Cennette Hayat LIFE IN PARADISE GÜRER AYKAL SEDA AYAZLI ȘEF CONDUCTOR SOPRANO IRINA NIKOTINA KONZERTMEISTER

Benzer belgeler
NEYZEN ERCAN IRMAK yılında Eskişehir de doğdu. He was born in 1956, in Eskişehir.

Bilkent Müzik Günleri III Bilkent Music Days III

Bilkent Oda Müziği Günleri

Bilkent Müzik Günleri III Bilkent Music Days III

Bahar Konseri. Murat Göktaş şef Tülay Uyar soprano. 5 Mayıs 2018 Cumartesi, Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi. Konzertmeister Irina Nikotina

IN MEMORY OF İHSAN DOĞRAMACI ANISINA

KEMAN RESİTALİ VIOLIN RECITAL. 29 Ekim October, 2014 TAYLAN ERGÜL KEMAN VIOLIN. Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall

TRANSCENDENTAL. 4 Şubat February, Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall BAŞAR CAN KIVRAK CEM BABACAN PİYANO PIANO

4 Mart March, 2015 PİYANOLU. Piano BİLKENT DÖRTLÜ BİLKENT. Quartet. Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall

İHSAN DOĞRAMACI ÖZEL KONSERİ Special Concert

İhsan Doğramacı Özel Konseri Special Concert

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Bilkent Oda Müziği Günleri

Bilkent Oda Müziği Günleri

İtalyan Film Müzikleri Konseri Italian Film Music Concert

Oda Şarkıları. Chamber Songs. Resital Serisi. 1 Ekim October, Umut Kosman. Recital Series Tosti. Bariton Baritone Hande Uçar.

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

İHSAN DOĞRAMACI ANISINA IN MEMORY OF. Gürer Aykal. Stanislav Ioudenitch. ṣef conductor. piyano piano

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Children s Holiday Concert

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

HIGH SCHOOL BASKETBALL

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

1996 Şubatında Kudüs te düzenlenen Kudüs Dinî Müzikler Festivali ne Necdet Yaşar, Sadreddin Özçimi ve Derya Türkan la birlikte katıldı.

KALEIDOSCOPES N.1. Solo Piano. Mehmet Okonşar

Bilkent. Senfoni Orkestrası. Barış Demirezer şef Özgür Deniz Kaya viyolonsel Çağla Turhan trombon

Bilkent Müzik Günleri III Bilkent Music Days III

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

Yeni Yıl. New Year s. Yeşim Gökalp. 14 Ocak January, Çarşamba Wednesday, Bilkent Konser Salonu Concert Hall

NEYZEN ALİ ORTAPINAR

Devrim Erbil Contemporary Istanbul 2013

FOREVER YOUNG RENGİM GÖKMEN ŞEF CONDUCTOR ELİF ECE CANSEVER KEMAN VIOLIN

BSO Yaylı Çalgılar Topluluğu BSO String Ensemble. Irina Nikotina konzertmeister Özberk Miraç Sarıgül gitar guitar

Newborn Upfront Payment & Newborn Supplement

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

MISSION VISION STRENGTHS

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

Children s Holiday Concert

BİLKENT GENÇLİK SENFONİ ORKESTRASI BİLKENT YOUTH SYMPHONY ORCHESTRA

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

empati adam fawer 94CA80D2E9C0D7A06FE68F357BDFD9E4 Empati Adam Fawer

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

İdil Biret. İyi ki Doğdun Happy Birthday. Rengim Gökmen şef ǀ conductor

Eğitim Durumu Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü

FIRST BALLET SCHOOL-1661

Kapanış Konseri / Closing Concert

Bilkent Oda Müziği Günleri

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak


Lesson 19: What. Ders 19: Ne

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

İPEK ÜNİVERSİTESİ KONSERVATUVARI. Müzik Bölümü. Lisans Ders Programı

Zeynep Göknur YILDIZ Tel:

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: *

Do not open the exam until you are told that you may begin.

Amerikan Müziği. American Music. Gürer Aykal şef conductor. Patrizia Scivoletto mezzo-soprano

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI

Programın Adı ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ (BOLU) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Spor Yöneticiliği Eğitim Fakültesi Müzik

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

VİYANA DA BAHAR SPRING IN VIENNA

Klasikten. Romantiğe

Immigration Studying. Studying - University. Stating that you want to enroll. Stating that you want to apply for a course.

İKRAMETTİN KARAMAN ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

.. ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITY ÖĞRENCİ NİHAİ RAPORU STUDENT FINAL REPORT

Yaz okulunda (2014 3) açılacak olan (Calculus of Fun. of Sev. Var.) dersine kayıtlar aşağıdaki kurallara göre yapılacaktır:

WEEK 11 CME323 NUMERIC ANALYSIS. Lect. Yasin ORTAKCI.

