Yazı İçerik Ziya Paşanın Hayatı Ziya Paşanın Edebi Kişiliği Ziya Paşanın Eserlerinin Özellikleri Ziya Paşa ve Jön Türkler Ziya Paşanın Eserleri 1 - Defter-i Amal 2 - Harabat Mukaddimesi 3 - Harabat 4 - Rüya 5 - Şiir ve İnşa 6 - Zafername Ziya Paşanın Sözleri Ziya Paşanın Hayatı 1825 te İstanbul'da doğdu. Galata Gümrüğü'nde katiplik yapan Erzurum'un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi'nin oğludur. Bayezit Rüşdiyesi'ni bitirdi. Özel derslerle Arapça ve Farsça öğrendi. Bir süre Sadaret Mektub-i Kalemi'nde çalıştı. 1855 te Mustafa Raşid Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyn Katipliği'ne atandı. Bu sırada Fransızca öğrendi. Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı. 1861 de Kıbrıs, 1863 te Amasya Mutasarrıfı ve Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye üyesi oldu. 1865 te Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne katıldı. Yeniden Kıbrıs'a atanınca 1867 de Namık Kemal ile birlikte Londra'ya kaçtı. Birlikte Yeni Osmanlılar'ın yayın organı olan Hürriyet gazetesini yayınladılar. sonra 1871 de İstanbul'a döndü. 1 / 5
1872-1876 arasında Şuray-ı Devlet üyeliği ve maarif müsteşarlığı yaptı. Anayasayı hazırlayan Kanun-i Esasi adlı kurumda görevlendirildi. Birinci Meşrutiyet'in ilanından sonra 1877 de vezir rütbesiyle önce Suriye Valiliği'ne ardından Adana Valiliği'ne atandı. 17 Mayıs 1880 de Adana'da yaşamını yitirdi. Paris'te bulunduğu yıllarda çeviriler de yapmıştır. Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi'yle birlikte, Tanzimat'la başlayan "Batılılaşma" hareketinin etkisinde gelişen Batılılaşma Dönemi Türk edebiyatının ilk aşamasını oluşturan üç yazardan biridir. Padişaha ve Reşid Paşa'ya kasideler yazmıştır. 1859 da yazdığı "Terci-i Bend" şiiriyle tanınmıştır. Hece ölçüsü ile yazılmış birçok şarkısı dışında, Divan şiiri geleneğine bağlı kalmıştır. Ziya Paşanın Edebi Kişiliği Devlet kademelerinde önemli görevlerde bulunan Ziya Paşa, Konya ve Adana valiliği yapmıştır. Hem şiir, hem de düzyazı türlerinde eserleri olan sanatçı, düşünceleri ile yenilikçi olmasına karşın eserleri ile eskiye (Divan şiiri geleneği) bağlıdır. Divan şiirinin biçim ve kurallarına uygun, oldukça başarılı lirik şiirleri vardır. Hece ölçüsüyle yazdığı birkaç şarkının dışındaki şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Terkib-i bent ve terci-i bent türündeki şiirleri önemlidir. Gazel, kaside gibi türlerde şiirleri vardır. Onun bazı dizeleri özdeyiş olarak günlük yaşamda kullanılmaktadır. Harabat adlı şiir kitabı Divan şiiri antolojisi niteliğindedir. Ziya Paşa 1868 te yayımladığı Şiir ve İnşa adlı makalesinde, gerçek Türk edebiyatının Halk edebiyatı olduğunu belirtir. Altı yıl sonra yayımlandığı Harabat'ın önsözünde bu görüşünden vazgeçerek Halk edebiyatını küçümser. Şiirlerinde Arapça, Farsça tamlamalarla yüklü bir dil kullanır. Şiirleri, Eşar-ı Ziya ve Külliyat-ı Ziya Paşa adıyla yayımlanmıştır. Terkib-i bentinde sosyal yaşamdaki aksaklıkları eleştirir. Terci-i bent adlı şiirinde ise dini ve felsefi konuları ele alır. Zafername adlı uzun şiiri siyasi rakibi Ali Paşa'yı eleştirmek için yazdığı önemli bir hiciv örneğidir. Hürriyet gazetesini çıkarmıştır; Defter-i Amal, Rüya düzyazı türündeki eserleridir. Rousseau'nun Emile adlı eserini Türkçeye çevirmiştir. Ziya Paşanın Eserlerinin Özellikleri Eserlerinde 2. Abdülhamit yönetimine karşı özgürlükleri ve meşrutiyeti savundu. Batılılaşma 2 / 5
