni TMK yürürlüğe girdikten sonra açılan bir boşanma davası var ise ve eşler Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli

Hakkında Kanun Madde 10 /f. 3 da belirtilen bir yıllık süre içerisinde, mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağını kabul etmişler ise, Taraflar arasında, -Evlilik tarihinden- Katılma Rejiminin sona erdiği (boşanma davasının açıldığı tarihe kadar) da Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi geçerli olacaktır. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2011/2065,Karar: 2012/1101,Karar Tarihi: 23.02.2012 Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak ve mülkiyet hakkının tanınması isteğine ilişkindir. Taraflar 07.06.1979 tarihinde evlenmişler, kural olarak eşi B. A. A.'ın 10.11.2006 tarihinde vefatıyla TMK.nun 225. maddesi uyarınca evlilik ölümle son bulmuştur. Ne var ki, taraflar 30.12.2002 tarihinde Bakırköy 18. Noterliğinde 20851 yevmiye numarasıyla <Düzenleme Şeklinde Edinilmiş Mallara Katılma Sözleşmesi>ni yapmışlar ve bu sözleşmeyle evlendikleri 7 Haziran 1979 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aralarında edinilmiş mallara katılma rejimini kabul ettikleri anlaşılmıştır. 4722 sayılı TMK.nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 10/3. maddesinde; <Şu kadar ki, eşler, yukarıdaki fıkralarda öngörülen bir yıllık süre içinde mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağını kabul edebilirler> denilmiştir. Görüldüğü gibi tarafların maddede açıklandığı biçimde edinilmiş mallara katılma rejimini evlilik tarihinden geçerli olmak üzere kabul ettikleri saptanmıştır. Mahkemece, taraflar arasında geçerli bulunan ve noterlikte düzenlenen edinilmiş mallara katılma sözleşmesinde yer alan hükümler değerlendirilmediği gibi konuya ilişkin TMK.nun 202, 218 ve devamı maddeleri ile 239 ve 240. maddeleri karşısındaki hukuki durumda değerlendirilmemiştir. Mahkemenin gösterdiği ret gerekçesi ise dosya kapsamına uymamaktadır. B) EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN SONA ERMESİ DURUMUNDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ, İSTENEBİLECEK MALLAR, ALACAKLAR VE BELİRLENMESİ Eşlerin tabi oldukları mal rejiminin; evlilik birliğinin boşanma veya eşlerden birinin ölümü ile sona ermesi; haklı nedenle hakim kararı ile veya eşlerin sözleşme yaparak başka bir rejimi kabul etmeleri ile sona ermesi durumunda, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin sona ermekle, Malların geri alınması ve karşılıklı borçlar ( TMK md.226), Değer Artış Payı alacağı ve borcu ( TMK md.227), Eşlerin paylarının hesaplanması; Kişisel malların ve edinilmiş malların ayrılması ( TMK md.228), Eklenecek değerler( TMK md.229), Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme ( TMK md.230),artık değer ( TMK md.231), Değerin belirlenmesi (TMK md.232, 233 234), Değerlendirme anı ( TMK md.235), Artık değere katılma ( TMK md.236,237,238), Katılma alacağının ve değer artış payının ödenmesi ( TMK md.239) hükümlerinin uygulanması gündeme gelecektir. Mal rejiminin sona ermesi durumunda, malların geri alınması, *Eşler arasında malların geri alınması konusu TMK md.226 da düzenlenmiştir. TMK Madde 226 Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır. Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir. Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler. GEREKÇE MADDE 226 - Maddenin birinci fıkrası her eşe, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, diğer eşin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alma hakkını tanımıştır. Aslında her eş gerek kişisel, gerek edinilmiş bütün malvarlığı üzerinde evlilik süresince mülkiyet hakkını muhafaza ettiğinden, kendi mallarından yararlanma veya yönetim amacıyla diğer eşe bıraktığı mallarını geri alacaktır. İkinci fıkrada eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın belli koşullar altında taksim edilmeden eşlerden birine verilmesi öngörülmüştür. Buna göre daha üstün bir yarar sahibi olduğunu

kanıtlayan ve diğer eşin payını ödeyen eş, taksimi önleyebilecek, paylı mülkün kendisine verilmesini sağlayabilecektir. Üçüncü fıkrada, eşlerin karşılıklı borçlarını tasfiye etmek için kendi aralarında düzenleme yapabilecekleri kabul edilmiştir. **TMK md. 226/ f 1 hükümleri gereği, Mal rejiminin sona ermesi durumunda her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alacaktır. TMK md.226 gerekçesinde de belirtildiği üzere Maddenin birinci fıkrası her eşe, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, diğer eşin zilyetliğinde bulunan mallarını geri alma hakkını tanımıştır. Aslında her eş gerek kişisel, gerek edinilmiş bütün malvarlığı üzerinde evlilik süresince mülkiyet hakkını muhafaza ettiğinden, kendi mallarından yararlanma veya yönetim amacıyla diğer eşe bıraktığı mallarını geri alacaktır. Eşler, kişisel mallarını, her zaman mal rejimi sona ermeden de isteyebilir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/5567,Karar: 2011/2071,Karar Tarihi: 11.04.2011 Eşlerden her biri kişisel eşyalarını her zaman mal rejiminin sona ermesinden önce ya da sonra isteyebilir. Bu istek mal rejiminin tasfiyesi halinde, istenilecek katkı payı, değer artış payı veya artık değere katılma alacağı olarak nitelendirilemez ve değerlendirilemez. Bu tür eşyalarla ilgili dava, boşanmanın fer'i (eki) niteliğinde davalar olarak da düşünülemez. Hukuk Genel Kurulu,Esas: 2010/6-46,Karar: 2010/75,Karar Tarihi: 17.02.2010 Dava, T.M.K.'nun 220, 222 ve 226'ncı maddelerine dayalı kişisel malların tespitiyle geri alınması, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. T.M.K.'nun 220'nci maddesine göre, karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen mallar kişisel mal kapsamındadır. T.M.K.'nun 222'nci maddesi kişisel malın ispat şeklini düzenlemiş, 226'ncı maddesiyse bu malların iadesi usulünü belirlemiştir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/16299,Karar: 2006/467,Karar Tarihi: 30.01.2006 Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi bulunduğundan, eslerin yapılan katkıya dayalı değer artış payı işleyebilmeleri için bu mal rejiminin sona ermiş olması gerekir. Ancak kişisel mallar için eşler, bu mal rejimi sona ermeden de malların iadesini veya bedelini isteme hakkına sahiptir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/7014,Karar: 2006/18417,Karar Tarihi: 26.12.2006 Davacıkarşı davalı, kendisine ait olduğunu iddia ettiği ev eşyalarının iadesini istemiş ve harç da yatırmıştır. Eşlerden her biri kişisel eşyalarını mal rejimi sona ermeden de isteyebilirler, bu istek mal rejiminin tasfiyesi halinde istenebilecek değer artış payı veya artık değere katılma alacağı olarak değerlendirilemez. Bu talebin esası hakkında taraf delilleri toplanıp hüküm kurulması gerekir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2004/12873,Karar: 2004/13349,Karar Tarihi: 09.11.2004 Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler tarafından Mal Rejimi Sözleşmesiyle kanunda öngörülen diğer rejimlerden biri seçilmemişse katılma rejiminin uygulanması gerekir. Mal rejimi eşler arasında borçların muaccel olmasını önlemez. Davacı dilekçesindeki mallarının kişisel mal olduğunu ileri sürmüştür. Her eş diğer eşteki malının geri verilmesini isteyebilir. Belli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden eş, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Açıklanan nedenlerle esas girilmeden verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/670,Karar: 2005/2549,Karar Tarihi: 22.02.2005 Davacı dava konusu eşyaların kişisel malı olduğunu iddia ederek iadesini istemiştir. Delillerin Türk Medeni Kanununun 217, 222, 223, 226/1. maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/1122,Karar: 2005/3941,Karar Tarihi: 14.03.2005 : Davacı, kişisel malı olduğunu ileri sürdüğü aracın trafik kaydının iptali ile kendi adına tescilini istemiştir. ( MK. md.220 ) Eşler arasında halen edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulandığı anlaşılmaktadır. Medeni Kanunun 217 ve 4787 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu açıklama karşısında işin esasının incelenmesine yerine, davanın yazılı şekilde görev yönünden reddedilmesi isabetsizdir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/8364,Karar: 2006/15957,Karar Tarihi: 20.11.2006 : Davanın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olmayıp, kişisel mal alacağı hakkında olmasına göre davalının yerleşim yeri mahkemesi davayı görmeye yetkilidir.

