Patara-Kekova Tatlı Su Boşalımlarının ve Denizaltı Mağaralarının Araştırılması

Benzer belgeler
KAŞ DOLAYI KIYI KUŞAĞINDA KARSTLAŞMANIN GELİŞİMİ: MİVİNİ VE ALTUĞ DENİZALTI MAĞARALARI

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Türkiye Kıyıları Aydıncık-Taşucu Deniz Mağaralarının Araştırılması

10-11 Şubat 2014 DSİ ETLİK EĞİTİM TESİSLERİ ANKARA

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Prof.Dr. C.Serdar Bayarı ÖZGEÇMİŞ

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

HİDROJEOLOJİ. Su Kimyasının Önemi

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Doç. Dr. Ahmet APAYDIN DSİ 5. Bölge Müdürlüğü Jeotek. Hiz. ve Yeraltısuları Şube Müdürü

HİDROJEOLOJİ. Su Kimyası. 9.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

DOĞAL MİNERALLİ SULAR İÇİN ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE (İL)... NUMARALI RUHSATA İLİŞKİN... DÖNEM (*) ARAMA FAALİYET RAPORU

Yoğun Kirletilmiş Sığ Akifer Sistemlerde Hidrojeolojik Çalışmalar

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

BELEK, PATARA VE KEKOVA ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNDE SU KİRLİLİĞİ İZLEME PROJESİ KESİN RAPOR

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE (İL)... NUMARALI RUHSATA İLİŞKİN... DÖNEM(*) ARAMA FAALİYET RAPORU

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Akış ve süzülme. 3.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

HİDROJEOLOJİ. Yeraltında suyun bulunuşu Akifer özellikleri_gözenekli ortam. 4.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YERALTI SUYU KORUMA ALANLARI

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

EVAPORİTLER (EVAPORITES)

Şek. 1- Çalışma alanının yer bulduru haritası.

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Karstik alanlarda baraj yeri hidrojeolojisi çalışmalarında morfolojik indikatörlerin pratik yararlarım

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Jeolojik Miras Olarak Mersin-Adana Bölgesinin Önemli Karstik Unsurları ve Envanter Amaçlı Bir Veritabanının Coğrafi Bilgi Sistemi ile Oluşturulması

Zonguldak ve Çevresindeki Yeraltısularının İzotop Hidrolojisi İncelemesi

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Prof. Dr. Ahmet GÜZEL

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

ARKEOJEOFİZİKSEL ÇALIŞMA RAPORU

GAZİPAŞA (ANTALYA) KIYI OVASININ HİDROJEOLOJİK İNCELEMESİ HYDROGEOLOGICAL INVESTIGATION OF GAZİPAŞA (ANTALYA) COASTAL PLAIN

Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

KÖSBUCAĞI (MERSİN-ERDEMLİ) GÖLETİ SU KAÇAKLARININ İNCELENMESİ * The Investıgatıon Of Seepage In Kösbucağı (Mersin-Erdemli) Dam

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

Cilt. 42, Sayı 1,97-103, Şubat 1999 Vol. 42, Number I, , February 1999

HASAN PARLAR A AİT İZMİR İLİ KEMALPAŞA İLÇESİ YİĞİTLER KÖYÜ 14 PAFTA 24 ADA 13 PARSELDE AÇILACAK SONDAJ KUYUSUNUN HİDROJEOLOJİK ETÜD RAPORU

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

Isotopic and Hydrochemical Characterization of Baseflow Age in Zamanti River Basin,

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

Yeraltı Suyu Akışı. Yeraltı Suyu Boşalımı ve Darcy Kanunu

O genellikle kayaç rezervuarlannda daha yüksek miktarda bulunmaktadır (Clark and Fritz, 1997). 8

RPM de Jeotermal aramanın Teknik Gereklilikleri DADI THORBJORNSON, RPM DANIŞMANI ÇALIŞTAY SWİSS HOTEL IZMIR 5 TEMMUZ 2018

