OSMANLI DİPLOMASİSİ TAR301U KISA ÖZET

Benzer belgeler
OSMANLI DİPLOMASİSİ ABDULLAH BDEM

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

Dersin Haftalık İçeriği. * Diplomasinin Gelişimi * Diplomasinin Kurumları * Diplomasi Türleri

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Osmanlı Diplomasi Tarihi Kurumları ve Tatbiki

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

TARİH BÖLÜMÜ LİSANS DERSLERİ BİRİNCİ YIL

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

3. 18.yy da Grek ve Dakya projesi ile Osmanlıyı paylaşmayı planlayan Avrupalı iki devlet aşağıdakilerden hangisidir? I. Rusya. II.

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

TÜRK BİLİMLERI VE ÇAĞDAŞ ASYA BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. ID Başlık ECTS

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

9. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Madde I (değiştirilen 7 nci madde) Para birimi Birlik senetlerinde kullanılan para birimi, Uluslararası Para Fonu (IMF) hesap birimidir.

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI VE İNSAN HAKLARI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar.

ESKĠġEHĠR OSMANGAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ, TARĠH BÖLÜMÜ DERS ġablonu (ÖĞRETĠM PLANI / MÜFREDAT)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

(Resmî Gazete ile ilânı : 28. V Sayı: 7218) Kabul tarihi 5394 < 24. V. 1949

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23956)

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

DIŞ İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

TürkiyeEnerjiForumu. Enerji profesyonellerinin vazgeçilmez doruğu 12.yaşında! ANTALYA Nisan Club Med Palmiye, Kemer

Dr. SALİH OKTAR. TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m )

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

SAĞLIK HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 21

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı:23360)

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

İÇİNDEKİLER. 1. Başkent Mülki Protokolü İl Protokolü İlçe Protokolü Kasaba ve Köy Protokolü 52

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM)

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

İŞLETME VE İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Tel: / e-posta:

Ticaret ve Devlet. 21 Kasım 2017

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

KALEM MEVZUATI ADL108 KISA ÖZET

ELEVATÖRLER-KONVEYÖRLER SEKTÖR NOTU

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ... iii GİRİŞ...1 ÖRGÜTLERDE İNSAN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ...9

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

Lozan Barış Antlaşması

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

ORDU BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ VE KARARLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

TARİHİN BİLİİMİNE GİRİŞ

DİASPORA - 13 Mayıs

1. HAFTA TEMEL KAVRAMLAR

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Transkript:

OSMANLI DİPLOMASİSİ TAR301U KISA ÖZET

DİKKAT Buarada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1

1.ÜNİTE Diplomasi Tarihi ve Geçirdiği Dönemler Günümüzdeki genel anlamıyla devletlerarasındaki ilişkilerin yürütülmesi olan diplomasi, tarihî süreçte yaşanan siyasî, iktisadî ve sosyal gelişmelere paralel olarak belli bir değişim ve dönüşüm geçirerek bugünkü şeklini almıştır. İnsanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar giden diplomasinin geçirdiği bu evrimleşme sürecine ve aşamalara geçmeden önce, kavram analizi yaparak diplomasinin ne olduğunu tespit etmek gerekir. Zira diplomasi kelimesi etimolojik anlamından bugünkü muhtevayı kazanmasına kadar geçen süreçte farklılıklar arz etmiştir. DİPLOMASİ KAVRAMI Diplomasi kavramının kökeni Grekçedir. Grekçedeki di-plomadan türetilen diplomasi, asıl olarak ikiye katlanmış anlamına gelmektedir. Fakat diploma, daha sonraları el yazısıyla yazılmış ve ikiye katlanmış kâğıt, belge mânâsında kullanılmaya başlanmıştır. Diplomasinin kazanmış olduğu bu anlam konumuz açısından önemlidir. Bilindiği üzere taraflar arasındaki diplomatik faaliyetlerin nihaî sonucu olarak bir anlaşma yapılır, bu metin hâline getirilir ve üzeri imzalanırdı. Diplomasi, uluslararası siyasetin resmî yollarla uygulamaya aktarılması sürecine denir. GEÇİCİ/TEK YANLI DİPLOMASİ Tarihî süreçteki bilinen belli başlı bölgeler ve milletlerdeki Geçici/Tek Yanlı Diplomasinin uygulanmasıyla örnekler ilgili çalışmalarda zikredilmektedir. Fakat bunlar öyle homojen bilgiler olmayıp, çok dağınık ve karmaşık olarak geçmektedir. Ayrıca ilgili bilgiler genel olarak Avrupa ile Ortadoğu coğrafyasında yoğunlaşmaktadır. Mevcut bilgileri daha sistematik ve anlaşılır bir şekilde ele almaya gayret etmekle birlikte, ilgili kaynaklarda geçmeyen diğer bölgelerdeki diplomasi örneklerine de yer verilmektedir. Diplomasi tarihinin birinci dönemi, Geçici/Tek Yanlı Diplomasi olarak adlandırılmaktadır. Yukarıdaki satırlarda da izah edildiği gibi, tarihin en eski dönemlerinde başlayarak ve takriben XV. yüzyıla kadar devam eden süreçte icra edilen Geçici/Tek Yanlı Diplomasiye aynı zamanda Latince karşılığı olan Ad Hoc Diplomasi de denmektedir. Türkçe karşılığı bunun için ve bu amaçla anlamlarına gelen Ad Hoc, sürekli olmayıp, sadece belirli bir görevin yerine getirilmesini ifade eden diplomasi olarak kavramsallaştırılmıştır. Kadim Doğu da Diplomasi Bu genel bilgilerin dışında diplomasi tarihi hakkında en eski belge yine bu bölgeden çıkmıştır. Hititler (MÖ. 1650-MÖ. 1180) ve kadim Mısırlılar (MÖ. 3000-MÖ.670) arasında MÖ. 1285 yılında cereyan eden Kadeş Savaşı nı sona erdiren Kadeş Antlaşması, diplomasi tarihinin bugün bilinen ilk vesikası olma özelliğine sahiptir. MÖ. 1278 yılında imzalanan ve orijinali Akadca olan bu antlaşmanın kil tablete basılmış bir kopyası Hitit İmparatorluğu nun başşehri Hattuşa da 1906 yılında bulunmuştur. Diplomasi tarihinin bilinen ilk antlaşması, Hititliler ve Mısırlılar arasında MÖ. 1285 yılında imzalanan Kadeş Antlaşması dır. Yine bu dönemlerde bölge devletleri arasında mektuplaşmaların vuku bulduğu da bilinmektedir. Siyasî özellikler taşıyan bu mektuplara Amarna denilmektedir. Roma İmparatorluğu nda Diplomasi İnsanlık tarihinin en önemli ve etkili imparatorluklarından biri olan Roma İmparatorluğu nda da (MÖ. 750 - MS. 476) diplomasinin var olduğu; fakat Roma daki diplomasinin, Greklerdeki kadar ilerlemediği bilinmektedir. İlk etapta tezatmış gibi görünen bu tespitin izahı oldukça dikkat çekicidir. Bu durum, ilgili kaynaklarda Roma nın devlet yapısıyla alakalı şu üç nedenle izah edilmektedir. 2

