TÜRK TEZHİP VE MİNYATÜR SANATI

Benzer belgeler


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

KONULARINA GÖRE G OSMANLI MİNYATM OTTOMAN MİNİATURES ACCORDİNG TO SUBJECT

-- \ SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi ULUSLARARASI AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ ROMANYA-KÖSTENCE EYLÜL 2008.

ANKARA MİLLİ KÜTÜPHANE DE BULUNAN 19. YÜZYILA ÂİT KUR AN-I KERİMLERDE SERLEVHA BEZEME ÖRNEKLERİ

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI BÖLÜMÜ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜTÜSÜ TEZHİP ANA SANATDALI PROGRAMI

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU

LALE BAHÇELİ SOKAKLAR

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti 2011 Takvimi

Ders Öğretim Planı GELENEKSEL TÜRK BEZEME SANATI: KAAT I I

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

KİTAP TANITIMI F. Banu MAHİR, Osmanlı Minyatür Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul (2012), 228 Sayfa, ISBN

Türk Minyatür Resminde Hamam Kültürüne Dayalı Örnekler ve Batılılaşmaya Yönelik İlk Denemelerde Plastik Yaklaşımlar

Meselâ; Kur an Mekke de nâzil oldu. Kahire de okundu. Đstanbul da yazıldı. sözü meşhur olmuştur.

OSMANLI DAN ALTIN DOKUNUŞLAR HÜLYA DÖNMEZ TEZHİP VE MİNYATÜR SERGİSİ

ADANA NIN SIRLARINA YOLCULUK

ANKARA MİLLİ KÜTÜPHANE DE BULUNAN 19. YÜZYILA ÂİT KUR AN-I KERİMLERDE SERLEVHA BEZEME ÖRNEKLERİ

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

ılahiyat FAKÜLTESi .D RGİSİ. .ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESi TARAFINDAN ÜÇ AYDA BİR ÇlKARILIR \ I: .,,,_ :;... >.

LEVENT KUM VE KURSİYERLERİ ÇİNİ SERGİSİ

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

GEÇ DÖNEM OSMANLI MıMARİSİ. Yıldız Demiriz

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ NDEKİ YAZMA KURAN- I KERİMLERİN (10 ADET) MADALYONLU ZAHRİYELERİ NİN İNCELENMESİ T. C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI ANASANAT DALI. Melahat BARĠK BAROK DÖNEMĠ LEVHA TEZYĠNATI

MİMAR SİNAN. Hazırlayan : Doç. Dr. Yavuz Unat. Mimar Sinan

GELENEKSEL TÜRK BEZEME SANATI; KAAT'I

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TAVŞANLI ZEYTİNOĞLU İLÇE HALK KÜTÜPHANESİNDE BULUNAN EL YAZMASI ESER CİLTLERİNİN İNCELENMESİ

Çin'den Osmanlıya Kaat'ı Sanatı...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

KONYA MEVLÂNÂ MÜZESİ NDE BULUNAN 12 ENVANTER NUMARALI KUR AN-I KERİM İN TEZHİP AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ö Z G E Ç M Đ Ş. Derece Alan Üniversite Yıl. Fen-Edebiyat Fakültesi. Marmara Üniversitesi

DERSİN ADI VE İÇERİĞİ Z/S DERS SAATİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BURDUR GÜLLERİNDEN TÜRK ÇİNİ SANATINA

Beylikler,14.yy. başı BEYLİKLER DÖNEMİ

Cumhuriyet Dönemi nde ;

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI)

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ACTA TURCICA Online Thematic Journal of Turkic Studies

SBAD Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi Gaziosmanpasa University Social Sciences Researches Journal

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

OSMANLI TEZHİP SANATINDA NATÜRALİST ÜSLÛPTA ÇİÇEKLER

Necmi ATİK. Çaybaşı Mah. Ali Çetinkaya Cad. Doğu Apt. No:62/5 Muratpaşa ANTALYA

Tekcan, A. R. (2012). Anadolu Selçuklu Devleti merkezi şehirlerinden Konya ve Kayseri'de şehir hayatı.