OYGU MEZARLARIN ÖZDİRENÇ YÖNTEMİ İLE ARAŞTIRILMASI: NAGİDOS VE PATARA ÖRNEKLERİ

GÜLSER FİDANCI ZİRAAT MÜHENDİSİ UNIVERSITY OF STIRLING 28 ARALIK NİSAN 2013

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

10/3/2017. Yapısal Jeoloji, Güz Ev Ödevi 1. ( ) Profile, Eğim, Yükseklik

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

KİTABIN REHBERLİK PLANLAMASI. Bölümler. Bölümlere Ait Konu Kavrama Testleri KONU KAVRAMA TESTİ DOĞA VE İNSAN 1 TEST - 1

AYRIŞMA (KAYA VE TOPRAK KAVRAMI)

İÇİNDEKİLER 1 AMAÇ KAPSAM ÖNCEKİ ÇALIŞMALARIN TOPLANMASI HİDROJEOLOJİK HARİTALAR

Şahintaşı Buzulu. Türkiye de Yeni Bir Buzulun Keşfi

YEŞİLYURT (ISPARTA-SÜTÇÜLER) OVASININ HİDROJEOLOJİ İNCELEMESİ

MÜHJEO 2015: Ulusal Mühendislik Jeolojisi Sempozyumu, 3-5 Eylül 2015, KTÜ, Trabzon

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. :Mustafa Murat KAVURMACI. :02 / 03 / Aksaray. :Yunus Emre Mah sokak no:15. :muratkavurmaci@yahoo.

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

SİVAS İLİNİN JEOTERMAL. Fikret KAÇAROĞLU, Tülay EKEMEN Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, SİVAS

K A R A D E N Ý Z. Bafra. Boyabat. Çarþamba. Vezirköprü. Kavak. Osmancýk Merzifon Gümüþhacýköy. Ladik. Suluova. Çalýþma alaný

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN ARAMA/REVİZE ARAMA PROJE FORMATI İLÇE (İL) ARAMA/REVİZE ARAMA PROJESİ

Travertine Bridges In Turkey

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

GENİŞ BANT İKİ HALKA ELEKTROMANYETİK YÖNTEM

KENTSEL GELİŞİM VE DEPREM ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİNE BİR ÖRNEK: İSKENDERUN (HATAY)

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

Sevim Yasemin ÇİÇEKLİ 1, Coşkun ÖZKAN 2

Dr. Ayhan KOÇBAY. Daire Başkan Yardımcısı

ÇOK-ELEKTROTLU ÖZDİRENÇ YÖNTEMİ İLE SU SONDAJ KUYUSU YERİ VE DERİNLİĞİNİN TESPİTİ, ÖRNEK BİR UYGULAMA

KONYA OVASI ÇEVRESİNDE SON YILLARDA ARTAN OBRUK OLUŞUMU HAKKINDA ÖDN: 2

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

PAMUKKALE YÖRESİ (DENİZLİ) TERMAL KAYNAKLARININ HİDROKİMYASAL VE İZOTOPİK İNCELENMESİ

21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

Transkript:

Patara-Kekova Tatlı Su Boşalımlarının ve Denizaltı Mağaralarının Araştırılması Mehmet Öztan (1), Yalın Baştanlar (2), Güzden Varinlioğlu (3), Serdar Hamarat (3,4), Haldun Ülkenli (2,5), Nur Özyurt (1,6) ve Serdar Bayarı (1,7) (1) Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Müh. Bölümü, Hidrojeoloji Müh. ABD, 06532, Beytepe, Ankara E-posta: mehmet_oztan@yahoo.com (2) Mağara Dalışı ve Araştırmaları Grubu - ODTÜ Sualtı Topluluğu, E-posta: yalinb@yahoo.com (3) Mağara Dalışı ve Araştırmaları Grubu - Sualtı Araştırmaları Derneği, E-posta: guzden@bilkent.edu.tr (4) E-posta: serdar.hamarat@karel.com.tr (5) E-posta: ulkenli@metu.edu.tr (6) Tel: (312) 2976451, E-posta: nozyurt@hacettepe.edu.tr (7) Tel: (312) 2977740, E-posta: serdar@hacettepe.edu.tr Özet Bu çalışmada Batı Toroslar ın Patara-Kekova bölümü, tatlı su boşalımları ve kıyı-denizaltı mağaraları açısından incelenmiştir. Disiplinler arası bir yaklaşımla yürütülen çalışmada uydu görüntüleri ile jeolojik, tektonik, morfolojik ve topografik veriler kullanılmış, 0m-30m derinlik aralığında tarama dalışları yapılmış, yerinde fiziksel-kimyasal ölçümler gerçekleştirilmiş, kimyasal ve izotopik özellikler laboratuvar çalışmaları ile belirlenmiştir. Ön çalışmalar sonucunda incelenen alanın tatlı su katkısı %60 a ulaşan çok sayıda tatlı su boşalımı ile 6 adet önemli kıyı-denizaltı mağarası içerdiği belirlenmiştir.