Birincisi; Roma İmparatorluğu nun çok kuvvetli ve dinamik bir askerî güce sahip olması; buna dayanarak fetihçi bir siyaset takip etmesi ve bunu başta komşuları olmak üzere diğer devletlere kabul ettirmesiydi. Roma nın hâkimiyetini doğrudan askerî yolla sağlamasından ve komşularıyla olan meselelerini yine bu şekilde çözmesinden dolayı; daha da önemlisi, bu üstün askerî gücünden dolayı çevresindeki devletleri kendisiyle eşit görmediği için diplomasiye ihtiyaç duymamıştır. Roma da diplomasinin gelişmemesindeki ikinci neden, imparatorluğa hâkim olan iktisadî yapısıyla alakalıdır. Son neden ise, Roma İmparatorluğu nun geniş bir coğrafyada hâkim güç olarak kendi dilini ve kültürünü dayatmasıydı. Bu dayatma diğer toplumların ister istemez Roma nın birer uydusu hâline getirmiştir. Fetialis Kurulu, diplomatik görüşmeler neticesinde imzalanan antlaşmaların saklanması, protokol sorunlarının çözüme ulaştırılması ile savaşın ilan edilmesi ve barışın yapılması gibi belli işlerle uğraşmak için Roma da ilk olarak kurulmuştur. Çin de Diplomasi Medeniyet tarihinde eski ve önemli bir yere sahip olan Çin in diplomasi tarihi ve geleneği de, buna paralel olarak oldukça eskidir. Takip edilebildiği kadarıyla Çin diplomasisinin oluşması ve gelişmesi, Grek ve Roma diplomasilerine bir hayli benzemektedir. Özellikle de MÖ. VIII. ve MÖ. V. yüzyıllar arasındaki Çin diplomasi geleneği, eski Grek diplomasi pratiği ile benzer özellikler taşımaktadır. Çin diplomasisinde kurum olarak dikkatleri çeken Resepsiyon Bölümüdür. Bu kurum, dışarıdan gelen elçi heyetlerin kabul edilmesi, hediyelerin ve vergilerin verilmesi, bunların Çin e geliş gidişlerinin nasıl olması gerektiğine dair ayrıntılar gibi hususlarla ilgilenirdi. Kotow, yabancı elçilerin Çin İmparatoru nun huzuruna çıktıklarında giydikleri ve imparatorunun kendisine gelenleri aşağılaması anlamına gelen bir tür kıyafet. İran da Diplomasi Kadim tarihe ve geleneğe sahip olan İran da diplomasi, coğrafyasının şartlarına göre oldukça önemli bir araç olarak buraya hâkim olan devletler tarafından kullanılmıştır. Nitekim İran ın, Avrupa ile Asya arasında bir köprü ve Anadolu nun tabiî bir uzantısı olan kadim kavimler göçünün cereyan ettiği bir koridor olması hasebiyle, sürekli olarak mücadele alanı olmuştur. Ayrıca kadim İpek Yolu nun en önemli noktalarına da sahip olması aktif diplomasi için önemli bir neden teşkil etmiştir. MÖ. VI. yüzyılda Pers İmparatorluğu ile başlayıp Safevî ve ardılı devletlere (1501-1925) kadar bölgede kurulan bütün devletler, diplomasiyi önemli bir devlet geleneği olarak uygulanmıştır. Eski Türklerde Diplomasi Türklerin Müslüman olmasından önceki devletlerinde geçici diplomasi tıpkı diğer, kadim toplumlar gibi fazlasıyla icra edilmekteydi. Hatta diplomatik faaliyetleri yürüten dış işleri dairesinden dahi bahsedilmektedir. Göktürklerde (552-744) ve Uygurlarda (742-840) diplomatik temaslar, bitikçi, ılımgacı ve tamgacı diye adlandırılan görevliler tarafından yürütülürdü. Göktürkler bulundukları konum itibarıyla Sasaniler ve Bizanslılarla, karşılıklı olarak gönderdikleri elçilerle diplomatik temaslar yapmaktaydılar. Müslümanlarda Diplomasi Tıpkı diğer kadim devletlerde olduğu gibi, farklı tarihlerde tarih sahnesine çıkan İslâm devletlerinde de aynı şekilde gelişmiş bir diplomatik gelenek vardı. Bunun nedenleri üç maddeyle izah edilmektedir: Öncelikle teorik bağlamda Kur ân-ı Kerim in barışı teşvik etmesi 3