Film Müzikleri Senfoni Orkestrası FİLMSO

KARŞIYAKA DAN BOĞAZİÇİ NE

Fatih Merter Saklı Senfoni / Hidden Symphony. Fatih Merter Saklı Senfoni / Hidden Symphony

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

Gypsy. New York. All Stars

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

BODRUM ODA ORKESTRASI. 24 Ocak 2019 Saat: 20:00 AHMED ADNAN SAYGUN SANAT MERKEZİ / BÜYÜK SALON

EFSANE BİLKENT TE LEGEND AT BİLKENT CHRISTIAN ZACHARIAS ŞEF CONDUCTOR & PIANO

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

OLTEN YAYLI ÇALGILAR DÖRTLÜSÜ OLTEN STRING QUARTET

Doktora, Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü 2014

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this

LITTLE TEAM MIDDLESCHOOL STREETBALL HIGH SCHOOL TEAM. Bulletin No: 5 (24 Nov 07 December 2014 ) Page 1 BASKETBALL

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Transkript:

GÜRER AYKAL ȘEF CONDUCTOR SEDA AYAZLI SOPRANO Cennette Hayat LIFE IN PARADISE KONZERTMEISTER IRINA NIKOTINA 8 Nisan April 2017 Cumartesi Saturday, 20.00 Bilkent Konser Salonu Concert Hall

Değerli Dinleyicilerimiz, Gittikçe artan sayılarla yeni dinleyicilerimizin aramıza katılmasından mutluluk ve gurur duyuyoruz. İzleyicilerimizin beğenilerini içten alkışlarıyla sergilemeleri, bizler için paha biçilmez bir destek. Konserlerimizde ses ve görüntü kaydı yapılmaktadır. Seslendirilen eserlerin bazıları birkaç bölümden oluşmaktadır. Eserin tümü bittikten sonra alkışlamanız bizlere kolaylık sağlayacaktır. Aynı nedenle konser esnasında cep telefonlarınızı tamamen kapatmanızı ve flaşla fotoğraf çekmemenizi rica ederiz. Dear Listeners, We are happy and proud to perform to a growing audience. The applause we receive from the audience is an invaluable expression of appreciation. All our concerts are audio-visually recorded. Some of the works performed by the artists are composed of several parts. It would be highly convenient if the listeners hold their applause until the end of the work. For the same reason, we kindly ask our listeners to turn off their cell phones and not to take any photographs with flash during the concert. Program G. Mahler Senfoni No.4, Sol majör Symphony No.4 in G major I. Bedachtig, nicht eilend II. In gemachlicher Bewegung III. Ruhevoll (poco Adagio) IV. Sehr behaglich Zorunlu durumlarda program değişikliği yapılabilir. Programs may be subject to changes due to reasons beyond our control.

Gürer Aykal şef conductor Müzik eğitimine Ankara Devlet Konservatuvarında başlayan Gürer Aykal Necdet Remzi Atak'ın öğrencisi olarak 1963 yılında Keman Bölümünden, Adnan Saygun'un öğrencisi olarak 1969 yılında Kompozisyon Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl devlet bursu kazanıp İngiltere'ye giderek Londra'da Guildhall Müzik Okulunda Andre Previn ve George Hurst gibi önde gelen şeflerin yanında orkestra şefliği okudu. Guildhall Müzik Okulu ve Krallık Müzik Akademisi İleri Şeflik Bölümlerini birincilikle bitirdi (1972). Ardından İtalya'ya giden Aykal, Academia Chigiana'dan Şeflik Nişanı aldı ve Santa Cecilia Akademisini Franco Ferrara'nın asistanlığını yaparak bitirdi. Bu arada Adnan Saygun'un isteği üzerine Pontificio Istituto di Musica Sacra'da Bartolucci ile Gregorien koro müziği ve Rönesans çoksesli müzik öğrenimi de gördü. 1975 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının Daimi Şefliğine atanan Aykal, daha sonra bir süre Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünü yaptı. Bu arada Suna Kan ile birlikte kurduğu Ankara Oda Orkestrasının ülkemizdeki faaliyetlerinin yanı sıra bu orkestranın yurt dışında da yüzden fazla konserini yönetti. Aykal, Avrupa ülkelerinin önde gelen orkestraları ile sayısız konserler verdi; İngiliz Oda Orkestrasını Güney Amerika ve Karayipler turnesinde yönetti. Amsterdam Concertgebouw Oda Orkestrasının da şefliğini yaptı. Eğitimci yönü yurtiçi ve dışında orkestra şefliği profesörlüğünü de kapsayan Gürer Aykal, ABD'de Indiana (Bloomington) Üniversitesi, Teksas Tech ve UTEP Üniversitelerinde ileri orkestra şefliği dersleri verdi. Halen Bilkent Üniversitesinde ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarında bu görevi sürdürüyor. ABD'de toplam 16 yıl şeflik ve genel müzik direktörlüğü yapan Aykal 1991 2003 yılları arasında El Paso Teksas Senfoni Orkestrası Daimi Şefliği ve Genel Müzik Direktörlüğü yaptı ve burada "Profesör Emeritus" unvanı aldı. Müzik alanındaki uluslararası başarıları ve hizmetleri nedeniyle 1981 yılında kendisine Devlet Sanatçısı unvanı verilen Aykal, bugüne kadar yaptığı CD kayıtlarında