Giriş Türkiye nin güney kıyılarında başlıca su kaynağı yeraltısuyu olup, yeraltısuyu taşıyan jeolojik birimlerin (akifer) doğrudan denizle temasta olmaları nedeniyle büyük oranda su kontrolsüz biçimde denize boşalmaktadır. Anılan bölgede tarımsal faaliyetlerin yıl boyu sürdürülmesi, turistik faaliyetler nedeniyle nüfusun yılın yarısı boyunca önemli düzeyde artış göstermesi tatlı su kaynaklarına olan talebi arttırmaktadır. Güney kıyılarımızın anakara bölümünü oluşturan Toros Dağları büyük oranda karbonatlı kayalar içermekte olup, söz konusu birimler karstlaşma olarak adlandırılan - kayaların karbondioksitçe zengin yeraltısuyu tarafından çözülmesini içerenhidrojeolojik sürecin etkisi altındadırlar. Özellikle kırık, çatlak ve ezik zonlar boyunca gelişen karstlaşmanın bir sonucu olarak akiferlerde yeraltısuyu akımı büyük oranda akım kanalları, kırık-çatlaklar ve mağaralar boyunca gerçekleşerek sahil kaynakları (SAK), denizaltı kaynakları (DAK) ve yaygın sızma (YAS) şeklinde denize boşalmaktadır. Türkiye nin güney kıyıları boyunca jeolojik yapının uygun olduğu alanlarda denize yeraltısuyu boşalımı yaygın olarak gerçekleşen bir süreçtir. Bilinen tatlı su boşalım alanlarının başlıcaları arasında Gökova-Akyaka, Patara-Kekova, Antalya Körfezi ve Ovacık-Gilindire (İçel) bölgeleri yer almaktadır. Tatlı suya olan gereksinimin sürekli artış göstermesine karşın söz konusu alanlarda denize olan tatlı su boşalımları günümüze değin yeterince araştırılmamıştır. Konuyla ilgili kapsamlı ilk çalışma Gilindire ve Ovacık (İçel) bölgesinde gerçekleştirilmiştir (Günay, 1965; 1968; 1971). Khout (1977), DSİ adına yürüttüğü çalışmasında Türkiye kıyılarındaki tatlı su boşalımları ve bunların geri kazanılması hakkında genel bir değerlendirme yapmıştır. İçel bölgesindeki yeraltısuyu boşalımlarının konumları üzerinde anakaradaki kırık sistemlerinin etkisi Elkhatib (1987) tarafından incelenmiştir. Kaş-Kalkan dolayında denize tatlı su boşalımına kaynaklık eden akifer Elkhatib (1992) tarafından incelenmiş, başlıca SAK ın konumları ile kırık sistemleri arasındaki ilişki belirlenmiştir. Kurttaş ve Bayarı (1999), Kurttaş ve diğerleri (1999), Kurttaş ve diğerleri (2000), Bayarı ve Kurttaş (2002) çalışmalarında Gökova-Akyaka bölgesindeki tatlı su boşalımlarını kimyasal ve izotopik veriler ışığında incelemişlerdir. Aydıncık-Taşucu dolayındaki tatlı su boşalımları ile ilgili kıyı mağaraları Hamarat ve diğerleri (1998) tarafından incelenmiştir. Bu çalışmanın konusunu Batı Toroslar ın Patara-Tekirova kıyı kesimindeki tatlı su boşalımlarının konumlarının, kimyasal, fiziksel ve izotopik özelliklerinin belirlenmesi ve söz konusu boşalımlar ile anakaraya ait jeolojik yapı arasındaki ilişkinin açıklanması oluşturmaktadır. Ağustos 2003 yılında başlatılan çalışmaların 2 yıl süre ile devam ettirilmesi planlanmıştır. Araştırma belirlenen SAK, DAK, YAS, sahil mağarası (SAM) ve denizaltı mağarası (DAM) konumlarının yanısıra, bunlarla ilgili jeolojik, hidrojeolojik, hidrojeokimyasal, izotopik, ısısal-kızılötesi uydu görüntüsü verilerinin coğrafi bilgi sistemine dayalı biçimde derlendiği disiplinler arası bir yaklaşımla yürütülmektedir. Araştırmanın Ağustos 2003 Ocak 2004 arasında yürütülen bölümünde Patara-Kekova bölgesi incelenmiş olup, bu bildiride ön bulgular sunulmaktadır.

