AFYON KOCATEPE HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ USUL HUKUKU DERSİ PRATİK ÇALIŞMASI-I

Benzer belgeler
DELİLLER - 1. Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Resmi senetler için bu şekilde itiraz mümkün değildir. (menfi tespit davası m.72; HMK m. 208/IV).

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/ S. İşK/14

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

FAZLA ÇALIŞMANIN KANITLANMASI YEMİN KESİN YEMİN TAMAMLAYICI YEMİN TÜZEL KİŞİYE YEMİN TEKLİFİ

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/46 HAFTA TATİLİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

Noktalama İşaretleri ve harf büyütme.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

FAZLA ÇALIŞMA İDDİASININ TANIKLA İSPATINDA SINIRLAR

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

ÜCRET GERÇEK ÜCRETİN TESPİTİ FAZLA ÇALIŞMA

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1159 T

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA BELGELERİN İBRAZI MECBURİYETİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İTÖHK/1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

BELİRSİZ ALACAK DAVASI

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

İCRA KEFALETİ VE ŞEKLİ UNSURLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

Tasarının son hali adresinde yer almaktadır.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

SİLME TUŞUNU KULLANMADAN VE EKRANA BAKARAK YAZMA PDF

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41,63

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ USUL HUKUKU (ÇİFT) FİNAL SINAVI CEVAP ANAHTARI

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK. /176

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.BK/86

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/41. T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/923 Karar No. 2008/5603 Tarihi:

ISTAC TAHKİMİNDE UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMLENMESİ. Dr. Candan YASAN TEPETAŞ ISTAC Genel Sekreteri

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /47

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62

S.M.Mali Müşavir Oğuzhan GÜNGÖR

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Prof. Dr. Muhammet ÖZEKES

İlgili Kanun/Madde 854 S. DİşK/26,28 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2012/25671 Karar No. 2014/3980 Tarihi:

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.TebK/12

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA KANUN YOLLARI

KAT MÜLKİYETİ KANUNUNUN 19/2. MADDESiNDEKi RlZA VE MUVAFAKATIN İSBATI HAKKINOA BİR İNCELEME

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

1. BÖLÜM HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU BİRİNCİ KISIM:

KİTABIN SİSTEMATİĞİNE DAİR AÇIKLAMA (ÖRNEK)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.TBK/420

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ YARGILAMA HUKUKU FİNAL SINAVI (Çift Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı) I- OLAY CEVAPLAR:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /41

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Federal İdare İş Mahkemesi

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/6

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/41,63 İTİRAZ DEFİİ TAKAS MAHSUP DEFİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/ S.BK/84-86

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/120,324

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

(4721 S. K. m. 28) (6100 S. K. m. 30, 50, 55, 114, 124, Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 41) (14. HD T. 2012/9222 E. 2012/10360 K.

ISTAC TAHKİM KURALLARI ve UYGULAMASI

Transkript:

AFYON KOCATEPE HUKUK FAKÜLTESİ MEDENİ USUL HUKUKU DERSİ PRATİK ÇALIŞMASI-I 14.03.2017 OLAY-I Bahattin Fenerbahçe futbol takımının UEFA Avrupa Ligi maçlarını daha büyük ve kaliteli bir TV ekranında izlemek için beyaz eşya ticareti ile uğraşan arkadaşı Abdullah tan 10.000 Türk Lirası karşılığında bir adet LCD televizyon satın almış ve borcunu 10 ay boyunca aylık 1.000 TL taksit olarak ödeyebileceğini ifade etmiştir. Abdullah, taksitle satışa ilişkin kayıtları tuttuğu deftere bu satışı kayıt etmiştir. Bahattin Fenerbahçe futbol takımının grup maçları boyunca 5.000 TL ödeme yapmıştır. Fakat Fenerbahçe futbol takımının bir üst turda elenmesine sinirlenen Bahattin, aylık 1.000 TL taksitli borcunu kalan 5 ay boyunca ödemeyince Abdullah, geriye kalan alacağı için Bahattin e karşı dava açmıştır. SORULAR 1-) Abdullah, bu davada alacağını hangi delil veya delillerle ispat etmelidir? Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar ve değerleri 2.500 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir (m. 200/1). Olayda da (A) nın alacağı bu miktarı geçtiği için senetle (kesin delillerle) ispatlanmalıdır. 2-) Bahattin, davada Abdullah tan 10.000 TL ye bir LCD TV aldım ve bedelini de ödedim şeklinde savunmada bulunuyor. Bu durumda ispat yükü kime düşer? Neden? Davalı Bahattin in, Abdullah tan 10.000 TL ye bir LCD TV aldım ve bedelini de ödedim beyanıyla bir ikrarda bulunmaktadır. İkrar, Bahattin in Abdullah tan 10.000 TL ye bir TV satın aldığı konusundadır. Bahattin in bu ikrara eklediği vakıa ise ödeme vakıasıdır. İkrar olunan vakıa ile ikrara eklenen vakıa arasında doğal bir bağlantı vardır. Yani, ikrara eklenen vakıa (ödeme) ikrar olunan vakıanın (mal satın alma) doğal bir sonucudur. Bu nedenle bu tür ikrara bağlantılı bileşik ikrar denir. Bağlantılı bileşik ikrarda ispat yükünün hangi tarafa düşeceği sorusunun cevabı bu ikrarın bölünüp bölünmeyeceği konusunda varılacak sonuca bağlıdır. Doktrinde, genellikle bağlantılı bileşik ikrarın bölünemeyeceği, dolayısıyla böyle bir ikrara rağmen ispat yükünün davacıda olduğu görüşü benimsenmektedir. Yani, davacı Abdullah ın davalı Bahattin in 10.000 TL yi ödemediğini ispat etmelidir. Buna karşın Yargıtay, bağlantılı bileşik ikrarın bölünebileceği görüşündedir. Yargıtay a göre, davalı Bahattin in, davacı Abdullah tan 10.000 TL ye TV aldığını ikrar ettiğine göre 10.000 TL yi ödediği iddiasını ispat etmelidir. Oysa, bu davada davalı Bahattin, malın bedelinin peşin ödeneceği kuralına yani normal duruma dayanmaktadır (TBK 207/2). Bedelin ödenmediğini iddia eden davacı Abdullah ise