Osmanlı İstanbulu nda Bezeme Sanatı

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

MUSHAF TEZYİNATININ TARİH İÇİNDEKİ GELİŞİMİ

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ömer SABUNCU İslâm Tarihi Anabilim Dalı

GELENEKSEL TÜRK BEZEME SANATI: KAAT I II

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

AKŞEHİR DEN BÖLGE YAZMA ESERLER KÜTÜPHANESİNE GETİRİLEN TEZHİPLİ YAZMA ESERLER

İSMEK İN USTALARI DURUŞ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

GÖRSEL SANATLAR DERSİNDE TEZHİP SANATININ BATI RESİM SANATI TEKNİĞİNE UYGUN OLARAK VERİLMESİNE İLİŞKİN ÖRNEK BİR ÇALIŞMA.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Çinileri. Topkapı Sarayı. Harem Dairesi

iii rlyj^lâ m,ija yat ı KÜLTÜR VE SANAT EKİ FASIKÜL: 11

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) SERAMİK VE CAM TEKNOLOJİSİ RUMİ MOTİFLERİ -1

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

KARAHİSÂRÎ MUSHAFI NIN TEZHİP TASARIMI AÇISINDAN İNCELENMESİ (BAKARA SÛRESİ NİN SONUNA KADAR)

Türk Hava Yolları Personellerine 2 Günlük Tebriz Turu 99 $

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

TOPKAPI SARAYI KÜTÜPHANESİ Y.Y. 999 NO LU KARAHİSÂRİ MUSHAFININ TEZYİNİ YÖNDEN İNCELENMESİ

TÜRK CİLT SANATINDA YAZMA ŞEMSE TEKNİĞİ VE RAŞİT EFENDİ YAZMA ESER KÜTÜPHANESİNDE BULUNAN YAZMA ŞEMSE CİLT ÖRNEKLERİNİN İNCELENMESİ

Hoca Ali Rıza ( )

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 69, Nisan 2018, s

T.C MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI ANASANAT DALI TEZHİP PROGRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Transkript:

7 7 f c u <! f l O TÜRK TEZHİP VE MİNYATÜR SANATI Gülbün MESARA Tarihlerinin en eski devirlerinden beri Türklerin güzel sanatlara karşı duymuş oldukları ilgi, yarattıkları müstesna ve olgun eserler, ecdadımızın geçmişte sadece İdarî ve askeri sahada değil, sanatta da çok üstün bir mertebeye erişmiş bulunduğunu kanıtlar. Türkler, Orta Asya dan başlayarak Anadolu ve Rumeli yi aşan bir saha içerisinde, sanat ve kültürlerini yüzyıllar boyunca başarı ile yaşatmış, aynı zamanda etrafa yaymış bir millet olma özelliğini her zaman korumuştur. Memleketimizde sekizyüz yıldır süregelmiş tezyinî sanatların, dikkate değer bir tarihi vardır: XI. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu ya hakim olan Selçuklular, bir yandan güçlü bir devlet olma gayretini sürdürürken, diğer yandan da çeşitli sanat dallarında varlık göstererek önemli eserler meydana getirmişlerdir. Selçukluların bu her sahadaki ilerlemelerine paralel olarak gelişen sanatlarında, taş, ağaç ve maden işlemeleri ile mozaik denilen parçalı çiniler devrin cami, mescid, türbe, medrese, kervansaray ve benzeri mimarî yapılarını süsleyen unsurlar olarak çok sade ve olgun bir üslûp içinde kullanılmıştır. Tezyini sanatlarımızın en zengin ve renkli bölümlerinden birisini oluşturan kitap sanatları da gelişerek nefis Kur an-ı Kerimler, İlmî ve edebî eserler yazılarak süslenmiştir. Türk tarih ve medeniyetinde büyük izler bırakan Anadolu Selçuklularının ince sanatları, XIII. yüzyılda olgunluğunun zirvesine erişerek Türk sanatının en parlak dönemlerinden birisini oluşturmuştur. Selçuklu devletinin parçalanmasından sonra XIV. yüzyılda ortaya çıkan Beylikler Devri nde de üslûpça güzel ve önemli eserler yaratılmıştır. XV. yüzyıl Osmanlı tezyinatının en güzel örnekleri, devrin mimarî eserlerini süsleyen taş, ahşap, çini ve kalem işleriyle, el yazması eserlerde görülür. Sanata büyük değer veren Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan Saray Nakışhanesi nde Osmanlı kitap sanatının en nadide ve mükemmel eserleri yapılmıştır. Fatih devrinin ardından, XVI. Yüzyıl da süsleme sanatları imparatorluğun bu en parlak dönemine uygun bir biçimde gelişmiş, sanat aşığı bir

10 Muhibbî Dîvanı'nın nefis tezhipli zahriye sayfası (XVI. yüzyıl) (İst. Üniversite Küt.T. 5467)

Çiçek ressamı Esseyîd Mehmed imzalı, 1804 tarihli bir buket (T.S.M. Hazine Küt.) 11