Karstlaşma ve Kıyı-Denizaltı Mağaralarının Oluşumu Yeraltısuyu yağış sonrası yüzey altına süzülen sudan oluşur. Süzülmenin ilk aşamasında toprak zonundan geçen su bu alandaki bakteriyel ve diğer organik faaliyetlerin bir ürünü olan karbondioksit gazını (CO 2 ) çözünme yoluyla bünyesine alarak gazlı içeceklerde de kullanılan karbonik asidin (H 2 CO 3 ) oluşmasına neden olur. CO 2 + H 2 O <> H 2 CO 3 <> H + HCO 3 - Zayıf bir asit olmasına karşın karbonik asidin ayrışması ile oluşan proton (H + ), özellikle karbonatlı kayaları (ör: kireçtaşı, dolomit) oluşturan kalsit (CaCO 3 ) ve/veya dolomit (CaMg(CO 3 ) 2 ) minerallerinin çözünmesine neden olur. H 2 CO 3 <> H + + HCO 3 - CaCO 3 + H + <> Ca ++ + HCO 3 - Diğer yandan, buharlaşma süreçleri sonucunda oluşan evaporitik kayalar (ör: Anhidrit; CaSO 4 ) karbonik asidin varlığına gerek duymaksızın, doğrudan suyla temas sonucu da çözünürler. Yeryüzeyinde daha geniş bir dağılıma sahip olmalarından dolayı anılan çözünme süreçleri ve ilgili yüzey ve yeraltı morfolojik yapıları karbonatlı kayalarda daha yaygın olarak gözlenmektedir. Özetle, karstlaşma yukarıda anılan süreçleri, karst ise ilgili yüzey ve yeraltı morfolojisini tanımlayan genel terimler olarak kullanılmaktadır. Yüzeyde yer alan düz satıhlı ovalar, akarsuların içinde kaybolduğu subatanlar, mağaralar, yüksek debili anakara ya da denizaltı-kıyı kaynakları karstik alanların yaygın morfolojik ve hidrolojik bileşenlerini oluştururlar. Yeraltısuyu akışı sırasında daha az dirençle karşılacağı rotaları tercih eder ya da bu rotalardan daha yüksek miktarlarda akma eğilimindedir. Kayalar içinde çeşitli nedenlerle oluşan kırık ve çatlaklar bu açıdan tercih edilen akım rotalarını oluştururlar. Karbonik asit içeren yeraltısuyunun bu rotalardaki akışı sırasında devam eden karbonat minerali çözünmesi zamanla milimetre ile onlarca metre arasında değişen genişliğe ve kilometrelerce uzunluğa sahip yeraltı akım kanallarının ve bunlarla ilgili mağaraların oluşmasına neden olur. Karstik akım kanalları genel olarak dalları yüzeyden başlayıp gövde ve kökü yerin derinliklerine uzanan bir ağaçla benzeştirilebilir. Sonuç olarak dallardan gövdeye doğru gelişen yeraltısuyu akımı gövde üzerinden köke iletilerek bu kısımda yüksek debili kaynakların ve mağaraların oluşmasına neden olur. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, karstik ortamlarda yeraltısuyuna ancak akım kanalları ağacının dal, gövde ve kök kısımlarında ulaşılabilir. Diğer kesimlerde ekonomik değer taşıyan miktarlarda su ile karşılaşılması olası değildir. Karstik olmayan ortamlarda (ör: alüvyal ovalar) yeraltısuyuna herhangi bir noktada yapılan sondajlar ile ulaşmak mümkün iken, karstik ortamlarda ancak akım ağacına ulaşılması ile mümkündür. Denizle temasta olan kayalarda yeraltısuyu doğal olarak ulaşabileceği en düşük kot olan deniz seviyesine doğru hareket eder. Karstik olmayan ortamlarda bu hareket deniz-kara arayüzeyinin her bölümünde hemen hemen eşit miktarda (yaygın olarak), karstik ortamlarda ise akım ağacı yapısından dolayı akış ancak bazı alanlarda (yerel olarak) gerçekleşir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak karstik kayaların denizle temas yüzeylerinde yerel yeraltısuyu boşalımları oluşur. Boşalımın büyüklüğü (debisi) diğer (mevsim v.b.) faktörlerin yanısıra kıyı-deniz arayüzeyinin akım ağacını nereden kestiğine bağlıdır. (1) (2) (3)

