AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK- ŞUBAT- EKONOMİK

Benzer belgeler
COĞRAFİ İŞARETİN ÖNEMİ VE ODAMIZIN COĞRAFİ İŞARET TESCİL ÇALIŞMALARI Şebnem BORAN

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK İSTATİSTİKLERİ YILLIĞI 2015 YAYINLANDI Müge ÜNAL

İZMİR, SADECE TATİL YAPMAK İÇİN DEĞİL, YAŞAMAK VE ÇALIŞMAK İÇİN DE ÇOK GÜZEL BİR KENT Erdem ALPTEKİN

COĞRAFİ İŞARETLER. Ceren TURGUT Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi ANKARA - TESK 2016

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2014 Haber Bülteni

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EGE BÖLGESİ İLLERİ EKONOMİK GÖRÜNÜM

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Narlıdere Özet Raporu

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

TÜRKİYE SAĞLIK İNSANGÜCÜ DURUMUNUN ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Şebnem ASLAN

FİKRİ HAKLAR ESD COĞRAFİ İŞARETLER. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim 2013

Kamu Sağlık Politikaları

Yerli Malı Haftası. Dr.Didem Özgür İstanbul Teknik Üniversitesi Avrupa Birliği Merkezi Araştırma Ofisi

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye de Sağlık Harcamalarının Finansal Sürdürülebilirliği

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

Türkiye ile İlgili Sorular

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

İZMİR TİCARET ODASI 2013 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI VE BÜTÇESİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I DÜNYADA DEĞİŞİM RÜZGARLARI YÖN ARIYOR, TÜRKİYE İSTİKRARA ODAKLANIYOR

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2014

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

Hizmet Sektörü Olarak Sağlık Turizminin Ülke Ekonomisindeki Rolü. Dr. Seyit KARACA TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

TARSUS TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

Türkiye de Coğrafi İşaretler ve Son Gelişmeler

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

TR42 DOĞU MARMARA BÖLGESİ 2011 YILI OCAK-ŞUBAT-MART AYLARI EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2013

İzmir Bölge Planı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2013

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

DIŞ TİCARET AÇIĞI VE TURİZM

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

TÜRKİYE TURİZM PİYASALARI 2010-(Balıkesir)

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

Transkript:

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK- ŞUBAT- EKONOMİK 2017 OCAK-ŞUBAT İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ Sunuş------------------------------------------------------------------------------------------------------2 EKONOMİ İzmir, Sadece Tatil Yapmak İçin Değil, Yaşamak ve Çalışmak İçin de Çok Güzel Bir Kent ----------------------------------------------------------------------------------------------------3 Erdem ALPTEKİN SEKTÖREL Coğrafi İşaretin Önemi ve Odamızın Coğrafi İşaret Çalışmaları -------------------------------9 Şebnem BORAN Potansiyeli Değerlendirmek: Dezavantajlı Grupların Eğitimi ----------------------------------15 Melisa KORKMAZ T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2015 Yayınlandı --------------------------------20 Müge ÜNAL Eurasia Plant Fair / Flower Show İstanbul Fuarı Ziyaret Sonuçları ---------------------------27 Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ 1

2017 OCAK ŞUBAT - SUNUŞ Değerli Üyelerimiz, Amerika daki seçim, İngiltere nin AB den ayrılması, Ortadoğu daki karışıklık, 15 Temmuz darbe girişimi, yaşanan terör olaylarının damgasını vurduğu oldukça zor bir yılı geride bıraktık. Son derece umutlu başladığımız 2017 yılının daha ilk saatlerinde başlayan terör olayları morallerimizi yerle bir etti. Gündemimizin son derece yoğun olduğu günler yaşıyoruz. Savaş, referandum, ekonomi, sınır içinde ve dışında terörle mücadelemiz sırasında verdiğimiz şehitlerimiz gündemimizin önemli konuları. Uluslararası Derecelendirme Kuruluşlarının ülkemizin notunu düşürmesi, piyasalarda yaşanan belirsizlik, dövizdeki tahmin edilemez dalgalanma, yüksek enflasyon, artan işsizlik ülkemiz ekonomisini olumsuz etkileyen unsurlar. Öte yandan bu olumsuzlukların çözümü için gereken tedbirlerin alınması sevindirici. Sicil affı olarak bilinen düzenleme, tüketicinin harcamalarını arttırması amacıyla uygulamaya başlanan ÖTV ve KDV düzenlemeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı istihdam seferberliği çağrısı ekonomimizin iyileşmesi için alınan önlemlerden bazıları. Şimdi önümüzde önemli bir süreç var. 16 Nisan da Anayasa Değişikliği Referandumu için sandık başına gideceğiz. Tüm vatandaşlarımızın sandığa gitmesini, demokratik hakkını kullanmasını ve oy vermesini istiyoruz. Sonucun ülkemiz için istikrar, huzur ve barış getirmesini diliyoruz. Bu perspektifle ekonomik ve sektörel konuların işlendiği bültenimizde bu ay; İzmir, Sadece Tatil Yapmak İçin Değil, Yaşamak ve Çalışmak İçin de Çok Güzel Bir Kent Coğrafi İşaretin Önemi ve Odamızın Coğrafi İşaret Çalışmaları Potansiyeli Değerlendirmek: Dezavantajlı Grupların Eğitimi T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2015 Yayınlandı Eurasia Plant Fair / Flower Show İstanbul Fuarı Ziyaret Sonuçları konularındaki yazılarımızı bulabilirsiniz. Odamız Araştırma, Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanları tarafından hazırlanan AR&GE Bülten in üyelerimize, kamu otoritelerine ve ilgililere yararlı olacağını umuyor, bol kazançlı günler diliyoruz. Ekrem DEMİRTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı 2

2017 OCAK ŞUBAT - EKONOMİ İZMİR, SADECE TATİL YAPMAK İÇİN DEĞİL, YAŞAMAK VE ÇALIŞMAK İÇİN DE ÇOK GÜZEL BİR KENT Erdem ALPTEKİN İzmir, Türkiye nin geçmişinde çok önemli bir yeri olan, yakın tarihe damga vurmuş bir ilimiz. Aynı zamanda Ulusal Kurtuluş Savaşı mücadelemize damga vuran bir kent. Kurtuluş Mücadelesi, 15 Mayıs 1919 da İzmir in işgaliyle başlamış ve yine 9 Eylül 1922 de İzmir in düşman işgalinden kurtuluşuyla sona ermiştir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, annesi Zübeyde Hanım ı İzmirlilere emanet etmiş, Türkiye Cumhuriyetinin ekonomik geleceğinin temelleri, 1. İzmir İktisat Kongresiyle İzmir de atılmış, Bugün dünya devi olan Türkiye İş Bankası nın kuruluşuna İzmir de karar verilmiş, Bu adımla Kurtuluş Savaşını, iktisadi açıdan taçlandıracak adımlardan biri atılmıştır. Türkiye nin ilk uluslararası genel ticaret fuarı İzmir de düzenlenmiştir. İzmir in öncü olduğu bu ve bunun gibi örnekleri uzatmak mümkün. Ancak asıl önemli olan İzmir de özgür düşünce ve hoşgörünün egemen olması ve farklı dinlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin bir arada çatışmadan yıllarca yaşaması. Bu üstünlüğü ve insanlığa verdiği değer ile kültür-sanat-spor gibi zenginlikler açısından da üstün olan İzmir in son dönemki popülerliği yükselmeye devam ediyor. Bir başka ifadeyle, İzmir hak ettiği değeri yeniden kazanmaya başlıyor. Bunun somut örneklerini görüyoruz. Emekliler ikinci baharlarını geçirmek için kentimizi tercih ediyor. Bu durum, kentimizde huzur bulduklarını gösteriyor. Ama İzmir çok kimlikli bir kent. Tek bir kalıba sığdırmak mümkün değil. İzmir sadece emeklilik döneminde yaşanacak bir kent değil. Bu yönde son zamanlarda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Yabancı kuruluşlar, İzmir deki iş olanaklarını ve tatil imkanlarını daha çok gündeme taşıyorlar. 3