**TMK md.226 / f 2 hükümleri gereği tasfiye sırasında, eşler arasında paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilecektir. TMK md.226 gerekçesinde de belirtildiği üzere İkinci fıkrada eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın belli koşullar altında taksim edilmeden eşlerden birine verilmesi öngörülmüştür. Buna göre daha üstün bir yarar sahibi olduğunu kanıtlayan ve diğer eşin payını ödeyen eş, taksimi önleyebilecek, paylı mülkün kendisine verilmesini sağlayabilecektir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/6961,Karar: 2010/1449,Karar Tarihi: 30.03.2010 Dava, üstün bir yararı bulunduğu hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı TMK'nın 226/2. fıkrası gereğince açılan paylı mülkiyete konu bir maldaki payın bedeli karşılığında iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafın dayandığı TMK'nın 226/2. fıkrasında, <tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir> denilmektedir. Maddenin bu fıkrasıyla eşlerin paylı mülkiyetinde bulunan bir malın belli koşullar altında paylaşım yapılmadan eşlerden birine verilmesi öngörülmüştür. Buna göre daha üstün bir yarar sahibi olduğunu kanıtlayan ve diğer eşin payını ödeyen eş, paylaşımı önleyebilecek, paylı mülkün kendisine verilmesini sağlayabilecektir. TMK'nın 226/2. fıkrası, hem mülkiyet hakkına getiren bir yasal sınırlama ve hem de, paylı mülkiyetin sona erme yollarından birisini öngörmektedir. Bu hükme dayanan eş; yasadan doğan bir hakkını kullanmaktadır. Bu hükmün emredici nitelikte olmadığı doktrinde hakim görüş tarafından ifade edilmektedir. Anılan maddede tanımlanan hakkın hukuki niteliği doktrinde oldukça tartışmalı olmakla beraber <kurucu yenilik doğuran hak niteliğindeki bir yasal onalım hakkı> (kanuni şuf'a hakkı) olduğu söylenebilir. Davacı Emel diş hekimi olup, dava konusu yapılan ve paylı olarak taraflar adına kayıtlı bulunan meskende diş hekimliği faaliyetini sürdürmekte ve bu iş için muayenehane olarak kullanmaktadır. Kural olarak; üstün yararın davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı diş hekimi olduğuna ve bunu muayenehane olarak kullandığı anlaşıldığına göre üstün hakkının varlığının kabulü gerekir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü de doğrudur. Eşler arasındaki mal rejimi 4721 sayılı TMK'nın öngördüğü biçimde hangi nedenle olursa olsun son bulduğunda, mal rejiminin tasfiyesine gidilir. Amaç, ilkönce eşlerin mal varlıklarını birbirinden ayırmaktır. TMK'nın 226/2. fıkrasının öngördüğü çözüm biçimi konusunda eşler anlaşamadıkları takdirde diğer eşin üstün yararı bulunduğu hukuki sebebine dayanarak bu tür davaları açma hakkına sahiptir. Üstün hukuki yararın kanıtlanamaması halinde ise, bu takdirde eşlerin başvuracağı yöntem TMK'nın 699. maddesinde öngörülen paylaşma biçimi olacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi aşamasında ve eşler arasındaki her türlü paylı mülkiyet ilişkilerinde TMK'nın 226/2. fıkrası uygulama alanı bulabilmektedir. Madde metninde sadece istekte bulunan eşin payın değerinin ödenmesi öngörülmüş ise de, paylı mülkiyette bulunan ve payını devredecek olan tarafın uğramış olduğu bütün zararların karşılanması gerekeceğinin de kabulü gerekir. Bu nedenle sözü edilen madde uygulanırken <fedakarlığın (özverinin) denkleştirilmesi> kuralı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle bir ödeme yapılması öngörülmüştür. Biçimsel olarak bu tür davalar kanuni şufa hakkıyla ilgili davalara benzemektedir. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Taşınmazlar bakımından yetkili mahkeme ise, taşınmazların bulunduğu yer mahkemesidir (HUMK m. 13). Mahkemece, bilirkişilerin 15.10.2006 günlü raporunda belirtilen 140.000 TL'lik değer ile bilirkişilerin 20.02.2009 tarihli raporunda açıklanan <çalıştırılan yerin dişçi muayenehanesi olması nedeniyle ve ticari bir ayrıcalık gözetilerek belirlenen 20.000 TL ek değerin> toplamı olan 160.000 TL'nin 1/2'si üzerinden 80.000 TL gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tespit tarihi bakımından 140.000 TL'lik değerin doğru olmadığı görülmektedir. Paylı mülkiyetteki payın iptal ve tescili için TMK'nın 226. maddesinde değer tespiti açısından herhangi bir tarih ve zaman öngörülmemiştir. TMK'nın paylaşmalı mal ayrılığı rejimi için düzenleme yaptığı 248. maddesinde; <paylaşmalı mal ayrılığı rejimi sona erdiğinde, üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer önlemler yanında, (eşine payının ödeme günündeki karşılığını) vermek suretiyle paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir> hükmüne yer verilmiştir. Edinilmiş mallar için öngörülen aynı Kanun'un 235/1. fıkrasında ise, <...edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar> denilmiştir. 248. madde ödeme günündeki karşılığını, 235. madde ise, tasfiye anındaki değerini öngörmüştür.

O halde bütünlük sağlamak açısından TMK'nın 226/2. fıkrasında öngörülen paylı mülkiyetteki payı için, <tasfiye anındaki ve ödeme günündeki> kavramlar da gözetilerek, bu tarihin karar tarihine yakın bir tarih olarak kabul edilmesi uygun olacaktır. Böyle bir durumda payını devredecek tarafın da hukuki yararı ve maddi yönden zarara uğratılması önlenmiş ya da en azından doğabilecek zararın asgaride tutulması sağlanmış olacaktır. Dava tarihi 16.03.2006 olup, karar tarihinin ise, 02.06.2009 olduğu anlaşılmıştır. Karar tarihine en yakın bilirkişi raporu, 21.01.2009 tarihlidir. Bu tarihte yapılan keşifte değer tespit edilmiştir. Bilirkişiler inşaat mühendisi S.Sami, diş hekimi Mehmet ve emlakçı Mustafa tarafından dosyaya sunulan 21.01.2009 günlü ortak raporlarında, keşif tarihi itibariyle taşınmazın değerini 170.000 TL olarak belirlemişlerdir. Karar tarihi ile keşif tarihi birbirine çok yakın olup, aralarındaki süre farkı 4 ay 11 gündür. Oldukça kısa bir süre olup, karar tarihine yakın ve makul bir süre olduğunun kabulü mümkündür. Karar tarihine yakın olarak tespit edilen 170.000 TL'nin 1/2'si 85.000 TL olup, açıklanan ilkeler uyarınca davalının payı için bu bedelin ödenmesi gerekir. Mahkemece az yukarıda açıklandığı üzere iki değerin toplamı olan 160.000 TL üzerinden 1/2 paya isabet eden 80.000 TL hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü gibi bu miktar bedeli ödeyecek olan davacının lehinedir. Davalı tarafından da bedelin azlığına yönelik bir temyizi söz konusu olmadığından hükmü bu yönde temyiz eden davacının sıfatına ve aleyhe bozma yasağı kuralına göre bu husus, bu nedenle bozma sebebi yapılmamıştır. Bilirkişilerin dişçi muayenehanesi olarak ticari bir ayrıcalık tanınması gerektiği görüşüyle belirlenen 20.000 TL'lik ek değer ise TMK'nın sistematiğine ve somut olayda dayanılan 226/2. fıkrasına uygun düşmemektedir. Bu nedenle kabul edilebilir nitelikte değildir. Yapılan açıklama karşısında davacının bir kaybı da söz konusu değildir. Davalı tarafın başka bir zararının olduğu veya doğduğu da kanıtlanamamıştır. Somut olgular içerisinde çözümlenmesi gereken bir sorun da devredilecek payın bedelinin ne şekilde ödeneceği konusunun açıklığa kavuşturulmasıdır. Mahkemece, koşullu olarak bedelin ödenmesi ile iptal ve tescile karar verilmiştir. Her şeyden önce bu biçimde kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır. Hukuki nitelik itibariyle ve doktrinde de ağırlıklı olarak kabul ediliş biçimine göre bu dava türü, bir yasal onalım hakkı (kanuni şuf'a hakkı) davasına benzetilmektedir. Nitelendirme böyle olunca paranın ödenmesinin de yasal onalım davalarında öngörülen yönteme göre yapılması gerekmektedir. Şu halde hakim kanuni olguların gerçekleştiğini belirledikten ve hüküm tarihine yakın bir tarihte devredilecek payın değerini de saptadıktan sonra davacı tarafından değeri belirlenen paylı mülkiyete tabi pay bedelinin, payın iktisabı (edinilmesi) sonrasında payı devredecek kişiye ödenmek üzere üstün hak sahibi eş (davacı) tarafından depo edilmesi konusunda mahkemece davacı tarafa süre ve imkan tanınması, 80.000 TL'nin depo edildiğine ilişkin makbuz dosyaya sunulduktan sonra kararın verilmesi düşünülmelidir. Mahkemenin bu kararı nitelik itibariyle eşler arasındaki devir borcu doğuran bir borç sözleşmesi niteliğindedir. TMK'nın 226/2. maddesine dayalı olarak açılan dava, TMK'nın 716. maddesi anlamında bir <mülkiyetin tanınması (mülkiyetin hükmen geçirilmesi) davası> niteliğinde olmaktadır. Erişilen bu sonuç karşısında, her halde faize hükmedilmemelidir. Davalı vekilinin yargılama giderleri ile vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava nitelik itibariyle kanuni şuf'a hakkına benzer bir dava türü olduğu kabul edildiğinden HUMK'nın 416, 417 ve 423. maddeleri gereğince davalı taraf yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmaktadır. Üstün yararı olduğunu kanıtlayan eşe, pay sahibi eşin payını devretmeye yanaşmaması durumunda TMK'nın 216/2. maddesi gereğince üstün yarar sahibi eş dava açmak zorunda kalacaktır. Böylece pay sahibi davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü söz konusu olmaktadır. Bu durum karşısında HUMK'nın 94/2. fıkrasına göre, davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması için maddede öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. Davalı taraf <hem dava açılmasına sebebiyet vermemiş olacak, hem de ilk yargılama oturumunda davayı kabul etmiş olacaktır.> Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesinde öngörülen koşullar da gerçekleşmemiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. *Eşlerin mallarının, edinilmiş mallardan mı yoksa kişisel mallardan mı olduğu hususunda doğacak uyuşmazlıklarda ispat yükü konusu TMK md.222 de düzenlenmiştir. TMK Madde 222 - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.