Londra Filarmoni Orkestrası, Kuzey Almanya Radyosu (NDR), Ankara Oda Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve El Paso Senfoni Orkestrası gibi önde gelen birçok sanat topluluğu ile Bach, Beethoven, Mozart, Tchaikovsky, Elgar, Smetana, Ravel, Akses, Erkin ve Saygun gibi büyük bestecilerin yapıtlarını seslendirdi. Gürer Aykal, Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin müzik yoluyla tanıtılması konusunda yurtiçi ve yurt dışında yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı 1999 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Sanatçısı seçildi. 1999 yılında Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasını kuran ve Daimi Şefliği ile Genel Müzik Direktörlüğünü yürüten Gürer Aykal, bu görevine Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Onursal Şefi olarak devam etmektedir. 2000-04 yılları arasında Antalya Devlet Senfoni Orkestrasını kurmak ve geliştirmek görevini üstlendi. Aykal 2008 Mayıs ayında, Türkiye ile Finlandiya arasındaki kültürel işbirliğine sağladığı katkılardan ötürü Finlandiya Devlet Nişanı ile ödüllendirildi. 2008 Temmuz ayında Roma Lazio Avrupa ve Akdeniz Festivali kapsamında Roma da düzenlenen törende, Uluslararası Gösteri Sanatları kategorisinde başarı ödülü aldı. 2009 yılında Bilkent Üniversitesi tarafından Fahri Doktora ile, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından 2011 Onur Ödülü Altın Madalyası ile onurlandırıldı. Gürer Aykal, Aralık 2011'de Karşıyaka Belediyesinin öncülüğünde Karşıyaka İzmir Filarmoni Orkestrasını kurdu. Bu orkestra oda orkestrası olarak devam etmektedir. Gürer Aykal started his music education at Ankara State Conservatoire as a violin student of Necdet Remzi Atak. After he graduated in violin in 1963, Aykal studied composition with Ahmed Adnan Saygun and received his diploma in composition in 1969. The same year Aykal went to London on a state scholarship to study conducting at Guildhall School of Music, where he became the pupil of prominent conductors such as Andre Previn and George Hurst. He graduated from Guildhall School of Music and Royal Academy of Music in advanced conducting with honours degrees in 1972. Subsequently, he studied for two years in Italy where he served as assistant to Franco Ferrara in the Academia of Santa Cecilia in Rome. He received the Diploma di Merito for conducting from Chigiana Musica Accedemia. Meanwhile on Saygun s request, he also studied

Gregorian chants and Renaissance polyphonic music with Prof. Bertolucci in Pontificio Instituto di Musica Sacra. In 1975, Gürer Aykal was appointed as the Principal Conductor of the Presidential Symphony Orchestra. He later served as the General Director of State Opera and Ballet for a period. Together with Suna Kan, he established the Ankara Chamber Orchestra, which he conducted both in Turkey and in more than one hundred concerts abroad. Aykal gave numerous concerts conducting the leading orchestras of Europe. He was the conductor of English Chamber Orchestra on its tour to South America and Caribbean. He also served as a permanent conductor of the Amsterdam Concertgebouw Chamber Orchestra. Maestro Aykal has taught conducting at Indiana University, Texas Tech and UTEP Universities in the United States. He is currently a professor of conducting at Bilkent University and Mimar Sinan University s State Conservatory in Turkey. Aykal was awarded the title of State Artist by the Turkish State in 1981 for his international achievements and his contributions to music. He has recorded the works of a wide range of composers Bach, Beethoven, Mozart, Tchaikovsky, Elgar, Smetana, Ravel, Erkin and Saygun with a number of prominent orchestras, such as the London Philharmonic, Norddeutscher Rundfunk Radiophilharmonie NDR, Ankara Chamber Orchestra, Bilkent Symphony Orchestra, Presidential Symphony Orchestra and El Paso Symphony Orchestra. Having worked as a conductor and musical director in the United States for 16 years, Aykal held the post of Musical Director and Principal Conductor of Texas El Paso Symphony Orchestra between 1991 and 2003. He holds the title of Professor Emeritus. In 2000, he accepted the post of establishing and developing Antalya State Symphony Orchestra, where he served until 2004. Currently, Aykal is the Honorary Conductor of Borusan İstanbul Philharmonic, which he founded in 1999 and where he served as the Musical Director and Principal Conductor. In May 2008, Aykal was awarded the Order of Merit of the State of Finland for his contributions to the cultural cooperation between Turkey and Finland. In July 2008, he was awarded for his success in the category of the International Performing Arts at Lazio of Rome in Europe and the Mediterranean Festival in Rome. In 2009 he was honored with an honorary doctorate by Bilkent University

