Cumhurbaşkanı Erdoğan 22. Dünya Petrol Kongresi nde konuştu

Benzer belgeler
Başbakan Yıldırım, İstanbul da düzenlenen 23. Dünya Enerji Kongresi nde konuştu

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Sayın Arsuz Belediye Başkanım,/ Saygıdeğer Konuşmacılar,/

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

Türkiye 'Gaz Ticaret Merkezi' Olma Yolunda

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Türkmenistan ata yurdumuz

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Tarihi gün! TANAP'tan ilk gaz akışı başladı

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ CENTER FOR EURASIAN STUDIES RUSYA/KARLOV: ŞİÖ KONUSUNDA KARAR ANKARA'NIN Bloomberght, 30 Kasım 2016

Dünyada Enerji Görünümü

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

Dünyada Enerji Görünümü

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

SOCAR TÜRKİYE Türkiye de Entegre Enerji

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Yakın n Gelecekte Enerji

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014

Enerji Verimliliği Ödül Törenimize hoş geldiniz diyor, hepinizi şahsım ve Yönetim Kurulumuz adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

Mozambik'te doğalgaz gelirinin yüzde 15'i ülkenin, kalanı yabancıların

AR&GE BÜLTEN 2014 EKİM SEKTÖREL

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

Sayın Kazakistan Uluslararası Ticaret Odası ve Türkiye Kazakistan İş Konseyi Kazak Tarafı Başkanı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Türkiye enerjide kilit ülke oluyor

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

İstihdamın teşviki ayrı olacak

Türkiye İstişare Toplantısı. Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye. Mersin

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

1 2 Eylül 2018, Bişkek

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

Enerji ve İklim Haritası

CEYHAN DA SANAYİ KURULUŞLARI BOTAŞ


TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

2. Uluslararası İktisadi ve İdari Perspektifler Kongresi 5-7 Ekim Tarihlerinde Fakültemiz Ev Sahipliğinde Gerçekleştirildi

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

Araştırma Notu 15/179

tepav Aralık2013 N DOĞALGAZ TÜKETİMİ ARTIYOR, DEPOLAMA KAPASİTESİ YERİNDE SAYIYOR DEĞERLENDİRMENOTU

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

YILINDAKİ DEV YATIRIMLAR VE ESERLER

Nilgün Ş. AÇIKALIN Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Transit Petrol Boru Hatları Dairesi Başkanlığı

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

MÜSİAD MÜSİAD KÜRESEL GÜÇ

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

Genel Başkan Adayı Binali Yıldırım, AK Parti 2. Olağanüstü Kongresi nde konuştu

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

PETROL BORU HATLARININ ÇUKUROVA'YA KATKILARI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

Amerikan Stratejik Yazımından...

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

17. SAYI. kasım 2016 EXPO 2016 ANTALYA

LİNYİTLERİMİZ ENERJİ İHTİYACIMIZI KARŞILAR MI?

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazı sonrası açıklama yaptı

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU / 9 Ay PAGEV


ENERJİ. KÜTAHYA

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

Transkript:

Cumhurbaşkanı Erdoğan 22. Dünya Petrol Kongresi nde konuştu Temmuz 10, 2017-2:15:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi'nde konuştu. Erdoğan yaptığı konuşmada, her üç yılda bir düzenlenen kongrenin 22'ncisine ev sahipliği yapıyor olmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Petrol sektörünün olimpiyatları olarak da bilinen bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen başta Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak olmak üzere herkese teşekkür eden Erdoğan, "Enerji Geleceğimize Köprüler" temasıyla düzenlenen bu kongrenin enerji alanında küresel düzeyde bir iş birliğinin derinleştirilmesine katkı sağlamasını dilediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 1-1,5 asırdır güçlü ülke olmanın yolu, enerji kaynaklarına sahip bulunmaktan veya bunlar üzerinde söz sahibi olmaktan geçiyor." diyerek, şunları kaydetti: "Bununla birlikte küresel çatışmaların merkezinde yer alan enerji kaynakları ve yolları üzerinde hakimiyet kurma çabalarının, çoğu zaman iç çatışmalar, darbeler ve işgallerle sonuçlandığını görüyoruz. Var olduğu coğrafyalarda zenginliğin ve refahın kaynağı olması gereken petrol ve doğalgazı ne yazık ki daha çok savaş, kan ve gözyaşıyla birlikte anmak zorunda kaldık. Biz Türkiye olarak en başından beri bu kaynakların insanlığın huzur ve refahına katkı sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini savunuyoruz. Ülkemiz jeopolitik konumu gereği, büyük enerji üreticileriyle tüketicileri arasında doğal bir köprü durumundadır. Malum, tedarik-transit-tüketici. Burada transit konumunda olan bir ülke olarak, bugüne kadar elimizden geleni yapmaya gayret ettik. Enerji hinterlandının merkezinde yer almamız yanında, siyasi istikrarımız ve ekonomik gelişmişliğimizle de uluslararası enerji arenasında hatırı sayılır bir aktör konumundayız." TÜRKİYE ARTIK 'ENERJİNİN İPEK YOLU' OLARAK İSİMLENDİRİLİYOR