GEREKÇE MADDE 222 - Madde İsviçre Medenî Kanununun 200 üncü maddesini karşılamaktadır. Burada eşlerin mallarının, edinilmiş mallardan mı yoksa kişisel mallardan mı olduğu hususunda doğacak uyuşmazlıklarda ispat yükü düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında genel ispat yükü ile ilgili bir kural tekrarlanmakta, belli bir malın eşlerden birinin kişisel mülkiyetinde olması yani kişisel malı olduğu iddiasında bulunan kişinin bunu ispat etmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu kişi, eşlerden biri olabileceği gibi üçüncü kişi de olabilir. Maddenin ikinci fıkrası paylı mülkiyet lehine bir karine öngörmüştür. Buna göre bir malın eşlerden birinin mülkiyetinde olduğu iddia edilir ve fakat bu husus ispat edilmezse, bu malın eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilecektir. Burada getirilen karine kesin olmayıp, diğer eş bu karineyi çürüterek, çekişme konusu malın paylı mal değil, kendi mülkiyetinde olduğunu kanıtlayabilir. Aynı şekilde, maddenin üçüncü fıkrasında da, bir eşin tüm mallarının aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal sayılması yönünde bir karine getirilmiştir. Bu durumda eş bu malın edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu iddia ederse, birinci fıkradaki kural gereğince bunu bizzat ispatla yükümlü olacaktır. Bunu ispat edemediği takdirde ise söz konusu mal eşlerin edinilmiş malı sayılacaktır. **TMK Madde 222/ f 1 Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. TMK Madde 222 gerekçesinde de belirtildiği üzere Maddenin birinci fıkrasında genel ispat yükü ile ilgili bir kural tekrarlanmakta, belli bir malın eşlerden birinin kişisel mülkiyetinde olması yani kişisel malı olduğu iddiasında bulunan kişinin bunu ispat etmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu kişi, eşlerden biri olabileceği gibi üçüncü kişi de olabilir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/5875,Karar: 2010/266,Karar Tarihi: 26.01.2010 Taraflar, 15.9.2001 tarihinde evlenmiş, 13.1.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. İddia ve dosya içeriğine göre dava konusu 5 numaralı villa kooperatif aracılığıyla edinilmiş, ancak eşler arasındaki mal rejimi sona erdikten sonra 29.12.2005 tarihinde davalı-karşı davacı F.'in babası A. Ş. adına tescil edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Az yukarıda da belirtildiği gibi, dava konusu villanın kooperatif aracılığıyla edinildiği ileri sürülmüş, dosya arasında bulunan H... Evleri site yönetiminin aidatlarına ilişkin makbuzlar gönderilmiş, ancak taşınmazın edinilmesine ilişkin kooperatif evrakları ile kooperatif aidat makbuzları gönderilmemiştir. Yeniden kooperatif yönetimine yazı yazılarak; evlenme tarihinden önceki tarihleri de kapsayacak şekilde görülmekte olan davanın taraflarının üye statüsü kazanıp kazanmadıkları, üye olmuşlarsa haklarını başkasına devredip etmedikleri, A. Ş.'nin kooperatif üyeliğine kabulüne ilişkin evrak ve yönetim kurulu kararları ile dava konusu villaya ilişkin üyelik başlangıcından itibaren ödenen tüm aidatlara ilişkin makbuzlar istenmeli, gerek görülmesi durumunda uzman bilirkişiye inceletilmeli, site yönetimine ödenen aidatların boşanma dava tarihine kadar davalı-karşı davacı F., bu tarihten sonra babası A. Ş. tarafından ödenmesinin nedeni üzerinde durulmalı, açıklanan hususlar doğrultusunda taraf delilleri toplandıktan sonra dava konusu villanın gerçek sahibi belirlenerek uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmaya dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2004/12873,Karar: 2004/13349,Karar Tarihi: 09.11.2004 Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler tarafından Mal Rejimi Sözleşmesiyle kanunda öngörülen diğer rejimlerden biri seçilmemişse katılma rejiminin uygulanması gerekir. Mal rejimi eşler arasında borçların muaccel olmasını önlemez. Davacı dilekçesindeki mallarının kişisel mal olduğunu ileri sürmüştür. Her eş diğer eşteki malının geri verilmesini isteyebilir. Belli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden eş, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Açıklanan nedenlerle esas girilmeden verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. **TMK Madde 222/ f-2 Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. TMK md.222 gerekçesinde de belirtildiği gibi Maddenin ikinci fıkrası paylı mülkiyet lehine bir karine öngörmüştür. Buna göre bir malın eşlerden birinin mülkiyetinde olduğu iddia edilir ve fakat bu husus ispat edilmezse, bu malın eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilecektir. Burada getirilen

karine kesin olmayıp, diğer eş bu karineyi çürüterek, çekişme konusu malın paylı mal değil, kendi mülkiyetinde olduğunu kanıtlayabilir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2008/13376,Karar: 2009/18899,Karar Tarihi: 04.11.2009 Toplanan delillerden dava konusu ev eşyalarının taraflarca ortaklaşa alındığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında bu eşyaların eşlerin paylı mülkiyetinde olduklarının tespiti ile yetinilmesi gerekir. **TMK Madde 222/ f 3 Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. TMK Madde 222 gerekçesinde de belirtildiği üzere maddenin üçüncü fıkrasında da, bir eşin tüm mallarının aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal sayılması yönünde bir karine getirilmiştir. Bu durumda eş bu malın edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu iddia ederse, birinci fıkradaki kural gereğince bunu bizzat ispatla yükümlü olacaktır. Bunu ispat edemediği takdirde ise söz konusu mal eşlerin edinilmiş malı sayılacaktır. **TMK Madde 223 Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. GEREKÇE MADDE 223 - Maddenin birinci fıkrası mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi, evlilik birliğinin devamı süresince eşlerden her birinin gerek kişisel malları gerek edinilmiş malları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf konusunda serbest olduğunu hükme bağlamaktadır, ikinci fıkrada ise taraflar arasında mal rejimi sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, eşlerden her birinin diğerinin rızası ve katılımı olmaksızın paylı mülk konusu mal üzerindeki payda tasarrufta bulunmayacağı öngörülmüştür. Burada paylı mülkiyette paydaşlardan her birinin kendi payı üzerinde serbestçe tasarruf kuralından (m.688) sapma söz konusudur. T.C. DANIŞTAY 12.Dairesi,Esas: 2006/6076,Karar: 2007/5198,Karar Tarihi: 19.11.2007 3.10.2003 tarih ve 7071 yevmiye numaralı ipotek işlemi ile de koca E.K adına kayıtlı olan 1/2 payı, diğer 1/2 payın maliki eşi B.K. 'nın rızası olmadan anılan taşınmazın ipotek edildiği, Türk Medeni Kanunu'nun 223/2. maddesine aykırı olarak paylı mülkiyette pay maliki kocanın diğer 1/2 pay maliki eşin rızası olmaksızın kocanın kendi 1/2 payını ipotek etmesi talebini, tasarruf yetkisine ve hukuki sebebe ilişkin belgeler tamam olmadığı halde reddedilmesi gerekirken, ipotek işleminin gerçekleştirildiğinin saptandığı **TMK Madde 217 Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez. Bununla beraber bir borcun yerine getirilmesi, borçlu eşi evlilik birliğini tehlikeye düşürecek derecede önemli güçlüklere sokacaksa, bu eş ödeme için süre isteyebilir. Durum ve koşullar gerektiriyorsa, hakim istemde bulunan eşi güvence göstermekle yükümlü tutar. GEREKÇE MADDE 217 - Madde, 1984 tarihli Öntasarının 176 ncı maddesinden alınmıştır. Yürürlükteki Kanunda da bu maddeyi karşılayan bir hüküm mevcut değildir. Maddeyle eşler arasındaki borç ilişkilerine açıklık getirilmiş ve kabul edilen mal rejiminin eşler arasındaki borçların muaccel olmasını engelleyemeyeceği belirtilmiştir. Ancak eşlerin herhangi iki insan değil, evlilik birliğini sürdürmekle görevli ve bu birliğe karşı yükümleri olan kişiler olduğu ve evlilik kurumunu koruma gerektiği düşüncesiyle, ödemede güçlükle karşılaşacak eşe süre tanınması kabul edilmiştir. Bununla beraber, alacaklı eşin yararlarını korumak açısından da hâkime gerekirse borçluyu güvence vermekle yükümlü tutma yetkisi tanınması suretiyle, yararlar durumu dengelenmeye çalışılmıştır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/18093,Karar: 2010/17622,Karar Tarihi: 25.10.2010 Eşler, evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek ve müteselsil banka hesabı açtırabilirler. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar bu para üzerinde yarı yarıya hak sahibidirler. Taraflardan biri, müşterek hesaptaki payından fazlası için çektiği paradan diğer hesap sahibine karşı sorumludur. Bu sorumluluk diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmesine dayanır. Davacı, teselsüllü müşterek hesaptaki paranın tamamının davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek 1/2'sinin tahsilini istediğine göre, mal