normal durumun aksini (satışın peşin para ile yapılmadığını) iddia etmektedir. Bu nedenle, ispat yükü normal durumun aksini iddia eden Abdullah a düşer. 3-) a.) Bahattin, kendisine karşı açılan davada, benden istenilen bu 5.000 TL yi ödedim diyerek buna ilişkin makbuz mahkemeye sunmuş olsun. Mahkeme tarafından yapılan incelemede, Bahattin in verdiği makbuzun başka bir borca ilişkin olduğu anlaşılmış olursa ispat yükü konusunda ikinci soruda verilen cevap değişir mi? Neden? İspat yükü davacı Abdullah ta olmasına rağmen, Bahattin in 5.000 TL yi ödediğini ilişkin mahkemeye bir makbuz sunması karşı delil sunarak karşı ispat faaliyeti gerçekleştirmesidir (m. 191). Buna göre, ispat yükü kendisinde olmayan taraf karşı delil göstermekle ispat yükünü kendi üzerine almış sayılmaz. Bu nedenle, ispat yükü Abdullah ta kalmaya devam edecektir. Yani, ispat yükünün Abdullah ta olduğuna ilişkin ikinci soruda verilen cevap değişmeyecektir. b.) Abdullah bu alacağı için, taksitle satış yaptığı müşterilerini gösteren defterdeki Bahattin ile ilgili kayda dayanabilir mi? Bu defterdeki kaydın altında Bahattin in imzası olsaydı cevabınız değişir miydi? Abdullah ın kendi tuttuğu defterdeki kayıtları, senet veya delil başlangıcı olarak değerlendirilemez. Çünkü, Bahattin veya temsilcisi tarafından verilen veya gönderilen bir belge yoktur. Aksine Abdullah, kendi düzenlediği bir belgeye dayanmaktadır. Bir kimsenin kendi düzenlediği belgeyi kendi lehine delil olarak kullanması mümkün değildir. Ayrıca, bu defter teknik olarak ticari defter de olmadığından sahibi lehine delil olmaz. Defterdeki kaydın altında Bahattin in imzası bulunsaydı, kaydın niteliğine göre Bahattin in borçlandığı anlaşılıyorsa bu belgeyi senet olarak kabul etmek gerekirdi. Bununla birlikte, senetle ispatı istenen hukuki işlem hakkında açıklık olması gerekirdi. 4-) Bahattin, açılan bu davada hiç savunmada bulunmazsa ispat yükü söz konusu olur mu? Olursa kime düşer? Hangi delillere başvurulabilir? Davalı Bahattin, davaya cevap süresi içinde cevap dilekçesi vererek savunmada bulunmazsa davayı, yani davacının davasını dayandırdığı vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır (m. 128). İnkâr edilmiş sayılan vakıaların ispatına ihtiyaç olduğu için, ispat yükü bu durumda da söz konusu olacaktır; ispat yükünün kime düştüğünün belirlenmesinde kural olarak, bir farklılık olmayacaktır. Süresinde cevap dilekçesi vermediği için davayı inkâr etmiş sayılan davalı, davacının dava dilekçesinde davasını dayandırdığı vakıaların doğru olmadığı konusunda, m. 191 hükmü uyarınca, karşı delil gösterebilecek, davacının iddiasının doğru olmadığını bu delillerle ispat edebilecektir. Davalı Bahattin tarafından karşı delil gösterilmesi halinde mahkeme, davacı Abdullah iddiasının doğru olup olmadığına, davacı Abdullah ın gösterdiği delillerle davalı Bahattin e karşı delillerini birlikte değerlendirerek karar verecektir. İspat yükü kendisinde olan taraf gibi karşı delil gösteren diğer taraf da, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nunda gösterilen kesin delillere (senet, yemin, kesin hüküm) ve kanunun izin verdiği

hallerde takdiri delillerle (keşif, bilirkişi, tanık, uzman görüşü) kanunda düzenlenmemiş diğer delillere başvurabilecektir. 5-) a.) Abdullah, Bahattin in kendisine yazdığı bir mektupta 10.000 TL bedelli TV borcundan geriye kalan 5.000 TL borcunu ödeyemediğinden söz ettiği mektubu, mahkemeye verse bu mektup iddiasını ispat için yeterli olur mu? Ya da Bahattin, Abdullah ın borcunu ödediği için kendisine teşekkür ettiği mektubu mahkemeye sunarsa ne olur? - Davacı Abdullah ın iddiasını ispat için, davalı Bahattin in kendisine yazdığı ve kalan 5.000 TL borcunu ödeyemediğinden söz eden mektubu delil olarak mahkemeye sunması halinde, bu mektup iddiasını ispat için tek başına yeterli olmaz. Bu mektup, HMK m. 202 anlamında delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. Çünkü, bu yazılı belge (mektup), varlığı iddia edilen hukuki işlemi yani bir LCD TV satım sözleşmesini ve satımın peşin parayla yapılmadığını, tam olarak ispata elverişli değildir; ancak o işlemin yapıldığına ilişkin belirtiler taşımaktadır. Özellikle mektupta davalı Bahattin in imzasının bulunmaması halinde, bu mektup yalnızca, söz konusu işlemin varlığını muhtemel gösteren bir belge olarak kabul edilecektir. Bu durumda Kanun (m. 202/1), delil başlangıcına dayanan tarafa dava konusu hukuki işlem hakkında tanık dinletme hakkı vermektedir. Buna göre, delil başlangıcı senetle ispat zorunluluğuna ilişkin m. 200 deki 2.500 TL lik ana kuralın istisnalarından birini oluşturur. Hâkim, delil başlangıcının varlığı nedeniyle dinlediği tanıkların ifadeleriyle bir karar verecektir. Bu konuda kanaatini oluşturamayan hâkimin re sen yemin teklif etme olanağı yoktur; ancak hâkim, ispat yükünü taşıyan tarafın dilekçesinde yemine başvuracağını belirtmesi (m. 227/1) kaydıyla karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğunu hatırlatabilir. İspat yükü taşıyan taraf, karşı tarafa yemin teklif ederse hâkim, bunun sonucuna göre (m. 229; m. 230) karar verecektir. Yemin teklifi söz konusu olmazsa ve hâkim, tanık beyanlarıyla kanaatini oluşturmazsa ispat yükünü (m. 190) taşıyan davacı Abdullah aleyhine karar verecektir (m. 198). - Abdullah ın borcunu ödediği için teşekkür ettiğine dair mahkemeye sunduğu mektup, bir tesadüfi senettir. Mektubun altında imza olup olmadığına göre değerlendirilmelidir. Altında imza varsa senet hükmündedir; imza olmasa bile Abdullah ın elinden çıkmış, yani onun yazısını içeriyorsa, bu durumda kimden sadır olduğu tespit edilebilir ve delil başlangıcı olmanın diğer iki koşulu varsa delil başlangıcı sayılabilir. b.) Abdullah alacağını ispat etmek için ibraz ettiği senet altındaki imzayı Bahattin inkâr ederse, bunun sonucu ne olur? Bahattin senedin sahteliği konusunda, Abdullah a yemin teklif edebilir mi? İmza inkârı bir sahtelik iddiasıdır. Bu durumda, mahkemenin araştırma yaparak senetteki imzanın gerçekten Bahattin e ait olup olmadığını tespit etmesi (m. 208-214) ve senetteki imzanın Bahattin e ait olduğu anlaşılıncaya kadar senedin delil olarak kullanılmaması (m. 209) gerekir. İmza inkârı üzerine mahkemenin imzanın sahte olup olmadığı konusunda kendiliğinden araştırma yapması gerekir. Bu inceleme HMK m. 211 e göre yapılır.