Son dönemde yapımı devam eden ve inşası planlanan yeni petrol ve doğalgaz boru hatlarının Türkiye'nin enerji koridoru ve terminali rolünü pekiştireceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Azerbaycan petrolünün Akdeniz'e ulaşmasını sağlayan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı projesiyle, yine Azerbaycan doğalgazının ülkemize ve Avrupa'ya sevkini mümkün kılan Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projesini başarıyla tamamladık. Gündemimizdeki yeni projeler arasında ilk önceliğimiz, az önce de ifade edildiği gibi Güney Gaz Koridoru'dur. Güney Gaz Koridoru'nun ana unsuru olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı yani kısa adıyla TANAP üzerinden ilk aşamada Türkiye'ye 6 milyar metreküp, Avrupa'ya 10 milyar metreküp gaz sevk edilecek. Hattın önümüzdeki yılın ortasında faaliyete geçmesiyle Azerbaycan yanında, Hazar ve hatta ilerde Orta Doğu bölgesinden de ülkemize ve Avrupa'ya gaz taşınmasının önü açılacaktır. Bu hattın devamı niteliğindeki Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı TAP'ın da planlandığı şekilde tamamlanarak inşallah 2020 yılında devreye girmesini bekliyoruz. Bu konuda gerek dostum Sayın Aliyev'in, gerek Güney Gaz Koridorunda yer alacak diğer ülkelerin ve şirketlerin kararlılıklarının tam olduğunu memnuniyetle görüyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka önemli projenin de dünyanın en önemli gaz tedarikçilerinden Rusya Federasyonu ile yürütülen Türk Akımı Projesi olduğunu belirterek, "Ayrıca ilgili tüm tarafların 'kazan-kazan' anlayışıyla hareket etmesi halinde Doğu Akdeniz ve Irak doğalgazı başta olmak üzere yeni projeleri değerlendirmeye de hazırız. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde, medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından 'enerjinin İpek Yolu' olarak isimlendiriliyor. Ülkemiz sahip olduğu imkanlarla enerjinin yıkım, gerginlik ve ihtilaf değil, barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için gayret gösteriyor. Bu kongreyi ülkemizin enerjiye bakışını küresel düzeyde ifade etmesine vesile olması bakımından ayrıca önemli görüyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomilerin artan büyüme ivmesi, hızlı kentleşme ve nüfus artışına paralel olarak, küresel enerji ihtiyacının 2050 yılına gelindiğinde bugünün yaklaşık iki katı olmasının beklendiğini bildirdi. Bu ihtiyacın karşılanması için son dönemde atılan adımların enerjide dengelerin değişmesine yol açtığına değinen Erdoğan, yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli artan inovasyon yatırımlarının, daha önce ulaşılamayan alanlarda üretimi mümkün hale getirdiğini kaydetti. Yeni enerji kaynaklarının keşfi, daha önce net ithalatçı olan kimi ülkelerin enerji ihracatçısına dönüşmesini sağladığını belirten Erdoğan, "ABD'nin başlattığı kaya gazı devrimi ve sıvılaştırılmış doğal gazın giderek ön plana çıkması gibi gelişmeler, enerji politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu kıldı." dedi. Ekonomik büyümeye paralel olarak, enerji talebinin batıdan doğuya kaymaya başladığını ifade eden Erdoğan, Çin, Hindistan, Afrika, Güneydoğu Asya ekonomilerinin gösterdikleri büyüme ve kalkınma performansına paralel olarak, enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yöneldiklerini vurguladı. Türkiye gibi enerjide yüksek oranda dışa bağımlı ülkelerin ihtiyaçlarını ekonomik ve güvenli bir şekilde karşılayabilmelerinin, sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Bugün enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Buna karşılık sınırlı hidrokarbon kaynaklarımız nedeniyle petrol ve doğalgazda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Son 10 yılda enerji ve maden ithalatına yıllık ortalama 55 milyar dolar ödemiş olmamız, bağımlılığımızın düzeyini göstermeye yetecektir. Dünyadaki petrol ve doğalgaz fiyatlarının son yıllarda düşmesi, elbette ülkemizin enerji ithalat kaleminde gerilemeye yol açmıştır ancak uzun dönemli enerji politikalarımızın çerçevesini doğrudan kontrol edemediğimiz bu tür konjonktürel gelişmelere göre çizemeyeceğimiz de bir gerçektir. Türkiye'deki büyümenin sürdürülebilir olması için, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor.