rejimi dışındaki akdi ilişkiye dayanan bu talebin aile mahkemesinin görevine girmediği, asliye mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2005/18253,Karar: 2006/2555,Karar Tarihi: 01.03.2006 Miras bırakan Mehmet ile eşi davalı Aynur adına müşterek açılmıştır. Eşler hesap açarken başka bir şart da kararlaştırmamışlardır. Mahkemece bu hesaptaki paranın yarı payının davalıya ait olduğu kabul edilerek inceleme yapılması gerekir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/19185,Karar: 2010/21565,Karar Tarihi: 21.12.2010 Davacı, bankada davalıyla müşterek hesapta bulunan döviz cinsindeki paranın tamamının davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek; 1/2'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini de talep etmiştir. Bu talebin incelenebilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını da önlemez (TMK.md.217). Eşler, evlilik birliğinin devamı sırasında müşterek ve müteselsil banka hesabı açtırabilirler. Aksi kararlaştırılmadıkça, taraflar müşterek hesaptaki para üzerinde yarı yarıya hak sahibidir. Taraflardan biri müşterek hesaptaki payından fazlasını çekmişse, fazlası için diğer hesap sahibine karşı sorumludur. Bu sorumluluk diğer hesap sahibinin vekili gibi hareket etmesine dayanır. Davacı, teselsüllü müşterek hesaptaki paranın tamamının davalı tarafından çekildiğini ileri sürerek 1/2'sinin tahsilini istediğine göre, mal rejimi dışındaki akdi ilişkiye dayanan bu talebin aile mahkemesinin görevine girmediği (4787 S. K.md.4) talep edilen miktar itibarıyla asliye hukuk mahkemesinin görev kapsamında bulunduğu gözetilerek, bu talep yönünden tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. ** TMK Madde 215 Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması halinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekalet hükümleri uygulanır. TMK Madde 216 Eşlerden her biri, diğerinden her zaman mallarının envanterinin resmi senetle yapılmasını isteyebilir. Bu envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış olmadıkça bu envanterin doğru olduğu kabul edilir. **TMK Madde 716 Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir. Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir. Bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişiklikler, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunur. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi sona ermesi halinde, eşlerden her biri, diğer eşin Kkatılma Rejimi süresince edindiği edinilmiş mal değerleri sebebiyle, mal rejiminin tasfiyesi ile KATILMA ALACAĞINI talep edebilecektir. TMK Madde 218, TMK Madde 236 ve TMK Madde 228/f1 hükümleri gereği, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar, ancak mal rejimi sona erdiğinde tasfiyede, katılma alacağı hesabında, karşı eşin sadece EDİNİLMİŞ MALLARI dikkate alınacak, kişisel mallar tasfiyede artık değer ve katılma alacağı hesabında dikkate alınmayacaktır. TMK Madde 218 Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar TMK Madde 228/f1 - Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır. TMK Madde 236 hükmü gereği; Katılma Rejimi sona erdiğinde, Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. ve TMK md. 231 gereği Artık değer, eklenmeden ( TMK md.229,tmk md.227) ve denkleştirmeden ( TMK md.230 ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye durumunda katılma alacağından farklı

olarak, eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, katkısı oranında, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için, DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞINI talep edebilecektir. TMK md.227 gereği Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler. Ayrıca; Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin sona ermesi durumunda, katılma alacağı ve değer artış payı alacağından ayrı olarak, evlilik 1.1.2002 öncesine dayanıyor ve bu 1.1.2002 öncesi dönemde eşler arasında Mal Ayrılığı rejimi geçerli iken, eşlerden biri tarafından sahip olunan bir mala, diğer eş tarafından, yine mal ayrılığı rejimi döneminde yapılan bir katkı varsa, katkı yapan eş bu katkısı sebebiyle KATKI PAYI ALACAĞINI da talep edilebilecektir. Buna göre, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi sona erdiğinde, malların iadesi talep edilebileceği gibi, 1- Davalı eşin Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi döneminde edinilen, edinilmiş mal değerleri var ise, Katılma Alacağı 2- Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi döneminde, davalı eşin edinilmiş veya kişisel malına ayrıca yapılan katkı var ise, Değer artış payı alacağı 3- Mal Ayrılığı Rejimi döneminde, davalı eşin malına yapılan katkı var ise, Katkı Payı Alacağı da talep edilebilecektir. 1-KATILMA ALACAĞI (ARTIK DEĞERE KATILMA ALACAĞI) TALEBİ VE BELİRLENMESİ: Katılma alacağı ( artık değere katılma alacağı) TMK md.231, md.236 hükümleri gereği belirlenecektir. TMK md.236 gereği Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar ve TMK md.231 gereği Artık değer, eklemeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Değer eksilmesi göz önüne alınmaz GEREKÇE MADDE 236 - Maddenin birinci fıkrası, her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı oranında hak sahibi olduğunu hükme bağlamıştır. Mal rejiminin eşlerden birinin ölmesiyle sona ermesi hâlinde maddede bu istem hakkının ölen eşin mirasçılarına ait olduğu ifade edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrası, tasfiye sonunda eşlerin birbirinden alacakları bulunması hâlinde, artık değere ilişkin alacak ile bu alacakların takas edilebileceğini öngörmüştür. GEREKÇE MADDE 231 - Madde artık değerin nasıl hesaplanacağım düzenlemektedir. Birinci fıkrada artık değerin, eklemelerden ve denkleştirmeden sonra elde edilecek miktarlar da katılmak suretiyle her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallarla ilgili borçlar çıktıktan sonra kalan miktardan ibaret olduğu belirtilmiştir. İkinci fıkra, yapılacak hesaplama sonucu edinilmiş mallarla ilgili bir arak değerin ortaya çıkmaması hâlinde yani değerdeki eksilme hâlinde bunun nazara alınmayacağını öngörmüştür. *Katılma alacağının belirlenmesi için; eşin diğer eşin malına ayrıca bir katkıda bulunulması gerekli değildir.

Katılma alacağının belirlenmesi için; eşin diğer eşin malına ayrıca bir katkıda ( değer artış payı alacağı için gerekli olduğu üzere) bulunulması gerekli olmayıp; evlilik birliğinin devamı sırasında diğer eşin edinilmiş mal niteliğinde bir mal edinmesi halinde, eşin bu malın edinilmesinde, aile birliğinin yükümlülükleri gereği mutlak katkısı bulunduğu varsayılarak; kanunen, diğer eşin edinilmiş mallarının değerinin yarısı üzerinde hak sahibi olacağı kabul edilmiştir. Katılma alacağı; evlilikte olağan karşılanacak maddi ve manevi katkı karşılığıdır. Artık değere katılma alacağında; eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve evlilikte olağan karşılanacak maddi ve manevi katkıyı ispat yükümlülüğü yoktur. *Katılma alacağı, diğer eşin, katılma rejimi süresince ve katılma rejimi sona erdiğinde mevcut bulunan edinilmiş malları dikkate alınarak belirlenecektir. (TMK md.229 gereği, karşılıksız kazandırmalar ve kasten temlikler hariç) TMK Madde 218, TMK Madde 236 ve TMK Madde 228/f1 hükümleri gereği, Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar, ancak mal rejimi sona erdiğinde tasfiyede, katılma alacağı hesabında, karşı eşin sadece EDİNİLMİŞ MALLARI dikkate alınacak, kişisel mallar tasfiyede artık değer ve katılma alacağı hesabında dikkate alınmayacaktır. TMK Madde 218 Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar TMK Madde 228/f1 - Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır. TMK Madde 228 hükmü gereği, eşlerin malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılacak ve artık değer hesabı ve katılma alacağı, sadece diğer eşin mal rejiminin sona ermesi anında mevcut bulunan edinilmiş malları dikkate alınarak belirlenecektir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/1722,Karar: 2010/5768,Karar Tarihi: 25.03.2010 Dava konusu araç, mal rejiminin sona erdiği tarihte mevcuttur. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2008/18240,Karar: 2010/7486,Karar Tarihi: 15.04.2010 : Dava konusu Köyü, parsel sayılı taşınmazın 4/12 hissesi 18.09.2003 tarihinde davalı-davacı tarafından satın alınmış olup edinilmiş mal statüsündedir.mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.bu sebeple,. parsel sayılı taşınmazın 4/12 hissesinin tasfiye anındaki (karar tarihine en yakın tarih) değeri bilirkişi raporu ile tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2008/896,Karar: 2008/2616,Karar Tarihi: 03.03.2008 Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye anındaki başka bir anlatımla karar tarihindeki değerleriyle hesaplama yapılması gerekir. Ancak burada TMK md.229 gereği, karşılıksız kazandırmalar ve kasten temlikler nedeniyle eklenecek değerlerin bu durumun istisnası olduğunu ve bu değerlerin mal rejimi sona erdiğinde, mal varlığında mevcut olmasa dahi değerlendirmeye alınacağını belirtmek gerekir. Ayrıca Mal rejiminin sona ermesi anında mevcut bulunan edinilmiş malların, daha sonra elden çıkartılmış olması, katılma alacağının hesabında önem arz etmemektedir. Mal rejiminin sona erme anında mal varlığında bulunan mal, daha sonra elden çıkarılsa dahi sona erme anındaki niteliklerine göre tasfiye anı değeri ile dikkate alınacaktır. Sona erme anından sonra, edinilmiş malların maddi durumundaki değişikliklerin artık değerin hesaplanmasını etkilememesi gerekmektedir. Edinilmiş malın sona erme anındaki mevcut haliyle tasfiye anındaki sürüm değerinin belirlenmesi gerekmektedir. Hesaplamada bir faraziyeden hareket edilerek, edinilmiş mal sona erme anındaki haliyle malvarlığında kalmaya devam etseydi,tasfiye anındaki sürüm değerinin ne olacağı bulunacaktır. 1 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/1153,Karar: 2010/4901,Karar Tarihi: 15.03.2010 Rejimin sona erdiği sırada davalı kocanın işyeri yapı kooperatifindeki hissesi mevcuttur. Rejimin sona erdiği 1 Suat Sarı- Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, 2007 baskı,sf 224,225