and in 2011 he was awarded the Honor Award Gold Medal by Sevda-Cenap And Foundation. Gürer Aykal founded Karşıyaka İzmir Philharmonic Orchestra in December 2011 by the initiative of Karşıyaka Municipality. This orchestra continues its concerts as chamber orchestra. Seda Ayazlı soprano 1981 yılında Mersin'de dünyaya geldi. Orta ve lise öğrenimini Çukurova Devlet Konservatuvarı Viyolonsel Bölümünde tamamladı. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyolonsel ve Opera Şan Bölümüne kabul edildi. 2005 yılında lisans eğitimini tamamladı. 2006 da Ankara Devlet Opera ve Balesinde solist sanatçı olarak göreve başladı. Şan çalışmalarına Oylun Erdayı ile başlayan sanatçı, Müjde Çeliktaş ile devam etmektedir. Yurtiçinde ve dışında çeşitli yarışmalara katıldı. 2007 yılında Viyana Uluslararası Hans Gabor Belvedere Şan Yarışmasında ülkemizi başarıyla temsil etti. 2011 yılında Renata Scotto'nun ustalık sınıfına seçildi, çalışmanın sonunda konser vermeye hak kazandı. 2014 yılında Semiha Berksoy En İyi Genç Kuşak Opera Sanatçısı Ödülü aldı. 21. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivalinde Giuseppe Verdi'nin Attila isimli operasında Odabella rolünü seslendirdi. Ankara, Antalya ve Mersin Devlet Opera ve Balelerinde birçok eserde başrol oynadı. Yakın zamanda Giacomo Puccini'nin Tosca operasında Tosca yı, Mozart'ın Don Giovanni operasında Donna Anna rolünü seslendirdi. Halen Ankara Devlet Opera ve Balesinde solist sanatçı olarak görevine devam etmektedir. Selda Ayazlı was born in Mersin in 1981. She completed her middle and high school education in the violoncello department of Çukurova State Conservatory. In 2001, she was admitted to the violoncello and opera singing department of the State Conservatory of Hacettepe University. After completing her undergraduate education

in 2005, she started working as soloist at the Ankara State Opera and Ballet in 2006. She studied opera singing with Oylun Erdayı and is currently continuing her studies with Müjde Çeliktaş. Ayazlı participated in various competitions at home and abroad. She successfully represented our country at the Vienna International Hans Gabor Belvedere Singing Competition. She was selected to participate in Renata Scotto s masterclass in 2011 and was entitled to give a concert at the end of her studies. In 2014, she received Semiha Berksoy the Best Young Generation Opera Singer Award. She sang the part of Odabella in Giuseppe Verdi s Attila at the 21 st Aspendos International Opera and Ballet Festival. She played the lead role in many works at Ankara, Antalya and Mersin State Opera and Ballet Houses. Recently, she performed the part of Tosca in Giacomo Puccini s Tosca and Donna Anna in Mozart s Don Giovanni. Selda Ayazlı is currently working as soloist at the Ankara State Opera and Ballet. Program Notları Notes Gustav MAHLER (1860-1911) Senfoni No.4, Sol majör Symphony No.4 in G major Şubat 1892 de, hiçbir iş yapmadan geçen toplam 18 ayın ardından Mahler yalnızca yaz aylarında beste yapma alışkanlığından vazgeçmiş, Hamburg opera mevsimi en yoğun döneminde bile olsa yeniden beste yapmaya başlamıştı. Kendisine Arnim ve Brentano nun üç ciltlik şiir antolojisini göndermiş olan kız kardeşine, yenice kazandığı özgüven ile şöyle yazmıştı: Artık Wunderhorn (sihirli korno) ellerimde. Yaratıcı insanlar için doğal olan kendini tanıma yeteneği ile, söylemeliyim ki bir kez daha sonuç harcanan emeğe değecektir! Aşağı yukarı bir ay sonra, ses ve orkestra için dört Humoresque (komik ve neşeli unsurları yaratan parça) bestelemişti, bunlar daha sonra, orkestra için bestelenen daha geniş Wunderhorn şarkıları derlemesinin bir parçasını oluşturacaktı. Hepimizin bildiği gibi, onu çok ender yanıltan kendilik bilgisine karşın öngöremediği, beşinci Humoresque Das himmlische Leben in kaderi idi. Bu şarkının önce Üçüncü Senfoninin anıtsal yapısını oluşturması amaçlanmıştı, başlığı Was