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki kat artacak olan enerji talebini karşılayabilmemizin yolu, 2023 yılına kadar ilave 50 bin megavat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor. Bu talebin karşılanması için 6 ana başlık altında politikalar geliştiriyoruz." YERLİ ENERJİ KAYNAKLARININ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak yerli enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasını hedeflediklerini bildirdi. Bunu yenilenebilir enerjinin ve nükleer enerji başta olmak üzere, ulusal enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi çalışmalarının izlediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerji verimliliğinin teşvik edilmesi, daima vazgeçilmez bir önceliğimiz olmayı sürdürecektir. Kaynak ülke ve güzergah çeşitliliğinin artırılması konusunda önemli adımlar atıyoruz. Karadeniz ve Akdeniz'in hem transit konumları hem de barındırdıkları potansiyel bakımından geleceğin enerji politikalarında sahip oldukları önemin gayet iyi farkındayız. Diğer alanlarla birlikte enerjide uluslararası yatırımların teşviki üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Bu çerçevede yatırımcıların önünü açacak, şeffaf, öngörülebilir ve hedef odaklı bir strateji geliştirdik. Böylece hem enerji hem de maden yatırımlarında önemli bir atılım dönemini başlattık. Nitekim sadece son bir yılda ülkemizde enerji sektöründe 6 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yatırımlar sayesinde güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgar enerjisinden jeotermal enerjiye biyo kütleden termik santrallere kadar 6 bin 500 megavat kurulu gücü hizmete aldık. Elektrik enerjisindeki doğal gazın payını yüzde 10 azaltarak ithal doğalgazın dış ticaretimiz üzerindeki baskısını da hafiflettik. Yerli kaynaklardan elektrik üretimi, rekor bir artışla yüzde 49,3'e ulaştı. Yerli kömürün elektrik üretimindeki payını da yüzde 23'e çıkardık. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31'lik artışla Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeyi geride bıraktık. Türkiye bugün, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi noktasında yüzde 30'lara varan oranla Avrupa'nın pek çok ülkesinin ilerisindedir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yenilenebilir enerjinin yanında yerli kömürün yeni nesil, doğa dostu, ileri teknolojiye sahip santrallerle ekonomiye kazandırılması için de çalıştıklarını bildirdi. Bin megavatlık kapasiteye sahip olacak Konya Karapınar Güneş Enerji Santrali Projesi'nin bu kararlılığın en son örneklerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: "Rüzgar enerjisi alanında da benzer bir atılım içindeyiz. Bugün halen dünyanın en fazla kullanılan enerji kaynağı olan kömürü yüksek teknoloji sayesinde çevreye zarar vermeden milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Nükleer enerji konusunda da adımlarımızı hızlandırmaya başladık. Akkuyu ve Sinop nükleer güç santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10'luk kısmını buradan karşılayacağız. Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Akkuyu Projesi'ni, milli sermayemizi de katarak çok daha güçlendirdik. Sinop Projesi'nde de inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Son G20 toplantısında Japonya Başbakanı Sayın Abe ile de bunu etraflıca görüştük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı şimdiden başlatmış bulunuyoruz." ENERJİ TEKNOLOJİLERİNİN ÜRETİMİNDE YERLİLEŞTİRME ORANI ARTACAK Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer teknolojiden, elektrik üretiminin yanında, Ar-Ge, inovasyon ve ürün geliştirme sayesinde sanayi, tarım, uydu, haberleşme ve uzay çalışmaları gibi alanlardan faydalanacaklarını kaydetti. Arz güvenliğine kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla yıllık doğal gaz tüketiminin en az yüzde 20'sini depolayacak bir sistem kurduklarını belirten Erdoğan, "Yeni dönemde hayata geçireceğimiz en göz alıcı yeniliklerden birisi de enerji teknolojilerinin üretiminde yerlileştirme oranını artırmak olacaktır. Türkiye'yi bu alanda yüksek katma değerli teknolojilerin üretildiği bir enerji üssü haline getirmekte kararlıyız." dedi.