sırada mevcut olan edinilmiş malın, daha sonra elden çıkarılmış olması katılma alacağının hesabında önemli değildir. O halde, rejimin sona erdiği sıradaki edinilmiş malın (kooperatif hissesinin), sona erme anındaki niteliklerine göre tasfiye anındaki değerinin dikkate alınması gerekirken, hissenin devir tarihindeki değerinin esas alınması usul ve yasaya aykırıdır. a) Katılma rejiminin sona ermesi durumunda; mal rejiminin tasfiyesinde, katılma alacağı, karşı eşin artık değer hesabına göre belirlenecektir. TMK Hükümleri ve Yargıtay İçtihatları gereği; Mal Rejiminin Tasfiyesi, davalı eşin artık değer hesabı ve sonucunda davacının katılma alacağının hesabı için; 1-TMK md. 219, TMK md.220, TMK md.222 hükümleri gereği davalı eşin edinilmiş malları belirlenecek; 2-Varsa TMK md. 229 gereği eklenecek değerleri, 3-Varsa TMK md.227 gereği davalı eşin, edinilmiş malından, diğer eşin kişisel ve/veya edinilmiş malına yapılan katkı sebebiyle, davalı eşin Değer Artış Payı Alacağı, 4-Varsa TMK md. 230 gereği, davalı eşin edinilmiş malından, kendi kişisel malına yaptığı katkı sebebiyle yapılacak denkleştirme sonucunda elde edilen miktarlar belirlenerek; davalı eşin edinilmiş mallarının toplam değeri, Davalı Eşin Edinilmiş Mal Değerlerinin Aktifleri BELİRLENECEK 1- Varsa, TMK md.227 gereği, davalı eşin edinilmiş malına, diğer eşin kişisel ve/veya edinilmiş malından yaptığı katkı sebebiyle, davacı eşin Değer Artış Payı Alacağı, 2- Varsa TMK md. 230 gereği, davalı eşin kişisel malından, kendi edinilmiş malına yaptığı katkı sebebiyle yapılacak denkleştirme sonucunda elde edilen miktarlar, 3- Varsa Davalının Katılma Rejimi döneminde edinilmiş mallarından doğan ve boşanma davasının açıldığı- Katılma Rejiminin sona erdiği tarih itibariyle mevcut bulunan borçları belirlenerek; Davalı eşin edinilmiş mallarının borçları, Davalı Eşin Edinilmiş Mal Değerlerinin Pasifleri BELİRLENECEK *Davalı eşin bulunacak edinilmiş mallarının toplam değerinden (aktifleri toplamından), davalının edinilmiş mallarına ilişkin borçları (pasifleri toplamı) çıkarılarak da, davalı eşin artık değeri (TMK md.231) bulunacak ve *davalı eşin artık değerinin yarısı da, davacı eşin katılma alacağı (TMK md.236) olarak belirlenecektir. Ayrıca, katılma alacağı belirlenirken malların tasfiye anı değeri dikkate alınacaktır. b) Buna göre; Katılma alacağının belirlenmesi (karşı eşin artık değer hesabı) için öncelikle, DAVA KONUSU EDİLEN MALIN niteliğinin EDİNİLMİŞ MAL/ KİŞİSEL MAL olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Zira katılma alacağı, ancak karşı eşin EDİNİLMİŞ MALLARI sebebiyle söz konusu olabilecektir. Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar, ancak mal rejimi sona erdiğinde tasfiyede, artık değer ve katılma alacağı hesabında, eşlerin sadece edinilmiş malları dikkate alınmakta, kişisel mallar tasfiyede artık değer ve katılma alacağı hesabında dikkate alınmamaktadır. TMK Madde 218 Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar GEREKÇE MADDE 218 - Edinilmiş mallara katılma rejimi, İsviçre Medenî Kanununda 1 Ocak 1988 tarihinde yürürlüğe giren bir değişiklikle, bu ülkede "yasal mal rejimi" olarak kabul edilmiştir. Yürürlükteki Kanunda eşler arasındaki yasal mal rejiminin "mal ayrılığı" olduğu belirtilmiştir. Evlilik birliği sona erdiğinde, mal ayrılığı rejiminin eşler arasında büyük haksızlıklara yol açtığı, özellikle meslek sahibi kocanın lehine işlediği ve ev işlerini yapan ve hatta kocasına mesleğinin icrasında yardımcı olan kadının durumunu hiç nazara almadığı, meslek çevrelerinde ve kamu oyunda ağır eleştirilere uğramıştır.

Bu nedenle, "edinilmiş mallara katılma" rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Yürürlükteki Kanunda bu konuda hüküm olmadığı cihetle, edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin bütün hükümler, İsviçre Medenî Kanunundan çeviri suretiyle alınmıştır. Madde, İsviçre Medenî Kanununun 196 ncı maddesinin karşılığıdır. Bu hükümle, edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin iki grup malı olduğu kabul edilmiştir. Bunlar, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarıdır. Eşlerden her biri evlilik birliğinin devamı suresince her iki grup mal üzerinde de mülkiyet hakkına sahip olduğundan, bu mallar üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakları kendilerine aittir. TMK Madde 228/f1 - Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır. GEREKÇE MADDE 228 - Eşlerden her birinin malvarlığı belirlenip karşılıklı borçlar ödendikten sonra, tasfiye için bu malvarlıkları içinde nelerin kişisel mal, nelerin edinilmiş mal olduğunun belirlenmesi zorunludur. Maddenin birinci fıkrası, eşlerin gerek kişisel mallarının gerek edinilmiş mallarının, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre değerlendirileceğini kabul etmiştir. TMK Madde 236 hükmü gereği; Katılma Rejimi sona erdiğinde, Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. ve TMK md. 231 gereği Artık değer, eklenmeden ( TMK md.229,tmk md.227) ve denkleştirmeden ( TMK md.230 ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Buna göre Katılma Rejiminin sona ermesi ve tasfiyede, TMK md.231 hükümleri gereği artık değer ve TMK md.236 hükümleri gereği katılma alacağı hesabı için, öncelikle eşlerin kişisel malları ve edinilmiş malları TMK Madde 228 Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır. hükmü gereği mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılacak ve artık değer ve katılma alacağı hesabı ancak edinilmiş malları dikkate alınarak belirlenecektir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/3513,Karar: 2010/238,Karar Tarihi: 25.01.2010 Katılma alacağına gelince; dosya kapsamı ve toplanan delillere, davalının evin alımında kullanıldığını iddia ettiği kredinin 27.3.2003 tarihinde evin alım tarihinden kısa süre önce çekilmiş olması karşısında davalı tarafından çekilen kredinin dava konusu 25 nolu bağımsız bölümün alımında kullanıldığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalının çektiği kredinin çekildiği tarihten itibaren ödendiği tarihe kadar tüm ödemeleri gösteren belgeleri getirtmek, taşınmazın alındığı 4.4.2003 tarihi ile taraflar arasında boşanma davasının açıldığı 18.2.2004 tarihi arasındaki ödemeleri edinilmiş mal, 18.2.2004 tarihinden sonraki ödemeleri ise davalının kişisel malı olarak değerlendirmek, taşınmazın karar tarihine en yakın belirlenen değeri dikkate alınarak davacının katılma alacağını uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli, bilimsel esaslara dayalı rapor alınarak belirlemek, tarafların kazanılmış haklarını da gözetmek olmalıdır. Mahkemece davalının çektiği kredi dikkate alınmaksızın bağımsız bölümün tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. aa) KATILMA ALACAĞINA ESAS OLABİLECEK, KARŞI EŞİN EDİNİLMİŞ MALLARI: Davalı eşin edinilmiş malları, TMK md. 219, TMK md.220,tmk md.221 ve TMK md.222 hükümleri gereği belirlenecek olup, Buna göre davalı eşin edinilmiş mal değerleri; *aaa) TMK md. 219 hükmü gereği, karşı eşin edinilmiş malı olarak kabul edilecek değerler belirtilmiş olup, tüm bu mal değerleri edinilmiş mal değerleridir TMK Madde 219 Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:

1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, 8.HD,Esas:2009/2870,Karar:2009/584,Tarih:07.12.2009 Somut olayda, davalı koca evlenmeden önce 20.11.1998 tarihinde Mersin Güneyken Toplu Konut Projesine (Kooperatife) üye OLDUĞU BELİRLENMİŞTİR. Davalı evlendikleri 17.5.2004 tarihine kadar ve ayrıca bu tarihten boşanma davasının açıldığı ve edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği 15.10.2004 tarihinde kadar yani evlilik süresince kooperatif aidatlarını ödemeye DEVAM ETMİŞTİR. Evlenmeden önceki aidat ödemeleri ve verilen peşinat davalının kişisel MALINDAN KARŞILANMIŞTIR. Bu nedenle davacı kadının bu döneme ait herhangi bir katılma alacağı söz konusu olamaz. Evliliğin yapıldığı tarihle edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği tarihe kadar davalı tarafından yapılan ödemelerin edinilmiş mallardan karşılandığının KABULÜ GEREKİR. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2011/7383,Karar: 2011/7765,Karar Tarihi: 27.12.2011 Davacı, tarafların evlilik birliği içinde ortak maddi birikimlerinin toplandığı davalı adına açılan banka hesabında boşanma dava tarihi itibariyle bulunan paranın yarısının davalıdan tahsiline karar verilmesini isteyerek alacak isteğinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre isteğin TMK.nun 231 ve 236. maddeleri gereğince açılmış katılma alacağı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/19110,Karar: 2007/7630,Karar Tarihi: 09.05.2007 Davalı kadına işten ayrılması nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu edilen tutar edinilmiş maldır. Edinilmiş malların tasfiyesi için evliliğin sona ermesi zorunludur. Boşanma hakkındaki hüküm kesinleşmeden bu istemin gözetilebilme olanağı bulunmamaktadır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/928,Karar: 2007/2515,Karar Tarihi: 22.02.2007 Ayrıca alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallardandır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/6845,Karar: 2006/14701,Karar Tarihi: 01.11.2006 Davalı koca 29.1.2003 tarihinde emekli olmuş, Oyak ve Emekli Sandığı tarafından kendisine toplu ödeme yapılmıştır. Davaya konu 34 46 plakalı araç ise, davalı koca tarafından 15.5.2003 tarihinde alınmış ve 28.5.2003 tarihinde koca adına tescil edilmiştir. Kocanın aracın emekli ikramiyesi ile alındığı hakkındaki savunmasının aksi de kanıtlanmamıştır. Alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallardandır. Dava konusu araçta edinilmiş malla (emekli ikramiyesi ile) alınmıştır. Mahkemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanmanın dava tarihinde TMK. 225. md.) bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin hesaplanması, aracın ise edinilmiş mallardan kabul edilmesi, tasfiye hesabının bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. (TMK. m. 228/2) Bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. 3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, 4. Kişisel mallarının gelirleri, 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2007/10436,Karar: 2008/8191,Karar Tarihi: 09.06.2008 Davalı adına kayıtlı olan ticarethane, taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde alınmış olup, bu ticari işletme edinilmiş mallara katılma rejiminde davalının kişisel malıdır. Bu işletmenin 1.1.2002'den sonraki geliri ise edinilmiş maldır. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2007/6042,Karar: 2007/8727,Karar Tarihi: 24.05.2007 Toplanan delillerden; tarafların 11.04.1984'te evlendikleri, 26.02.2004 tarihinde boşanma davasının açıldığı, tasfiyenin de istenildiği, boşanmanın 26.04.2005'te kesinleştiği, mal rejiminin 26.02.2004'te sona erdiği (MK. md. 225/2) davanın konusunu oluşturan şirketin 24.04.2000'de kurulduğu, dava konusu şirkete ve otomobile davacı tarafından maddi bir katkıda bulunulmadığı anlaşılmaktadır.

Şirket hissesi kocanın kişisel malıdır. Kişisel malın yerine geçen değerler de kişisel maldır. (MK. md. 220/2-4) Kişisel malın geliri ise aksine sözleşme yapılmadığı sürece edinilmiş maldır. (MK. md. 219/4, 221/2) Mahkemece yapılacak iş; 4721 Sayılı Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 ile mal rejiminin sona erdiği 26.02.2004 tarihleri arasında şirket tarafından davalıya payı dikkate alınarak bir temettü verilmiş ise bunun tesbiti, kar payı verilmemiş ancak şirkete ayın olarak ilave yapılmış ise bunun da belirlenmesi (MK. md. 221), mal rejiminin sona erdiği sırada (26.02.2004'te) mevcut olan edinilmiş malların tasfiyede dikkate alınacağının gözetilmesi (MK. md. 235) buna göre katılma alacağı hesaplanması yoluna gidilmelidir. (MK. md. 236) 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/6957,Karar: 2010/2712,Karar Tarihi: 24.05.2010 Bir eşe ait olduğu saptanan ancak kişisel mallara mı edinilmiş mallara mı girdiği saptanamayan mallar aksi ispat edilene kadar edinilmiş mal sayılır (m. 222/3). Edinilmiş mal sayılan bu faiz veya getiri üzerinde davacının çalışmasa, bir geliri olmasa bile TMK'nın 231.m. gereğince belirlenecek artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır (TMK'nın 236.m.). Mahkemece bankadaki para bakımından 1.1.2002 tarihinden önceki dönem ile 1.1.2002 tarihinden sonraki dönemin farklı değerlendirilmesi gerektiği, paranın 1.1.2002 tarihinden sonraki faiz veya getirişinin edinilmiş mal olduğu hususunun gözardı edilmesiyle yazılı şekilde 1.1.2002 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak geçerli görülen red gerekçesiyle 1.1.2002 tarihinden sonraki dönem bakımından da davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ancak burada belirtmek gerekir ki; TMK md.221 Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler. 5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/928,Karar: 2007/2515,Karar Tarihi: 22.02.2007 Ayrıca alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallardandır. Dava konusu araçta edinilmiş malla alınmıştır. Mahkemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin hesaplanması, aracın ise edinilmiş mallardan kabul edilmesi, tasfiye hesabının bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2007/6042,Karar: 2007/8727,Karar Tarihi: 24.05.2007 Dava konusu otomobilin de edinilmiş mallar yerine geçen değerlerden olup olmadığı da araştırılmalıdır. (MK. md. 219/5) 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/6845,Karar: 2006/14701,Karar Tarihi: 01.11.2006 Davalı koca 29.1.2003 tarihinde emekli olmuş, Oyak ve Emekli Sandığı tarafından kendisine toplu ödeme yapılmıştır. Davaya konu 34 46 plakalı araç ise, davalı koca tarafından 15.5.2003 tarihinde alınmış ve 28.5.2003 tarihinde koca adına tescil edilmiştir. Kocanın aracın emekli ikramiyesi ile alındığı hakkındaki savunmasının aksi de kanıtlanmamıştır. Alınan emekli ikramiyesi edinilmiş mallardandır. Dava konusu araçta edinilmiş malla (emekli ikramiyesi ile) alınmıştır. Mahkemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanmanın dava tarihinde TMK. 225. md.) bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin hesaplanması, aracın ise edinilmiş mallardan kabul edilmesi, tasfiye hesabının bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. (TMK. m. 228/2) Bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. GEREKÇE MADDE 219 - Madde İsviçre Medenî Kanununun 197 nci maddesinde olduğu gibi eşlerin edinilmiş mallarının nelerden oluştuğunu hükme bağlamaktadır. Birinci fıkrada edinilmiş mallardan bazıları sayılmıştır. İlke olarak mal rejiminin devamı süresince ivazlı, yani bir karşılık ödemek suretiyle elde ettikleri tüm malvarlıkları edinilmiş mallardan sayılacaktır. İkinci fıkranın (1) numaralı bendinde, bir eşin çalışmasının yani emeğinin karşılığı olarak elde ettiği tüm değerler hükme bağlanmıştır. (2) numaralı bentte bir eşe, sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşları veya personele yardım amacı ile kurulmuş sandık benzerlerinin yaptığı ödemeler de