12 Edirne de Fatih adına yazılmış bir eserin zahriyesi (874 H./1469-70) (Süleymaniye Küt. Ayasofya 686)

hükümdar olan Kanûnî Sultan Süleyman ın sanatkârları himayesi sayesinde yaratılan emsalsiz güzellik ve incelikteki eserler, OsmanlI tezyinatında klâsik devrin doğuşunu sağlayan önemli unsurlar olmuşlardır. XVII. yüzyılın ilk yarısında sanatta bir önceki dönemin etkisi sürdürülmekle birlikte, bu yüzyılın ikinci yarısında bir duraklama göze çarpmaktadır. Bunun nedenleri olarak Osmanlı devletinin karşılaştığı siyasal buhranlar, buna bağlı olarak tezyini sanatlara karşı devlet himayesinin zayıflaması ve aynı zamanda batı etkisinin kendisini yavaş yavaş hissettirmeye başlaması gösterilebilir. XVIII. yüzyılın ilk yarısında Türk klâsik sanatına geniş şekilde karışan batı etkisi, aynı yüzyılın ortalarında bu sanata tamamen hâkim olmuş ve rokoko stili mahallî üslûba karışarak Türk rokoko tezyinatı" meydana gelmiştir. Sanatımızı tümüyle etkileyen ve gerileten bu yeni tarz, XIX. yüzyılın sonuna kadar devam etmiş ve tezyinatımız Türk olan karakterini kaybettiği gibi, giderek yok olmuştur. Ancak, 1914 yılında İstanbul da kurulan ve Hattatlar Mektebi olarak bilinen Medreset-ül Hattatin de, tezhip, minyatür, ebru, cild ve hat sanatları ihya edilerek bu konudaki çalışmalar daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi bünyesinde bir süre devam etmiştir. Medreset-ül Hattatln ln 1916-23 yılları arasında yetiştirdiği değerlerden olan rahmetli Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver son yarım yüzyıl İçerisinde Türk süslemesi sahasında en çok eser veren ve öğrenci yetiştiren bir üstad hoca olarak sanat tarihimizde daima şükranla hatırlanacaktır. TÜRK TEZHİP SANATI En eski kitap sanatlarımızdan birisi olan tezhip, altın ve muhtelif renklerle yapılan her türlü süsleme işine verilen bir addır. Lügat anlamına göre altınlama demektir. Tezhlpll eserlere müzehheb tezhip yapanlara ise müzehhip denilir. Tezhip sanatının en geniş olarak uygulandığı yerler, Kur an-ı Kerîm - ler, dua kitapları, İlmî, edebî ve tarihî el yazması kitaplar, mlnyatürlü albümler ile hüsn-i hat (güzel yazı) örnekleri olan tuğralar, fermanlar, hllye ve murakka'lardır. Tezhip, kollektif çalışma gerektiren bir süsleme dalıdır. Eskiden el yazması eserlerin yazılıp tezhiplendiği yerler, öncelikle saraya bağlı nakışhaneler veya büyük bir sanatkârın nezaretinde faaliyet gösteren özel atölyelerdi. Bu tip nakışhanelerde, bir el yazması kitabın sayfalarının yazı İşi hattatlarca tamamlandıktan sonra, yazıların kenar hatları cedvelkeş adı verilen sanatkârlar tarafından çekilirdi. Müzehhibin hazırladığı desenin usta ve çıraklar tarafından iğnelenip kâğıtlar üzerine geçirilmesini müteakiben altınları sürülerek mührelenen, tahrirleri (ince kontür) çekilip zemin renkleri doldurulan ve tezhibi bitirilen sayfalar, ancak baş nakkaşın onay ve rötuşundan sonra mücellld e (clltciye) gönderilirdi. Tezhipli eserlerdeki süsleme unsurları sanatkârlarının zevkine ve konunun önemine göre farklılık arzederdi. Türk süsleme tarihinin en değerli belgelerini oluşturan binlerce el yazması, eski devirlerde çok sayıda hattat, müzehhip, nakkaş, mücellid vb. usta ve çırak sanatkârın varlığının en açık delilidir. Bu tip sanat erbabının ismi, rütbe, kıdem ve ücretleri, halen Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde bulunan Ehl-i Hiref defterlerinde kayıtlı bulunmaktadır. Yazma kitaplarda en önemli süslemeler eserin zahriye denilen takdim sayfasında bulunur: Zahiriye, kitabın konusunu, ait olduğu veya kitabın sunulduğu şahsın isim ve ünvanlarını belirten temellük kitabelerinin yer aldığı zengin süslemek baş sahlfesldir. Zahriye den hemen sonraki sayfada bulunan ve keza tezhipli serlevha (başlık) kısmından sonra metin aralarında ve cedvel kenarlarındaki halkâr tarzı süslemelerle, hlzib, secde, vakıf, cüz vb. gülleriyle devam eden eser, tezhipli "hatime (bitiş) sayfası ile son bulur. Halkâr, halkâri; altınla yapılan süslemelere verilen bir ad olup, tezhibin nlsbeten kolay yapılan bir türüdür. Bir halkâr deseni önce sulu altın sürülerek gölgelendirildikten sonra, koyu altınla tahrirlenip mührelenlr ve arzuya göre hafifçe renklendirilir. Renkli halkâr a şikâf denilir. Gül şekline benzerliği dolayısiyle hizip gülü, secde gülü, vakıf, vakfe, cüz, sure gülü diye adlandırılan, içleri boş, yuvarlak tezhipler ise özellikle Kur an ve dua kitaplarının durulacak veya secde edilecek âyetleri hizasında bulunan süslemelerdir. Kitap süslemelerinde kullanılan ana motifler; bordürler, geçmeler, rûmi lerve münhani'ler (stilize kuş kanatları, gaga, boyun ve kuyruklarından oluşan hayvansal motifler), hatayî ler (stilize bitkisel motifler), bulutlar (menşeini eski Çin sanatından alan stilize bulut formları) ile geometrik şekillerdir. Bunlara ilâveten, tezhiplerin kenar hatlarından sayfa dışına doğru sivri uçlar şeklinde uzanan renkli veya altınlı tığ lar, tezhip motiflerini tamamlayıcı süslemelerdir. Türk tezhip sanatını devirlere göre dört ana grupta toplamak mümkündür: Selçuklu ve Beylikler Devri tezhibi, Osmanlı Erken Devir tezhibi, XVI. yüzyıl Klâsik Devir tezhibi ve Batılılaşma Dönemi rokoko tezhibi. 13