Erdoğan, denizlerdeki hidrokarbon potansiyelinin araştırılması için geçen aylarda denize indirilen sismik araştırma gemisi Oruç Reis'in yüzde 90'ı aşan yerlilik oranıyla inşa edildiğine dikkati çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geçen nisan ayında Milli Enerji ve Maden Politikası Strateji Belgesini kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, "Bu belgede güvenli ve sürekli enerji arzı sağlamanın yanı sıra cari açığın azaltılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve istihdam artışı gibi pek çok konuda yol haritalarımız belirlenmiştir. Tüm bu çalışmalarla amacımız, elektrik üretiminin en az üçte ikisini yerli kaynaklarla karşılamaktır." Erdoğan, Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrar ve güçlü ekonomik altyapısı sayesinde enerjide ve diğer tüm alanlarda uzun dönemli programlarını hayata geçirdiğini söyledi. Adil rekabet ortamı, yatırımları kolaylaştıran teşvik sistemi, gelişmiş ulaşım ağı, pazarlara kolay erişimi, siyasi istikrarı, güçlü ekonomisi ve eğitimli insan kaynağıyla Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için cazip bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, ülkeyi küresel enerji arz güvenliğine katkı sağlayacak, tüm tarafların faydasına sonuçlar doğuracak enerji projelerinin doğal partneri olarak gördüklerini dile getirdi. Erdoğan, bugün hala enerjiye ulaşamayan yüzlerce milyon insanın mağduriyetinin enerjiye erişimin yaygınlaştırılması konusunda yapılacak iş birliklerini daha da önemli hale getirdiğini vurgulayarak, aynı anlayışla hidrokarbon kaynakları bakımından son derece zengin olan bölgenin güvenlik, istikrar ve huzurunun devamına büyük ehemmiyet verdiklerini anlattı. Bu bakımdan Körfez bölgesinde yaşanan gerilimin bir an evvel giderilmesini istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Katar'la ilgili gerginliğin ivedilikle aşılabilmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Artık bölgede krizler istemiyoruz. Bunları bir an önce aşalım istiyoruz. Diyalog en ideal çözüm yoludur, diyoruz. Tüm tarafların meseleye sağduyuyla ve gerçekçi bir yaklaşımla bakarak diyalog kanallarını açık tutmaları gerekiyor. Dünyanın ve bölgemizin artık çatışmalara değil huzura, iş birliğine, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Diğer yandan Libya'daki, Suriye'deki, Irak'taki, Ukrayna'daki, Yemen'deki krizler de enerji güvenliği için ciddi tehditler oluşturuyor. Suriye'de siyasi çözümün müzakere edilebilmesi için öncelikle sahadaki şartların düzeltilmesi gerekiyor. Bu amaçla gerek Cenevre sürecinde, gerek Astana toplantılarında aktif rol oynadık, oynuyoruz. Astana toplantılarıyla ateşkes rejiminin güçlendirilmesi yönünde kayda değer ilerleme sağlandı. Cenevre sürecinde de belli bir ivme yakalandığını görüyoruz. Amerika ve Rusya'nın Almanya'daki G20 Toplantısı'nda vardıkları netice, mutabakat bu olumlu sürecin devamı niteliğindedir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta ise DEAŞ'la mücadelenin sonuna yaklaşıldığını, dün yapılan açıklamayla Musul'da artık neticeye varıldığı haberinin gerçekten mutluluk vesilesi olduğunu belirterek, ancak Musul'un geldiği noktanın da çok önemli olduğunu, şu anda harabe bir Musul olduğunu söyledi. "Bu harabe Musul'un yeniden Musul halkına kazandırılmasının maliyetini acaba kimler karşılayacak." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu dönemde ülkenin toprak bütünlüğünü gözetmenin önemi giderek artıyor. Irak toplumunun dışlanmış kesimlerinin siyasi ve iktisadi sisteme tekrar dahil edilmeleri kalıcı barışın olmazsa olmaz şartıdır. Bağımsızlık referandumu gibi tek taraflı girişimlerden kaçınılması, milli güçlerin etkilerinin azaltılması ve PKK terör örgütünün varlığına son verilmesi gibi hususlar da bu ülkenin geleceğinde belirleyici olacaktır. Zaten yeterince sıkıntıyla boğuşan Irak'ın başına yeni sorunlar açacak her adım istikrarsızlığı körüklemekten başka işe yaramayacaktır. Uluslararası toplumun bu konulardaki görüşlerini Irak'taki taraflara yüksek sesle ifade etmesi yerinde olacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel problemlerin çözümünde dünyanın önde gelen liderlerini, uzmanlarını ve kanaat önderleri bir araya getiren İstanbul'un, bugün de petrol ve doğal gaz sektörünün önde gelen isimlerini ağırladığını ifade ederek, burada ele alınacak konuların küresel ölçekte enerji iş birliğinin gelişmesine katkıda bulunacağına, farklı çıkarlara sahip