Çalışma Yöntemi Tatlı su boşalımlarının belirlenmesi için öncelikle ısısal banda ait Landsat TM uydu görüntüleri incelenmiş ve anomali gözlenen noktaların koordinatları dalışlar yoluyla incelenmek üzere belirlenmiştir. Öte yandan, gerek tatlı su boşalımlarının ve gerekse tatlı su boşalımı içeren/içermeyen kıyı-denizaltı mağara konumlarının uydu görüntülerinden belirlenememesi olasılığına karşın sahada da tarama dalışları yapılmıştır. Patara-Kekova arasında Ağustos-Eylül 2003 te yürütülen tarama dalışlarında tüm kıyı 0-10m (şnorkel), 10-20m (tüplü) ve 20-30m (tüplü) derinlik aralıkları için her biri iki-üç kişiden oluşan üç ayrı dalış ekibi ile taranmıştır. Tarama dalışları sırasında hissedilir sıcaklık farklılığının saptandığı alanlardan kimyasal ve izotopik kompozisyonun belirlenmesi amacıyla su örnekleri alınmıştır. Tarama dalışları sırasında belirlenen tatlı su boşalımları ve kıyı-denizaltı mağaralarının koordinatları yüzey ekibi tarafından GPS (Coğrafi Yerbelirleme Sistemi) ile belirlenmiştir. Su örneklerinin majör iyon analizleri Hacettepe Üniversitesi Hidrojeoloji Mühendisliği A.B.D. Su Kimyası Laboratuvarı nda yüksek performanslı iyon kromatografi tekniği ile belirlenmiştir. Seçilen bazı noktalara ait örnekler ise duraylı izotop (oksijen-18 ve döteryum) içeriğinin belirlenmesi amacıyla Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı İzotop Hidrolojisi Laboratuvarı na (Viyana-Avusturya) gönderilmiştir. Doğal radyoaktiviteye sahip trityum izotop analizleri ise Hacettepe Üniversitesi Hidrojeoloji Mühendisliği A.B.D. Çevresel İzotoplar Laboratuvarı nda yapılmaktadır. Saha çalışması sırasında belirgin tatlı su boşalımı içeren alanlar ile mağaralarda yapılan dalışlarda fiziksel ve kimyasal özelliklerin (elektriksel iletkenlik, sıcaklık, ph, çözünmüş oksijen v.b.) yerinde ve eşzamanlı belirlenmesi için dalıcı kontrolünde Hydrolab Data Sonde 3 cihazı ile ölçümler yapılmıştır. Tatlı su boşalımı içeren denizaltı-kıyı mağaralarına ayrıca su sıcaklığının zamansal değişimini kaydetmek üzere veri kayıt cihazları yerleştirilmiştir. Derlenen verilerin toplu değerlendirme ve sunumunda kullanılmak üzere coğrafi bilgi sistemi yazılımlarından yararlanılmış, toplanan her türden ham ve işlenmiş veri elektronik ortama taşınmıştır. Araştırma Alanı: Konum, Jeoloji ve Hidrojeoloji Araştırma alanı, Güneybatı Anadolu da Teke Yarımadası nın güney kıyı şeridini oluşturmaktadır (Harita 1). Araştırılması amaçlanan kıyı şeridinin Patara ve Tekirova yerleşimleri arasındaki bölümünün uzunluğu yaklaşık 200 km olup, 2003 yılı çalışmalarında Patara ile Kekova arasında kalan 100 km lik bölüm incelenmiştir. Teke Yarımadası, Anadolu nun güneyi boyunca Muğla dan Antakya ya ve buradan da Hakkari ye uzanan Toros dağ kuşağının Teke Torosları olarak adlandırılan batı bölümünü oluşturur. Teke Torosları, kıyı şeridinden itibaren birkaç kilometre içerde, 1000 m. ve üzerinde uzanan dağlık bir morfolojiye sahiptir. Bölge, jeolojik açıdan ağırlıklı olarak Mesozoyik yaşlı karbonatlı kayalardan (kireçtaşı, dolomit, dolomitik kireçtaşı), bunlar üzerinde yer alan Neojen yaşlı karbonatlı ve kırıntılı kayalardan oluşmaktadır. Dağlar arası ovalar ile kıyı ovaları ise büyük oranda Pliyokuvaterner yaşlı çökelleri içermektedir. Kıyı şeridinin hemen hemen tamamı Mesozoyik ve Neojen yaşlı karbonatlı kayalardan oluşmaktadır. Bunlar arasında yer yer Neojen kırıntılı birimleri ve kıyı ovalarında ise Pliyo-kuvaterner çökelleri gözlenir. Hidrojeolojik açıdan yeraltısuyu taşıyan başlıca birimler karstik karbonatlı kayalar ve ova alüvyonlarıdır. Neojen yaşlı kırıntılılar kıyı boyunca başlıca geçirimsiz birimleri