önemli bir nedendir. İkinci olarak, yine Kur ân-ı Kerim in diğer toplumlarla ilişkileri geliştirmekle alakalı bazı ayetleri içermesi bu bağlamda etkili olmuştur. İslâm öncesinde Araplarda da, özellikle de Mekke de gelişmiş bir diplomasi geleneğinin bulunması da, üçüncü nedendir. İslâm tarihindeki ilk diplomatik faaliyetleri bizzat Hz. Muhammed tarafından gerçekleştirilmiştir. Hz. Muhammed, 622 yılında Medineli Müşrikler, Yahudiler ve Müslümanlar arasında yaptığı antlaşma bu bağlamda zikredilecek en önemli ilk örnektir. Medine Vesikası denen bu antlaşmayla, eskiden beri aralarında çatışma bulunan toplumlar barıştırılmış ve yeni bir toplumsal düzen inşa edilmiştir. Yine Hz. Muhammed, 628 yılında Medine toplumu adına Mekke deki Kureyş yönetimi adına Süheyl bin Amr la bizzat müzâkere yaparak neticesinde ilk antlaşma olan Hudeybiye Antlaşması nı imzalamıştır. İslâm tarihinin henüz daha ilk yıllarında başlayan bu diplomatik pratikler, daha sonraki dönemlerde de gelişerek devam etmiştir. Dört Halife Dönemi diye adlandırılan Hz. Ebubekir (632-634), Hz. Ömer (634-644), Hz. Osman (644-656) ve Hz. Ali (656-661) dönemlerinde aynı şekilde İslâm a davet ve barış antlaşmaları yapmak üzere elçiler görevlendirilmiştir. Selçuklularda Diplomasi En önemli ve etkili Müslüman Türk devletlerinden birini çok geniş bir coğrafyada kuran Selçuklular (1040-1308), diplomasiyi etkin bir şekilde kullanmışlardır. Bu bağlamda gerek İslâm öncesi Türk diplomasi geleneği ve gerekse İslâm diplomasi geleneği önemli bir alt yapı sağlamıştır. Büyük Selçuklu Devleti, başta Abbasî Devleti olmak üzere Bizans İmparatorluğu ile diplomatik temaslara sahipti. Elçilerin özellikleri ve görevleri hakkında Selçuklu vezirlerinden Nizâmülmülk meşhur eseri Siyâsetnâme de önemli tespitlerde bulunmaktadır. SÜREKLİ DİPLOMASİ Diplomasi tarihinin ikinci dönemi Sürekli Diplomasidir. Sürekli Diplomasi, devletlerarasındaki diplomatik temasların yürütülmesi veya duruma göre sorunların yurt dışında sürekli olarak istihdam edilen elçiler tarafından halledilmesine matuf faaliyetler olarak ifade edilebilir. Sürekli Diplomasi, takribi olarak XV. yüzyılda bugünkü İtalya üzerinde bulunan Venedik ve Ceneviz gibi şehir devletleri tarafından uygulanmaya başlanmış ve XIX. yüzyıldan itibaren de kademeli olarak bütün devletlere yayılmıştır. Sürekli diplomasiye geçişin en önemli göstergesi olan daimi temsilci bulundurmaya başlanmasının ilk örneklerine İtalyan şehir devletlerinde rastlanmaktadır. Nitekim bunlar henüz daha XI. yüzyıldan itibaren Filistin de, Suriye de, Mısır da ve İstanbul da potestas ve bailo denen konsoloslukları açmaya başlamışlardı. Asıl itibarıyla ticarî işlev gören bailo, bugünkü anlamda konsolosluktur. Bu diplomasi tarihi açısından oldukça önemli bir yeniliktir. XIX. yüzyıl diplomasi tarihi açısından bambaşka bir yere sahiptir. Bu yüzyıl, diplomasinin altın çağı olarak adlandırılmıştır. Sürekli Diplomasinin doğduğu ve geliştiği Avrupa, Birinci Dünya Savaşı nın sonuna kadar Avrupa diplomasinin merkezi olarak kalmıştır. SÜREKLİ DİPLOMASİ DEKİ YENİLİKLER Sürekli diplomasiye geçişle birlikte diplomasi alanında önemli yenilikler yaşanmıştır. Bunlardan en önemli protokol uygulaması olmuştur. Devamında ise yeni diplomasi türleri ortaya çıkmıştır. Protokol Uygulaması Sürekli diplomasiye geçişle birlikte protokol uygulaması da başlamıştır. Belli merkezlerde bulunan daimî elçilerin sayısının artması böylesi bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Daha önceki dönemlerde böylesi protokol sorunlarıyla pek karşılaşılmamıştır. Zira Katolik Kilisesi nin hâkim olduğu yüzyıllarda haneden mensuplarının sıralamasını kendisi yapmaktaydı. Fakat kilisenin kuvvet ve kudretinin azalmaya başlamışsa birlikte kimin önde 4