katılımcıları ortak bir zeminde birleştireceğine inandığını söyledi. Türkiye olarak Avrasya enerji aksının önemli oyuncularından biri olunduğunun bilinciyle bölgesel enerji arz güvenliğinin sağlanması için her türlü gayreti gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şu hususu özellikle vurgulamak isterim. Enerji hinterlandındaki terör örgütlerinin yol açtığı kaos ve karmaşa ülkelerimiz arasındaki iş birliğini zorunlu kılıyor. Enerji kaynaklarının güvenliği terör örgütlerinin tasfiyesine bağlıdır. Türkiye olarak biz terörle mücadelede çok büyük bedeller ödedik. Bizim verdiğimiz mücadele kendi milli güvenliğimizin yanında dünyanın enerji güvenliğini de çok yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse Türkiye'nin çevresinde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmasını kendisine yönelik saldırıları karşılıksız bırakmasını beklemesin. Ülkemizin ve milletimizin güvenliği konusunda sınırlarımız içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız. Bunun da bilinmesini istiyorum. Müttefiklerimiz başta olmak üzere diğer devletlerden beklentimiz, terör örgütleri yerine bizim yanımızda yer almalarıdır." diye konuştu. Erdoğan, enerji güvenliğinden bahsederken Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de kısaca değinmekte fayda olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Doğu Akdeniz'de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken kimi enerji şirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduğu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz. Adaletin, hakkaniyet ve uluslararası hukukun gereği hidrokarbon kaynakların adadaki tüm taraflara ait olmasını gerektiriyor. Kıbrıs'taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi taktirde kendilerine sadece bölgede değil her yerde ve her alanda Türkiye gibi+ bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isteriz. Bu düşüncelerle 'Enerjiye geleceğimize köprüler' temasıyla düzenlenen bu kongrenin asırlardır kültürleri, medeniyetleri, kıtaları birleştiren İstanbul'un enerji alanında üstlendiği misyonun da sembolü olduğuna inanıyorum. Kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Başbakan Binali Yıldırım, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Başbakan yardımcıları Mehmet Şimşek, Nurettin Canikli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de kongreye katıldı. Konuşmalar öncesinde 15 Temmuz şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Program aile fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 22. Dünya Petrol Kongresi nde konuştu Temmuz 10, 2017-2:15:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 22. Dünya Petrol Kongresi'nde konuştu. Erdoğan yaptığı konuşmada, her üç yılda bir düzenlenen kongrenin 22'ncisine ev sahipliği yapıyor olmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi. Petrol sektörünün olimpiyatları olarak da bilinen bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen başta Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak olmak üzere herkese teşekkür eden Erdoğan, "Enerji Geleceğimize Köprüler" temasıyla düzenlenen bu kongrenin enerji alanında küresel düzeyde bir iş birliğinin derinleştirilmesine katkı sağlamasını dilediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 1-1,5 asırdır güçlü ülke olmanın yolu, enerji kaynaklarına sahip bulunmaktan veya bunlar üzerinde söz sahibi olmaktan geçiyor." diyerek, şunları kaydetti: "Bununla birlikte küresel çatışmaların merkezinde yer alan enerji kaynakları ve yolları üzerinde hakimiyet kurma çabalarının, çoğu zaman iç çatışmalar, darbeler ve işgallerle sonuçlandığını görüyoruz. Var olduğu coğrafyalarda zenginliğin ve refahın kaynağı olması gereken petrol ve doğalgazı ne yazık ki daha çok savaş, kan ve gözyaşıyla birlikte anmak zorunda kaldık. Biz Türkiye olarak en başından beri bu kaynakların insanlığın huzur ve refahına katkı sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini savunuyoruz. Ülkemiz jeopolitik konumu gereği, büyük enerji üreticileriyle tüketicileri arasında doğal bir köprü durumundadır. Malum, tedarik-transit-tüketici. Burada transit konumunda olan bir ülke olarak, bugüne kadar elimizden geleni yapmaya gayret ettik. Enerji hinterlandının merkezinde yer almamız yanında, siyasi istikrarımız ve ekonomik gelişmişliğimizle de uluslararası enerji arenasında hatırı sayılır bir aktör konumundayız." TÜRKİYE ARTIK 'ENERJİNİN İPEK YOLU' OLARAK İSİMLENDİRİLİYOR