2017 OCAK ŞUBAT EKONOMİ İzmir in turizm merkezlerinde 34 plaka başta olmak üzere 06 ve Ege nin diğer plakalarını daha sık görüyoruz. 34 plakalılar İzmir e artık sadece yaz aylarında gelmiyor. Yatırım yapmak için rotasını İzmir e çevirenler de var. Sadece yerleşmek ve kafasını dinlemek için gelenler de var. Alaçatı başta olmak üzere Çeşme, bu gelişmeden nasibini aldı. Sıra İzmir in diğer ilçelerinde. Yeter ki, İzmir e sadece yatırım gelsin, karmaşası gelmesin. Rant ve nüfus artışıyla, İzmir in cennet köşeleri bozulmasın. İzmir-İstanbul Otoyolu bittiğinde, hafta sonunu İzmir de geçirecek nüfus katlanacaktır. İzmir yaşanacak bir şehir ama aynı zamanda çalışılacak da bir şehir. Bu konuda olumlu gelişmeler var. Son zamanlarda İzmir e rotasını çeviren firmalar var. İzmir e merkezlerini taşımaya karar vermiş şirketler de var. İzmir, yeni yatırımların adresi olmaya başladı. 13 OSB si, 2 serbest bölgesi ve 4 teknoparkının yanısıra iklimi, yetişmiş işgücü, yatırım ortamıyla, gelecek daha çok yatırımcıyı çekmesi mümkün. Türkiye nin en büyük serbest bölgesi olan Ege Serbest Bölgesi, mevcut bölgesini büyüttüğü gibi yeni yatırım yapacak alanlara bakıyor. İzmir in 30 ilçesi birbirinden çok farklı özellikleri ile yatırımcılara fırsatlar sunuyor. Başta gayrimenkul ve inşaat olmak üzere yenilenebilir enerji, turizmin hemen hemen her türü, organik tarım, iyi tarım uygulamaları, hazır giyim, konfeksiyon ve tekstil, ayakkabı, otomotiv, petrokimya ve plastik, demir çelik, lojistik, uzay ve havacılık, savunma sanayi, gıda ve içecek, tütün, vb. alanlarda yatırım imkanları var. Bu tespiti, Forbes Dergisinin İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler çalışması da teyit ediyor. Çalışmaya göre İstanbul un her sektörde ve her alanda liderliği sarsılıyor. İzmir ve Ankara İstanbul a gittikçe yaklaşıyor. Diğer kentlerle olan derin makas kapanıyor. İstanbul yaşanabilir olmaktan çıkıyor, sadece iş yapmak isteyenler için çekilmek zorunda kalınıyor. 4

2017 OCAK ŞUBAT EKONOMİ Sanayi kentlerinde hızlı büyümenin getirdiği sorunlar derinleşiyor. Sanayileşmenin getirdiği yan etkiler, yaşam kalitesini zayıflatıyor. Yaşam kalitesinin yüksek olduğu yerlerde de sanayi ve ticaret hayatı zayıf kalıyor. İş yapmak, para kazanmak ve modern hayatın imkanlarına erişebilmek için üç büyük kent en iyisini sunuyor. Ancak insanlar artık trafiğin en az olduğu, işe gitmek için saatlerce vaktin harcanmadığı, havası temiz, yeşil kentlerde yaşamak istiyor. İzmir, çoğu ilçesinde bu imkanı fazlasıyla sunuyor. Forbes un yaptığı araştırmaya göre; İzmir yaşanabilirlik endeksinde 2016 yılında 10 sıra birden yükseldi. İzmir, Beşeri sermaye ve yaşanabilirlik endeksinde 16 ncı, Marka becerisi ve yenilikçilik endeksinde 10 uncu, Ticaret becerisi ve üretim potansiyelinde 3 üncü, Erişilebilirlik endeksinde ise 5 inci sırada. Temel kategorilerin hepsinde iyileşme var. Ama işsizlik İzmir in hala en büyük sorunu. 2015 yılı verisine göre işsizlik oranı % 15,0. Kilometre kare başına düşen araç sayısı baz alınarak hesaplama yapıldığında; İstanbul dan sonra en yoğun trafik İzmir de. Sıkışık kentler sıralamasında İzmir, İstanbul ve Kocaeli den sonra üçüncü sırada. Ancak İstanbul-İzmir arasında yaklaşık 6 katlık bir fark var. İzmir en çok teşvikli yabancı sabit yatırım çeken kentler sıralamasında 1 Milyar Lira ile Erzincan, Kocaeli, Adana ve İstanbul dan sonra beşinci sırada. Türkiye İstatistik Kurumu nun İllerde Yaşam Endeksi, 2015 araştırmasına göre; kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılama ve ekonomik ve kişisel risklere karşı korunma imkânı sunan gelir ve servet boyutunda en yüksek endeks değerini İstanbul aldı. İllerde Yaşam Endeksi; konut, çalışma hayatı, gelir ve servet, sağlık, eğitim, çevre, güvenlik, sivil katılım, altyapı hizmetlerine erişim, sosyal yaşam, yaşam memnuniyeti olmak üzere birey yaşamı üzerinde büyük etkisi olan 11 boyut altında toplam 41 göstergeyi içerecek şekilde hazırlanmış. İstanbul u sırasıyla Ankara ve İzmir izliyor. 5

2017 OCAK ŞUBAT EKONOMİ Yaşanılan alanda altyapı hizmetlerine erişilebilme kapasitesi ve memnuniyetini göstermesi açısından yaşam kalitesinin önemli bir boyutunu temsil eden altyapı hizmetlerine erişimde, ilk sırayı İstanbul aldı. İstanbul u İzmir ve Ankara izliyor. İzmir in bir marka şehir olması için modern şehirleşmeye ihtiyacı bulunuyor. Bu noktada kentsel dönüşüm kaçınılmaz. Özellikle İzmir in metropol ilçeleri olan Karabağlar, Konak, Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı da mevcut yapı stoğunun ciddi bir kısmının dönüşmesi gerekiyor. Nüfusu 4 milyon 168 bin 415'e ulaşan İzmir'e 2015 yılında 126 bin 238 kişi göçle geldi. İzmir'e en fazla göç 16 bin 129 kişi ile İstanbul'dan oldu. İzmir in toplumsal yapısını iç göçler büyük ölçüde etkilerken, son yıllarda mevcut nüfus hareketliliğine düzensiz ve yasadışı dış göçler de eklendi. Nüfusu 100 bini aşması beklenen başta Suriyeli olmak üzere sığınma arayanlar İzmir in yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Her şeye rağmen, İzmir huzur ve mutluluğun kenti. Deniz ulaşımının ve demiryolu hattının yaygınlaştırılması, İzmir i yaşanacak şehir konumuna daha da yaklaştıracak. Bu noktada; Foça ve Mordoğan ile başlayan vapur seferlerine Urla ve Güzelbahçe nin de eklenmesi temiz ve konforlu ulaşım için büyük bir kazanım olacak. İzmir merkezinde de yeni iskeleler deniz ulaşımına kazandırılmalı. Konak ve Karşıyaka Tramvayları, Buca ve Narlıdere ye yapılacak metro hatları, Selçuk ve Bergama ya da İZBAN hattının uzaması, İzmir in demir ağlarla örülmesini sağlayacak. İzmir in kuzey ve güneyini birleştirecek Körfez Geçişi, İzmir Kuzey Çevre Yolunun Menemen Koyundere den Çandarlı ya kadar uzayacak olması, İzmir in diğer iller ve çevre ilçeleriyle olan trafiğini rahatlatacak. İzmir antik ve eski zamanlardan kalma tarihi hanlarını ve mekanlarını gelecekle buluşturmalı. Kemeraltı Çarşısı, Havra Sokağı, Kadifekale, Agora, Tepekule, Pergamon, Metropolis, Klazomenai, Teos, cami, kilise, şapel, havra, sinagog, vb. daha bir çok tarihi değerini ayağa kaldırması gerekiyor. İnanç turizmi konsepti ile Efes ve Meryamana ya çok daha fazla turist çekilebilir. Sağlık turizminde dünya çapında doktorlar, yakın coğrafyaya liderlik edecek konumda tıpta uzmanlaşma söz konusu. Bugün ameliyat veya tedavi olmak için İzmir in hastanelerini veya kür merkezlerini ziyaret eden turistler var. 6