yanlısı, yenilikçi Tanzimat Edebiyatı'nın öncüleri arasında yer aldı. Namık Kemal ve Şinasi ile birlikte yeni Türk edebiyatının temellerini attı. Türk edebiyatının kendi geleneğine sahip çıkmasını istedi, şiir ve yazı dilinin halkın dili olması gerektiğini savundu. Şiirlerinde divan şiir biçimlerini kullandı ama içerikte hak, adalet, uygarlık, hürriyet gibi temaları işledi. "Terci-i Bend" ve "Terkib-i Bend" isimli iki şiirinde ise insanın yargısı ve gerçeği kavramanın olanaksızlığı, Tanrı'nın mutlak egemenliği gibi metafizik konular üzerinde durdu. 1874-1875 te Arap, Fars ve Türk şairlerin şiirlerini "Harabat" adlı 3 ciltlik ansiklopedide topladı. 17 Mayıs 1880 de Adana'da yaşamını yitirdi. O Bir Jön Türk 1865'te Meşrutiyet yanlısı Yeni Osmanlılar Jön Türk Cemiyetine girdi. İkinci kez Kıbrıs mutasarrıflığına atanınca, Mustafa Fâzıl Paşa'nın çağrısı üzerine, Namık Kemal'le birlikte 1867'de Paris'e kaçtı. Daha sonra Londra'ya geçti. M. Fâzıl Paşa'nın sağladığı imkanlarla, Namık Kemal'le birlikte 1868'te Hürriyet gazetesini çıkardı. M. Fazıl Paşa merkezi yönetimle anlaşıp, yardımlarını kesince, 1870'te Cenevre'ye geçti. Namık Kemal, Agâh Efendi, Ali Suavi ve öbür arkadaşlarıyla Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin yönetiminde görev aldı. Âli Paşa'nın ölümü üzerine 1871'de İstanbul'a döndü. 1876'da Maarif Nezareti müsteşarlığına atanmasına kadar birçok görevde bulundu. Namık Kemal'le birlikte Kanun-i Esasî Encümeni'nde çalıştı. 1877'de Suriye valiliğine gönderildi. Daha sonra Adana valiliğine atandı. Burada görevdeyken 17 Mayıs 1880'de öldü. Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi'yle birlikte, Tanzimat'la başlayan Batılılaşma hareketinin etkisinde gelişen Batılılaşma Dönemi Türk edebiyatının ilk aşamasını oluşturan üç yazardan biridir. Padişaha ve Reşid Paşa'ya kasideler yazmıştır. 1859'da yazdığı "Tercî-i Bend" şiiriyle tanınmıştır. Hece ile yazılmış birkaç şarkısı dışında, Divan şiiri geleneğine bağlı kalmıştır.paris'te bulunduğu yıllarda çeviriler de yapmıştır. Kendisiyle Çelişme 1868 'de Hürriyet'te yayımladığı ünlü "Şiir ve İnşa" makalesinde, Türk edebiyatının çağdaş bir düzeye erişmesini, gerçek Türk edebiyatı olan halk edebiyatının bu yenileşmede temel alınması gerektiğini savunmuştur. 1874'te çıkardığı Harâbat adlı antolojisinin önsözünde ise halk edebiyatını küçümseyerek Divan edebiyatını övdüğü görülür. Bu görüş, diğer pek çok görüşü gibi, tarihi birikimi inkar eden batıcı aydınların düştüğü sıradan çelişkilerden biridir.türkiye sonraki dönemlerde yerli kaynaklara dayalı değişerek devam etmek fikrine ulaşmıştır. 3 / 5
Ziya Paşanın Eserleri DEFTER-İ AMAL: Ziya Paşa; anı; Jean Jacque Rousseau'nun "İtiraflar" adlı eserinden etkilenerek yazmıştır; batılı anlamda anı türünün ilk örneklerindendir; yazarın çocukluk anılarını anlattığı bir eserdir; yarım kalmış bir eserdir... EMİLE: Ziya Paşa; düzyazı; Jean Jacque Rousseau'dan Türkçeye çok güzel bir dille çevirdiği bir eserdir... ENGİZİSYON TARİHİ: Ziya Paşa; tarih; çeviri bir eserdir... EŞAR-I ZİYA: Ziya Paşa; şiir kitabı; şairin kendi yazdığı şiirlerinin bulunduğu bir