Son dönemde yapımı devam eden ve inşası planlanan yeni petrol ve doğalgaz boru hatlarının Türkiye'nin enerji koridoru ve terminali rolünü pekiştireceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Azerbaycan petrolünün Akdeniz'e ulaşmasını sağlayan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı projesiyle, yine Azerbaycan doğalgazının ülkemize ve Avrupa'ya sevkini mümkün kılan Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projesini başarıyla tamamladık. Gündemimizdeki yeni projeler arasında ilk önceliğimiz, az önce de ifade edildiği gibi Güney Gaz Koridoru'dur. Güney Gaz Koridoru'nun ana unsuru olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı yani kısa adıyla TANAP üzerinden ilk aşamada Türkiye'ye 6 milyar metreküp, Avrupa'ya 10 milyar metreküp gaz sevk edilecek. Hattın önümüzdeki yılın ortasında faaliyete geçmesiyle Azerbaycan yanında, Hazar ve hatta ilerde Orta Doğu bölgesinden de ülkemize ve Avrupa'ya gaz taşınmasının önü açılacaktır. Bu hattın devamı niteliğindeki Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı TAP'ın da planlandığı şekilde tamamlanarak inşallah 2020 yılında devreye girmesini bekliyoruz. Bu konuda gerek dostum Sayın Aliyev'in, gerek Güney Gaz Koridorunda yer alacak diğer ülkelerin ve şirketlerin kararlılıklarının tam olduğunu memnuniyetle görüyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka önemli projenin de dünyanın en önemli gaz tedarikçilerinden Rusya Federasyonu ile yürütülen Türk Akımı Projesi olduğunu belirterek, "Ayrıca ilgili tüm tarafların 'kazan-kazan' anlayışıyla hareket etmesi halinde Doğu Akdeniz ve Irak doğalgazı başta olmak üzere yeni projeleri değerlendirmeye de hazırız. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde, medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından 'enerjinin İpek Yolu' olarak isimlendiriliyor. Ülkemiz sahip olduğu imkanlarla enerjinin yıkım, gerginlik ve ihtilaf değil, barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için gayret gösteriyor. Bu kongreyi ülkemizin enerjiye bakışını küresel düzeyde ifade etmesine vesile olması bakımından ayrıca önemli görüyorum." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomilerin artan büyüme ivmesi, hızlı kentleşme ve nüfus artışına paralel olarak, küresel enerji ihtiyacının 2050 yılına gelindiğinde bugünün yaklaşık iki katı olmasının beklendiğini bildirdi. Bu ihtiyacın karşılanması için son dönemde atılan adımların enerjide dengelerin değişmesine yol açtığına değinen Erdoğan, yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli artan inovasyon yatırımlarının, daha önce ulaşılamayan alanlarda üretimi mümkün hale getirdiğini kaydetti. Yeni enerji kaynaklarının keşfi, daha önce net ithalatçı olan kimi ülkelerin enerji ihracatçısına dönüşmesini sağladığını belirten Erdoğan, "ABD'nin başlattığı kaya gazı devrimi ve sıvılaştırılmış doğal gazın giderek ön plana çıkması gibi gelişmeler, enerji politikalarının gözden geçirilmesini zorunlu kıldı." dedi. Ekonomik büyümeye paralel olarak, enerji talebinin batıdan doğuya kaymaya başladığını ifade eden Erdoğan, Çin, Hindistan, Afrika, Güneydoğu Asya ekonomilerinin gösterdikleri büyüme ve kalkınma performansına paralel olarak, enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yöneldiklerini vurguladı. Türkiye gibi enerjide yüksek oranda dışa bağımlı ülkelerin ihtiyaçlarını ekonomik ve güvenli bir şekilde karşılayabilmelerinin, sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Bugün enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin'in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Buna karşılık sınırlı hidrokarbon kaynaklarımız nedeniyle petrol ve doğalgazda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Son 10 yılda enerji ve maden ithalatına yıllık ortalama 55 milyar dolar ödemiş olmamız, bağımlılığımızın düzeyini göstermeye yetecektir. Dünyadaki petrol ve doğalgaz fiyatlarının son yıllarda düşmesi, elbette ülkemizin enerji ithalat kaleminde gerilemeye yol açmıştır ancak uzun dönemli enerji politikalarımızın çerçevesini doğrudan kontrol edemediğimiz bu tür konjonktürel gelişmelere göre çizemeyeceğimiz de bir gerçektir. Türkiye'deki büyümenin sürdürülebilir olması için, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor.