olacağı ve dolayısıyla diplomatik sıralamanın nasıl olacağı, tartışma konusu olmuştur. Bu tartışma 1815 Viyana Kongresi ne kadar sürmüştür. Bu kongrede ilgili devletlerin diplomatik temsilcilerinin sınıf ve dereceleri belirlenmiştir. Viyana Kongresi nde kabul edilen tüzüğe göre diplomatik temsilciler üçe ayrılmıştır: 1. Hükümdarlar yanına gönderilen Büyükelçiler ve Papa nın elçisi Legalar 2. Hükümdarlar yanına gönderilen Ortaelçiler ve diğer temsilciler 3. Dışişleri Bakanları yanına gönderilen Maslahatgüzârlar Ardından imzalanan 1818 Aix-La Chappelle Protokolü, bu diplomatik temsilcileri şu şekilde belirlemiş ve dördüncü bir sınıfı daha eklemiştir: 1. Büyükelçiler ve Legalar 2. Ortaelçiler 3. Mukimelçiler 4. Maslahatgüzârlar Zirve Diplomasisi Devletlerarasındaki ilişkilerin elçilerin yanı sıra, duruma göre bunların doğrudan ilgili devletlerdeki en üst seviyedeki karar alıcıları olan hükümdarlar veya devlet başkanları tarafından yürütülmesine zirve diplomasisi denmektedir. Özellikle de XIX ve XX. yüzyılda sıkça müracaat edilen bu tarz diplomaside ilgili hükümdarlar, asıl amaçlarını gizleyerek daha ziyade turistik gezi kapsamında yabancı devletleri ziyaret etmektedirler. Çok Taraşı Diplomasi Aralarındaki bir sorunu çözmek için bütün tarafların bir araya gelmesiyle yapılan diplomasiye, Çok Taraşı Diplomasi denmektedir. 1618-1648 Otuz Yıl Savaşları nı bitiren 1648 Westphalia Antlaşması yla ilk defa uygulanan bu diplomasinin temel özelliği, Avrupa da bulunan Protestan ve Katolik bütün devletlerin hemen hemen hepsinin katılmasıyla gerçekleştirilmesi ve Avrupa nın temel meselelerinin ele alınarak halledilmesidir. Katolik temsilcilerin Münster, Protestanlar ise Osnabrück şehrinde toplandığı taraflar, Otuz Yıl Savaşları nın sonunda imzalanan barış antlaşmasını belirlemişlerdir. Bu tür diplomasiye verilecek ikinci örnek Osmanlı Devleti nin de katıldığı Karlofça Kongresi dir. Çok Taraşı Diplomasi, daha sonraki yüzyıllarda daha ziyade savaşlar sonrasında yapılan barış görüşmelerinde uygulanmıştır. 1789 Fransız İhtilali nin neden olduğu kargaşanın ve Napolyon Savaşları nın (1796-1814) sonuçlarının izale edilmesi için toplanan 1815 Viyana Kongresi, Çok Taraşı Diplomasi de önemli bir yere sahiptir. Konferans Diplomasisi Avrupalı devletlerarasındaki bir takım sorunların toplantılar yoluyla çözülmesine, Konferans Diplomasisi denmektedir. Bu tür diplomasi daha ziyade 1815 Viyana Kongresi sonrasındaki süreçte uygulanmaya başlanmıştır. Avusturya Başbakanı Klemens von Meternich in (1773-1859), Fransa ya karşı Avrupa daki yerleşik düzeni kurtarma amacıyla diğer devletlerin hükümdarlarıyla ortak hareket etmesiyle ortaya çıkan bir diplomasi türüdür. Parlamenter Diplomasisi Birleşmiş Milletler Teşkilatı nın kurulmasının ardından oluşan yeni örgütlü sistem çerçevesinde, milletlerarası sorunların bazı uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla görüşülmesine Parlamenter Diplomasi denir. Özellikle de İkinci Dünya Savaşı nın (1939-1945) ardından ortaya çıkan BM ye bağlı kuruluşlar ile Avrupa Birliği gibi teşkilatların ilgili kuruluşları bu diplomaside etkin olmaktadırlar. 2.ÜNİTE Osmanlı Hariciye Teşkilatı KLASİK OSMANLI HARİCİYE BÜROKRASİSİ Osmanlı Devleti nin dış politika yapılanması Büyük Selçuklu, İlhanlı ve Memluklular gibi büyük devletler ile Anadolu da kurulmuş olan Anadolu Selçuklu Devleti ve onun yerine kurulmuş olan diğer beyliklerin etkisinde gelişmiştir. Bunun yanında bir uç beyliği olarak diplomatik ve ticari ilişkiler içinde olduğu Bizans, Venedik ve Cenevizlilerin de dış politika yapılanmasında 5