2017 OCAK ŞUBAT EKONOMİ İnciraltı nın bir sağlık merkezi olarak planlanması bu sayıyı katlayabilir. Sağlıklı yaşam ve organik beslenme bir paket halinde sunulabilir. İzmir in sağlıklı yaşam trendlerine uyum sağlayabilmesi ve uzun ve sağlıklı ömürün tüm gereklerini sağlayan Akdeniz Mutfağını Ege Mutfağı olarak organize etme şansı var. İzmir in bulunduğu topraklar ve coğrafya, bir gastronomi merkezi olması için tüm fırsatları barındırıyor. Sadece kıyılar değil, Bozdağ, Gölcük, Şirince, Karagöl, Kuş Cenneti, Teleferik gibi doğal güzelliklerin de İzmir turizmine ve ekonomisine katkıları daha büyük olabilir. İzmir Körfez Geçişinin, İzmir Çandarlı Limanının, İzmir-İstanbul Otoyolunun, İzmir-Ankara Hızlı Tren Projesinin ve İzmir i Avrupa ya ve Akdeniz e bağlayacak otoyolların yapımıyla İzmir daha da kolay ulaşılabilen bir kent haline gelecek. Yıllardır yeterince yatırım alamayan İzmir'in kuzey aksı değişmekte ve giderek daha da değerleniyor. İZBAN, Çanakkale Otoyolu ve Manisa şehir merkezine doğrudan ulaşım sağlayan İzmir-Manisa yolu da bu bölgeden geçiyor. İzmir in önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisindeki ağırlığı daha da artacak. İzmir 300 gün güneşli ve ılıman iklimi sayesinde rüzgar sörfü, yelken, golf, atlı spor ve tüm takım sporları için elverişli imkanlara sahip. İzmir de bu alanlarda yapılan tesislerin yenilenmesi veya yeni tesislerin kazandırılması, İzmir ekonomisine büyük katkı yapacaktır. İzmir Alsancak Stadyumu ve İzmir Atatürk Stadyumu, İzmir in geçmişinde önemli bir yer tutuyor. Bu stadyumlar, İzmir ekonomisine kazandırılmalı. İzmir in sembol takımları olan Göztepe, Karşıyaka, Altay, Altınordu, İzmirspor, Bucaspor a İzmir in sahip çıkması gerekiyor. Çünkü bu takımların ekonomik açıdan yüksek değere sahip olan üst liglerde mücadele etmeleri, İzmir de çarşı, pazar ve otellerin dolması yoluyla İzmir ekonomisinin canlanmasına yol açıyor. İzmir in kültür, sanat, eğlence ve sporun yanında güçlü ekonomik bir yapı ve gelişen ve değişen teknolojilere uyum sağlaması ile önü çok açık olacak. İzmir in Türkiye ekonomisindeki ağırlığını arttırabilmesi için, bilim ve teknolojiye daha fazla ağırlık vermesi gerekiyor. Pek çok alanda insan gücünün yerini makineler aldı. İş dünyasının ihtiyaçları da farklı yönlere doğru kaydı. 7

2017 OCAK ŞUBAT EKONOMİ Örnek verecek olursak; dijital teknolojiler, yapay zeka uzmanlığı, siber güvenlik uzmanlığı, sosyal medya uzmanlığı, üç boyutlu yazıcılar, akıllı sensörler, robot eczacılar, sürücüsüz araçlar ve insansız hava aracı pilotluğu gibi meslekler, yakında hayatımıza daha fazla etki etmeye başlayacak. Akıllı şehir konseptini belirlemiş İzmir in dijital ve bilgi çağı ekonomisine yakından uyum sağlaması gerekiyor. Bilgi teknolojileri, uzay ve havacılık, petrokimya ve plastik, enerji ve savunma sanayi sektörleri, bu alanda kilit sektörlerden. İzmir in yakın gelecekte daha büyük bir ekonomi haline gelmesi ve iş imkanları ile yatırımlar konusunda zirvede yer almasına yönelik bu eğilimi karşılayabilecek gücü ve potansiyeli fazlasıyla var. Yeter ki bu potansiyel mantıklı yatırımlar ile harekete geçsin, Güzel İzmir daha fazla kişiye iş, yatırım ve tatil imkanı sunmaya devam etsin. Kaynak: Forbes Dergisi, İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler, Ekim 2016, No:10. ss. 61-77. Türkiye İstatistik Kurumu, İllerde Yaşam Endeksi 2015, http://www.tuik.gov.tr/prehaberbultenleri.do?id=24561, (24.01.2017). 8

2017 OCAK ŞUBAT - SEKTÖREL COĞRAFİ İŞARETİN ÖNEMİ VE ODAMIZIN COĞRAFİ İŞARET TESCİL ÇALIŞMALARI Şebnem BORAN GİRİŞ İzmir çok önemli tarihi ve kültürel değerler hazinesidir. Kentimizin tarihi boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış olmasının getirdiği kültür mirası, sofralarımızı da zenginleştirmiştir. İzmir gerek tarımsal alanların zenginliği, gerek iklim çeşitliliği nedeniyle yöresel ve geleneksel tarzda üretilen gıda ve tarım ürünleri açısından oldukça zengin bir kenttir. Odamızca 2010 yılından itibaren kentimizin önemli gıda ürünleri arasında yer alan İzmir Tulum Peyniri, Şambalisi, Boyozu, Lokması ve Kumrusuna coğrafi işaret tescillerinin alınması için yoğun olarak çalışmalarda bulunulmuştur. İzmir de üretilen ve İzmir ile özdeşleşmiş bu ürünlerin kaliteli üretimi ile hem yurtiçinde hem de yurtdışı pazarlarda hak ettiği üne kavuşturabilmek ve bölgemize katma değer sağlamak amaçlanmaktadır. COĞRAFİ İŞARET NEDİR? Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, menşe adı ve mahreç işareti olarak ikiye ayrılmaktadır. Bir ürünün, coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşeri unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan adlar menşe adını belirtmektedir. Örnek olarak, Eskişehir Lületaşı, Çelikhan Tütünü, Ege Pamuğu, Aydın İnciri, Edremit Körfezi yeşil Çizik Zeytini menşe adını almıştır. Bu ürünler menşe adını almış olması nedeniyle ait oldukları coğrafi bölgenin dışında üretilememektedir. Çünkü ürün nitelikleri ancak ait olduğu yöre içinde üretildiği takdirde kazanılabilmektedir. Aydın yöresinde binlerce yıldır üretilen kuru inciri ülkemizde üretilen diğer incirlerden farklı kılan, yörede denizden esen nemli rüzgarların bu incirleri büyük ve ince derili yapmasıdır. Bir ürünün coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge ya da ülkeden kaynaklanması, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğrafi alan ile özdeşleşmiş olması, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılması durumunda mahreç işareti göstergesini belirtmektedir. Gaziantep Baklavası, Maraş Burma Bileziği, Damal Bebeği, Isparta Halısı, Siirt Battaniyesi Bu ürünlerin nitelikleri, kalitesi, ünü veya diğer özellikleri belirli bir coğrafi yere ait doğal hammadde ya da beşeri unsurlara dayalı işlemlerden kaynaklanan özellikler taşımaktadır. 9

Coğrafi işaretin tescili, Üretici grupları, Ürün veya ürünün kaynaklandığı coğrafi alanla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını korumaya yetkili dernekler, vakıflar ve kooperatifler, Ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla ilgili üretici tarafından yapılabilmektedir. Türkiye de coğrafi işaretler 24.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren 555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve bu KHK nın uygulama şeklini gösterir yönetmelik hükümlerine göre tescil edilmekte ve korunmaktaydı. Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu ise 10 Ocak 2017 tarih 29944 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Özellikle yeni düzenlemeler ile birlikte bundan sonraki süreçte coğrafi işaretler daha hızlı ve daha düşük maliyetle tescil edilebilecektir. Coğrafi işaretlerin tescili ve korunması Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülmektedir. Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli 200 tane coğrafi işaret almış ürün bulunmaktadır. Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında inceleme aşamasında olan 292 adet coğrafi işaret başvurusu mevcuttur. AB nezdinde tescilli ürünlerimiz ise; 17.02.2016 tarihinde tescillenen Aydın İnciri ile 21.12.2013 tarihinde tescillenen Antep Baklavası olup Aydın Kestanesi, İnegöl Köfte, Malatya Kayısısı, Afyon Sucuğu ve Afyon Pastırması ise başvuru aşamasındaki ürünlerimizdir. Coğrafi işaret tescili yerel niteliklerine bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte, coğrafi işaret tescili ile coğrafi sınırları belirlenmiş alanda üretim gerçekleşen ve tarihsel geçmişi olan özel ürünlerin, üretim metotları ile birlikte coğrafi kökenlerine dayalı kalite standartları korunmaktadır. Coğrafi işaretin; coğrafi kaynak belirtmek, geleneksel bilgi ve kültürel değerlerle de şekillenebilen üretim metodunu ve kalitesini garanti etmek, pazarda ürünleri ayırt ederek pazarlama aracı olmak, yerel üretimi ve kırsal kalkınmayı desteklemek, turizme katkıda bulunmak, ürün taklitçiliği ile mücadele etmek gibi önemli işlevleri de bulunmaktadır. Bir ürün, yöresel ürün kategorisine girdiğinde piyasa değerinin yaklaşık % 20 üzerinde bir rakama alıcı bulabilmektedir. Bu veriler, coğrafi işaretlerin özellikle kırsal kalkınmanın desteklenmesinde önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. 10