mir das Kind erzählt (Çocuk Bana Ne Söylüyor) idi ve senfoninin zaten beşinci bölümünün melodik malzemesini sağlıyordu. Birkaç yıl sonra, Mahler, malzemenin içerdiği olağanüstü zenginliğin farkına varmış ve müzik tarihinde ilk kez bunu, aynı şekilde daha önce Humoresque olarak nitelendirilen bir başka senfoninin son bölümü olarak kullanmaya karar vermişti. Böylece, Das himmlische Leben yeni eserin zirvesi kulesi [verjüngende Spitze] ya da en önemli ve etkileyici bölümü olmuştu. Mahler önceki senfonilerinde dinleyicilerine açıklayıcı girişler sunuyor ya da en azından bölümlere başlıklar veriyordu, fakat bu kez Dördüncü Senfoninin müziğinin kendi kendine yetebilmesine ve yetmesi gerektiğine karar verdi. Sonunda, Liszt ve ekolünün bestelediği senfonik şiirlerin programlarının müziği ve besteciyi özgürlükten yoksun bıraktığının ve önceki senfonileri için hazırladığı programların belirsizliklere ve yanlış anlaşılmalara neden olduğunun farkına varmıştı. Dolayısıyla, dinleyicilere Dördüncü Senfoni hakkında, son bölümde müziğe hazırlayan şiir dışında hiçbir metin sunulmadı. Fakat Mahler yeni eserinde ne anlatmaya çalışıyordu? Gökyüzünün masmaviliğinden başka hiçbir şey; çok çeşitli ayrıntılarda, duruluğu ile insanları çeken ve büyüleyen ve aynı zamanda huzursuz eden maviden başka hiçbir şey. 1901 yılında, ilahi bir şekilde neşeli ve derin bir şekilde hüzünlü Adagio sunu şu sözlerle açıklamıştı: Bütün azizelerin en ağırbaşlısı olan Azize Ursula nın kendisi, bu gökkubbenin altında tebessümle ve sevinçle bakar. Gülüşü, eski şövalyelerin ya da piskoposların, heykellerinde gördüğünüz gülüşe benzer, kiliselerde bulunan, elleri göğüslerinin üzerinde kavuşmuş ve büyük bir mutluluğa ulaşmış adamların huzur dolu nazik ifadeleri; ağırbaşlı, kutsanmış bir huzur; ciddi, asil bir sevinç, işte bu bölümün niteliği; bölümün ayrıca çok hüzünlü anları da vardır, isterseniz dünyevi yaşamın anılarına benzetebilirsiniz, başka anlar vardır, sevincin coşkuya dönüştüğü. Mahler bu bölümü yazarken bazen bir an annesinin gözyaşlarının arasından gülümseyen yüzünü bütün acıları sevgi ile çözebilen ve bağışlayabilen bir kadının yüzünü görüyordu. Daha sonraları, eserin tümünü altın bir zemin üzerine boyanmış ilkel bir tabloya benzetmiş ve özellikle son bölümü şöyle açıklamıştı: Adam, büyük bir merak içinde bütün bunların ne anlama geldiğini sorduğunda, çocuk Bu İlahi Hayat diye cevap verir.

İlk Performanslar Mahler Dördüncü Senfoniyi bestelerken, çağdaşlarına önceki senfonilerinden hem daha kısa hem de daha kolay anlaşılabilir bir eser sunmayı umut etmişti. Geniş orkestra unsurlarını, özellikle trombonları dışarıda bıraktı, onun yerine kendisini zorlayarak senfoninin konusunun açıkça gerektirdiği gibi, anlaşılır biçimde şeffaf bir eser yarattı. Dördüncü Senfoni ilk kez 25 Kasım 1901 de bestecinin yönetiminde seslendirildi. Bestecinin anıtsallık sevgisini bilen dinleyiciler, ondan bir başka anıtsal eser yeni bir İkinci Senfoni bekliyorlardı ve kulaklarına inanamamışlardı. Böyle bir masumiyetin ve saflığın onun ancak kendine has bir yapmacık tavır eğer bilerek verilmiş gizemli bir hava değilse, ek bir gösteriş olabileceğini düşündüler. Performans şiddetle yuhalandı. Kısa bir süre sonra, Felix Weingartner eseri, Frankfurt, Nuremberg (burada Mahler hasta olduğunu ve yalnızca son bölümü yöneteceğini duyurdu), Karlsruhe ve Stuttgart ta yönetti. Berlin ve Viyana daki ilk gösterimleri yönetti. Her seferinde çözümsüz sorunlar yaratmakla, doğasına yabancı tematik malzeme kullanarak gönül eğlendirmekle, berbat ve akıl almaz ahenksizliklerle dinleyicilerinin kulak zarını yırtmakla ve üslup ve melodiden yoksun, bayatlamış ve sönük müzikten, yapay ve histerik, senfonik kabare oyunlarının bir karışımı olan bir müzikten başka hiçbir şey besteleyememekle suçlandı. Pek çok büyük bestecinin çağdaşları tarafından kötülendiğini tarih bize öğretmektedir. Kuşkusuz Dördüncü Senfoninin kalbinde bir paradoksun yattığını kabul etmek gerekir, rahatlatıcı bir yüzey ile beste tekniklerinin karmaşıklığı arasındaki zıtlık ahenksizliğe mahkûmdu. Fakat böylesine ustaca bestelenmiş bir eserin ancak birkaç kavrayışlı destekçi bulmasını anlamak güçtür. Eğer Dördüncü Senfoni daha sonra kendisine uluslararası konser repertuvarında Mahler in diğer senfonilerinin önünde sağlam ve kalıcı bir yer bulduysa bunun nedeni, dinleyicilerin eserin özünü gerçekten anladıklarından ya da asıl anlamındaki zenginliği ve biçimindeki ustalığı kavradıklarından değil eserdeki yalın oranlar idi. Dördüncü Senfoni, Mahler in diğer eserleri ile kıyaslandığında, başlangıçta zengin bir eserden ziyade hafif bir intermezzo gibi görülebilir, fakat partisyon yakından incelendiğinde, böyle bir yargının doğru olmadığı anlaşılır. Bu kasıtlı basitlik ve görece yalın orkestrasyonun gerisinde, bir yaratıcılığın zenginliği,