etkin olduğu görülmektedir. Beylik yönetiminden devlet yönetimine geçtikten sonra Osmanlılar Fransa, Avusturya (Alman İmparatorluğu), İngiltere, Hollanda, İspanya, İsveç, Rusya ve Prusya gibi ileri gelen Avrupa ülkelerinin dış politikalarıyla da yakından ilgilenmeye başlamıştır. Bu bakımdan Osmanlı Devleti nin dış politika yapılanması topraklarının genişlemesine paralel olarak sürekli kendi kendini yenilemekteydi. Divan-ı Hümayun ve Nişancı Osmanlı Devleti nin dış politikasının temelinde padişah vardır. Daha Osmanlılar uç beyliği halinde iken beyliğin üst yönetimi, Osman Bey, etrafındaki kumandanlar ve birkaç müşavirden oluşacak şekilde çok sadeydi. Orhan Gazi döneminde toprakların genişlemesi ve yeni devlet işlerinin çıkışı nedeniyle üst yönetim kurumsallaşmaya başlamıştır. Zamanla genişleyerek çok geniş bir alanda hüküm sürmeye başlayan Osmanlı Devleti nde dış politika, bir görevliye emniyet edilemeyecek derecede önemliydi ve bundan dolayı padişah, sadrazam ve Divan-ı Hümayun dış politika ile bizzat ilgilenirdi. Sonraları ise dış politikanın belirleyicisi olarak Babıâli ortaya çıktı. Osmanlıların dış politikaya ilişkin stratejileri ve konuları divanda tartışılır ve karara bağlanırdı. Konumuz açısından bakıldığında dış politikadaki yeri bakımından Divan-ı Hümayun un adeta bir genel sekreteri durumunda bulunan nişancının sorumlulukları pek çoktu. Divan-ı Hümayun dan çıkan kararların, kanunlar ve yazışma usulleri dâhilinde kaleme alınarak, gerekli yerlere gönderilmesi, nişancının görevlerindendi. Nişancının emri altında Divan-ı Hümayunun bütün yazı ve evraklarının işlerini birer kâtipler ve memurlar heyeti yürütmekteydi ki bunların baş sorumlusu da Reisülküttab (Reis Efendi) idi. Reisülküttab ve onun amiri olarak da namelere padişah mührünü basarak son tasdik formalitesini tamamlayan nişancı Osmanlı dış politikasında Dışişleri Bakanlığı görevini ifa etmişti. Reisülküttab İlerleyen dönemlerde Osmanlı devlet işlerinin saraydaki Divanda görülmesi yerine, 1654 yılından itibaren Sadrazamın Paşa Kapısı veya Bab-ı Asaf ve daha sonraları da artık genelde Bab-ı Âli denilen kendi makam ve emrindeki Sadaret bürolarıyla müstakil yere geçmiştir. XVII. yüzyılın sonlarına kadar Divan-ı Hümayun kâtiplerinin ve kalemlerinin başı olan reisülküttab Şilen Divan-ı Hümayun üyesi değilse de, kendisinin, yazışma ve divan işlerindeki bilgisi itibariyle önemi büyüktü. Reisülküttablar, protokolde dâhiliye nazırı sayılan- sadaret kethüdasından da sonra gelmekle beraber, devletin bilhassa karmaşık politik durumlara girdiği devirlerde sadrazamdan sonra en önemli görevliler olmuşlardır. Divan-ı Hümayun Tercümanları ve Görevleri Osmanlı Devleti ile Avrupalılar arasındaki ilişkiyi Divan-ı Hümayun Tercümanları sağlardı. Yabancı bir devlet elçisiyle yapılan görüşmelerde, imzalanan antlaşmalarda veya dışarıya gönderilen olağanüstü elçilerin yanında tercüman en önemli görevlilerden biriydi. XVI. yüzyılın ortalarına doğru Divan-ı Hümayun a yabancı dil bilen, Osmanlı tebaası Rumlar alınmaya başlandı. İstanbul Rum Patrikhanesi nin yönetimindeki bir okulla Kuruçeşme deki Rum Üniversitesi Rum gençlerini bu amaçla yetiştiriyor, onlara Rumca ve Fransızcanın yanı sıra Osmanlıca da öğretiliyordu. Zamanla Batılıların Feneryot, Osmanlıların Fener Beyleri dedikleri Divan-ı Hümayun Tercümanlarına bir takım ayrıcalıklar verildi. Divan-ı Hümayun Tercümanlığına XVII. yüzyılın ortalarından başlayarak Fenerli Rum ailelerinden ileri gelen kimseler atandı. Bunların en ünlüleri İskerletzadeler di. Divan-ı Hümayun Tercümanları dış devletlerden Babıâli ye gelen her türlü yazıyı Türkçeye, Batılı devletlere gönderilenleri de yabancı dile tercüme eder, yabancı elçilerle reisülküttabın görüşmelerinde tercümanlık yapar ve elçilere rehberlik ederlerdi. Tercümanlar İstanbul daki elçilerle ilişki içerisindeydiler. 6