edinilmiş mallar arasında sayılmıştır. Bu anlamda olmak üzere Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, yardımlaşma sandıktan gibi sosyal güvenlik kurumlarınca bir eşe ödenen tazminatlar ya da bağlanan aylıklar buraya girer. İkinci fıkranın (3) numaralı bendinde, bir eşin çalışma gücünü kaybetmesi nedeniyle ödenen tazminatlar sayılmıştır. Bu anlamda olmak üzere bir iş kazası ya da trafik kazası sonucu çalışma gücünü tamamen veya kısmen kaybeden eşe ödenen tazminatlar edinilmiş mallardan sayılacaktır. (4) numaralı bentte eşlerin kişisel mallarının gelirleri de edinilmiş mallar arasında sayılmıştır. Bu anlamda olmak üzere bir eşe miras yoluyla intikal eden ya da ikramiye olarak çıkan bir taşınmazın kira geliri, buraya dahildir. (5) numaralı bent hükmü edinilmiş malların yerine ikame edilen değerleri de edinilmiş mal olarak korumaktadır. Bu anlamda olmak üzere edinilmiş bir malın bedel karşılığında elden çıkarılması hâlinde bu bedel; edinilmiş mal olan bir arsanın kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilmesi sonucu edinilen bağımsız bölümler buraya girer. Aynı şekilde edinilmiş bir malın hasara uğraması ya da yok olması hâlinde bunun için ödenen tazminatlar da edinilmiş mal sayılacaktır. *bbb) TMK md. 222 hükmü gereği Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği kabul edilmiş olmakla, karşı eş tarafından kişisel malı olduğu ispatlanamayan tüm mal değerleri edinilmiş mal değerleridir. TMK md. 222 gerekçesine göre maddenin üçüncü fıkrasında da, bir eşin tüm mallarının aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal sayılması yönünde bir karine getirilmiştir. Bu durumda eş bu malın edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu iddia ederse, birinci fıkradaki kural gereğince bunu bizzat ispatla yükümlü olacaktır. Bunu ispat edemediği takdirde ise söz konusu mal eşlerin edinilmiş malı sayılacaktır. Buna göre, aksi ispat edilinceye kadar eşin tüm malları edinilmiş mal sayılacak olup, karşı eş tarafından kişisel malı olduğu ispatlanamayan tüm mal değerleri de, edinilmiş mal değerleri olarak kabul edilecektir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/1097,Karar: 2010/3788,Karar Tarihi: 08.07.2010 TMK'nın 219. maddesi 1. fıkrası hükmüne göre her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri edinilmiş maldır. TMK'nın 222/1. maddesine göre belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; dava konusu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu kanıtlanamamıştır. Her ne kadar; davalı önceki evliliğinin boşanmayla sonuçlanması üzerine aldığı tazminat ve evlenmeden önce çalışması karşılığı birikimi ve yakın akrabalarının katkısı ile taşınmazın satın alındığını ileri sürmüşse de, dosya kapsamı ile bu yön somut delillerle ispatlanamamıştır. TMK'nın 222. maddesi son fıkrası hükmüne göre bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Buna göre, dava konusu taşınmazın sürüm değerinin verilecek karar tarihine yakın bir tarihte (TMK m. 235/1) belirlenerek hesaplanacak artık değerin yarısı karşılığı bedelin katılma alacağı olarak belirlenmesi ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, hatalı niteleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş bulunması doğru değildir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/953,Karar: 2010/2148,Karar Tarihi: 27.04.2010 Dava, 31.12.2003 tarihinde satın alınan taşınmaz nedeniyle TMK'nın 231. maddesi gereğince istenen katılma alacağı isteğine ilişkindir. Öte yandan, davalı vekili her ne kadar tarafların anlaşmalı boşandıklarını ve davacının tutanağa geçen beyanıyla mal rejimine ilişkin herhangi bir isteği bulunmadığını bildirmiş ise de, Bursa 3. Aile Mahkemesinin boşanmaya ilişkin 29.12.2009 günlü yargılama tutanağı üzerinde yapılan incelemede; davalı T.K., (görülmekte olan davada davacı) <Açılan boşanma davasını kabul ettiğini, nafaka ve tazminat talebi bulunmadığını...> bildirmiştir. Davacı T.K.'nin boşanma dosyasına geçen ve açıklanan bu beyanının mal rejimiyle ve onun sonuçlarıyla bir bağlantısının ve ilgisinin bulunmadığı açıktır. Sadece boşanmanın fer'i niteliğinde bulunan nafaka ve tazminat haklarıyla ilgilidir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteği de yerinde bulunmamıştır. Buna karşılık, uyuşmazlık konusu 2061 ada 17 sayılı parsel üzerinde bulunan binadan 41 nolu bağımsız bölümün 31.12.2003 tarihinde satış yoluyla Bekir kızı Fatma K. tarafından satın alındığı ve onun adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Taraflar tarihinde evlenmişler, tarihinde açılan dava da Bursa 3. Aile Mahkemesinin tarihinde kesinleşen hükmüyle boşanmışlardır. Dava konusu yapılan 4 nolu bağımsız bölüm edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı tarafından satın alınmıştır. Taraflar TMK'nın 6 ve 222. maddeleri gereğince iddiasını kanıtlamakla

yükümlüdürler. TMK'nın 222/son fıkrası uyarınca, bir eşin bütün mallan, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Her iki tarafta; 4 nolu bağımsız bölümü kendi kişisel mallarıyla aldıklarını kanıtlamadıklarına göre edinilmiş mal sayılır. ccc) TMK md. 221 hükmü gereği eşler sözleşme ile edinilmiş mallara ait olması gereken mal varlıklarından bir kısmının kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler böyle bir sözleşme olmadığı sürece, bu değerler edinilmiş mal değerleridir. TMK md.221 Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler. GEREKÇE MADDE 221 - Maddede İsviçre Medenî Kanununun 199 uncu maddesinde olduğu gibi eşlere mal rejimi sözleşmesiyle edinilmiş malların kapsamını daraltma olanağı tanınmıştır. Birinci fıkra, eşlerin mesleklerinin icrası veya sahip oldukları işletmelerinin faaliyetinden elde ettikleri değerlerin edinilmiş mal sayılmayıp, kişisel mal sayılmasının eşlerin yapacakları bir sözleşmeyle kararlaştırılabileceğini hükme bağlamıştır. Maddenin ikinci fıkrası, 219 uncu maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde edinilmiş mallar arasında sayılmış bulunan "kişisel malların gelirleri"nin edinilmiş mal değil, kişisel mal olarak kabul edilmesinin eşlerin yapacakları sözleşmeyle öngörülebileceğini hükme bağlamaktadır. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/58,Karar: 2010/1634,Karar Tarihi: 06.04.2010 Somut olayda dava; edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlıkları için katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK.'nın 221. maddesi hükmüne göre, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan malvarlığı, eşler arasında yapılan mal rejimi sözleşmesiyle aksi kararlaştırılmamışsa, edinilmiş mallardan sayılır ve tasfiyeye katılır. Mahkemece, dava konusu işletmenin 2004-2005 ve 2006 yılına (taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar olan) ilişkin olarak işletme karının ne olduğunu belirlemek amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve toplam 110.625,52 TL kar elde edildiği sonucuna varılmış ise de; hükme esas alınan 06.04.2009 hakim havale tarihli rapor ekindeki hesap özeti ve detay mizanlar incelendiğinde, 2004 yılına ilişkin olarak dikkate alınan belgenin, ödenecek vergi ve fonlar, sigorta kesintileri, amortisman gibi borçlar bakımından bilgi içermediği görülmektedir. Bundan ayrı, davalının çalışması karşılığında elde ettiği işletme gelirinden, yaptığı iş, sosyal statüsü, mesleki konumu, küçük bir çocuk sahibi olması gibi hususların da dikkate alınmasıyla tespit edilebilecek kişisel harcamalarının belirlenmediği ve işletme geliri olarak belirlenen miktardan düşülmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ve davalının savunması gözetilerek bu hususlar üzerinde durulması, söz konusu işletmenin 2004 yılına ait gelir-gider ve borçlarına ilişkin bilgilerin davalıdan istenmesinden sonra yeniden bir uzman hukukçu bilirkişi, bir mali müşavir ve bir eczacı bilirkişiye inceletilerek 2004 yılına ait tüm borçlar (kişisel masrafları ile çocuk için yapılan harcamalar dahil) çıkarıldıktan sonra kalan 2004 yılı net işletme gelirinin bulunması, davalı kadının eczacı olarak çalışması karşılığında edindiği toplam işletme gelirinden yukarıda açıklanan unsurlar dikkate alınarak kişisel harcamalarının; gelirine göre ne oranda ve ne miktarda olabileceği hususunda bilirkişilerden görüş alınmak suretiyle tespit edilmesi ve belirlenen miktarın toplam işletme gelirinden düşülmesinden sonra bulunacak artık değerin yarısı üzerinde davacının hak sahibi olduğunun düşünülmesi (TMK m. 231 f.l, 236 f.l) gerekmektedir. *ddd)tmk md.220 hükmü ile kişisel mallar tahdidi olarak belirtilmiş olup, bu sayılan kişisel mallar haricinde kalan tüm mal değerleri edinilmiş mal değerleridir. *TMK Madde 220 Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır: 1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, 2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,