polifonik yoğunluk, müziksel fikirler ve aynı zamanda Mahler in bütün eserlerinde bulunan şahane bir teknik ve neredeyse baş döndürücü bir karmaşıklık ve ince bir zevk gizlidir. Mahler bu 45 dakikalık esere her biri 90 dakikalık önceki eserlerinden daha fazla emek, daha fazla zaman harcamış, en az onlar kadar sevmiştir, teknik başarısı daha da çarpıcı, apaçık Neoklasisizmi geçmişe bir kaçıştan başka bir şey değildir. Tam tersi. Dördüncü Senfoni, kendi zamanında öncü bir eserdi, besteci için bir tür kendini bulma idi, çünkü tarzında asla beklenmeyen bir evrim yaratmıştı. Haydn a Dönüş ünde, Mahler kuşkusuz geçmişin geleneksel biçimlerini kullanmış, fakat bitip tükenmez hayal gücü ile bunları sürekli değiştirmiş ve zenginleştirmiş, asla bunlar arasına sıkışıp kalmamıştır. Ayrıca anlamsız ve nedensiz sevinci sahte hiçbir şey yoktur: sözgelimi, Richard Strauss un Kibarlık Budalası nda (Le bourgeois gentilhomme) olduğu gibi, hiçbir şey gülünçleştirilmemiştir. Tersine daha iyi günlere, masumiyet yaşına sevgi dolu bir özlemle doludur. Bu yalın ironik özlemin, yirminci yüzyılın başlarında Viyana da egemen olan ve edebiyatta Robert Musil in Niteliksiz Adam (Der Mann ohne Eigenschaften) ve Joseph Roth in Radetzky Marşı (Radetzkymarsch) ile ifade bulan entelektüel ortamı nitelendirdiği de eklenebilir. Mahler in diğer eserleri arasında Dördüncü Senfoninin en gerçek Viyanalı olarak kalmasının başka bir nedeni de budur. Henry-Louis de La Grange Tanrısal kıvancın tadına varıyoruz burada Bıraktık dünyasal dertleri Zaten dünyadaki karmaşa Duyulmaz burada Yalnız barış ve iyiliktir geçerli olan Meleklere benzer yaşamımız Neşeli ve kıvançlıyız Dans eder, atlar, oynar, şarkı söyleriz Yeryüzünde hiçbir müzik Kıyaslanamaz bizimkiyle Saraylardan gelmedir müzikçilerimiz Meleklerin sesleri Rahatlatır ruhlarımızı Hep neşe içindir, Uyanan neşe için.

In February 1892, after eighteen totally unproductive months, Mahler abandoned his already well-established habit of composing only during the summer months and, even though the Hamburg opera season was still in full swing, began writing music again. To his sister, who had just sent him Arnim's and Brentano's three-volume anthology of poetry, he wrote in a vein of newfound selfconfidence: I now have the Wunderhorn in my hands. With that self-knowledge which is natural to creators, I can add that once again the result will be worthwhile! Within barely a month Mahler had completed four 'Humoresques' for voice and orchestra that were later to form part of his much larger collection of orchestral Wunderhorn songs. What he did not foresee, in spite of the 'self-knowledge' that, as we know, so rarely misled him, was the fate of the fifth 'Humoresque', Das himmlische Leben. This song was initially intended to form part of the monumental edifice of the Third Symphony, where it was to appear under the title 'Was mir das Kind erzählt' (What the Child Tells Me), having already furnished part of the melodic material of the symphony's fifth movement. A few years later Mahler became conscious of the exceptional wealth of material that it contained and, for the first time in the history of music, decided to use it as the final movement of another symphony, which likewise was initially described as a 'humoresque'. In this way, Das himmlische Leben became the culmination the 'spire' [verjüngende Spitze] or crowning glory of the new work, much as the final movements of Beethoven's Ninth Symphony and Mahler's own Second Symphony became the choral apotheosis of their respective works. Whereas, in the case of his earlier symphonies, Mahler had provided his listeners with explanatory introductions or at least given titles to their individual movements, he decided on this occasion that the music of the Fourth Symphony can and must be self-sufficient. He had finally realised that the 'programmes' of the symphonic poems by Liszt and his school robbed both music and musician of all freedom and that the programmes he had drawn up for his earlier symphonies had merely bred ambiguities and misunderstandings. Consequently, listeners were not provided with a text of any kind for the Fourth Symphony, with the single exception of the poem set to music in the final movement. But what was Mahler trying to express in his new work? Nothing but the 'uniform blue' of the sky, in all its manifold nuances, the blue that attracts and