oluştururlar. Doğal topografik gradyana bağlı olarak yeraltısuyu akımı dağlardan (kuzeyden) kıyıya (güneye) doğrudur. Karstik karbonatlı kayalarca kıyıya taşınan yeraltısuyu akımı büyük oranda kıyı çizgisini keserek iç kesimlere uzanan kırık hatları ve bunlar üzerinde gelişmiş dik vadi (kapuz) sistemlerince kontrol edilmektedir. KUVATERNER Q Alüvyon Q Yamaç molozu ve birikinti konileri Q Plaj kumları ÜST LANGİYEN mc Konglomera (şelf) ÜST BURDİGALİYEN LANGİYEN mbc Kumtaşı, kiltaşı, silttaşı, konglomera (şelf - yamaç) mb Kiltaşı (yamaç havza) BURDİGALİYEN mb Kireçtaşı (şelf) İŞARETLER ÜST LÜTESİYEN PRİABONİYEN ÜST KRETASE e2.3 k 2 Kireçtaşı (şelf) Kireçtaşı (şelf) + - Dokanak Düşey fay Yerleşim merkezi Harita 1: Çalışma alanı konum ve jeoloji haritası (MTA 1/250,000 ölçekli jeoloji haritasından alınmıştır). Bulgular Uydu görüntüsü analizleri Araştırma alanında denize olan tatlı su boşalımlarının gerçekleşmesi olası alanlar öncelikle uydu görüntüleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu amaçla, Landsat Thematic Mapper uydusunca 26 Ağustos 1987 ve 1 Ağustos 1990 tarihlerinde alınan, bölgenin batı ve doğu kesimlerine ait görüntüler kullanılmıştır. Isısal bant verilerine uygulanan radyometrik kalibrasyon sonrası belirlenen anomali noktalarının koordinatları daha sonra saha çalışmalarında kontrol edilmek üzere derlenmiştir (Harita 2). Sahada yapılan sıcaklık ve tuzluluk ölçümleri uydu görüntüsünden belirlenen noktaların tamamına yakın bölümünde tatlı su boşalımlarının varlığını göstermiştir. Tatlı su boşalım noktaları beklendiği gibi ya kıyıya paralel ya da kıyıdan iç kesimlere uzanan kırık hatları ve bunlara bağlı olarak gelişen vadiler ile ilişkili görünmektedirler.