şiir kitabıdır; bu eser şairin ölümünden sonra yayınlanmıştır... HARABAT MUKADDİMESİ: Ziya Paşa; Harabat'ın önsözü olan bu makale, bizde ilk edebiyat tarihi taslağı sayılır. Ziya Paşa'nın burada verdiği hükümlerin yanlış ve eksik tarafları, bilgi hataları ilk önce Namık Kemal'in hücumlarına uğramıştır... HARABAT: Ziya Paşa; antoloji; Türk edebiyatının ilk antoloji eseridir; Türk, Arap ve Fars edebiyatından seçme şiirlerin yer aldığı bir divan şiiri antolojisidir; ayrıca yazar bu eserin başına bir önsöz koyarak Şiir ve İnşa makalesindeki düşüncesini değiştirerek gerçek edebiyatın Divan Edebiyatı olduğunu savunmuştur... RÜYA: Ziya Paşa; mülakat ( röportaj ); edebiyatımızdaki mülakat türündeki ilk eseridir; karşılıklı konuşmalar biçiminde yazmıştır; yazar eserinde çocukluk anılarını anlatmıştır; ayrıca yine bu eserinde Sadrazam Ali Paşa'yı eleştirmiş, onun kötü bir yönetim göstermesinden ötürü görevden alınması gerektiği üzerinde durmuştur... ŞİİR VE İNŞA: Ziya Paşa; makale; yazar bu eserinde, Halk şiirinin bizim gerçek şiirimiz olduğunu söylemiş ve Divan şiirini eleştirmiştir... ZAFERNAME: Ziya Paşa; eleştiri; nazım-nesir karışımı bir eserdir; şair bu eserinde, dönemin sadrazamı olan Ali Paşa'yı eleştirmek için yazmıştır; mizahi yönleri bulunan bu eser "kaside, tahmis, şerh" olmak üzere üç bölümden oluşur; önemli bir hiciv örneğidir... 4 / 5
Ziya Paşanın Sözleri - İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez. - Her şahs-ı harimi Hak'a mahrem mi sanırsın. Her tac giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın. - Dehri arasan binde bir adem bulamazsın. Adem görünen harları adem mi sanırsın. - Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. - Sadık görünür kısvede erbab-i hiyanet. Murşid sanılır vehlede eshab-i delalet. - Pek rengine aldanma felek eski felektir. Zira feleğin meşreb-i na-sazı dönektir. - Allah'a sığın şahs-ı halimin gazabından. Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir. - Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm. Şirin dahi kasd etmesi cana gülerektir. - Bed-asla necabet mi verir hiç uniforma. Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir. - Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde. İşret, güher-i ademi temyize mihenktir. - Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. - Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efraz. Birkaç kuruşu mürtekibin cayi kürektir. - Sirkat çoğalıp lafz-ı sadakat modalandı. Namus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı. - Sadıkları tahkir ile red kaaide oldu. Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı. - Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi. Hainlere amma ki riayet yeni çıktı - İslam imiş devlete pa-bend-i terakki; Evvel yoğ idi işbu rivayet yeni çıktı. - Vefasızın meclisinde bade içilmez. - Zannetmeyin ki ben Amasya'da paşalık yaptım; Gördüğüm yetimleri babalık yaptım. - Kalkın ey Fellah-ı Vatan dediler, kalktık; Herkes oturdu biz ayakta kaldık - Fellah-ı Vatan:Vatan-ı kurtarıcılar - İç bade güzel sev var ise akl-u şuurun; Dünya var imiş ya ki yok olmuş ne umurun. - Bi-baht olanın bağına bir katresi düşmez; Baran yerine dürr-ü güher yağsa semadan. - Afv ile mübeşşer midir eshab-ı meratib;kanun-i ceza acize mi has demektir. 5 / 5