14 Fatih in özel kütüphanesine ait bir kitaptan tezhipli başlık (Köprülü Küt. 1419)

1720 tarihli bir kıyafet albümünden, Sultan II. Süleyman ve Silâhdarları (Paris, Bibi. Nat. Od. 6) 15

Anadolu Selçukluları ve Beylikler döneminde yapılmış İlmî eserler ve Kur an lar, tezhip sanatımızın en eski ve önemli örnekleri arasında yer alır. XIII. Yüzyıl da medeniyet ve sanatlarının zirvesine erişen Selçukluların başkentleri ve aynı zamanda önemli sanat merkezleri olan Konya da, Selçuklu Sarayına bağlı sanatkârların yarattıkları zengin, fakat o nisbette sade ve olgun süslemeli şaheserler, Konya stili denilebilecek bir üslubun en güzel örnekleridir. Selçukluların büyük devlet adamlarından ve hayırsever bir kişi olan Sâhib Atâ Fahreddin bin Ali nin, hattat ve müzehhiblerin çalıştığı bir nakışhanenin sahibi olduğu, tezhip nakışhanelerinin saraya veya önemli makamlara bağlılığını gösteren bir kayıt olup, o döneme ait bir yazma eserin zahriyesinde yer almaktadır.' 1 OsmanlI lardan büyük ilgi ve teşvik görerek parlayan tezhip sanatında XV. yüzyıl, Türk tezyinat tarihinin en renkli, olgun ve zevkli dönemlerinden birini teşkil eder. Anadolu Selçuklu imparatorluğu zamanında kurulmuş saray nakışhanesi an anesi, OsmanlI lar döneminde de devam etmiş, Bursa, Edirne ve 1453 ten sonra İstanbul gibi başkentlerin saraylarında kurulan nakışhaneler, özellikle Fatih in 1451-81 yılları arasındaki saltanatı süresince sayısız ve mükemmel eserler vermişlerdir.'21 İlim ve sanat aşığı, ince ruhlu bir padişah olan Fatih Sultan Mehmed in yeni sarayında kurduğu nakışhanenin baş sanatkârı olan Özbek asıllı Baba Nakkaş nezaretinde Fatih in özel kütüphanesi için yapılan eserler, fevkalâde incelikte tezhiplenip şahane süslemeli ciltler İçerisinde padişaha sunulmuştur. Mecmaül Acaip (İst. Üniv. Küt. F. 1423), Fatih Devri saray nakışhanesinin en tipik örneğini teşkil eden bir albümdür. Yine aynı devir süslemelerini ihtiva eden bir diğer önemli eser, Peygamberimiz Hadislerinin Fatih in özel kütüphanesi için yazılmış nüshası olan bir kitaptır. (İst. Süleymaniye Küt. Fatih 2667). Devrin eşsiz üstadı Baba Nakkaş atölyesinde yapılan sanatkârane eserlerin incelik dolu özellikleri o dönemin sanatkârınca öylesine benimsenmiştir ki, bu devirde yapılmış cami ve türbe nakışları, kitap süslemelerinin bir nev i büyütülmüş formları olarak karşımıza çıkmaktadır. OsmanlI imparatorluğunun en parlak ve kudretli dönemi olan XVI. yüzyılda yaratılan şaheserler, ince Türk zevkini yansıtan ve hepsi aynı ruha sahip zarif örnekler olarak, Klâsik Devir Osmanlı Türk süslemesinin en güzel temsilcileridir. Klâsik tezyinatın ana renklerini oluşturan canlı bir lacivert zemin üzerinde altınlı rûmller ve rengarenk çiçek