Hâkim, öncelikle yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap eder (m. 169). İmzayı inkâr eden taraf, usulüne uygun olarak çağrıldığı isticvap duruşmasına gelmezse senetteki imzayı ikrar etmiş sayılır (m. 171). İmzayı inkâr eden taraf, çağrıldığı duruşmaya gelirse, inkâr edilen imza veya yazı hakkında açıklama yapması istenir. Bu isticvap işlemi sonunda hâkim bir kanaat edinebilirse kararını verebilir. Ancak bu aşamada karar verilmesi ihtimalinin uygulamada ortaya çıkması çok zordur. Eğer hâkim isticvap sonunda bir kanaat edinememişse isticvap daveti üzerine mahkemeye gelen imza veya yazıyı inkâr eden kişiye, mahkeme huzurunda yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belgeleri ve diğer delilleri değerlendirir. Eğer hâkim, ilk bakışta imzanın o kişiye ait olduğunu tespit edebiliyorsa, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymuyorsa, gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle senedin sahteliği hakkında bir karar verir (m. 211/1-a). Hâkim, yine bir kanaate varamazsa özellikle inkâr edilen imza kolaylıkla taklit edilebilen bir imza ise ve yaptığı karşılaştırmadan bir sonuca varamamışsa bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi inceleme için gerek görürse kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir (m. 211/1-b). Sahtelik konusunda yemin teklif edilemez. Çünkü yemin edecek taraf bakımından kendisi aleyhine suç teşkil edebilecek hususlarda yemin teklif olunamaz (m. 226/1-c). c.) Bahattin, Abdullah ın dayandığı senedin altındaki imzayı şaka olsun diye attığını, ancak Abdullah ın daha sonra kendisine kızdığı için, üstünü doldurup dava açtığını ileri sürmüş olsa, bu konuda imzayı attığı sırada orada bulunan arkadaşları Selim i de tanık gösterse, Hâkim Selim i tanık olarak dinlemeli midir? Senedin altına şaka olsun diye atılan imza, beyaza (boşa) atılan imzadır. Kural olarak, beyaza (boşa) atılan imzada da, Bahattin in borçlu olmadığını ispatı ancak senetle mümkündür (m. 201). Fakat olayda kişinin iradesinin yöneldiği amaç dışında bir durum söz konusudur. Bu sebeple tanıkla ispatın mümkün olabilmesi tartışılabilir. Bununla birlikte bu tür hata iddialarının ispat edilmesinde (m. 203/1-ç) çok titiz davranmak, makul ve objektif sebeplerin varlığını aramak gerekir. Özellikle bir belge altı şaka olsun diye imzalanarak karşı tarafa verilmişse, bu davranış taraflar arasındaki güven ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu şekilde davranan kimse, riskine de katlanmalıdır. Çünkü güvene dayanarak bu tür bir imza atan kişi, güvendiği kişinin bunun üstünü farklı şekilde doldurabileceğini bilebilecek durumdadır. Ancak, taraflardan bir karşı tarafı hataya düşürerek veya hile ile böyle bir imza attırmışsa bu takdirde hata ve hilenin tanıkla ispatına imkân tanımak gerekir (m. 203/1-ç). d.) Abdullah ile Bahattin, senedi düzenlerken önce 7.000 TL yazmışlar, daha sonra 3.000 TL nin unutulduğunu fark ederek bu miktarı senedin alt tarafına eklemişlerdir. Davada Bahattin, 3.000 TL nin kendi iradesi dışında sonradan eklendiğini ileri sürmüş olsa, bunun sonucu ne olur? Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir (m. 207). Ancak, olayımızda sadece daha sonra ilave edilen kısmın geçersiz sayılması gerekir. Çünkü sonradan imzalanmadan eklenen kısım senedin tamamını etkiler nitelikte değildir.