İZMİR DE TESCİLİ KABUL OLAN VE BAŞVURU AŞAMASINDA OLAN ÜRÜNLER İzmir ilinde coğrafi işaret tescilli 9 ürün bulunmaktadır. Bunlar, Bergama El Halısı, Bergama Kozak Çam Fıstığı, Bozdağ Kestane Şekeri, Ege Pamuğu, Ege Sultani Üzümü, Ege İnciri, Güney Ege Zeytinyağları, Ödemiş Patatesi ve İzmir Şambalisidir. İzmir İlinde Coğrafi işaret başvuru aşamasında ise 13 adet ürün bulunmaktadır. Bergama Graniti, Bergama Tulum Peyniri, Gümüldür Mandalinası, Karaburun Nergisi, Kuzey Ege Zeytinyağları, Seferihisar Mandalinası, Urla Sakız Enginarı, Urla Yarımadası Erkence Zeytin ve Zeytinyağı, Çeşme Kavunu, İzmir Boyozu, İzmir Kumrusu, İzmir Lokması ve İzmir Tulum Peyniri başvuru aşamasında olan ürünlerdir. ODAMIZIN COĞRAFİ İŞARET ÇALIŞMALARI (İZMİR TULUM PEYNİRİ, ŞAMBALİSİ, BOYOZU, LOKMASI VE KUMRUSU ) Odamızca 2010 yılından itibaren kentimizin önemli gıda ürünleri arasında yer alan İzmir Tulum Peyniri, Şambalisi, Boyozu, Lokması ve Kumrusuna coğrafi işaret tescillerinin alınması için yoğun olarak çalışmalarda bulunulmuştur. Gelinen noktada, İzmir Şambalisi coğrafi işaret tescili alınmıştır. İzmir Lokması 13 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazete de ilan edilmiş olup coğrafi işaret tescilinin önümüzdeki günlerde alınması beklenmektedir. İzmir Boyozu coğrafi işaret tescili 3 Temmuz 2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır ancak süreç devam etmektedir. İzmir Kumrusu ve İzmir Tulum Peynirinin ise Türk Patent ve Marka Kurumunca incelemeleri devam etmektedir. Coğrafi işaret alınabilmesi için ürünle ilgili olarak; kullanım biçimi, ürünün tanımı ve ayırt edici özellikleri, üretim yeri, coğrafi işaretin türü mahreç işareti ise üretim alanında gerçekleşmesi zorunlu bulunan özellikler, ürünün metodu ve denetleme konularının yer alacağı teknik çalışma ve analizler gerekmektedir. Bu tanımdan hareketle, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü ile Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim üyeleri ile ortaklaşa projeler yürütülmüştür. Ürünlerin üretim metodunu belirlerken, bu işte usta isimlerle görüşmeler gerçekleştirilmiştir. İzmir Şambalisi İzmir Şambalisi teknik özellikleri ve denetim biçimi ile mahreç işareti olarak 21.06.2016 tarih ve 29749 sayılı Resmi Gazetede ilan edilmiştir. İzmir Şambalisi Odamızın başvuruda bulunduğu ve 18.01.2011 tarihinden geçerli olmak üzere tescil edilen ilk ürünümüzdür. Başvuru dosyası Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanmıştır. 11

Yapılan analizlerle, şambali için boyut, şekil, içerik, sertlik, şurup miktarı, süt kullanılıp kullanılmadığı, şuruptaki şeker miktarı, pişirme işlemlerinin etkinliğini belirleyen renk değerleri ve kabuk miktarı gibi özellikler saptanmıştır. İzmir Şambalisi orta boy irmik, şeker, süt ve nişasta ile tekniğine uygun olarak hazırlanan hamurun tepside pişirilmesi ve piştikten sonra üzerine şerbet dökülmesiyle elde edilen bir tatlı çeşididir. Fırına verilmeden önce tatlı hamurunun üstü badem veya fıstıkla süslenebilmektedir. Şerbet kullanımı İzmir şambalisinin ayırt edici bir özelliğidir. Üretim metodundaki aşamalar da önem taşımaktadır. Hamur hazırlarken kullanılan irmik ile sütün niteliği ve miktarına göre İzmir şambalisinin protein miktarı değişebilmektedir. Hamur ve şerbetteki bileşenler ve oranları da ürünü farklılaştırmaktadır. İzmir şambalisi, üreticiler tarafından tescil belgesinde ürün şartnamesinde yer alan yöresel üretim tekniklerine uyulması şartıyla üretilebilecektir. İzmir Lokması İzmir Lokması coğrafi işareti, 13 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazete de ilan edilmiştir. Başvuru dosyası yine Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanmıştır. İzmir Lokması için de benzer çalışmalarda bulunulmuştur. İzmir Lokması için önemli nitelikler olduğu düşünülen boyut, sertlik, renk, yağ ve şurup içeriği, yağın oksidatif bozunma düzeyi ve gözenek yapısını içeren teknik çalışma gerçekleştirilmiştir. Belirlenen üretim süreçlerinin kontrol mekanizmasına ilişkin bilgiler de sunulmuştur. İzmir Lokması; un, su ve maya ile tekniğine uygun olarak hazırlanan hamurun fermantasyonundan sonra şekil verilip kızgın (bitkisel rafine) yağda kızartılarak şerbette bekletilmesi ile elde edilen bir ürün olup ortası delikli yuvarlak şekli itibariyle Türkiye nin farklı şehirlerinde üretilen diğer lokma çeşitlerinden ayrılmaktadır. Hamurun hazırlanması esnasında ideal hamur akışkanlığı sağlanmalıdır. Üretim metodunda şerbetin hazırlanması ve kullanımı da oldukça önemlidir. 12

İzmir Boyozu 13 İzmir le özdeşleşen bir diğer değerimiz, İzmirlilerin kahvaltılarının vazgeçilmezi olan İzmir Boyozudur. İzmir Boyozu, tarih boyunca çok sayıda kültürün etkileşim halinde olduğu kentimizde Osmanlı Döneminden beri üretilen ve günümüze ulaşan bir hamur işi olup 500 yıllık uzun bir geçmişi bulunmaktadır. İzmir Boyozu; buğday unu, su ve tuz ile hazırlanan hamura yuvarlak göbekli şekli verildikten sonra pişirilmesi ile elde edilmektedir. İzmir Boyozu, pişmemiş veya yanık görünümde olmayan, hafif karamelize renkte bir üründür. İzmir Tulum Peyniri İzmir Tulum Peyniri gerek iklimden gerekse bitki örtüsünden kaynaklanan kendine özgür bir tat, koku, aroma ve şekle sahip olup bu özellikler peynirimizi farklı kılmaktadır. Sonuç ve Öneriler Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından incelemeleri devam eden İzmir Tulum Peyniri ve İzmir Kumrusu başvurularımızın da olumlu sonuçlanması beklenmektedir. Tescillenmesiyle birlikte kentimizle özdeşleşen bu ürünlerimiz ulusal boyutta güçlü birer marka olacaktır. Odamızca gerçekleştirilen tüm bu çalışmalarla hedefimiz, güzel İzmir imizin değerlerini korumak, tanıtmak ve markalaştırmaktır. Coğrafi işaretler, ürünü korunmasının yanı sıra, ürüne dinamik pazarlama gücü katmakta, tarımsal çeşitliliği arttırmakta, kırsal kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Böylelikle geleneksel ürünler aslına uygun bir şekilde sonraki nesillere de ulaştırılmaktadır. Niteliklerini kaybetmeden ürünlerin sürdürülebilirliği de sağlanmaktadır. Ayrıca bu ürünlerin taklitlerine karşı korunabilmesi, haksız rekabetle karşı karşıya kalmaması için koruma altına alınma noktasında da coğrafi işaret büyük önem taşımaktadır. Coğrafi işaret ibaresi taşıyan ürünleri üreten işletmeler de, bu işareti ürünlerinin ambalajlarında kullandıklarında tüketici açısından da güven ve kaliteyi ifade etmiş olmaktadır. Tüm bu faydalar göz önünde bulundurulduğunda hem ülkemizdeki hem de kentimizdeki yerel değerlere sahip çıkılması adına ürünlerin tescillenmesi çalışmalarına özel önem verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Fakat bu tescil çalışmaları sadece ülkemiz içerisindeki korumayla sınırlı kalmamalı, uluslararası arenada da bu ürünlerin korunmasını sağlayacak şekilde çalışmalar yapılmalıdır. Kaynaklar: http://www.turkpatent.gov.tr/turkpatent/geographicallist/ http://www.turkpatent.gov.tr/turkpatent/geographicalregisteredlist/ Coğrafi Tescil İşaretleri Alımları İçin Yaptığımız Çalışmalarda Gelinen Son Nokta, Vizyon Dergisi, Ekim-Kasım 2016. 14