motifleriyle süslü ince tezhipll ve halkârlı yazma eserler, Kur - anlar, dua kitapları ve bunlara ilâveten minyatürlü albümler, cildler, hüsn-i hat örnekleri, çiniler, tahta oymalar, kumaşlar vb. bu dönemde meydana getirilen sayısız sanat eserlerinden sayabileceğimiz bazılarıdır. Türk süsleme tarihinin Baba Nakkaş kadar önemli bir diğer ustası da XVI. yüzyılda, Kanûnî Sultan Süleyman döneminin baş saray müzehhibi Karamemi dir. Sanatsever ve şair bir padişah olan Kanûnî nin Muhibbi mahlasıyla yazdığı şiirleri ihtiva eden Dîvan ını, yanındaki usta ve çıraklariyla birlikte tezhip ve tezyin eden üstad Karamemi, bu şaheserde halkâr tarzında birbirinden nefis tezhip ve çiçek süslemeleriyle dolu yüzlerce sayfanın yaratıcısı ve aynı zamanda XVI. yüzyıl Türk tezyinatında natüralist yeni bir tarzın da öncüsü olmuştur. Hâlen (İstanbul Üniversite Kütüphanesi No. 5467) de kayıtlı bulunan Dîvan ı Muhibbi de, ayrı motiflerden oluşan bini aşkın kompozisyon bulunur. Türk tezhibinde XVII. yüzyılın ilk yarısı XVI. yüzyılın devamı sayılabilir. Devrin sanatkârları bir önceki yüzyılın üstadlarının yolunda yürümüşlerse de, bir gerileme dönemi sayılabilecek devrin ikinci yarısından itibaren yapılan eserler sanat yönünden zayıf örneklerdir. Türk tezyinatında batı etkilerinin görülmeye başladığı XVIII. yüzyıl da, klâsik süsleme üslûplarından uzaklaşılarak, batının barok ve rokoko tarzlarının hâkim olduğu yeni zevk ve görüşler ortaya çıkmıştır. Tezyini sanatların her türünde, özellikle tezhipte ve çiçek motiflerinde çok benimsenen bu yeni üslûpla yapılan süslemeler, batıdaki emsallerine kıyasla daha sade ve hoş bir görünüş arzeder. Türk sanatkârının kendi milli zevklerinin katkısıyla oluşan bu Türk ruhlu eserler, böylece ortaya çıkan bir Türk rokokosunun en güzel temsilcileridir. Bu yüzyılda ayrıca Edirnekâri denilen, Edirne, İstanbul, Diyarbakır ve Bursa gibi şehirlerde yapılan rengârenk nakışlı ve çiçekli lâke eserler de tezyinatımızda geniş yer tutmaktadır. Edirnekâri tarzının en güzel örneklerinden birisi olan Şükûfename (Fatih, Millet Küt. No. 1307) ihtiva ettiği tek çiçek ve buket kompozisyonları itibariyle önemli bir albümdür. Natüralist çiçek minyatürlerinin yaratıcıları arasında sayabileceğimiz en önemli iki sanatkâr ise, tezhip ve lâke ustası olarak bilinen Ali Üsküdâri ile çiçek ressamlığının yanısıra usta bir minyatürcü olan Abdullah Buharî dir. Özellikle Ali Üsküdâri nin Gazeller (İst. Üniv. Küt. T. 5650) adlı şiir kitabında yer alan çiçek tasvirleri XVIII. yüzyıl rokoko tarzının en güzel örneklerini oluşturur. XIX. yüzyılın tezhibli eserleri, genellikle klâsik üslubun asaletini kaybetmiş, kalitesi düşük ve zayıf örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.