fascinates human beings, while at the same time unsettling them with its very purity. In 1901 he described the Adagio, with its 'divinely gay and deeply sad' melody, in the following terms: 'St Ursula herself, the most serious of all the saints, presides with a smile, so gay in this higher sphere. Her smile resembles that on the prone statues of old knights or prelates one sees lying in churches, their hands joined on their bosoms and with the peaceful gentle expressions of men who have gained access to a higher bliss; solemn, blessed peace; serious, gentle gaiety, such is the character of this movement, which also has deeply sad moments, comparable, if you wish, to reminiscences of earthly life, and other moments when gaiety becomes vivacity.' While writing this movement, Mahler sometimes glimpsed the face of his own mother 'smiling through her tears' the face of a woman who had been able to 'solve and forgive all suffering by love'. At a somewhat later date he compared the work as a whole to a primitive painting with a gold background and described the final movement in particular as follows: When man, now full of wonder, asks what all this means, the child answers him with the fourth movement: This is Heavenly Life. Early performances In writing the Fourth Symphony, Mahler hoped to offer his contemporaries a work that would be both shorter and more accessible than his previous symphonies. He willingly dispensed with vast orchestral forces and, in particular, with trombones, forcing himself, instead, to invest the writing with the clarity, economy and transparency plainly demanded by the subject matter of the symphony. The Fourth Symphony had its first performance in Munich on 25 November 1901 under the composer's own direction. The audience expected another titanic work a new Second Symphony from a composer noted for his love of monumentality and could not believe their ears. Such innocence and naivety could only be more posturing on his part, they felt an additional affectation, if not an example of deliberate mystification. The performance was roundly booed. Shortly afterwards, Felix Weingartner conducted the work in Frankfurt, Nuremberg (where he announced that he was ill and conducted only the final movement), Karlsruhe and Stuttgart. Mahler himself conducted the first performances in Berlin and Vienna. On each occasion he was accused of 'posing insoluble problems',

'amusing himself by using thematic material alien to his nature', 'taking pleasure in shattering the eardrums of his audiences with atrocious and unimaginable cacophonies' and of being incapable of writing anything other than stale and insipid music lacking in style and melody, music that, artificial and hysterical, was a 'medley' of 'symphonic cabaret acts'. History teaches us that many great composers were similarly reviled by their contemporaries. Of course, it must be admitted that a paradox lay at the heart of the Fourth Symphony, the contrast between the reassuring surface and the complexity of the compositional technique, was bound to be disconcerting. Yet it is difficult to understand how so magisterial a work could have found so few perceptive supporters. If the Fourth Symphony was later to find a solid and stable niche for itself in the international concert repertory before the rest of Mahler's symphonies, it owed that position more to its modest proportions than to the fact that audiences had really understood its true nature or grasped its richness of substance and its mastery of form. Compared to Mahler's other works, the Fourth Symphony might appear at first sight to be a lightweight intermezzo rather than a work of substance, but such a judgement cannot be sustained in the face of a closer examination of the score. Behind the deliberate simplicity and relatively modest orchestration lie hidden a wealth of invention, a polyphonic density, a concentration of musical ideas and, at the same time, a sovereign technique and almost dizzying complexity and sophistication that are all without precedent in Mahler's oeuvre. Not only did he expend more effort, more time and at least as much love on these forty-five minutes of music than on the ninety minutes of each of the preceding works, but the level of technical success is even more striking, while his evident Neo- Classicism is anything other than a flight into the past. Quite the opposite. For its time, the Fourth Symphony was an avant-garde work, a form of self-discovery for the composer himself, bringing with it as it did an entirely unexpected evolution in his style that led to greater rigour and concentration. In his 'return to Haydn', Mahler certainly borrowed traditional formulas from the past, but he enriched and transformed them constantly, with inexhaustible imagination, never allowing himself to be restricted by such borrowings. Nor has his 'irrational and unreasonable gaiety' anything counterfeit about it: there is