POTANSİYELİ DEĞERLENDİRMEK: DEZAVANTAJLI GRUPLARIN EĞİTİMİ Melisa KORKMAZ Günümüzde bireylerden, karmaşıklaşan ekonomik ve toplumsal yapıya uyum sağlayabilmeleri, hızla değişen ve gelişen teknolojiyi yakalayabilmeleri, hızla üretilen bilgi yığınları arasında bilgiyi seçerek, analiz ederek ve değerlendirerek elde etmeleri, elde ettikleri bilgiyi günlük yaşamlarında kullanabilmeleri beklenmektedir. Bilginin, değişen teknoloji ile hızla üretilip hızla yayılması ve geniş kitlelere ulaşması nedeniyle teknolojik gelişmeleri yakından takip etmenin ve güncel becerileri kazanmanın önemi her geçen gün artmaktadır. Bireyler sahip oldukları birtakım beceriler ile değişimlere uyum sağlayabilir ve ulaştıkları bilgiyi yaşamlarında kullanabilirler. Bunu başarabilmek için bireylerin günümüz becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Diğer taraftan kadınlar, gençler, uzun süreli işsizler, engelliler eski hükümlüler, ileri yaştaki bireyler dezavantajlı gruplar arasında sayılabilmektedir. Grupların dezavantajı, bazen fiziksel engellerden, bazen toplumsal değer sistemlerinden, bazen de işgücü piyasasının talep ettiği bilgi ve becerilerden yoksun olmaktan kaynaklanabilmektedir. Sebep ne olursa olsun bu bireyler, işgücü piyasasına sınırlı olarak katılabilmektedir. İstihdam, bir ülke için refah, ekonomik büyüme, sosyal uyum gibi son derece kilit anlamlar içermektedir. Bireyler için istihdam ise ekonomik ve sosyal açıdan bir gerekliliktir. Bireylerin istihdamlarının sağlanabilmesi için iş dünyasının ihtiyaç duyduğu becerilere sahip olması son derece önemlidir. Bu becerilere sahip olmak için ise uygun eğitim programlarının oluşturulması gerekmektedir. Grupların sahip olduğu dezavantaja uygun eğitim programları oluşturularak bireylerin iş hayatının ihtiyaç duyduğu becerilere sahip olması sağlanmalı ve kazandıkları becerileri kullanabilecekleri mesleklerde istihdam edilmeleri desteklenmelidir. GİRİŞ Dezavantajlı gruplarda yer alan bireyler, çalışma hayatında istihdam açısından bazı engellerle karşılaşmaktadır. Hatta bazıları iş dünyasının tamamen dışında kalabilmekte, işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Çalışabilir işgücünün istihdam edilememesi, bir ülkenin ekonomisi için atıl kaynak anlamına gelmektedir. Bu nedenle bireylerin işsizliği kişisel gelirlerinin ve toplamda milli gelirin azalmasına neden olmaktadır. Bunun yanında işsizliğin, bireylerin toplumsal yaşam biçimleri üzerinde ve sosyal düzey çerçevesinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır. 15

Dezavantajlı gruplar için uygun eğitim politikaları ile bireylerin iş hayatına katılmaları sağlanabilir. Genel olarak değerlendirildiğinde, kadınlar, gençler, uzun süreli işsizler, engelliler eski hükümlüler, ileri yaştaki bireyler dezavantajlı gruplar arasında sayılabilmektedir. Kadınlar: Kadınlar genel olarak işgücüne katılım, ücrette eşitsizlik, çalışma koşulları, iş ve özel hayatın dengelenmesi, bakım sorumlulukları, mesleki eğitim ve işte yükselme gibi konularda ayrımcılıkla karşılaşabilmektedir. 2016 Kasım ayı için işgücüne katılma oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,9 puan artarak %52,1 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönem için yapılan kıyaslamalara göre bu oran erkeklerde 0,6 puanlık artışla %71,9, kadınlarda ise 1,1 puanlık artışla %32,7 olarak gerçekleşmiştir. Kadın ve erken arasındaki fark sadece işgücüne katılım oranı ile sınırlı kalmamaktadır. Yapılan çeşitli araştırmalarda kadınların tam zamanlı işlerde çalışma oranının daha düşük olduğu, daha düşük ücretli pozisyonlarda çalışmakta oldukları, kariyerlerinde yükselme olanaklarının daha sınırlı olduğu ve kayıt dışı sektörde kadın istihdamının daha fazla olduğu hususları yer almaktadır. Kadınların işgücü piyasalarına katılma oranlarının arttırılması için, kadınlara istihdam olanaklarının yaratılması, kendi işlerini kurabilmeleri için meslek edinmelerinin sağlanması amacıyla çeşitli eğitimler düzenlenmeli, iş kurma aşamasında ise ekonomik destek sağlanması amacıyla değişik teşvikler sağlanmalıdır. Gençler: Genç işgücü ve genç işsizlik kavramları 15-24 yaş arası bireyleri kapsamaktadır. Gençler özellikle kriz dönemlerinde, deneyim ve beceri eksikliği nedeniyle iş bulmakta zorluk çekmekte ve işsiz kalmaktadırlar. Bu durum, onların uzun dönemdeki gelir beklentilerini ve karşılaşacakları iş fırsatlarının niteliğini olumsuz etkilemektedir. Genç işsizliğin yüksek olması, İşgücü potansiyelinden yeteri kadar faydalanılamamasına, vergi ve üretim kaybı yaşanmasına, siyasi ve sosyal gerilim ve olayların daha sık yaşanmasına neden olabilmektedir. Ülkemizde Kasım 2016 da genç nüfustaki işsizlik oranı, 22,6 olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı dönemindeki bu oran ise 19,1 dir. Genç nüfusun istihdamı, gençlerin iş dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda öğrenim görmesi ile mümkün olabilecektir. Bu nedenle eğitim programlarının sektörlerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak revize edilmesi ve düzenli aralıklarla güncellenmesi gerekmektedir. 16

Engelliler: 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun da fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen birey olarak tanımlanmaktadır. Bazı kaynaklara göre de engelli, sosyal hayata katılabilme, bir iş bulup o işi elinde tutabilme imkanlarından toplumun diğer kesimlerine göre kısmen veya tamamen yoksun bulunan kişiyi ifade etmektedir. Engelliler iş dünyasında sadece işsizlik sorunuyla değil, düşük ücret, eğitim ve mesleki eğitim olanaklarına kısıtlı erişim, işte ve iş yerinde gerekli düzenlemelerin yapılmaması gibi sorunlarla da başa çıkmak zorunda kalmaktadırlar. Engellilerin iş dünyasına girmesi için engellilerin çalışma kapasitelerine odaklanılması ve bu doğrultuda politika geliştirilmesi gerekmektedir. Engellilerin istihdama katılımları daha azdır. Bunun yanında diğer gruplara göre daha düşük nitelikteki işlerde çalıştıkları görülmektedir. Günümüzde teknolojik gelişmelerden de yararlanarak engellilerin çalışmasını kolaylaştıracak yenilikler getirilmelidir. İşyerleri engelli bireylere uygun olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Engellilerin meslek edinmelerinin sağlanması amacıyla mesleki eğitime erişimlerinin kolaylaştırılması gerekmektedir. Uzun Süreli İşsizler: Bir yıldan fazla süren işsizlik, uzun süreli işsizlik olarak tanımlanmaktadır. Uzun dönem işsiz kalan kişilerin becerilerinde zamanla yıpranma gerçekleşmekte; becerileri işgücü piyasasının talep ettikleriyle örtüşmemektedir. Uzun süre işsiz kalan bireyler, bir süre sonra iş arama konusundaki motivasyonlarını kaybetmektedirler. Uzun süreli işsizlere yönelik becerilerini iş dünyasının beklentileri ve talepleri doğrultusunda güncelleme imkanı sağlanmalıdır. Bu bireylerin becerilerine uygun mesleki eğitim almaları sağlanmalı, özellikle teknolojik gelişmeleri takip etmelerine olanak sağlanmalıdır. Eski Hükümlüler: Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği ne göre eski hükümlü: bir yıldan daha uzun süreli bir suçtan veya ceza süresine bakılmaksızın Devlet memuru olmaya engel bir suçtan hüküm giyen ve cezasını infaz kurumlarında tamamlayanları, cezası ertelenenleri, koşullu salıverilenleri, özel kanunlarda belirtilen şartlardan dolayı istihdam olanağı bulunmayanları, ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklı bulunanları ve denetimli serbestlik kapsamında olanlar olarak tanımlanmaktadır. Eski hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması kapsamında bu bireylerin dışlanmasını önlemek için çeşitli önlemler alınmalıdır. 17