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki kat artacak olan enerji talebini karşılayabilmemizin yolu, 2023 yılına kadar ilave 50 bin megavat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor. Bu talebin karşılanması için 6 ana başlık altında politikalar geliştiriyoruz." YERLİ ENERJİ KAYNAKLARININ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak yerli enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasını hedeflediklerini bildirdi. Bunu yenilenebilir enerjinin ve nükleer enerji başta olmak üzere, ulusal enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi çalışmalarının izlediğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerji verimliliğinin teşvik edilmesi, daima vazgeçilmez bir önceliğimiz olmayı sürdürecektir. Kaynak ülke ve güzergah çeşitliliğinin artırılması konusunda önemli adımlar atıyoruz. Karadeniz ve Akdeniz'in hem transit konumları hem de barındırdıkları potansiyel bakımından geleceğin enerji politikalarında sahip oldukları önemin gayet iyi farkındayız. Diğer alanlarla birlikte enerjide uluslararası yatırımların teşviki üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Bu çerçevede yatırımcıların önünü açacak, şeffaf, öngörülebilir ve hedef odaklı bir strateji geliştirdik. Böylece hem enerji hem de maden yatırımlarında önemli bir atılım dönemini başlattık. Nitekim sadece son bir yılda ülkemizde enerji sektöründe 6 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yatırımlar sayesinde güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgar enerjisinden jeotermal enerjiye biyo kütleden termik santrallere kadar 6 bin 500 megavat kurulu gücü hizmete aldık. Elektrik enerjisindeki doğal gazın payını yüzde 10 azaltarak ithal doğalgazın dış ticaretimiz üzerindeki baskısını da hafiflettik. Yerli kaynaklardan elektrik üretimi, rekor bir artışla yüzde 49,3'e ulaştı. Yerli kömürün elektrik üretimindeki payını da yüzde 23'e çıkardık. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31'lik artışla Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeyi geride bıraktık. Türkiye bugün, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi noktasında yüzde 30'lara varan oranla Avrupa'nın pek çok ülkesinin ilerisindedir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yenilenebilir enerjinin yanında yerli kömürün yeni nesil, doğa dostu, ileri teknolojiye sahip santrallerle ekonomiye kazandırılması için de çalıştıklarını bildirdi. Bin megavatlık kapasiteye sahip olacak Konya Karapınar Güneş Enerji Santrali Projesi'nin bu kararlılığın en son örneklerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: "Rüzgar enerjisi alanında da benzer bir atılım içindeyiz. Bugün halen dünyanın en fazla kullanılan enerji kaynağı olan kömürü yüksek teknoloji sayesinde çevreye zarar vermeden milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Nükleer enerji konusunda da adımlarımızı hızlandırmaya başladık. Akkuyu ve Sinop nükleer güç santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10'luk kısmını buradan karşılayacağız. Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Akkuyu Projesi'ni, milli sermayemizi de katarak çok daha güçlendirdik. Sinop Projesi'nde de inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Son G20 toplantısında Japonya Başbakanı Sayın Abe ile de bunu etraflıca görüştük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı şimdiden başlatmış bulunuyoruz." ENERJİ TEKNOLOJİLERİNİN ÜRETİMİNDE YERLİLEŞTİRME ORANI ARTACAK Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer teknolojiden, elektrik üretiminin yanında, Ar-Ge, inovasyon ve ürün geliştirme sayesinde sanayi, tarım, uydu, haberleşme ve uzay çalışmaları gibi alanlardan faydalanacaklarını kaydetti. Arz güvenliğine kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla yıllık doğal gaz tüketiminin en az yüzde 20'sini depolayacak bir sistem kurduklarını belirten Erdoğan, "Yeni dönemde hayata geçireceğimiz en göz alıcı yeniliklerden birisi de enerji teknolojilerinin üretiminde yerlileştirme oranını artırmak olacaktır. Türkiye'yi bu alanda yüksek katma değerli teknolojilerin üretildiği bir enerji üssü haline getirmekte kararlıyız." dedi.