Harita 2: Patara-Kekova arası Landsat TM ısısal bant görüntüsü ve belirlenen anomaliler. Saptanan kıyı-denizaltı mağaraları ve tatlı su boşalımları Ağustos-Eylül 2003 te yapılan tarama dalışları sonucunda 6 adet önemli kıyıdenizaltı mağarası belirlenmiş olup, bunların konumları Harita 3 te gösterilmiştir. Anılan mağaralar batıdan doğuya doğru Prenses, Mivini, Likya Batığı, Altuğ, Buza ve İlker Kaptan şeklinde adlandırılmışlardır. İnceleme alanında söz konusu mağaralar dışında çok sayıda tatlı su içeren boşalım noktasının varlığı da saha çalışmalarında gerçekleştirilen ölçümlerle belirlenmiştir. Kasım 2003 de gerçekleştirilen saha çalışmasında ise söz konusu boşalımlarının bir bölümünde tatlı su katkısının belirgin biçimde devam ettiği gözlenmiştir. Harita 3: Kalkan-Demre bölgesinde yer alan tatlı su boşalımları (+) ve kıyıdenizaltı mağaraları (altı çizili adlar ve içi noktalı daireler). Patara-Kekova bölgesinde yer alan denizaltı mağaralarının morfolojisi bunların gelişiminde karstik yeraltısuyu boşalımlarının etkili olduğunu göstermektedir. Önemli gözlemlerden birisi de bazı mağaraların giriş ağızlarının günümüz deniz seviyesinin oldukça altında olmasıdır (Çizim 1). Bu durumun orta-geç Pleistosen (günümüzden 0.01-1 milyon yıl öncesi) buzul çağında Akdeniz seviyesindeki alçalmaya bağlı olarak karst taban seviyesinin günümüzdekinden (deniz seviyesi) daha alt kotlara inmesiyle ilgili olduğu düşünülmektedir.

Çizim 1: Prenses denizaltı mağarası plan ve uzatılmış profili. Diğer yandan, tatlı su boşalımı gözlenen mağaralardan alınan gerçek zamanlı ölçümler bölgede denize olan tatlı su boşalım mekanizmasının yerel olarak değişiklikler gösterdiğine işaret etmektedir. Örneğin, Buza mağarasında yapılan ölçümler tatlı su katkısının 8m. derinlikten yüzeye doğru uzanan derinlik aralığında geliştiğini ve yüzeye yaklaştıkca arttığını göstermektedir (Çizim 2). Buna karşın, Mivini mağarasında yapılan ölçümler tatlı su katkısının 50m ile 30m ler ve 10m ile yüzey arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Söz konusu farklılıklar kıyı-deniz arayüzeyini kesen karstik akım kanallarının farklı derinliklere ulaşması ile bağlantılı görünmektedir (Çizim 3). <<-- Artan Tatlısu Katkısı Yüzeyden Derinlik (m) 40000 42000 44000 46000 48000 50000 52000 54000 0 2 4 6 8 10 12 14 16 Özgül Elektriksel İletkenlik (mikros/cm) Çizim 2: Buza mağarasında tatlı su katkısını gösterir yerinde ve gerçek zamanlı ölçülmüş özgül elektriksel iletkenlik değerleri (Kasım 2003). İki farklı değerler dizisi dalış ve çıkış sırasında alınan ölçümleri göstermektedir.

<<-- Artan Tatlısu Katkısı Yüzenden Derinlik (m) Özgül Elektriksel İletkenlik (mikros/cm) 42500 43500 44500 45500 46500 0 10 20 30 40 50 60 Çizim 3: Mivini mağarasında tatlı su katkısını gösterir yerinde ve gerçek zamanlı ölçülmüş özgül elektriksel iletkenlik değerleri (Kasım 2003). Tatlı su katkısının 30-50m aralığında başladığı ve etkisini yüzeye kadar koruyan güçlü bir boşalımdan oluştuğu görülmektedir. Ağustos-Eylül 2003 te gerçekleştirilen özgül elektriksel iletkenlik ölçümlerine göre denizsuyu/tatlı su karışım oranı yerel farklılıklar içermekte, birbirine yakın boşalımlarda bile karışım oranları büyük farklılıklar gösterebilmektedirler. İncelenen boşalım noktalarında denizsuyuna olan tatlı su katkısı hacimsel olarak yüzde 50 ile 60 arasında değişmektedir. Yüksek tatlı su katkılarına genel olarak Kalkan, Kaş, Kaş- Kalkan arası ve Kekova doğusu bölgelerinde rastlanmıştır (Harita 4). Söz konusu boşalımların tümü kıyıya paralel ya da kıyıdan iç kesimlere uzanan kırık hatları ile ilişkili görünmektedir (Harita 5). Harita 4: Ağustos 2003 ölçümlerine göre denizsuyu özgül elektriksel iletkenlik değerinin noktasal dağılımı (değerler ms/cm, denizsuyu = 55 ms/cm). Harita 5: Patara-Kekova bölgesinde saptanan mağaralar (koyu renkli daireler) ve tatlı su boşalımlarının (+) jeolojik yapı ve kırık hatları ile ilişkisi (Harita 1 ile karşılaştırınız).