6-) a.) Bahattin borcunu ödediğine ilişkin Abdullah tan aldığı belgenin evinde çıkan yangın sonucu yok olduğunu, ancak ödemeyi tanıklarla ispat edebileceğini söylese Hâkim bu talebi kabul etmeli midir? Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâlinde hukuki işlem hakkında tanık dinlenebilir (m. 203/1-e). Bu maddeye göre, öncelikle senedin evde çıkan yangın sonucu yok olduğu konusunda hâkimde kanaat uyandırılmalı, sonra senedin içeriği hakkında tanık dinlenmelidir. b.) Bahattin borcunu ödediğini ve Abdullah ın elindeki senedin arkasında, borcunu ödediğini belirten kaydın bulunduğunu ileri sürmüş ve A nın bu senedi mahkemeye ibraz etmesini istemiştir. Abdullah bu senedi mahkemeye ibraz etmek zorunda mıdır? İbraz etmesinin veya etmemesinin sonucu nedir? Abdullah, elinde bulunan senedi mahkemeye vermek zorundadır (m. 219/1). Ancak, bu konuda bir ayrım yapmak gerekir. - İbrazı istenilen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (m. 220/1). - Mahkeme tarafından, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir (m. 220/2). Sonuç olarak, belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (m. 220/3). 7-) Abdullah iddiasını başka delillerle ispat edememiştir. a.) Son olarak Bahattin e yemin teklif edebilir mi? Bu durumda hâkimin yemin teklif etmesi mümkün müdür? İddiasını başka delillerle ispat edemeyen Bahattin, son çare olarak yemin teklif edebilir. Olayımız bakımından kesin delille ispatı gereken bir durum söz konusu olduğundan, yemin de bir kesin delil olduğu için, iddiasını başka delillerle ispat edemeyen Abdullah, Bahattin e yemin teklif edebilecektir (m. 227). Hâkimin re sen teklif etmesi mümkün değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda hâkimin re sen yemin teklif etmesine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. b.) Bahattin yemin edeceği duruşmaya gelmez ise ne olur? Yemin teklif edilen kimse duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular

ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (m. 228). Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır (m. 229). Bahattin yemin için çağrıldığı duruşmaya gelmezse (geçerli bir özrü olmadan), yeminden kaçınmış sayılır ve yemin edeceği vakıaları ikrar etmiş sayılır.