>s. - " - / * * :î W / l i i ' ı * J B & / * A l S IC- -» -._ rvr> v ^ JJ: f y / J f r J İ s / -E 7 ^ v ik C /t 'J y ji > * u _ ya v y f «? i f a r. I / yi** >. - 'Ç / P : djfojuzsjiiy İJ- W ' l ' H J^ i j b > f s ' J jl J > Û t's } } j^ S i J*Ş Ü J - S fs is» * /* V * sj)j* $ * * * * j j f j j ^ ' *,j? r ' * ;.. y; ' ~ r * ı } t j. ı j, s! s * ) >*. * 10 Firdevsî Şâhnâmesi nin Türkçe tercümesinden minyatürlü bir sayfa (XVI. yy.) (N.Y. Public Library, Spencer Coll. Turkish Ms. 1)

TÜRK MİNYATÜR SANATI Türkler'de eskiden nakış tabir edilen minyatür, yazma kitaplar içine, kağıt veya parşömen üzerine ince ve ayrıntılı bir tarzda renkli olarak yapılan küçük boyutlu resim ve portrelere verilen bir addır. Bu tarzda nakış, yani minyatür yapanlara nakkaş denilmiştir. Türkler de resim ve minyatür sanatının çok eski bir tarihi olup, Orta Asya da VIII. yüzyıldan itibaren medeniyet ve sanatta büyük varlık gösteren ve en eski Türk kavimi olan Uygur lara kadar uzanır, islâmiyetten önce Uygur ların geliştirdikleri resim sanatı, islamiyetten sonra da çeşitli yollarla Anadolu ya intikal etmiştir.13 Anadolu Selçukluları dönemine ait minyatürlü eserlerden en önemlileri, Dioscorides in Materia Medica adlı bilimsel konulu eserinin arapça tercümesi olan 1224 tarihli Kitab-ül Haşâyiş (Süleymaniye Küt. Ayasofya 3702, 3703, 3704) ile, XIII. yüzyıl başlarında Konya da yapılmış Varka ve Gülşah (Topkapı Sarayı Müzesi, H. 841) adlı minyatürlü bir mesnevî dir. Selçukluların parçalanıp dağılmasından sonra ortaya çıkan Beylikler Devri nde ve Osmanlılar ın ilk kuruluş dönemlerindeki resim sanatı hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Fatih Sultan Mehmed devriyle birlikte İstanbul daki saray nakışhanesi nde başlayan ve gelişen sanat faaliyetlerinin en önemlileri; İtalya dan davet edilen Gentile Bellini, Constanzo da Ferrara gibi ünlü üstadların yaptıkları portreler ile bu yabancı sanatkârların yanında yetişen Bursalı Sinan Bey ve yine Bursalı Şiblizade nln bıraktığı eserlerdir. Fatih in gül koklayan ünlü portresi (T.S.M. H. 2153) Sinan Bey in eseridir. Yine aynı döneme ait ve Mehmed Siyah Kalem e atfolunan Fatih Albümü (T.S.M. H. 2153, 2160) üslûp ve kompozisyon bakımından Uygur resmiyle benzerlikler taşıyan çeşitli minyatürler ihtiva eden önemli bir eserdir. Türk süsleme sanatının en olgun ve parlak dönemini teşkil eden Kanûnî Sultan Süleyman devrinde, sayıca pek çok resimli eser hazırlanmıştır. Yerli sanatkârların yanısıra, imparatorluğun dört bir yanından getirilerek saray nakışhaneslnde çalıştırılan yabancı sanatkârların yarattıkları eserlerle, minyatürde değişik üslûplar ortaya çıkmıştır. Kanûnî devrine ait çok çeşitli eserler arasından sıralayabileceğimiz en önemlileri şunlardır: Süleymanname (T.S.M. H. 1517), Arîfî