Bu kişilerin istihdam edilmeleri, gelir edinememeleri sonucunda tekrar suç işlemeleri riskinin engellenmesi için son derece önemlidir. Ceza infaz kurumlarında bulundukları süre içerisinde hükümlülerin, sosyal ve mesleki yönden eğitim almaları ve toplumsal hayata uyum sağlamaları yönünde çalışma yapılmalıdır. Eski hükümlülerin ise iş bulma veya kendi işlerini kurma imkanı bulması için mesleki eğitim almaları sağlanmalıdır. Uygun mesleğe yönlendirilmeleri için mesleki danışmanlık hizmeti almaları da gerekmektedir. Eski hükümlüler işe yerleştirilmelerinin ardından bu işi sürdürebilmeleri ve iş hayatı içerisinde kalabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması son derece önemlidir. İleri Yaştaki Bireyler Genel olarak değerlendirildiğinde bireyler çalışma hayatında geçirdikleri uzun senelerin ardından kazandıkları tecrübe, deneyim ve bilgi birikimi ile son derece değerli hale gelmektedirler. Ancak istihdam alanında yaşanan yaş ayrımcılığı, kişinin kazandığı tüm olumlu özelliklerin bir kenara itilmesi, akıl ve beden sağlığında ortaya çıkabilecek sorunlar gibi olumsuz faktörlerin göz önünde bulundurulması sonucu yaşanmaktadır. Yapılan araştırmalar, ileri yaştaki bireylerin işe almada en son, işten çıkarmada ise ilk düşünülenler olduğunu, işverenler tarafından eğitim faaliyetlerine katılmaya aday görülmedikleri için becerilerinin güncelliğini yitirdiğini ve esnek olmayan çalışma sistemlerinin onları emekliliğe teşvik ettiğini belirtmektedir. İş hayatında yaşanan bu tutum, işe alım, çalışma hayatı, eğitim ve kariyer olanakları gibi konularda ileri yaştaki çalışanları dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. İleri yaştaki bireylerin uzun süreli işsizlik sorunu ile karşılaşma olasılığı daha yüksektir. İleri yaştaki bireylerin becerilerinin güncelliğini kaybetmemesi için eğitim olanakları sunulmalıdır. Yeni teknolojiye uyum sağlamaları için teknoloji eğitimi de bu eğitim olanaklarına dahil edilmelidir. SONUÇ VE ÖNERİLER Dezavantajlı olarak tanımlanan grupların iş dünyasının ihtiyaç duyduğu becerilere sahip olmasının sağlanması, bu bireylerin istihdam edilmelerine olanak sağlayacaktır. Becerilerin teknolojik gelişmelere göre güncellenmesi amacıyla her bireyde olduğu gibi dezavantajlı bireylerin de kendilerini geliştirmesi gerekmektedir. Bu da eğitimin özellikle de mesleki eğitimin önemini vurgulamaktadır. Bireylerin mesleki eğitimden tam anlamıyla faydalanabilmeleri amacıyla eğitim programlarının teknolojik gelişmelere uygun olarak güncellenmesi, mesleki eğitimde kullanılan makine ve teçhizatın teknolojik gelişmelere göre yenilenmesi gerekmektedir. Bireylerin teknolojik gelişmelere uyum sağlaması için teknoloji eğitiminin de eğitim programlarına dahil edilmesi sağlanmalıdır. 18

Engelli bireylerin mesleki eğitimden faydalanabilmesi için eğitim alanlarının engellilere uygun olarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Makine ve teçhizatın engelli kullanımına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Dezavantajlı gruplardaki bireyler ülkelerin atıl durumdaki değerleridir. Ülkeler bu potansiyellerini değerlendirmek için önlemlerini alarak uygun politikalar geliştirmelidirler. KAYNAKLAR ALP Leyla, Dezavantajlı Grupların İstihdama Katılmaları: G20 Ülkelerindeki Başarılı Uygulamalar, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Uzmanlık Tezi, 2014 Türkiye de İşgücü Piyasası Sorunları ve Çözüm Önerileri, T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Araştırma Raporu, 2011 TAŞ Yunus, BİLEN Merve, Avrupa Birliği ve Türkiye de Genç İşsizliği Sorunu ve Çözüm Önerileri HAK-İŞ Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:6 (2014/2) www.tuik.gov.tr http://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5378.pdf http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/metin.aspx?mevzuatkod=7.5.17197&mevzuatiliski=0&s ourcexmlsearch=aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği 19

T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından 2016 Aralık ayında 2015 yılına ait Sağlık İstatistikleri Yıllığı yayınlanmıştır. Söz konusu çalışma; T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK İSTATİSTİKLERİ YILLIĞI 2015 YAYINLANDI Müge ÜNAL 1. Genel Demografik Göstergeler, 2. Mortalite, 3. Morbidite, 4. Risk Faktörleri, 5. Hastalıkların Önlenmesi ve Sağlığın Korunması, 6. Ulusal Hastalık Yükü Çalışması, 7. Sağlık Hizmeti Verilen Kurumlar ve Altyapıları, 8. Sağlık Hizmetlerinin Kullanımı, 9. Sağlıkta İnsan Kaynakları, 10. Sağlık Ekonomisi ve Finansmanı, olmak üzere 10 bölümden oluşmaktadır. Genel Demografik Göstergelerde, Türkiye nüfusu 2015 yılında 78,7 Milyon kişidir. Yıllık nüfus artışı da % 13,4 tür. Kırsal ve Kentsel nüfus oranlarına baktığımızda, 1990 yılında neredeyse eşit olan oranlarda 2015 yılında farkın açıldığı ve kentsel nüfus oranı % 87,6 ya ulaşmıştır. 60 Yaş ve Üzeri Nüfus Oranlarının Uluslararası Karşılaştırmasına bakıldığında üst gelir grubu ülkelerde bu oran % 21,8, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesinde % 21, Orta-Üst Gelir Grubu Ülkelerde % 13, Dünyada ve Türkiye de bu oran % 12 dir. İzmir in nüfusu 4,1 Milyon olup kentsel nüfus oranı % 99,5 dir. Mortalite bölümüne baktığımızda, Doğumda Beklenen Yaşam Süresinde 2002 yılına göre bir artış görülmektedir. 2002 yılında 72,5 yıl olan süre 2015 yılında 78 olarak açıklanmıştır. Doğumda Beklenen Yaşam Süresinin Uluslararası Karşılaştırmasında, Türkiye % 78 lik oran ile 80,6 olan OECD ve 79,3 olan Üst Gelir Grubu Ülkelerin gerisinde olup, 76,5 olan DSÖ Avrupa Bölgesi, 74,4 olan Orta- Üst Gelir Grubu Ülkeler ve 71,1 olan Dünya ortalamasının üzerindedir. Odamız bünyesinde 30. Tıbbi Malzeme (1.014), 31. İnsan Sağlığı (580), 32. Gözlükçüler (259), ve 33. Diş Grubu (288) olmak üzere sağlık sektöründe faaliyet gösteren üyelerimizin yer aldığı Meslek Gruplarımız bulunmaktadır. 20

Söz konusu Meslek Gruplarımızda faaliyet gösteren üyelerimizin içerisinde yer aldığı Sağlık Hizmeti Verilen Kurumlar ve Altyapıları ile ilgili bölümü ile ilgili özet bilgilendirme aşağıda yer almaktadır. Türkiye de 2002 yılında 774 ü Sağlık Bakanlığı, 271 i Üniversite, 50 si Özel olmak üzere toplam 1.156 hastane varken, 2015 yılında 865 i Sağlık Bakanlığı, 562 si Üniversite, 70 i Özel olmak üzere toplam 1.533 hastane bulunmaktadır. Yatak sayılarında da artış görülmektedir. 2002 yılında 164.471 olan yatak sayısı 2015 yılında 209.648 yükselmiştir. Aşağıdaki tabloda Dallara Göre Hastane ve Yatak Sayıları yer almaktadır. Tablo.1: Dallara Göre Hastane ve Yatak Sayıları, Türkiye, 2015 Dal Hastane Yatak Genel Hastane 1.406 188.849 Kadın Doğum ve Çocuk 36 6.433 Göz Hastalıkları Hastanesi 27 580 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi 16 2.038 Göğüs Hastalıkları Hastanesi 15 3.660 Psikiyatri Hastanesi 11 4.231 Çocuk Hastalıkları Hastanesi 5 1.759 Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi 5 609 Kemik Hastalıkları Hastanesi 3 436 Meslek Hastalıkları Hastanesi 2 156 Onkoloji Hastanesi 2 696 Cerrahi Hastanesi 1 70 Ortopedi ve Travmotoloji Hastanesi 1 29 Lepra Hastanesi 1 34 Lösemili Çocuklar Hastanesi 1 14 Spastik Çocuklar Hastanesi Rehabilite Merkezi 1 57 TOPLAM 1.533 209.648 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 2015 yılında nitelikli yatak sayısı 106.279, Yoğun Bakım Yatağı Sayısı 31.525 dir. Yıllara ve Sektörlere Göre Nitelikli Yatakların Dağılımına baktığımızda, 2002 yılına göre özel sektördeki oranda düşüş görülmektedir. 2002 yılında % 30,1 olan oran, 2015 yılında % 29,7 olarak gerçekleşmiştir. Sağlık Bakanlığı Hastanelerinde bu oran % 36,1 den % 52,5 e yükselmiş, Üniversite hastanelerinde ise % 33,8 den, % 17,9 a düşmüştür. Türkiye de 10.000 Kişiye Düşen Hastane Yatağı Sayısı 26,6 olup, Dünyadaki ülkelerin oldukça gerisindedir. Dünyada ilk üç sırada Almanya da (82,3) Avusturya da (75,9) Bulgaristan da (71,3) yer almaktadır. Türkiye 22. Sırada yer almaktadır. Türkiye de, 10.000 Kişiye Düşen Yoğun Bakım Yatağı Sayısı 1,6 dır. 21