nothing of the caricature in it, as is the case with Richard Strauss's Le bourgeois gentilhomme, for example. Rather the prevailing mood is that of an affectionate nostalgia for better times, for an 'age of innocence'. It may be added that this barely ironical nostalgia characterises the whole intellectual climate of Vienna in the early years of the twentieth century, finding particularly notable expression in such literary masterpieces as Robert Musil's Der Mann ohne Eigenschaften and Joseph Roth's Radetzkymarsch yet another reason why the Fourth Symphony remains the most authentically Viennese of all Mahler's works. Henry-Louis de La Grange We take delight in the joys of Heaven and so shun those of earth. No worldly tumult does one hear in Heaven! Everything lives in gentlest peace, we lead the life of angels, and yet we are quite cheerful we dance and leap, we skip and sing. St. Peter in Heaven sees us! There is no music on earth that can be compared with ours. Eleven thousand girls give themselves over to dancing. St. Ursula herself smiles! Cecilia with her relations are excellent court musicians! The angels voices cheer our senses and joy wakens in us all! BSO konserlerini Radyo Bilkent Klasik Müzik Kuşağı nda dinleyebilirsiniz. You may listen BSO concerts on Radio Bilkent Classical Music Hours. Pazartesi Monday 22.00-24.00 Pazar Sunday 08.00-10.00

Bilkent Senfoni Orkestrası Bilkent Symphony Orchestra I. Keman 1 st Violin Irina Nikotina, konzertmeister yard. asst. Bahar Kutay Suzanna Bezhani Refik Zamanalioğlu Adilhoca Aziz Vseslava Kudinova Süreyya Defne Eda Delikçi Davut Aliyev Elena Postnova Eren Kuştan * Ferhat Mehmet * Yeşim Güner * II. Keman 2 nd Violin Feruza Abdullayeva, grup şefi principal Rasim Bağırov Elena Rihsi Marina Görmüşoğlu Adelya Ateşoğlu İskender Okeev Ferhat Gülmehmet Seyran Ahundzade Hüseynali Hüseynaliyev Aliya Okeev Viyola Viola Cavid Cafer, grup şefi principal Elena Gnezdilova Sema Hakioğlu Uluğbek Rihsi Ece Akyol Svetlana Simolin Elif Onay Barış Simolin İrşad Mehmet Deniz Çağlarcan Viyolonsel Violoncello Serdar Rasul Artur Rahmatulla Adil Babacan Yiğit Ülgen Verda Çavuşoğlu Salim Gayıblı Doğa Saygı * Özgür Öztürk * Kontrbas Double Bass Sergey Margulis, grup şefi principal Dritan Gani Zurab Tsitsuachvili Burak Noyan Şalva Gagua Yağız Yeşil * Flüt Flute Albena Sezer, grup şefi principal Zita Zempleni Ebru Aykal Filiz Karapınar * Obua Oboe Selçuk Akyol, grup şefi principal Violetta Lupu Viktoriya Tokdemir Klarnet Clarinet Gültekin Ulutaş * Selen Akçora Leonid Volkov Fagot Bassoon Ozan Evruk, grup şefi principal Ezgi Tandoğan Onat Onur Üzülmez * Korno Horn Laszlo Gyarmati, grup şefi principal Güloya Altay Hasan Erim Hacat Barış Bayer * Trompet Trumpet Julian Lupu, grup şefi principal Krassimir Koniarov Renato Lupu * Vurmalı Çalgılar Percussion Aydın Mecid, grup şefi principal Andrei Veryshka * Hakan Yağuş * Ali Can Öztan * Ata Özer * Arp Harp Özlem Başabak * * Misafir Sanatçı Guest Artist

Bilet ve Ulaşım Bilgileri Ticket and Transportation Information Tüm biletler BSO web sitesi ve gişesinden temin edilebilir. Tickets are available at BSO website and ticket office. Gişe-Ticket Office: (312) 290 1775 bilet.bilkent.edu.tr Ücretsiz Servis Free Transportation Tunus Caddesi, Milli Kütüphane, Armada ve Kentpark tan, konserden bir saat önce ve konser sonrasında. From and to Tunus Street, National Library, Armada and Kentpark one hour prior to concert time and after the concert. Gelecek Programlar Next Programs 15 Nisan April 2017 Cumartesi Saturday, 20:00 Klasikten Romantiğe From Classic to Romantic Kazem Abdullah şef conductor Martin Stadtfeld piyano piano L. van Beethoven Piyano Konçertosu No.2, Si bemol majör, Op.19 Concerto for Piano No.2 in B flat major, Op.19 S. Rachmaninov Senfoni No.3, La minör, Op.44 Symphony No.3 in A minor, Op.44 Bilkent Senfoni Orkestrası Bilkent Symphony Orchestra www.bso.bilkent.edu.tr bso@bilkent.edu.tr Bilkent Üniversitesi kültür ve sanat faaliyetidir. Cultural and artistic activity of Bilkent University.