tarafından manzûm birşâhnâme tarzında yazılarak saray atölyesindeki nakkaşlarca resimlenen bu eser, Kanûnî nin 1520 de tahta çıkışından itibaren 1558 yılına kadar meydana gelen olayları anlatır. Devrin sanatkâr ve âlimlerinden Matrakçı Nasuh tarafından yazılarak resimlenen bir diğer Süleymannâme ise iki bölümden müteşekkil olup; birinci bölümde Barbaros Hayreddin Paşa nın 1543 yılında Akdeniz limanlarına seferi anlatılır; ikinci bölümde ise Kanûnî nin Macaristan seferi sırasında geçilen ve konaklanan yer ve şehirler resmedilmiştir. Eserlerinde sadece tabiat ve şehir manzaralarını tasvir eden Matrakcı nın Türk resim tarihinin şaheseri sayılabilecek bir başka eseri de, Kanûnî nin 1534 de ki Irak seferini anlatan Beyan-ı Menâzil-i Sefer-î IrâkeyrTdlr. (İst. Ünlv. Küt. No. T. 5964). XVI. yüzyılın saymakla bitirilemeyecek resimli eserleri arasında bulunan bir diğer kitap, Yavuz Sultan Selim in hayatını anlatan ve tasvir eden mesnevi tarzındaki Selimnâme dir. (T.S.M. H. 1579-98). Ayrıca, devrin portre ressamı olarak bilinen Nigârî, Barbaros Hayreddin Paşa, Kanûnî ve II. Sellm e alt portreleriyle ün salmıştır. (T.S.M. H. 2134). Bütün bu saydığımız minyatürlü eserlerde, devrin önemli olayları, tarihî konular, savaşlar ve seferler, şenlikler vb. bir renk ve kompozisyon uyumu arzeden muhteşem tablolar halinde tasvir edilmiştir. İran minyatürlerinin hayalci ve edebî konularına karşın, Türk minyatüründe daima gerçek hayatı yansıtan tasvirler sade, ferah bir üslûp ve canlı renklerle İfade edilmiştir. XVI. yüzyılın ikinci yarısında da Türk minyatür sanatı bu yüzyılın başındaki parlaklığını ve verimliliğini sürdüren bir dönem olarak dikkati çeker. Devrin en önemli eserlerinden birini oluşturan iki ciltlik Hünernâme nin (T.S.M. 1523-25) 1584 tarihli ilk cildinde, Selçuklulardan itibaren Yavuz Sultan Selîm e kadar uzanan tarihî olaylar anlatılır; 1588 tarihli ikinci cildinde ise Kanûnî devrinin önemli olayları tasvir edilmektedir. Eserin yaratıcıları arasında devrin ünlü üstadı Nakkaş Osman da bulunmaktadır. Kıyafet el-insânîye fî Şemâ il el-osmânîye, (T.S.M. H. 1563) Nakkaş Osman ın bir diğer önemli eseri olup, Osman Gazl den itibaren Sultan III. Murad devrine kadar 12 padişahın minyatürlerini ihtiva eder. 1582 tarihli Surnâme-i Hümâyûn (T.S.M.H. 1344) ise, Sultan III. Murad ın oğlu Şehzade Mehmed in sünnet düğünü şenliklerini en ince ayrıntılarına kadar tasvir eden bir minyatür albümüdür. XVI. yüzyıl sonlarının en büyük eseri ise, başta Nakkaş Haşan Paşa ve Nakkaş Osman olmak üzere devrin nakkaşları tarafından hazırlanan altı ciltlik Siyer-i Nebî dir. 1., 2., ve 6. ciltleri halen Topkapı Sarayı Kütüphanesinde (H. 1221, 1222, 1223) bulunan bu kitap, Hz. Muhammed in hayatını 800 ü aşkın minyatürle tasvir eden bir şaheserdir.