Aşağıdaki tabloda Sektörlere Göre Yataklı Tedavi Kurumlarında Ameliyathane Hizmetleri Altyapısı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Tablo.2: Sektörlere Göre Yataklı Tedavi Kurumlarında Ameliyathane Hizmetleri Altyapısı, Türkiye, 2015 Sağlık Bakanlığı Üniversite Özel Toplam Ameliyathane 810 191 756 1.757 Ameliyathane Odası 2.933 936 1.940 5.809 Ameliyathane Masası 3.111 1.001 2.008 6.120 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 İzmir de 57 hastane, 11.466 yatak kapasitesi bulunmakta olup, 10.000 kişiye düşen yatak sayısı 27,5, nitelikli yatak sayısı 4.221, yoğun bakım yatak sayısı 1.632, nitelikli yatak oranı 42,9, 10.000 Kişiye Düşen Yoğun Bakım Yatağı sayısı 3,9 olarak açıklanmıştır. Hemodiyaliz Merkez Sayısı 851, Kullanılan Hemodiyaliz Cihaz Sayısı 16.373 olarak açıklanmıştır. Aşağıdaki tabloda Yataklı Tedavi Kurumlarında Cihaz Sayıları ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Tablo.3: Yıllara Göre Yataklı Tedavi Kurumlarında Cihaz Sayıları, Türkiye 2002 2011 2012 2013 2014 2015 MR 58 709 720 751 757 794 BT 323 974 1.017 1.058 1.071 1.119 Ultrason 1.005 3.775 4.282 4.756 5.286 5.518 Doppler Ultrason 681 2.091 2.480 2.793 3.151 4.015 EKO 259 1.181 1.379 1.542 1.793 1.897 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 Yataklı Tedavi Kurumlarında 1.000.000 Kişiye Düşen MR Cihazı Sayısının Uluslar arası Karşılaştırmasında (2014) Türkiye 10,1 ile 14,9 olan OECD ortalamasının altındadır. Japonya 51,7 ile birinci, Birleşik Devletler 38,1 ile ikinci sırada yer almaktadır. Yataklı Tedavi Kurumlarında 1.000.000 Kişiye Düşen; Ultrason Cihazı Sayısı 70,1, Doppler Ultrason Cihazı Sayısı 51, EKO Cihazı Sayısı 24,1, Mamografi Cihazı Sayısı 11,4, olarak açıklanmıştır. 22

Aşağıdaki tabloda sektörlere göre ağız ve diş sağlığı hizmeti veren kurum ve kuruluşlara ilişkin bilgiler yer almaktadır. Tablo.4: Sektörlere Göre Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Veren Kurum ve Kuruluşlar, Türkiye, 2015 Sağlık Bakanlığı Üniversite Özel Diğer Toplam Kurum Ünit Kurum Ünit Kurum Ünit Kurum Ünit Kurum Ünit Ağız ve Diş Sağlığı 132 4.261 - - 69 778 - - 201 5.039 Merkezi Diş Hastanesi 14 1.211 - - 3 90 - - 17 1.301 Diş Eğitim Hastanesi 1 106 38 4.460 - - - - 39 4.566 Diş Polikliniği 790 2.849 16 222 202 381 35 194 1.043 3.646 (Hastane) Diş Polikliniği - - - - 1.462 5.629 - - 1.462 5.629 Toplam 937 8.427 54 4.682 1.736 6.878 35 194 2.762 20.181 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 Yıllara Göre Diş Üniti Başına Düşen Nüfusa bakıldığında 2002 yılında diş üniti başına 61.632 kişi düşerken, 2015 yılında 9.344 düşmektedir. 112 Acil Yardım İstasyonu Başına Düşen Nüfusta da ciddi bir düşüş görülmektedir. 2002 yılında 137.231 olan kişi sayısı 2015 yılında 33.896 olmuştur. 2015 yılında Ambulans sayısı 5.018, Acil Yardım Ambulansı Başına Düşen Nüfus 18.854 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde kara ambulansı hariç 17 ambulans helikopter ile 3.715 hasta, 3 uçak ambulansı ile 1.601 hasta, 265 kar paletli ile 1.931 hasta, 6 deniz ambulansı ile 2.515 hasta nakili gerçekleşmiştir. Sağlık Hizmetlerinin Kullanımının anlatıldığı 8. Bölümde; İçerisinde Sağlık Ocağı, Dispanser, Verem Savaş Dispanseri, Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi, TSM'ler Tarafından Yapılan Diğer Muayeneler ve Özel Polikliniklerin yer aldığı Birinci Basamağa yapılan başvurular 214,5 Milyon, İçerisinde Özel Tıp Merkezleri ve Hastanelerin yer aldığı İkinci Basamağa yapılan başvurular 445,5 Milyon kişidir. Kişi başı hekime müracaat sayısının uluslararası karşılaştırmasında Türkiye 8,4 kişi ile Kore (14,9), Japonya (12,8), Macaristan (11,8), Slovakya (11,3), Çek Cumhuriyeti (11,1), Almanya (9,9) den sonra gelmektedir. 6,8 olan OECD ortalamasının üzerindedir. İzmir de birinci basamağa yapılan başvurular 13.291.731, ikinci ve üçüncü basamağa yapılan başvurular 24.240.858, kişi başı hekime başvuru 9, diş hekimine başvuru 2.071.335, kişi başı diş hekimine başvuru 0,50 dir. 23

İzmir de, yatan hasta sayısı 677.295, yatılan gün sayısı 2.957.345, ameliyat sayısı 281.036, yatak doluluk oranı 70,7, ortalama kalış günü 4,4, yatak devir hızı 59,1, yatak devir aralığı 1,8, kaba ölüm hızı 23,9 dur. 2002 yılında 5,5 Milyon kişi olan yatan hasta sayısı 2015 yılında 13,5 Milyon kişiye ulaşmıştır. Sağlık Bakanlığı hastaneleri 7,4 Milyon kişi ile % 55 lik orana sahiptir. 2002 yılında 1,5 Milyon olan ameliyat sayısı 4,7 Milyona ulaşmıştır. Tablo.5: Yıllara ve Sektörlere Göre Hastanelere Müracaat Sayısı, Türkiye, 2015 2002 2011 2012 2013 2014 2015 Sağlık Bakanlığı 109.793.128 254.342.943 260.974.401 277.485.135 292.100.331 306.825.524 Üniversite 8.823.361 24.437.107 27.080.436 29.985.697 32.143.930 34.539.363 Özel 5.697.170 59.069.486 66.582.098 71.341.411 72.333.383 77.217.044 Toplam 124.313.659 337.849.536 354.636.935 378.812.243 396.577.644 418.581.931 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 Ağız ve diş sağlığı hizmetlerine müracaat sayıları 2015 yılında 39,6 milyon kişiye ulaşmıştır. Aşağıdaki grafikte yıllara ve sektörlere göre hastanelerde yatak doluluk oranı gösterilmektedir. Grafik.1: Yıllara ve Sektörlere Göre Hastanelerde Yatak Doluluk Oranı, Türkiye, 2015 Kaynak: Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2015 Hastanelerde yatan hasta ortalama kalış günü Sağlık Bakanlığı hastanelerinde 4,3, Üniversite hastanelerinde 5,6 ve özel hastanelerde 2,5 tir. Yıllara ve sektörlere göre hastanelerde yatılan gün sayısına bakıldığında, Sağlık Bakanlığı 32 milyon, 10,5 milyon, 10,6 milyon olmak üzere toplam 53,2 milyondur. 24