Erdoğan, denizlerdeki hidrokarbon potansiyelinin araştırılması için geçen aylarda denize indirilen sismik araştırma gemisi Oruç Reis'in yüzde 90'ı aşan yerlilik oranıyla inşa edildiğine dikkati çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geçen nisan ayında Milli Enerji ve Maden Politikası Strateji Belgesini kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, "Bu belgede güvenli ve sürekli enerji arzı sağlamanın yanı sıra cari açığın azaltılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve istihdam artışı gibi pek çok konuda yol haritalarımız belirlenmiştir. Tüm bu çalışmalarla amacımız, elektrik üretiminin en az üçte ikisini yerli kaynaklarla karşılamaktır." Erdoğan, Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrar ve güçlü ekonomik altyapısı sayesinde enerjide ve diğer tüm alanlarda uzun dönemli programlarını hayata geçirdiğini söyledi. Adil rekabet ortamı, yatırımları kolaylaştıran teşvik sistemi, gelişmiş ulaşım ağı, pazarlara kolay erişimi, siyasi istikrarı, güçlü ekonomisi ve eğitimli insan kaynağıyla Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar için cazip bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, ülkeyi küresel enerji arz güvenliğine katkı sağlayacak, tüm tarafların faydasına sonuçlar doğuracak enerji projelerinin doğal partneri olarak gördüklerini dile getirdi. Erdoğan, bugün hala enerjiye ulaşamayan yüzlerce milyon insanın mağduriyetinin enerjiye erişimin yaygınlaştırılması konusunda yapılacak iş birliklerini daha da önemli hale getirdiğini vurgulayarak, aynı anlayışla hidrokarbon kaynakları bakımından son derece zengin olan bölgenin güvenlik, istikrar ve huzurunun devamına büyük ehemmiyet verdiklerini anlattı. Bu bakımdan Körfez bölgesinde yaşanan gerilimin bir an evvel giderilmesini istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Katar'la ilgili gerginliğin ivedilikle aşılabilmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Artık bölgede krizler istemiyoruz. Bunları bir an önce aşalım istiyoruz. Diyalog en ideal çözüm yoludur, diyoruz. Tüm tarafların meseleye sağduyuyla ve gerçekçi bir yaklaşımla bakarak diyalog kanallarını açık tutmaları gerekiyor. Dünyanın ve bölgemizin artık çatışmalara değil huzura, iş birliğine, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Diğer yandan Libya'daki, Suriye'deki, Irak'taki, Ukrayna'daki, Yemen'deki krizler de enerji güvenliği için ciddi tehditler oluşturuyor. Suriye'de siyasi çözümün müzakere edilebilmesi için öncelikle sahadaki şartların düzeltilmesi gerekiyor. Bu amaçla gerek Cenevre sürecinde, gerek Astana toplantılarında aktif rol oynadık, oynuyoruz. Astana toplantılarıyla ateşkes rejiminin güçlendirilmesi yönünde kayda değer ilerleme sağlandı. Cenevre sürecinde de belli bir ivme yakalandığını görüyoruz. Amerika ve Rusya'nın Almanya'daki G20 Toplantısı'nda vardıkları netice, mutabakat bu olumlu sürecin devamı niteliğindedir." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta ise DEAŞ'la mücadelenin sonuna yaklaşıldığını, dün yapılan açıklamayla Musul'da artık neticeye varıldığı haberinin gerçekten mutluluk vesilesi olduğunu belirterek, ancak Musul'un geldiği noktanın da çok önemli olduğunu, şu anda harabe bir Musul olduğunu söyledi. "Bu harabe Musul'un yeniden Musul halkına kazandırılmasının maliyetini acaba kimler karşılayacak." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu dönemde ülkenin toprak bütünlüğünü gözetmenin önemi giderek artıyor. Irak toplumunun dışlanmış kesimlerinin siyasi ve iktisadi sisteme tekrar dahil edilmeleri kalıcı barışın olmazsa olmaz şartıdır. Bağımsızlık referandumu gibi tek taraflı girişimlerden kaçınılması, milli güçlerin etkilerinin azaltılması ve PKK terör örgütünün varlığına son verilmesi gibi hususlar da bu ülkenin geleceğinde belirleyici olacaktır. Zaten yeterince sıkıntıyla boğuşan Irak'ın başına yeni sorunlar açacak her adım istikrarsızlığı körüklemekten başka işe yaramayacaktır. Uluslararası toplumun bu konulardaki görüşlerini Irak'taki taraflara yüksek sesle ifade etmesi yerinde olacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel problemlerin çözümünde dünyanın önde gelen liderlerini, uzmanlarını ve kanaat önderleri bir araya getiren İstanbul'un, bugün de petrol ve doğal gaz sektörünün önde gelen isimlerini ağırladığını ifade ederek, burada ele alınacak konuların küresel ölçekte enerji iş birliğinin gelişmesine katkıda bulunacağına, farklı çıkarlara sahip katılımcıları ortak bir zeminde birleştireceğine inandığını söyledi. Türkiye olarak Avrasya enerji aksının önemli oyuncularından biri olunduğunun bilinciyle bölgesel enerji arz güvenliğinin sağlanması için her türlü gayreti gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Şu hususu özellikle vurgulamak isterim. Enerji hinterlandındaki terör örgütlerinin yol açtığı kaos ve karmaşa ülkelerimiz arasındaki iş birliğini zorunlu kılıyor. Enerji kaynaklarının güvenliği terör örgütlerinin tasfiyesine bağlıdır. Türkiye olarak biz terörle mücadelede çok büyük bedeller ödedik. Bizim verdiğimiz mücadele kendi milli güvenliğimizin yanında dünyanın enerji güvenliğini de çok yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse Türkiye'nin çevresinde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmasını kendisine yönelik saldırıları karşılıksız bırakmasını beklemesin. Ülkemizin ve milletimizin güvenliği konusunda sınırlarımız içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız. Bunun da bilinmesini istiyorum. Müttefiklerimiz başta olmak üzere diğer devletlerden beklentimiz, terör örgütleri yerine bizim yanımızda yer almalarıdır." diye konuştu. Erdoğan, enerji güvenliğinden bahsederken Doğu Akdeniz'deki gelişmelere de kısaca değinmekte fayda olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Doğu Akdeniz'de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken kimi enerji şirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduğu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz. Adaletin, hakkaniyet ve uluslararası hukukun gereği hidrokarbon kaynakların adadaki tüm taraflara ait olmasını gerektiriyor. Kıbrıs'taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi taktirde kendilerine sadece bölgede değil her yerde ve her alanda Türkiye gibi+ bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isteriz. Bu düşüncelerle 'Enerjiye geleceğimize köprüler' temasıyla düzenlenen bu kongrenin asırlardır kültürleri, medeniyetleri, kıtaları birleştiren İstanbul'un enerji alanında üstlendiği misyonun da sembolü olduğuna inanıyorum. Kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyorum." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Başbakan Binali Yıldırım, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Başbakan yardımcıları Mehmet Şimşek, Nurettin Canikli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de kongreye katıldı. Konuşmalar öncesinde 15 Temmuz şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Program aile fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.