XVII. yüzyıl sonlarında yapılmış bir gül (Paris, Bibi. Nat. Od. 26) XVII. yüzyıl başlarında Sultan I. Ahmed le devam eden minyatürdeki klâsik devir tarzı, XVII. ortasına kadar sürmüştür. Dönemin en ünlü eserleri arasında Kalender tarafından hazırlanan Sultan I. Ahmed Albümü (T.S.M. B. 408) ve yine Kalenderin hazırlayarak I. Ahmed e sunduğu bir fal kitabı olan Falname (T.S.M. H. 1703) sayılabilir. XVIII. yüzyıl da Türk resim sanatı, süslemede olduğu gibi batı etkilerine yönelen yeni üslûpta eserlerin yaratıldığı renkli ve canlı bir dönemi teşkil eder. Bu yüzyıl başlarında Sultan III. Ahmed döneminde, saray nakışhaneslnde çok değerli minyatür albümleri hazırlanmıştır. Minyatürlerin çoğunun sanatkârı, devrin saray başnakkaşı Edirneli Abdülcelil Çelebi dir. Eserlerinde Levnî mahlasını kullanan bu büyük üstadın çeşitli tarzdaki minyatürleri, onun sanat kudretini en açık şekilde ortaya koyar. Levni nln en ünlü eseri olan Surname-i Vehbî (T.S.M. A. 3593) 1720 tarihinde Sultan III. Ahmed şehzadelerinin sünnet düğünü şenliklerini canlı tasvirlerle anlatan, eşsiz bir albümdür. Levnî ye ait bir diğer önemli eser, 1710-1720 yılları arasında yapılmış, çeşitli kadın ve erkek tiplerini canlandıran 43 minyatürlü bir albümdür. (T.S.M. H. 2164). Ayrıca, Osman Gazi den Sultan III. Ahmed e kadar 29 padişahın portrelerini ihtiva eden Silsilename, (T.S.M. A. 3109) Levnî nin minyatür sanatı ile portre ressamlığını birleştirmekteki ustalığının en güzel bir örneğini teşkil eder.

XVIII. yüzyıl Rokoko tarzında yapılmış bir çiçek minyatürü XVIII. yüzyıl ortalarında yetişen ve Levnî kadar önemli diğer bir nakkaş da Abdullah Buhârî dlr. Aynı zamanda çiçek ressamı olan Buhârî nln hazırladığı bir albümde (İst. Üniv. Küt. T. 9364) batı resmine benzer tarzda tek kadın ve erkek figürleri yer alır. Bu yüzyılın ve Türk minyatür sanatının son döneminin önemli bir diğer eseri ise, 1793 tarihli ve şair Fâzıl Enderûnî nln mesnevi tarzındaki şiirlerini ihtiva eden Hubannâme ve Zenannâme dir (İst. Üniv. Küt. T. 5502). Çeşitli memleketlerin kadın ve erkeklerinin manzaralı tablolar içinde tasvir edildiği eser, aynı zamanda devrinin bir kıyafet albümü niteliğini taşır. Türk Sanatları içerisinde geniş bir yere sahip olan 20 tezhip ve minyatür konusuna dair ancak bir özet mahiyetinde verebildiğimiz bilgilerden de görüleceği gibi, süsleme sanatımız memleketimizin parlak geçmişinin izlerini aksettirir. Örnekleri Türk müze ve kütüphanelerinde olduğu kadar dünya koleksiyonlarında da büyük özenle saklanan Türk tezyinatına tam anlamıyla sahip çıkacak, onu günümüzde yaşatmaya devam edecek toplulukların çoğalması, bu eşsiz sanatımızın gelecek yüzyıllara aktarılması yönünden gereklidir. Bu da, kendi öz kültür ve sanatımızı gönülden benimseyerek onu büyük kütlelere ve özellikle genç Türk nesline tanıtacak ve sevdirecek kuruluşlarımız sayesinde gerçekleşebilecektir.

Dipnotlar : '' T ü rk Tezhip Tarihine Giriş, Ord. Prof. Dr. A.S. Ünver Fatih Devri Saray Nakışhanesi Ord. Prof. Dr. A.S. Ünver, İst. 1958 0) Eski Kitapçılık Sanatlarımız İsmet Binark, Ankara -1 9 7 5 Kaynaklar: A. Süheyl Ünver, Altınla Yapılmış Tezhipli Eserlerimiz, THY Magazin, 1974 A. Süheyl Ünver, Fatih Devri Saray Nakışhanesi, İstanbul 1958 A. Süheyl Ünver, Müzehhib Karamemi, İstanbul, 1951 Filiz Çağman - Zeren Tanındı, Topkapı Sarayı Müzesi Islâm Minyatürleri, 1st. 1979 Filiz Çağman, Türk Minyatür Sanatının İslâm Sanatındaki Yeri, Islâm Sanatında Türkler, 1st., 1976 A. A kar-c. Kesklner, Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İst., 1978 Mine EsinerÖzen, Yazma Kitap Sanatları Sözlüğü, İst., 1985 ismet Binark, Eski Kitapçılık Sanatlarımız, Ankara, 1975 Yıldız Demiriz, OsmanlI Kitap Sanatında Naturalist Üslûpta Çiçekler, 1st., 1986 21 Taha Toros Arşivi