Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Reading (Okuma) He can cook almost any dish. (Neredeyse her yemeği pişirebilir.) You must solve your problems. (Sorunlarını çözmen gerekir.) He could be telling the truth. (Gerçeği söylüyor olabilir.) You may stay here. (Burada kalabilirsin.) Your father might understand your problem. - (Baban sorununu anlayabilir.) You should arrive on time. (Zamanında gelmelisin.) 1
You should be able to succeed. (Başarabilir olman gerekir.) He will never arrive in time if you don t call him. (Onu aramazsan hiç zamanında gelmez.) I thought that it would snow yesterday. (Dün kar yağışı olacağını düşündüm.) He must be telling the truth. (Gerçeği söylüyor olmalı.) 2
Grammar focus (Dil bilgisi Detayı) "Yardımcı fiiller", yetenek, imkân, izin, talep, yükümlülük, tahmin vb. gibi konunun gerginliğini veya ruh halini ifade etmesini sağlayan fiillere yardımcı olurlar. Aşağıda, İngilizce dilinde en sık kullanılan Yardımcı fiiller bulunmaktadır: can/could (Bazı bağlamlarda "could", "can"in geçmiş zamanı olarak kullanılır) Kabiliyet: I can swim.(yüzebilirim.) She can t understand you.(seni anlamıyor.) When I was a child, I could see fairies.(ben çocukken, perileri görebilirdim.) Imkân: The story can be true. (Hikaye doğru olabilir.) He could be telling the truth. (Gerçeği söylüyor olabilir.) İzin isteme / verme: You can open your eyes. (Gözlerini açabilirsin.) İstek: Can you help me? (Bana yardımcı olabilir misiniz?) Could you help me? (Bana yardım eder misin?) * kibar ifade must Yükümlülük: You must come back before 10! (10'dan önce gelmelisin!) Must I arrive there early? (Erken gelmelimiyim?) 3
Tahmin: He must be so telling the truth. (O yüzden doğruyu söylüyor olmalı.) may/might ğzin isteme / verme: You may stay here. (Burada kalabilirsin.) May I ask your name? (Adınızı sorabilir miyim?) *"May I?", "Can I?~ 'dan daha nazik bir ifadedir" Might I ask your name? (Adınızı sorabilir miyim?) * Might I? May I? dan daha nazik bir ifadedir. Tahmin: Burada, may ve might aynı anlama gelmektedir. He may come to the party. (Partiye gelebilir.) He might come to the party. (Partiye gelebilir.) should Kişisel görüş / tavsiye / öneri: You should believe in yourself. (Kendine inanmalısın.) He should resign now. (Şuan istifa etmeli.) He should see a doctor. (Bir doktor görmeli.) Beklenti: You should be able to succeed. (Başarabilmelisin..) 4
will/would (Bazı bağlamlarda "would", "will" in geçmiş hali olarak kullanılır) Isteklilik: I will come visit you tomorrow. (Yarın ziyarete geleceğim.) I will not (won t) come back. (Geri dönmeyeceğim.) Tahmin: I think it will snow tomorrow. (Sanırım yarın kar yağacak.) I thought that it would snow yesterday. (Dün kar yağışı olacağını düşündüm.) Kibar istek: Will you open the door for me, please? (Kapıyı benim için açar mısın lütfen?) Would you help me carry this, please? (Bunu taşımama yardım eder misiniz lütfen?) * Would you?, Will you? dan daha kibar bir ifadedir. 5
Speaking (Konuşma) 1) Bill can speak Japanese. (Bill Japonca konuşabilir.) 2) We could go to the beach on Sunday. (Pazar günü plaja gidebiliriz.) 3) You may go to the concert. (Konsere gidebilirsin.) 4) I might get a puppy. (Bir köpek yavrusu alabilirim.) 5) You should not pass! (Geçmemelisin!) 6) You should pay attention to the flight attendant s instructions. (Uçuş görevlisinin talimatlarına dikkat etmeniz gerekir.) 7) They will understand if you explain correctly. (Doğru açıklarsan anlayabilecekler.) 8) Would you come with me to the supermarket? (Benimle süpermarkete gelir misin?) 9) You must not drive over the speed limit. (Hız limitini aşmamalısın.) 10) If she arrived so late, she must have missed her flight. (Eğer çok geç gelmişse, uçuşunu kaçırmış olmalı.) 6
11) I am not sure, but you might be right. (Emin değilim, ama haklı olabilirsin.) 12) May I ask your name? (Adını sorabilir miyim?) 7
Checking Understanding (Cümle anlamlarını kontrol et) Lütfen aşağıdaki cümlelerin yetenek, imkân, izin, talep, yükümlülük, tahmin veya beklenti ifade edip etmediğini öğretmeninize söyleyin 1) I would like to drive you to school. (Seni okula götürmek isterim.) 2) You may want to eat something before we leave. (Ayrılmadan önce bir şeyler yemek isteyebilirsin.) 3) John can help you with that. (John sana bu konuda yardımcı olabilir.) 4) We must be at the office by 9 A.M. (9: 00'da ofiste olmalıyız.) 5) You may have a cookie while you wait. (Beklerken bir kurabiye alabilirsiniz.) 6) Jack must have worked out a lot. He is so fit! (Jack çok çalışmış olmalı. O çok formda!) 7) If you are riding a motorcycle, you should always wear a helmet. (Motosiklet kullanıyorsanız, daima bir kask takmalısınız.) 8
8) Should I wait more, or leave? (Biraz daha beklemeli miyim yoksa gitmeli miyim?) 9) Mark lives near the theater, so he could go there and buy the tickets. (Mark tiyatronun yakınında yaşıyor, oraya gidip biletleri satın alabilir.) 10) You should read this book, I think you ll like it. (Bu kitabı okumalısın, sanırım beğeneceksin.) 9
Translating (Çeviri Çalışması) Aşağıdaki cümleleri İngilizceye çevirin. 1) Ödevimde bana yardımcı olabilir misiniz? 2) Sen John olmalısın. Tanıştığ ıma memnun oldum. 3) Burada Wi-Fi'yi kullanabilirsiniz. 4) Hastaneye gitmeli. 5) Hepiniz oturabilirsiniz. 6) Lütfen kapıyı açar mısın? 7) Benimle bu şekilde konuşmana izin vermeyeceğ im. 8) Sanırım yazım pratiğ i yapman gerekiyor. 10