Yataklı tedavi kurumlarında yapılan muayenelerde özel kurumlarda her 1.0001 muayenede 37,1 MR görüntüleme, 29,3 BT görüntüleme, 77,6 ultrason, 24 doppler ultrason, 19,5 eko, 5,3 mamografi istenmektedir. Toplam ilaç tüketimi 2010 yılında 1.669,90 iken 2015 yılında 2.112,94 olmuştur. Toplam harcamalarında jenerik ilaçların oranı % 29,5, orijinal ilaçların oranı % 66,5, diğer ilaçların oranı % 4,1 dir. Tüketilen ilaçların % 78,1 i yerli, % 21,9 u ithaldir. İlaç harcamalarının % 41,7 si yerli ilaca, % 58,3 ü ithal ilaca yapılmıştır. İlaç harcamalarının % 91 i geri ödeme kapsamında, % 9 u geri ödeme kapsamında değildir. Türkiye de kişi başı kamu cari sağlık harcamasın 868 $ olup, bu tutar Lüksemburg ta 5.506 $, Almanya da 4.332 $, Hollanda da 4.254 $, İsveç te 4.223 $, İrlanda da 3.466 $ dır. Türkiye de kişi başı toplam cari sağlık harcaması 984 $ olup, Lüksemburg ta 6.682 $, Hollanda da 5.277 $, Almanya da 5.119 $, İsveç te 5.065 $, İrlanda da 5.001 $ dır. Sağlıkta İnsan Kaynakları olan 9. Bölümde; Türkiye de toplam 141.259 hekim, 24.834 diş hekimi, 27.530 eczacı, 152.803 hemşire, 53.086 ebe, 145.943 diğer sağlık personeli bulunmaktadır. Bu sayılarda özel sektör 28.384 hekim, 14.291 diş hekimi, 25.010 eczacı, 25.941 hemşire, 4.100 ebe, 31.845 diğer sağlık personeli ile yer almaktadır. 100.000 kişiye düşen hekim sayısı 179, 100.000 kişiye düşen diş hekim sayısı 32olup; hekimde 339, diş hekiminde 70 olan OECD ortalamalarının oldukça altındadır. 100.000 kişiye düşen eczacı sayısı 35 dir ve OECD ortalaması 87 dir. 100.000 kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı 261 dir ve OECD ortalaması 1.071 dir. Toplam hekim sayısında özel kurumların oranı % 21,1, Üniversite hastanelerinin oranı 20,4, Sağlık Bakanlığı hastanelerinin oranı % 58,5 tir. 2015-2016 Eğitim yılında tıp fakültesi sayısı 85, diş hekimliği fakültesi sayısı 43, tıp fakültesinde toplam öğrenci sayısı 71.370, öğretim üyesi sayısı 14.263, diş hekimliği fakültesinde toplam öğrenci sayısı 17.027, öğretim üyesi sayısı 1.636 dır. İzmir de, 5.872 uzman hekim, 2.294 pratisyen hekim, 1.830 asistan hekim olmak üzere 9.996 toplam hekim, 1.759 diş hekimi, 1.891 eczacı, 9.017 hemşire, 2.876 ebe, 7.717 diğer sağlık personeli bulunmaktadır. Sağlık Ekonomisi ve Finansmanı bölümüne baktığımızda, toplam sağlık harcaması 104,5 Milyar TL olup toplam sağlık harcamasının GSYİH'ya Oranı % 5,4 tür. Özel sağlık harcamasının GSYH içindeki payı % 1,15, kamu sağlık harcamasının % 4,21 dir. Kişibaşı kamu sağlık harcaması 1.056 TL, özel sağlık harcaması 289 TL dir. Cepten yapılan sağlık harcamalarının toplam sağlık harcamalarına oranı 16,6 dır. 25

Sağlık İstatistikleri Yıllıkları, Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü tarafından Aralık ayından yayınlanmaktadır. 2015 Yılı Sağlık İstatistikleri Yıllığı Bülteni 30 Eylül 2016 tarihinde yayınlanmış olup, bir sonraki Haber Bülteni yayımlanma tarihi Eylül 2017 olarak açıklanmıştır. 26

EURASİA PLANT FAİR / FLOWER SHOW İSTANBUL FUARI ZİYARET SONUÇLARI Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Eurasia Plant Fair / Flower Show İstanbul; 24-27 Kasım 2016 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi nde gerçekleşmiştir. Fuarda, her iklim koşulu ve toprak yapısına uygun yüzlerce çeşit bitki ve bitki üretiminde kullanılan ürünlerin yanısıra peyzaj uygulamaları, uygulama esnasında ve sonrasında kullanılan tüm materyaller ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur. Fuara ürün ve hizmetlerini sunmak üzere 282 firma katılmıştır. Katılımcılardan 232 firma doğrudan katılımcı iken 50 firma temsilcileri aracılığıyla yer alan dolaylı katılımcılardır. Katılımcılar faaliyet gösterdikleri merkez adresine göre 205 Türk ve 77 yabancı firmadan oluşmaktadır. Fuar alanı 24.000 m² lik yerleşime sahipken, toplam sergileme alanı 11.469 m² olarak gerçekleşmiştir. Alanın 9.711 m² si Türk, 1758 m² si de yabancı katılımcılar tarafından kullanılmıştır. Katılımcı olarak yer alan firmalar; ağırlığı Türkiye, Almanya, Hollanda ve İtalya olmak üzere 17 farklı ülkeden fuara iştirak etmişlerdir. Eurasia Plant Fair ziyarete açık olduğu 4 günlük sürede 11.257 kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Bu ziyaretçilerin % 94,9 u yerli, % 5,1 i de yabancılardan oluşmuştur. Yurt dışı ziyaretçiler 48 farklı ülkeden gelmiştir. En çok ziyaretçi gelen ilk 10 ülkeyi aşağıdaki tabloda görmek mümkündür. Tablo 6: En Çok Ziyaretçi Gelen İlk On Ülke Ülkeler Ziyaretçi Sayısı Hollanda 52 İran 51 Suudi Arabistan 48 Irak 41 İtalya 34 Bulgaristan 31 Ürdün 24 Almanya 21 Romanya 17 Polonya 16 27

Fuarda sergilene ürünler; Mevsimlik süs bitkileri Saksılı süs bitkileri Kesme çiçekler Fide ve tohum Çiçek soğanı ve tohumu Toprak, torf ve perlit Bahçe bitkileri ve düzenlemeleri Doğal ve rulo çimler, çim tohumu Egzotik ve minyatür ağaçlar Gübre ve ilaçlar Peyzaj ve bahçe mimarisi Saksı ve sepetler Sera ve sera ekipmanları Sera ısıtma havalandırma malzemeleri Bitki bakım ürünleri ve koruyucu kimyasalları Sulama ve fıskiye teknolojileri Süs havuzları Bahçe aksesuarları, aletleri, dekorasyonu Dekorasyon malzemeleri Ambalaj malzemeleri şeklindedir. Fuar; peyzaj uygulaması gereken tüm projeler için ihtiyaç duyulabilecek her tür bitki, ekipman ve proje uygulama firmalarına kolayca ulaşılabilecek en doğru adres olma misyonunu üstlenmiştir. ziyaret edilmiştir. Türkiye de peyzaj ve süs bitkileri sektörünün ulaştığı seviye ve sektörün geleceğe dönük yol haritasının izlenmesine olanak sağlayan fuar, ulusal ve uluslararası inşaat ve peyzaj proje firmaları, oteller, mezatlar, toptancılar, yapı marketleri (bahçe merkezleri), site yönetimleri gibi potansiyel alıcıların yanısıra Türkiye deki 102 ayrı belediye tarafından Fuar sırasında düzenlenen çiçek arajman şovları, sektörel konularda düzenlenen seminerler, Türk ve yabancı üretici birlikler arası ikili görüşmeler gibi yan aktivitelerle daha da zenginleşen fuar, ulusal ve uluslararası medya tarafından da yoğun ilgi ile karşılanmıştır. Uluslararası çözüm ortakları bulabilen, ihracata ve ithalata dönük stratejilerin belirlenmesinde rol alan fuar; Orta Doğu, Avrupa ve Türki Cumhuriyetler ağırlıkta olmak üzere 577 küresel profesyonel ziyaretçiyi ağırlamıştır. 28

Odamız üyelerinden oluşan 34 kişilik bir heyet de sözkonusu fuarı 25 Kasım 2015 Cuma günü ziyaret etmiştir. Heyete Meclis Üyesi Sn. Ali Osman Öğmen ve Araştırma Şefi Günnur Binici Altıntaş eşlik etmiştir. Ayrıca Meclis üyesi Sn. Selahattin Altun ise açtığı stand ile fuarda yer almıştır. - 29

2017 OCAK ŞUBAT SORULARINIZ, YORUMLARINIZ VE İSTEKLERİNİZ İÇİN WEB http://www.izto.org.tr/tr/guncel-ar-ge-bulteni E-MAIL argebulten@izto.org.tr ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ 2017 OCAK - ŞUBAT BÜLTEN EKİBİ FAX +90 (232) 498 46 35 Birol EFE Tel: 498 42 36 E-Mail: birol.efe@izto.org.tr Övgü PINAR Tel: 498 46 83 E-Mail: ovgu.pinar@izto.org.tr Şebnem BORAN Tel: 498 43 05 E-Mail: sebnem.boran@izto.org.tr Melisa KORKMAZ Tel: 498 41 03 E-mail: melisa.korkmaz@izto.org.tr Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tel: 498 42 45 E-Mail: gunnur.binici@izto.org.tr Erdem ALPTEKİN Tel: 498 41 44 E-Mail: erdem.alptekin@izto.org.tr Sait KAYA Tel: 498 42 87 E-mail: sait.kaya@izto.org.tr Müge ÜNAL Tel: 498 41 48 E-Mail: muge.unal@izto.org.tr Elif ÇAM Tel: 498 43 36 E-mail: elif.cam@izto.org.tr 30