8.HD,Esas:2009/2870,Karar:2009/584,Tarih:07.12.2009 Somut olayda, davalı koca evlenmeden önce 20.11.1998 tarihinde Mersin Güneyken Toplu Konut Projesine (Kooperatife) üye OLDUĞU BELİRLENMİŞTİR. Davalı evlendikleri 17.5.2004 tarihine kadar ve ayrıca bu tarihten boşanma davasının açıldığı ve edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği 15.10.2004 tarihinde kadar yani evlilik süresince kooperatif aidatlarını ödemeye DEVAM ETMİŞTİR. Evlenmeden önceki aidat ödemeleri ve verilen peşinat davalının kişisel MALINDAN KARŞILANMIŞTIR. Bu nedenle davacı kadının bu döneme ait herhangi bir katılma alacağı söz konusu olamaz. Evliliğin yapıldığı tarihle edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği tarihe kadar davalı tarafından yapılan ödemelerin edinilmiş mallardan karşılandığının KABULÜ GEREKİR. 6.Hukuk Dairesi,Esas: 2011/2160,Karar: 2011/6813,Karar Tarihi: 21.06.2011 Düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/6957,Karar: 2010/2712,Karar Tarihi: 24.05.2010 Davalı adına yurtdışından kesin dönüş öncesinde Ziraat Bankasına 31.1.2001 tarihinde havale edilen 170.000 ABD dolarının edinilmesinde davacının gelir getiren herhangi bir işte çalıştığı, eş anlatımla, varsa gelirleri, somut olarak ne şekilde katkıda bulunduğu belirlenip ispatlanamadığına, paranın havale tarihi itibarıyla davalının kişisel malı olup 1.1.2002 den sonra edinilmiş mallara katılma rejimine davalının kişisel malı olarak gireceğine göre bu para üzerinde davacının gerek katkı payı gerek katılma alacağı hakkı bulunmadığından Hukuk Genel Kurulu,Esas: 2008/2-432,Karar: 2008/444,Karar Tarihi: 18.06.2008 Somut olayda; taşınmaz ve araç, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu mallar, yeni rejime kocanın <kişisel malı> olarak girmiştir. Edinilmiş mal değildir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/7233,Karar: 2011/3613,Karar Tarihi: 21.06.2011 Meskenle ilgili davacının katılma alacağı isteği bakımından; davalı tarafından dava konusu meskenin anne ve babasına şehit olan kardeşi sebebiyle ödenen tazminatlarla alındığı savunulmuş ve mahkemece bu savunmanın ispat edilemediği gerekçede açıklanmış ise de; dosya kapsamı ve toplanan delillere, davalının sunduğu dekontlar ve banka hesap ekstrelerine göre davalının kardeşi sebebiyle ödendiği söylenen miktarlarla ilgili 24.04.2003 tarihinde davalının babası M. Adına Bankası K şubesindeki hesaba EFT yapıldığı, bu hesabın aktarıldığı T Bankası K şubesindeki M.'e ait hesaptan dava konusu meskenin alındığı 27.01.2005 tarihinde 11.058,13.-TL çekildiğinin tespit edilmesi karşısında tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde bu miktarın meskenin alımında kullanıldığının kabulü gerekir. Karşılıksız kazandırma niteliğindeki bu miktar TMK.'nun 220/2. maddesine göre davalının kişisel malı sayılmalıdır. Katılma alacağının hesabında, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların katılma alacakları bulunduğu gözetilmelidir. Ancak bu hesaplama yapılırken dava konusu meskenin alım tarihindeki piyasa sürüm değeri uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenerek, az yukarıdaki miktarın belirlenecek alım tarihindeki gerçek değer karşısındaki oranının davalının kişisel malı, kalan oranın ise katılma alacağı hesabında esas alınacak oran olduğu, bu oran ile meskenin tasfiye tarihindeki (karar tarihine en yakın) değeri 44.160.-TL'nin çarpımı sonucu bulunacak miktarın artık değer olup, artık değerin yarısı oranında da davacının katılma alacağı hakkının bulunduğu dikkate alınmalıdır. Mahkemece bu şekilde yapılacak hesaplama sonunda bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken davalının babası tarafından çekilen kişisel mal niteliğindeki miktar dikkate alınmadan meskenin tamamının artık değer kabul edilip yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. 3. Manevi tazminat alacakları, 4. Kişisel mallar yerine geçen değerler. *Ayrıca burada, mal rejiminin sona ermesinden sonraki dönemdeki edinilen değerlerin de kişisel mal olduğu hususunu belirtmek gerekir. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2009/3513,Karar: 2010/238,Karar Tarihi: 25.01.2010 mahkemece yapılacak iş, davalının çektiği kredinin çekildiği tarihten itibaren ödendiği tarihe kadar tüm ödemeleri gösteren belgeleri getirtmek, taşınmazın alındığı 4.4.2003 tarihi ile taraflar arasında boşanma davasının açıldığı 18.2.2004 tarihi arasındaki ödemeleri edinilmiş mal, 18.2.2004 tarihinden sonraki ödemeleri ise davalının kişisel malı olarak değerlendirmek, taşınmazın karar tarihine en yakın belirlenen değeri dikkate alınarak davacının katılma alacağını uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli, bilimsel esaslara dayalı rapor alınarak

belirlemek, tarafların kazanılmış haklarını da gözetmek olmalıdır. Mahkemece davalının çektiği kredi dikkate alınmaksızın bağımsız bölümün tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. GEREKÇE MADDE 220 - Madde İsviçre Medenî Kanununun 198 inci maddesinde olduğu gibi, yasa gereği kişisel mallardan sayılan değerleri düzenlemektedir. Maddenin (1) numaralı bendinde eşlerin sadece kişisel kullanımına yarayan eşya kişisel mal sayılmıştır. Eşlerin giysileri, saati, çantası, spor alet ve malzemeleri, ziynet eşyası bunlara örnek verilebilir. Bunlar evlilik birliğinin başlangıcında mevcut olabileceği gibi karşılıksız olarak sonradan, da edinilmiş olabilir. Hatta, karşılığı edinilmiş mallardan da ödenmiş olabilir. Ancak bu hâlde diğer eşin denkleştirme isteminde bulunması hakkı saklıdır. Maddenin (2) numaralı bendinde eşlerin edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıcında sahip oldukları veya bu rejimin kurulmasından sonra miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği tüm malvarlığı değerleri kişisel mallardan sayılmıştır. Maddenin (3) numaralı bendi, eşin kişisel durumu göz önünde tutulmak suretiyle ödendiği, onun acı, üzüntü ve ızdırabı sonucu tamamen kişisel nitelikteki zararlarının karşılığı olduğu göz önünde tutulmak suretiyle, manevî tazminat alacaklarının da kişisel mal olduğunu kabul etmiştir. Maddenin (4) numaralı bendinde, tüm kişisel malların herhangi bir şekilde el ya da şekil değiştirmesi hâlinde, onun yerine geçen ikame değerlerin de kişisel mal olacağı kabul edilmiştir. Bir malın tahrip edilmesi dolayısıyla elde edilen sigorta tazminatı veya sair tazminat ya da kamulaştırma karşılığı olarak ödenen meblağ buraya girer. *Yine TMK md.228/ f.2 hükmü gereği, Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminatlarda, mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki döneme ait değerlerin de kişisel mal sayılacağı hususunun dikkate alınması gerekmektedir. TMK Madde 228/ f 2 Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır. TMK Madde 228 gerekçesinde de belirtildiği üzere Maddenin ikinci fıkrası, edinilmiş mal grubuna dahil kabul edilen sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarınca toplu ödemelerin yapılması ya da iş gücünün kaybı nedeniyle toplu tazminat ödenmesi hâllerinde, tasfiye sırasında bunların nasıl değerlendirilebileceğini hükme bağlamaktadır. Buna göre mal rejiminin sona erdiği tarihte, bu toplu ödeme veya tazminat yerine irat şeklinde bir ödeme plânı olsaydı, bu tarih itibarıyla bundan sonraki devreler için hesaplanacak iradın sermaye değeri bu miktar üzerinden kişisel mal olarak hesaba katılacaktır. 8.Hukuk Dairesi,Esas: 2010/2273,Karar: 2010/3293,Karar Tarihi: 15.06.2010 Dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı hususunda duraksama bulunmayan davalıya ait emeklilik ikramiyesi ve tasarruf teşvik ödemesinin mal rejiminin devamı sırasında davalıya toplu olarak ödendiği hususu da dikkate alınarak söz konusu ödemelerin ne kadarlık kısmının kişisel mal ve ne kadarlık kısmının da edinilmiş mal sayılması gerektiğinin, bu tür hesaplamalarda kullanılan PMF tabloları dikkate alınarak, konusunda uzman olan PMF tablosundan anlayan bilirkişiler aracılığı ile belirlenmesi ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/928,Karar: 2007/2515,Karar Tarihi: 22.02.2007 Mahkemece; kocaya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin hesaplanması 2.Hukuk Dairesi,Esas: 2006/6845,Karar: 2006/14701,Karar Tarihi: 01.11.2006 Davalı koca 29.1.2003 tarihinde emekli olmuş, Oyak ve Emekli Sandığı tarafından kendisine toplu ödeme yapılmıştır. Davaya konu 34 46 plakalı araç ise, davalı koca tarafından 15.5.2003 tarihinde alınmış ve 28.5.2003 tarihinde koca adına tescil edilmiştir. Kocanın aracın emekli ikramiyesi ile alındığı hakkındaki savunmasının aksi de kanıtlanmamıştır.