Sonuçlar ve Değerlendirme Ağustos-Eylül ve Kasım 2003 döneminde yürütülen çalışmalar Patara-Kekova bölgesinde denize olan başlıca tatlı su boşalımlarının yüzde 50 ile 60 arasında tatlı su içerdiğini göstermiştir. Anılan boşalımlar kıyıya paralel ya da iç kesimlere uzanan kırık hatları ile ilişkili görünmektedir. Belirlenen kıyı ve denizaltı mağaralarında ağız derinliklerinin günümüz deniz seviyesinin altında bulunması bunların gelişimlerinin orta-geç Pleistosen buzul dönemleri ile bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Devam etmekte olan bu çalışmanın ilerleyen aşamalarında elde edilecek olan ek fiziksel, kimyasal ve izotopik veriler ile araştırma alanındaki tatlı su boşalımları hakkında daha ayrıntılı sonuçlara ulaşılması beklenmektedir. Teşekkür Bu araştırma kapsamındaki çalışmalar TÜBİTAK tarafından Türkiye Kıyıları Tatlı su Boşalımlarının Geri Kazanılması: Patara-Tekirova Pilot Projesi (103Y025), Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından Isotopic And Chemical Characterisation of Coastal And Submarine Karstic Groundwater Discharges In Southern Turkey (RC TUR-12570) ve Hacettepe Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından maddi ve araştırma altyapısı katkıları ile desteklenmiştir. Kaynaklar Bayarı, C.S. ve Kurttaş, T., (2002), Coastal and submarine karstic discharges in the Gökova Bay, SW Turkey, Quarterly Journal of Engineering Geology and Hydrogeology, 35, 381-390. Elkhatib, H., (1987), Hydrogeological investigation of the Ovacık submarine springs by means of remote sensing technique, M.Sc. Thesis, Hacettepe University, Institute of Pure and Applied Sciences, Ankara. Elkhatib, H., (1992), Kaş-Kalkan Arası Karst Hidrojeolojisi, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Günay, G., (1965), İçel Gilindire ve civarı sahil ovalarının hidrojeolojik raporu, DSİ yayını, Ankara. Günay, G., (1968), Ovacık denizaltı kaynaklarının doğal izotoplarla yapılan jeoloji ve hidrojeoloji incelemesi, Yüksek Mühendislik Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi, Ankara. Günay, G., (1971), Determination of the origin of Ovacık submarine springs by means of natural isotopes, memoires, tome 9, reunion de tokyo, pp.136-139 Hamarat, S., Ülkenli, H., Türe, G., Bayarı, C.S., (1998), Türkiye kıyıları Aydıncık- Taşucu deniz mağaralarının araştırılması, Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları 2. Ulusal Konferansı Bildiriler Kitabı, Eylül 1998, Ankara, Türkiye, 81-90.

Khout, A., (1977), Coastal and submarine springs of the Mediterranean coast of Turkey, DSİ Technical Report no:15, Ankara. Kurttaş, T., Bayarı, C.S., (1999), Deniz seviyesi değişimlerinin kıyı kaynaklarının tuzlanmasına etkisi: Gökova karst kaynakları örneği, Yerbilimleri Dergisi, Sayı 21, 185-200. Kurttaş, T., Bayarı, C.S., Tezcan, L., (1999), Determination of seawater intrusion rate and possible aquifer rocks by means of hydrochemical and isotopic ( 18 O, D, T, 87/86Sr) techniques (Gökova karstic springs, SW Turkey), (contribution no: IAEA-SM-361/76P): International Symposium on Isotope Techniques in Water Resources Development and Management, Vienna, Austria, 10-14 May 1999, Book of Extended Synopses (IAEA-SM-361), 247-248. Kurttaş, T., Bayarı, C.S., Tezcan, L., (2000), Gökova karstik kaynaklarında denize boşalım: Hidrolojik bütçe, uzaktan algılama ve karışım hücreleri modeli, Cumhuriyetin 75. Yıldönümü Yerbilimleri ve Madencilik Kongresi Bildiriler Kitabı, MTA Genel Müdürlüğü, Ankara, c II, 531-556.